23 Eylül 1937 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

23 Eylül 1937 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURÎYET 23 Evlul 1937 Osmanlı Rasputinî a ^^ a Tarihî tefrika : 33 Yazan : M. Turhan Tan ( Şehir ve Memleket Haberleri J Siyasî 48 saatlik hafta Mühim bir ihbar Ticaret Odasmda Odada dün tacirler bir toplantı yaptılar Dün akşamüzeri Ticaret Odasında şehrimizdeki bütün ithalât ve ihracat tacirleri İktısad Vekâleti Daimî Müsteşan Faik Kurdoğlunun reisliği altında bir içtima yapmışlardır. Bu içtimada, yüz kadar tacir bulunmuştur. Toplantıyı açan Faik Kurdoğlu evvelâ yeni yapılan Türk Alman ticaret an Iaşması hakkmda izahat vermiş ve bun • dan sonra Almanyanın bugünkü iktısadi şeraiti, Almanyada bloke bulunan 28 milyon Türk lirasından piyasaya aid o lan 15 milyon lirasının ne suretle itfa edileceği, bundan sonra yapılacak hususatta ne gibi hususlann nazarı dikkate alınması lâzım geldiğini anlatmıştır. Toplantı bir saatten fazla devam et mistir. icmal Japonya ve devletler inde harb son derecede şiddetlendi ve genişledi. Şimalî Çin* deki büyük Japon ordusunun garba doğru ilerliyen kısmile iç Mogolistan üzerinden garba yürüyen ve merkezi Kvantung yarımadasında bulunan daimî Japon ordusu şimalî Cinin garb eyalet lerinden biri olan Şansi'de Nankin hükumetinin Pekin'de bozulan ordusunun bakiyyesi ve bununla birleşen Çin komünist ordusile harbederek bu eyaleti işgal etmektedir." Şimalî Çindeki Japon ordusunun bü yük kısmı ise. Tientsin Nankin ve Pekin Hankov demiryolları üzerinden ve bunlann arasından cenuba, Sarı neh re doğru harben ilerlemektedir. Bunlara mukavemet etmek istiyen ve mev * cudu dört yüz bin kişiyi geçen Çin ordusu mağlub olarak geriledi. Çin ordusu nun elli bin ve diğer bir tahmine göre yüz bin kişilik bir kısmı ihata edilmiş olduğu halde, Japon taarruzunun gerisinde kalmıştır. Arkadan Japonlan taciz eden bu yüz bin kişilik kuvvetin temizlenmesi, Japon ordusunun San nehre doğru süratle ilerlemesine mâni olamamaktadır. Asıl büyük harekât şimalî Çinde yapılmakta olup iki milyon kilometro murabbı ve yüz milyon nüfusu bulunan bu sahanın tamamile Japon işgali altına girmekte bulunması devletlerin doğrudan doğruya alâka ve menfaatlerine dokun • madığından beynelmilel müşkülât doğurmamaktadır. Japon ordusu San nehrin şimdiki mecrasına yahud yarısı battal olan bundan yüz sene evvelki mecrasına kadar ilerledikten sonra Mançuri ile şimalî Çinin birleşerek merkezi Pekin ol" mak üzere eski Mançu împaratorluğu • nun yeniden kurulacağı tahmin olunu * yor. Devletlerin buna da ses çıkarmalari beklenmiyor. Yalnız Sovyetler BirHği, Japonyanın kendisine karşı zaten Mançuride kurmuş olduğu üssülharekeyi, arazi ve nüfus itibarile birkaç misli genişletmesine ve dahilî Mogalistanm işgalini de tamamlıya» rak bütün Siberyayı tehdid eylemesin» karşı ne yapacaktır) Harbden korktuk * larına göre, Sovyetlerin de birşey yap « malarma pek ihtimal verilemez. Devletlerin ve bahusus İngiltere ile Amerikanın ticarî, siyasî noktadan çok alâkadar bulunduklan Mavi nehrin geçtiği orta Çinde, Japonlann yaptıklan askerîh^(ffiS,rTfebahusus hava taü^ruzlan, şimalî Çindekine nazaran çok mahdud olmasma rağmen devletlerin sık sık Tokyo ile temas ve müzakerelerine sebeb olmaktadır. Orta Çinin iki yüz elli milyondan fazla olan halklan şimalî Çin halklan gibi yan Turanî olmayıp asıl Çin ırkındandırlar. Memleketin asıl zengin liği buradadır. Bunun ıçindir ki Mavl nehrin ağzma yakm bulunan Şan^hay ve buradaki beynelbmilel mıntakalar dün yanm en büyük şehirlerinden biri olmu?tur. İngiltere, Amerika ve Fransa, bu mıntakaların harb sahnesi haricinde bnakılmasını istemişlerdi. Japonya razı olmadı. Bu üç devlet, Çinle Japonya arasında tavassut etmek istediler. Japonya bunu da reddetti. İngiliz Hariciye Nazıri Milletler Cemiyeti büyük meclisinde ahiren söylediği büyük nutukta bu red ccvabını ehemmiyet ve teessüfle kaydetaıiştir. iki taraf da hâlâ ilântharbe İDzum gor» mediklerinden Japon donanmAsı tarafından bütün Çin sahillerine konulan ai> lukayı İnfilterenin tanımamasından Alcdenizde olduğu gibi Çin denizlerinde de tehlikeli bir vaziyet hasıl olacağından korkuluyordu. Lâkin İngiltere ahiren bu ablukayı filen tanımış ve İngiliz ticaret gemilerinin Japon harb gemileri tarafından bazı şeraitle durdurulup aranmasma itiraz etmiyeceğini büdirmiştir. Japon amirah, Çinin payıtalıtı olan Nankin'deki ecnebi sefaretlerin ve tebaanın buradan çekilmelerini istemişti. Se * fırlerin en kıdemlisi Amerikan elçisinin sefaret elkânile bir harb gemisine çekil mesi üzerine diğer sefaretler ve ecnbi tebaa dahi Nankin'i tahliyeye mecbur olmuşlardır. Bunlarla beraber yerli halk" dahi şehri terketmeğe başlamıştır. Hulâsa devletler Çinde, Japonlann harekâtma hiçbir suretle engel olamamaktadırlar. Şu kadar var ki Uzakşark işlerinin inkr şafını takib için 1933 te Milletler' Cemiyetinin teşkil ettiği yirmi üçler komitesi ne Amerikanın yeniden iştirak etmiş olmasının ne netice vereceği şimdilik belli degıldır. İş dairesinin ilk tebliği sevincle karşılandı Sütninenin piçi Avrupada! w Avrupa siyaset oyuncularının Papaya vaftiz ettirerek Şehzade diye ortaya çıkardıkları serserı Mubarek dudağınıza sunulacaktır! Deli İbrahim, her biri bir yıl kadar uzun görünen bu otuz günü geçirmek için boyuna iş arıyor, daha doğrusu iş icad ediyordu. Sadrıazam Kara Mustafa Pa«a ile candan dosttu diy» kızkardeşi sultan tarafından gamz edilen Mısır vaiisi Maksud Paşayı bu sabırsızhk devresi içindc öldürttü, Kandilli bahçesine ka yıkla gıderken fırtına çıkroasına kızarak dalgalara niçin söz geçiremiyorsun diye bostancıbaşryı falakaya yatırdı ( 1 ) , A nadoluda leşker sürmeğe memur edilen Kavanoz îbrahim Paşavı çok para çaldığı halde saraya birşey sunmamak töhmetile kestirdi ve başsız cesedini Yedikule zindaıundan saray kapısma kadar sürüte sürüte getirttikten sonra tam on gün siyaset çeşmesi önürvde bıraktırttı. Cesed, koktuğundan saray bahçelerinde, avlu larında gezmek mümkün olamıyordu. Kubbealtına arzuihal sunmrya gelenler de çeşme önünden geçemiyorlardı. Buna ve iendine yapılan ricalara rağtnen kok mu4 cesedi bulunduğu yerden günlerce kaldırtmadı. Gene o sabırsızlık devresinde vilâyetlerden gönderilen kelleleri huzuruna getirttiriyor, uzun uzun seyrediyordu. Bu vahşi temaşa sıralannda cellâd Kara Aliyi de yanmda bulundurur, o kellelerin ne suretle kesildiğine dair malumat a lırdı. Bostancılardan, kapıcılardan, balta cılardan en küçük suç işliyenlerin başını kestirmeği de itiyad edinmişti. Zavaüı hizmetkârlar yok yere öldürülüıJken o, samur kürküne sarılarak pencere önüne gelirdi, Kara Alinin nasıl i§ gördüğünü seyre dalardı. Gene bugünlerde Kızlarağası Sümbülün sütnineyle ve piçde îstanbuldan çıkmalarını kendine iş edinmişti. Hocayla Kösem Sultan emekli kölenin ükin hacca ve sonra Mısıra gitoek için dilediği izni koparmak uğrunda saallerce dil döküp yalvannışlardı. îbrahim bu müsaadeyi istemiye istemiye vermekle beraber her gün haber yollamak suretile Sümbül ağayı sıkıştırdı ve herifi hazırlığı tamamlanmamrç bir gemi ile yola çıkmak zo runda bıraktı. Deli Padişahm Sümbülü bu suretle herekete zorlaması yüzünden tam yirmi beş yıl sürecek bir harb çıktığı ve bu hâdisenin romanunızla sıkı bir alâkası buW hmduğu için keyfiyeti etraflıca yazmak lüzumunu hissediyoruz: Eski Kızlarağası büyük bir felâkete uğramiftı, saraydan koğulmuştu. Lâkin bir dakikası bir dakikasına uymıyan Hünkârın kendini unutmıyarak ikide bir «o kara köpek hâlâ burada mı» diye bağırıp çağırdığını anlaymca hayatından cia korkmıya başladığmdan bir gün önce Istanbuldan uzaklaşabilmek için gemisini kiraladığı Îbrahim reisin elini eteğini öpmeğe başlamıştı. O devirde Akdeniz korsanlar ülkesi halindeydi. Barbaroslann, Turgudlann Kılıc Alilerin yeri boştu, Osmanlı do nanması elli altmış yıl evvelki azametini, k kudretini kaybetmiş bulunuyordu. Bu * yüzden de Malta korsanlan Akdenizde dolaşmak cür'etini gösteriyorlardı. İbrahim reis, iyi bir denizci olmak haysiyetile bu vaziyeti bildiğinden gemisini herhangi bir taarruzu karşıhyabilecek hale koymaf dan yola çıkmak istemiyordu. Sümbül Ağa, Deli Hünkârın ters bir iş işlemesi korkusile îbrahim reisin söz lerini dinlemedi, geminin teçhizatı bit meden yelken açtırttı. Yanında milyonlar kıymetinde hazineler vardı. Sütnineyle piçi de beraberdi. Üstelik bir hacı kafilsini ve Mekke kadılığma tayin olu nan Bursalı Mehmed Efendiyi birlikte götürüyordu. îstanbuldaki casuslar vasıtasile bu zengin yolculuktan haber alan Malta korsanları altı kadirgalık bir filo hazırlamışlar, Akdenizm bir koyunda pusu kurmuşlardı. Sümbül Ağayı taşıyan gemi Rodosa yanaşınca liman muhafızLrı, yerli ka • y'kçılar İbrahim reisin dikkatini celbettiler, yakınlarda bir kor»an filosunur dolaştığım haber verdi'er. Fakat Süm bülle Cinci Hocaya beş. bin kuruş (be tın lira) rüşvet vererek Mekke kadılığın >>lmış olan Mehmed Efendi hac mevsi/ninin gecikmekte olduğunu ileri sürdüleı Rodosta beklemeği kabul etmediler. i îş kanunun çalışma müddetlerine ta alluk eden bir numaralı tebliğ; işçiler arasında büyük bir sevincle karşılamnış tır. İş verenler de her an tatbikı bekleni len bu cihetin müphem kalmasından dolayı hasıl olan vaziyetin bir an evvel zail olmasmdan daha ziyade memnun olmuşlardır. Esasen sınaî mahiyette olan iş yerle rinden mühim bir kısmı şimdiye kadar 48 Nihayet mukadder olan akıbet tecelli saatlik iş haftasını tatbik etmekteydiler. etti, Girid yakınlarında korsanların hü Geceleri çalışan iş yerleri de gece işlerine cumu vukua geldi, korkunç bir çarpışma aid hükümleri tatbika baslamıslardır. yapıldı ve galebe bire karşı altı gemi ile MÜTEFERRİK taarruz eden korsanlarda kaldı. Sümbül r Ağa ile İbrahim reis me dce döğüşerek Dil b?yramına aid hazırlıMar şehid düşmüşlerdi, yoldaşlarından beş bitiriliyor yüz kırk kişi de korsanlarla boğuşa bo Büyük dil bayramı, önümüzdeki pağuşa can verip gitmiş ve ancak altmış kişi zar günü Halkevlerinde, bütün yurdda sağ olarak Maltalılar tarafından esir e merasimle kutlulanacaktır. O gün, Andilmişti., Mekke kadısile sütnine ve oğlu kara ve îstanbul radyolarında Türk Dil esirler arasındaydı. Kurumu adma bir nutuk verilecek, bu Korsanlar, İbrahim reisin gemisini de nutuktan sonra her Halkevi, önceden delik deşik bir halde zaptetmişlerdi. hazırlıyacağı programa göre konferansFakat gemiyi Maltaya götürmek, ele ge lar vermek, şiirler okutmak suretile çirilen hazineyi paylaşmak bu deniz hır tezahürat yapacaktır. Bayrama aid hazırlıklar bitirilmek üzeredir. sızlarma nasib olmadı. yaralı gemi ye tneklere yapılacak aşı dekte çekilirken battı. Yalnız sütnineyle Ziraat Vekâletinden yapılan tebliğ üpiçi ve Mekke kadısı elde kaldı. îşte Avrupa siyaset oyuncularmm Papaya vaftiz zerine ineklere tüberkülin aşısı tatbikı ettirerek şehzade diye bir müddet sonra için Belediyece hazırlıklara başlanmışortaya çıkardıkları, (Padro otomanoOs tır. Bütün hayvanlar aşıya tâbi tutulamanlı ppası) adını vererek saray saray cak ve bu arada hasta olanlar da ayrılacaktır. gezdirdikleri serseri bu piçti ( 2 ) . Süle5rmanîye kütübhanesinde kitablar mı kayboldu? Aldığımız malumata nazaran son zamanlarda yapılan bir ihbar üzerine Sü leymaniye kütübhanesinde mühim bir tahkikata başlanmıştır. Maliye ve Maarif Vekâletlerini alâkadar eden bu tah kikat, elyazısı üç kıymetli kitabm kaybolması ve diğer bazı masrafların yolunda yapılmamasile münasebattardır. Söylendiğine göre kaybolan kıymettaı kitablardan bir tanesi evvelce bu kütübhaneyc sultanlardan birinin kütübjjane sinden gelmistir. Kasden mi yakıldı? ADUYEDE Bir tütün deposunda Yeniköy Nahiye müdürünün çıkan yangının davası muhakemesi Bir müddet evvel Beşiktaşta Hacı Remzi ve Hamid şirketine aid tütün deposunda bir yangın olmuştu. Bu depo nun içindeki tütünler yüz on beş bin li raya, bina da altmış bin liraya sigortah bulunuyordu. Dün Ağırcezada depoyu sigorta bedelini kurtarmak için kasden yakmaklan suçlu Hacı Remzi, Karabet, Serkis oğlu Karabet, Herant, Hristo, Nikoli ve îs mail Cebbarenin gayrimevkuf olarak duruşmalarına başlandı. Yeniköy Nahiye müdürü Alâeddinin duruşmasma dün de asliye birinci cezada devam edildi. Dünkü celsede görülen lüzum üzerine Nahiye müdürü geçen hâdisatı yeniden anlatmıştır. Bu meyanda Ahmed Nüzhete de müteaddid sualler sorul muştur. Neticede, cürmü meşhudu yaparak Nahiye müdürünün cebinden numaraları evvelce tesbit edilmiş paraları çıkaran o zamanki ikinci $ube müdür muavini Fahri, komiser Alişan ve Hamdinin yeniden celblerile yüzleştirilmelerine karar verilerek duruşma başka bir <nine talik edildi. îstanbul bu faciayı çok geç duydu. Çünkü Girid önlerinde cereyan eden bir harbin haberi ancak Maltadan Venediğe, oradan da îstanbula gelebilirdi. Bu se beble Padişah Ezreke Bânu hulyasile oyalanmakta ve o ateşli hulyanın uyandırdığı sinir buhranını yetiştirmak için de akla sığmaz kepazelikleri yapmakta devam ediyordu. Şehrimize gelecek seyyahlar Bu aym yirmi yedisinde şehrimize Ismail Cebbare hasta oldugundan ra500 Alman seyyahı gelecektir. Bunu tapor göndermiş, Niko ile Hristonun da kiben birkaç seyyah kafilesi daha bekyerleri belli olmadığından kendilerine lenmektedir. tebligat yapılamamıştı. Sabiha Gökçen tnönüne gitti Maznunlardan Hacı Remzi: Yeni Adliye sarayı icin istimlâk edilecek emlâk Yeni Adliye sarayının inşası için umumî menfaatler namına Divanyolu caddesinde kâin 43, 45, 37, 39, 41, 33, 35, 21, 23, 25, 13; 13, 7, 9 ve Sultanahmed parkı sokağmda 1, 3, 5, 7, 11, 15 kapı No. lı emlâkin istimlâki kararlaştırıla rak bu husustaki istimlâk haritasile cetvelinin biri Firüzağa camisi duvarına, diğeri de Eminönü Kaymakam ve Belediye şubesi müdürlüğü kapısına seki7or oıîn müddetle talik edilmiştir. ve geldi İnönü tayyare kampında bulunan genclerin bröve alma merasiminde hazır bulunmak üzere tayyareci Sabiha Onun deliliklerinden ecnebiler de a r Gökçen tayyaresile mezkur kampa gittık zarar görmeğe başlamışlardı. Meselâ iş ve akşam üzeri tekrar Yeşilköye Avusturya payıtahtından gelen elçi Ba dönmüştür. ron de Çernin asma saat gibi anahtarla Liman tşleri müdürü Ankakurulu bir çeşme getirmişti. Otuz gümüş raya gidiyor sahanla dört gümüş liğen arasında bu Liman tşleri müdürü Raufi Manyaslı çeşmeyi de saraya yollayınca Padişah bu akşam Ankaraya gidecektir. Raufi pek hoşlandı. Bir iki gün bu çeşmenin Manyfe'slı Ankarada Trabzon iimanı .* başmdan ayrılmadı. Çeşme gümüşten ya rim da İstanbuı Liman idaresine bağ pılmıştı. Lüleleri, fıskiyeleri yerliyerine lanroası münasebetile yapılacak, rnufi konulduktan sonra anahtarla kuruluhci melât hakkmda temaslarda bulunacak su akmrya başlar ve içindeki su boşalıp ve oradan Trabzona gidecektir. da ters çevrilir çevrilmez gene fıskiyeler Bir Arjantin mekteb gemisi harekete geçerdi, bir katre su kaybol geliyor mazdı. Teşrinievvelin birinci günü Arjantin Fakat Hünkâr bir yanlışlık yüzünden hükumetinin President Sarmiento adlı çeşmenin ahengi bozulduğu için elçiye bir mekteb gemisi limanımıza gelecek hırslandı, yağmurlu bir günde herifi zorla ve altı gün burada kalacaktır. Gemi kuhuzuruna getirterek deli deli çıkıştı: mandanı hususî merasimle Vali, Kolor Ben Padişah olalı kaç yıl oldu, du kumandanını zivaret edecektir. sen henüz geliyorsun, bu ne demektir? BORSALARDA Yoksa İmparatorunuzun gözü kör, ku Türk borcu tahvilleri lağı sağır mıdır? Dün, Borsada Türk borcu tahvilleri Bu yakışıksız sözlerle de iktifa etmebir miktar daha yükselmiştir. Birinci di, elçinin birkaç kere yer öpmesini istetahviller dün 13,50 de açılmış, 13,85 e di ve adamcâğızı boynundan tutturarak kadar yükselmiştir. halılar üzerinde zorla secde ettirdi. Ça Frank, dün Paris borsasmda bir Invuşlar onun emrini öyle bir huşunetle ye giliz lirası karşılığı 145,93 te açılmış, rine getirmişlerdi ki elçinin dört bin düka 144,81 frankta kapanmıştır. . i • •ı m altını kıymetindeki yüzüğü parmağından düştü, kabul salonunda kaldı. Hünkâr, Bursa köylüleri için ucuz farkında olsa belki yüzüğü alıkordu. elbise Lâkin uşaklar onun aynlışından sonra Bursa (Hususî) yıllardanberi ve kıymetli elması bulduklanndan sahibine rimli ve isabetli mesaisile memleketin götürülmesi mümkün oldu. her tarafında örnek olmuş bulunan, ayFransız ve İngiliz elçileri ise onun şerrinden yakalarını kurtaramamışlardı. Birincisi, Mösyö dö Varisen; henüz İstanbula gelmişti. Cinci Hoca, gaibden haber verildiğini söyliyerek, elçinin yanında çok para bulunduğunu Padişaha fısıldadığından Fransa sefarethanesine adamlar yollandı, bütün sandıklar araştırıldı ve on bin ekü bulunarak saraya getirildi. (Arkast var) « Ben yangm esnasında Bafradaydım. Vak'adan telgrafla haberdar ol dum ve derhal îstanbula geldim. Yapı lan tahkikatta yangının bir kaza neticesi olduğunu öğrendim. Bu işle hiçbir alâ kam yoktur. Hristo bir zamanlar yanımda çalışıyordu. Bazı fena hareketlerini görerek kendisine yol verdim. Bundan dolayı bana garazı vardır» dedi. •«T* Biz Karabet ve Serkis oğlu Karabet de: ÜNtVERSÎTFDE ameleyiz, sabah gelif akşam Üniversitenin yeni senesi gideriz. Yangınla hiçbir alâkamız yokîştajnbul »Üniversitçsi,. bidocite^inin c«vabuıı verdiler. 'yedisinde Universite Tconfer'ans saîo Herant ve Karnik de: nunda yapılacak bir açılış törenile ye « Yangın olduğu zaman biz başka ni sene tedrisatına başlıyacaktır. bir depoda çalışıyorduk» dediler. Hâlen evvelce imtihana girmemiş veya ikmale kalmış olan talebenin imti Halbuki adresi meçhul olan Hristo evvelce verdiği ifadede, Cebbare ile Ha hanları yapılmaktadır. Bu sene bir, iki cı Remzinin sigorta parasına tamaan bi ecnebi profesör memleketlerine git mişlerdir. Bunlann gelmiyecekleri annayı kasden yaktırmak için mutabık kallaşılmaktadır. Bu meyanda Hukuk Fadıklarını söylemişti. kültesi iktısadiyat profesörü de vardır. Duruşma, bazı şahidlerin celbi için Yerine bir diğeri celbedilmektedir. ba«ka bir güne talik edildi. KÜLTÜR İSLERİ ŞEHtR İSLFRİ Pazar yerleri San'at mekteblerinin kadroları San'at mekteblerinde yapılan tayin ve tahvillere aid kadro Maarif Vekâletinden İstanbul Maarif idaresine gön derilmiştir. Alâkadarlara tebligat ya pılmağa baş*lanmıştır. (1) Denize kızan bir hükumdar da meşhur Dâranın oğlu Serhastır. Bu mağrur Şahinşah, Yunanistan üzerine yürürken Çanakkale Boğazına (1300) metro uzun luğunda bir köprü kurdurmuş ve ordusunu bu köprüden geçirmek Lstemişti. O sırada çıkan bir fırtmadan köprü yıkılmca Ser has Boğaz sularına üç yüz değnek vurul masını, denize bir çift buzağı atılniasını ve: «Acı su! İşte hükümdar sana haber veriyor. Çünkü buna lâyıksın. Faydasız, yalancı bir susun» sözile sularm dağlan masını emrettiü... M. T. T. (2) Avrupalılar bu kaba siyaset oyununu birkaç kere oynamışlardır. İhtiyac za manında Osmanlı tahtma bir davacı çı karmak o zaman hükümdarlarınm siyasetince mühim birşeydl. Fatihin oğlu diye bir serseriyi Papa Üçüncü Kalikst elile ta'mid etmiş ve Kalikstos Otomanos adını alan bu soyu belirsiz adam Alman İmparatoru Üçüncü Frederik'le candan dost ol muştu. Sonra bir Rum kadını, Yahya adını verdiği piçini Avrupaya Birinci Ahmedin kardeşi diye tanıttı ve ona da Varşova, Floranse ve Roma saraylarında yer verildi. M. T. T. Teşrinievvelin birinden itibaren öğ leye kadar devam etmek üzere şehrin muhtelif semtlerinde açılacak olan pazar yerleri Beyoğlu kazası haric olmak üzere tesbit olunmuştur. Beyoğlundan başka diğer kazalarda açılacak pazar larm adedi kırktır. Beyoğlu cilıeti kesif oldugundan bu mmtakada açılacak pazar yerleri diğer kazalara nisbetle daha fazla olacaktır. Bütün pazarların elliden fazla olacağı tahmin edilmek te^ir. rıca Halkevleri umumî merkezince her hareketi çok takdir edilen Bursa HalkeYeni otobüs hatları vi kövcülük komitesi, bu sene de köylü Yıldızla Taksim arasında otobüs iş kıyafetleri için yepyeni bir teşebbüste bulundu. Köylüye çok ucuza mal olan letmek üzere Belediyeye vaki olan mügüzel ve bir örnek kıyafet tesbit ve ta racaat üzerine bu hatta seferler açılmamim etti. Şimdi Bursa ve havalisinde sına müsaade olunmustu. Yıldızla Takyüzlerce köylü bu kıyafete büründü. sim arasmdaki ücret 12,5 kuruş olarak Kıyafet şudur: Mısır püsküllerile örül tesbit edilmiştir. Ara istasyon fiatlan müş geniş Panama biçimi şapka. Tirol daha ucuzdur. ŞimdilUf bu hatta beş ayen modelinden kısa ceketle golf pan raba işliyecektir. talon. Bu kıyafet bilhassa yaz, kış kırBundan başka Sirkeci ile Topkapı ada çalısmak için çok müsaid olduğun dan köylü arasında rağbet bulmuş ve rasında da altı otobüsün işlemesine izin taammüm etmiştir. Şapkaları bir köy verilmiştir. Burasının fiatı da yedi bulü yapmaktadır, bu iş de bir san'at ha çuk kuruştur. lini alacaktır. Çünkü, binlerce köylü pek ucuza cıkan bu şapkaları yaptırmıya baslamıslardır. Kızları seyretmek için dolaba girmiş Hendek (Hususî) Hendekte garib bir cürmü meşhud yapılmıştır. Vak'a şudur: Hendekte Dikiş Yurdu bir sergi aç mıştır. Sergi halk tarafından ziyaret edilerek gezilmiş ve takdir edilmiştir. Bir gün gene bir kız, soyunma oda sında elbise değiştirirken dolabın gı cırdadığım hissetmiş ve dolabı açmca fervadı basmıştır. Bu feryad üzerine koşup gelenler de hayret içinde kalmışlardır. Dolabdan kasabanın da iyi tanıdığı bir memur çıkmıştır. Bu zat, gene kızlarm soyun masını seyretmek için dolaba girdiğini söylemiştir. Bu adam derhal cürmü meşhud mahkemesine verikniştir. Mahkeme o kadar kalabalık olmuş, bütün Hendekliler mahkemeye dolmuştur. Hasankeyfde birçok tarihî eserler var Mardin, yeni bir hükumet konağına kavuşuyor Mardin (Hususî) Burada büyük ve güzel bir hükumet konağı inşası takarrür etmiş ve keşfi yapılarak münakasaya konmuştur. İnşaat 938 de tamamlanmış olacaktır. Eski hükumet konağı da fena değildir. Bina taştan inşa olunmuştur. Yal nız bugünün inşa tarzını taşımamakta ve îhtiyacı karşılıyamamaktadır. Muharrem Feyzi TOGAY Mardinde 50 yataklı bir hastane binası yapılıyor Mardin (Hususî) Şehre üç kilo metro mesafedeki eski Parkta 50 ya taklı büyük ve güzel bir hastane binası yapıhnaktadır. İnşaat bu aylar içinde sona erecektir. Mardin (Hususî) Buraya bağlı Hasankeyf adındaki şehir harabeler tarihi bakımından büyük bir kıymeti haizdir. Gönderdiğim resim buradıa kale ve burcile minaresinden birer görünügü tesbit eylemektedir. Cuı nhuri yet NUshası 5 kuruştur. 1 M]oneşeraili 1 Senelik Alb aylık Üç ayhk Birayhk Türkiye için Haric İcin 2700 Kr. 1450 » 800 > 1400 Kr 750 > 400 > 150 » Yoktuı

Bu sayıdan diğer sayfalar: