11 Temmuz 1938 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 7

11 Temmuz 1938 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

11 Temmuz 1938 CUMHURİYET Klor fabrikasınm temel atma merasimi yapıldı İktısad Vekili İzmitte mühim bir nutuk sövledi Merinos fabrikası İzmirde bir senede nasıl çalışıyor? yapılacak işler Muazzam fabrika, baş Vali Fazlı Güleç bir döndürücü bir faaliyete senelik program haksahne olmaktadır kında izahat veriyor Bursa (Hususî rnuhabirimizden) Buradaki Merinos fabrikası, bütün ekonomi dünyasınm gıpta nazarlarını üzerine çekecek kadar kuvvetli ve yepyeni bir teknik varhğı içinde çahşan kıymetli bir müessese olmuştur. Türkün yüksek san'at kabiliyetini ve teknik zekâsını harekete getiren, ona en değerli canlılığı veren bu fabrika, fennin en son icablannı kucakladığı için, muhakkak ki, dünyanm bile eşsiz bir fabrikasıdır. İçinde 1500 işçi çahşan, yani bunların besledikleri kimselerle vasatî olarak 34 bin kişiyi geçindiren, aynca Bursadan Çanakkaleye kadar uzıyan geniş bir mıntaka dahilindekı koyunculara zengin bir geür kaynağı teşkil eden bu modern ve muazzam fabrika, içinde kulakların duyma kabiliyeti duran, baş döndürücü, göz karartıcı bir elektrik ve makine faaliyetine sahnedir. İzmir (Hususî) Vilâyet bütçesinin tasdikı ve turistik yollar kanunile teftiş ve faaliyetlerini artıran îzmir Valisi Fazlı Güleç, Bergamaya gitmiş v < Kozak yaylasında seyyahlar için yapılan yeni oteli görmüştür. Kendisile görüştüm. Vilâyete aid muh telif iş mevzuları etrafında malumat istcdim. Valinin bana verdiği izahata göre, vilâyet bütçesi 2,5 milyon lira üzerinden tasdik ve iade edilmiştir. Seferihisarda, Armudluda ve merkezde birer mekteb yapılacak, bazı mektebler tamir edilecek, yeni köy mcktebleri inşaatına da yardım olunacakur. Yeni Foca mektebinin inşaatı iki aya kadar bitecektir. Muhtelif mühim yolların inşası hazırlıkları bitirilmiştir. Buna muktazi ishkraz için de teşebbüsatta bulunulmu«rur. Vilâyet Umumî meclisinde fuvara aynlan 20 bin, Büyük Şefin validelerinin mezan yanındaki sahanın tanzimi için 15 bin, Çocuk hastanesine yardım olarak aynlan 10 bin lira, yakında yerlerine verilecektir. Verem hastanesinde yeni paviyon için aynlan 15 bin lira ile, paviyonun insası münakasaya konmuştur. Daha dört bin lira verilecektir. İnşaat Cumhuriyet bayramma kadar bitirilecektir. Belediye ve Vilâyet bütçelerinden ayrılmış tahsisatla, Cumhuriyet meydanında yeni Halkevinin temeli yakında atılacaktır. KIS1RLAŞTIRMA Bazı milletlerin % 6 sını teşkil; eden delileri akim bırakmak iki zıd cereyan yarattı Ameliyatla tımarhane arasında tereddüd tzmit Valisi Hâmid Oskay nutkunu söylerken IBaştarafı 1 inci sahtfede'i Bütün Türkiyenin yün ipliği ihtiyacmı halkmı, Sümer Bankı yeni fabrikanın vükarşılamak üzere kurulmuş olan bu fabKâğıdda şunlar yazılı idi: «Birinci beş cud bulmasından dolayı tebrik ederek sörika, bugünkü faaliyet şekline göre, memsenelik program dahilinde Sümerbank ta zünü bitirmiştir. leket içinden yalnız yirmide bir nişbetinrafmdan kvrulan ilk Klor fabrikasınm <c Bundan sonra Şakir Kesebir fabrika de merinos yünü alabilmcktedir. Üst tameli bugün burada atddı.» nın temeline ilk harcı koymuş ve bu fab rafını Avrupadan ithal eden müessese, rikanın millet ve memleket için hayırli ol tam randımanla çahştığı müddetçe bu ihİktısad Vekilinin nutku îzmit Valisi Hâmid, Izmitte kunılan ması temennisinde bulunmuştur. tiyacınm tamamını ancak on sene sonra Davetliler orada hazırlanan büfede içeriden temin edebilecek demektir. Şu fabrikaiardan dolayı Izmitlılerin nekada sevindiklerini anlattı ve vilâyet halkı na izaz edildikten sonra trenle îzmit istas halde Merinos davasının endüstri saha mına hükumete teşekkür ctri. yonuna gelmişler ve Erkin gemisine ge sında iş kalmamış, faaliyet sırası ziraatçiBundan sonra iktısad Vekili kürsüye çerek kayık yarışını takib etmişlerdir. lere ve koyunculara gelmiştir. çıkarak bir nutuk söyledi ve ezcümle ded Erkin gemisinde davetlilere bir öğle zi Merinos fabrikası ilk çalışma aylarınki: da piyasada henüz tanınmamış olduğunVilâyet dahilindekı muhtelif kaplıca yafeti verilmiştir. İktısad Vekilinin muhabirimize dan kilolara dayanan pek nazlı siparişler lann ıslahı, yeni tesısatla takvıyesi, sair « Tcmelini atmak için toplanmış olalmışhr. Fakat beş ay içinde telkin ettiği hususat için, istimlâkât yapılmıştır, tapuduğumuz fabrika, birinci beş senelik kimbeyanatt ya sasayiinde birinci olması ve bunu di îktısad Vekilimiz Şakir Kesebiri Yavuz itimad üzerinedir ki; bugün kendisine ton ları da çıkarılmıştır. Memleket hastanesini genişletmek için ğerlerinin takib edecek olması beş sene da bularak bugünün intıbalarını rica et larca sipariş verilmekte, bu siparişlerin yekunu yarım milyon kiloyu geçmiş bu bazı istimlâkât yapılmıştır. Şimdi inşaat lik plânımızın neticesini kuvvetlendirmesi tim. Bana şunları söyledi: lunmaktadır. için tahsisat bulunup derhal işe başlanabizim için hakikî bir zevk olmaktadır. « Günümüzün bizim için pek kıyBeş ay içinde Türk işçisinin ve Türk caktır. Bu suretle hastane kadrosu epeyce Kimya endüstrisi sanayi programında metli geçtiğini söylemek isterim. Çok mübaşlıca esaslı iki yer alıyor. Birisi Klor, him bir fabrikanın temelini atmak, çok çocuğunun elinde teknik kudretinin en artacaktır. Hastanede kısmen ayak tedavisi gören diğeri Hamızı Kibrit fabrikalandır. Klor neş'eli deniz sporlarını tertib etmek, ni yüksek mertebesini bulan fabrika bu tekuduz şüphelileri için haricde yer bulunfabrikası burada, Hamızı kibrit fabrikası hayet harb gemilerirnizin kıymetli misa miz işçilikle, fabrikayı kuranlarm bile ihtiyacları temin edilmiştir. Hastada Zonguldak havzasında kurulacaktır. firperverliğinden istifade ederek değerli hayretini çekecek bir randıman temin et muş, ne buradan da 30 yatak tasarruf etımstir miş bulunmaktadır. Bu suretle kimya endüstrisi tamamlanmış general ve amirallerimizle birlikte Yaolacaktır. Bugünlük Merinos fabrikasınm hedefi, ve bu yatak miktarı da ihtiyaca arzolunavuzda güzel bir gece geçirmek bu günücaktır. Kimya sanayii üzerine fazla söz söy müzün unutulmaz intıbalarile doludur.» sadece Türkiye ihtiyacmı temindir. FaZiraî işlerde, bilhassa dağ köylerine kat dev adımlarile ilerliyen Türk ( fabrilemeği zaid addederim. Kimya maddeLeVekilin hareketi ve geçim darlığından ormanlara zarar kasyonunun yarın alacağı çok muazzam ri bu harekete canlılık ve ruh verecck kaVekil Şakir Kesebir ve diğer davetli şekli şimdiden her işinde hesaba katan veren mıntakalara ehemmiyet verilmektedar ehemmiyeti haizdir. Klor fabrikası, dir. Vilâyet kendi temin ettiği vasıtalarla kâğıd sanayiine, sun'î ipek fabrikasına ve ler saat 11 buçukta trenie İstanbula ha Cumhuriyet Türkiyesi, bu fabrika için de 40 bin kadar yabani zeytin aşılatmıştır. göz önünde tutmuş ve onu yüzde yüz nisdiğer sanayie cevab verecektir. Bilhassa reket ettiler. Ayni zamanda kayısı ve Gazi Ayınbetinde büyütülecek şekilde yaptırmıştır. tebarüz ettirmeği lüzumlu görüyorum ki tab fıstığı aşısı faaliyeti çok iyi geçmiş Nitekim bunlardan yalnız kuvvet santralı o da memleket müdafaasına ifa edeceği bugün Bursa elektrik şirketinin şehre ver tir. Ankaranın iyi cins armudlanndan da yüksek hizmet olacaktır. Bütün işlerimizbin tane damızhk kalem getirilmiştir. diği kudretten sekiz defa yüksek bulun de daima sulha hizmet etmek ve sulhperBuralarda 120 bin asma fidanı da dimaktadır. Yani 5500 beygir kuvvetindeki ver olmak esas gayemizdir. Ancak memson sistem dinamoları bugünkü büyüklük kilmiş ve bunların hepsi de tutmuştur. leketi müşkül zamanlarda gayri insanî tete sekiz Bursayı aydmlatabilecek vazi Bu suretle yaş meyva ihracı keyfiyeti de cavüzlerden korumak ve meşru mukabetakviye edilmiş olmaktadır. yettedir. lede bulunmağa hazırlanmak mecburiyeGeçen sene meccanen verilen Akale Domei ajansmın Tokyo'dan verdiği Bu dinamoları çalıştıran ocaklar en son tindeyiz. Bu fabrika tehlikeli hallerde ve Pariste münteşir Le Journal gazetesi sistemdir. Bursa Mudanya şimendife cinsi pamuk tdhumuna ilâveten, bu sene muhtac olduğumuz imkânları hazırlıya nin yazdığı bir habere göre, resmî bir rinden aynlan bir kol fabrikanın içine va 30 ton tohum daha verilmiştir. caktır.» Dikili Ayvalık yolunun tamam: İktısad Vekili, bundan sonra, fabrika Japon tebliği, Sovyet Dahiliye Halk gonlarla kömür taşmıakta, bu kömürler Komiserliğinin Uzakşark mümessiii ve bir sahaya döküldükten sonra 3040 met ^umhuriyet bayramında açılacaktır. nın istihsal kudretini anlatmış ve fabrikaKozakta Aşağıbey köyündeki yeni onın iki milyon liraya çıkacağını, senede ayni zamanda bu komiserliğin siyasî bü re irtifaa kadar bir boru ile emilerek çedört bin ton tuz, iki bin ton kirec taşı, o $efi Luşkof'un Sovyet arazisinden ka kilmekte ve oradan ocaklara otomatik bir tel bir, iki aya kadar tamamlanacaktır. on bin ton kömür istihlâk edeceğini ve çarak Mançuko'ya iltica ettiğini bildir surette verilmektedir. Burada ateşçiye sa Yakında, olmazsa Cumhuriyet bayramısenede 700800 bin lira kıymetinde is mektedir. dece ibreleri kontrol etmekten başka bir na kadar otel islemeğe başlıyacaktır. Bu suretle meşhur Kozak yaylasının güzel tihsalât yapacağını söylemiştir. Bu haber, Japon siyasî mehafilinde iş kalmamıştır. Zaten fabrikadaki yüz liğinden herkes istifade edecektir. Münlerce makineyi çalıştıran da kol ve bilek Şakir Kesebir, Başvekil Celâl Bayann büyük bir alâka uyandırmıştır. ferid surette, Kozakta, aynca pansiyon rahatsızlıklan dolayısile bu merasimde Harbiye Nezaretinden verilen malu kuvveti değil, elekjrik, makine ve teknik tesebbüslerine de başlanmıştır. bulunamadığını söyledikten sonra: mata nazaran Luşkof 13 haziran sabahı kudretidir. Burada kol ve bilek yerine « Büyük Atatürk, fabrikanın kuru aat beş buçuk sularında, Hun Çun şar işçinin yalnız gözü ve dikkati hâkimdir. kaynağı olan bu fabrikayı kurduktan sonluşu hakkındaki maıuzatım üzerine, da kındaki hududdan geçerek Japon me Şu hale göre, yirminci asır işçisine veri ra ellerindeki koyunlan merinosa çevirvetlileri selâm ve muhabbetlerile taltif et murlarımn himayesine iltica etmiş ve bu lebilecek isim olsa olsa sadece (kontro memek affolunmaz bir hatadır. Bilhassa bu iş kendi menfaatleri ve kazanclan batiler. Bu anda kendilerinin yüksek takdir na sebeb olarak da Sovyet Rusyada tat lör) den ibarettir. ve teveccühleri üzerimizde bulunduğunu ikına karar verilen temizlik tedbirlerinin Bu işte artık en büyük vazife koyun kımmdan da bir vazife olduktan sonra söylemek de aynca bir zevktir» demiştir. ;ahsan kendisini istihdaf ettiğini göster cularımıza ve köylülerimize düşmektedir. bunda tereddüd büyük bir gaflettir. M. A. Hükumet kendilerine mükemmel bir gelir îktısad Vekili, îzmit Valisini, îzmit miştir. Japonlara göre Komiser Luştof, Mançukoya nasıl iltica etmiş? Yeni bir mevzu olduğu için okuyucuta mıyan ana ve babanm çocuk yetiştirmel nmıza evvelâ haber verelim ki, modern haklannın tanınmaması meselesidir. De1 operasyon ve bayıltma usulleri, yeni te lilerin ve yarım akılhlann çocuk yetiştir1 davi ve bakım sistemleri sayesinde kısır meleri şansa kalmış bir meseledir. Doğaj laştırma ameliyatlan son dereoe sade cak çocukların cemiyete bir belâ, yahuc ıstırabsız bir hale getirilmiş bulunuyor. yük olacakları ise muhakkaktır. Buna ilâveten ameliyat neticesi kısır laştırılan kimsenin cinsiyet arzu ve zevk Kısırlaştırma aleyhtarları şu mü leri zerrece haleldar edılmemektedir. dafaada bulunuyorlar: İrsî olduklan fennen ve tıbben kat'î oZırzop veya deli ana ve babadan do 4 larak tesbit edilmiş olan hastahklar na ğan çocukların yüzde yüz zırzop veya dirdir. Binaenaleyh kısırlaştınlmaları deli olacakları kestirilemez. Henüz fen mevzuu bahsolanlar ancak hafif veya zır bu ciheti kat'î olarak ve yüzde yüz isadeli tiplerdir. Yoksa zannedildiği gibi te betle tesbit etmiş değildir. davisi kabil olan bazı hastalıklara tutu Hastaneye girip çıkan birçok akıl haslanların kısırlaştınlmalan mevzuubahs talan vardır ki bunlann delilikleri geçicideğildir. dır. Bu devreyi atlattıktan sonra bunlann Hafif veya tamamen deli olanların cemiyete faydalı birer unsur olarak hizkısırlaşt'.nlmaları bazı Avrupa memleket met ettikleri görülmüştür. lerile birleşmiş Anıerika devletlerinden Akıl hastalan, /nzoplar ve delilerin yirmi yedisi tarafından kanunla kabul e normal insanlara nazaran daha fazla dilmiş mevzuat meyanında bulunuyor. cuk yetiştirdikleri doğru olsa bile bu Kısırlaştırma işinin modern bir cemiyel cuklardan yüzde altmışı dört beş yaşıni için bir lüzum olduğuna inananlar bulun bulmadan ölmektedirler ki bu da delil duğu gibi lüzumsuzluğuna da kail olan rin fazla zürriyet bırakmadıklannı lar var. Bu yazıda kendimizden bir fikir eder. Çocuk yetiştirecek çağa kadar ya katmaksızın lehte ve aleyhte yürütülen şıyan yarım akılhlann adedi çok azdır. mütalea ve nazariyeleri ortaya koyacağız. Yarım akılh ve delilerden cemiyet i Lehteki mülâhazalan şöyle hulâsa ede dia edildiği nisbette zarar görmemektedir, jiliriz: Bundan başka tamülâkıl ve tama Kısa akılhlar, yahud zırdelilerin za mile normal ana va babadan doğan ço rarsız hale getirilmeleri için bunları tı cuklar arasında da yüzde beş ilâ yüzc marhanelerde yatırmak, beslemek ve te yedi nisbetinde yarım akılhlar veya ak: davi etmek icab ediyor. hastalıklarile malul olanlar görülmekte Başıboş bırakırsak bize zararları doku dir. Delileri ve zırzoplan kısırlaştırma tai raftarlan bu iki kategoriyi birfcirinden ne nuyor. gibi bir usul ve ölçü ile ayırdedecekler I>elilerin veya zırzoplann hususiyet dir. erinden biri de cinsiyet meselelerinde inYanm akılh, zırzop veya tamamile ce eleyip sık dokumamalarıdır. Bilhassa tiplerin kısırlaştırma suretile ortad. zırzop kadmlar arasında her sene çocuk kaldırılmaları normal insanlardan da y. âoğurma alelâde bir hâdise şeklindedir. Binaenaleyh bunların çocuk doğurma rım akılhlar doğduğuna göre söylem arına cevaz veren cemiyel adeden çoğal gibi yarım asırda değil, belki on asırd malarına müsamaha ediyor demektir. kabil olamıyacaktır. 1000 sene ilerisi içi Çünkü akıllanatrak cemiyete faydalı bir düşünmek biraz fazla zırzopluk telâ unsur olduklan seneler, tunarhanede ve edilse, yeri değil midir? Beşerin sivri akıîhlardan, zırzoplar :ezaevinde gecjrdikleri senelere nisbetle delilerden haklı bir şikâyeti varsa ok azdır. Bunlann tımarhanelerdc veya dan, cezaevlerinde beslfnmeleri, yatıp kalk unlardan kurtulmanm yegâne çaresi h maları ve giydirilmeleri hiç şüphesiz ki bü ipleri timarhane veya cezaevlerinde < ünciye i|adar muhafazadır. Bu usul sa k masrafları icab ettiriyor. Delileri kısırlaştırmak, bunların hakkı esinde kısırlaştırma tedbirinden melh ıayatını tanımamak değildir. Bilâkis bun jütün faydalar daha kolay elde edilece arı kısırlaştırmakla bunlardan doğacak :emiyet de insanî vazifesini gönnüş ola ann çekecekleri ıstırab ve scfaletin önü :akbr. ıe geçilmiş oluyor. Yalnız sefalet değil, Kısırlaştırma işinde yapılacak hatalan azı cinayet ve ahlâksızlıkların da men'i da hesaba kataıak icab eder. Her hangi e doğru bir adım atılıyor. bir salgın hastalığa karşı tatbik olunan aşı Kaçık dediğimiz zırzoplarla deliler bir edbirlerinde bile yanlışhklar yapıldığım ısım memleketlerde nüfusun yüzde al abul edecek olursak kısırlaştınlmaması sı raddesinde bir nisbet teşkil ediyorlar. cab eden birçoklannm da kısırlaştmla Bazılannda ise yüzde iki veya üçü geç ak yolsuz ve haksız İ5 yapılmif olacağı miyorlar. Amerikada yüzde altı hafif a Lşikârdır. Ayni zamanda kısırlaştınlmaları icab kıllı ve deli bulunduğu tesbit edilmiş buedenlerle kısırlaştmlıp kısırlaştmlmama unuyor. Zırzoplar ve delilerden cemiyet hiçbir ları münaziünfih kalanlann ayırdedil stifade temin edememektedir. Hatta ca meleri devlet için içinden çıkılmaz bir ilerin, fahişelerin mühim bir kısmını bun külfet olacaktır. Akıl hastahklarmı teşhis, ısasen çok güçtür. Bu hususta mütehasar teşkil etmektedir. Sivri akılhlar ve delilerin tımarhane ve ıs doktorların bile aciz izhar ettikleri göezaevlerinde muhafazası Amerika hü ülüyor. Şu halde devlet sıhhat teşkilâtı:Ûmetine senede 100,000,000 dolara ıın bu işle uğraşması için hususî bir kadlal olmaktadır. Avrupada masraf daha 0 ve teşkilât kurması ve bu teşkilâtı belbirkaç yüz sene idame etmesi lâzım z olmakla beraber bu iş için 48,000,000 ;elecektir ki bu masraf da her halde deliolar sarfedilmektedir. Kısırlaştırma işi lehinde ileri sürülen eri ve yarım akıllılan rimarhanede mu mülâhazalardan biri de, büyütmek, bak ıafaza ederek bu suretle çocuk dünyaya mak, okutmak ve cemiyete faydalı bir ;etirmelerine mâni oimaktan kat kat fazla unsur halinde yetiştirmek kudretinde ol ılacaktır. yenin aldığını anlamıştı. Pantalonunun cebindeki bozuk paralara el attı. Orada yetmiş, seksen kuruşu vardı. Borcunu ödedi ve çıktı. Ne yapacağını bilmiyordu. îçinde bir tek arzu vardı: Meleği görmek. Tram vay dur^k yerine gitti. Bekliyordu. Yukarı doğru boş geçen otomobillerden birine elile işaret etti ve bağırdı: Kadri, Beyoğluna mı? Evet. Otomobil durdu ve Haydarı aldı. Yokuşu çkıyorlardı. Kadri sordu: Hâlâ boşta mısın? Evet. Uzun müddet konuşmadılar. Kadri htr tramvay istasyonunda biraz duruyor, Taksime on kuruşa yolcu çağırıyordu; kimse gelmeyince hafif bir küfür savurarak arabayı sürüyordu. Haydar Ingiliz sefarethanesinin önünde indi ve Tarlabaşına kadar yürüdü. îç sokaklardan birinde iki katlı taş bir evin, önünde durdu ve kapıyı çaldı. Pencereden ihtiyar bir kadın başı u zanmıştı. Haydarı görünce ekşiyen bir, yüzle: Yoktur! dedi, gelmedi. [Arkan var] Milli roman: 1 4 Kısa bir zamanda avuc içi kadar geniş, kıpkırmızı bir ateş çukuru peyda olmuştu. Odanm her tarafını sert bir yamk kokusu ve duman kapladı. Haydar, başı gaz sandığının üstünde bir yana devril mis, ağzı yarı açık, horluyordu. Fakat bir aralık sol bacağmda keskin bir acı hissederek sıçradı. Ateş pantalo nunu yakarak etine kadar gelmişti. Ne olduğunu bilmiyen Haydar, gözlerini açıp da ortalığı duman içinde görünce, korkudan ve etinin acısmdan bir çığlık kopardı. Kolunu pantalonuna bastırarak orada fındık büyüklüğünde bir ateş dairesini ezmişti. Fakat hâlâ sigaradan minderin tutustuğunu anlamıyor, pencere ile kapı arasında ne tarafa kosacağını şasırıyordu. Etrafına bakarken, sımsiyah dumanlar "açan minderin üstündeki ateşi gördü. Se Yazan: SERVER BED1 bebini hâlâ anlamadığı için, dumanlardan büsbütün sersemliyen başile ne yapacağını kestiremedi. Gözleri minderi kemiren geniş ateş halkasına takılmış, kalmıştı. Bir aralık dumanlann arasında şeytanın hayaleti belirip kayboldu. Kendisi görün müyordu ama bir yerlerden sesi geliyordu: «Avanak!.. Yanıyorsun!.. Avanak'.. Beni dinlemezsen yanacaksın: Otların arasına saklan, karının gırtlağına bas, karnına bıçağı sapla, elmaslannı sök, al!» Haydar, genzine kaçan dumanla öksürerek hâlâ şaskm şaşkın etrafına bakıyordu: «Ben oynatıyorum galiba...» diye düşündü ve bir silkinerek mindere doğru yürüdü, ayaklarile ateşi ezmeğe başladı. Etrafa kıvılcımlar saçılıyor, fakat tahtanın üstünde sönüyordu. Biraz sonra ateşten eser kalmadı ve minderin orta sında, kenarları simsiyah, tabak kadar büyük ve yuvarlak bir çukur göründü. Parmağında da bir yanık hisseden Haydar, minderin sigaradan tutuştuğunu anlamıştı. Bir küfür savurdu ve kapıyı ardma kadar açtı. Kulağmda hâlâ uğultular, sesler, gözlerinin önünde odanın dumanlarına batıp çıkan biçimsiz, karışık, silik şekiller vardı. Haydar mastor olduğu zamanlar gözüne hayaletler görünürdü ama bugünkü gibisini hatırlamıyordu. «Ben bu odada beş dakika kalırsam kaçıracağım!» dedi ve evden dışarı fırladı. Kapının önündeki çocuklar, pencereden çıkan dumanlan görerek haykırışıyorlar, Haydarın yolunu keserek: Amca! Yangın mı var? diye soruyorlardı. Haydar onlara minderin tutuştuğunu, fakat söndüğünü anlattı; sonra, meraktan gene kurtulamıyarak bacaklarının arasında dolasan ve birşeyler soran çocuklardan birinin suratına okkalı bir şamar indirerek hızla yürüdü. Kendi sokağmdan uzaklaşmca biraz durdu ve temiz havayı içine çekti. «Vay ölüsü kandilli, dedi, hiç böyle olduğu yoktu be!.. Evi şeytanlar mı bastı, yoksa ben az daha çıldınyor muvdum?» Kendi hatıralarından başka, esrar içen arkadaşlarının gözlerine görünen haya letlere dair dinlediği bir sürü hikâyeler de vardı. Bunların içinde hiç böyle cinlisi, şeytanhsı yoktu. Mastor olunca saksıyı kazan gibi, testiyi deve gibi görür; kafa sından bir dakika içinde bin acayib hayal geçer; bazan kulağına sesler, hatta gö zünün önüne çesid cesid panoramalar da gelir amma böylesi ilk defa oluyor. Belki de o musibet Şeytan barmın duvarmdaki resimler zihnine takılmış ve canlanmıştı. Bazan olur bu: Duvardaki levha canlanıverir. Ve lâkin gözönünde olursa. «Hay kara suratına tükürdüğüm ampesi, az daha enayi gibi tutuşacaktım. Tuh be, tuh, bacağım hâlâ yanıyor...» Canı da hâlâ tatlı istiyordu. Aksaraya kadar uzanıp oradaki mahallebicide bir ekmek kadayıfı yemek hulyası ba caklarına kuvvet verdi. Hızh gidiyordu. O...h! Yaşamak ne keyifli şey be!.. Ne olurdu yahu, biraz papel olsa, dinine yandığım, biraz rahat olsa başka bir şey istemez. Aklına o sözler geldi: «Otların arasına saklan, gırtlağına bas, karnına bıçağı sapla, elmaslannı sök, al!» îki üç gündür bu düşünce onu kovalıyordu. Bir bakarsan çok zor iş, bir bakarsan çok kolay... Kcrim Beyin karısmın yalnız gez meğe çıkacağı günü Halidden öğrenmeK.. Onun nasıl gezdiği malum... Yere iner, otomobil çok uzakta kalır, Nermin kendi başma, baymn arkasmdaki o tümseğe kadar gider, oturur. Mehtabı seyreder. Galiba vaktile orada birile sevişmişler. Bir şey var o tümsekte. Her ne hal ise, şeytanın dediği gibi, vaktinde, saatinde otlar arasma saklan. Kan gelince birdenbire üstüne atıl, bağırmasma meydan bırakmadan gırtlağına bas, elmaslan al, savuş. Ah... Halid çıksaydı da Haydar, Kerim Beyin yanına tekrar girseydi, tekrar Nermini gezdirerek onunla Maslakta, İstinye sırtlannda, Hacıosmanda yalnız kalmak fırsatını elde etseydi... Fakat Halid onlann yakında, bir ay kadar, Adada Yat kulübünde oturacaklarını söylüyordu. Kerim Beyin her yaz bir iki ay bu kulübde yasamak âdetidir. Bunu Haydar da bilirdi. Adayı, kulübü, Nerminin haftada iki gün İstanbula inişlerini hatırladı. Onu yalnızken bir köşede ensele mek mümkün olup olamıyacağını düşünüyordu. Aksaraya geldi ve bir mahallebiciye girdi, üst üste iki kadayıf yedi. Parasını vereceği zaman gece Melekten aldığı iki lirayı aradı. Bulamayınca parayı Sabri

Bu sayıdan diğer sayfalar: