6 Ocak 1938 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

6 Ocak 1938 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURIYET 6 Ikincikânun 1938 ( Şehlr ve Memleket Haberleri ) Soruyoruz! Yazan: Çevirenler; MAVREEN FLEMİNG 24 MİTHAT CEMAL S. ZlYA Günün birînde İmry, sürgün emrini tebelluğ etmek üzere Viyanaya çağırıldı Kont îmry'nin bizzat kendisine vere ceğiz. Bana verin. Ve Elisabeth kâğıdı aldı, elleri titriyerek okudu. Sonra divanm üstüne yığıldı. Kont îmry, sapsan bir halde, kâğıdı împaratoriçenin elinden aldı; ve: «Hakkında ısda edilen sürgün karannı, tebelluğ etmek üzere derhal Hofbourg'a azimeti lüzumu Kont Imry'ye işbu tahriratla emir ve ferman olunur» u okudu. Selâm vererek zabitleri savdı. Habsbourg'lar şahini şikârını pençesine geçirmişti. Elisabeth korkunc ve acı bir tebessümle: «Merak edecek hiç birşey yok» muymuş? Dedi. Yerinden fırladı; kafese tıkılmış vahşi hayvan gibi odada dolaşmağa başladı. îmry'de ses yoktu; şömînenin mermerini sıkmaktan, parmaklarmda kan kalmamış, bembeyazdılar. Demek ki, buralara kadar kaçmaktan elde ettikleri netice buydu! Demek ki Habsbourg'lann şerrinden kaçmak için Afrika bile kâfi değildi. Kont: lkî gozüm Elisabeth, dedi; bura dan birlikte kaçmalıyız.. Adımızı değijtirerek.. Iznnizi kaybederek.. Elisabeth razı oldu, Kontun kolunu sılctı: Doğru, dedi; şimdi... Hemen, î§ îşten geçmeden.. Bu aralık bir kapı çarptı. Avluda bir gürültü oldu. Askerler odaya doldular. lş işten geçmişti. Artık bir imparatoriçenin hususî dairesi bile taarruzdan masun değildi. Kont Hunyadi, Elisabeth'in gözünden kayboldu ebediyen... *** Aşk şarkısı bitmişti, hem de daha ilk nağmeleri duyulmadan. Ve önde duran şey bir yığm harabeydi; ve arkaya dönüp bakın, gene harabe, hep harabe... Elisabeth, daha henüz, Habsbourg'lann eline damızlık bir kısrak olarak düş meden evvel, babası ona bu aile hakkında endişeli bir takım sözler söylemişti; Imparatoriçe o sözîeri bu anda nekadar vuzuhla hatırhyordu. «Sisi, demişti, Avusturyalılar denen bu adamlann imparatoriçesi olduğun gün, bunlar fazla sevdiğini gördükleri herşeyden seni mahrum edecekler.» Sisi o zaman bu sözlere gülmüştü. Babası Viyana sarayının nekadar da aleyhindeydi canım! Fakat o zaman babasının tasvir ettiği şey, Sisi'nin gözünün önünde şimdi bir tablo gibi duruyordu. Ona bir mektub yazdı: «Nekadar hakkın varmîş baba! Elimden çocuklarımı aldılar; haklanmı aldılar; împaratora beslediğim takdir duygusunu aldılar; ve sevebileceğim, bahtiyar olacağım tek bir insan vardı, nihayet, onu da aldılar.» Sonra yatm kaptanma kâğıd yazdı: «Gemiyi bir semti meçhule doğru harekete müheyya bulundurmanız emrim muktezasıdir. Elisabeth» bir dehşetle yanyordu, beyaz köpükleri împaratoriçenin yanaklarına çarpan dalgaları... Rüzgânn hücumile esvabı vücudüne dolanıyordu. Bu, bir sarhoş devin haşin nüvazişiydi. Elisabeth cebinde duran tabancayı yokladı. Bu tabancayı, ona, vaktile babası vermiş ve ihtiyac olunca böyle bir tabancası bulunduğuna memnun olacağım söylemişti. Elisabeth biraz evvel bu silâha âcil ihtiyac duymuş, hayat, kendisine şu deniz kadar mağmum, yeknesak görünmüştü. Fakat şimdi gözüne, yaşamak denen şey, şu dalgalar kadar canlı görünüyordu. Imdadına gelen tayfanın kolunu iterek geminin ucuna doğru ağır ağır gitti. Tabancayı kullanmayı kurmuştu. Iki tayfa, bir yelkeni bağlamağa çalışıyorlardı. Elisabeth en yakın olan tayfayı kolundan tuttu. Adamın, hayretinden ağzı açık kaldı: Bu saatte, güverte üzerinde, împaratoriçenin ne işi vardı? Imparatoriçe emir verdi: Hemen benimle gel. Sonra öteki tayfaya döndü: Sen de beraber. Tayfaların ikisi de dilleri tutulmuş, korka korka, sessiz sedasız împaratoriçenin arkasından yürüyorlar, kendilerine gelmeğe çalışıyorlardı. Şaşkın iki tayfa, nihayet, söz söyliyecek hale gelince, Imparatoriçeyi yatıştırmağa, aşağı indirmeğe çalıştılar. Imparatoriçe döndü, suratlanna baktı. Sözünüz denize geçmiyor da, bu perişan İmparatoriçenize mi geçecek? Beni mi teskin edeceksiniz? Şunu bilin ki ayni şeyiz biz: Deniz de, ben de. Ve heyecanla başını salladı, tayfalara emir verdi: Geminin direğine bağlaym beni!.. Emrediyorum size... Bağlaym diyorum size.. Tayfaların ikis' de, hayretler içinde, birbirlerine bakıştılar. împaratoriçenin emrini yanlış duymamışlardı. Sedef kabzalı küçük tabanca, împaratoriçenin elinde, tehdidle parladı. Hadi, çabuk... Şaka söylemiyo•,rı runa. Tayfanın biri bir halat parçası yakaladı. Öteki împaratoriçenin ayaklanna kapandı. Yalvanyordu: Yaz günlerine kıran mı girdi ? Nâzım vapuru evvelki gün Köstenceden şehrimize 1500 muhacir getirmiştir. Bunlar Trakyada muhtelif kazalara yerleştirileceklerdir. Bu haberi, dünkü gazetelerde okuduğumuz zaman gözlerimize inanamadık. Bu karakışta muhacir nakledilir mi diye düşündük ve zavallı soydaşlanmıza acımaktan kendimizi alamadık. Muhacirlerin kışın nakil ve iskânı asla doğru değildir. Bir defa, bu muhacirler günlerce Köstencede karda ve soğukta vapur beklemişlerdir. Sonra, azgın fırtınalara nekadar tahammül ettikleri Hisar faciasile pek acı bir surette anlaşılan eski vapurlarla, hayatları tehlikeye atılarak Karadenizi geçmişlerdir. Daha sonra da, şimdi bu soğuk günlerde Trakyaya götüriilüp orada iskân edileceklerdir. Iskân işi nekadar hazırlıklı ve iyi tertib edilmiş olsa da gene kışın çoluklan, çocuklan ve hayvanlarile gelen bu insanlar, bir hayli meşakkat ve ıstırab çekeceklerdir. Kaç senedir Romanyadan gelen muhacirlerin son kafileleri böyle karakışa kalıyor. Muhacir nakil ve iskânı için yaz günlerine kıran mi girdi diye Adananın 16 ncı kurtuluş yıldönümü tes'id edildi Toros Gencler Bîrliğînîn tertib ettiği dünkü toplantıda kurtuluş hatıraları anıldı Siyasî icmal Amerikanın haricî politikası merika Cumhurreisi Franklin Roosevelt'in kongre yani Amerikan parlamentosunun son içtima devresinin başlaması münasebetile söylediği nutuk, Amerikada haricî ve dahilî politikalar üzerinde senelerdenberi devam etmekte bulunan muazzam mücadelenin son vaziyetini gösterdiği gibi, hem devlet şefi hem de hükumet başı bulunan !umhurreisinin yeni dünya hâdiseleri karşısında ne yapmak istediğini de anlattı. 1890 tarihine kadar Şimalî Amerika Müttehid Hükumetleri haricî politikası Amerika kıt'asının haricinde işlere karışmamak ve yalnız bu kıt'adaki mevcud vaziyet ve hududlan muhafaza etmek gayesini gütmekteydi. Bunun için o za mana kadar Amerikan efkân umumiyesi kendi kıt'ası haricindeki işlerden, kavgalardan ve boğuşmalardan uzakta durup kendi terakki ve refahını teminle meşguldil. Vaktaki Theodor Roosevelt Cumhur reisi oldu. Amerikan devleti kendi ülkesi ve kıt'ası haricine çıkarak emperyalizm yoluna girdi ve bir daha bu yoldan çı * kamıyarak Umumî Harbe sürüklendi. Amerika, bu işe 1897 senesinde Bü * yük Okyanusun ortasında ve Amerika kıt'ası haricinde Havai adalarını işgal ederek başlamıştır. Ertesi sene Amerika Ispanya ile yaptığı harbde galib gelerek Uzakşarktaki 12,353,800 nüfuslu ve 297,905 kilometro murabbaındaki Phi ppines (Filipin) adalarını zapt ve ilhak" elmiştir. Daha sonra Panama kanalını yaparak şarkî Büyük Okyanusa hâkim Imuştur. 1900 senesinde Çindeki Boxer vakıası münasebetile Amerika Pekin üzerine asker gönderdi. 1905 te Japon Rus harbine tavassut şeklinde müdahale ederek Japonyayı zaferinin semerelerini istediği gibi toplamaktan menetti. Nihayet 1917 dc Umumî Harbe girdi. Umumî Harb» den sonra da boş durmıyarak Japonyayı Büyük Harbde Ingiltere ve Fransamn gizli rızasile temin ettiği istifadelerden 1922 de mahrum etti ve Japon donan « masmı Amerika donanmasının beşte üçii nısbetine indirmeğe icbar eyledı. oŞ/wdij Avmpa ve Uzakşar^ işlerinin, Umumî Harbin arifesinde olduğu gibi, tekrar fena halde karıştığını gören Amerikan efkân umumiyesi; Theodor Roosevelt'in Amerika kıt'ası haricinde yaptığı emperyalizmi, son neticelerine bakarak dalâlet ve felâket saymış, siyasî faaliyet c gayretini Amerika kıt'asına hasretmek yolunu tutmuştur. Bu maksadla geçenlerde mutlak bitaraflık kanunu meydana getirilmişti. Soruyoruz! Gayrımübadil bonoları Dün, birdenbire 19,10 liraya kadar yükseldi Ortaya çıktığı gündenberi talihi düşmekle açılmış olan gayrimübadil bonoarı, birdenbire ve oldukça mühim bir süratle yükselmeğe başlamıştır. Bir aralık yüz liralık bir bono 11 liraya düşmüşken son zamanlarda nor mal olarak bir gayrimübadıLiDHosı^^l^ liradan muamele görüyordu. Nihayet dün, bonoların kıymeti ,19 liraj^ <ia gpg; miş ve akşam bir bonoya 19,10 liradan alıcı bulunmuştur. ^ Gayrimübadil bonolarmm bu şekilde yükselişine sebeb, piyasada dönen bir rivayettir. Bu rivayete göre, hükumet, gayrimübadil bonolarını hazine bono larile karşılaştırmağa kat'î olarak ka rar vermiştir. Bu karşılaştırmanm bir bonoya nekadar hazine bonosu verılerek yapılacağı malum değildir. Yalnız bundan çıkarılan mana, bu suretle gavri mübadil bonolarmın hükumetin kat'î tekeffülü altında faiz getirir ve emin birer tahvile çevrilecektir. Dün Eminönü Halkevinde yapılan merasimde bulunanlar Adanamn on altmcı kurtuluş yıldö sıralarda cereyan eden bazı vakayii annümü dün öğleden sonra Eminönü Hal latmışlar, Türk kuvvetlerinin şecaat ve kevinde Toros Gencler Bırliği tarafın asaletinden sitayişkâr bir lisanla bah dan tes'id edilmiş ve bu toplantıya yük setmişlerdir. Gene hatibler, içten gelen sek tahsil talebesinden mürekkeb bir bir coşkunlukla alkışlanmışlardır. :ok gencler iştirak etmiştir. Merasime Nutuklar bitince, gencler aralarmda İstıklâl marşile başlanmış ve bunu taki bir konser tertib ederek bugünün verdiben toplantı Toros Gencler Birliği reisi ği hazla bir müddet eğlenmişlerdir. Bu Rahim 'Akseven tarafından açılmıştır. arada hazır bulunanlara portakal ikram Bundan sonra ölçü ve Ayarlar müfet olunmuştur. Toplantı geç vakte kadar tişlerinden Fethi bir nutuk söylemiştir. sürmüştür. Adanadaki mücadele senelerinde ken Adanadaki tezahürat disine «Sinan Pasa> namı verilmiş olan Adana 5 (Hususî) Kurtuluş bayraFethi, bu mücadeleye nasıl iştirak et tiğini, düşmanla yapılan çarpışmalarda mımızm on altmcı yıldönümü, yağmura Türkün ne büvük kahramanlıklar gös rağmen coskun sevinç tezahürlerile terdiğini ve nihayet bir hafta içinde kutlulandı. Öğleden sonra sulama iş düşmanm Adanayı nasıl tahlive etmek leri inşaatı temel atma merasimi yapıl mış, Çukurovalılarm bu büyük bayramzaruretinde kaldığmı anlatmıştır. Tıb Fakültesi talebesinden Adanalı da duydukları sevinç bir kat daha artemalle Yüksek İktısad ve Ticaret mek mıştır. Gece fener alayları tertıb edil tebi talebesinden Mithat Saracoğlu da miştir. Beledive tarafmdan Halkevinde birer nutuk sövliverek Adananın işgali Adanalılarm en nes'eli günü şerefine senelerinde hissolunan elemleri ve 0 verilen balo pek parlak olmuştur. VtLÂYETTE Emniyet memurlarının elbiseleri BORSALARDA Türk borcu tahvilleri yükselmeğe başladı Kaptan şaşırmış, împaratoriçenin kâğıdını elinde mmcıklıyordu. Imparatoriçenin kafasmın içinde acaba şu anda neler dolaşıyordu? Kaptan omuzlannı silkti; maiyetini işbaşına çağırmağa, aşağıya İmparatoriçenin maiyetindekilerden biindi. Şükür Allaha, gemi iyi halde, her Aşaclandırma için tedbirler rinin «hatıra» lannda şu sözler var: ihtimale karşı hazırlanmış vaziyetteydi. Şubat ayı, ağac dikme mevsimi oldu Birkaç saat sonra yat, kendini rüzgânn gemi direğine ğu için Beledive tedbirler almıya bas jstikametine vermiş, olanca hızile Afrika • ••«İmparatoriçenin bağlı kaldığı yarım saatin içine zama lamıştır. Bu sene bilhassa Florya ile ya doğru kayıp gidiyordu. nın ölçülmez buudlan toplanmış gi Boğazm bazı taraflarma mühim miktarImparatoriçe güvertede ağır ağır dolabiydi. Deniz onu, o, denizi teskin e da veniden ağaclar dikilecektir. şıyordu. Teessür, onu sessiz sedasız bir diyor gibi bir hali vardı. Cadde ve sokak levhalari hale komuştu. Hüznü duymak, ıstırabı ((Bu gemi direğinden kendi daireBelediye, emaye sokak ve cadde levhissetmek melekesini kaybetmiş gibi bir tavn vardı. Rüzgânn ufka yığdığı kara sine döndüğü vakit, İmparatoriçenin halarının değiştirılarek yerlerine kı bulutlar dikkatini çekti. Bir fırtına tehli ilk söylediği söz şu oldu: «Hiçbir teh rılmaz cinslerinin konulmasma karar vermiştir. Yeni levhaların saçtan yap kesine maruzdular. Güneş gökten silin like yoktu.. Bir de olmuş ne çıkarP Allahm her birerlerimize ihsan ettiği tırılması düşünülüyor. Bu hususta tetmişti. Rüzgâr ıshklar çalıyor, yelkenleri hayatm tulü hakkındaki fikirlerimi, kikat yapılmaktadır. çabuk çabuk toplıyan tayfaların ellerin mütalealanmı size kaç defa isterseniz Belediye, otobüs isletme imti den halatlan, sarsarak, çekip koparıyorki tekrarlayım? T a n n nekadar nasib yazını srelecek sene du. Ve fırtına olanca hızile koptu. Kapetmişse o kadar yaşanz; bense bu kara dalgalarile, zincirden boşanmış gibi kullanacak dünyaya Allah tarafmdan bazı vaziinliyerek, önüne ne çıkarsa devirerek taytstanbulda otobüs işletmek imtiyazı felerle geldîm; samadaniyeti beni her falan kamçılıyordu. Tayfalardan biri ImBelediyeye verilmişti. Belediye, şehir tehlikeden korur.» paratoriçeyi görünce, koştu. otobüslerini bu seneden itibaren kendi «Bundn sonra, Imparatoriçe, ken namma işletmeyi düşünüyordu. Efendimiz lutfen çabuk aşağıya disini seren direğine bağlıyan iki Yapılacak işin mühim ve alınacak ted ininiz. Fena bir fırtınaya benziyor bu. tayfayı getirtti. Onlara keselerle al birlerin de 0 nisbette geniş olması yüDedi. tınlar hediye verdirtti; ve vak'ayı bil zünden icab eden hazırlıklar bitirile Elisabeth, adamı görmüyor gibi dav memiş olmalannı kendilerinden rica memiştir. Bunun için Belediyenin otorandı. Tabiatin manzarası karşısında ken ederek.» büs işletme imtiyazım bizzat kullan dinden geçmişti. Gemi titrivor. sallanıması hususundaki kararın tatbikı, ge yor, canavarlaşan dalgaları baş döndüren lecek seneye bırakılmıştır. lArkaa var). Peygamber aşkına olsun, efendi miz... Fakat tabancanın önünde o da arkadaşına yardıma gitti; împaratoriçenin gözünde ölüm şimşeğinin çaktığını görmüş tü. îki tayfa, Imparatoriçeyi, halatlarla seren direğine sımsıkı bağladılar. O kadar kuvvetli, o kadar çok bağladılar ki, ipler împaratoriçenin narin vücudünün etlerine batıyordu. Imparatoriçe kımıl dıyamıyordu. İki tayfa, kaptana haber vermeğe koştular. İmparatoriçe vahşi bir sesle haykırdı: Sakm olmıya ki, ben emretmeden, içinizden biri, bana dokunayım der. Dalga serpintileri, kayış kırbaclar gibi çarpıyorlar, buzdan ve sivri uclarile împaratoriçenin vücudünü örseliyorlardı. Nihayet vahşi bir fırtınaya pervasız gözlerle bakan bir împaratoriçenin soluyan bağrmda fırtına dindi. Elisabeth'in bu hareketi, onun «Wittelsbach'lann bir çokları kadar deli» olduğunu söyliyen Avusturya sarayı erkânına hak verdiren tek vak'a olmuştur. Türk borcu tahvilleri dun birdenbire Emniyet memurlarının da Emniyet vükselmeğe başlamıştır. Bu yükselış müdürleri gibi açık yakalı elbise giymeleri kararlaştırılmıştır. Karar, alâlça netipesi olarak.sabah. 18.45 lirada açılan Üni Türk, Akşam 18,70 liraya kadar darlara bildirilmiştîr. çıkmıstır. CEMtYETLERDE, Mal* mehafilde bu yükselişin sebebi,' çıkarılacak yeni 1938 tahvilleri olarak Esnaf cemiyetleri idare gösterilmektedır. Paristen dün gelen haberlerde Türk heyetlerinin içtimaı borcu tahvilinin yükselmekte olduğunu Esnaf cemiyetleri idare heyetleri, bugöstermiştir. Bir gün evvel 279 frankta gün saat 10 da heyeti umumıye halinde ^minönü Halkevi salonunda bir toplan olan tahviller, dün 299 a fırlamıştır. ŞEHtR tSLERt Beyoğlunda 40 kişi cezalandırıldı Son yirmi dört saat içinde Beyoğlu kazası dahilinde Belediye tenbihlerine riayet etmiyen 40 kişi cezalandırılmış tır. Cumhuriyet Merkez Bankası tı yapacaklardır. Toplantıda esnaf ce hisse senedlerİ miyetleri, yardım teşkilâtı ve esnaf disAmerika kıt'ası haricindeki herhangî Cumhuriyet Merkez Bankası hisse sepanseri hesabları hakkında izahat verinedleri de, dün 99 liraya kadar yüksel htilâf ve harbde Amerikan tebaasının, ecektir. menafiinin ve ticaret gemilerinin alâkadatf miştir. Yeni Posta, Telgraf müdürü P. T. TELEFONDA olmasını meneden bu kanundan başka Amerika, Philippines (Pilipin) adalanna Ankarada yeni bir vazifeye gidecek Umum müdür geldi istiklâl vermiştir. Efkârı umumiye, şimdi olan İstanbul Posta ve Telgraf müdürü Posta, Telgraf ve Telefon Umum mü bu adalardaki intikal devresini feshede • Mazharm yerine tayin edılen Bursa dürü Nazif, kendisini tedavi ettirmek rek istiklâlin derhal tatbikı için CumhurPosta ve Telgraf müdürü Yusuf, bir iki üzere mezunen şehrimize gelmiştir. güne kadar şehrimize gelecektir. reisini zorlamaktadır. Çünkü Amerika efkân umumiyesi Uzakşarktan bir an evvel uzaklaşmak istiyor. Beyoğlu Halkevinde açılan kitab sergısı Adliye sarayı sahasmdaki istimlâkler Yeni yapılacak Adliye sarayı binası na isabet eden sahada istimlâki lâzım gelen yerleri tesbit eden komisyon, mesaisini ilerletmiştir. İstimlâk edilecek yerlerden bir kısmının listesi hazırla narak Belediye riyasetine verilmiştir. Geri kalan kısımlar da tayin olunmak üzeredır. İstimlâk muamelesine pek yakmda başlanacaktır. Franklin Roosevelt ise adaş ve selefi Theodor Roosevelt'in Amerika kıt'ası haricinde ve bahusus Büyük Okyanusun garbında emperyalizm pplitikasını devam ettirmek istiyor. Geçenlerde Chicago (Şikago) da söylediği nutukta mütecaviz devletleri yani Japonyayı karantine altma almaktan bahsederek efkârı umumiyeyi yoklamıştı. Lâkin adaşınm emperyalizm politikasını dalâlet sayan efkân umumiye tara fmdan mukavemet gördü. Bunun için müspet olan şimdiki nutkunda Amerikanın kendi hukuk ve menafiini, açıkçası Amerika kıt'asını müdafaa edeceğini söylemekle iktifa etmiştir. Mutlak otorite rejlmini takib eden devletleri yani Japonyay tehdid etmekten çekinmiş ve bütün milIetlerin bir gün mutlaka demokrasi esaslarmı kabule mecbur kalacaklannı söy liyerek Ingiltere ile Fransaya tesliyet vermiştir. Amerika Cumhurreisi akide itibarile İngiltere tarafında olduğunu ve lâkin sulhu muhafaza etmek başlıca gayesi bulunduğunu söyliyerek Amerika efkân umumiyesinin büyük ekseriyetinin dileğine uygun hareket edeceğini anlatmıştır. Çünkü Amerika dahilinde çok büyük gaileler vardır. köşe sergisinden Beyoğlu Halkevinin büyük salonun olduğunu göstermiştir. Filhakika kitab sergisinde, intişarlarında dün güzel bir kitab sergisi açılmıştır. dan haberdar olmadığımız birçok kıy936 ve 937 senelerinde tstanbulda basılan türkçe kitabların büyük bir kısmı metli eserler göze çarpmaktadır. Ayrıca serginin devamı müddetince, nı toplu bir halde gözlerin önüne koyan teşhir edilen eserler yüzde yirmi iskonto bu sergiye şehrimizdeki 12 neşir müesseile de satılmaktadır. sesile kitablannı kendi hesablarına bastıAncak yazık ki, kitab sergisinin kasran bazı muharrirler iştirak etmişlerdir. dettiği manayı anlıyamamış olduklanna Teşhir edilmekte olan 500 kitabın i hükmedebileceğimiz bazı müesseselerin çinde edebî eserler ekseriyeti teşkil et bu hayırlı işe yabancı ve seyirci kalmaları mekte, onlardan sonra terbiyevî kıtablar son iki sene zarfında basılmış olan türkçe ve nihayet fennî neşriyat gelmektedir. kitabların hepsini burada görmenıize mâKitab sevgisini yaymağa yarıyacağı ka ni olmaktadır. dar, memlekette çıkan kitabları da tanıtaBeş altı sene evvel Beyazıdda, Unicak olan ve her sene açılmasına karar ve versite meydanında kurulan ilk kitab serrilen bu sergi bir hafta müddetle açık gisinden sonra, nedense ihmale uğrıyan kalacaktır. bu lüzumlu işi üzerine alarak esash bir Dün havanm bozuk olmasına rağmen şekilde canlandırmağa muvaffak olan kadın erkek, kafile kafile sergiye gelenle Beyoğlu Halkevi başkanlığını tebrik etrin çokluğu, bu te§ebbüsün pek yerinde mek bir vazifedir. Kitab Muharrem Feyzi TOGAY Müessif bir ölüm Sabık eczayi tıbbiye müteahhidi Sarıyerli Bay Mehmed Kâzım kızı Bayan Belkis, altı senedenberi çekmekte ol duğu hastalıktan kurtulamıyarak gene yaşında Şişhane karakolu Frej apartı manında hayata gözlerini yummuştur. Kederdide ailesine teessürlerimizi be» yan ederiz.

Bu sayıdan diğer sayfalar: