3 Haziran 1937 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

3 Haziran 1937 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

3 Haziran 1937 CUMHURİYET SON TELEFON HABERLER TELGRAF v« TELSiZLE Antonesco'nun beyanatı «Vaziyetimiz hiçbir zaman şimdiki kadar iyi olmamıştır» Romanya Hariciye Nazın M. Antonesco, ParisSoir gazetesine verdiği beyanatta, siyasî vaziy«t hakkında şu sözleri söylemiştir: « Bizim vaziyetimizle bütün Avrupanm vaziyeti hakkındakı kanaat lerimi size bir kaç Af. Antonesco kelime ile hulâsa edebilirim. Bizim vaziyetimiz, çoktanberi, her itibarla bugünkü kadar iyi olmamıştı. Memleketin nail olduğu refah ve inkişaf, silâhlanma masraflarımızı karşılamamıza müsaid bir derecededir. Mahsul iyidir. Şıkâyet etmemiz için sebeb yoktur. Umumî noktai nazardan, şu sırada sulh hakikî bir tehlikeye maruz değildir. kanaatmdeyim. Biz Romanyada, can damarı sayılacak bir noktada bulunduğumuz için, böyle bir tehlike mevcud olsaydı çabuk farkına varırdık. Siyasetimize ayni yolda, yani taahhüdatımızın ve itilâflarımızın cümlesine bağlı kalmak yolunda devam ediyoruz. Fransa ile, Küçük Antantla ve Balkan Antantile elbirliği halinde yaşıyoruz ve bunların hiçbirisinden feragat etmiyoruz. Komşularımızla ve hassaten Sovyetlerle münasebatımızı gene bu esas dahilinde daha fazla kuvvetlendirmek azmindeyiz. Cenevrede, M. Litvinof'la müteaddid mülâkatlarda bulundum; münasebatımızın dostane olduğunu ve daha ziyade düzelmeğe müsaid bulunduğunu gördük.» Orta sınıflann uyanışı Peyami Safa Avrupa anketimde ve onu takib eden «Halbuki orta sınıflar, hiç şüphe yok, makalelerimde bugünkü dünyanın bir or memleketimizin en mükemmel, en fayda~ ta sınıf uyanışına doğru gittiğinden bah h, en elzem, en kalabalık tabakalannı setmiştim. İşçi sınıfı her yerde ekalliyet temsil ederler. tedir; sermaye de her yerde ekalliyetteMuharrir, yakın Fransa tarihinde büdir; her ikisi de insanlığın büyük ihtiyac tün inkılâbların orta sınıflar tarafından larını temsil etmekten uzak duruyorlar yapıldığını da işaret ettikten sonra, onlave bu iki ekalliyet arasındaki mücadele rın, sırtlarına vurulan bu yüke tahammül de ekseriyeti temsil eden bir sınıf, büyük edemiyeceklerini de haber veriyor. Sebir sınıf eziliyor. Fransada grevlerin ne yahatimdeki müşahedelerimi tamamile teticesi ne olduğunu anketimde yazmıştım: kid ettiği için aldığım bu satırların içinAmele, ücretlerine zam yaptırdı; büyük de, bugünkü dünya karışıklığı muammasermaye sahibi de fiatlara zam yaptı; eş sının anahtan vardır. Yalnız, «orta sıya pahalılanıp da istihlâk azalınca bun nıflar» derken, bunların, hendesî çizgiler dan ziyan görenler, küçük çiftçiler, kü içinde muayyen ve kendilerini diğer içtiçük tacirler, küçük zanaatkârlar, me maî tabakalardan keskin hududlarla ayımurlar ilâh... oldu. Yani ekseriyet. Ge ran birer vahdetleri ve kesafetleri oldune o yazılarımda orta sınıf ekseriyetinin ğuna inanmakta acele etmiyelim. Bu işçi ve sermayeci ekalliyetleri arasında «sınıf» tabiri, sosyoioji ve ekonomi kitabezilmeğe razı olmıyacaklarını, sayı ve larının tasniflerinde olduğu kadar, sarih kıymet itibarile en büyük ekseriyeti ve ve muayyen bir realite ifade etmez. Tahkaliteyi temsil eden «orta» ların birliği lil zoriie kabataslak parçalara aynldığı ne ve uyanışına doğru Avrupada canlı için hayatın girift hâdiseleri önünde bizi bir hareket müşahede ettiğimi kaydetmiş şaşırtan, hiç işimize yaramamakla kalmıtim. Sayı itibarile dedim, çünkü, her yarak bizi aldatan bu kelimeleri kullanıryerde olduğu kadar Fransada da, orta ken, muvakkat şemalar vücude getirdiğisınıf yüzde altmışı, yetmişi geçer; kıy j mizi hatırdan çıkarmıyalım. Orta sınıf met itibarile dedim, çünkü bütün nıünev veya orta sınıflar dendiği zaman bunîann verler, ordu mensubları ve memurlar, içine işçilerden ve sennaye sahiblerinden bütün esnaf, bütün küçük çiftçiler ilâh... bir kısmının karıştığına da şüphe yoktur. bu sınıfın içindedir. Bugünkü ideoloji kavgalarının sonsuzluSon gelen Fransız matbuatı, «Pierre ğuna da, tariflerde basit görünen, fakat Frederix» nin «Orta sınıflar» adlı büyük giriftliği ancak hayat önünde, hayat içinbir etüdünden hararetle bahsediyorlar. de ve hayat halinde anlaşılan bu ihtilât «Raymond Reconly» bu eser münasebe sebeb oluyor. İçtimaî sınıflar, kitablarda iddia edildiği gibi, hayatta billurlaşmış tile şu satırları yazıyor: «Bir küçük çifiçi, bugüne kadar ken olsalardı, aralarındaki ihtilâf çoktan bir disini geçindiren tarlasmda kendisi çalı neticeye bağlanırdı: Yumurta döğüşü gişıyordu. Fakat artık bülçesinin muvaze bi, aralarında daha az sağlamlannın kınesini bulamaz bir hale gelmiştir, çünkü rılması vc kavga çizgisinin dışma çıkmamahsullerinin fiaü ayni kaldığı halde sa sile dava hallolunurdu. tın aldığı şeylerin hepsi, hemen hemen Canlı varlıklara aid her meselede oliki misli pahalanmış veya pahalanmak duğu gibi orta sınıf deyip çıktığımız girift üzeredir. insan tabakalarına aid meselelerde de «Bir küçük lacir, ki bugüne kadar ancak «muvakkat» hal çareleri düşünübuhramn en kuvvetli zamanında bile lebilir. Çünkü hududları sabit olmıyan kendini kurtarabiliyordu, artık tehlike bütün içtimaî smıflann ihtiyacları, temaiçindedir, çünkü sırtma binen yüklerin, yülleri ve hedefleri de sabit, yekpare ve vergilerin ve umumî masraflann artması, ebedî değildir. Bu hesabca bir orta sınıf mallarmı ahcıya müsaid bir fiatla arzet ideolojisinin taassubu içinde saplanıp kalmesine imkân bırakmıyor. makta da mâna yoktur. Ancak işçiler ve «Bir avukat, bir doktor, bir edebiyal' sermaye sahibleri namma temsil eder çı, bir san'atkâr birkaç ay evvel kazan göründükleri sınıfların ne derece reel oldıklanndan, hissedilecek tarzda daha az dukları malum değilken bir sürü çığlıkkazamyorlar; Vaziyeileri, heyhal, hiçbir lar koparan politikalar karşısında, orta salâh ümidi olmadan elim bir hale gel~ sınıflar namına yükselecek seslerin yeni bir müvazene getireceğine inanılabilir. miştir. «Diğerleri arasında rasgele ele aldı Bu müvazene de sınıf vehimlerini aşan ğımız bu üç misal, orta sınıfların gittikçe bir insanlığın realitesine yaklaşıldığı nisartan sikıpt'larını ve sefaletlerini göster bette mümkün olacaktır, sanınm. meğe kâfidir. PEYAMt SAFA MESELELER İHEM NALINA M1HINA Almanya ile Italya arasında askerî bir ittifak mı ? Romada Mussolini ile Blomberg arasında mühim müzakereler oluyor IBaştarafı l inci sahitede] zırı Kont Ciano da hazır bulunmuştur. Akşam da Alman Mareşalı şerefine 300 kişilik bir ziyafet verilmiştir. Siyasî mehafilden sızan haberlere bakıhrsa Mussolini ile Mareşal Blomberg arasında cereyan eden konuşmalarda Berlin ile Roma arasında askerî bir ittifak yapmak meselesi mevzuu bahsedil miştir. Bir İtalyan gazetesinin mütaleası Roma 2 (A.A.) Giornale d'İtalia gazetesi Mareşal Blombergin Romaya bir asker sıfatile geldiğini, görüşmelerin bilhassa askerî mahıyette olacağını ve fakat mülâkatın harbcu bir tezahür ola mıyacağını ve talâş edilecek bir komp loyu ihtiva etmediğini kaydetmektedir. Mareşalin yapacağı teftiş Roma 2 (A.A.) Bütün gazete ler, Mussolini tarafından îtalyan ordu sunu ziyaret etmek üzere davet edilen ve bugün tayyare ile Romaya gelecek bulunan Almanya Harbiye Nazırı Mareşal von Blomberg hakkında çok dostane ve sitayişkârane yazılar yazmakta ve «hoş geldiniz» demektedir. Mareşal, öğleden sonra Kral tarafından kabul edilecek ve bilâhare Mussolini ile görüşecektir. Mareşal, perşembeye İtalyan hava ordusu nu, cuma günü kara ordusunu ve pazartesi günü de donanmasını ziyaret ve teftiş edecektir. Cumartesi ve pazar günleri ise mareşal, İtalyan Veliahdinin misafiri olarak Napolide kalacaktır. Hamidiyenin seferi amidiye mekteb gemisi, bugün, sefere çıkıyor. Dost Yunan ve Yugoslav limanlarını ziyaret edecek. Bu seferin büyük ehemmiyeti vardır; çünkü yıllardanberi, ilk defa olarak bir Türk mekteb gemisi Türk sularmdan ve denizlerınden ayrılarak uzunca bir sefere çıkmakta ve ecnebi limanlarını ziyarete gitmektedir. İyi denızci, denizlerde gezerek yetişir. Onun içindir ki her devletin mekteb gemileri vardır. Bu mekteb gemileri, genc denizcilere, denizciliği açık denizlerde, hatta okyanuslarda öğretir. Japon mekteb gemileri olan 9000 küsur tonluk eski Yakumo ve İdzumo kruvazörleri, her ki senede bir devriâlem seyahatine çıkarar ve bu arada İstanbul limanına da uğrarlar. Almanların 5400 tonluk Emden kruvazörü de, mekteb gemisidir. O da, genc Alman denizcilerini hâmilen uzun aylar, hatta bir seneden fazla süren seyahatler yapar. Fransızların 6000 küsur tonluk Jeanne d'Arc ismindeki kruvazörü de mekteb gemisidir. O da, birkaç de:a limanımıza gelmiştir. İtalyanın Chrisophore Colombo (Kristof Kolomb) ve Americo Vespuci isimli takriben 3000 onluk yelkenli ve motörlü mekteb gemieri de iki yı! evvel limanımıza gelmişlerdi. Bunların her birinde 140 deniz tale>esi vardı. Denizcilik bakımından daha küçük devletlerin, meselâ Felemengin, İsveçin, Yunanistanın, Yugoslavyanın, Danimarkanm ilâ. mekteb gemileri de arasıra limanımıza gelirler. Çünkü, dediğimiz gibi, denizci, denizde yetişir. Mekteb gemilerinin ecnebi limanlarını ziyaret etmelerinin ikinci bir sebebi daha vardır ki o da bayrak gösterme ve propagandadır. Tertemiz giyinmiş, birkaç ecnebi dili konuşan genc ve sevimli bahriyeliler, mensub oldukları millete ve onun medeniyetine, denizciliğine çok canlı bir reklâm olurlar. Mekteb gemisi, yelkenli veya eski bir harb gemisi olsa dahi, içindekiler, yeniliğin, gencliğin, temizliğin timsalidirler ve her gittikleri yerde, çok iyi tesirler bırakırlar. Hamidiye, bugünkü seferile denizciliğin bu an'anesini memleketimizde ihya etmiş oluyor. Genc Türk bahriyelileri, Hamidiye gibi tarihî bir kruvazörle dost Yunan ve Yugoslav limanlanna gidecekler, Yunan ve Yugoslav sularında şanlı bayrağımızı gösterecekler, Türk denizcilerinin en yüksek, en medenî milletlerin denizcilerinden hiç farksız olduklarını göstereceklerdir. Yaz mevsiminde, bilhassa, Adriyatik kıyılarında, deniz banyolan için merkezî Avrupadan gelmiş binlerle insan bulunur. Onlar da, bahriyelilerimizi göreceklerdir. Hulâsa, Hamidiyenin seferi, gerek genc denizcilerimizin yetiştirilmesi, gerekse bayrak gösterme, yani propaganda bakımından çok faydalı olacaktır. Güle güle gidip gelsinler. •••»•iMinımıııııınıiHiıııiiiııııınıııııımııınııııııııııııiHiiKiıınımn: Cenub hududumuz Alman Hariciye kısmen kapatıldı Nazırınm seyahati Sebeb, hududumuza ya Von Neurath Budapeşte, kın bir aşiret arasında Belgrad ve Sofyayı yakında ziyaret edecek veba zuhur etmesidir Ankara 2 (A.A.) Urfa vilâye tine tâbi Resülayn kasabasına yakın ve cenub hududumuzun öte tarafında ya şıyan bir aşiret efradı arasında zatürrie şeklinde veba vukuatı zuhur ettiği haber almması üzerine, Sıhhat Vekâletince Resülaynde icab eden tedbirler derhal alınmış ve hududumuzun Dicle ile Fırat nehirleri arasındaki kısmı muvakkaten kapatılarak her türlü muvasala ve münase bat menedilmiş ve ayrıca merkezden profesör doktor Server Kâmil Tokgözün riyaseti altında bir heyet bütün serom, aşı ve sair malzeme ile Resülaynde tetkikat yapmak ve tedabir ittihaz etmek üzere yola çıkarılmıştır. Zelzele vüzünden bir şehir harab oldu Londra 2 (A.A.) Yeni Cuine valisinden gelen bir rapora göre, zelzele neticesinde harab olan Rabaul şehrinde örfî idare ilân edilmiştir. İmdad heyetine mensub olanlardan başka hiç kimsenin şehre girmesine müsaade edilmemektedir. Berlin 2 (A.A.) Hariciye Nazırı von Neurath'ın önümüzdeki hafta Bel grad, Sofya ve Peşteye yapacağı ziya retleri mevzuu bahseden Berliner Ta geblatt diyor ki: «Von Neurath Almanyanın samimî münasebetlerde bulunduğu üç milletin hükumet merkezlerını ziyaret edecektir. Bu münasebatın tarsin ve tevsii cenubu şarkî Avrupasınm teskini nef'inedir. Bulgaristan ve Macaristanla olan münasebatımız bir an'anedir. Yugoslavya ile münasebetlerimiz de genişlemiştir. DaSofyada bir doktorun, bir erkeğin karha geniş bir teşriki mesai şartlarını hazır nından çıkardığı bir ur içinde tam te lamak mevzuu bahistir.» şekküllü bir çocuk bulunduğunu yazmış, bu hususta maruf doktorlarımızın da mütalealarını neşretmiştik. Erkekler için korku yok! Profesör Tevfik Remzi vaziyeti aydınlatıyor Beynelmilel bir kömür konferansı toplanıyor Hollywood'da grev devam ediyor Hollvwood 2 (A.A.) Verilen haberler hilâfına olarak Hollyvvood stüd yolarında grev devam etmektedir. Almanya Vatikan'la siyasî münasebatını kesti Berlin 2 (A.A.) Papalık nezdindeki Alman maslahatgüzarı tevdi ettiği notada kardinal Mundelinin Hitlere karş, yaptığı hücumlardan dolayı Papalık makammca tarziye verilmedıkçe Almanya ile Papalık arasındaki normal diplo matik münasebatın münkatı olacağını bildirmiştir. Valimizin Ankara muhabirimize söyledikleri Ankara 2 (Telefonla) İki gündür şehrimizde bulunan İstanbul Valisi Muhiddin Üstündağ bana, burada bütçe teşkilâtı ve kadro islerile mesgul olduğunu söyledi. Bu seneki festivaller hakkında da: «Bu sene daha iyi olacağını umuyorum, arkadaşlar çalışıyorlar, geçen seneki tecrübeler de gözönünde tutulmaktadır. Festivaller 1 ağustosta başlıyacak ve 30 gün devam edecektir. Macarlan ve Ruslan da davet ettik. Yunanlıları da £a ğırdık» dedi. İngiliz eshamı yükseliyor Londra 2 (A.A.) Chamberlain'in Avusturyada bir inf ilâk «silâhlanma vergisi» nden vazgeçeceği ve Viyana 2 (A.A.) Aşağı Avusturyabunun yerine bir temetti^ vergisi koya da kâin Hirtenberg mühimmat fabrikacağı suretindeki beyanatı üzerine dün borsada eshamda umumî bir tereffü kay smda bir infilâk vukua gelmiştir. Bir erkek ve 7 kadın amele, oldukça ağır dedilmiştir. Baldwin Dizbağı nişanı aldı surette yaralanmışlardır. Hasarat, mühimdir. Londra 2 (A.A.) Dün Dizbağı nişanile taltif edilen Baldwin, lord nasbe dilinciye kadar sir unvanını taşıyacakParis 2 (Hususî) Paris Borsasının tır. bugünkü kapanış fiatları şunlardır: Muğladan ihrac edilen Londra 110,61, Nevyork 22,45 3/4 kromlar Berlin 900, Brüksel 378,50, Amsterdam Muğla 2 (A.A.) Nisan ayı içinde il 1234.75, Roma 118,15, Lizbon 100.75, Ceiçindeki krom madenlerinden harice nevre 512,62 1/2, bakır 64 66, kalay sekiz bin be şyüz altı ton krom ihrac 255,2.6, altın 140,2,8, gümüş 20 5/16, kurşun 24,8,9, çinko 23;10. edilmiştir. Cenevre 2 (A.A.) Beynelmilel Mesai Bürosu idare meclisi bugün Çekoslovak nazırınm riyaseti altında yaptığı toplantıda 1938 nisanmda beynelmilel bir kömür konferansı akdine karar vermiştir. Bu konferansa alâkadar bütün «Sofyadaki tıbbî hâdise arasıra rasgelmemleketler iştirak edeceklerdir. diğimiz Teratom denilen neviden bir ura İdare meclisi gelecek toplantısını aid olsa gerektir. Bu urlar, onu taşıyan Pragda 7 kânunuevvel 1937 de akdedehenüz annesinin rahminde iken vücudücektir. nün içine yabancı bazı uzuv parçalarının îzmir kulüblerinin vaziyeti yerleşmesi ve bunların sonradan büyümeİzmir 2 (Hususî) Spor kulübleri sile peyda olabilir. Bunun sebebi ne olurnin vaziyeti hakkında Vali Fazlı Gü sa olsun neticeyi daima görüyoruz. Ben leçle görüştüm. Bana: de kaç defa urlar içinde çene, diş, kemik, t Kulüblerin vaziyetine verilen is saç gibi uzuvlar buldum. Bazan tikamet kat'idir, bu vaziyet bozulmı eksik büyümüş bir çocuğu hatırlatacak yacaktır. Ayrılma asla varid değildir> urlar da görülüyor. Fakat erkeğin anne dedi. olması mevzuubahs değildir. Biribirine Toprak altında kalan amele bağlı çift doğan ikizlerin «meselâ Siyamİzmir 2 (Hususî muhabirimizden) lı hemşireler gibi hikâyeler malumdur» Bozyakada kiremid fabrikası için top bu çocuklardan bir tanesi kardeşine ya rak kazan amele, toprağm çökmesi üze pışık ve onun vücudü içinde minimini rine altında kalmıştır. İki gün evvel ge kaldığı da vaki olabilir. Böyle bir hal len Nevşehirli otuz yaşlarmda Ali oğlu karşısında bu uru taşıyan adama gebe Mehmed ölmüş, diğerleri kurtulmuştur. kalmış diyemeyiz, belki kardeşinin miniCenubî Afrika hiçbir harbe mini cenazesini taşıyor deriz. Şimdilik erkeğin gebe kalmasma imkân yoktur. Faiştirak etmiyecek kat aksi variddir. Günün birinde kadınlar Fauresmith 2 (A.A.) Müdafaa Na erkeksiz gebe kalabileceklerdir. zrrı Pirow, Reuter ajansının muhabi Çünkü bazı hayvanlarda yumurtacığı rine. ecnebi bir devlet tarafından Cenukimyevi mahlullerde erkeğe ihtiyacı olmabî Afrika İttihadma yapılacak muhte mel bir taarruz karşısında hükumeün dan telkih etmek mümkün oluyor. İnsankullanacağı siyaset hakkında mühim da henüz bu mümkün olmamıştır. Lâkin kimbilir belki bir gün kimyevî mahlul yebeyanatta bulunmuştur. rine meselâ fizik bir unsurla, bir nevi şuPirow, bilhassa şunları söylemiştir: ala kadında yumurtacığı telkih etmek « Yakın veya uzak bir istikbalde vuku bulacak herhangi bir muharebeye mümkün olabilecektir. Bu da istikbalin iştirak etmek için hiçbir sebeb göremi işidir. Şimdi erkekler müsterih olabilir.» yoruz. Cenubî Afrika doğrudan doğruya veya bilvasıta muharebeye girmesiVasıf Çınar ihtifali ni intac edecek taahhüdlerle hiçbir İzmir 2 (Hususî muhabirimizden) memlekete bağlı değildir.> Halkevinde merhum Vasıf Çınar için ihtifal yapıldı, hatıraları yaşatıldı. Tıb fakültesinin maruf nisaiye müte hassısı profesör Tevfik Remziden dün bir mektub aldık. maruf profesorümüz bu bahis üzerinde bize mütemmim bazı malumat daha vermekte ve keyfiyeti şöyle izah etmektedir: Windsor Dükü bugün evlenecek IBaştarafı 1 inci sahiieâe] eld'in evlenme törenini icra edecektir. Bu merasime pek az kişi davet olunmuştur. Yalnız beş gazeteci bulunacaktır. Davetliler arasında, 17 senedenberi Dükün yanında çalışan şoförii de vardır. Dinî ve medenî nikâh Tours 2 (A.A.) Medenî nikâh, şatonun salonunda kıyılacaktır. Dinî nikâh merasimi ise musiki salonunda yapı lacaktır. Bu maksadla salona bir mihrab konmuştur. Gelin de dahil olmak üzere merasimde bulunan bütün kadınlar şapka giyeceklerdir. Yeni evliler Avusturyaya dönüyorlar Tours 2 (A.A.) Cande şatosu ııun etrafında büyük bir faaliyet ve hareket hüküm sürmektedir. Şatoda Dük de Windsor'un izdivacına müteallik hazır lıklar yapılmaktadır. Bütün davetliler, şimdi buraya gelmiş bulunuyorlar. Dük ve Düşes de Windsor, yarın akşam otomobille Laroche Migennes'e gideceklerdir. Kendilerinin Carinthie'e (Avusturyada) gitmek üzere oarda trene binecekleri zannolunmaktadır. Yeni bir ihtilâf mı? Londra 2 (A.A.) Rahib Jardi neini yarın Vindsor Dükasının evlenme merasimini ifa edeceği haberi Anglikan kilisesi mahfillerinde az çok heyecan hasıl etmişrir. Jardin mıntakasının tabi ol duğu Drhamı peskaposu, Jardınin mıntakası haricine gittiğini bilmiyordu. Hatay meselesinin hallinden sonra Suriye ile münasebetlerimiz [Başmakaleden devam] yeni şeklile Hataym Türkiye ile Suriye arasında bir dostluk ve kardeşlik köprüsü yazifesini göreceğini bile iddia edebiliriz. İki komşu dün olduğu gibi yarın da kardeş memleketin Hatay davasındaki Cemiyet kararını böyle telâkki etmeleri pek yerinde olur. Fransanın Suriyede ifa etmekte olduğu vazifeyi bu kıt'anın istiklâlile ikmal etmesini en ziyade biz Türkler sevincle karşılıyoruz, ve Hatay davasında Türk Fransız dostluğunun ciddî ve çetin bir imtihandan muvaffakiyetle geçmiş olması her iki taraf için ve hatta Suriye de nazara alınarak her üç taraf için bir bahtiyarlık olmuştur. Kıymetli dostluklanmızı bir sulh eserile teyid etmiş oluyoruz. Bundan dolayı hepimiz ancak sevinebiliriz. Cemiyet karannın tatbikat safhalanoda herkesten en ileri iyi niyet istiyen nazik noktalar vardır. Bayır, Bucak ve Hazne nahiyelerinde Türk halkın hukukuna hürmet ve riayet olunması Suriyenin siyasî fatanetinden beklediğimiz bir fazilettir. İki komşu memleket müte kabil hudud emniyetine azamî itina göstermekle ancak medenî kabiliyetlerinin yüksek delillerini vermiş olurlar. Yeni İstanbul Merkez Kumandanı Fransızlar Almanyaya müstemlekelerini iade etmek niyetinde değil Paris 2 (A.A.) Meb'usan meclisi Müsterrtfekeler encümeni, dün öğleden sonra yaptığı toplantıda, Almanyanın müstemleke talebleri hakkında meb'us Brunet'nin raporunu dinlemiştir. Bu raporda Almanyanın bu talebleri, arazi isteği ve iptidaî maddelerin taksimi olarak iki noktai nazardan mütalea olunmak tadır. Meclis koridorlarında söylendiğine göre, encümen, Almanyaya herhangi bir arazi terkinin tamamile aleyhinde karar vermiştir. PARİS BORSASI Yeni Merkez Kumandanı General IhHulâsa artık ihtilâf hallolunarak ik sanın vazifeye başladığmı yazmıştık. komşu memleket münasebetlerinin alabil Bugün de bir resmini koyuyoruz. diğine bir dostluk inkişafı arzetmesi za manı gelmiştir. Türkiye ile Suriyenin bu mes'ud imkânı muvaffakiyetle tecelli et tireceklerine aid umudlarımız çok kuv Peskapos demiştir ki: vetlidir. Her iki tarafa bu umudlan haki IBaştarafı 1 inci sahifedei « Jardine'in kendi bölgesinden başkabul etmiştir. Mülâkat, Avusturya ile ka bölgelerde salâhiyettar mahallî kili kat yapmalannı temenni ederiz. Türkiye arasındaki münasebatı vasıf YUNUS NADÎ se makamlarının muvafakatini almadan landıran samimi dostluk havası içinde izdivaç merasimi tes'id etmek s'alâhiyeti eereyan etmiştir. yoktur. Mısır Kralının taç giyme Hariciye Vekilimiz Dr. Aras Viyanada Vindsor Dükünün evlenmesi Durham bölgesinde yapılsaydı Durham peskaposu bunu menederdi. Fakat peskaposun salâhiyeti bütün Avrupa kıt'asına şamildir. Bu salâhiyet Fulham peskaposuna aiddir. Idusa Diane de Jardinenin kendisinin müsaadesini almıs olacağını zannedi yorum.» merasimi Numan Menemencioğlu Belgradda Kahire 2 (A.A.) Kral Farukun tac giyme merasimi temmuz sonların d reşid ilân edildikten sonra, yapılacaktır. Merasim, Mısırın yeni vaziyetini tebarüz ettirmek için îngilterede yapıldığı gibi bilhassa parlak olacaktır. Belgrad 2 (A.A) Türkiye Hariciye Siyasî Müsteşarı Numan menemenci oğlu. Yugoslavya Başvekili tarafından kabul edilmiştir. Dün akşam Türkiye elçiliğinde Menemencioğlu şerefine bir kabul resmi tertib olunmuştur. Mene mencioğlu bu akşam İstanbula hareket edecektir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: