7 Şubat 1937 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5

7 Şubat 1937 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

1 Şubat zümü SİYASİ TARİH TETKİKLERİ Italyanın Akdeniz politikası Krallık tam vahdet 1914 e kadar Yazan Büğün siyasi rejimi ve bihasta / çok sal d politikasile dünyanın nazanı dik- Kkatini celbeden, İtalya, Avrupanın büyük devletleri kanşınıştr. İngiltere, Franza, Rusya asıdanberi milli hududlar haricine ya Şilmağa başladıkları halde, — İtalyanlar henüz Ondukuzuncu asrin ilk yarcındı lli hududlara kavuşmak — ve mülli bi Gevlet idrerinde toplanmak için didin Mektedirler. Bu didinmenin son safhası ancık 1870 de Ramanın Papa hükimi Şetinden kurrarlarak, TE6I denberi f ea mercud İtslya - Koallığına hüküret dmerkezi yapılmasile nihayetleiyor (1). 1870 te istiklül ve itlihadını tamamlı arasına çok n İkalya, büyük Avrupa devleti olmak z Bu politika | gelitikasını takibe barlıyor. diç Amnilin tevirile inkiçaf ediyor: 1) coğrafi âmil 2) tarihi âmil 3) ekonomik âmil Filkakika coğrafya bakımından İ dopraklarıın yalnız bir cepbesile değil fakat üç cephesile ve tam manasile bir| “Akdeniz devletidir. — İlalya yarmadanı “Akdenizde kirmen merkezi bir vaziyı dir. Sicilya adasile şimali Afrikaya doğ- Pu uzanır, Tumala bu ada arasında an ak 140 kilemetroluk bir metafe vardır. Bu vaziyet, İtalyayı bir Akdeniz por| Kitkarına sürüklemek için ilk sebebdir. Tarhi âmil, bu sebebi / tamamlayıcı amahiyettedir. İtalya, kendini, eski devrin| yaratorluklarından — Roma n varisi saymaktadır. amparatorluğun merke- zi, Ltin kültürü bu imparatorluğun kül- türü, Akdeniz de bu İmparatorluğun bir| gölü olmuştu. İtalya ileriye atılmak için) Sazını geridlen alıyordu. 1870 i takib edeni ilk anlarda henöz mübbem olan İtalyan Politikası, meşlur - vatanperver Tarafından 1673 1e gu gekilde formüller tirliyor: Akdeniz İmparatorluğu İtalya-| n değişmez idenli olucaktır. Bu İmpas zatorluk, akrabalar arasında taksim edil- gmesine imkân olmuyan bir imparatorluk- tar (2). Ekonomik sahadaki kalkınma da, İ talyanları Nazimi'nin iş koşturacak bir kuvvetteydi. Filhakika Si vey kanalımn açılmaması (1869) Ak - denize keşiflerden evve'ki ehemmiyetini kazandırmış ve bürçok İtalyan limanları- a Gcari İssliyeti bu yüzden — artmı 1871 de acılan Mont - Cenis ve 1881 de) zermiküşadı yapdan Saint - Gothard tü melleri İtalyanın Avrupa ile münasebeli "i o kadar kolayloştram ve sıklaştınmıştı Ki İtalyanlar orta zamanlarda — olduğu| bi son zamanlarda da Asya ile Avrı: panın kumüsyoneuluğunu yapmanın — bir| gün mümkün olabileceğini - düşünmeğe baslamışlardı. Yukanda sıraladığımız ve izah etiği -| amüz âmillerin İtalya politikası için müsbet | terirlerine vağmen Nazimi'nin bahtettiği Akdeniz İmparatorluğunu kurmak İtal yanın büyük güçlüklerle bağlıydı. Bu güzlüklerden en mühimmi Akde- mirin siyasi vaziyetinden ileri gelmektey- di Fihakika bu denizde bütün — büyük Avrupa devletlerinin menfaatleri çarpış” mmaktaydı. mücadeleri Cumhuriyetin Ictimat romanı Sedbaendeki kahteden derenin kabar-| ae balye. ni aa Rali e azak labirle betaber dirlğin neva gönleri hatrladı. Heney genc G zeman Göndüğü gibi yetiden değpyor z Ku urlar yzeriyor, ağaclar el lesiyor, Cökdere çağılla syorde. Ba. Haya çıkan hasla adarıların yüzünde yi İe genitlemiş hayat çizgiler. vardı. Fler gee reğmen, cna Lütün tehir gülüyer g5 B geldi Kabve, hemen hemen boşlu. Halk bu e Gühel Ve kmaaları Gömeğe kayta iin burada kendinden başkanım göre. Miyecek olanlar kalır diye düşündü, Ger. Şekizn, davarları kaşıtar ayaalarda bi birinden aktederek derin Bi penpeklr İzinde urayın giden yüzlerce haralii gö Tiyordu. Kahtenin karaslığı ve aynal Tn pat yüzünden mübalâğeyl tlek v Bi görünen çehvcinden üü Ko ni görmemek kin yözünü ellerik kapa. ü Falde, her tarafta gene yalmız kez y — 1 ve safhaları haline geldikten sonra siyasi devre geçirdi v Enver Ziya Karal k| k a Önyedinci Ttalya, müttehid Krallık 'olmadan evvel İngillere ve Frana bilfil Akdeniz derletiydiler. Birincisi Cebelütarık — ve Maltayı, ikincisi de 1830 danberi Ce İyiri ükimiyetlerinde bulunduruyorlar « & “Avusturya ve Rusya Önekizinci anı” danberi, siyasi programlarına. - Osnar devletinden baz yerler ibak ederek Ak: deniz devleti olmağı kararlaştırıışlardı. Anınturya, Selâniğe inmek, - Rusya da oğazlara yerleşmek emelinde idi. Bu büyük derletlerin siyasi menfast lerine hiç dokunmadan İtalyanın Akde- gizde küvvetlenmesine ve ele Akdeniz İmnaratorluğu kurmasına hiç imkân yok. tu İtalya siyasileri bu imkânsızlığı derbal göremediklerinden İtslya pelitikanı muh- delif merhalelerden geçerek inkişal etz mek mecburiyetinde kaldı. Bu merhaleler ae şunlardır: 1) tereddüd devri 1870 - 1878, 2) öclü iifak devri 1878 - 1898 3) İagiltere ve Francaya yakınlaşmak demi 1880 - 1914. 1870 ile 1878 tarihleri arasında ya bütün devletierile iyi geçinmek polii - Katın takib etmektedir. B hasusta ta kib ettiği metod her devletle aj aym anlaşarak, biçbir tedafüi - veya tecavüzi itifaka sirmemekti Bu politika İtalyayı büyük bir Akde- ni devleti haline getirecek politika değ di Çünkü pastif bir politikaydı. İlalya - 'nım Akdenizde büyük bir- tol oynaman ya Franta ile Avutturyaya kargı ve yar hud Avasturya ile Framsaya karfi uyuş - İmaile mümkündü. Halbuki itihadı ta - âb eden senelerde İlalyayı bu iki dev - Tetten ayıran çak mülüm meseleler vandi. Framsa ile İalyayı ayıran meselelerin İbaşında, bazı İtalyan tapraklarımın Fram- z ötüün altında bulunması - (Konk: Nis, Motako) ve Fransanın - Papalığın, cimani bükümetinin yeniden teshine b raltar olmanı meseleleri zükredilebili. Avunlurya < İlalya münasebatımı günleştiren meseleler de ayni mahiyettey. di Filhakika Avınturya 700000 İtal - yanı ihtiva eden Trenle ve Triyeste ye Kirlerini elinde bulunduruyor ve İtalya nn Adriyatikte yayılmasına engeller yar ratıyonlu (3). İtalya, bu sebeblerden dolayı IS7 Tarihine kadar “ne Franın ile, ne de Avusturya ile herkangi bir şe adam 113 Yazan: Hilmi Ziya 'dirinden başka birşey görmüyordu. Kaç- mak istediği şey onu mükavemet edilmez gekilde çekliği için, nihayet anaya yaklar şarak yüzüne dikkatle bakmağa başla -| di Çoktanberi aynaya bakmayı unut - muştü, Denebilir ki, farkına varmaksızın büyük bir ye'se düşmekten korkuyordu. Fakat şimdi, ne okurca olsun, bokmadan, hem de derinden derine - tetkik elmeden kendini alamıyordu. Son günlerde birden bire ne kadar da çabuk değişivermişti! Büyük bir hastalıktan kalkmış gibi ven- ğ sararmış ve gözleri” çukura kaçımştı. Bununla beraber, onca atıl mühim / olan bunlar değildi. Gözlerinin kenarını doldu. Tan çizgilerle, çukurlaşan yanaklanadan aşağı doğru iki bıçak yarası gibi inen de Tin çizgilerle yürünün mananı büsbütün kayboluyordu. O şimdi karşısında, kendi fikirlerine acı acı gülen çökmüş bir insan gölgesinden başka birşey görmüyordu ve hergün binlercesine rasladığı bu silik göl- geye, bir müddet yabancı birini seyreder CUMHURİYET Hatay İstiklâl marşı için Bekinlik cemiyetinden Değerli arkadaşımız Satavlı A med Falk Türlmenin Tü/12/G06 arhI gezetelerde neşcedilen mam ge Bayrak açma gümüne mahsste. Ba kere irtidiline kavuşan ü kemizin şeredi mazisini bal ve dökalini “içinde — belirten “isklal Bu hurasla edib ve şairlerimizin Geğerli yardımlarını cürgemiye « Sakerinden emin olarak dami Şacdiler diları b yolda a Yamların aşağıdaki aörece gön derilmesi rlc olmur. mizönü Hast dördü Tiatay Erkinlik cemiyeti Bi di dd S Hırsız, hizmetçi imiş GHususi) — Bandaz bir müğ ervel Üzmir saylavı Bensl Nevzadın Grinde bir Memelik vak'am olmuz. haz çakamışt. Zabıla tehikileh n izesinde, vak'a falin'n, evdek hizmet çi Hediye slduğu meydana çökmişar Üzüm fiatları temir Giassi) — Yunanlıtondar 'en haberlere göre, Londra piyasanıda n Dleları farlamışır. Si adını e Yunan zöreni üzümünden biç kal * Kamuştır. Bu sebeble Yünün ilracatçir a Tandraden yeni sipatiçler bokle Kaktedirice. Bu meyanda ve hepsinden evei Türkiye mahmilünün kıymetinin artacağı azlapılmaktadır. kilde olursa olmun uzlaşmak temayülünde bulunmadı. Fakat 1878 de hâzıl olan çok m bir hâdise İtalyanın Alman ve Avustur-| Bu hâdise Rut - Osmanlı harbini mü- teakih (1876 - 1877) de imzalanan A- yastafanoca mahederinin tadili için, Ber” Tinde bir kongrenin toplanmasıydı. Berlin köngresi, / Rusyanın / Ormanlı İmparatorluğile başbaşa anlaşmasını istes miyen İngillerenin arzuru ve Almanya -| men teşebbürile toplanmıştı. Otmanlı İm>| paratorluğu, Rusya, İngiltere ve Alman- yadan maada Avusturya, Fransa ve İtab- ya da kopsereye davet edilmişlerdi. Ber” Tin köngresi her ” nekadar. Ayastafancı!| mühedesini bazı - hususlarda / Osmanlı İmparatorluğunun Jehinde — değiştirdiyse) de, bazı Osmanlı topraklarının da tak sim edilmesine vesile teşkil et Avusturya, Boma'Heneği idare «t mek hakkını elde etti. İngiltere Kibrs a7 dasma yedlesti. Birmark Fransaya Tu musU İşgal etmesini tavsiye etti. - Berlin kongresinde Osmanlı İmparatarlğundan sonra en çok ümkdbizliğe düşen - devlet İtalya idi. Çünkü, elleri ' boş dönmek mecburiyetinde kalmıştı. Halbuki İtal - ya, Ayısturyanın Bosna-Hersekte yer - leşmesine mukabil Triyeste ve Trente ge- birlerinin kendisine bırakılacağını, bu da madığı takdirde Tunusun - verileceğini tahmin etmişti. Akdenizde vaziyeti kuv- vetlendirecek mahiyette olan bu - yerler verilmedikten manda, doğu Akdenitin - de İngilterenin birleşmesi - ve Fransanın ilyanın karşısında, Tunusa gelip yer. Teşmesi ihtimali İtalyayı fevkalâde ür - tmekteydi. İttihadı bile müttefikler sa-| yesinde başaran İtalya, Akdenirin büyük devleti olmak projesinin de — müttefikler sayesinde muvaffak olacağını 1878 de Berlin kongresinde anladığından bu tarih- ten sonra jltifak söstemine yanaşacaktır. Hüzür #irangöze, Tome TIT ibi baktıktan sonra onun kendine aid ol duğunu, daha dün büyük iddialarla yola çıkan intandan başka — biri / olmadığın darkettiği zaman, birden kalbinin durur gübi olduğunu hisetti. Bu dakika, adsız- İar arasına karışmak, kaybolmak itiyor. du. «Kimseye görünmeden yola çıkma- sokaklardan kamyonların durdağu hana #eldi. Şoför, onu görür görmez tanıyarak Koştu. Makındını öğrenince kulağına; — Neden olmasın! dedi. Niyet etme. e gör. Dört yanımızı sarsalar kuş/ gibi Vöcururum! Öbür sabah güneç doğmadan, nöbetçilerden az ileride/ çeşme başından alacağını söyledi. Demirse, tamamile min olmak için şolöre peşin vermeyi, 1a- ati ve yeri tekrar tekrar tenbih etmeyi v- sutmadı. Yolda kimseyle raslaşmamak için, hazlı adımlarla döndü. Birden, adle — çağınldığını - farketii. Tekrar Yunanlılara çatma korkusundan adımlarıı sklaştınp adeta koşarak seve ten uzaklaşıyordu. Başını çevirmeğe cesa- zet edemeden süratle ölele girdiği sıradal| sesin ona yaklaştığım, hemen kulağı di binde vazıh olarak aDemir Beyi.» di ye çağırdığını görünce wsrar edemedi. En dişeyle kapıya döndü. Orada, sakallı Anadoluda San'at tetkikleri AMİD YOLUNDA a A Adanadaki Ulucami Şehirdeki Türk abideleri arasında en göze çarpanı Ülucamidir. bu. camide his diye dülşündü. Ve başın iğerek, yan | Arab ve Türk tarzlaı yekdiğerine ka Tamaş ve rekabet edercesine güzellikler yaratmıştır Mehakkaktır ki böyle mühim — fakat) kangık bir bina üzerinde ilmi bakımdan iler yapabilmek ve mücmel neticeler gıkarabilmek için böyle birkaç eaatlik bir darist görü kâfi değildir. bu bina tülere edikmeli ve bölün hünsiyetleri özerinde | ciddi bir emek sarfederek resimleri ya- pılmalı, diğer taraftan da tarihi üzerinde yüraşmalıdır. o vekit bütün mimari ve darikt hüstsiyetleri tel tel aynlabilir. Böyle olmakla beraber ben gene bu Visler üzerinde uğraşan bir mimar gözile görüp tedbit edebildiğim noktaları söyle-, belki / tetkikalla Taneşgl yurddaşlarıma ve Adanada bun- lar üzerinde çalşacak - arkadaşlarımıza faydalı olabilir Evvelâ umumi bir halde caminin 'mma taslak bir kroki halinde bakalım: Amıl cami mihrab östikametise amud bir| müstatil halinde uzanmış ve müstatil bo-| yunca ortadan bir sıra ayaklar dikilmiz. bu ayaklar yekdiğerine kemerlerle ağ| Tanarak düzeri çat ile örtülmüştür. Bu müstatil plâam iki başında birer kasım aynılmıştır ki toldaki kısim Ra - mazanoğlunun türbesi, sağdaki ise bir o da halinde, camiden bir duvarla ayrılmış hasusi bir namazgâh halindedir. Caminin tulüni elan bir dıl'inda mih- yabı buna mükabil eil'nda da - avlıya | medlen geçemiyeceğin Ulucaminin şark kapısındı kitabe kemer halinde bırakılmış, sonradan ah- ğab bısmlarla kapatılarak kapılar yapıl garb kapıtı vardır. Avlu elrafi sütunlu, kemetli sevaklar ve medrese — odi çevrelenmiştir. İşte binanın taslak plâmı bundan iba- zettir ki inçat salalarımı tesbit edebil - mek için şamdilik yalmız üç. kitabesini mütalen edeceğiz: 1 — Caminin şark kapısındaki kitabe. 2 — Mimberin kapısındaki kitabe. yer — Sninin a kapmındaki kita Vaktile Adana abideleri üzerinde tet- kikat yapmış alan İslâm Everleri müzesi müdür vekili Bay Ahdülkadirin yardı - mile de bu. üç kitabenin tercüme ve mar maları tesbir ehtiklen sonra cami hakkın- a tahlillere girişebilirim: Evvelk birinci kitabeye bakalım, bu Kitabenin bulunduğu şark kapısı binadan biraz aynılmış olan minarenin yanında - dir, kapının üstünde bir şerid gibi dola: gan kitbedeki yazıya göre camiyi (H. 913) 1507 tarihinde Ramazanoğlu Ha fil Bey yaptırmıştır. O tarihte - Adana Mesir memlüklerinin hakimiyeti —altındı olduğu için bu Türk beyinin yaptırdığı bu bina da Kahirede enri olan Arab tar- necek kadar traşı uzamış, fevkalâde za-| perişan bir adamla karşlaştı. — Yur, nanlılara teslim için gelen bir hafiye ol masından korktuğu için hâlâ gözgöze ge- Temiyordu. Dikkatle baktığı zaman tar mdı. Şüphe yok bu Niyaziydi. Kâtib Ni- yazi Efendinin ta kendisi! Onu tanır ta- nımaz endişesi kayhaldu ve hemen eBe- 'nimle gel diye kendi katına çıktı. Niyazi Efendi, onu kalundan sarsatak zorla çevirdiği, - Nereye gidiyorunuz? Sizi çağırmağa geldime diye selendiği halde, © hâlâ koşuyordu. Nihayet d durdu; — Burda mi kahyorsunuz? Vazgeçin Allah aşkına beni kırmayın, Bize gide ceğir? diyerek cevabını beklemeden, v- dasından bavulunu kapıp yola köşüle in, Demir ister istemez onu takihe me burlelmuştu. Hakikaten biraz sonm, Bur. saya yerleştiği zaman ilk defa Ali Sabi-| te rasladığı yolcu hanına girdiler. Tavuk- Jar atlanın arasında eşeleniyor ve ihtiyar bir kadın taş avluyu yıkıyordu. - Önden Kiyazi çıkıp, dibdeki odalardan birinin bildini açtı, Yansı ambar, yarsı bekâr odası vazifesini gören bu izbelerin önü den geçerken içinin burkulduğunu düy- Ulucaminin mimber mozaikları vina göre yapılmıştır, minaresi ve bunun yanındaki kapı aldukça nefir birer tan- | at eşeridir. Bu cami — banisi halde baz eksik yerler birakınış oldüğü-, a ve bunları da oğlu Piri Paşanın ta - İmamlamış oldüğunu mimberdeki kitabe- den anlıyoruz. Minberde itman terihi olarak (H 926) 1519 okunuyor. Bu kısmlar arasında bilhassa — mimber — ve mihrab knmları görülüyor ki bak tamamile Arab tarzında - yaptırdığı Bul caminin on ç yıl senra ikmal aksamını Piri Paşa tamamile Otmanlı - tarrında| yaptırmıştır. sebebine gelincer Ramazanoğullarının - Yavur. Selimin Müsir seferine iştirak ettikleri malümdur. İşte Misir fethinden iki - sene sonra ik mal edilmiş alan bu kısımların da Ör — manlı tarzında olacağı tabil değil midir. Bu mimber ve mihrahda mazan dikkati celbeden yalmız bir hususiyet vardır. kil Ormanlılar mihrab'arını ya çini kanşık beyaz mermerden, yahud da masif he « yaz mermerden yaptıkları halde burada anihrabda. Misir kâri siyah — ve - beyaz mermerler kanşık kullanmışlar ve gerek mihrabda ve gerek mimberde tpkı Geb- zedeki Mustafapaşa camisinde olduğu gi- bi nelir mozaiklar işlemişlerdir. Yalnız y fark var ki Mustafapaşa. enmisindeki| İmozsik tezyinatta — doğrudan — doğriya) Arab desenleri de bulunduğu halde A dana camisinde Mısırdan gelme ihtimal ni hatırladığımız mozaik - işçilerini mi - amarlar milli san'at tanssubu alhada çalış- kırarak onlardan yalnız işçilik istemitler-| Ö Mimar 'SEDAD ÇETİNTAŞ Mezbahada yenilik Damga için elektrik makineleri getirtildi Mezbahada urun möddetlenberi bi i Mealek yörllen müdirle min ve aa G7 li 354 M özabıma İzer Ha Ka Ddi iala 'aaler üeü hari baz Mesbilinin ğ aai aa h- ha b aa geee İ n İmneği dakmun Ha zti ll ae eeei el danelar mahrurlu görüldüğünden elekeik maki İŞni sehakaanllir eee İ a y e öne heti ll a lz d anagık kekliek bi Bi aa kalstan Banan b bi elal v ada ae Ti de doi eörülmend olduğu kin Bi yti n AĞN T n İebe gönderlecekii Bu tkbe geldikten vern egt AĞA e a bi İ züzkeetler b eeei Odada, kırık bir masa başına karşılıklı aturdular. Dikkatle bibirlerine bakıyor- lardı, İkisi de söze girişmeğe hazırlandı ğ halde, sanki bineyden çekiniyorlardı. Nihayet Demir başladı: Naslsın Niyazi Elendiğ.. Kâtb. ae acı güldü. Cevab yerecek yerde, önceden mangala sürülmüş olan çaydanlığı ahp iki fincanla yetine dön. dü. Bir yandan çayları doldururken, bir yandan ayni aci tebesstimile bakıyordu. Deminki seali boş birakmanın manasızli. Ş farketmiş gibi; —H, evet iyiyim. İşte görüyorum. diye adeta kendini teçhir eder gibi başı- n kaldırıp sıntarak tekrar baklı. Bu bakışta o kadar şikâyetl, sitem, hat ta belki de nefret gizliydi ci. Demir v- 'ma bir daha eniçin bu haldesine — diye sormağa cesaret edemedi, Gerçekten dik- kat ettikçe, bu kadar küa zamanın yü zünde ne derin izler bıraktığın farkedi- yordu. Gözlerinin etrafi büyük bir has: talıktar kalkmış gibi mosmor olmuslu. Suratı artık iki pörsümüş deri parçanı de- aecek — kadar sarkıp derine çökmüştü. Vahi bir hayvanın beğazıa sanlır gihi çay fincanını kavnyas in, kemikli elle- Halil Bey alduğu | . Sıhhatsizliğe susamışlar & kiri de dayak yömlk hdamalalli döri idip bevdmei S Görleri dennk, yi d BU | barukin, Gendlik bu tacimr BAA | ha bepi ei el A M dirde pek aa görünüyerde Kanıpiye haj Bi yeni eee e düyaez a de ada gee | at denülni yand — kinden n aa D sindan dörlte, yataktar “on iki buçekta İ kalkam. Bu, berela böyle. Faket dit Küriü elaemrcrum. Şimcb bepetı Hİ dr el ni Dinliğen de ayal çari döşleliz Ti e' Babe gl çündürüe ge. yecci vimdar BÖK Tade okanin abtaçi beealder Gi DÜ y eei eriloran. aa GÜS iader bahniyoruni Ur LA A y bir yormuazlak eliyor. Bunlar ehberbliğe v l Bo bulk çeandi Bi Gleiee oel ea K çarelerini atayçp dunüken ” valar. lli ekinleştrscek gea dökülmiğlerdi geet İlletii Bdi “çmten DN 'doğru koşuyorlardı. İçim sızladı, gazete- Ha yökzüme kapıdın. külağdı £ aöleğii öyleklermleki bi dayamcık ll öT ĞE, Medüş Bidizi'n ranirlik — (Tarihi Tabü) nizi yirmi sekiz se- vede yüzdğmm biliyoruz. Hai Kİ n l İ baler aa ÜR işle Böğla bin e ae G KA Tirelin Bakat e Grüsle el YÜB t Derilerik kanbe yeir el dün yantkı mekâ d KA Ti 'yenibağtan eeei çekilak d ae dlme Bu vi od eee Böylr'bir zalnidı ai eu Belken'an eei Gi b 5— Vaktink yt Haükmüle ve YöneEki O, doğru söylemişti. Çünkü hütün ilmi öumlLER sahiğ ö Haa dönee Ş n SALANİA aykudan kalka ? bümek n Jeref mül emişi. Erken İazefe büyük ü L Bulunmasın ki bu tayede sekven bir l yaşmak ve cildler dolunu kymetli Ger buakak kakımı kaldr. Buffon'un çağdaşı ve hata aşağı yar kanı yasıtı olan Büyük Fredeik te deha < sandaki inkiğekı, arkeri ve siyasi muy akiyetlerini vaktinde yatp - vaktinde kalkmağa, az uyumağ yaman bir tacidar olduğu halde gün değ adanı kendini « soğuk a ile ll Bir bavlayu yüzüne atarak * uyandırmal izin oda hizmetkânm mezn kılmışt. VSK Tapanla efandiini uykuya dalili Takikayı ecas bularak beş sant bekler ve bu müdüet dolunca havlayu ulatıp ddi darn yürüne fırlatmak saretile onu yac Taklar gçmareridi. Eredrik, iye bu aat yede 26 İ sallanst sürebilmi ve bir gün Hasta olmadan B yıl yaşıayı | Ölüme deği hayata - bel bağlamamı | | issanler için medeniyet boreu. olduğumu gendlerimiz unumumalı ve Saamiş mütereddi kimelerden Boffon'arı. Büyük - Fredik'leri tutmalidr Dünyaya yaşamak İçin gelinir! . M TURHAN TAN a devam eden ei bir kurret tt * olduğunu gösteriyor. Burunla beraber bitün gücü yalnız ellerinde ve ağzında toplanmıyı, Sönecek bir işik gibi zorla, gözlerine ve harab olmuş vü- züne rağmen kenedlenmiş — ağzı, üstüste sımakı yapışmış dudaklarile, © hâlâ gizli bir kurreti ifşa eder gibi duruyordu. Göz- Terinin içi kinle parlıyor ve dudaklarının ycu aşağı doğru tezyifle, itihza ile kivne hiyordu. Cene bu odalarda Ali Sabirle könut tuğu / zamani batırlıyarak / titredi. Onu haftalarca Karşınna alıp ebiraz haya Hayata bağlan, düima hayatafa dive bağırdığı halde, gene aai yerde ue trabın kemirdiği başka bir gölgenin ö-) nünde danup kaldığını, ona sâyliyecek bir| kelime bulamadığını görerek utamıyordu. Ona şimdi ne diyebilirdiz Bir hayalet ha İline girmiş vicdan —azabi — gibi karşmal dikilen bu canlı ükeletle ne konuşabilir 12 Ona şimdi neden bahşetse, bütün söze) Ter kendiliğinden hep avni mevzua döne| çekmir gibi geliyordu. Gözlerinin içinel hareketsiz ölü gözlerini dikerek baktığ) zaman yalnız ayni şeyi söylemek itiyer) niyordu. dindeki damarlar onda kâİk sinirle ve & Tarkan sari,

Bu sayıdan diğer sayfalar: