26 Nisan 1937 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 8

26 Nisan 1937 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURİYET 26 Nisan 1937 Dost Yugoslavyadan Seyahat intıbaları [Baştarafı 5 inci sahifede] 1521 de Osmanlılar, daha sonra Avusturyalılar Belgrad kalesi için kan dök müşlerdir. Biitün bu muharebelerde, şimdi seyyahların ve Belgrad halkınm rahat rahat dolaştığı yerlerde binlerle ve binlerle kelle uçmuştur. 1688 de kale, Avusturyalılann, Macarlarm ve nihayet gene Türklerin eline geçmiş, sonra, 19 uncu asırda, Osmanlı saltanatma karşı isyan eden köylülerin sergerdesi ve bugünkü Kral hanedanımn müessisi olan Kara Yorgi, kanlı muharebelerden sonra, kaleye girmiştir. O zamanlar «Kal'aizir», «Kal'aibalâ» diye ikiye ayrılan Belgrad kalesinin.. içinde ve dışında cereyan eden maceralar, mücadeleler uzun bir tarihtir. Padişah, nihayet bu isyanı bastırmış, fakat bir müddet sonra ikinci bir isyan çıkarak Prens Miloş Belgrad kalesini, bir daha zaptetmiştır; fakat bu defa harben değil, yavaş yavaş ve hile ile... Prens, vaidler, tehdidler, hediyelerle padışahtan ve paşalardan imtiyazlar koparmanm yolunu bilmiş ve niha yet 1830 da Sultan Mahmuddan Sır bistan Beyliğinin istiklâlini almağa ve kendisini Sırb Prensi ilân ettirmeğe muvaffak olmuştur. Fakat, beylik Osmanlı saltanatının metbuu olduğu için kale gene Osmanlı askerlerinin işgalinde kalmıştı. 1862 mayısmda Belgrad ahalisile Osmanlı askerleri arasmda, bir çeşme başmda, anlaşı lan su almak yüzünden, kanlı bir kavga çıkmış ve bu musademenin, ilk kurbanı gene bir bakkal çırağı olmuştur. Şimdi, bu kavganın olduğu yerde, testisi kınl mış bir çocuğu gösteren tunc bir heykel vardır. O zaman Belgrad kumandanı olan Osmanlı paşası, kale toplarile beş saat Belgradı bombardıman ettirmiş, bunun üzerine Istanbuldaki «Düveli Muazzama Sefirleri Konferansı» kalenin, dört ay zarfında, Osmanlı askerleri ta rafmdan tahliyesine karar vermiştir. Bu karara rağmen, ancak beş sene sonradır ki Osmanlı saltanatı, Belgrad kalesini, büyük merasimle Prens Mişel'e teslim etmiştir. Nihayet 1878 de Berlin muahedenamesile Belgrad, müstakil Sırbistanın payitahtı olmuştur. Umumî Harb, 29 temmuz 1914 te, Avusturya Macar bataryalan tarafmdan Belgrad kalesinb topa tutulmasile başlamıştır. O sene teşrinisanide Avusturyalılar Belgrada girmişler; sokaklarda vuku bulan kanlı muharebeler, Avusturya ordusuna 10,000 kişiye mal olmuştur. Fakat, ayni senenin kâ nunuevvelinde Sırb ordusu, Avusturya lıları mağlub ederek Belgradı geri al mıştır. Nihayet, 1915 te, Feld Mareşal fon Makenzen'in kumandasmdaki bü yük taarruzda Belgrad kalesi ve şehri tekrar Alman ve Avusturyalıların eline düşmüştür. Kalede, bu son bombardı manın hatırasını taşıyan rahnelerden ve en ağır top mermilerinden bazılan, hâlâ, duruyor. Belgradın bütün tarihi, kanlı müca deleler içinde geçtiğini anlatan bir Yu goslav broşörü, bu şehrin topu topu iki defa epey uzunca bir sükunet devresi geçirdiğini yazıyor ve diyor ki: «1521 deki Türk istilâsından sonra, iki asır müddetle ve 1830 dan itibaren de Sırbistan Osmanlı saltanatma tâbi bir beylik ve müstakil krallık olarak yaşadığı müddetçe yani 1830 la 1914 arasmda Belgrad rahat yaşamıştır. Bu arada yalnız 1867 de bir defa Osmanlılar tarafmdan bombardıman edilmiştir.» Belgrad kalesinin esas plânlan, Vi yanada bulunarak kopya edilmiş ve kale şimdi bu plânlar dairesinde tamir edil mekte bulunmuştur. Belgrad kalesinin tahkimatı asırlarca müddet, istihkâm fenninin terakkilerine tevfikan, daima de ğişmiş olduğu için, Türk elile yapılmış eski hisarların yanında meşhur Fransız kalecisi Vauban'm talebesi olan Nicolas Dauxate de Morez isminde bir îsviçreli mühendisin yaptırdığı binnisbe yeni tahkimat ta vardır. Bunlar, toprak altında yapılmış kalın duvarlı kazematlar dır. Kalede barok üslubunda yapıl mış bir kısım vardır ki bunun mühendisi feci bir akıbete uğramıştır. Bu kumandan, bir harbde, Niş'i Türklere teslim ettiği için, Avusturya divanıharbi tarafmdan ölüme mahkum edilmiş ve kellesi balta ile kesilmiştir. Belgrad kalesinin 2400 senelik tari hini değil, Osmanlı idaresindeki beş a sırlık mazisini bile hulâsa halinde bir makaleye sığdırmanm imkânı yoktur. Ya zımı bitirmeden evvel Kalemeydanı denilen sahada nazarı dikkati celbeden bir iki yerden daha bahsedeyim. Burada Sainte Petka denilen bir çeşmenin yanında, şehri müdafaa için ölen askerlerin kemiklerini muhafaza için büyük bir makber yapmışlar. Kalemaydanının en yüksek nokta sında vaktile büyük ve güzel bir cami varmış. O camiyi, sonra yıkmışlar, şimdi orada yalnız Mora Fatihi Damad Ali Paşa ile «Sırblann Anası» diye hürmetle anılan Kara Mustafa Paşanın türbesi var. Türbe kapalı ve pencere camları kısmen boyalıydı. Tırmanıp pencerenin üstünden baktık. Içeride kazılmış mezarlar gördüm. 1802 de Yeniçerilerin boğdukları bu Kara Mustafa Paşaya «Sırblann Anası» unvanı, Sırblara karşı gösterdiği adalet ve muhabbetten do layı verilmiş. Gene ayni Kara Mustafa Paşanın kale* dahilindeki evini de tamir ederek muhafaza etmşiler. Kara Mustafa Paşa da Kara Yorgi gibi masonmuş; kimbilir, belkide Türkler arasmda ilk mason. Gene Kale meydanının, Tunaya na zır en yüksek yerinde, 1915 te Alman ve Avusturya orduları tarafmdan Bel gradm zaptmı müteakıb İmparator Vilhelm'in etrafı seyrettiği bir yer var ki Almanlar, hemen orada mermerden bir balkon yapmışlar. Fakat bu mermer balkon da, şimdi sabık Hayser gibi çök meğe başlamış. Hulâsa, Belgrad kalesi, Belgradın bugün tarih ve tabiat itibarile en güzel, en enteresan yeri haline getirilmiştır ve bu maksadla hâlâ da çalışılmaktadır. Eski bir kaleyi ve civannı, bu kadar iyi bir surette muhafazaya, tamire ve tanzime muvaffak olan dostlarımızı tebrik etmemek kabil değildir ve darısı, Istanbulun Yedikule surları, Rumelihisarı, hatta bir dereceye kadar Gülhane parkı gibi tarihî yerlerinin başına! Dost Irak Hariciye Nazırı Belçika, Almanyanın ve bugün Ankaraya var acak Eden'în Brükselde yapacağı temaslar receği teminatı kabul etmiyecekmiş {.Baştarafı 1 inci sahifede] çika hükumetinin Milletler Cemiyetine sadık kalacağını, Belçikanın tamamiyeti mülkiyesi hakkında Almanyanın vereceği teminatı kabul etmiyeceğini yazmaktadır. Böyle bir teminatı kabul etmek Mil letler Cemiyetinin hakhniyetini tanımamak olacaktır. Cumhuriyet; a I 1 s u i£ m ın ıy I & Lüleburgazda Puıarhisar caddesi 6 numarada Semiha imzasile aldığımız mektubda deniliyor ki: «Senelerce sürüncemede kalmıs. bir muameleyi ilk müracaatimde halleden ve hükumetten alacağımı çıkartan Konya Valisi Cemal Bardakçıya aleni teşekkürlerimin iblâğmı muhterem gazetenizden rica ederim.» Teşekkür lrakın. Hatay meselesi için Suriye ile aramızda tavassutta bulunacağı bildiriliyor [Baştarafı 1 inci sahifese] sayı Hatayın tam istiklâli dahilisini tebarüz ettirecek tarzda tanzim edecektir. Müzakereler dostane bir hava içinde cereyan etmekte ve projelerin vakit ve zamanile hazırlanabileceği Milletler Ce miyeti mehafilinde kuvvetle tahmin edilmektedir. maktadırlar. Bu yazılann mevzuunu guya Türk hududunu geçen Suriyeli ve Ermeni çeteleri teşkil etmektedir. Gazetelerin bu mevzuu kurcalamaları ve Ankara Büyük Millet Meclisinde bu hâdisenin şiddetli hücumlara vesile olması Suriye heyetinin dönmekte olduğu bir sırada oynanan bir rolden başka birşey değildri. Diğer taraftan Türkiye Dahiliye Ve kili ve Halk Partisi Genel Sekreteri Şükrü Kayanın ve kendisini takiben Emniyeti Umumiye Direktörünün Türkiye nin cenub hududlannda yaptıklan seyahatlerde de bariz tehdid şernmesi mevcuddur.» Makale sahibi burada «Cumhuriyet» Başmuharririnin makalesinden bazı parçalar naklettikten sonra yazısını şu şekilde bitirmektedir: «Biz Suriyeliler böyle çetelerin mev cudiyetine kani bulunmuyoruz. Biz Is kenderun meselesini tehdidle değil Türklerle sevgi ve anlaşma ile halledilmesini can ve gönülden temenni ederiz. Biz Türkiyenin kuvvetli olduğunu ve pek iyi «hesab ödiyebileceğini» de biliriz amtna, zayıf olmakla beraber hiçbir zaman da zelilâne boyun eğmeyiz. Biz Suriyeliler hürriyetimiz için vak tile Türklerle harbettiğimiz gibi Fran sızlarla da çarpıştık. Zayıf olmakla be raber memleketmizin bir karışmı alacak kuvvetler önünde merdane durmağa ve akıbetin ister galibiyet, ister mağlubiyet olacağını düşünmeden yalnız vatanımızı müdafaa uğrunda şeref ve haysiyetimizi korumak için canımızı feda eylemeğe müheyyayız. Türkiyenin yapacağı birşey varsa o da davasıru Avrupa efkân umumiyesi önünde hak ve mantık dairesinde elinde bulunan makul mesnedlere dayanarak kazanmağa baksın. Tecavüzü düşünecek yerde zayıf komşusunu okşasm. Japonyanın ve îtalyanm yaptıklarına bakmasın.» Bir tavzih Toros Talebe Yurdunda okuyan talebeden üçünün kabların kalaysızlığından zehirlendiklerini aldığımız bir mektuba atfen yazmıştık. Mezkur Yurd Müdürlüğünden aldığımız bir mektubda müessesenin sıhhi kontrolünü yapan doktorun fennî muayenesi neticesinde zehirlenen kimseye tesadüf edilmediği bildirilmektedlr. Berlinde memnuniyetsizlik Berlin 25 (A.A.) Fransa ile tngilterenin Belçikaya müteallik olan notası, siyasî mehafili memnun etmemiştir. Bu mehafil, İngiltere ile Fransanın Belçikanın bitarafhğını tanımış olmalarını ve Belçikanın, Fransız Sovyet muahedenamesi yüzünden tahaddüs edecek bir muharebede Fransaya yardım etmeğe mecbur olmamasını memnuniyetle karşılamakta ise de Milletler Cemiyeti mukavelenamesmin 16 ncı maddesinin Belçikaya tahmil etmekte olduğu taahhüdlerin ipka edilmiş olmasından dolayı memnuniyetsizlik gö'stermekte ve hiçbir zaman Milletler Cemiyetinin bu maddeyi sarih ve kat'î surette tarif ve tefsir etmemiş olduğunu ilâve eylemektedirler. Nihayet bu mehafil, İngiltre ile Fransanın Belçikanın tamamiyetinin ihlâl edilemiyeceğ: prensipini tanımakla iktifa edecek yerde bu ademi ihlâli müdafaa etmeği taahhüd eylediklerinden dolayı bilhassa memnuniyetsizlik göstermektedirler. Irak Hariciye Naztrile Kont de Martel arasmda bir itilâfname imzalandt Şam 25 (A.A.) Fransa Yüksek Komiserile Irak Hariciye Nazırı arasında bu sabah bir Suriye Irak iyi kom şuluk itilâfnamesi imza edilmiştir. Bu itilâfname ile hudud ve Bedevilerin mu • hacereti meseleleri halledilmiş bulunu yor. Yüksek Komiser de Martel bun dan sonra Irak Hariciye Nazırı Naci • yülasilin şerefine bir ziyafet vermiştir. Sandalı çalmışlar Hasır iskelesinde su kayıkçısı esnaîindan 2643 numaralı Ahmed imzasile aldığımız mektubda deniliyor ki: «Elli sekiz yaşında bir ihtiyarım Başımda yedi nüfuslu bir aile var. Iskelemize zorba iki kardeş musallat olmuştu. Şikâyet ettik, bunlan buradan uzaklaştırdık. Fakat bunlar 24 maıtta benim sandalı aldüar. Nereye gotürdüklerini, ne yaptıklarını bilmiyorum. Alâkadar makamlardan ikinci bir iyilik rica ediyorum; benim sandalı bulup iade etsinler.> Türk hududunda Fransız manevralart Şam 25 (Hususî) Şam gazetelerinin yazdıklarına göre Fransız askerî kıtaları tarafmdan Türkiye hududu boyunca yapılmakta olan manevralar, Türki yeden gelecek herhangi bir tecavüzden korkuludğu için yapılmayıp, arf hudud üzerinde bu tedbirlere alelusul lüzum ol duğundan yapılmakta imiş. Akay idaresinden bir rica Buyükadada oturan karilerimizden M. Ali imzasile aldığımız mektubda deniliyor ki: «23 nisanda tatbikına başlanan yeni Adalar vapur tarifesinde aksam üzerleri saat 6,30 dan sonra ilk kalkan vapur 7,45 tedir. Halbuki bütün ticarethaneler kanunen saat yedide kapanmaktadır. Akay İdaresinden bu iki seferin tatil saatlerine göre değiştirmesini rica ederim.» Luxembourg'un vaziyeti Hasan Cebbare gene Cenevreye gıttı • . m • GÜNÜN BULMACAS1 1 Î 3 4 5 B T 8 9 0 ABİD1N DAVER Yugoslavya seyahatinin haricdeki telâkkileri [Başmakaleden devani] bundan dolayı kimsenin Yugoslavyaya karşı söyliyebileceği tek kelime olamaz. Bu vesile ile dostumuz Rusyanın bazı manasız Paris telgraflarile Yugoslavyadan başka bizim aleyhimize de tahrik edildiğini ve bu tahriklerin Rusyada az da olsa kabul yüzü bulabildiğini eseflerle gördük. Halbuki bizim dostluğumuz Rusyaca mücerreb olmak lâzım gelirdi. Uzun yıllar zarfında Sovyetlerin bizim hareketlerimizden beğenmedikleri oldu. Fakat zamanla bu hareketlerimizde hiç bir isabetsizlik bulunmadığı Rusyaca da sabit oldu, ve o beğenmediği yollara binnefis Rusya kendisi girdi. Eğer o işlerde dostumuz Rusyaya bizim azçok yardımlarımız olabilmişse bunlardan dolayı hiçbir minnet hissi beslemediğimizi açık söyleriz. Ancak Türkiyenin dostu ve müttefiki Yugoslavyayı da beraber alarak Italyan siyasetine alet yapmağa gittiği gibi kaba sözleri Sovyetler Rusyasından beklememeğe hakkımız vardır. Türkiyenin Balkanlar haricinde herhangi bir devletle herhangi bir avantür siyasetine gidemiyeceğini hiç olmazsa dostumuz Sovyetler Cumhuriyeti takdir eder sanırdık. Eğer biz gelişi güzel ittifak siyaseti yapmak kabiliyetinde bir millet olsaydık bunu çoktan Sovyetler Rusyasile yapmış olmalıydık. Başbakan Ismet înönünün son Ylıgos lavya seyahati bilhassa bu bakımdan en kat'î hakikatlerin tesbit ve ilânına vesile teşkil etmiş olmak itibarile çok kıymetli olmuştur. Ülküsü sulh olan Balkan Antantı kendi çevresindeki muayyen vazifesine en kuvvetli bir sadakatle bağlıdır. Bunun haricinde biz yalnız Milletler Cemiyeti misakmın teşvik ettiği sulh gayesini temin eden tertiblere kabul yüzü gösterir ve muzaheret ederiz. Sulh dairesini tevsi eden anlaşma ve güzel yaşama imkânlarına kapılar daima açıktır. Bu bakımdan Balkan Antantında asla inhisarcı bir zihniyet yoktur. Buna mukabil büyük devletlerden herhangi birinin elinde alet olacak bir vaziyeti ne Balkan Antantından, ne de bu Antantı teşkil edecek devletlerin herhangi birinden beklemeğe de kimsenin hakkı yoktur. Ne suyuna gittiğimiz sanılan İtalyanın, ne tir.» Fransanın, ne de Sovyetler Rusyasının. Işte Türk Başbakanı Ismet İnönünün son Yugoslavya seyahati vaziyetin bu hakikat dairesinde tesbit ve ilânına vesile teşkil ehniş olmak itibarile de pek faydalı olmuştur. Büyük devletler Balkan Antantında tamamile müstakil, iradesine hâkim ve sulh ülkülü bir manzume görmeğe alışmalılardır, ve ahşacaklardır. Işte hakikat bundan ibarettir. Şam 23 (Hususî) Dahiliye Na zırı Sadullah, Iskenderun meselesi hakkında Fransız zimamdarlarile görüşmek üzere gittiği Fransadan avdeti münase betile Le Jour gazetesine beyanatta bu lunmuş ve ezcümle, Suriyenin, Türkiye Eden Brükselde ile, her iki tarafın menafiini müemmen Brüksel 25 (A.A.) Ingiitert; Hari bir anlaşma akdine amade olduğunu, ciye Nazırı Eden yanında bayanı olduğu Türkiye ile dostane münasebat idame ethalde bu akşam tayyare ile Brükîiel'ePgel meği bilhassa arzu ettiğini söylemiştir. miştir. Nazır, Suriye vahdeti meselesini ortaya çıkaran son Cebelidüruz hâdiselerinden Avusturya siyasî bahsederken Cebelidüruzda iftirak ta raftarlarının mevcudiyetini tekzib etmişbloklar istemiyor tir. IBaştarafi 1 inci sahlfedei Vatanilerin yeni bir manevrası turya Alman itüâfına da sadık kaldıHaleb 23 (Hususî) Geçen hafta ğını ve bu itilâfm Alman halkının he Cumhuriyet gazetesinin Başmuharriri yeti umumiyesinin menfaatlerine uygun Yunus Nadinin yazmış olduğu bir makaolduğunu tebarüz ettirmiştir. leyi Eleyyam gazeetsi aynen tercüme etPeştede akisler mişti. Bu makaleye bir cevab olmak üzeBudapeşte 25 (A.A.) Venedikte re birkaç gün evvel ayni gazetede Nasuh Mussolini ile Schuschnigg arasmda yapılan mülâkata dair siyasî mehafilde Babil imzasile bir makale intişar etmiştir. mevcud kanaate gö're, Roma protokolu Bu makalenin en şayanı dikkat taraflarınu imzalıyan devletlerin teşriki mesaisi nı aynen bildiriyorum: ve Alman Avusturya anlaşmasınm tar «Son günlerde Türk gazeteleri Suriye sini Avrupa sulhu için ehemmiyeti git ve Fransa aleyhinde şiddetli yazılar yazgide artan bir esas olmaktadır. Almanya ile İtalya, Tuna meselelerinde müştereken hareket edeceklerdir. Yakalanan sahtekâr Almanya, İtalya, Avusturya ve MaEmniyet ikinci şube memurları sahcaristanm teşriki mesaisi Tuna havza te bonolar tanzim ederek bir dükkân sında kurucu eserin mihveri olacaktır. dan kendine memur süsü vermek su Peşter Lloyd gazetesi Çekoslovakya retile rüşvet alan bir eski polis memunın merkezî Avrupa ve bilhassa A\rus runu cürmü meşhud halinde yakala turya siyasetine yeni bir veçhe vermek mıştır. hususundaki manevralarının kat'iyyen Bu adam eski polis memurlarından akim kalmış olduğunu müşahede etmek Murtazadır. Murtaza, Galatada kundutedir. racı Yorgiye giderek kendisinin gene Budapeşte 25 (A.A.) Avusturya memuriyete girdiğini, bazı cezalarım Başvekili Schuschnigg'in Giornale d'İta affettirebileceğini söylemiş ve elinde lia gazetesinin neşriyatmı tekzib eder dört hazine bonosu bulunduğunu, bunmahiyetteki beyanatını gazeteler ay ları kendisine vereceğini, buna mukanen iktibas etmekle beraber her hangi bil de 500 lira istediğini söylemiştir. bir tefsirde bulunmaktan çekiniyorlar. Yorgi bonolara bakınca onların sah Siyasî mehafilde Avusturyanm bu neş te olduğunu görmüş, Murtazaya ertesi riyata karşı gösterdiği hassasiyet mem gün gelmesini söylemiştir. Fakat Murnuniyetle karşılanmıştır. Maamafih Gi taza gidince polise ihbar etmeği de ihornale d'İtalia'nm bu makalesi münha mal etmemiştir. sıran bir yanlış tefsirden doğmuş ola Murtaza, cumartesi günü akşamı Yorbileceği güçlükle kabul ediliyor. ginin dükkânına gitmiş, bonoları ver Kralcı Magyarcag gazetesi diyor ki: miş, parayı istemiştir. Yorgi fazla pa «Mussolini asla İtalyada teşkiline mürası olmadığından şimdilik 20 lira veresaade edemiyeceği bir temerküz kabinesinin Viyanada teşkilini Schuschnigg'e ceğini söyliyerek zabıtaca numarası atavsiye etmek istemiştir. Avusturyanın lmmış iki on liralığı Murtazaya vermişnazik vaziyetini pekâlâ anlıyoruz ve o tir. Murtaza paraları alıp cebine koyunnun gerek endişelerini, gerekse ümidle ca dükkânm içinde ve dışmda gizlen rini biz de paylaşıyoruz. Yalnız şuna ka miş olan memurlar meydana çıkarak niiz ki Macaristan da tıpkı Avusturya kendisini cürmü meşhud halinde yakagibi nasyonal sosyalistliğe düşmiyecek lamışlardır. Luxembourg 25 (A.A.) Luxembourg matbuat cemiyetinin ecnebi gazetecilere verdiği bir ziyafette nutuk söyliyen Başvekil Besch Luxembourg'un bitarafhğını ilân ettikten sonra demiştir ki: « Lokarno paktının feshinden sonra hâsıl olan yeni vaziyet üzerine Luxem bourg haricî emniyetinin garantilerini yeni bir garb pakti çerçevesi içinde tarsine çahşmaktadır. Luxembourg yeni paktm bitarafhğımızla Milletler Cemiyeti pakt; vecibeleri arasında bir telif sureti bulmasını arzu eder. Bu yolda bir nota Lokarno Paktını imza etmiş olan devletlere verilmiştir.» Antakya 25 (Hususî) Sancak anayasa ve nizamnamesini hazırlamakta olan hususî komisyonda Fransız heyetine hü kumet namına mahallî malumat vermek üzere memur edilen Sancak Maliye müdürü Hasan Cebbare dün Trablusşam yolile tekrar Cenevreye gitmiştir. 1 1 • • • • • • • • • • • • • • • • • Suriye Dahiliye Nazırının beyanatı Kont De Martel Irak Kralı ile de görüşmüs Şam 22 (Hususî muhabirimizden) Geçenlerde Bağdada gitmiş olan Suriye Fevkalâde Komiseri Kont de Martel dönüfütıtk'fu» beyarnattıa bulunmuştur: « Iraka gidişim Suriye ve Lübnan münasebetlerinin Irakla tesbit edilmesi içindir. Orada hükumet erkânile görüştüğüm gibi Kral Gaziyülevvelle de görüş tüm.» Bundan başka Cebeli Düruz kuman danı, Diralzor, ve Ebu Kemal istihbarat zabitleri ve General Jaco arkaarkaya Musula gitmişlerdir. Bu seyahatlerin sebebi malum değildir. Suriyede tevkifler Soldan sağa: 1 Hatıra, bir sorma edatı. 2 Zaman zaman, yemek. 3 Mükemmel, kesme aletlerinden biri. 4 Arabca «sonra», hem elbise hem bir kabile hem de kılıbık olmıyan erkek. 5 Kâğıda sarümış eşya, iskambildeHir kâSıd.^ Kısa zaman, bir cins hayvanın erkeği. 7 Miras kalan eşyanın umumu. 8 Garib, bir cins şeytan. 9 Arabistanda giyilen bir cins başlık. 10 Kuru soğuk, aktörün oynadığı. Yukarıdan aşağıya: 1 Bir adamı başmdan ve ayaklarmdan yakalama. 2 Bir Vekilimizin soy adı, bir emir. 3 Kötek, bir hastalık. 4 Atılan şeyin hedefe vurması, hem bir emir hem bir mevsim. 5 Bazı ölen mahlukların son çıkardıkları ses, tüfeğin aksamından birL 6 Güzel san'at, büyük. 7 Hind hükümdarı, erkek, itiraz edatı. 8 Üye, ölüm zamanı. 9 Kesme aletlerinden bir tanesl. bir edat. 10 Ziya, bir ecnebi parası. Evvelki bulmacanın halledilmiş şekli 1 2 3 4 5 9 10 Şam 23 (Hususî) Halebden bildirildiğine göre, yabancı bir devlet he • sabma Suriye aleyhine propaganda yapmakla maznun on iki kişi tevkif edilmiştir. Mahallî yüksek şahsiyetlerden birçoğunun bu işte methaldar oldukları zannediliyor. Almanya içinde otomobil yolları Berlin 25 (A.A.) Almanya otomobil yolları yapılmak üzere diferler idaresi tarafmdan 100 marklık istikraz akdedileceği teyid olunmaktadır. içinde şimenmilyon resmen Y E DİE KİS UİB AİY AİL EİV •li A BİE VİE Rİİ MİB A F •İB EİM 1 R • İAİK 0 RİD RİB N • EİR • NİUİR, • İKİBİİ SİA •!• T A T UİFİA NİB UİL U M AİRİAİD AİB SİA B • ;ZİA • E Dİİ L MİE K to E K AİGİU • T t Viyanada tevkif edilen para Senelik kongresi ekseriyet ha kaçakçıları sıl olmadığından ikinci içtimam Viyana 25 (A.A.) Polis, aylardan 30/4/937 cuma günü saat 17,30 da beri, İsviçre Çekoslovakya ve Boçon yaya mühim miktarda para kaçırmış o Birlik salonunda yapıalcağı ilân lan 19 para kaçakçısını tevkif etmiştir. olunur. istanbul Gümrük Kumusyoncuları Birliğinden: 25 Nisan [Baştaratı 1 inci sahlfese] bütün İngilterede merasimle anılmıştır. Saint Paul kilisesinde yapılan bir ayinden sonra Geliboluda ölen Ingılizlerin aileleri ve tac giyme merasimi dolayısile Londrada bulunan Avustralya ve Yeni Zelanda kıtaatının da iltihak ettiği eski muharibler alayı Meçhul ölü askerin abidesine çelenkler koymuştur. Londra otobüsçülerinin grevi Londra 25 (A.A.) Nisanm otuzuncu günü geceyarısından sonra hiçbir oto büs garajdan dışarı çıkarılmıyacak ve nakliyat komitesi iş müddetinin günde yedi buçuk saate indirilmesini temin etmezse otuz bine yakm otobüs şoför ve biletçisi grev ilân edecektir. Cenubu şarkî eyaletlerindeki otobüs grevi Vorwich ve Cambridge'de on kontluğa sirayet etmiştir. bedenen ve ruhen yorgıınsanız ve bundan dolayı tam verimle çalışamtyorsanız; ışlerirtizın iyi gıtmesinı nasıl isteyebılirsiniz! UnutmayınızM birkaç gecelik u>kusuzluk sızı bu hale sokabılir. Bromural Knoiu sinirleri yatıştmr, u>kuyu gelirir, zararsız, tesirt hoş ve eınniyetli bir ilâç olup sinirlerinizin sukununb çok kısa bir zamanda ııde ve bu sayede siıi yeniden dınçleştirecek olan uykıınuzu temin eder. 10 v« 50 l>oi"pnıııc)i ha.î luj» lerde tcıaıKlerde rtçclc ılc s.ıtılır, YUNUS NADİ Knoll A.u., k i m y e v i ıtiaddeler fabrikaları, L u d w i g s h a i e n

Bu sayıdan diğer sayfalar: