28 Ekim 1938 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

28 Ekim 1938 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

28 Birinciteşrin 1938 CUMHLKİVET SON H A Hâdiseler arasında n beş yıldanberi iki şey istedik ve iki şey yaptık: Türkleşmek ve muasırlaşmak. İnkılâbın tarihi bu iki iradeye yabancı hiçbir hareket kaydetmez. İnkâr edemeyiz ki eskiler de bu iki ihtiyacı duymuşlardı. Muasnîaşmak en aşağı Tanzimat kadar, Türkleşmek de en aşağı Balkan Harbi kadar Memel'de ] hükumeti Memel üzerindeki Litvanya eskidir. Londra 27 (Hususî) vaziyet birdenbire vahim bir şekil almış hakimiyetinin kaldırılmasma çalışmakta Fakat Atatürke kadar hiçbir inkıtır. Dün gece binlerce halk sokaklara dır. Bu münasebetle Almanyanm Litvan lâbcının, hiçbir mütefekkiıin kafası dökülerek Almanya Iehine nümayişlerde yaya 10 senelik bir ademi tecavüz paktı bu iki ihtiyacı birden kavramadı. bultfnmuş ve Memel'e tam muhtariyet ve teklif ettiği ve Litvanya ile Rusva ara Muasırlaşmak istiyenler başka, Tiirkrilmesini istemiştir. Nümayişçiîer «bir tek leşmek istiyenler başka adamlardı. sındaki anlaşmanm feshini istediği teyid devlet, bir tek Führer, bir tek millet» diye Azamî haddinde muasırlaşmak isbağırarak Alman konsoloshanesi önünde edilmektedir. tiyenler, Türkleşmeyi asgarî haddinDün gece Memel'de cereyan eden hâtoplanmışlar ve konsolosu alkışlamıslardır. de kabul ediyorlar, onu nüfus kütüVarşovadan bildirildiğine göre, Almar diseler vaziyetin vahametini artirmıştır. ğünde bir işarete indiriyorlardı. Bu MemeFde Almanya için büyük nümayiş yapıldı Alman konsoloshanesi önünde nümayiş yapan halk, MemeFe muhtariyet verilmesini istiyor On beş yıl evvelden ebediyete içtîmaî tetkikler: 1 Sosyalizm Tarih Tenkid Yazan: ALİ KÂMİ Sosyalizm nedir? Bu, bir cümle içinde tarifi kabil olmıyan bir kelimedir. Çünkü manası müphem ve şümullüdar. Bunun çerçevesi içine birbirine çok zıd fikiıler ve prensipler girmiştir. Eğer Prüdon'un dedıği gibi sosyalizm cemiyetin uygunsuz luklarını ıslaha ve elemlerini Iadile yarıyan bir müessese ise dünyada sosyalist olmıyacak kımse yoktur. Sosyalızmin gayesi belki de budur. Fakat bu gayeye var mak için tavsiye olunan çareler bazı kere o kadar aykm olur ki bu şekilde kimsenin sosyalist olacağına ıhtımal verilemez. Çünkü anarşistler de taskın birer scsyalisttirler. Prüdon bilmiyerek nice tnasum kanların dökülmesine sebeb olmuştur. Sosyalizm insanlar arasındaki müsa vatsızlığı gidermek gayretini güder. Maksad yüksektir, buna şüphe yok. Fakat zaten tabiatte müsavat var mP Tabiatin vermediği bu müsavatı sosyalistler kendi düşündükleri bazı çarelerle temin edeceklerini zannederler. Buldukları çareleri başlıca dörde bölmek mümkündür. |HEM AKYÜZ NALINA MIHIIMA Bir senenin bilânçosu elâl Bayar kabinesi, geçen yıl, bugünlerde iş başına geçmişti. Dün, Başmuharririm, «Bir yıllık hükumet» başlıklı başmakalesiııde, Celâl Bayarın bir senelik mesaisini ve faaliyetını hulâsa etti. Bu arada, 80 mılyon liralık yeni dört senelik sanayi programın | dan da kısaca bahsetti. Bu program, Celâl Bayar kabinesinin bir senelik faaliyetinin en mühim eserlerinden biridir. Program ve plân yapmak kolaydır; asıl marifet bunun tatbikmdadır; diyecckler bulu I nabilir. Fakat tatbik kabiliyeti mevcud \ ve tatbik imkân ve vasıtaları hazırlanmış bir program ve plânı yapmak, hiç de öyle zan ve tahmin edildiği gibi, kolay bir iş | değildir. Yeni dört senelik sanayi plânı, asla hayalî bir program değildir; dört yıl içinde gerçekleştirilmek üzere bütün esbabı düşünülmüş ve hazırlanmış muazzam bir eserdir. Esasen, Celâl Bayarın, hazırladığı programları tamamı tamamına 1 ıatbık eden bir devlet adamı olduğu eser \ lerile sabittir. İktısad Vekili olduktan hemen sonra hazırladığı ve en mühim kısmını Sümerbanka tatbik ettirdiği birinci senelik sanayi programı, işte meydandadır. 1934 mayısı sonunda tatbikına başlan mış olan bu program aynen hakikat ol makta, millî fabrikalanmızın bacaları yurdun her tarafında dumanlar saçmaktadır. Bu plânın yapılmasmı kararlastırdığı fabrikaların çoğu bitmiştir; bir kısmı da, 1939 senesine kadar bitmek üzere, harıl harıl harıl yapılmaktadır. Celâl Bayar, geçen sene, bir de üç yıllık maden programı hazırlamıştı; bu ikinci plân da tatbik edilmekte olup bir kısmı da üçüncü dört senelik programa ithal edilmiştir. Bu iki plânın muvaffakiyetli fpfbikatı, dört senelik üçüncü programın da daha büyük bir muvaffakiyetle tatbik edileceğine eski fakat yerinde bir tabirle söyliyeyim «beraati istihlâl» dir. İktı?ad Vekili Celâl Bayarın yapt:ğını Başvekil Celâl Bayar, elbette daha iyi yapacaktır. Dört senelik yeni program sanavi ve ik • tısad hayatımız için cidden mühim bir hamle olacaktır. Bu program, madenlerimızin ışletılmesı, lımanlarımîzın yapılonası, muazzam elektrik santralları tesisi, muh telif saaayii yaratacak olan müteaddid fabrıkalar kurulması, 28 yeni vapur daha inşası, Halic tersanesinin ihvası gibi maddeleri ihtiva etmektedir. Birinri sanayi programında 20 kadar fabrika vardı; ikincisinde ise 100 den fazla fabrika mevcuddur. Bunlar arasında bir motör fabrikası da vardır ki motör asrında olduğumuza göre, bu müessesenin lüzum ve ehemmiyeti üzerinde durmaaa lüzum görmüyoruz. Yarın çıkacak olan Cuhuriyet Bayramı ilâvemizde, 15 yıllık sanayi faaliyetimizi anlatan yazımda, yeni dört senelik sanayi programı hakkında, tafsılât bulacaksınız. Celâl Bayar, îngiltereden 10 milyon Ingiliz liralık ve Almanyadan da 150 milyon marklık krediler temin etmek su retile yeni programın tatbikını temin etmistir. Celâl Bayarın bu program harr:inde mühim bir başarısı daha vardır ki o da îngiltereden ayrıca 6 milyon İngiliz liralık bir silâhlanma kredisi temin etmiş olmasıdır. Bu 6 milyon sterlinle İngiltereye veni harb gemileri ve diğer silâhlar ısmarlanmak üzeredir. Celâl Bayar, birkaç gün sonra, Büvük Millet Meclisinin karşısına bir senelik faalivet b'Uncosu, çok zengin olarak çıkacaktır. Bu bilânco, lına Cumhurivet devrinin ıncı yüına cid den lâyıktır. vermek azçok bugünkü medenî rekabe dünyasının tatbik ettiği usuldür. Bu tak simde haksızhklar oluyor diyerek adale dairesinde tevziat yapacak bir kuvvet olsa bile herkesin değerıni ölçecek bir teraz bulmak mümkün değildir. Haydi böyle bir terazi de bulunsun. Zaten zekâ ve istidadla bunun tabiî bir neticesi olan ilim ve marifet insanlar arasında azçok müsavatsızlık yaparken bunu bir de fazla servet payı ile artırmak sosyalizmin şanına düşer mi? niüiı nıııııılllinillllllllllllllllllllllllll'llllllllllllini"»»11""111" " Türkkuşu gencleri Fransada radikal sosyalist kongresi Ankarada 400 genc dün Atatürk Başvekil M. Daladye Marsilyada bir âbidesine törenle nutuk söyledi çelenk koydu Ankara 27 (a.a.) Bugün Türkkuşu şubelennden gelen beyaz uçuş, tulumlu, beyaz başlık, beyaz ayakkabılar giarec yinmiş dört yüz kadar genc t a y y i başlannda mızıka ve Türkkuşu öğret menleri olduğu halde Atatürk anıtına Türkkuşu gencliğinin Büyük Şefe bağlılığının ifadesi olarak merasimle çelenk koymuşlardır. Türkkuşu gencleri büvük beyaz bir alay halinde Yenişehre kadar bir yü rüyüş yaptıktan sonra Türkkuşu okuluna dönmüşlerdır. Türkkuşu pilotları Etimes'ud tayyare mevdanma yerleştirilmişlerdir. Geçid resmine motörlü ve motörsüz tavyare pilotu olarak bu gencler işti rak edecekler ve bir o kadar genc de ba&lı oldukları şubele^e birlikte Cumhurivet bayramı törenlerinde hazır bulunacaktır. Yapılan programda hava geçid res • mine Türkkusunun elliden fazla motörlü ve motörsüz tayyaresi iştirak edecek ve birçok paraşüt atlayışları yapılacaktır. Paris, 27 (Hususî) Başvekil Daladye Marsilyada toplanan Radikal Sosyalist kongresini açarak mühim bir nutuk irad etmistir. Daladye, evvelâ haricî yazi> yetten bahsederek demiştir ki: « Münihte elde ettiğimiz netice harb den çok daha iyidir. Münihte kuvvet ve tehdid karşısında boyun eğdiğimiz doğru değildir. Münihte bana ültimatom vermiş olsalardı, derhal Parise döner ve milleti mukavemete davet ederdim.» Başvekil Daladye, Komünistlerin tenkidlerine cevab vererek, Fransız komünistleri tarafmdan yapılan hücumların haksız olduğunu iddia etmiş ve demiştir ki: « Fransanın siyaseti İngiltere ile yakından teşriki mesai esasına dayanmaktadır, fakat bu vaziyet diğer devletlerle teşriki mesaiyi imkânsız bir hale getirme mektedir.» işaret bile Türk değil, Osmanhydı. Bunlar zannediyorlardı ki çok Avrupalı olmak çin az Türk olmak lâzımdır. Azamî haddinde Türkleşmek istiyenler de muasırlaşmayı asgarî haddinde kabul ediyorlar, onu bir teknik v«3 konfor sadeliğine indiriyorlardı. «Muasırlaşmak teknikleşmektir» ve «medeniyet konfordur» sandılar. Eskiler arasında muasırlaşmak 'stiyen ler için Lâtin harfi ve şapka bir idealdi; fakat Osmanlılardan evvel bir Türk tarihi ve bir Türk medeniyeti yoktu. Zorlarsanız onlar, bu Osmanlı tarihini ve medeniyetini de Araba, Aceme, Bizansa maletmeğe hazırdılar. Türkleşmek istiyenler için Osmanlılardan evvel bir Türk tarihi ve bir Türk medeniyeti vardı; fakat Lâtin harfi ve şapka, islâm beynelmileli içinde dil ve din birliğine engeldi. Bir milletin, kendi kendisi olmadan modern olamıyacağmı Tanzimat arilıyamadı, bunun için kopyada ve tercümede kaldı. Bir milletin, modern olmadan kendi kendisi olamıyacağmı da Osmanlı türkçüsü anlıyamadı, bunun için Kızılelma masalmda kaldı. Kemalizm, yolunu ve kendisini kaybetmiş bir millete, hem yolunu, hem de kendisini buldurmak iradesidir. Olabileceğimiz kadar Avrupah ve olabileceğimiz kadar Türk olmamız imkânlarını birleştiren bu irade, kafası Avrupaya ve kalbi Asya içerilerine sarkan bir milleti, zekâsile duygusu arasında parçalanmaktan kurtardı. On beş yıl var ki biz, kafası bütün olgunluğile medeniyetçi ve kalbi bütngiliz Amerikan ticaret serliğin resmî gazetede intişar eden bir tün sıcaklığile milliyetçi bir vücudün müzakereleri neticeleniyor kararnamesile önümüzdeki altı ay içinde sahibi olmak imkânlarını ele geçirmiş kabul edilen Yahudi muhacirlerinin a bulunuyoruz. Bu ikisi birbirinden ayLondra 27 (Hususî) Amerika dedi 4620 olarak tesbit edilmiştir. rılmadıkça da edebiyiz. Hariciye Nazırı Hull bugün gazetecilere Mütarekenin 20 nci PEYAMİ SAFA beyanatta bulunarak demiştir ki: yıldönümü « İngiltere ile aramızda cereyan eden ticaret müzakereleri kat'î safhaya Vasington 27 (a.a.) Ruzvelt, 11/11/ Lehistanda gizli bir telsiz girmiş bulunmaktadırlar. Bu müzakereler 938 tarihinin «mütareke günü» olarak istasyonu neticelenince, Amerika ile Kanada ara kutlulanmasım halka bildirmiş ve bu sında da ayni malde bir ticaret rviahedesi husustaki mesajında ezcümle demiştir Varşova 27 (a.a.) Birkaç aydanki: akdedilecektir.» beri faaliyetine nihayet vermiş olan gizh" « Bütün dünvaya tesir eden bu kaFilistinde askerî harekâta rışık zamanlarda mütarekenin 20 nci bir telsiz istasyonunun yeniden Alman yıldönümünün hususî parlak törenlerle lisanile neşriyata başlamış olduğunu devam ediliyor Kürjer Polski gazetesi haber vermekteHayfa 27 (a.a.) Şimalî Filistinde kutlulanması hassaten lüzumludur. Bu askerî harekât devam etmekte ve bil suretle sulh hakkmdaki imanımız. bu dir. îtalya Kralının yeğeni hassa Hayfada İngilizler eski Kudüs sulhun ancak ademi tecavüzle elde edişehrinde yaptıklan gibi hareket etmek leceği ve ancak diğerlerinin hukukuna evleniyor hürmet ve bütün dünya milletleri aratedir. sında hüsnü niyetle devam ettirilebileBerlin 27 (a.a.) İtalya Kralının Bütün şehırde araştırmalar yapıl cegi hakkmdaki kanaatimiz açığa vu yeğeni Prens Eugene de Savoie, 29 ilkmaktadır. Bazı şüpheli şahısların sığı rulmahdır.» teşrinde Münih'te Dük Ferdinad de Canabilecekleri çarşı mahallesini sıkı bir kontrol altmda tutmak imkânsız oldu «Taymis» gazetesi musadere labre'nin üçüncü kızı Prenses Lucie ile ğundan bu mahallenin tamamile yıkıl evlenecektir. edildi ması muhtemeldir. Berlin 27 (a.a.) Bir hafta içinde İtalya Veliahdi bu izdivacda şahidlik Lübnan kabinesi istifa etti dördüncü defa olarak polis, Times ga edecektir. Beyrut 27 (a.a.) Nazırlar arasında zetesini musadere etmistir. Zannedildi Tayyarecilikte yeni bir keşif çıkan ihtilâf üzerine Şahab kabinesi is ğine göre bunun sebebi, nasyonal sosya Roma 27 (a.a.) Kumandan Matifa etmistir. list rejimi aleyhinde bulunan ve Alman riyo, Triyeste limanmda su üzerinde Bohemya'sında ikamet etmek mecburi Türk Dil kurumu yetinde kalan kimselerin feci vazıyetine kendi vesaitile gen geri giden bir den;? Ankara 27 (a.a.) Türk Dil kurumu dair gazetede intişar ed«n bir makaledir. tayyaresinin tecrübelerini yapmıştır. Bu Genel sekreterli§:nden: sistemin tatbikı, denize inme ameliyeleriYaz çalışmalannın sonu almarak ku Yugoslavya, Romaya bir tini kolaylaştırmağa medar olacaktır. Trırum merkez bürosu ile çalısma kolları caret heyeti gönderiyor yeste'de yapılmış olan tecrübeler, ç.3k ıyi Ankarava dönmüsler ve Yenişehirde Belgrad 27 ''a.a. ) Bir Alman neticeler vermi'tir. Kâzım Özalp caddesinde 1/5 numarah Yugoslav ticaret muahedesi imza etmiş kurum merkezinde calışmalara yeniden Bulgaristandan pasaportla olan ticaret heyeti, Hariciye Nazır muçıkacaklar para depozitosu avini Pilja'nın riyasetinde sonteşrinin Yeni Fransız sefiri 3 ünde toplanacak olan iktısadî komiteyatıracak Ankara 27 (a.a.) Anadolu Aiansı nin mesaisine istirak etmek üzere pek yaSofya (Hususî) Resmî Gazete nın haber aldığına' göre. vaki olan is kında Romava qidecektir. pasaportla Bulgaristandan çıkacaklar timzaca cevaben M. Massigli'nin Fran hakkında hükumetin yeni bir talimatını sanın Ankara büvük elciliğine tavinine ne«retmiştir. hükumetimizce memnunivetle muva * ATINA 27 Mütenekkiren seyahat fakat edildiği Fransa hükumetine bil Bu talimata göre, her Bulgar vatanetmekte olan Kral, dün akşam ParLse ve Londraya gıtmek üzere yola çıkmıştır. daşı hudud haricine çıkarken 3000 leva * NEVYORK 27 Vedanamesini tak depozito olarak alâkadar memurun ka HHler bir nutuk söyledi dım edecek olan İtalya sefiri Suviç, Va sasına yatıracak ve pasaportun bir kenaZnaim, 27 (a.a.) Hitler, dün Al şington'a gitmek üzere buraya gelmisttr. * PARIS 27 Fransa sefiri Fransuva rına kaydedilecek olan bu parayı, pasamanyaya ilhak edilen cenubî Moravya aPonse'nin cuma günu Parise gelmesl bekrazisini ziyaret etmis ve bu münasebetle lenmektedir. Sefir, o gün Hariciye Nazırı port sahibi memleketine döndükten sonra bir nutuk söyleyerek Alman kuvvet'eri Bone tarafından kabul edilecek ve gekcek geri alabilecektir. Aile pasaportlarında nin ebediyen Almanyada kalacak olan bu hafta zarfmda Romaya gidecektir. bu miktar, aile reisi olan anne ve baba BRÜKSEL 27 Belcika havaliyi hiçbir zaman terketmiyeceklerini sı. *iskonto faizini yüzde 3 ten millî banka dan ikiser bin, pasaporta dahil diğer aile yüzde 2.5 a söylemiştir. efradından biner levadır. ] indirmiştir. Başvekil Daladye Fransanın büyük bir imparatorluk olduğuna işaret ederek, Marsilyanın Fransız imparatorluğunun kalbi olduğunu söylemiş ve Fransanın iktısadî müşkülâtlarından bahsederek, büMaarif cemiyeti idare heyeti tün Fransızlari birleşmeğe davet etmistir. toplantısı Meb'usan meclisi reisi Heriot yarınki Ankara 27 (Telefonla) Maarif ce celsede haricî siyaset hakkında bir nutuk miyeti idare heyeti Hasan Sakanın baş irad edecektir. kanlığmda Türk Maarif Kolejinde topFilistine altı ayda kaç landı. Bu toplantıda cemiyet reisi Re fet (Edirne), cemiyetin faaliyeti hak Yahudi girdi kmda izahat verdi. Kudüs 27 (a.a.) Fevkalâde komi 4 Nihayet herkese çalısmasınm derecesine göre pay vermek taraftar: olan sosyalistler gelir. Bunlar bir maıcinenin çalışacağı saatleri hesab ederek ona göre ocağa kömür atmak zihniyetine yakın bir içtihadla çalışmanın yalnız maddî tarafın görür ve manevî değerini kale ılmazlar Bir bınanın plânını bir hafta çalışarak hazırlıyan mühendisle bir hafta o binada taş taşıyan işçiyi bir tutmak müsavatasız lığın başka türlüsünü kabul ecmek deği midir? Sosyalizmin kolektivizm adını alan 1 Herkese müsavi pay vermek. U bu nev'i de müsavatsızlığa çare bulmak mumî serveti insanlar arasında müsavi o niyetile müsavatasızlığın en büyüğüne Iarak taksim etmek fikri eski zamanlarda düşmektedir. Minüs, Likürg, ve Romülüs gibi kanun İnsanlar arasındaki müsavatsızlığa ba koyanlar tarafmdan kabul edilmiş ve kıp müteessir olanlar yalnız son zamanlabunlar toprağı adam başına değilse de rm mütefekkirleri değildir. Bundan 2400 aile başına taksim etmişlerdir. O zama sene evvel yaşıyan Eflâtun «C^mhuriyet» nın iptidaî ulusları için bu, bir dereceye namile yazdığı kitabında ferdî mülkiyet kadar kabil olsa bile medeniyetin bu yerine toplu kümelerin mülkiyetini tavsigünkü terakkisine ve servetin şekillerine ye etmiş, izdivac ve aile esaslarını temegöre artık böyle bir taksime imkân yok linde yıkmıştır. tur. Farzedelim ki imkân olsun! Umumî İki bin sene sonra (1516) Moıüs, Efseıveti mevcud insanlara birteviye taksim lâtun'un fikirlerini ahp ikmal etmistir: etsek adam başına acaba ne düşer? Muh Ferdî mülkiyet kat'iyyen olmıyacak. telif memleketlerin servet ve nüfusunu he Mer.kul ve gayrimenkul servetlerin hepsi sab ederek bu taksımi yapanlann vardık devlete aiddir. İşleri, vazifeleri hâkim tevları netice şu oluyor ki bu suretle hali zi edecek, bu ışlerin gelirı ne ise hepsini vakti yerinde hiç kimse kalmıyor /e her devlet hesabına toplıyacak, sonra çalışankes fakirleşiyor. İtalyan iktısadcılarından lara ihtiyacı nısbetınde verecek. Morüs, Vilfredo Pareto bir istatistik yaparak Eflâtun gibi esaretin lüzumuna kanidir bir grafikle servetin muhtelif içMmaî taba Yalnız onun gibi aıleyı yıkmaz. kalarından bir ehram vücude getirmiştir. Sosyalizm insanî fikırlerden mülhem Ehramm en alt tabakası en fakir tabaka olduğu ıçın bütün dınlerde bu fıkri okdır. Dünyanm en zengini de ehramm re şıyan ahkâm vardır. Musa dini z^r.ginlere sini teşkil eder. Bu kadarla kalsa iyi. Eh karşı ateş püskürerek Benî Israıl:. adalet ram çok geniş bir kaideden sonra birden ve müsavata erişen (Arzı Mev'ud) ile sivrılmeye o kadar meyyaldır ki sahhları tebşir etmistir. Hazreti Musa başını kaldüz değil, çukurlaşmıştır. Demek dünya dırmalı da ümmetinin bugün ci'nan eko serveti dünya insanlarına yetecek kadar nomisine nasıl hâkim olduğunu görmeli değildir. Böyle bir taksim vakıa ortada idi. çok zengin bırakmaz; fakat fıkaraya da Isa dini zenginlere husumet göstermekbir hayrı olmaz. Bilâkis sermayelerin da te ötekinden aşağı kalmaz. İncilde zenğılmasını ve istihsal kaynaklarınm kuru ginlikle faziletin bir araya gelemiyece masını mucib olacağından retice itibarile ğine dair ayetler vardır. İslâmiyet insanbu yüzden geçinen fıkara güruhunun da ların birbirinden farklı oldukların1., hatta aç kalmasına sebeb olur. bilenle bilmiyenin bir olamıyacağmı tas2 Komünist adını alan bir kısım dik etmekle beraber mabedde, Allahın sosyalistler de serveti herkesin ihtiyacına huzurunda onları müsavi tutar ve hukugöre dağıtmak tasavvurunda bulunmuş kan müsavi olduklarını söyler. Bir kimse lardır. Fakat mevcud olan ve islihsal edil hakkını, o zamanlar devlet reisi demek mesi mümkün olan servet herkesin ihtiya olan, halıfeden bile dava edebılir. îslâ cına yetecek kadar da bol değildir. Ha miyet, muhtac olanlara yardımı, yetim va gibi, su gibi bol maddeler için zaten lere bakmayı dınî bir vazife şekline sokkavga çıkmaz. Ihtiyac ise biîâkis daıma muştur. Zekât namile her sene servetinin artmak istidadındadır. İstediğine nail ol kırkta bırını yani yüzde iki buçuğunu duktan sonra onunla iktifa eden ve fazla muhtaclara vermıyen zengin • müslüman birşey istemiyen yoktur. Bunun cıkar yol boynuna borc olan bir farzı yerine getir olmadığı anlaşılınca herkesin ihtiyacmı memış demektır. Her sene ıfa olunacak bu tahdid etmek ve hepsini birbirine benzet zekât frzınm sonu insanlar ara^nda ser mek için şiddetli tedbirlere lüzum göstere vet müsavatını teminden başka bıışey ola cek programlar tanzimine micbur oldu maz. lar. Bir aile reisi bütçesine göre ailesi efBununla beraber Mil?ddan sonra bin radının ihtiyaclarını daraltabilirse de beş yüz sene geçtığı halde insaıılar ara bütün insanları bu kalıba sokmak isteme sındaki müsavats'zıığa karsı isyan eden nin realite sahasında yeri yoktur. heyecanlı bir ferd Avrupada zuhur etme3 Sen Simon gibi bazı sosyalisthr di. 1525 sene^inde Anabatist namile ta de herkese değerine göre pay vermek ta nmmıs bir mezhebin, bir tarikatin reisi raftarıdırlar. Buna sosyalizm aristokratik olan Almanyalı Münzer müsavat ve mal dense yeri vardır. Herkese hüncrine. ma birliği esaslarına da^'anan bir inkrlâb yarifetine, kültürünün derecesine vaVıd vü ratmağa teşebbiis etti. cude getirdiq;i e«erin d"Sprine o" r e AU KÂMİ AKYÜZ Yugoslav hududunda iki zabitle bir asker soğuktan öldü] «Şahin Bekir» gemisi Bulearistan sahillerinde karaya oturdu Sofya (Hususi) Ahtopol'dan bildirildiğıne göre, Karadenizdeki son ve şiddetli fırtınalar bircok gemileri parcalamıs, bazılarını karava bindirmiştir. İ c tanbullu Ali Kadirin sahib olduğu 65 tonluk (Şahin Bekir) gemisi de Ahtopol sahillerinde ipini kopararak karaya vurmustur. Geminin içinde 25 ton Bulgar kömürü vüklü idi. Belgrad (Hususî) Makedonyada : şiddetli soğuklar hüküm sürüyor. Bazı yerlere bir metreye yakın kar yağmış,] {BastaraU 1 fic; ?a Kojuh balkanındaki geçidler karla ka Eski Cumhurreisinin nutku panmı?t!r. Hududdaki Humata köyünde^ Nevyork 27 (a.a.) Eski Cumhur albay Ku^iımciç ile bir zabit ve neferı Ba=kanı Hoover dün dış vaziyet hakkınkarlar altında kalarak soğuktan ölmüş : da Ruzvelt'ın rad^odaki nutkuna muhalif tür. addolunan beyanatta bulunmuştur. Ruzvelt'in bir nutku ( Kısa haberler Hoover, Miinih anlaşmasının barış !ehınde mühım bir eser teşkil ettığıni ve harb tehlikesinin şimd' eski=inden daha az olduğunu, Amerikanın demokrasiyi muhafaza için Avrupada demokrat devletlerle Almanyanın miistemleke totaliter memleketler arasındaki herhanmeselesi gi bir harbi müdafaa etmemesi icab ede Londra, 27 (Hususî) Cenubî Af ceeini söylemiş ve dünyanın muhtelif te rikadan bildirıldiğine göre bir müddeUen lâkk'leri arasında anlaşma lehinde bulunberi Almanlar eski müstemlekelerinde teş muştur. kilât vücude getirmeğe çah'makta ve yerHoover, Amerika milletine silâhlan liler arasında propaganda yapmaktad'rlar. Leh gazeteleri müstemleke meseleinin mak için yeni yükler tahmilinden evvel tetkikine başlandığ:na işaret ederk. Afri kendisine emniyetinin hangi şekilde tehii kadaki müstmlekelerin yeniden taksimi keye gireceğinin anlatılması Iâzım gpleceesnasında Lehistanın da hisse isteyeceğini ğini kayd ve dünya konferansları akdini açıkça yazmaktadırlar. teklif etmektedir. Alman Başvekili Şuşnig'le görüşmüş mü? Berlin, 27 (a.a.) îyi haber alan Alman mahfilleri, Hitlerin Şuşnig'i zivaret ettiğine dair dolaşan şayia hakkında Suşnig rahatsız olduğu cihetle bu haberin doğru olamıyacağmı beyan etmektedir. Fişekle oynarken Üsküdarda Bağlarbaşında oturan med oğlu Halil adında birisi, Halidi ayni yerdeki bahçesinde çalışırken ne fişeğe benzer bır şey geçirmiş. onı evirip çevirmeğe başlamışür. Elindei ey birdenbire düşünce patlamış, Hali îolundan ve başından yaralanmıştırî Yaralı, Ca*alo*lundaki Esnaf hastane • ine yatınlmıştır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: