29 Aralık 1938 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

29 Aralık 1938 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

29 Birincikânun 1938 ClJMm uıKET SON HA Hâdiseier arasında Gösterişe karşı öhretli Fransız romancısı Georges Duhamel, son ya zılarından birile, dünyaya bakıyor ve orada iki çejid millet görüyor: Bacon medeniyetini yani Rönesansı yapan halis düşünceyianlamış ve anlamamış milletler. Anlamış milletler bugünkü medeniyeti yaratanlardır. Fakat anlamamış milletler de, anlamış olanlar gibi bu medeniyetin nimetlerinden istifade eder görünüyorlar. Görünüyorlar, çünkü yaptıkları iş, içeride halkı, dışarıda yabancıyı aldatmak için gösterişten ibaret: Şurada kocaman bir lâboratu ar, orada yepyeni bir kreş, burada ültramodern bir mekteb. O muhteşem lâboratuardan ilim namına ne hazin şeyler çıktığını, o yepyeni kreşin arkasında ne acıklı sefaletler kaynadığını, o lüks mektebin ne yaman bir kafa yoksulluğu içinde kaldığınl bilmiyen memleket ve dünya ekseriyeti bu gösterişi bir terakki işareti sanacaktır. Duhamel buna inanmıyor: «Fikrimce, diyor, medeniyetin delillerini birkaç sınıfa ayırmak kabildir. Kütiibhaneler, hastaneler, lâboratuarlar için büyük fedakârlıklara katlanan bir memleket, şüphe yok ki bütün ihtimamını sanayi ilmine, şehirciliğe veya su tedavisine hasreden başka bir memleketten ziyade medeniyete yakındır. Fakat bu gösterişli işler beni artık hayrette bırakmıyor; çoktanberidir ki haricî ilmin bu tezahürleri benim için bir medeniyet alâmeti teşkil etmiyor. Bazı memleketlerde seyyahlara model fabrikalar, model postaneler, model darülâcezeler gösteriyorlar. Fakat bütün bunlar benim muhakememin terazisinde ağır basan şeyler değildir. Halkın parasile her zaman seyyahları hayrete düşürmek, koskoca binalar yapmak ve büyük bir imanla yüzünü ileriye dönmüş bir sosyete gösterişi yaratmak mümkündür. Müstebid hükumetler her zaman kültür, inceleme ve intizam zavahiri göstererek bizi böyle bir zanna düşürdbilirler.» Ben de bu sözlere «çok doğru» hükmünden fazla birşey ilâve etmek istersem şöyle diyebilirim: Terakki cakası, terakki değil, tereddi işareti dir. Bunu görmek için yalnız kıyafetile bizi avlamak istiyen cevhersiz ve kof adama bakınız. Ona züppe diyor sunuz. Yalnız insanların değil, memleketlerin de züppesi vardır. Takar, takıştınr, boyanır ve kıntır. Cebi da boştur, kafası da. Müsriftir, borclu dur, şarlatan ve ukalâdır. Ağzı yeni nazariyelerin işportasıdır. Hep yeni fikirler söyler: Biri birer kuruşa! Beğendiğini al! Biri birer kuruşa! Çek Macar hududunda kanh bir hâdise oldu ^ Macaristana verilen bir mıntaka halkı Çekoslovakyaya ilhak talebinde bulundu. Jandarma ile halk arasındaki musademede ölenler var Budapeşte 28 (a.a.) Macar A jansı bildiriyor: Resmen tebliğ edilmiştir: Macaristana iade edilen Nagysurany nahiyesinin Slovak halkı 24 kânunuevvelde Noel ayininden sonra jandarma karakolu önünde toplanarak nahiyenin Çekoslo vakyaya iadesini istemişlerdir. Kalabalr ğm hattı hareketi tehlikeli bir şekil alınca jandarma tezahüratçıları dağılmıştır. Sabahleyin, gene ayinden sonra Slovak halk, bu sefer sopa ve bıçaklarla, tekrar jandarma karakolunu tehdid etmiş ve jandarma silâha müracaate mecbur kal mıştır. Tezahüratçılardan bir ölü ve bir kaç yaralı vardır. Bu vak'a münasebetile salâhiyettar Macar mahfillerinde §u beyanatta bulunulmaktadır: « Evvelemirde şurası tespit edütne" lidir ki, 2412 tarihine kadar Nagysurany'de asayiş kan dökülmeden temin edilebilmiş, fakat ertesi gün Slovak halk silâhla jandarmaya taarruz eylemiştir. Bu müessif hâdise, Nitra şehrinden idare edilen ve Nagysurany'nin Çekoslovakya ya iadesine matuf bulunan tahrikâtın neticesıdır. Keza buna benzer bir tarhik Kotnjat nahiyesinde de yapılmışsa da mesele kan dökülmeden halledilebilmiştir. Macar makamlarının elinde tahrikâtın mevcudiyetini ispat eden vesikalar var dır. Daha dün Prasburg ve Beztrece banya radyolarında Nagysurany sakin lerinin Çekoslovakyaya bağlanmalarım haklı olarak istediklerini bildiren Slovak dirijanları Macar Slovak münasebet lerine asla iyi bir hizmette bulunmamaktadırlar. Macar hükumeti, Slovak komşusile iyi münasebetler içinde yaşamak arzusunu geçenlerde bariz bir surette göstermiştir. Buna binaen mezkur hükumet Nicitra dan müstemir bir surette idare edilen ve görünüşe bakılınca iyi komşuluk müna ~ sebetlerini bozmağa matuf olan bu tahrîkâttan dolayı çok elim bir surette müte essir bulunmaktadır.» YAZAN: RE5AD IHEM (1) NALINA MIH1N1A İstiklâl marşı I Çekoslovakyada sansür Prag 28 (a.a.) San ür memuriarı, bugünden itibaren gazete idarehanelerinde faaliyetlerini icraya başlamıştır. «Matbuat kontrolü mutemedi» ismini taşıyan bu memurlar, şimdiye kadar olduğu gibi gazetelerin geç çıkmasmın önüne geçmek üzere yazıları bizzat idarehanede göreceklerdir. Çekoslovakya Macaristana nota ' verdi Prag 28 (a.a.) Pragsky Vecer gazetesinin yazdığına göre Çekoslovak hükumeti geçen günkü Surany hâdisesî üzerine Macar hükumetine Viyana anlaşmasına muhalif hareketinden dolayı protesto eden bir nota vermiştir. Macar hükumeti bu notaya henüz cevab vermemiştir. lllımmtıııı < Ağır akışh bir nehir kenarında, de mokrat bir kazinonun sular ve sazlar üstüne uzamış salaş terasındayız. Arkadaşım sekiz on yıldanberi bu şehirde yerleşmiş bir mühendistir. Sabahle" yin istasyon bulvarında karşılaştığımız zatnan «İstanbul kokuyorsun» diye üstümü başımı koklamağa kalkmış, gece için randevu almadan yakamı bırakmamıştı. Kendisinin güzel bir evi, şehrin mükellef bir lokantası vardır. Fakat biz ge" ne nehir kıyısındaki bu kazino köşesini tercih ettik. Burada daha yalnız olacağız; onun hasretinden adeta hasta olduğu İstanbul'u daha rahat konuşacağız. Masamıza yerleştiğimiz zaman nehir güneşten alev alev yanıyordu: Fakat çok geçmeden gece bizi birdenbire denecek bir süratle bastırdı. Bu iklimin en koyu gecelerinde bile biraz aydınlık vardır. Yalnız kazinocunun bize ikram için tepemize astığı lüksün feyzi eseri olacak; nehri ve karşı ya" kayı tamamile gözden kaybettik. Ilerimizdeki köprünün fenerlerinden ve onun viran kemerleri altından geçerken çogalıp köpüren suların yakamozundan başka birşey seçemiyoruz. Arkadaşım lüksten dökülen yanık gece böceklerine karşı kadehini avcuyla kapamış: Bu gece îstanbulu, münhasıran Istanbulu konuşacağız, diyor. Ben doğrusu sekiz on gün evvel bıraktığım îstanbula karşı falza bir tahassürle yanıyor değilim. Fakat serde misafirlik var. Bir nevi memur demeğiz. Nasıl iste" nirse, çaresiz öyle konuşacağız. Arkadaşım parmağile köprüyü gösteriyor: Göksu, diyor, tıpkı Göksu ve köprüsü... İnsanın gözlerini sulandıracak kadar bir benzeyiş... Evet, diyorum, gerçi biraz nisbet farkı var... Bir şileple bir sandal arasmdaki fark kadar birşey... Fakat buna rağmen tıpkı o... Hayaldeki Göksu kadehteki ak sunun tesiri de kahlınca arkadaşımın gözlerinde hakikaten yaşlar beliriyor. Ah o Göksu... Maamafih Göksuyu onun da benden fazla tanıdığına emin değilim. Bizim ne" sil bu meşhur mesirenin çalgılı çağanaklı sandal ve mehtab âlemlerinden ziyade bu âlemlerin romanesk tevatürleri devrine ancak yetişebilmiştir. Bir eski İstanbullu için ayıb olacak amma Göksu hakkmdaki hayalim viran bir sokakla viran bir mezarlık arasından geçen kirli bir dere ve onun üzerine atılmış bayram beşiği biçim ve uzunluğunda bir tahta köprüden ibarettir. Hatta bu hayalin de çocukken Serveti Fünun koleksiyonunda gördüğüm bir hakkâk tablosundan aztna birşey olmadığmı temin edemem. *** Mühendis arkadaşla müşterek hatıra" larımız az olduğu için Goksu bahsi ve ona benzer bir iki meşhur eğlence yeri tasviri ilkönce korktuğumdan çok daha az bir zaman içinde tükendi ve îstanbul hasretinden daha az fıraklı olmıyan başka bir mevzua geçtik. San Kay Şek Ingilterede telâş Çin Mareşali, Japon Almanyanın yeni tayyare Başvekiline cevab verdi gemileri endişe uyandırdı Şunking 28 (a.a.) Umumî karar gâhta toplanan Komintang kongresinde söz söyliyen Mareşal ÇanKayŞek ,de" miştir ki: « Prens Konoye'nin 22 kânunuevvelde yaptığı beyanat Çinin politik ba " kımdan inkısama uğratılmasını istihdaf eden Japon entrikalarını sarih surette göstermektedir. Tokyonun son teklifleri, Çin milletine düşmamn hedefleri hakkmda tam malumat vermekte ve milleti her türlü uzlaşmayı bir tarafa bırakarak sonuna kadar mücadele azminde daha ziyade kuvvetleştirmektedir.» Londra 28 (a.a.) Almanyanın yeni tayyare gemılerinin çok kuvvetli olması dolayısile amirallık mehafilinde biraz endişe hissedilmektedir. Salâhiyettar İngiliz meHafili, bahrî programda inşaları derpiş edilmiş yeni İngiliz cüzütamlannın ekserisinin ev safını tespit etmeden evvel Almanların deniz inşaatı hakkında sarih malumat beklemektedir. Deniz mehafili. Almanyanın çok süratli bir filoya sahib olduğunu, bu sa yede daha zarif ve yahut kuvvetçe müsavi bir düşmam harbe icbar edip daha kuvvetli bir filo ile çarpışmaktan kaçınabileceğini beyan etmektedir. Yeni programda derpiş edilmiş olan korsan tipi sistemindeki yeni Alman tayyare gemisi, 6 inçlik 16 ve 14 inç lik 10 topla müsellâh olacaktır. Bun dan başka gemide tayyare dafii 22 ru velver topu bulunacak ve zırhının çok ağır olmasma rağmen 32 mil süratle seyredecektir. Londradaki akisler Londra 28 (a.a.) Prens Konoyenin son beyanatı hakkmda tefsıratta bu lunan Times gazetesi, hulâsa olarak diyor ki: « Japonya tarafından şimdi ileri sürülen barış şartlarınm anlaşmazlığın başındaki şartlardan farkı yok gibidir. Şimal Çini ile Mogol koridoru mevzuu bahistir. Çinin daha fazla kaybedecek yeri kalmamıştır. Elde kalan az bir şey de belki Japonlarm eline geçecektir. Amerika teşebbüsile Çine açılan Amerikan ve ln giliz kredileri, bu iki memleketin Çindeki menfaatlerini müdafaaya karar ver miş olduğu mahiyetinde telâkki edilebilir. Nuri Paşa Londraya gidîyor Beyrut 28 (a.a.) «D.N.B.» ya kında Londraya gidecek olan yeni Irak Başvekili Nuri Said Paşanın Şamda tevakkuf edeceği ve Suriye hükumetinin kendisinin şerefine bir resepsiyon vereceği bildirilmektedir. Amerikada soğuktan ölenler Nevyork 28 (a.a.) Nevyork hükumeti dahilinde bir kar fırtması hüküm sürmektedir. Fırtına, hararet derecesinin süratle inmesini intac etmiştir. Rüzgârın sürati, saatte 100 kilometreye çıkmıştır. Fuffalo mıntakasmda fırtına yüzün den iki kişi telef olmuştur. Nevyorkta birkaç saat içinde hararet derecesi düşmüştür. Daha da düşeceği tahmin olunmaktadır. Amerikanm birçok mmtakalarında Nasıra polis karakoluna da ateş edilsoğuk dalgası hüküm sürmektedir. As smda yeni bir ticaret mübadelesi mu faayı alâkadar eden bütün araştırma ofisleri, lâboratuarlar ve teknik hizmetler garî hararet rökoru, Minnesota'dadır. kavelesini müzakere edecektir. bundan böyle tek bir müe&sesenin kontrolü miştir. Ayni zamanda Nablus Tulkealtında çalışacaklardır. Bu kontrol mües rim yolu üzerinde îngilizlerle Arablar aSuriye, Fransaya ihtarda Baltık denizinde bir vapur sesesinin adı «Millî Müdafaa İlmî Araştırrasında şiddetli bir musademe olmuştur. bulundu battı maklar Enstitüsü» dür. * MEKSİKO 28 Meb'usan meclisi, Berbera civannda demiryolu Arab Beyrut 28 (a.a.) Suriye Başvekili Gdynia 28 (a.a.) Telsiz telgraf alıcı petrol madenleri imtiyazınm başkasma Cemil Mardam bugün Fransa parlamen istasyonları dün akşam Botnie körfe verilmemesi ve memieket madenlerir.in lar tarafından botnba ile tahrib edilmiş tosu reisine ve Hariciye Nazırına bir zinde ümidsiz bir vaziyette bulunan ileride münhasıran devlet tarafından Işle tir. muhtıra göndererek Fransa Suriye an Funken Branden ismindeki Alman va tilmesi hakkındaki kanun lâyihasmı ka Valimîz Ankarada laştnasının Fransa tarafından tasdik edil purundan imdad işaretleri almışlardır. bul eylemiştir. * SOFYA 28 Bulgar meclisi Fransa Ankara 28 (Telefonla) îstanbul 20,30 a doğru vapurla her türlü irtimemesi yüzünden hâdis olabilecek vaziile Bulgaristan arasında 6 kânunuevvelde Valisi Lutfi Kırdar bugün şehrimize yet üzerine Fransanın nazarı dikkatini bat kesildiği için vapurun biraz sonra akdedilmiş olan ticaret anlaşmasını tasdik geldi. celbetmiştir. i batmış olduğu tahmin edilmektedir. t etmiştir. Türk, bugüne kadar devletçe ve milletçe bütün tezahürlerile ispat et tiği gibi dünyanın züppe olmaktan en uzak kalmış memleketinin çocuğudur. Bu uzaklığı derbederliğe ve pasaklılığa kadar götürmesine kim razı? Hayır! Efendice giyinsin, fakat ayağında pabuc yokken gırtlağına on liralık boyunbağı, tepesine yirmi liralık şapka oturtmasın. Yoksa ona paAmerikan donanmasımn buc kadar boyunbağı ve şapka lâzım büyük manevraları olduğunu da biliriz. Davamız hakikî Vaşington 28 (a.a.) Kânunusani" ihtiyaca değil, gösterişe, cakaya ve den itibaren mühim deniz ve hava manev lükse karşıdır. ralarının yapılacağı Caraibes'e mütevec PEYAMt SAFA Uzun uzun anlahlan bu ikinci mersiye" cihen bugün Amerika filosuna mensub Okuyuculanmızdan A. E. imzasma yi ben birkaç kelime ile hulâsa ede}ritn: yirmi parçalık ilk harb gemisi kafilesi Hakkınız var: Mugalâta yapıyorlar. Biz Arkadaş değerli bir meslek ve fen adaSanpedrodan hareket etmiştir. Bu manev Konservatuann içinin ıslahmı istedik, mıydı. Bir lokma ekmek uğruna çoluk çoralar beş ay devam edecektir. 123 haıb onlar dışında ısrar ettiler. Mugalâta gemisinden mürekkeb diğer kısım ise 4 yapmak istemeseler anlarlardı ki biz kânunusanide Sanpedrodan ve Santiya " Konservatuara değil, binasına, üç defa daha tekrar edeylm: Binasma! Binagodan hareket eyliyecektir. Bir hafta son sma! Binasına! muhalifiz. P. S. Osmanlı Bankası müdürünü ra da 500 deniz tayyaresinden mürekkeb bulana 500 lira verilecek hava filosu da kendilerine tayin edilen Fransız sefiri Ankaradan mahallere gidecektir. Londra 28 (Hususî) Filistin hü ayrılıyor Son zamanlarda teskil olunan Atlan kumeti, Arab çeteleri tarafından dağa tik filosu da Pasifik filosunun bu büyük Ankara 28 (a.a.) Yarın Anka kaldırılan Osmanlı Bankası Kudüs şumanevralanna iştirak eyliyecektir. radan aynlması mukarrer olan Fransız besi müdürünü bulana 500 İngiliz lirası Dr. Şaht Stokholm'e gidiyor büyük elçisi Ponsot gripten rahatsızlığ: vadetmiştir. Müdürü bulmak için sarfeStokholm 27 (a.a.) Haber alındığı dolayısile hareketini birkaç gün tehir et dilen bütün gayretler henüz netice ver ^^^^^^^ memiştir. na göre, Alman bankası direktörü miştir^ Şiddetli müsademeler Schacht, Finlândiya hükumet merkezi Helsinski'den avdetinde kânunusaninin Kudüs 28 (a.a.) Arab çetecileri * MEKSİKO 28 Meb'usan meclisi yeikinci haftasına doğru Stokholm'e de ni bütceyi kabul etmiştir. Masraf fasiı 245 bir nakliye koluna refakat eden bir zırhlı gelecektir. milyon pezo olup bunun 93 milyonu ordu otomobile ateş açarak otomobilde buluAlman maliyecisi. Almanya ile Oslo içindir. * PARİS 28 Faaliyetleri millî müda nanların dördünü de yaralamışlardır. mukavelesini imza eden devletler ara cuğile gurbet illere düşmüştü. Kendinden çok değersiz kimseler etek dolusu para kazanır ve Avrupalarda yaşarken o burada güneş altında, toz toprak içinde yarı aç sürünüyordu. Yarı aç tabirini mubalâğa sanmayın.. Ağız tadile bir kıvırcık pirzolası, yahud taze barbunya yiyemiyen, Fransız Kordon ruju niyetine İnhi sar şarabı içen değerli bir mütehassısa yarı aç demek hata mıdır? Senelerce çalışıp çabalamaya mukabil çoluk çocuğunun başma ancak asfalt yol üzerinde üç beş odalı bir kübik kulübecik kurabilmişti. Evet kulübecik.. Çünkü ev diye İstan" bulda, Ankarada yaptınlan saraylara, apartımanlara denirdi. Eğlence cihetinden daha bedbahttı: Birkaç hemşeri aile arasında gece toplantılan.. Ucuz yemişlerle şarabdan yapılmış bol ve bopu yüz paradan poker.. Arasıra da memleketine dönen bir ecnebiden yedi sekiz yüz liraya alınmış pestenkerani bir eski makine ile çoluk çocuğunu biraz hava almağa götürmek... Hüzne hiç niyetli olmadığım bir ge" cemdi. Buna rağmen bu sefalet ve sosyal haksızlık hikâyesi beni de karartmıştı. Akifin öldüğü gün, her sınıfta, İstiklâl Gözlerimde bir yanma vardı. Bunun bir marşını, en güzel okuyanlara okuttum ve gece evvelki tren yorgunluğundan mı, aokuturum. Onlara İstiklâl marşının manarasıra hafif bir rüzgânn savurduğu tozsını anlatırım, ne zaman yazıldığını izah lardan mı, yoksa bu hikâyedeki faciadan ederim. Onlara Mehmed Akifi, tanıtı mı ileri geldiğini farkedemiyordum. rım. İçlerinde İstiklâl marşının bazı kıt'a*** Terasımızın altındaki bataklıkta bir ları karşısında «ah, ne güzel!» diye hayret ve takdirlerini ifade edenler çoktur. zamandanberi bazı hafif gürültüler, so Geçen sene bu marşı, yalnız 8 inci ve kakta süprüntü tenekelerini devirip eşeli" 9 uncu smıflara öğretmiştim. 7 nci sınıf yen köpeklerin tıkırtılarına benzer sesler için güç geleceğini düşünerek o sınıfa da işitiyordum. Bir ara kulağıma «amca, amca» diye 8 inciye geçtikleri zaman öğretmeği dübir ses geldi. Yanımdaki parmaklıklan şünüyordum. 7 nci smıf, rica ve ısrarla istiklâl marşını öğrenmek isteyince, yaşaşağı bakınca sazlar ve kurumuş çamurlannın küçüklüğüne rağmen onlara da lar arasında yan çıplak bir kız çocuğu ezberlettim. İşte Beyoğlu Akşam Kız gördüm. Lüksün kuvvetli ışığı altında San'at oıektebinde okuyan bunlardan biri saçları ve yüzü bembeyaz, gözleri kamaşidi. Bu sene de 7 nci sınıfm küçük kızlan, mış, bana elini uzatıyor: İstiklâl marşını öğrenmekle meşguldür Amca bana ekmek atıver.. ler. Dikkat edince daha ötelerde, ilerlerde Mekteblerimizde, İstiklâl marşını büayni kıyafette daha başka çocuklar, hattün talebeye ezberletiyorlar mı, bilmeın? ta büyükler görüyorum. , (, Elbette marşın güftesini tamam olarak Soframızın bir eksiği olmaması için çocuklara öğreten arkadaşlar vardır. Şagözünü üstümüzden ayırmıyan kazino yed, bunu yapmıyan öğretmenler varsa, sahibi koşuyor, tavuk sürüsü üstüne çul" onlardan rica ederim, İstiklâl marşını bülanmağa hazırlanan bir çaylak gibi partün talebelerine ezberîetsinler. maklıktan sarkarak bağırıyor: Türkün İstiklâl Harbi bir harikadır; Şimdi geliyorum veledler... istiklâl marşı da, o harikanın harikalı şiiri Sonra bize dönerek mazeret beyan edi ve 10 kıt'a içine sığdınlmış tarihidir. yor: *Bastığın yerleri «toprak!* diyerek geçme, tam: Müşteriler öteberi atarlar da yeriz Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı. diye tanrının gecesi toplaşırlar... Poüse Sen şehid oğlusun; incitme. yaziktır, atanı: de söyledik olmadı. Verme, dünyalan alsan da. bu cennet vatanı» Arkadaşım bu fasıladan sonra gözlerin" de ayni yaşlarla sefaletinin hikâyesine devam etmek istiyor... Fakat geçmiş ola... Büyü artık bozulmuştur... Ben artık onu dinlemLyorum, bu batak üzerine birkaç direkle kurulmuş salıntılı salaş terasın üstündeki rahat köşemizde, irili ufaklı tabaklarla dolu masamız önünde büsbütün başka şeyler düşünüyorum. Karşımdakinin matemi, yalnız yukar.ya bakmasını bilen bu gözlerdeki hırs ve kıskanclık yaşları bana lugatlerdeki Şenaat kelimesinin ta kendisi gibi görünüyor. O arkadaşın şayed bir yerde bu yazılara gözü ilişirse bana darılmasm... SöBerlin 28 (a.a.) Havas ajansı züm yalnız onun için değil, içinde kendim muhabirinden: 20,000 nüfuslu bir Sü de dahil olduğum çok geniş bir münevdet şehri olan Jagernsdo'daki sinagog, verler kafilesi içindir. Resad Nuri GÜNTEKtN umumî bir pazar haline ifrağ edilerck küşad resmi yapılmıştır. ün, münevver ,ve kadirşinas Türk gencliği, «İstiklâl marşı» şairi Mehmed Akifin mezarını ziyaret etti ve ona yaptırdığı lâhdin te melini attı. Sonra, Üniversite konferans salonunda büyük şair için bir ihtifal yapıldı. Mehmed Akif, ölümünden biraz evvel, İstiklâl marşı için «O, şiir artık benim değildir. O, milletin malıdır. Benim milletime karşı en kıymetli hediyem budur.» demişti. Ben, onun şiirleri arasında, en çok İstiklâl marşını severim ve bu sevgimi de, herkese, bilhassa bütün talebeme aşılamağa çalışmm. Senelerdenberi, Musevî lisesinde, kız ve erkek bütün talebeme İstiklâl marşımn bütün giiftesini ezberlettim. Gene senelerdenberi, Beyoğlu Rum kız ortamektebinde, talebem arasında İstiklâl marşını baştan aşağı tamamile ezber bilmiyen tek kız yoktur. Bunlar arasında güzel marşımızı, tertemiz, bir Türk kızı şivesile okuyanlar çoktur. Bu sene Cumhuriyet bayrammdan evvel Beyoğlu Akşam Kız San'at mekfebinde, Cumhuriyetin 15 yıl içinde yaptıklarını anlatan bir konferans vermiştım. Konferanstan sonra, talebem olan Rum kızlarından biri İstiklâl marşını okudu; teessür ve heyecandan gözleri yaşaranlar az değildi. Bir Südet şehri sinagogu hâl oldu Leh Yahudilerinin muhacereti hakkmda bir proıe Filistinde vaziyet Ispanyada taarruz Frankistler, dün de mühim muvaffakiyetler elde ettiler Londra 28 (Hususî) İspanyada şiddetli muharebeler devam etmektedir. Frankistler, taamızlarına bugün devam ederek bilhassa cenubda mühim mu vaffakiyetler elde etmişlerdir. Leh Yahudilerinin muhacereti Varşova 28 (a.a.) Yahudi mül tecilerine muavenet komitesine gelen malumata göre Dantzig hükumet makamiarı tarafından tasdik edilmiş olan Dantzig Yahudilerinin tahliyesine dair projede Yahudilerin mallarının yarısını beraberlerinde götürebilecekleri tasrih edilmek tedir. Bu malların mütebaki kısmı muhtac Yahudilere tahsis edilecektir. Söy lendiğine göre yakında bu plânın tatbikine geçilecektir. İlk Yahudi muhacir grupu bizzat Yahudiler tarafından kiralanacak olan bir vapurla Dantzig'den hareket edecek ve grup Filistinde veya denizaşırı diğer bir memlekette yerleşmeğe çalrça caktır. Frankistlerin muvaffakiyetleri Salamanka 28 (a.a.) Milliyetper ver umumî karargâhmdan verilen tebliğ. dün akşam nasyonalist kuvvetlerin 26 kânunuevvelde o tarihli tebliğde zi'kredilmiyen bazı köyleri ve bu arada Masana, Asp ve Cape de la Sierra köylerini işgal ederek ayrıca 1093 esir al dıklarmı bildirmekte idi. Nasyonalist kıtaat dün de Santa Maria de Meya ile Alos de Balaguer ve Soleras'ı işgal etmişler ve yüzlerce düşman cesedi gömmüşlerdir. Nasyonalistler bin kadar esir almışlar ve mühim miktarda harb malzemesi ele geçirmişlerdir. C KISA HABERLER Papaya karşı hücumlar Berlin 28 (a.a.) Angriff gazetesi Papalığa karşı neşrettiği şiddetli bir makalede Papa'nm totaliter devletler aleyhindeki vaziyetini ehemmiyetle kayde derek Papalığın şimdi hemen hecnen münhasıran Yahudi meselesile meşgul ve halbuki İngilizlerin Filistinde Arabla*a yaptıklarını sükutla geçirmekte olduğunu tebarüz ettiriyor. Siyonistlerin içtimaı Barselona 28 (a.a.) Bugün öğleden Stokholm 28 (a.a.) Danimarka, sonra beş Franko deniz tayyaresi liman üzerine bombalar atmışlardır. Birkaç Norveç ve îsveç siyonist cemiyetleri bukişi yaralanmıştır. rada bir konferans akdetmişlerdir. Barselon tekrar bombardtman edildi

Bu sayıdan diğer sayfalar: