23 Nisan 1938 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 7

23 Nisan 1938 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Türkiye Büyük Millet Meclisinin 18 yıllık muvaffak mesaisi, «köhne ve harab Osmanlı Imparatorluğunu yıkarak yerine yeni ve kuvvetli bir devlet kurmak diye hulâsa ve ifade edilebilir 1920 yıh Türkiye îstiklâl savaşmın tarihinde, hatta Türk milletınin tarıhinde en mühim sene olarak yaşıyacaktır. 18 sene evvel, bugün, 23 nisan 1920 de Ankarada, Türkiye Büyük millet Meclisi açılmıştı. Cumhuriyetin bir manası da, bir milletin kendi kendini idare etmesi demek olduğuna göre, Türkiye Cumhuriyetinin temeli o gün atılmış, Cumhuriyet 23 nisan 1920 de başlamıştır; demekte hata yoktur. Onun içindir ki 23 nisan bayramı, Türkün en büyük ve kutlu bayramlanndan biridir. Büyük Millet Meclisi, eski tarihî bi nasında açıhrken büyük Türk milleti ne haldeydi? İstanbul tam bir işgal altındaydı. 16 mart günü, malum kanlı ve feci işgal hâdisesi yapılmış, Meclisteki bazı meb'uslar, tngiliz polisleri tarafından alınarak diğer birçok Türk vatanperverile beraber Malta'ya sürülmüştü. Meb'usan ve Âyan meclisleri kapatılmış, kapılan mühürle nerek içindeki memur ve hademeler bile kapıdışan edilmişti. (Buna rağmen meclisteki fedakârlar, karşılannda yatan îngiliz harb gemilerinin burnunun dibinde Anadolu hesabına silâh kaçakçılığı yapıyorlardı.) Zamanm padişahı Vahideddin hainile ahmak veziri ve eniştesi Damad Ferid, İstanbuldaki İngilizlerin tam manasile uşağı olmuşlardı. Hani bazı gayretkeş uşaklar vardır ki efendisine yaranmak için, onun dediğinden fazlasmı yaparlar. îşte Vahideddin, Damad Ferid ve bunlann etrafmda toplanan vatan hainleri, tam manasile gayretkeş uşak vaziyetinde, millî mücadele hareketini boğma&a uğraşıyorlardı. Tarih, Damad Ferid kadar ebleh, Türklüğe bu kadar bigâre, milliyet, vatanperverlik ve istiklâl n>efhumlarından bu derece gafil bir sadnazam kaydetmemiştir. Bu adam şeklep de, ruhan da, kültür itibarile de.HSr T\rk d£ğil, bir buhranh vaziyetîeri değîî,~3ttfİEİi^k meseleleri bile kavrıyacak bsr iz'an ve id rakten mahrumdu. O zamanlar «Payit\htı Saltanı Seniyyei Osmaniye ve MaVamı Muallâyı Hilâfeti Islâmiye» diye \>ir terkibler sürüsile anılan İstanbul işgaî, tahakküm ve zu lüm altmda olduktan sonra, memleketin diğer taraflanlnda vaziyetin nice olacağı kendiliğaden rnlaşıîır. 15 «nayıs 1919 dan itibaren YunanlıU», Venizelosun uydurma bir vesikasile Loid Corc'un Türk düsman1'$ı save«înMemleketin yer yer ecnebi işgali altmda bulunması kâfi değilmiş gibi 1911 denberi sürüp giden harblerden ve mağlubiyetlerden millet de yorgun ve bez gindi. Haricî ve bilhassa dahilî düşmanlar, halkın usancından ve maneviyat kınklığından istifade ederek müthiş bir bozgunculuk propagandası yapıyorlardı. Kuvvetli düşmanlar karşısında mücadeleden ümid kesenler çoktu. Iymansız münevverler arasmda îngiliz himayesi veya Amerika mandası dilencisi vatan hainlennin kuyruğuna takılan sersemler ve zavallılar da az değildi. Harb esnasmda, Ittihad ve Terakki ekseriyetinin hâkim olduğu Meb'usan meclisi feshedilip de yeni bir intihab yapıldığı ve yeni meb'uslar Fmdıklı sara yında toplandığı zaman, Atatürk de meb'us seçildiği halde, İstanbula gelmemiş, Anadoluda kalmıştı. O vakit, Atatürkün Meb'usan meclisine gelmeyişini tenkid eden meb'uslar bile olmuştu. İs tanbul, îngiliz, Fransız, Italyan, Amerikan hatta Yunan toplarınm tehdidi altında iken Fmdıklı sarayında toplanacak meclisin, millî mücadele bakımından, hiçbir kıymet ve ehemmiyeti olmıyacağını Atatürk, yüksek dehâsı ve derin görüşile çoktan anlamıştı. O, Meb'usan meclisi nin müzakerelerine iştirak için İstanbula gelmiş olsaydı, asıl mücadele kuvvetlerinin kaynağı olan Anadolu başsız kala caktı. 16 martta kaçıp Anadoluya git meğe çalışacakları yerde, İngiliz polisine teslim olan ve Malta'ya götürülen mebusların fedakârhğı nasıl manasız ve faydasız kaldıysa, Atatürkün İstanbula, îngilizlerin avcunun içine gelmesi de, onların boş fedakârlığile kıyas kabul etmez bir felâketle neticelenebilirdi. İngilizle rin o zaman Atatürkü de alıp Malta'ya Büyük Şef Atatürk, Büyük Millet Meclisinde, ikinciteşrin 1937 günü açılma nutkunu okurken götürmelerinin, memleket için, nasıl telâfi edilmez, müthiş bir felâket olacağını dü le beraber haricî düşmanlarla elele ver mişti. şünmek, bugün bile tüylerimizi ürpertme mi§ti. Dolmabahçe ve Yıldız saraylann» Kilikyayı ele geçirmek istiyen Fransa, ğe kâfi geliyor. Atatürk çok iyi düş^ündü da hükümran olabilmek icin. bütün mpıp, buralarda cereyan edegelen çarpışmalarguou ve ıstıkbali çok iyi gördüğünü İs leketin taksim ve esir edilmesine razı olu dan ışin ciddiyetini anlamıştı. Ankara tanbula gelmemekle ispat etmişti. Ancak yordu. Düşününüz ki bu kapkara zillete hükumetinin istanbul hükumetine benzeonun Anadoluda kalması sayesindediı Habeş împaratoru bile razı olmadı. mediği ve Türk topraklannı dişile tırnaki, İstanbulda Meb'usan ve Âyan meo 23 nisan 1920 de açılan Büyük Mil ğile müdafaa edecegi görülüyordu. 1920 lislerinin kapılan İstanbul Merkez K let Meclisinin, Büyük Şefin direktiflerile mayıs sonlarında buralarda faaliyette mandanı Mustafa Natık Paşa tarafından yürüyerek neler yaptığı, dışanda ve içe bulunan Fransızlar, Türkiye Büyük Milsed ve bendedildikten bir ay sonra Anka ride ne büyük zaferler kazandığı malum let Meclisi hükumetile ilk teması yaptırada Büyük Millet Meclisinin açılmas: dur. Yapılan işlerin bir fihristini olsun lar, 20 günlük bir mütareke akdedıldi. yazmağa kalkışsak sütunlar doldurmak Gerçi başka bir netice çıkmadı ama, kabil olabilmişri. lâzım gelir. Bu yakın tarihi zaten hepi o zaman henüz itilâf devletlerinin tanımaBüyük Millet Meclisî açılmadan bi miz biliyoruz. Fakat, ilk Büyük Millet dığı Büyük Millet Meclisi hükumetile gün evvel, 22 nisan 1920 de, îtilâf devMeclisinin 18 inci yıldönümünde, onun yapılan bu temasın ve mütarekenin siyaletleri, Osmanlı padişahının hükumetin ilk faaliyetlerini anlatmağı ve ne gibi güç sî ve manevî kıymeti büyüktü. Bu, İstonlanacak olan sulh konferansı lüklerle çarpışarak bunları nasıl yendiği tanbul hükumetine karşı indirilmis. bir ni hatırlatmağı bir vazife addediyoruz: darbe idi. Damad Ferid, sulh müzakerelerini bizzat idare etmek üzere 1920 haziranında Parise gitmişti. Sersem Sadrıazam, mağrur ve zafer sarhoşu itilâf devletlerile sulh şartlarını müzakere edebileceğirıi sanıyordu. Halbuki itilâf devletleri, kendi şartlannı ona dikte etmek niyetinde idıler. Onun için Venizelos'un «Anadoiuda intizamın temini» bahanesile ileri sürüp durduğu taarruzî harekâta başlamasma (22 haziran) müsaade ettikleri gibi, 25 haziranda Damad Feridin, itilâf devletleri sulh konferansile karşılaştığı gün de, İngilizler Mudanya ve Bandırmaya asker çıkardılar. Türkiye Büyük Millet Meclisi, Damad Feridin Parise gitriğini görünce, 18 haziran celsesinde Misakı Millî üzerine and içerek Türk topraklannm parçalanmasma müsaade etmiyeceğini bütün dünyaya ilân etti. Damad Ferid heyeti, itilâf devletlerile müzakere edeceğini ümid ederken hasin politika kaplanı Klemanso tarafından hakaret gördü. Fransızlar, Damad Ferid heyetine, adeta bir hırsız çetesi gibi muamele etmişler, Pariste kimse ile temas ettirmemişler, hatta sokakta gezmelerine bile mâni olmuşlar, Sevr muahedenameslni imzalamaktan başka çare olmadıgını dürüşt ve kaba bir lisanla bildirdıkten sonra, âmiyane, fakat yerinde tâbirile Paristen sepetlemişlerdi. Damad Ferid ahmağı, süt dökmüş kedi gibi Paristen döndü. Yıldız sara yında bir saltana! şurası toplıyarak sulh şartlannı anlattı ve bunlan kendisinin de, padişahm da kabulden başka çare bulamadıklarını söyledi. Zayıf iradeli saltanat ricalinden mürekkeb olan bu şurada bazı hatibler söz söylediler. Kabahati Ittihad ve Terakkiye yükliyerek şartların kabulünü ve düveli muazzamanm adaletine iltica edilmesini ileri sürdüler. Topçu feriki merhum Rıza Paşadan başka, herkes muahedeyi kabul etti. Damad Ferid de, Parise yeni bir heyet göndererek 15 ağustos 1920 de Sevr idam kararını imzalattı. Fakat bu muahede, bir Sevr vazosundan daha çürüktü. Nitekim Atai Büyük Millet Meclisinin ikinci binası bir açılma gününde,: 1925 birinciteşrininin yansından itibaren Meclis bu binada toplanmaktadır ile harbediyorlardı. Karşılarındaki kuv vetlere karşı sayı bakımından Yunanlı Iarın üstünlüğü çok büyüktü, muharib er nisbeti 4 misli, topçu 5 misli, ağır maki nelitüfek 44 misli fazla idi. Yunanlıla rın cepanesi bol, Türkleıinki mahduddu. Yunanlılarda bol bol mevcud olan hafif makinelitüfek, bomba topu ve diğer fennî vasıtalar Türklerde hiç yoktu. Yunan ordusu Anadolu içerisinde taarruza başladığı zaman takviye edilmiş ve taarruzdan evvel 4 misli olan muharib er nibeti taarruzdan sonra 40 misline kadar çıkmıştı, yani 1 tek Türk neferi 40 Yunan neferile çarpışıyordu. Yunan ordusunun ileriemesi, düşmanı önce durdurmak ve sonra yenmek için mutlaka muntazam orduya lüzum oldu ğunu, çetelere ve milislere güvenenlere sbat etmişti. Bundan sonra, Türkiye Büyük Millet Meclisi hükumeti, yeni bir ordu kurmağa karar verdi ve hemen işe başladı. Yeni Türk ordusu, ilk zaferini 1921 yılmın ilk günlerinde kazandı. Birinci İnönü muharebesi (10 ikincikânun 1921) hem Yunanhlara, hem de asi Eteme karşı kazanılmış çifte bir zaferdir. Millî ordu, bu tarihten k'sa bir müddet sonra, ikinci İnönü zaferini de kazandı (31 mart .1921) ye böylece Cumhuriyet ikame eden genc millî hükumet, ilk faalıyet yılmda bir hayli zaferler kazanmıştı. Muvaffak olamadığı zamanlarda ve yerlerde de başa çıkması güç, çetin bir kuvvet olduğunu düşmanlara tasdik et tirmiş ve bu maddî muvaffakiyetsizlikleri bile manevî zaferler temiu etmiştir. Bu manevî zaferler, ertesi yıllarda tesirini göstererek maddî muvaffakiyetler kaza • nılmasma yardım etmiştir. Büyük Millet Meclisinin 1920 den bugüne kadar yapbğı büyük işleri hulâsa edecek değiliz; yukanda söylediğimiz gibi, bunlarm yalnız bir fihristini yapmak istesek sütunlar doldurmak lâzımgelir. Büyük Millet Meclisi, Büyük Şefin direktifleri dairesinde çalışarak memle kette büyük zaferi femin etmiş, büyük Türk inkılâbını yapan kanunlan hazır lamıştır. Büyük Millet Meclisinln 18 yılhk muvaffakiyetler ve zaferlerle dolu mesaisini «köhne ve harab Osmanlı İmparatorluğunu yıkarak yerine yeni ve kuvvetli bir devlet kurmak» diye hulâsa ve ifade edebiliriz. Bütün bunlar, Atatürkün kurduğu «hakimiyet bilâkayd ve şart milletindir» prensipi ile Jtemin edilmiştir. türkün Türkiyesi bunu bir tekmede parça parça etti. Bu arada, Büyük Millet Meclisi hükumeti Hariciye Vekâleti, 7 temmuz 1920 de Kafkasyadaki Ermenilere bir ültimatom verdi. Burada Türk toprak lanna yapılan kanlı taarruzlardan vazgeçmelerini istedi. Fakat Taşnak hükumeti şımarmıştı; câniyane taarruzlanndan vazgeçmedi. Şark ordumuz, taarruza j?eçerek Ermeni ordusunu tepeledi ve on lan sulh istemeğe mecbur etti. 3 birincikânun 1920 de Ermenilerle Gümrü muahedesi imzalandı. Böylece Türkiye Büyük Millet Meclisi hükumeti, ilk muahedesini akdetmişti. Gümrü muahedesile Taşnaklar büyük Ermenistan hulyasmdan vazgeçtikleri gibi, Kars ve havalisinin Türk olduğunu da kabul ve tasdik etmişlerdi. Ermenilerden sonra Gürcülere sıra gelmişti. Brest Litovsk muahedesile bize verilen Batum ve havalisini evvelâ İngilizler işgal etmiş, sonra Gürcülere vermişlerdi. 1920 yılı sonlarında Gürcülerle de müzakereler yapıldıktan sonra, Batum müstesna Ardahan ve Artvini bize iade eden bir muahede imzalandı. (13 teşrinievvel 1921). Türkiye Büyük Millet Meclisi hükumeti, bir taraftan Iran ve Efganistanla da samimî temaslara girişmiş, muhadenet muahedeleri müzakerelerini hayli ilerletmişti. Sovyetlerle devam eden dostluk müzakereleri de iyi bir muahede ile neticelenmişti. (16 mart 1921). Fransızlar da 1920 yılı sonlarında yavaş yavaş Türkiye Büyük Millet Meclisi hükumetine mütemayil bir siyaset takibine başlamışlardı. * * * 1920 yılmın bir de askerî harekâtına göz atalım: Büyük Millet Meclisi açıldıktan sonra, Pariste başhyan su!h müzakereleri esna sında Yunanlılarm Anadolu içerisine doğru taarruza geçtiklerini yazmıştık. O zaman millî hükumetin muntazam bir ordusu yoktu. Her tarafta gaynmuntazam mülî kuvvetler ve Osmanlı ordusunun ba kiyesi olan zayıf mevcudlu askerî kıt'a lar, bu taarruzu kahramanca karşılamış lardı. Fakat, bu zayıf kuvvetlerle Yunan ordusu durdurulamamış vs düşman, memleket içerisinde ilerliyerek Bursa ve U şaka girmişti. ordusu harb içinde zaferler üstüne kuru lan kahraman bir ordu o^du. Bir buçuk sene sonra, büyük taarruzu yaparak büyük zaferi kazanan millî ordunun temeli, Türkiye Büyük Millet Meclisi hüku meti tarafından 1920 de kurulmuştu. 1920 yılında Ermeniiere karşı kaza • nıldığını yukanda söylediğimiz zafer, orduya sağlam olarak büyük ve küçük çaplı 300 den fazla top, istifade edilemiyecek bir halde diğer 340 top, bol mik tarda topçu ve piyade cepanesi temin etmişti. Ermeni ordusundan iğtinam edilen silâhlann büyük bir kısmı, müteakıb muharebelerde, Yunan ordusuna karşı kullanılmak suretile şark cephesinde kaza nılan ilk zafer, garb cephesinde kazanılan son zaferde de âmil olmuştur. 1920 yılmda Türkiye Büyük Millel Meclisi hükumeti kuvvetleri, cenub cephesine Urfa, Maraş Anteb, Adana ve civannda Fransızlar ve Ermenilerle çok şiddetli ve çok kahramanca muhare * beler yapmışlardı. Daha şimalde Elcezire cephesinde, Fırat nehrinin doğusunda da Fransızlara ve iç düşmanlara karşı harbedilmişti. Bu muharebelerde gösterilen şiddetli mukavemetler, nihayet Fransız lan yola getirmiş ve 1921 senesi sonbaha* rında, Franklen Buyyon ile Ankaradi imzalanan Türk Fransız itilâfnamesinin akdinde âmil olmuştur. Fransızlarla Ereğli ve Zonguldakta da muharebeler yapılmıştır. Millî ordu, 1920 senesinde bir taraftan haricî düşmanlarla çarpışırken diğer tarafından da iç düşmanlarla uğraşıyordu. Padişahçılar, halifeciler, inzıbatçılarla mücadele, Bolu isyanı, Gerede is • < yanı, Beypazan isyanı, Anzavurun dördüncü isyanı, orta Anadoluda halifecilerin harekâtı, Yenihan isyanı, Yozgad isyanı, Milli aşiretinin isyanlan, Bitlis ve Muş havalisindeki isyanlar, ikinci Konya isyanı, Demirci Mehmed Efe ve Çerkes Etem isyanı, Pontusçularla mücadele, hep Türkiye Büyük millet Meclisi hü kumetinin ve kuvvetlerinin zaferile neticelenmiş, bütün bu isyanlar tepelenmiştir. 1 23 Nisanın manasi: Hakimiyet Milletindir 23 Nisan 1938 CUMHURİYET îşte, Türk tarihine en mühim bir yıl olarak gireceğini söylediğimiz 1920 senesi, Türkiye Büyük Millet Meclisinin açılması üzerine, ateş ve kan içinde, yeni bir devletin kuruluş ve yeni bir ordunun doğuş yılı olmuştur. İstanbuldaki Padi şah hükumetinin zâf ve meskeneti yerine 1920 senesi başlarında Yunanlılar, Ankaradaki millî hükumet fevkalâde bir 2,400 subay 62,800 muharib, 200 top enerji, emsalsiz bir azim ve iman gösterve 22.285 havvandan mürekkeb bir ordu mis, te«Iimiyet yerine mücadeleyi, döğüşü ı Büyük Millet Meclisi açıldıktan ve Türkiye Büyük Millet Meclisi hükumeti kurulduktan sonra, millî hükumet, İtilâf devletleri tarafından 24 nisanda padişah hükumetine yapılmış olan sulh konferansı davetine bir mukabelede bulundu. 30 nisan günü, Büyük Millet Meclisi Reisi Mustafa Kemal Paşa, Türkiye Büyük Millet Meclisi hükumeti adını taşıyan yeni bir Türk devletinin teşekkül ettiğini Avrupa Hariciye Nezaretlerine bildirdi. Bu tamim, hududu istanbul surlarile çizilmiş olan ve bu surlar dahilinde bile hükümranlık haklannı kullanamıyan Osmanlı Imparatorluğile yapılacak bir sulhun Türk milleti tarafından kabul edil İlk Büyük Millet Meclisinin açıldığı bina: Meclis, burada 23 nisan miyeceğini ima ediyordu. Fakat devlet1920 den 15 birinciteşrin 1925 e kadar çahşmıştır ler, yeni millî bir devletin kuruluşunu bildiren bu vesikayı boş lâf addedip al de, îzmîre çıkmışlar ve tedricen memleket na davet etmişlerdi. Ankarada açılmak dahiline nüfuz için hazırlanmağa başla üzere olduğunu haber aldıkları Büyük dırmadılar. Yeni teşekkül eden Vekiller Heyeti, mışîardı. Esasen Yunanlılar, 1917 de Millet Meclisini akıllannca hiçe indirmek memleketin her taraftan düşmanlarla sakendilerine Anadoluda vadedilen arazi istiyorlardı. Fakat, Almanlara, Avusturmükâfatlanna mukabil, îtilâf devletleri yahlara, Macarlara ve Bulgarlara dikte nlmış olduğunu görerek bir istinadgâh anin şark ordusile beraber Makedonya ederek kabul ettirdikleri sulh muahedele ramağa başlamıştı. Sokak kavgasında birile sarhoş olan Loyid Corc, 20 nisanda, le, birkaç kişinin birden hücumuna uğrıharekâtına iştirak etmişlerdi. yan adam, evvelâ kendisine arkasını daMemleketin garbı Yunan istilâsı altı Avam kamarasmda irad ettiği nutukta, yıyacak bir yer arar. Bir insan için Iü na girerken şarkta, Kafkasya hududunun Osmanlı împaratorluğuna dikte edilecek zumlu olan bu mesned, bir millet için de öte tarafmda bir Ermeni devleti teşekkül sulh şartlarının bir hulâsasmı söylemekle üzumludur. Taarruza geçecek bir ordu etmiş, büyük Ermenistan hulyası peşin padişah hükumetinin aciz ve meskenet da, «base strategique» denilen bir sev de, Akdeniz kıyılanna, cenub vilâyetle politikasının da, memleketi kurtaramıyakulceyşî kaide ve mesnede dayanarak rine kadar bütün memleketi istilâya ha cağını ispat etmışti. Loyid Corc hulâsaten ileri atılır. Tıpkı koşuya başlıyacak bir şöyle diyordu: zırlanıyordu. atletin hızla fırlamak için ayaklarınm alFransızlar, Kilikya dedikleri bütün A«Boğazları biz muhafaza edece tmda sağlam bir zemin araması gibi. dana havalisini işgal etmişlerdi. îtalyan ğiz. Filistin, Musul ve Irak da bizim o Her yandan düşmanlarla çevrilmiş ve halann gözü Antalyadan Menderes mınta lacaktır. Fransızlar Kilikyayı, îtalyanlar yat memat kavgasına atılmış olan bir milkasma kadar uzanıyordu. Bir zaman ken Antalyayı, Yunanlılar îzmir havalisini let, hiç olmazsa bir taraftan arkasını emdilerine vadedilmiş olan Izmir havalisi alacaklardır.» Loyid Corc aşağı yukarı niyete almazsa muvaffak olamaz. Onun nin Yunanlılara verilmesi onlan kızdır mahud Sevr muahedesinin ana hatlarını için ilk Heyeti Vekile, bu mesnedi aradı mıştı; Yunanhlann daha cenuba sark çizmişti. e şarkta, Sovyet Rusyada buldu. 5 ma* * * masma mâni olmak için Menderes havaıs 1918 de yapılan ilk toplantıda, Sovlisini işgale hazırlanıyorlardı. İşte Büyük Millet Meclisi, 23 nisan et Rusya ile temas karan verildi. 11 Samsun havalisindeki Rumlar, orada 1920 de böyle vahim ve buhranh bir za mayıs 1920 de ilk temas heyeti, Sovyetbir Pontüs hükumeti kurmak için silâhla man ve vaziyette açılmıştı; Türkiyenin lerle dostluk muahedeleri yapmak üzere nıp dağlara çıkmışlardı. Zonguldak kö tarihinde hiçbir zaman görülmemiş bir Ankaradan Moskova'ya hareket etti. mür havzası Fransızların işgalindeydi. vaziyetri, bu. Çünkü, bu defa, memleket Ayni günde, Pariste, Damad Ferid hüBoğazlara bilhassa îngilizler el atmışlar her taraftan düşman çizmelerile çiğnen kumetinin Tevfik Paşa riyasetindeki hemekte olduğu gibi, padişah da hükumeti. yetine de, Sevr idam karan teslim edil 1 ABİDİN DAVER

Bu sayıdan diğer sayfalar: