17 Ekim 1937 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4

17 Ekim 1937 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURIYET 17 Birinciteşrin 1937 KUçük hikâye i ^ ^ ^ Peride Calâl Dariflo Celâl 6 Dışarda müthiş bir fırtına vardı. Fat Gözleri dehşetle büyümüştü. «Geldiler, Mahmudpaşada cami avlusunda 29 ma döşeğine girmiş, başmı kollannın ara geldıler» diye mırıldandı. Kimin geldiğinumarada oturan Aziz imzasile şu meksına almış, nefes almaktan korkar gibi ni ve niçin geldiğini bilmiyordu. Yalnız hareketsiz yatıyordu. Bir saattenberi bu büyük tehlıkenin kendisine yaklaşmak tubu aldık: «Bugüne kadar anavatana gelmiş ve vaziyette idi ve bir türlü uyuyamıyordu. üzere olduğunu sanıyordu. Güm, güm yerleştirilmiş olan göçmen kardeşlerimi Sıkı sıkı gözlerini yumarak kıpırdamadan diye, kapı vuruldu. Fatma yorganına duruyor, rüzgârın tesirile pencerenin tah kendini bir tehlikeden muhafaza etmek zin büyük bir ekseriyeti çiftçi, pek az bir ta kepeklerini vurup. dışardaki uğultular, ister gibi sanldı. Titremeler içinde: «Vay kısmı da tüccar ve san'atkârdır. Bittabi gürültüler fazlalaşmca titriyerek boğuk anam vay ne idem ben» diye, inliyordu. her göçmenin iskânı, kendi mesleğine uyO sırada kalın bir erkek sesi duyuldu: gun bir şekilde yapılmaktadır. Halbuki bir sesle mırıldanıyordu: Filimlerde gittikçe mevzular romantik Ih anam ıh, sankim dışarda Azra «Fatma aç gapıyı! gız, açsana gapıyı..» haricden gelmiş ve gelmek üzere bulunan leşiyor, sentimental oluyor. «Ladam diye haykırıyordu. Fatma birdenbire kardeşlerimiz arasmda bunlardan gayri il dolaşıyor. Fatma genc bir kadındır. Büyiik be yorganını üzerinden atarak ayağa fırla meslek sahibi olanlar da vardır. Bu ara okamelya La Dame aux Camelias» dan yaz yüzlü, siyah gözlü, uzun, levend dı. Korkusu, titremeleri hep geçmişti. da bilhassa haricdeki Türk muallimler sonra bir «Montmartre Kurbanı..» Franboylu bir kadın. Köyde onun bahsi dai Dudaklarında mes'ud bir tebessüm var başta gelir. Bunlar, yâdellerde, yabancı sanm bütün büyük adamlarının ve san ma derin bir iç çekişile başlar ve «zavallı dı. Çünkü bu sesi tanımıştı. Kapıda ba boyunduruğu altında yıllarca her türlü atkârlarınm ilk avare hayatlarını geçir Fatmacık» diye biter. Üç yıl evvel Istan ğıran Abdullahtı. Sesi titriyerek: «Şindi menfi şerait karşısında yılmadan Türk dıklen bu yerde Rene ismınde bir şarkıcı bula giden ve bir daha dönmiyen kocası geliyom ağam, şindi geliyom.» diye ses ülküsünün ve Türk kültürünün müdafili var.. Fakat şimdilik kimse tanımıyor.. Abdullahtan ayrı düşeli bülün köy halkı lendi. Eline yağ kandılmı alarak kapıya ğini yapmış fedakâr kimselerdir. Halbu Nereye giderse kabul olunmuyor. Bir koştu. Arkasmdaki demir kolu telâşla ki bu fedakâr kütle bugün mephut bir musıkışınasın kızı Denıse'le tanışıyor ve ona acıyor. kaldırıp kapıyı açtı. İçeriye dolan rüz vaziyettedir. Çünkü, burada kendileri sevişiyor. Fakat Denise'in peşinde koşan Fatmanın kocası uzun boylu, esmer yağız yüzlü, heybetli bir erkekti. îstan gâr yağ kandilini söndürür gibi olmuştu. için henüz verilmiş bir karar yoktur. Bu diğer bir zengin adam daha vardır. §ambulda daha iyi para kazanıldığını arka Fatma bu titrek ışığın vurduğu yüze göz nun için de ne kalkıp buraya gelebiliyor panya fabrikatoru Croisson.. Denise, daşlanndan duya duya onda da Istanbu lerin sevincle büyüyerek uzun uzun bak lar, ne de bulundukları yerlerde kalmak Rene'yi hem memnun, hem zengin etmek la gitmek hevesi uyanmış ve nihayet bir tı. îşte Abdullah uzun heybetli vücudü imkânı var.. Içlerinden anayurda gelmiş için Croisson'a rica ediyor, onun tavsiyegün heybesini sırtlayıp yola düşmüştü. ile karşısında duruyordu. Genc kadın olan pek mahdud bir kısrr.ı da haklanna sile operaya alıyorlar. Pek az zaman Fatmaya, işimi yoluna koyayım, seni de iğildi, yağ kadılini eşiğe bıraktı ve yü sahib olamamışlardır. Bu hal, henüz gel zarfında yükseliyor, Denise'i unutuyor aldırırım, demişti. Aradan aylar geçti. reğinden kopan hasret dolu bir sesle memiş olan göçmen muallimleri pek ve sefahet hayatına dalıyor.. Martha Eggerth ve Jean Kiepura Fatmaya bu müddet zarfında bir iki «ah ağam gözlerim yolda galmışdı!» di müşkül bir vaziyet karşısında bırakmıştır. Denise zaten sıhhati sarsılmış bir kız «Bohem Hayatı» filminde mektub geldi. Sonra o mektublar da ke yerek onun boynuna sanldı. Fakat AbHalbuki, bugün yurdda muallime çok dır. Sevglısınin bu vaziyetinden büsbütün sildi ve Abdullahtan ses sada çıkmaz dullah genc kadının boynuna dolanan fazla ihtiyac vardır. Bu sebeble hem bu müteessir oluyor. Rahatsızlanıyor, ayni ne ve Denise sahnede karşı karşıyadır oldu. Onun yanından gelenler, Fatma kollarını hemen çözerek gerilemiş ve ba kardeşlerfmizin hakkını vermek, hem de zamanda çok üstüne düsen Croisson'la lar. Ancak son dakikada Rene acı hakiya kocasının sırt hamallığı ettiğini, kân şını geriye doğru dönerek: «Yalnız deği pek cüz'î dahi olsa muallim ihtiyacı birlikte dünva seyahatine çıkıyor.. Hey kati anlıyor. Kızın kendi uğruna kurban lim Fatma, demişti. Nah bak şuncağız karşısında kendilerinden istifade etmek nın yerinde olduğunu söylediler. hat, gene Rene'yi unutamamıştır. Dönüp gittiğinin farkına varıyor. Onu kucakla da benimle ıslandı, bitti yollarda. Hay pekâlâ mümkimdür. Fatma köyde tekbaşına on parasız geldiği zaman onu son bir defa daha gör dığı zaman «ömrümüzün sonuna kadar din içeri girelim..» Fatma kapıyı açtığı kalmıştı. Eğer kışın akrabalan yardım Burada zennediyorum ki, bizde tatbik mek arzusundadır. Fakat öyle birşey ayrılmıyacağız!» diyor.. Ne yazık ki zaman kandılin sönük ışığında yalnız koetmese ve yazın el tarlalannda çalışma yapmak istiyor ki original ve manalı ol Denise'in ömrünün sonu o dakikada gelcasını görmüştü. Fakat Abdullah kolla edilen tedris ve terbiye sistemile, gelecek sa genc kadının hali çok fena olacak, olan göçmen muallımin bulunduğu mem sun! Ötedenberi sesi güzel ve birçok o miştir. Operanın finalini de terennüm edinnı boynundan çözüp de bu sözleri söybelki de aç kalacaktı. Bununla beraber yor, perde iniyor ve genc kız cansız yere leyince genc kadın hemen başım onun lekette tatbik edilen sistem arasında uy pera parçalannı pek mükemmel teganni gene de Abdullahtan şikâyetçi değildi. işaret ettiği noktaya döndü ve orada genc gunsuzluk bulunduğu, yahud bunlann eden bir kızdır. Operada «Bohem» de düşüyor.. Kocasının hakkında kimsenin fena koDenise'i Martha Eggerth ve Rene'yi bir kadın gördü. San saçlı, ufak tefek bir kısmının anayurdda vazife alabilmek Rudolf rolünü oynıyan Rnene'ye par nuştuğunu istemez, bildikleri: «Bu herif bir kadındı. Atların yanında soğuktan için lâzım olan meslekî bilgilerinin kifa töner olarak Mimi roline çıkmak istiyor. Jean Kiepura oynuyorlar. Kan koca bu ne zaman gelip evine buyruk olacak» dititriyerek sırsıklam bir halde duruyordu. yetsizliği mevzuu bahsolabilir. Fakat bu Opera direktörü onu ötedenberi sahnede hüzünlü faciadan, bakalım, hepimizin ye, söylendikleri zaman boynunu büker, Fatma başmı kocasına çevirdi, şaşkm, gün elde mevcud muallim kadrosunun görmek istiyen bir zattır. Kızın arzusunu kalbinde bediî heyecanı uyandıracak bir gözleri uzaklara dalarak: «Gelir elbet, mühim bir kısmının kurslarla yetiştirildi yerine getiriyor. şaşkın mırıldandı: san'at eseri meydana çıkarabilecekîer gunun birinde» diye, cevab verirdi. ği düşünülecek olursa, göçmen mualle Puccini'nin ilâhî müziği çalarken Re mi? min noksan kısımlarının da bu gibi kursKöyde Fatmaya tutkun bir çok erkek O kim ki?.. ler vardı. Genc kadının uzun, kıvrak vüAbdullahın dudaklannda bir tebes larla az zamanda tamamlanacağının güç Şuh bir Viyanalı kadın ile 1 bir iş olmadığını zannediyorum.» cudüne, siyah gözlerine bayılıyorlar, süm belirmişti. Önüne bakarak: Güzel bir suvari zabitinin aşk ve ihtirasları ... gözünün içine bakıyorlardı. Fakat Fat Senin gibi bir Allahın gulu, dedi. ma bunların hiç birine yüz vermiyordu. îstanbulda bana ganlık ediyordu. Sırt VEF A T Onun için bir tek erkek vardı: Abdul hamallığı galkınca aldım, geldim onu... Kırk sekiz senedenberi ziraat makilah.. Kendisini bırakıp gitmişti. Üç yıl Ve sonra mütehakkim bir erkek tavrı neleri tıcaretıle iştigal eden ve ziraat tarafından calibi dikkat bir tarzda oynanan danberi bir kuru mektubu bile esirgi alarak sertçe bir sesle ilâve etti: kalkınmasma büyük hizmetleri olar Bay yordu. Fakat Fatma gene de ona kızgın Haydi çok lâf ettik, yol vir de ge Bay Bagdasar Kazancıyan değildi'. Kendi kendine: «Gurbet ilde çelim. Iki sattir gasabadan at üzerinde vefat etmiştir. Cenaze merasimi 17 bitekbaşına galdı. Biçare ne etsin.. Tan geliyoruz, ikımizde de can galmadı. rinciteşrin 1937 de saat 14 te Beyoğlu rım bilir ne gayguya düştü de yazmıyor.» Sözünü bitirince yanındaki kadının Balıkpazarı Ermeni kilisesinde yapıla > diyordu. Yalnız bazan akranlan «gız kolundan tutarak ilerledi. Fatma onların caktır. Şişli Ermeni mezarlığında kendi filminde bütun seyircileri gaşyedeceklerdir. Fatma sakın herif orda bir garıya gönül içeri girmelerine mâni olmak ister gibi hususî mahalline defnedileceği teessürbağlamasın?» dedikleri zaman içinde bir bir vaziyet almıştı. Karşılarında uzun le ilân olunur. Göz kamaştıran ... Şayanı hayret ... Zarafet ve buzlar perisi ... yerin sızladığını hüseder, kendine emin boyile dimdik, hareketsiz duruyordu. ERTUĞRUL SADİ TEK bir tavırla başmı geriye doğru iterek: Yüzü sapsarı idi. Gözleri ateş gibi yanıTİYATROSU «A, ah derdi Abdulla yapmaz o i§i.» yordu. Ve bu ateş gibi yanan gözler nef(AKSARAYDA) ADOLPHE MENJOU ile beraber çevirdifi Fransızca sözlü Uç yıldanberi binbir güçlük içinde ek retle dolarak kocasına çevrilmişti. Ab 21/10/937 den mek parasını temin ederek, kulübesinde duüah onun bakışlarından çekinerek duitibaren her gece ve tekbaşına yaşıyor ve bir gün döneceğini rakladı. O zaman genc kadın boğuk bir pazarları (UMUMA) muhakkak bildiği kocasını tükenmez bir sesle: «Üç yıldır bekledim, durdum seni Cumartesi (Talebeye) sabırla bekliyordu. Yeni, hareketli, eglenceli gayet güzel filmi ile dedi.. Böyle mi dönecektin?» ve iğilip Fatma her gece erkenden yatagına gi yağ kandilini eşikten aldı, sendeliyerek, rer uyurdu. Fakat işte bu gece bir türlü içeri girerken ilâve etti: «O yanındaki uyuyamıyordu. Böyle fazla fırtınalı ha gariyla nereye gidersen get gayri, emme SalonuDU alkış tufanı ile çınlahyor. llâreten t valarda komşulanndan birine gidip ya bu eşikten adım atamazsın, anlıyon mu?» |FOX JURNAL son dünya havadiıleri. Bugün saat 11 de tenzilâtlı matine tardı. Fakat bu gece, gündüz hava o ka Sonra hemen kapıyı onların yüzüne büdar fena olmadığı için buna lüzum gör yük bir gürültü ile örttü, arkasma demiilk Fransızca ve memişti. Halbuki şimdi fırtmadan sanki rini vurdu. Biraz sonra dışarda atlar kişen büyük Hlmi dünya yıkılıyorduj nedi, nal şakırtıları oldu ve iki atlının süGenc kadın korkusundan başucundaki ratle uzaklaştıkları duyuldu. yağ kandilini söndürmemişti. Odayı gölFatma tekrar yatagına girdi. Başinı geler içinde bırakan bu hafif ışık, gözle kollannın arasına aldı, bir yumak gibi rini sımsıkı yumarak, içinde bir yumak kıvnldı. Gene biraz evvelki gibi korku Emsalsiz müzik ve şarkılar, güzellik, neşeli ve zevkli bir mevzu. gibi kıvnldığı döşeğini biraz aydınlatı yor, titriyordu ve kendisini köyden çok Diğer yıldızlar : MAX MiCHEL, COLETTE DARFEUİL, PiERRE yordu. Şimdi yağmur hafifler gibi olmuş uzaklarda, ıssız yerlerde kulübesile fırtı MAGNiER, MARSEL SiMON ve FELiKS ONDART tu. Fakat gök gürlüyor, kuvvetli şimşek nada tekbaşına kalmış gibi yalnız, biçare ler çakıyordu. Genc kadın dışarda at hissediyordu. Fazla olarak gözlerinde nallanndan çıkan şakırtılara benzer ses yaşlar vardı ve bu yaşlar sabaha kadar ^ ^ ^ ^ n ^ Biletler şimdiden satılmaktadır. Tel. 40690 ^^^m^mm^^mmm^ ler duydu. Yatağında, dimdik dogruldu. gözlerinden süzüldü, durdu. Fatmanın kocası Serbest sütun Göçmen muallimlerden istifade j RADYO Bu aksamki program J ISTANBUL: 12.30 plâkla Türk muslkisi 12,50 havadJs 13 Beyoglu Halkevi Gösterit kolu tarafından bir temsil 14 son 18,30 plâkla dans musikisi 19 turkçe şan: Inci tara fından, piyano ve keman refakatile 19,30 konferans: Ordu saylavı Selım Sırrı Taı can tarafından: Şişmanlarla hasbıhal 20 Müzeyyen ve arkadaşları tarafından Türk musikLsi ve halk şarkılan 20,30 Ömer Rıza tarafından arabca soylev 20,45 Muzaffer ve arkadaşları tarafından Türk musikisi ve halk şarkılan, saat ayarı 22 ajans ve borsa haberleri 22,10 piyano konseri: Atina Millî Konservatuarmdan Bayan Zafiropulo: 1 Mozart: Sonate â La Turque. 2 Chopin: Ballade sol Mineur. 3 Chopin: Etudes. 4 LLszt: Canpanella. 5 Aîbeniz: Leguidillas. 6 Chopin: Vals * 22,45 plâkla sololar, opera ve operet par « çaları 23 son. VİYANA: 19,05 ORKESTRA KONSERİ 20,05 ka • « rışık yayın 20,40 PİYANO KONSERİ 21,10 Konser 22,40 gramofon, haberler • « 23,35 DANS MUSIKISI. BERLIN: 17,05 pazar yaymı 19,05 ORKESTRA KONSERİ 20,05 haberler 20,15 EÖLENCELİ MUSIKİ 21,05 spor haberleri, sonra ORKESTRA KONSERİ 23 05 hava, ha * berler, spor 23,35 DANS ORKESTRASI. hikâyeler 19,35 ORKESTRA KONSERİ PEŞTE: 18 05 ÇİNGENE ORKESTRASI 1903 hikâyeler 19.35 ORKESTRA KONSERİ « 20,20 konferans, spor, komedi 22 50 ha « berler, spor 23 15 ORKESTRA KONSERİ 24.30 CAZBAND TAKIMI 1,10 son ha berler. BÜKREŞ: 19,05 DANS ORKESTRASI 20,10 kon * ferans, gramofon 20,55 MUSIKİ 21,25 AKŞAM KONSERİ 22,35 hava, haberler, spor, gramofon, BELGRAD: 18,05 gramofon, halk şarkıları 19,15 ASKERÎ BANDO 20,15 gramofon, ulusal yayın, haberler 21,45 halk melodüeri, gramofon, spor 23,25 KONSER. LONDRA: 18,05 karışık yayın 20,05 ASKERÎ BAN« DO 20.55 hikâye 21,15 ŞAN VE MUSIKİ22 karışık yayın 23,10 PAZAR KONSERİ24,35 son. PARİS [P.T.T.]: 18,35 gramofon 19,05 SENFONİK KONSER 21,05 haberler 22,05 piyes 22,39 karışık program, haberler, spor 24,50. gramofon, hava 1,10 DANS MUSİKİSİ. ROMA: 18,05 HALK MUSİKİSİ 19,50 karışılç yayın 21,05 KARIŞIK MUSİKI 21,15 karısık yayın 21,45 karışık musikl 22,05 komedi 22,35 karışık program 23,45 DANS MUSİKİSİ. «Bohem Hayatı» filme çekiliyor Puççini'nin operasından ilham alınarak yapılan bu kordelâda Jean Kiepura ve Martha Eggert başrolleri oynuyorlar FERNAND GRAVEY iSA MiRANDA NiNA PETROVNA'nın YALAN NOBETÇI ECZANELER Bu gece sehrimizin muhtellf semtlerin • deki nöbetçi eczaneler şunlardır: İstanbul ciheti: Emınonünde (Agob Minasyan), Fatih" Saraçhanede (İbrahim Halil), Karagüm • rükte (Ahmed Suad), Bakırköyde (İste pan), Aksarayda Cerrahpaşada (Şeref), Fenerde (Emilyadi), Beyazıd Kumkapıda (Belkis), Küçükpazarda (Hasan Hulusi), Samatya Yedikulede (Teofilos), Alemdar Cağaloğlunda fAbdülkadir), Şehremininda Topkapıda (Nazım). Beyoğlu ciheti: Şişli Halâskâr Gazl caddesinde (Halk), Taksimde (Nizameddin), Beyoğlu Tarlabaşında (Nihad), İstiklâl caddesinde (Kan zuki, Dairede (Güneşl, Galatada Topçular caddesinde (Sporidis). Kasımpaşada (MüejTed). Hasköyde (Aseo), Beşiktaşta (Vidin), Sarıyerde (Asaf). Tarabya, Yeniköy, Emirgân, Rumelihisar, Bebek, Arnavudköy, Ortaköy eczaneleri. Kadıköyde: Pazaryolunda (Rifat Mümtazt, Modada (Alâeddin). Üsküdarda: (Merkez). Heybeliadada: (Tomadis), Büyükadadaî (Merkez>. S O N J A HENiE DEVLET KUŞU S A R A V sinemasının MISCHA ELMAN SARAY KONSERi MARTHA EGGERTH' in C Yeni Eserler Halk Bilgisi Haberleri Salı akşamından itibaren büyük gala olarak T U R K SHIOIflCISinCİCI • Bugünkü tatil gününüzü hoş Ye eglenceli geçirmek isterseniz: • gösterilmekte olan eğrlenceli, gülflnclü ve ayni zamanda mevzuu hissî S A K A R Y A sinemasında SEViMLî SERSERi filmıni mutlaka ^idip gorünüz. Filmin kahra.nam sizi ejlendirecek ve kahkaha ile ? üldürecektir. Bugrün saat 11 de ti SAKARYA sinemasında gösterilecek olan zengin, cerbezeli ve ?oz kamaştırıcı filminde müteaddid dans ve şarkılarile seyircileri eglendirecekler ve sa'onu kahkaha tufanına garkedeceklerdir. Emsalsiz iki Fransız yıldızı FRED ASTAiRE GiNGER ROGERS Yarın akşamdan itibaren Eminönü Halkevi tarafından ayda bir çıkarılan Halk Bilgisi Haberleri adlı folklör mecmuasmm 72 nci sayısı çık mıştır. Bu sayıda: Vahid Lutfi Salcınm Âşık Hayrani, M. Naci Ayralm İstanbul Halk İlâcları, Naki Tezelin İstanbul masalları, Ziya Günalin Koşmaları, Osman Bahadırlıoğlunun Kadirli Lehçesi adlı yazılan vardır. Bu yegâne folklör mecmuasını bil • hassa içtimaiyatçılara, tarihçilere, dil * cilere ve edebivatcılara tavsive ederiz. MAURICE 1 CHEVALIER VALS DALGASI SARAY sinemasında 70 Biriociteşrin çaramba sa^t 21 de Münir Nureddin MEVSiMiN İLK BüYüK K O N S E R İ tarafından program ılaveten: Paramount Jurnal vo ( 3 DAKiKA) öğretici flllm HACI MURAD Türkçe SözlU M NA W A L E W S K A AY Zevcini öldürmuş mü? Dramın yegâne şahidi olarak mahkemeye celbedilen oğlu ne diyecek?... göreceğiniz bu zeDgin ve muhteşem olduğu kadar alâkabahş filme lâyık yıldızları: LA DAM O KAMELYA Görülmemiş muvaffakiyetlerle İPEK MELEK ve izmirde ELHAMRA Sinemalarında BugUn saat 11 de tenzilfitlı matine • SENENiN İLK HAKiKî BÜYÜK ŞAHESERİ MÜTENEVVi ve zenffin S OR UN U Z : BÜTÜN SıNE v ALAR NEDEN BOMBOŞ ? ÇünkU : MiLLî gösterîliyor. Bugiin S U M E R sinemasında ilâveten EKLER JURNAL son dunya havadisleri Bugiin saat 11 de tenzilâtlı matine Olga Tchekowa ve Maıia Andergasfdır. Beyaz Zambak KAY Fransızca Bir genc kadının meraklı aşk macerası T Ü R K S İ n e m a S i n d a Bugün iki büyük filmbirden FRANCiS RiCARDO CORTEZ Fransııca CANİLER KRALI Conrad Veidt ve Sinemada Çifte Kumrular LiLiAN HARVEY HENRi GARAT BALALAYKA saat 11 de tenzilfitlı matin< Son moda sevişme, asrî yeniük, fevkalâde neş'eli film gibi akıllar durduran iki filme gitmez de nereye gider ? DEVAM EDİYOR. /

Bu sayıdan diğer sayfalar: