18 Mart 1937 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

18 Mart 1937 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

18 Mart 1937 CUMHURİYET SON TELEFON HABERLER... TELGRAF v* TELSİ2LE Hâdise!er arasında Eski derd ir mecmuanın anketine verdiğim kısa cevab, hemen her satırmda bir tashih yanlışile çıktı. «Kader» kelimesinin «kedter» şeklinde görünmesi gibi, hiç düşünmediğimiz bir fikrin mes'uliyetini bize yükliyecek kadar cümlelerimizin manalarmı değiştiren bu yanîışlardan canı yanmıyan muharrir yoktur. Gene muharrir yoktur ki tashih yanhşlan için buna benzer şikâyet satırlan karalamamış olsun. Bu da benim ayni mevzuda belki on beşinci yazımdır. Gene her muharrir bilir ki meselâ şu «kader» kelimesinin manasız bir «kaver» lâfzı şeklinde çıkmasının o kadar ehemmiyeti yoktur; okuyucu bunun bir dizgi yanlışı olduğunu anlar ve karinenin yardımı nisbetinde azalan bir tahmin gayretile kelimenin aslını bulur. Fakat ayni kelime «kadar», «keder», «kadir» ilâh... gibi cümlenin manasını bozmıyarak sadece değiştirmekle kalacak bir şekilde çıkarsa, muharrir, hiç sahib olmadığı, hatta belki aleyhinde mücadele ettiği bir fikrin bütün derdlerini benimsemek mecburiyetinde kalır. Ertesi nüshaya tashih edilmesi de onu tatmin etmez; çünkü ayni okuyucunun o tashihi göreceği şüpheli olduğu gibi, gördüğü farzedilse bile, bir gün, bir hafta ve bazan bir ay geciken bir fikir beraetinin, okurken alınan ilk intıbaı ne dereceye kadar tadil edeceği kestirilemez. Gene her muharrir ve belki her yabancı dil bilenler hayretle görürler ki Avrupa gazetelerinde ve mecmualarında bu yanlışlar, milyonda bir nisbeti içinde bile tesadüf edilemiyecek kadar enderdir. Niçin? Bu suali biz muharrirler birbirimize çok sorarız: Niçin? Bu, sadece, ferdler arasında bir dikkat farkmdan mı ibarettir? Ne münasebet! En dikkatli Avrupa musahhihini Babıali caddesine oturtunuz, bir hafta geçmeden sapıtmaya başlar; en dikkatsiz Türk musahhihini bir Avrupa gazetesine gönderiniz, yanlışları gitgide azalır. Ferdin dikkat hassası, içtimaî tesirlerden müstakil bir zihin ameliyesi değildir: Geçim şartı, hususî hayatı, çalışma mekanizması, içtimaî muhitin sükuneti veya perişanhğı bu dikkati iyi veya kötü ayar eder. Bazan bizim yazılanmız yangın çıkan bir binanın içinde tashih edilmiş gibi ancak büx yük bir telâşa izafe edildiği takdirde mazur görülebilecek sakarhklarla doludur. Hakikatte bu yangın binanın içinde değil, daha beter bir yerdedir: Cemiyetin organik bozukluğundan intikal ederek musahhihin kafasınm içindedir. Zavallı arkadaş, kimbilir ne çesid derdlerle yanıp tutuşuyor: Sevdalı mıdır? (Bu en az ihtimal) ; maddî bir sıkıntı içinde midir? (Bu en çok ihtimal); evinde hastası mı var? (Oldukça mümkün); provalar sırasız ve geç mi verilmiş? (Daima olur); iş haddinden fazla mı çok? (Pek mümkün); bu sebeblerden başka, en ehemmiyetlisi olarak, bütün yazı işçileri gibi musahhih arkadaşın da umumî yaşama şartları temelinden mi bozuktur? (Ona hiç şüphe yok). Barselon limanı tekrar bombardıman edildi Bütün cephelerde harb şiddetle devam ediyor, iki taraftan da tayyareler düşürüldüğü bildiriliyor Salamanca 17 (A.A.) Dün Cor Asilerin 3 tayyaresi iskat edilmiştir. doue cephesinde Alcaracejos'un zapti tspanyol altınlarının vaziyeti dolayısile umumî karargâh tarafından Londra 17 (A.A.) Öğrenildiğine neşredilen bir tebliğe göre, Franco kuv göre ademi müdahale tâli komitesi, ecnevetleri, bu kasabanın zaptı esnasında bi memleketlere mevdu bulunan altın mühim miktarda harb malzemesi iğtinam lann nötralize edilmesi meselesini, Sovyet etmişlerdir. Rusya mümessilinin bu meseleye temas Franco tayyareleri dün Guadalajara etmekten musırrane imtina etmesine rağcephesinde iki hükumet tayyaresi düşürmen, hukuk mütehassıslarından mürek müşlerdir. keb bir tâli komiteye tevdi etmiştir. Barcelona lîmanı bombarSerbest trlânda da General dıman edildi Franco'yu tanıyor Barcelona 17 (A.A.) Asilerin Londra 14 (Hususî) Serbest îrtayyareleri, dün Barcelona limanını landa hükumeti de General Franco'yu bombardıman etmişlerdir. 7 ölü ve 34 tanımağa karar vermiş ve Valencia'da yaralı vardır. Tayyareler, 300 metro bulunan elçisi Kerney Salamanca'ya hayükseklikten uçuyordu. Bulutlar, tayyareket etmiştir. releri yan yarıya örtüyordu. Kanarya adaları da kontrol Hükumetçi tayyarelerin faaliyeti hududu dahiline alındı Valencia 17 (A.A.) Hava ve Bahriye Nazırlan, 25 tayyarenin dün Londra 17 (Hususî) Bitaraflık Guadalajara eyaletinde Brihuega mm komitesi bugün toplanarak Kanarya adatakasında asilerin mevzilerini bombardı larının da beynelmilel kontrol sahası daman etmiş olduklarını tebliğ etmektedir hiline alınmasına karar vermiştir. Aller. man ve îtalyan elçileri bu teklife itiraz Tayyareler, 750 bomba atmışlar ve etmişler, fakat neticede karara iltihak etdüşmanı ağır zayiata uğratmıslardır. mişlerdir. iki eski kumandan, o günün hatıralarını anlatıyor Çanakkalede can veren Mehmedcik! Böyle bir ölüme gidişin verdiği şerefle taşkın gururumuzla bugün gene seni anıyoruz 18 MART Tiirke yenilen kıyamet l IHEM NALINA MIH1NA Hâlâ mı anlıyamadılar? 1 1 General Salâhaddin A&il General Cevad Göringin nutku ve Filistinde kanlı Fransız gazeteleri hâdiseler büyüyor Bir Fransız gazetesi GÖ Mukabil harekete geçring için «Siyah gömlekli mek istiyen müfrit Yahubir Wilhelm» diyor diler de galevan içinde... Paris 17 (A.A.) Fransız gazeteleri Alman Hava Bakanı Göring'in nutkunu ehemmiyetle mevzuu bahsetmektedirler. Ami de Peuple diyor ki: «Göring, Hitler için 14 üncü Louis'nin bile asla akhndan geçirmediği bir kudret istemektedir. Hitler istedıği gibi ve istediği anda felâket ortaya çıkarabileceğini zannediyor. Gözlerimizi dört açalım. Fakat şurasını da kaydetmek lâzımdır ki, yeni bir Lokarno yapılması için Alman elçisinin Londrada giriştiğı müzakereler için bu beyanat çok garib bir başlangıc teşkil eder. Bu silâh şakırtıları Fransız ve îngiliz kulaklarında fena akisler bırakacak va müsaid bir hava ihdasına hiç te yardım etmiyecektir.» Oeuvre, şöyle yazıyor: «Birkaç aydanberi Berlin ve siyasî mehafilde hüküm süren sıkıcı hava dün müthiş surette artmıştır. Herkesin karşısındakine bile sormağa cesaret edemediği sual şudur: Acaba Almanya, rejimi kurtarmak için aksi bir hareketı göze alacak mıdır?» Ordre gazetesi de, Göring'in daima yüksekten attığını yazarak diyor kı: «Göring, tesir yapmağa, alâyişi, büyük sözler söylemeyi ve silâh şakırtılarile dolu cümleler söylemeyi sever. Kendisi İkinci Wilhelm'in sıyah gömlekli bir eşidir. Birincisi bizi korkutmamıştı, fakat birçok tahribat yaptı. İkincısi de bizi korkutmuyor. Fakat bize daha az masraflı olması için çalışacağız. Her ne olursa olsun Göring bizi 1914 teki gibi hazırlıksız bulmıyacaktır.» Kudüs 17 (A.A.) Kudüs müftisi dün Mekke'den buraya gelmiştır. Müftı, Kral Ibnissuud'la Filistin meselesi hakkmda görüstüğünü beyan etmiştir. Yahudiler arasında galeyan Kudüs 17 (A.A.) Filistinde yeniden bir takım suikasdler vuku bulmuştur. Safed'de tethişçiler bir Yahudiyi öldürmüşlerdir. Suriye hududunda da hayvan'an alıp götürmüşler, çobanı yaralamışlar ve imdada gelen köylüleri de katletmişler dir. Yahudilerin protesto hareketi büyü mektedir. Histadrumth partisi Yahudi cemaatlerini tethişçilerin taarruzîanna karşı kuvvetle mukabele etmeğe davet et miştir. Parti hükumetin şiddetiı tedbirler almasını ve bazı gazetelerin kananması nı istemektedir. TelAviv'de genc Yahudileri yetiştirmek için polis kursları açılmıştır. Müfrit Yahudi mahfillerinde galeyan gittikçe büyümekted:r. Doğru dan doğruya harekete geçmejH teşvik eden bazı risaleler yakalanmıştır. Hükumet icab eden bütün tedbirleri almıstır. »ııuııııııınııııınıııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııımııniMiııniMMMi.,.,.. 3 havacılık mütehassısı getiriliyor Balkan Ekonomi konseyi bugün açılıyor Atina 17 (Hususî) Balkan Ekonomi Konseyinde Türkiyeyi temsil edecek heyet bu sabah burava vâsıl olmuştur. Heyet reisi Hasan Saka ile diğer murahhaslar hükumet mümessilleri tara fından hürmetle karşılanmıştır. Diğer Balkan hükumetleri hevetleri de bu ak şam burada bulunacaklardır. Konsey yarın sabah müzakerelerine başlıyacaktır. Konseyin açılış nutkunu Başvekil Metaksas söyliyecektir. Ayni celsede muhtelif meseleleri müzakeT edecek olan encümenler seçilecektir. Konsey ve encümenler Hariciye Vekâleti binasında meşgul olacaklardır. Bu defaki Konseyde ticarî meselelerden başka denizcilik, münakalât, turizm, posta, telgraf ve telefon ve saireye aid teknik meseleler de müzakere edilecek tir. Konseyde Yunanistan tarafından mütehassıs olarak Münakalât Vekâleti yüksek memurlanndan altı zat bulundurulacaktiT. Izmir ve Ankarada mükâfat kazanan Tekirdağlılar Ankara 17 (Te'efonla) Mılli Müdafaa Vekâleti, Harb Akademisinde havacılık mütehassısı olarak 3 sene kullanılmak üzere iki İngiliz subayı getiıTashih yanlışları içtimaî bünyede meğe karar vermiştir. umumî bir sarsıntınır işaretidirler: Kan fesadmdan doğan çıbanlar gibi. Türk Sovyet ticaret Musahhihin ve mürettibin mes'uliyeanlaşması ti en sonda gelir. Daha evvel bünyeAnkara 1 7 (Telefonla) Yeni anye bakınız. Bundan bir medeniyet laşma akdedilinciye kadar Türk Sovyet ticaret anlaşmasının bir nisana kadar tarifi bile çıkarabilirim. Müsaade eder misiniz? temdid edilmesi takarrür etti. «Medeniyet, tashih yanlışlarının Tasfiye edilen memurlar yok denecek kadar azalmasıdır.» Ankara 17 (Telefonla) Tapu ve PEYAM1 SAFA Kadastro Umum Müdürlüğünde yeni teşkilât kanunu mucibince yapılmakta olan tasfiyelere devam olunmaktadır. Şimdiye kadar 65 memur tasfiye edilerek te Merhum Süleyman Namıgın cenazesi Tekirdağ 17 (Hususî muhabirimiz den) 1936 İzmir panayırile Ankara elişleri ve küçük san'atlar sergisinde takdirname ve madalya kazanan 15 kişiye mükâfatları bu gece Halkevinde Vali tarafından merasimle verildi. Merasimde yüzlerce kişi hazır bulundu. PARİS BORSASI Paris 17 (Hususi) Paris borsasının bugünkü kapanış fiatları şunlardır: Hindistanda kolera çıktı Londra 106.60. Nevyork 21.82, Berlin Londra 17 (Hususî) Hindistanda 878. Brüksel 367.62 1/2. Madrid , Amskolera çıkmış 250 kişi ölmüştür. terdam 1193.25. Roma 114.85, Lizbon 97, Birçok şehirlerde çarşılar kapanmışCenevre 496,50, bakır 76.87, kalay tır. 295,17.6, altın 142,04, gümüş 20 15/16. Ankara 17 (Telefonla) Feci bir kazaya kurban gittiğini dün teessürle bildirdiğimiz İktısad Vekâleti İhracatı teşkilâtlandırma müdürlüğü tercüme işleri memurlanndan Süleyman Namığın cenazesi bugün akşam üzeri Nümune hastanesinden kaldırıldı. Tahkikat, ölümün çok acı bir şekilde vuku bulduğunu göstermektedir. Merhum Namığm cenazesi arkadaşlarının topladığı para ile kaldırılmıştır. Sinob 17 (A.A.) Geceyarısı başlıyan batı karayel fırtması bütün şiddetile deAktör Signoret öldü Paris 17 (A.A.) Millî müdafaa vam etmektedir. Rüzgârın şıddetinden Paris 17 (A.A.) Aktör Signoret istikrazı tahvillerinin ikinci parçasına üç deniz çok dalgalıdır. Motör ve yelkenli gemilerden endişe edilmektedir. milyar tamamen iştirak edilmiştir. dlmüştür. Fransız millî müdafaa istikrazı Karadenizde fırtına Çanakkale... Ve onun 18 martı. Çetin, görülmemiş bir savaş ki... Savaş mı, hayır.. O bir kıyametti ki, Türke yenildi. 21 yıl sonra, bugün gene onu anar ken, bırakm, onu gene yapanlardan dinliyelım. İşte Çanakkale müstahkem mevkii kumandanı General Cevad anlatıyor: « Müstahkem mevki düşman donanmasının yapacağı herhangi bir taarruzu nazan dıkkate almış ve bataryaları kendi endaht sahalanna girecek düşman sefinelerine ateşe hazır bulunduruyordu. Fakat 18 mart sabahı düşman donan masınm taarruz edeceği hakkında bir malumatımız yoktu. O sabah Büyük Önder Atatürkle beraber Seddülbahır mıntakasında bulunan bir piyade alayımızı teftişe gidiyorduk. Sahaya vardığımız zaman alayda hiç bir hazırlığa tesadüf etmedim. Sadece, karşımıza çıkan çantası sır tında bir Mehmedcik. Düşman donanması geliyor! de di, gene siperine girdi. Gözlerimiz ufukta idi. Düşman donanmasının methale doğru yavaş yavaş ilenlediğini görüyorduk. Hemen geri döndük. Alçıtepeye yaklaşmakta iken ilk mermi tepemizden geçti. Mayodsta Atatürkten ayrıldım. Bir motöre atlıyarak Çanakkaleye geçtim, doğru tarassud mahalline gettim. Muharebe bütün şiddetile devam edi yordu. Saat bir buçuğa doğru Fransızların Buvet zırhlısı battı ve bu vak'a şüphesiz bütün müstahkem mevki mensublarının manevî kuvvetlerini bir kat daha takvıye etti. Hasımla en fazla Dardanos bataryası mücadelede bulunuyordu. Geç vakit düşmanın İrrezistibl zırhlısı da Dardanosa dört kilometro mesafede batmış, hareketsiz kalmıştı. Fakat bu esnada Dardanos ta ateşi kesmişti. Meğer batarya kumandanı Hasanla topçu zabiti Mevsuf şehid olmuşlardı. O civardaki bir gene zabiti bataryaya gönderdım ve zırhlıya ateş açtırdım. Yazık ki bataryalarımızm cepaneleri mahdud olduğundan fazla endaht ede miyorduk. Bu esnada obüslerimizin çok tesirli yardımlarını gördüğümüzü söylemeliyim. Cepanelerinin nisbeten çokluğu ve mev zilerinin mesturiyetile bunlar düşman gemilerini hayli şajırtmışlardı. Bir tarafta, elimizde fazla kalıp ta Karanlık limana döktüğümüz sekiz mayinin de bu müthiş cidalde bize tarif edilmez yardımı dokunmuştu. Akşama kadar devam eden bu mu harebede bir geminın battığı ve bırinın de perişan bir vaziyete düştüğünü görmüş tüm.» 18 mart burada biter mi? . Hayır... Onun sırrını, gene bu Türk kumandanının ağzından dinleyiniz: « Mehmedcik... diyor, 18 martın da, bütün gelecek 18 martların da kah ramanı odur. Onu tarif edebilmek hangimizin haddı... Ben, sadece bir vak'acık hatırlatacağım: Çanakkalede bir gün bir düşman denizalh gemisile bataryaları mızdan biri arasında bir mücadele olmuş ve düşman gemisi batmıştı. Fakat deni zaltı gemisinin batarken atmış olduğu son mermilerden biri Mehmedciklerimizden birinin pek yakınında infilâk ede rek gözlerine isabet etmişti. Bataryaya gittiğim sında Mehmedciği yere uzanmış buldum. Kendisine seslendim. Hemen ayağa kalktı, ancak bana bakmıyordu. Yüreğim yanarak bu aslanın artık gör mediğini anlarmştım. Vah vah yavrum.. Gözlerin rahatsız galiba, seni hastaneye göndereyim, dememe kalmadı. Mehmedcik, o her zamanki merd, her zamanki kahraman halile, karşımda dimdik: Sen üzülme kumandanım... dedi, ben gözlerimi, göreceğimi gördükten sonra kaybettim.. Artık gam yemem.» General Cevad, bu yığıt sesi hâlâ işitiyormuş gibi, gözleri karanlıklara bakan pencerede; 18 martın sonunu anlattı: Akşam mücadele bitti. Güneş, Türkün zaferine şahid olmanın gururu içinde ufukta eriyordu. O anda zabit ve efrad bütün kahramanlarımızın neşelerini anlatabilmeme imkân tasavvur edebi lir misiniz? O gece hiç kimse gözlerini yummadı. Tarif edilmez bir azim ve gayretle ertesi gün devam etmesi muhtemel mücadeleye hazırlandık. Böylce uykusuz geçen gecenin saba hı, yani 19 mart gün doğarken Mehmedcik gene topunun başında bekliyordu. Fakat artık düşmandan eser yoktu. Sade gözlerimizin önünde uzanıp gıden lâciverd sularda, düşmanın batan üçüncü gemisi Osea'nın lekeleri kalmıştı. ransa ile İngiltereden sonra, Italya da bir islâm siyaseti takibine başladı. Islâm âleminin ve bu arada kendi müstemlekelerindeki müslümanlann mu habbetini celbetmek için, tuttukları politikaya bakılırsa, bu hıristiyan devlet adamlan, müslümanlann gönlünü avla raak için, günün birinde, Mekkeye giderek hacı bile olmağı göze aldıracaklar. Bu zahmeti ihtiyar edecek olan politikacıların isimlerinin başına bir «elhac» lâkabı ilâve etmek hoş birşey olacak. Meselâ, elhac General Franco gibi! Geçen gün bir Fransız gazetesinde okumuştum. İspanya asilerinin şefi olan bu gene General de, bir zaman tırpan attığı İspanyol Fas müslümanlarına, şimdi kendi emrinde harbettikleri için, «müslüman kardeşler» diyor ve bin iltifat ediyonnuş. Ispanyada dahilî harb, Franco'nun galebesile biterse, ilk ipe çekeceği insanlar, kendisinden şimdiki vaidlerini tutmasını ve îspanyol Fasına muhtariyet vermesini istiyen müslümanlar olacaktır. Şayed, Ispanyada kırılmaktan kurtulup ta Fasa dönecek müslüman kalırsa!... Fransa, İngiltere ve Italya ile General Franco'nun hidayete ermeleri, bir za manlar, Almanya Imparatoru Kayzer Vilhelm'in güttüğü islâm siyasetini hatırlatıyor. Kayzer, Sultan Hamidi ziyaret ettikten sonra, Suriyeye, Filistine gitmiş, bütün seyahati esnasında başına bir akal geçirerek adeta Arablaşmış, bu kıyafetle Şamda Salâhaddini Eyyubinin mezannı ziyaret etmiş, bir Allahü ekber diyip namaz kılmadığı kalmıştı. Suriye ve Filistin Arablarile bu temas, Imparatorun 0 kadar hoşuna gitmiş olacak ki sonralan, henüz Fas büsbütün Fransız idaresinc girmeden evvel, Fas Sultanını da ziyaret etmiş, Agadire harb gemisi göndermişti. O da şimdi Sinyor Mussolini'nin yaptığı gibi, müslümanlann hamisi olmağa kal kışmıştı. Eğer, bu yüzden Fransa ile harb çıkmak tehlikesi olmasaydı, Fransız gazetelerinin hacı Vilhelvm diye alay ettikleri Kayzer'in Faslıların gönlünü almak için, ihtida etmesi bile beklenebilirdi. Büyük Harbde, Osmanlı Padişahı da, halifeliğine güvenerek islâm âlemini ayaklanmağa davet etmiş, müslümanlan, düşmanlan aleyhine açtığı «Cihadı mukaddes» e iştirake çağırmıştı. Gerçi, islâm âlemi, bu davete icabet etti amma, halifenin emrini ters anlamış olacak ki müslümanlan yanımızda değil karşımızda gördük! Arablar, Hindliler, müslüman zenci ler, halife ile harbeden devletlere yüz binlerce asker verdiler, ve kendilerini sömüren müstemlekecileri zafere ulaştır mak ve kendi esaretlerini kendi kanlarile devam ettirmek için binlerle ve binlerce kurban verdiler. Bu müslüman halklardan hemen ekserisinin yaptığı fedakârlıklara pişman olduklarını, gene kendi itiraflanndan anlıyoruz. Dünyanın, yeni bir harbe doğru gittiği şu sıralarda, müslümanlara tath dil dökenler çoğaldı. Bu hıristiyan devletler, islâm hamiliğini, bir tür'.ü paylaşamıyorlar... Biraz daha gayret ederlersc yakınBen de bataryalarımıza birer birer gida halifeliklerini ilân edecekler. Fakat derek kahramanlarımızın zaferlerini tebbenim merak ettiğim şey şudur: rik ediyordum. Acaba, müslümanlar, bu kadar tecriiKahraman muhatabım, o günkü gibi beden sonra, hâlâ, bu tath dillere inanımes'ud, gülümsüyor: yorlar mı? îşte 18 mart... O gün Çanakkale müstahkem mevkii erkânıharbiye reisi bulunan General Salâhaddin Adil de şöyle diyor: bean merkez istihkâmlarımıza yaklaştı Düşman şubatta fazla faaliyet ğını ve bataryalanmızm yavaş yavaş a göstermiştir. Hemen her gece torpilolanteşlerinin azaldığını görerek pek elim ve le torpil tarlalarımızı açmak için devam heyecanlı saatler yaşıyordum. eden çalışmalan, ve gündüzleri Karanlık Tarassud mahalli telgraf hattile dog limana kadar sokulan büyük gemılerile rudan doğruya lstanbula bağlanmış ol bazan Saros körfezi cihetine endirekt endanhlarile bataryalanmızı ateş altına al duğundan her on dakikada bir Harbiye ması, mart içinde düşmanın ehemmiyet Nezaretine vaziyeti bildiriyor ve müs lı bir taarruza teşebbüs edeceğini ihsas tahkem mevkiin bütün fedakârlıklanna, bütün gayretlerine rağmen düşman ta ediyordu. arruzunun tedricen fakat sistematik bir Yapüğımız tayyare istikşaflan neti surette ilerlemekte olduğunu anlatıyor cesinde Mondros ve Midilli civannda dum. muhtelif cinste yeni düşman sefineleri O anda îstanbulun geçirmekte oldugu nin toplandığını da anlıyarak hazır buazab ve heyecan dolu dakikalar da gözlunuyorduk. 18 mart sabahı îngiliz ve Fransız fi lerimin önüne geliyor, böylece büsbütün lolarının müttehiden Boğaza yaklaşhk üzülüyor, ıstırab içinde kıvranıyordum. Fakat bu feci hal çok sürmedi. Saat larını gördük. ikiye doğru Buvet ve arkasmdan İrrezisMüstahkem mevkiin sabit ve seyyar bataryalanna zaten icab eden emirler tibl battı. Diğer birçok düşman gemileri ağır surette yaralanarak hattı harbden verilmişti. çekilmeğe mecbur oldular. İşte o anda Sabahleyin on radedlerinde bombar duyduğumuz sevinc bütün ıstırablanmıdıman başladı. Müstahkem mevki kumandanı Cevad zı silip götürdü. Ve bizi sonsuz bir zevke Paşa sabah erkenden teftiş için Rumeli gömdü. Müstahkem mevkiin en acemi neferine tarafına geçmiş olduğundan, erkânıharb reisi sıfatile vazifenin bütün yükünü o kadar herkesin maneviyatı yükselmiş ve muzlarıma almış, ve böylece, ömrümün zafer neşesi her tarafı sarmışh. birçok mes'uliyetli işleri arasında, en mu Lehimize inkişaf eden bu muharebe nin hatırasını son nefesime kadar unutaazzamını yüklenmiş bulunuyordum. Dardanos ve Hamidiye istihkâmları bilmeme imkân yoktur.» arasında bulunan tarassud mahallinden Bir vak'a, bir kahramanlık hikâ düşmanın, muvaffakiyetli ateşlerile an ILutJen sahlfeyi çevtrinli\

Bu sayıdan diğer sayfalar: