2 Eylül 1937 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 6

2 Eylül 1937 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURfYET ıoar Yeni Türkiye Hindistanda çıkan bir mecmua memleketimize aid şayanı dikkat neşriyatta bulunuyor Türkiye Amerika fikir birliği Dr. Rüştü Arasm M. Hull'e cevabı Ankara 1 (A.A.) Amerika Birleşik devletleri Hariciye Nazm M. Cor dell Hull'ün 16 temmuz tarihli beyana tına, Türkiye Hariciye Vekili Dr. Tevfik Rüştü Aras tarafından 208937 tarihinde Amerika birleşik devletleri maslahatgüzanna aşağıdaki cevab tevdi edilmiştir: «Amerika birleşik devletleri Hariciye Nazırını mühim beyanatını büyük bir ilgi ile öğrenmiş olan Hariciye Vekili bu babdaki tebligatından dolayı Amerika hükumetine hâr teşekkürlerini sunar. Dr. Aras, bu beyanatm mümtaz sahibi tarafından izhar olunan arzuya uygun olarak, ekselâns Hull tarafından tetkike mevzu olan meselenin heyeti umumiyesi hakkında Türkiye Cumhuriyeti hüku metinin düşüncesini aşağıda bildirmekle bahtiyardır: Ilkönce şurasını belirtmek gerektir ki, sulh ve beynelmilel iş birliği davasında Amerika Birleşik devletleri Hariciye Nazınnca takib edilen usul, beynelmilei hayatın tekâmülünde faydasını hissettirecek mes'ud bir yenilik teşkil eylemektedir. Filhakika, dünyayı kanştıran meseleler karşısmda hükumetin aldığı vaziyeti tasrih etmek ve bu sarahat hakkında diğer memleketleri idare edenlerin görüş tarzlannı sormak hususları, müşterek bir uyuşma ve iş birliği formülü bulmakta menfaattar bütün devletler arasmda karşılıkh anlaşmayı kolaylaştırmak suretile, en hayırlı neticeleri vermekten geri kalmıyacaktır. Türkiye Hariciye Vekili, Amerikanm mümtaz devlet adamına bu babda en hararetli tebriklerini sunmayı lüzumlu addeyler. Beyanatm esası hakkında Dr. Aras, pek muhtelif fırsatlarla devlet reisi ve Türk siyasetinin mes'ul başkanlan tara fından vâki olan beyanatm cumhuriyet hükumetinin icraatile daima teeyyüd et miş ve bu sözlerle bu icraatm da geçen 16 temmuzda vâki olan Amerikan beyanatı dairesinde tecelli edegelmis. olduğunu hatırlamağa müsaraat eyler. Görüşlerdeki bu uygunluk dolayısiledir ki, Dr. Aras, Amerika Birleşik devletleri Hariciye Nazınna, beyanatm Türkiye cumhuriyeti hükumetinin görüşlerine uyduğunu ve heyeti umumiyesile de, hem tasavvur hem tatbik bakrnımdan, Kemalist Türkiyenin haricî siyasetine esas olan prensipi ifade ettiğini bildirmek imkânım bulmakta dır.» dan modern tarzda meydana getirilmiştir. Bu binalar Ankaraya çok asrî bir manzara veriyor. Bidayette yeni Ankara Türk mima risi metodlarile inşa edilmek istenmişti. Lâkin orijinal Türk tarzında yapılan ilk binalar çok çirkin göründüğünden hükumet modern bir Türk stili yaratmaktan sarfınazar etmiş ve umumen kabul edil mrç mimarî tarzlannm en iyisini intihab eylemiştir. Kemal Atatürk hükumetinin karekteristik bir düstüru var: Diğer memleket lerde en ziyade iyi olduğu bittecrübe sabit olan tarzlan tatbik etmek. Bunun için şehir plâncılığında Ame rika ve Almanyada cari tarzlan ve teşkilâtı esasiye kanununda Avrupa dev letlerinden kanunu esasisi en modern memleketi nümune tutmuştur. Yeni Türk Teşkilâtı Esasiye kanunu ancak 1312 senesindenberi mer'iyet mevkiine konulan İsviçre kanununa uygundur. Modern Türk zihniyeti Fransız kanunu esasisini çok eski ve Alman kanunu esasisini de çok karışık bulmuştur. Beni sevmediğin için de, tabiî üzülmedin değil mi? dedi. Sen beni sev miyorsun Sybil. Beni fazla sevmiyorsun değil mi? Gel şunu itiraf et! Bir eskrim maçında feci bir kaza oldu Pariste bir genc flöre maçına kurban gitti Üniversiteliler Olimpiyadlarmın kızlar arasyndaki müsabakalarda bühassa Alman ve İngiliz kızlart temayüz etmektedir. Resmini koyduğumuz üç Alman aüetinden ortadaki 80 metro mânialı koşuda birinci gelen Froylayn Goldman Bir müddettenberi Pariste devam etrçnekte olan Üniversiteliler olimpiyad larının eskrim müsabakalarında ölümle neticelenen feci bir kaza olmuştur. Flöre kısmının tasfiye müsabakala rmda Paris Tıb Fakültesi talebesinden Monal'la Meksikah bir Üniversiteli kur'a neticesinde karşılıklı maç yap mağa mecbur olmuşlardır. Her zaman yapıldığı gibi mübareze den evvel eskrimcilerin giydikleri elbisenin darbelere mukavemet edebilecek derecede sağlam olup olmadığı ve flörenin ucundaki düğmenin mukavemeti kontrol edildikten sonra gencler karşı lıklı vaziyet almışlardır. Müsabakaya başlıyalı iki dakika ol madan Fransız genci bir hamle yapmış ve akabinde yere yıkılmıştır. Fransı zın imdadına koşanlar elbisesinin kal be tesadüf eden kısmmı kıpkızıl kanlar içinde görünce şaşırmışlardır. Meksika talebesinin kendini müdafaa için yaptığı hareket esnasmda flöresinin ucundaki düğme kopmuş ve çıplak ok gibi kalan alet zavallı Fransızın kalb nahiyesine yirmi santim kadar saplan mış ve çıkmıştır. Monal staj görmekte olduğu Neker hastanesine kaldırılıp elden gelen bütün tedavi ve ihtimamlar yapılmışsa da zavallı genci kurtarmak mümkün olamamıştır. Çocuklann bilhassa kemiklerinin te şekkülâtım kolaylaştınp kuvvetlenmesini temin eder. ile büyümüş yüz binlerce çocugun ebeveyninden sorunuz. lfâiy&&&QSx&>bG^^ ONU: PERTEVŞURUBU • • Mevzuubahs mecmuanın iç kapağı Hindistanm en büyük resimli ailevî hayab modern esaslar üzere ku mecmuası olan ve Bombayda in rulacak yeni Türkiye eski teşkilât ve teştişar eden İllustrated Weeklu of riî eserleri ve hayab ihtiva eden bir merîndia I ağustos 1937 iarihli nüsha kezden meydana getirilemezdi. Zaten sından iubaren memleketimizdeki Umumî Harbden evvel Türkiyenin Avbüıjük terakkilerden bahseden bir rupadaki arazisi çok azalmış ve harbler makalâi silsilesi neşrelmeğe başla tamamile zail olduktan sonra Türkiye mıştır. Türkiyeye aid zengin resim sırf coğrafya noktasmdan söylemek icab lerle tezıjin edilmiş bulunan birinci ederse bir Avrupa devleti olmaktan çıkmışh. makalede deniliyor ki: Bu düşüncelerle Atatürk Asyadaki Modern mimarlığın hayranı olan zevk çöl içinde bulunan bir kasabayı yeni mererbabı hayalhanelerinde tasarladıkları en asrî şehnn Amerikada değil Ana kez olarak intihab etmiş ve birkaç sene doluda tahakkuk eylediğini görü içinde bunu Amerika ve Avrupadaki yorlar. Ancak geçen on iki sene için şehircilik plânlanndan istifade ederek de meydana gelen bu asrî şehir plân güzel bir beldeye tahvil eylemiştir. ve mimarî itibarile bütün dünyada misli Heykeller, abideler ve rakıbi ender bir beldedir. Modern Ankara yalruz binalarile On iki yıl önce yazm fcoza ve krçın ça değil ayni zamanda abideleri ve heykelmura batan küçük bir şehrin etrafındaki traş eserlerile dahi nazarı dikkate çar kum çölü bugün güzel bir belde ve ci pıyor. Eski Türk şehİTİerinde son derecehanın en modern şehri olmuş bulunuyor. de günah sayılan böyle eserler mefkud Bu şehir Türkiyenin merkezi Ankara idi. Sultanlann Türkiyeden ayrıldıkları dır. ancak on beş sene olduğu halde yeni Yeni Türkiyenin barrisi ve Türkiye devlet merkezi Ankaranın her köşesinde Cumhuriyetinin Reisi Kemal Atatürk bir heykel görünmektedir. Atatürkün hükumetin merkezini Istanbuldan Ana Ankaradaki heykelleri düzinelerledir. dolunun ortasmda tozlu bir kasabaya Diğer her Türk şehrinde dahi heykeller naklettiği zaman umumî bir hayret uyan vardır. Bu heykeller daha ziyade Ata mışb. türkün metodlarının remzini ifade et Fakat Atatürkün yeni Cucıihuriyetin mektedir. eski saraylar ve mabedler dolu kadim Türk gencliği ve san'at payıtahttan lâyıkile idare edilemiyeceğiTürkiyede Atatürk, heykeltraş ve resni düşünmesinde haklı sebebler vardı. min taammüm eylemesinde bizzat örnek Eski islâm san'atının muhteşem eserleri olmuştur. Genclik dahi güzel san'atlann ile dolu bir yer olan İstanbul hiçbir za bu şubesinde faal olarak alâkadar olmuşman kâfi dereecde asrileşemiyecekti. tur. Şimdi lstanbulda kurulan Güzel Eski şehirlerin her tarafmda an'anele San'atlar Akademisinde yüzlerce genc rin bakayası ve otokrat padişahlann sal Türk kadın ve erkekli çahşıyorlar. tanatları devirlerinin eserleri bulunan biModern mimarî nalar yapılmışb. Ankaradaki muhteşem abidelerin en Yeni bir merkeze ihtiyac cazibi Avusturyah profesör Thorak'm Bunları tahrib ederek yerlerine asrî eseri bulunan emniyet heykelidir. Abidebinalann yapılması ise vandalizm olurdu. lerin ve umumî binalann ekserisi Avusîcraî teşkilâtı, kanunî teşriatı, içtimaî ve turyah ve Almanyalı mhnarlar tarafm Istanbul Liman Işletme Idaresinden: • Galata Rıhtım üzerinde yaptırüacak antrepo için 31/8/937 de elde edilen fiatlar isabetli görülmediğinden buna a.id pazarlığın 6/9/937 pazartesi saat 14 te tekrarlanacağı ilân olunur. . (5787) uinaLaroche Terkibinde : Kırmızı kınakına Kül rengi kınakına Sarı kınakına gibi en mükemmel Uç kınakınanın teksif edilmiş eriyebilen bUtün unsurları bulunan nefis ve lezzeti hoş bir Balkan güreşlerine hazırlıklar 17 eylulde İzmirde beşinci Balkan güreşlerine iştirak edecek millî takırnımızı seçmek üzere namzedler arasmda önümüzdeki hafta içinde Amerikan mektebindeki kampta seçme müsabakaları yapılacaktır. Seçmeler 56, 61, 66, 72 kilolar üzerinden yapılacaktır. Pire muhtelitile revanş maçi Galatasaray Beşikrtaş kulüblerin den: 1 Pire muhtelitile kulüblerimiz muhteliti arasmda revanş maçı 5 eylul 937 pazar günü Taksim stadmda saat 16 30 da yapılacaktır. 2 Maç hakemi Ahmed Adem, yan hakemleri Feridun Kılıç, Tarıktır. 3 İsimleri aşağıda yazılı arkadaş larm pazar günü saat 15 te Galatasaray kulübünde bulunmaları bildirilir: Mehmed Ali, Faruk. Hüsnü, Fuad, Eşref, Hakkı, Rıdvan, Sacid. Eşfak, Etyen, Haşim, Bülend, Salim, Nubar, Vlastardis, Sülevman, Şükrü, Enver. 4 Fiatlar: Balkon 100, tribün 50, duhuliye 25 kuruştur. ŞARAP Hülâsasıdır BUtün eczanelerde satılır. Bütün dünya doktorları tarafından tavsiye OUINA LAROCHEİ edilen bir kuuvet ve VIN RtCONSTITUANT sıhhat eksirîdir. . «ın>»ıl t o i f ı i ı • » SEHER VAKT Maurice Dekobra 5 Hamdi Varoğlu Sybil, birdenbire, köşkün önünde duran bir otomobil gürültüsünü ve akabinde sokak kapısının açılıp kapandığını duydu. Genc kadın, Rudolf'un, merdi ven basamaklarını gıcırdatan ayak ses lerini tanıdı; kocasım kapınm eşiğinde görünce, onun kollan arasma ahldı: Rudolf! Yaralı değilsin değil mi? diye haykırdı. Hem gülüyor, hem ağlıyor; bir yandan onun yüzünü, gözünü öpüyor, bir yandan da sitem ediyordu: Deli gibiyim, kocacığım, kusuru ma bakma. Ne yapayım, öyle korktum, öyle korktum ki.... Bu zamana kadar nerede kaldın? Yoksa, arkadaşlannla ! beraber eğlentide miydin? Hennings onu okşıyarak, teskine çalışü. Sybil!... Çocukluk ediyorsun... Pekâlâ biliyorsun ki mühim bir sebeb olmasa bu kadar geç kalmazdım! Sefirin berbad bir şifreli telgraf işi vardı. Fevkalâde mühim ve müstacel olduğu için bırakıp gelemedim; sana da haber gönderemedim. Bir an evvel eve dönüp seni meraktan kurtarmak için ne kadar sabırsızlandığımı Allah bilir... Vah yav rucugum! Zabitle evlenmek, sulh zamanında bile hoş birşey değildir... Bir de böyle harb patladı mı, artık kocanı kodunsa bul! Ne yaparsm, herşeyden önce vazife!.... Hennings'in sesinde öyle bir samimi yet, bakışında, doğruyu söylediğini gösteren öyle bir ifade vardı ki, genc kadın, bu sözlerin samimiyetinden zerre kadar şüpheye düşmedi. Gerilen sinirleri yatışmıştı. Kahkaha ile gülerek: Ben de seni, bir görüşte aklmı alan bir kadınm peşine takılıp gittin zan netmiştim, dedi. Hennings, ona bîraz takılmak îstedi: Yazan: Çeviren: lıktan gelen sesile uykudan uyandı. Efen Bakayım nedir? dilerini, sabah uykusu uyurlarken kat'ıyYataktan kalktı ve: yen rahatsız etmiyen bu kadın, o sabah Şimdi gelirim. gemi azıya almıştı. Rudolf kulak kabartDiyerek odadan çıktı. Ve genc kadını göğsünde sıktı. Sybil, tı. Aşağıdan şu muhavere işitiliyordu: Taşlığa indiği zaman, orada, 17 nubaşım arkaya doğru devirmiş, dudakları Anlamıyor musunuz canım? Mös maralı ajanı buldu. Adam, bu vakitsiz kocasının dudaklarına değiyor, «hayır! yö bu gece eve çok geç geldi, diyorum ziyaretten dolayı özür diledikten son Hayır! Artık seni sevmiyorum» demek size. Bu vakit uyandırıp da adamı rahat ra: sız edemem. Yüzbaşun, dedi, miralay Wedl taister gibi, başını geriye doğru sallıyordu. Lisbeth'e, bir erkek sesi cevab verdi: rafından geliyorum. Fakat güzel gözlerindeki parlaklık, göz Anlamıyan ben değil, sizsiniz, mat Ne var? Birşey mi oldu? lerinin etrafmı çevreliyen siyah lekeler, mazel. Ben de size diyorum ki, yüzbaşı Hayır, hiçbir şey olmadı, yüzba onun, Rudolf'un aşkma, ayni kuvvetle Hennings'i derhal görmekliğim lâzım. şım... Fakat, sefir hazretleri, Viyanadan mukabele ettiğini kâfi derecede gösteri Kendisine bir emir tebliğ edeceğim. bir telgraf almışlar. Galiba size aid bir yordu. Iyi ya! Saat onda tekrar gelir, gö meseleden bahsediyormuş. Derhal sefarethaneye müracaat etmeniz emrolunu Hennings, karısını, kollanna alıp kal rürsünüz. yor. Telgraf müstacel olduğu için, sizi dırarak bir çocuk taşır gibi kucağında Hayır, matmazel, olamaz. Müs odalarının kapısına kadar götürdü orada tacel bir emirdir. Geciktiremem. burada bekliyeceğim, sefarethaneye bedurdu. Sybil, yanağını kocasının yana Rudolf, bu son cümleyi işitince kalk nim otomobilimle gideceğiz. ğma değdirdi, korku taklidi yaparak: Rudolf, 17 numaralı ajana bir iskemmağa davrandı. Bu hareket, ona sokul A a!.. Mösyö, nereye gidiyorsunuz muş, uyuyan Sybil'i uyandırdı. Genc le verdi ve giyinmek için birkaç dakika böyle ? kadmın elleri, kocasının omuzlarına, naz müsaade istiyerek tekrar odasına çıktı. Diye sordu. Sybil, kocasının odadan içeri girdiğini lı bir ısrarla yapıştı. Dudakları, gülümsiHennings, oda kapısını ayağile itti yerek, onun dudaklarına uzandı. Ru duyunca: ve genc kadınm kulağına fısıldadı: Rudi! diye seslendi, gel beni bir dolf, bu tatlı derağuştan, istemiyerek, ha Kusurumu affettirmeğe, madam! fifçe sıyrıldı. daha ö p ! . . r Gelen kimmiş? Traşçının bi*** Sybil, yavrucuğum, bırak da kal ri mi? Rudolf, oda hizmetçisi Lisbeth'in taş kayım, dedi. Aşağıda bir gürültü oluyor. Maalesef hayîr, yavrum... Ciddî bir iş. Miralay Wedl'in adamlanndaa biri gelmiş, beraber Bern'e gideceğiz. Sefir, benim hakkımda Viyanadan bir tel» graf almış da... Alelâcele giyineceğim..» Sen kalkma cicim. Azamî bir saat sonra dönerim. Kahvemizi birlikte içeriz olmaz mı? Geç kalmazsın, değil mi sevgilim? Ne münasebet! Beni bu kadar erken uykudan uyandırmak cür'etkârlığında bulunan sefir hazretlerini bir çırpıda atlatır, gelirim. Hennings, odadan çıkmadan, genc ka« dına yaklaştı. Halının üstüne diz çöktü. Sybil, onun başını elleri içine aldı; icabmda çok sert bakan, fakat kendisine çok tatlı bir lisanla hitab etmesini bilen güzel gözlerini, sevgi ile, uzun uzun seyrettu Ayni iştiyakı, ikisi de bir anda hissettiler ve ikisi de bir anda: Seni seviyorum! Dediler. Hennings, ilâve etti: Çabucak dönüp geleceğim..* Genc kadın cevab verdi: Bekliyorum. (Arkast var).

Bu sayıdan diğer sayfalar: