25 Mayıs 1938 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 7

25 Mayıs 1938 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

25 Mayıs 1938 Maliye, Dahiliye, Sıhhiye ve Adliye bütçeleri kabul edildi [Baştarafı 1 inei sahifedel CUMHURİYET HodzaHenlein mülâkatı çok dostane oldu Seferber edilen Çek ihtiyat kuvvetleri terhis olunuyor, yeni hâdiselere mâni olmak için Ingiltere, Pragda teşebbüste bulundu İBaştarafı 1 inci sahifede] duğundan bahsedildi. Hakikaten bunlann artması ve bunlar hakkında ayrıca ahkâm konulması lüzumu hükumetçe de derpiş edilmiştir. Buna dair lâyiha bütçe encümeninde müzakere edilmektedir. Temyiz komisyonlarına gelen evraktan yüzde 60 mın nakzedilmesi, maliyecile rin eski zihniyette devam ettiğine bir delil gibi ileri sürüldü. Bu nakızlar, vergi memurları muamelâtının isabet veya ha tası hakkında bir miyar addedilemez ve tarhiyat dolayısile değildir.» Köylülerimiz Iâyık olduklart refaha yakında kavuşacaklar Köylülerimizin kalkmma hareketi başlamıştır. Niyetimiz köylülerimizi komün şeklinde toplu bir halde idare etmektir. Köy bankası teşkili, köylülerin ziraî ilerlemeleri ve maarif yönünden de terakki etmeleri için hükumet arkadaşları elbirliği ile çalışmakta ve düşünmektedir. Köylülerimizin lâyik oldugu refah mertebesine yakm bir zamanda gıreceğini filiyatı ile göreceğiz. (Şiddetli alkışlar). Dahiliye Vekili Şükrü Kaya, belediye işlerimizin çok zamanlar metruk bir halde olduğunu, yahud eski tarzda idare edildiğini, beledıyelerin programla çalı; masına ancak Cumhuriyet devrinde başlandığını, malî vazıyetlerine gelince bunun için de İdarei Hususiyelerle beraber ehemmiyetle meşgul olunacağını ve gelecek sene Meclise bu hususta oldukça mühim ve memleketin ıhtiyaclanna kâfi esaslar ve hükümler getirileceğini, zaten bu esasların Parti Grupunda görüşülmüş ve seçilen komisyonlarca lâyiha ve membaları hazırlanmış olduğunu, İdarei Hususiyeler için de Belediyeler Bankası gibi bir banka kurulacağını, belediyelerimizin hali hazırda birçok müjkülât karşısında bulunduğunu, bunların da halkın refaha, konfora, huzura alışmasmdan ve bu idealin gittikçe artıp yükseîmesinden ileri geldiğini beyan ederek demiştir ki: « Vaktile su denildiği zaman tahir ma, cari olan bir maın bir saman çöpü nü götümıesi lâzımdı. Rayihası, rengi, ta'amı iyi olunca su tahir olurdu. Suyun mikyası bugünkü gibi metre mikâbı ile değil, teneke ibrikle ölçülürdü. O zaman bunu ihtiyaclanna kâfi addedenler, bu gün bu suya elleriui bile sürmemektedirler». Emniyet Umum Müdürlüğü ve jandarma bütçelerinin konuşulması müna sebetile Istemat özdamar ve Emin Aslan (Tokad), memleketteki asayis. mü kemmeliyeti dolayısile emniyet memurlanmıza ve jandarmaya teşekkür ettiler. Müteakıt>en Sıhhat ve İçtimaî Muavenet Vekâleti bütçesinin müzakeresine geçildi. Mehmed Sumer (Kütahya), Ankara Nümune hastanesine muayene için müracaat edenlerin çokluğuna işaret etti. Osman Şevki Uludağ, cüzzam mücadelesinin artırılmasını ileri sürdü. Bankalardaki mevdudt Sıhhat Vekilinin beyanatt Vekil, diğer bir suale cevaben de bankalarda 298 milyon lirayı bulan tasar rufat miktarının 178 milyon 600 bininin ticarî mevduat, 93 milyon 331 bininin efrada aid tasarruflar, 26 milyonununun da hazineye aid olduğunu söyledi. Fazla varidatm masraflara tahsis edildiği hakkmdaki tenkide şu cevabı verdi: « Çömlekte para biriktirmek, esas için dahi hayırlı birjey değildir». Hüsnü Kitabcı, tekrar söz aldı ve Vekilin cevablarına karşı mütalealarını böyledi. Bu arada ücret fazlalığı bahsindeki cevaba temasla dedi ki: « Ricam, bir çok yeni memuriyetler ihdas edilmesi dolayısile idi. Biz, kırtasiyeciliği azaltalım derken bilâkis çoğaltıyoruz. Ben bunlari tenkid ettim.» Maliye Vekili tekrar cevablar verdi ve izahlari sırasında maliye kadrosunun muhtac oldugu daha seviyeli memurları elde edebilmek için Siyasal Bilgiler okulunda masrafı Maliye bütçesinden verilmek üzere 100 talebe okutulduğunu, fakat bımun semeresinin 56 sene sonra alınacağım izah etti. Bundan sonra fasıllara geçildi. Maliye Vekâleti, Düyunu umumiye, Tapu ve Kadastro umum müdürlüğü bütçeleri kabul edildi. Gümrük ve Inhisarlar Vekâleti bütçesi de müzakere edilerek kabul olundu. Sıhhat Vekili kürsüye gelerek Sıhhat Vekâletini alâkadar eden mütalealar dolayısile şu izahatta bulundu: « Hüsnü Kitabcı arkadaşımız nü fus işinden bahsettiler. Tebşir edeyim ki, nüfusumuz çoğalmaktadır. Doğum nis beti binde 42, ölümse binde 20 dir. Aradaki fark binde 22 dir. Daima binde 22 tezayüdümüz vardır. Alacağımız tedbirlerle bunu daha müsaid bir vaziyete getirmeğe gayret edeceğiz. Nüfus işlerimizde noktai azimetimiz şudur: ölümü azaltmak, doğumu artır mak, yeni doğanlan yaşatmak, doğan çocukları emrazı sariyeden korumak, memleketin sıhhat şartlarını düzeltmek, hastaların yardımına çabuk yetişmekte hazırlıklı ve emin bir vaziyette bulunmaga gayret edeceğiz. Köy ebe mekteblerini geçen sene BaIıkesirde açmıştık. Bu sene Konyada da açacağız. Çocuk bakım ve doğum evlerinden açmış olduklanmıza ilâve olarak bu yıl Manisada bir tane daha kuracağız. Onümüzdeki seneler bütçenin müsaadesi nisbetinde bunlan çoğaltmağa gayret edeceğiz. Çok çocuklu ailelere yardım işi Memlekette bütün şehirlere su getirilecek ' Dahiliye Vekilinin beyanati Dahiliye Vekâleti bütçesinin tetkikine sıra geldiği zaman Dahiliye Vekili ve Parti Genel Sekreteri Şükrü Kaya söz alarak kürsüye geldi. Dedi ki: « Arkadaşlar, bütçe müzakeresi büyük mes'uliyetler tevcih ettiğiniz ve birçok noktalarda da mes'uliyetine iştirak ettiğiniz Vekillerin huzurunuzda ve millet muvacehesinde bütün muamelâtından hesab vermesi için bir vesile teşkil eder. Bu hesab verimi, ayni zamanda yüksek meclisinizin daimî olan murakabesi nok tasından da mühimce bir vazifedir. Bu itibarla Dahiliye Vekâletine mevdu olan vazifeleri huzurunuzda birer birer açmak isterdim. Fakat bu mevzuun hududu gayrimuayyendir denebilir. Bir memlekette Dahiliye Vekâletinin işleri nekadar az münakaşa mevzuu olursa, ve Dahiliye Vekili de gerek millet huzurunda, gerek efkârı umumiye kar şısmda nekadar az söylemeğe mecbur bulunursa Dahiliye Vekâletinin esaslı işleri o kadar ileri gidiyor demektir. Bir memlekette ki mütemadiyen Dahiliye Vekâ leti islerinden bahsolunur, ve Dahiliye Vekili mütemadiyen söz söylemeğe mecbur olur; o memleketin dahilî işlerinde behemehal karışıklık var, demektir. Dahiliye Vekâletine mevdu olan en baştaki iş, emniyet ve asayiş meselesidir. O iti barla Dahiliye Vekâletinin mes'ul olduğu işin dünyanın her memleketine nisbeten çok yüksek söylemeğe cibillî teva zuumuz mâni oldugu için hepsinin fev kinde dememek istiyorum en iyi bir şekildedir diyebilirim. Bunu evvelemirde milletimizin Cumhuriyet prensiplerine o lan bağlıhğma ve aslî ve cibillî olan medeniyetine medyunuz. lkincisi olarak da yüksek meclisinizin kabul ettiği âdil kanunların tatbikınin eseridir. Ve nihayet vazifeyi üzerine alan jandarma ve polis teşkilâtımızın tekemmül etmesi ve men sublannın da cansiparane çalışmalarının semeresidir, denebilir. Polia ve jandarmamız lâyıktır himayeye Eğer asayiş ve emniyet üzerine mut laka bir söz söylemek icab ederse şununla iktifa edeceğim ki, polis ve jandarmamız, muhabbet ve himayenize Iâyık bir emniyet unsudur. Bizim Dahiliye Vekâletine mevdu iş lerden baslıcası arasmda vilâyetlerin idarî teskilât işleri de vardır. Sırasile baslamak lâzım gelirse kövler, nahiyeler, kazalar, vilâyetler ve Umumî Müfettişliklerdir. Bu teskilât memleketin bütün hayallerini ve ideallerini yerine getirecek olan terakki ile mütenasib olarak yürümemektedir dersem hakikati söylemiş olurum. Çünkü memleketteki iktısadî ve içtimaî inkisaf hududlan kısaltmakta ve mesafeIeri azaltmaktadır. Buna nisbetle idarî teskilât da artmaktadır. Biz teşkilâtımızı bu telâkki ile mütenasib olarak ikmale alı?ıyoruz. Dahiliye Vekili Şükrü Kaya, su işleri üzerinde ve şehrimize su getirmek yolunda yapılan çalışmalan, hazırlanan programı tafsilâtile ve pek güzel izah ettik ten sonra dedi ki: Memlekette bütün şehirlerimize su getirmek elbette halkı ilelebed rejimimize bağlıyacak bir iftihar vesilesi olacaktır». Dahiliye Vekili beyanatına ^öyle devam etti: « Amme hizmetleriran belediyeleştirilmesi yahud devletleştirilmesi meselesi Atatürkün direktifleri icabı ve Celâl Bayar hükumetinin huzurunuzda arzettiği programı icabıdır. Amme hizmetleri hiçbir kapitalin istismar edemiyeceği sahalardır. Bunlar bütün faydası ve iyiliği kimin lehine mevzu olmuşsa ona aid olmalıdır. Bu camia da milletin heyeti umumiyesidir. Binaenaleyh ne bir elektrik, ne bir tramKtrkçeşme tıyunun bugünkü vay, ne bir vapur, ne de bir otobüs şirkeri ferdin elinde kalamaz. Bunlar belevaziyeti diye hududlan dahilinde iseler belediye, Sthhiye Vekili, memlekette kinin tevbelediye hududlan haricinde olup da mü ziatı vaziyetini rakamlarla izah ederek teaddid belediyeleri alâkadar ediyorsa seneden seneye arttığını, 937 de 4225 devletin eline geçmelidirler». kiloya vardığmı söyledi. Kırkçeşme su lan hakkındaki mütaleaları ele alan SıhDevletlestirilen islerde yalnız hiye Vekili dedi ki: halkın refahı gözetilmiştir « İlmî salâhiyeti haiz arkadaşlar, Şükrü Kaya, bu mevzu üzerinde beyabu suların şehre v«rilemiyeceğini karar natına şöyle devam etti: « Devlet, şimdiye kadar birçok işleri laştırdılar. Herhangi bir su, şehre gel şimendiferlerden, limanlardan başlıyarak meden evvel ternizlenebilir. Fakat şehir devletleştirmiş, onların randımanını artır dahilindeki tevzi şebekesi bozuksa ve şehmış ve sadece umumî refahı gözetmiş ve re girdikten sonra kirlenirse, tertibat alı halkın ucuzca istifadesini temin etmiştir». nıp temizlenemez. Bugünkü vaziyet, Şükrü Kaya, Istanbulda 932 senesinde Kırkçeşme sularınm îstanbul şehrine tevalınan Terkosun altı yıl içinde varidatının ziine müsaid değildir. Birçok yerleri a iki misline çıktığını kaydettikten sonra çıktır. Bazı yerlerde kuyulara, lâğımlara mezbahalardan bahsetti ve et meselesine tesadüf ediyor.» geçerek alman tedbirleri izah etti, bundan Berç Türker (Afyon) in doktorsuzsonra dedi ki: luktan, eczanesizlikten şikâyetine de ce « Ekmek meselesine gelince bunun vablar veren Vekil eczanelerin tahdidinda buğday halinde girdıkleri fabrikalardan den sonra birçok yerlerde eczane bulunekmek olarak tevzii çaresini düşünmekte mamakla beraber aktar dükkânı vaziyeyiz. Hatta bu yolda bazı siparişlerimiz tinde eczane açılmasına da asla taraftar vardır. Ekmek de asgarî bir fiatla ve ev olmadığmı, şarkta ve bazı uzak yerlerde safı en iyi şekilde lemin edilecektir. Hu dinspanserlere lâzım olan eczayi tıbbiyelâsa arzedeyim ki, belediyeler ekmek, nin ilâvesi suretile bu ihtiyacın karsılansebze ve saireyi ucuzlatmak için ve halka dığını izah etti. Verem meselesi hakkında kâfi derecede gıda aldırabilmek için va dedi ki: zifedar olanlar ellerinde vesaiki olsun ol« Bu sahada yaptığımız mücadele, masın gerek kanunî, gerek idarî çaresini çok zayıftır, cılızdır. Ankarada, Bursada, yakm bir zamanda bulacaklar ve tatbik Trabzonda birer verem dispanserimiz varedeceklerdir.» dır. Mümkün oldukça bunlan çoğaltacaYakında nüfus sayımı yapılacak ğız. Asıl bizi sıkan, veremin sirayet nokEmin Aslan (Tokad) nüfus kütükle tai nazarından çok tesirli halidir. Bizim rimizin ıslaha muhtac olduğunu söyledi. memleketimizde 100 nüfusa düşen yatak Dahiliye Vekili nüfus işleri hakkmda iza nisbeti 2,6 dir. Halbuki bu teşebbüs Bulhat verdi. Yeni kanun lâyihasının Mecli garistanda 17, Yugoslavyada 18, Yunase verilmek üzere olduğunu ve yakında nistanda 38, diğer memleketlerde 60, 80, nüfus yazımı yapılacağını, eski harflerle 100 ve daha yukarıya doğru gidiyor. Biz, olan hüviyet varakalarının peyderpey de bu hususta en sıkıntılı vaziyetteyiz». Vekil izahatı sırasında firengi ve sıtma ğistirilmekte olduğunu söyledi. üzerindeki çalışmaların devamlı bir şekilOsman Sevki Uludağ, Istanbul su larından bahsederek Kırkçeşme suyun de olduğunu da anlattı. dan istifade edilmesini ileri sürdü. Dahiliye Vekili, bunun evvelâ hekim meselesi olduğunu söyledi. Bundan sonra fasıllara geçildi ve D*hiliye Vekâleti, Matbuat Umum Mü dürlüğü, Emniyet İşleri Umum Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanhğı bütçeleri aynen kabul edildi. Çok çocuklu ailelere yardım meselesine gelince, bu yürekler acısıdır. Birkaç sene evvel kabul edilen kanunun tatbi katını bu fasıldaki tahsisatın azlığı dola yısile yerine getirememiş ve sıraya koy muşuzdur. Şimdi sıra 1932 de müracaat edenlerdedir. 937 senesi müracaatlerine sıra gelmesi için 750 bin liralık tahsisata ihtiyac var. Halbuki 75 bin lira koyabildik. Bu yardım, çok çocuk doğurmayı teşvikten ziyade ihtiyaclanna yardım noktai nazanndandır. Bu işte esaslı tetkikler yaparak yardımı yeni esaslara bağlamak istiyonız.» Süleyman Sırri (Yozgad): « Bekârlardan vergi alınsın, çocuklulara verilsin, yardım budur.» Sıhhat Vekili, devamla: « Hüsnü Kitabcı sıtma tahribatından bahsetmişlerdi. Tejkilâtımızı her sene birar daha genişletmekteyiz. Bu hu sustaki çalışmalarımıza devam ediyoruz.» di demek büyük meclisin sıkı, yakın ve fakat teveccühkâr bir alâka ile takib ettiği Adliye işlerinin geçen seneye aid olanlan hakkında Adliye Vekilinin hesab vermesi ve Adliye Vekâletinin gelecek seneye aid tasavvurları hakkında maruzatta bulunması zamanı geldi demektir. Onun için ben de hemen vazifeme başlıyorum. Söze başlarken haber vermeliyim ki, 937 senesi, Türk Adliyesinin ileri yürüyüş ve hamlelerini kaydeden iyi bir yıl sayılacakt:r. Çünkü 937 yılı içinde tekmil icra dairelerile Ceza ve Hukuk mahkemelerimize ceman 930 bin 522 yeni iş gelmiş ve bir sene evvelinden devir alınan 542 bin 90 ışle beraber görülecek ij yekunu 1 milyon 459 bin 612 ye baliğ olmuş, ayni yıl içinde 955 bin 971 iş intac edilerek 938 e 503 bin 641 iş devredilmiştir. Halbuki 934 ten 935 e 695 bin 784 iş devredilmişti. Görülüyor ki, her sene Adliyeye gelen iş yekunu aşagı yukarı ayni olmasırıa rağmen seneden seneye devredilenler ıki yıl evvelkine nazaran 190 küsur bin azalmıştır. Bu salâhı münhasıran mahkeme ve dairelerimizin iş çıkarma kudret ve kabiliyetlerinin artmış olmasına borcluyuz. Adliye cihazındaki daha fazla iş çıkarmak gayreti bir sınıf mahkeme müstesna ufak tefek farklarla bütün dairelere ve mahkemelere şamil mahiyette oldugu için salâhı esaslı ve devamlı telâkki etmekteyim. Mahkemelerde görülen bu salâhta sulh cezaların hissesi yoktur. Bilâkis orada vaziyet biraz daha ağırlaşmıştır. Çünkü bu mahkemeler, 935 e 50 bin, 936 ya 59 bin, 937 ye 62 bin, 938 e de 56 bin iş devretmişlerdir. Halbuki bu mahkemelere gelen işler mikatrında 20 bin kadar noksanlık bulunması, eldeki işlerin büyük bir kısmının süratle çıkarılmasına ve vaziyetlerinin salâh bulmasma imkân bırakıyordu. Henlein refakarinde Südet meb'usla rından Frank oldugu halde saat 20,45 te Başvekilin ikametgâhından çıkmıştır. Henlein Hodza mülâkatı 2 saat bir çeyrek sürmüştür. Hodza ile Henlein arasmda yapılan görüşmeden sonra bir taraftan hükumet, diğer taraftan Südet Almanları tarafın dan neşredilen beyannamelerde ayni tabirlerle şöyle denilmektedir: «Malumat teatisi mahiyetindeki görüşmeler başla mıştır.» Onümüzdeki görüşmenin hafta sonuna doğru yapılacağı istihbar edilmiştir. Görüşme esnasında milliyetlerin statüsü meselesinin münakaşa edilmemiş. ol duğu sÖylenmektedir. ve 1940 da ne olacak? Istikbalde dahâ kuvvetli bir ekipe muhtacız. Niçin sulh lehinde Tuna ve Balkan devletlerini bir araya getirmiyelim? Ve niçin bunlardan birisine bir hücum olursa İngiltere ve Fransa onlara yardım etmesin?» Fransa, Çek askerlerinin terhitini iatedi Paris 24 İtimada şayan bir membadan öğrenildiğine göre, M. Bone, dün öğleden sonra Çekoslovakya'nın Paris sefiri M. Stefan Osuski ile yapmış oldugu görüşme esnasında mumaüeyhe komün intihabatınm ilk kısmı hitama ermiş olduğundan dolayı geçen cumarlesi günü silâha davet edilmiş olan ihtiyat efradının terhis edilmesini Fransanın muvafık ve faydalı görmekte olduğunu söylemiştir. Paris ile Londra, Almanyaya karşî bir hareketin havayı muhiti vasi miktarda tenvir edeceği mütaleasmda bulunmaktadırlar. M. Bone, Almanyanm cumartesi günü Çekler tarafından seferber edilmiş olan ihtiyat kuvvetlerine muadıl bir kuvvet seferber etmek tasavvurunda oldugu noktasında ısrar etmiştir. Mumaileyh, M. Fon Ribbentrop'un îngilterenın Berlin sefirine Çekoslovakya tarafından ittihaz edilmiş olan askerî tedbirleri Almanyanm bir tahrik telâkki etmekte olduğunu beyan etmiş bulunduğunu Çek sefirine söylemiştir. Hududda yeni hâdiseler tcra dairelerinde salah Ağır cezalarla ticaret mahkemelerinde salâh çok az mahsustur. Sulh hukuklardaki salâh şayanı kayıddır. Asliye ceza ve asliye hukuk mahkemeleri, 937 de hepimizi memnun edecek bir ilerleme kaydetmişlerdir. İcra daireleri iki sene evveline kadar seneden seneye 384 bin iş devrederken 938 de 254 bin 477 iş devret mişlerdir ki, bittabi bu, büyük salâh eseridir. Ancak hemen söylemeliyim ki, bu salâhın tam yarısını para cezalarının tahsilini icra dairelerinden alarak maliyeye devreden 3038 numaralı kanuna borcluyuz. Böyle olmakla beraber salâh kuv vetlidir ve icra dairelerinin yavaş yavaş işlerin kumandasından çıkarak işlere kumanda eden vaziyette olduklarını vazıh olarak göstermektedir.» Adliye Vekili, Adliyede çok ve çabuk iş çıkarmak kadar ve hatta ondan daha mühim olan bir meseleyi, çıkan işlerin ilmc ve kanuna uygun olması şarünı tetkik ederek dedi ki: « Hemen haber vermeliyim ki, Cumhuriyet Adliyesi kararlannm ilme ve kanuna uygunluk noktasındaki fütuhatı, çokluk ve çabukluk sahasmdaki müsbet adımlarndan çok daha büyük ve çok daha kıymetlidir. Hâkimler kanununun ilk tatbik senesi olan 934 yılmdan bugüne kadar mahkemelerimzden sadır olan kararlann Temyiz Mahkemesince tasdik nisbetleri, her yıl geçen yıla nazaran devamlı bir yükselme kaydetmiş ve 938 senesinde yüzde 53 olan vasatî tasdik nis beti, 936 da yüzde 58 e, 937 de yüzde 61 e baliğ olmuştur. Yalnız sulh mahkemeleri nazan dikkate alındığı zaman vasatî tasdik nisbetinin 71 i tecavüz ettiği görülmektedir.» Berlin 24 Alman istihbarat büro su bildiriyor: Pazartesi sabahı Linz'in şimalinde kâin Ulrihsburg ve Hohenfurth kasabalarında Çek askerleri iki hudud köprüsüne baştanbaşa gaze bulanmış samanlar yaymışlardır. Bu köprülerden her birinin yarısı Almanyaya aid oldugu için Çek askerleri bu suretle Alman arazisine girmiş bulunmakta idiler. Alman hudud muha fızlarınm hâdise mahalline koşmalan ü zerine Çek askerleri kaçmışlardır. Çek askerleri üçüncü defa olarak Alman hududuna tecavüz etmektedirler. M. Osuski, bu mesele hakkında hükuMaamafih Çek mehafili, Çek askermeti ile görüşmek üzere bugün Prag'a halerinin Alman • Çekoslovak hududu üzereket edecektir. rkıde bulunan bir tahta köprüyü yakmak îngiliz sefiri, M. Bone'yi de görmüş ve istedikleri hakkındaki haberi resmen tekmumaüeyhe bilhassa Londra'nın elde etzib etmektedir. miş oldugu bütün malumatın AlmanlaBir Çek tayyareti düştü rın Çekoslovakya hududunda asker tahşid Prag 24 Sisli bir havada Alman etmemekte olduklannı teyid etmekte buhududu civarında uçan bir Çek tayya lundugunu beyan etmiştir. resi ağacların tepesine takılarak alevler Londra da yeni endişeler içinde düşmüştür. Londra 24 Röyter ajansınm dip * Çörçil'in mühim nutktı lomatik muhabiri yazıyor: Londra 24 Çörçil, Çinkfort'da söyLondrada Çekoslovakya meselesinden lediği bir nutukta demiştir ki: « Çek meselesinin sulh yolile halle doğan vaziyet çok nazik olarak telâkki dilebileceğini hâlâ ümid ediyorum. Çün edilmekte devam olunuyor. Ingiltere Çek faydalı kü Henleyn'in Londrayı ziyaretinde ba hükumetile Henlein arasmda müzakerelerin yapılmasına imkân verecek na bahsettiği neviden plânlar Çekoslovak hükumeti için hiç de kabul edilemez ma bir hava yaratmağa çahşıyor. Ingiltere hiyette değildir. Eğer ümid ettiğim gibi hükumeti vaziyetteki gerginliği izale için harbin önüne geçilmişse bu, kollektif em elinden geleni yapmaktadır. İngiliz dipniyetin kabataslak da olsa bugünkü çek lomatlan yeni hâdiselere meydan ver linden mütevelliddir. Çekoslovakyanın memek lüzumunu kabul ettirmek için cebren ele geçirilmesinin önüne geçebile Prag hükumeti nezdinde teşebbüslerde cek şey Fransanın azimkâr hattı hareketi bulunuyor. Keza Ingiltere hükumetinin ve Ingilterenin de buna ayni derecede a gayesi Prag hükumetini Südet Alman • zimle müzaheret göstermesidir. Sovyetler ları meselesinin süratle halline ikna et Birliğinin, Polonyanın ve hepsinin üstün mektir. de Çeklerin memleketlerini müdafaa için Diğer taraftan Press Association'un harbe hazır bulunmaları birinci derecede diplomatik muharriri de îngiliz efkân u« amildir. mumiyesinin ihtiyatla hareket etmesi ve Yüksek makamat Almanyanm Kenüz muanzlardan ne bin ve ne de diğeri lebüyük bir kara harbine hazır olmadığı hinde bir vaziyet almaması lüzumunu te" kanaatinde bulunuvorlar. Fakat 1939 da barüz ettirmektedir. ikleri hakkındaki tetkiklerden bahisle şimdiye kadar elde edilen malumata göre katil mahkumlanndan 1913 ünün kan, kin ve intikam, 1938 inin arazi, hudud, su münazaa, alacak davalan, 941 inin kız ve kadın kaçırma, 784 ünün hırsızlık, 718 inin fi'li şeni, 562 sinin şakavet, 396 sının kaçakçılık, 377 sinin de sarhoşluk olduğunu beyan etti. Kadınlar için bahar ve yaz modelleri İçtimaî bünyemizin büyük yarası en tmralıda bir mamure vücude getirildi Adliye Vekili, diğer mahkemelerde görülen salâhın Temyiz mahkemesinde kendini daha çok hissettirmiş olduğunu, etraflı izahatla ve rakamlarla anlattı. îcra ve ceza evleri hakkında da iza'hat veren Vekil, pek mütevazı vasıtalarla başlıyan îmralı, Edirne, Isparta yeni ceza evlerinin bugün canlı birer varlık oldugu nu, 3 sene evvel metruk ve hâli bir ada olan îmralıda bugün üç büyük bina, iki atölye, üç ahır, iki depo, bir bahkhane, bir idare ve jandarma dairesi, bir değir men, müteaddid binalar, imar edilen binlerce zeytin ağacı, bağlar, sebze bahçeleri, iskele, yollar ve binlerce dönüm zer'iyatile bir mamure vücud bulduğunu, el yevm İmralı adasmda 400 kişinin ektik lerini toplıyabilmek için gelecek ay 350 mahkum daha gönderileceğini, Edirnenin de ayni vaziyette olduğunu, açık havada serbest çalışan bu üç ceza evinin yalnız birinde iki jandarma mevcud olduğunu, o jandarmalann da mahkumlardan ziyade îmralıya haricden geleceklerin kon trolu için konulduğunu, Edirnede mah kum çocuklar için bir ıslahhane açıldığını anlattı. Adliye Vekili ceza davalan nın mahiyetleri hakkında da mukayeseli istatistikler verdi. Bundan sonra ceza evleri mevcudlarile suçları mukayese eden beyanatta bulundu. Katil cürmünün sa Adliye Vekili, bu izahatı dolayısile dediki: « Mahkum ve mevkufların yüzde 3 ü çocuk, yüzde 3 ü kadın, mütebakisi erkektir. Türk kadmının ruhî asaletini ve cürümden nefretini gösteren bu nisbeti memnuniyetle ifade ediyorum. Mahkum ve mevkuflar arasmda en büyük rakamı, maatteessüf katiller tutuyor. Türk ceza evlerindeki 19 bin mahkumun sekiz binini, ve 10 bin mevkufun 3800 ünü katil ve katil maznunlan teşkil etmektedir. İçtimaî bünyemizin büyük yarasını apaçık söylemek ve bunu millete, meclise, hükumete ve matbuata maletmek suretile ve ancak elbirliğile bu büyük yaraya bir ilâc bulunabileceği kanaatindeyim. Katil davalan son iki sene içinde ve şayanı şükran bir derecede azalmasma rağmen, yara, hâlâ üstünde durulacak kadar ağırdır. Müsaadenizle tekrar edece ğim: İçtimaî büyük bir derdle karşı karşıKrep marokenden bir akşam elbisesi. yayız. Bu derdin tedavisi için Adliye Ve Kemer madenidir ve ekseri noktaları kâleti vaki olacak telkin ve irşadları memkenarda gösterildiği veçhile oyularak nuniyetle karşılıyacaktır.» Sükrü Saracoğlu, yapı işleri, iş esası üzerine ıslahat, meşhud suçlar ve Meclise verilmiş olan kanun lâyihalan hakkında da izahat verdi. Bundan sonra Adliye bütçesi de konuşularak kabul edildi. Vakit geciktiğinden, Meclis, yann topIanmak üzere içtimaına nihayet verdi. Bütçe müzakerelerine perşembe günü devam edilecek, yannki toplantıda ruzna mede bulunan diğer işler çıkarılacaktır. vücude getirilmiştir. Adliye Vekilinin beyanatı Sıhhat ve İçtimaî Muavenet bütçesinin müzakere ve kabulünden sonra Adliye bütçesinin müzakeresine geçildi. Adliye Vekili Şükrü Saracoğlu, kürsüye gelerek şu beyanatta bulundu: « Tetkik sırası Adliye bütçesine geldi. Tetkik sırası Adliye bütçesine gel Elektrik istihsal ve sarfeden müesseseler Nafıa Vekâleti Vilâyete gönderdiği bir tezkerede bizzat elektrik istihsal v« sarfeden müesseselerin isimlerile bun larm senelik elektrik sarfiyatını gösteren cetvellerini istemi§tir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: