27 Ocak 1939 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5

27 Ocak 1939 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

27 İkincikânun 1939 CUMHURİYET Tarihten Esnaf cemiyetleri yapraklar yardım teşkilâtı Heyeti umumiye içtimaı, bugün vapılıyor Büyük davalar Güzel Kraliçe Marie Stuart'm ölümü Cellâd düşen başı saçlarından yakaladı ve halka doğru uzattı. Bu harikulâde güzel baştan akan kanlar henüz dinmemişti 1587 senesi şubatınm yedinci günü öğleden scmra büyük rütbeli iki adam eski bir şatonun kapısım çaldılar. Onları yerlere kadar iğilerek selâmhyan kapicı hemen içeriye haber verdi. Bir adam koşarak kapıya geldi: Dantel yakalı dar bir ceket, çok kısa fakat bol bir şalvar, kalçalara kadar yükselen çizgili çorablar, uclan sivri pabuclar giymişti; çenesindc küçük bir sakal vardı. ne koyarak, kirpiklerini indirmiş olduğu halde, put gibi durdu; dua etti. O şimdiden, birçok maceralar ve fırtınalarla dolu olan kırk beş yıllık hayatmı gömmüş; o hayatı inkâr için mezara dikilen bir masumiyet heykelini andırıyordu. Daha sonra, sabaha kadar, hizmetkârlarile karşı karşıya ve yatağının başucundaki geniş yastıklara dayanarak uyanık durdu. Katalonya Yazan: LUCIEN ROMIER J DUYDUNUZMU Mecburî nikâh Amerikanın garib garib âdetleri arasm da, muhtelif hükumetleriıı kanunlarındaki hükümlerin ba^ ka başka oluşu da aynca bir garibe teşkil eder. Hele evlenme, boşanma bahsinde bu iş kendini büsbütün gösterir. Meselâ Luizyana da, bir genc kıza, haddiniz varsa «gelin esvabı size kimbilir ne kadar yakışacak!» diyiniz. Bunu mutlaıka ispat etmek mec| buriıyeti vardır. Bir başka ıhükumetin kanunu, meselâ gazetede çıkmış bir şiiri kesip gönderdiğiniz bir genc kızı nikâhla almağa sizi icbar eder. Aksi takdirde, 4000 dolar para cezasına mahkumiyet muhakkaktır. Bir genc kıza uzaktan, bir evi göstere mezsiniz. Çünkü bu hareket: «müstakbe yuva böyle olacakttr!» demekmiş. îşte böyle, Amerikalı erkekler, sağa baktm «vadi izdivac!» sola baktm «vadi izıdivac!» korlcusu içinde yaşayip duruyorlar. Ziyaretçilerin birisi Kent Kontu ve diGecenin derin ve korkunc sessizliği ğeri de îngiltere Mareşah Shresbury içinde süvari askerlerin nal sesleri, idam Kontu idi. Ne istedikleri sorulunca Marie yerini yapanların çekiç ve keser gürültüStuart tarafından lutfen kabul edilmeleri leri duyuluyordu. ni rica ettiler. Sabahın ilk ve solgun ışıklan penceFransa Kraliçesi iken genc yaşında reden son nefes halindeki odaya giriyordul kalan, daha sonra îskoçya Kraliçesi du. Marie gözlerini açtı; derin derin içini olan Marie, on dokuz senedcnberi mah çekti ve etrafındakilerin ancak işitebilepus bulunuyordu. Birçok şatolarda bu cekleri ölgün bir sesle mırıldandı: lunduktan sonra buraya getirilmişti. în Yaşamak için ancak iki saatim kalgiltere Kraliçesi ve yeğeni olan Elisabeth dı. onu kıskanmı;, hem güzelliğini çekeme Vasryetnamesini okuttu. Sonra dua etmiş, hem de kendisi gibi kısır olmayışını mesine mahsus olan yere diz çöktü» dubir türlü affedememişti. Son defa kendi daklan hafif hafif kımıldamağa başladı. sini öldürmek üzere kurulan bir komployu Birdenbire kapı hızla vuruldu. îdam meydana çıkarmış, bunlann arasında işini idareye memur edilen ve «Sherif» Marie'nin bulunduğu ileri sürülerek idadenilen zabit ölüm saatinin geldiğini hamına büküm verdirmişti. Fakat bu. idam ber veriyordu. Kraliçe Marie: rrükmii üç aydanberi bir türlü tatfoik edi Haydi!.. lemiyordu. Çünkü halktan ve bir kısnn Diyerek doğruldu. Zabite, yürümesi devlet adamlarından çekiniyordu. için yardım ehnesini rica ederek ilerledi. Marie o srrada ıstırab çekiyordu ve Hizmetçi ve kâtıblerin idam yerine kabunun için yatağma uzanmıştu Ziyaret dar beraber gelmelerine müsaade olunçileri öğrenince onlan kabul etmek üzere masmı istedi. Ölüme bile, bütün hayatıngiyindi. Îngiltere Mareşah mahpus Kra da olduğu gibi, bir maiyetile gitmekten liçeye doğru, başı açık olduğu halde iler kendini alamıyordu. ledi. Okunacak olan kararnamcnin dikSağh sollu şövalye heykellerile, bir katle dinlenmesini rica etti. çok portrelerle süslü olan büyük salondan Okunma bittiği zaman Marie Stuart'm geçti. Onlann hepsi de tarih olmuş kimseyüzünde feci bir kurtuluş ümidi parladı: Ierdi ve tarihe karışmak üzere bulunan Bütün hayatımda bedbahtlığm so tskoçya Kraliçesini adeta dostça karşılınunu görememiştim. Ne mutlu! Şimdi y o r l a r d ı . . , ^ W D . ü < . . u t < ^>,<u Allah beni fenaların aralanndan düjDaha çabut yurüyebilmesi îçîn yaîdım manlarımm ellerile kurtanyor. tekjif eden Sir Amyas'a teşekkürü bile uSonra kendisinin suçlu olmadığım, y& nutmadı: ğeni Elisabeth'i hiçbir zaman öldürmek Bu benim sîzden istiyeceğim son istemediğini yeminlerle tekrar etti. Halzahmet, sizin de bana yaptığınız en hoş buki ondan hiç olmazsa şimdi itiraf bekhizmet olacaktır. leniyordu. Hiç olmazsa şimdi boyun eğeYerden üç dört kanş yüksek yapılan rek af dilemesi ümid ediliyordu. idam yerine çıktı, alçak bir iskemleye oMareşalla arkadaşı ona bir papa/ turdu. Yere büyük ve siyah bir örtü serilgöndermek istediler. Kırk beş yaşında olmişti. Yanıbaşında iki kont ve önünde iki masına rağmen hâlâ o harikulâde güzellicellâd vardı. Kendisine yaklaşan başpa ğini muhafaza eden eski Kraliçe bunu paza dedi ki: kabul etmedi. Idamın ne zarnan yapılaca Sizinle yapılacak işim yoktur. Suğını sordu. sar ve buradan çejcilebilirsiniz! Ingiltere Mareşah cevab verdi: Papaz çekilmiyor ve sözlerine devam Yarın sabah saat sekizde... ediyordu. Kraliçe ona iki defa daha, çeMarie bir seyahate hazırlamr gibi sakilmesini ihtaTa mecbur oldu. Sonra yükkindi. Vasiyetnamesini yazmak üzere kâsek sesle duaya başladı. Sessizce dinliğıd istedi. Sonra ölüsünün Fransa topra yen halk heyecana geldi. ğına Saint Denis'de kocası Ikinci FranCellâd ona yaklaştı, baş ve boymındaçois'nın, yahud Reims'te annesinin yanına ki bazı şeyleri almak istedi. Marie gügömülmesi için izin istedi. Marie ondan sonra en bahtsız ve uzun lümsiyerek reddetti: Bu işi kendim yaparun. Hayatımgünlerinde kendisine karşı sarsılmaz bir da sizin gibi oda hizmetçim hiç olmadı. vefakârhk gösteren uşak ve kâtiblerile Hıçkıra hıçkıra ağlıyan Jeanne Kenbaşbaşa kaldı. Bazı işler hakkmda konuşnedy'nin yardımile tülünü, şapkasmı ve ru; onlara hatıra olarak bazı şeyler verdi. Her zamanki gibi sofraya oturdu; bi boyun atkısını çıkardı. tki cellâd, tngiliz âdetine göre, diz raz yedi. » Kent Kontunun kendisine göndermek çöktüler ve onu öldürdüklerinden dolayı yalvardılar. istediği papazı kabul etmeğe ve o zama kendilerinin affedilmelerini Kraliçe vakarla cevab verdi: na kadar ısrarla muhafaza ettiği katolikliği bırakarak protestan olmağa karar verdi. Papazın önünde diz çöktü, söylenen sözleri derin bir sükunet ve uysallıkla tekrarladı. Papaz işini bitirip giderken ona şöyle dedi: Sizin yaşamanız bizim mezhebimiz için ölüm olacaktı. Fakat ölümünüz ona hayat verecektir. Bu sözlerden o kadar haz duyuyorum ki... Işte hakikat! Parlak bir surette var oldu. Uzun bir vasiyetname, Fransa Kralı ve kayını Üçüncü Henri'ye bir mektub yazdı: Oğlunu ve hizmetkârlarını ona emanet ediyordu. Sizi bütün kalbimle affedîyo rum. Zira ümid ederim ki ıstırablanmı sona erdireceksiniz! Başmı dimdik tutuyordu. Bütün asilzadeler gibi kendisinin de kılıcla ve enseden bir vuruşta öldürüleceğini sanıyordu. Fakat diz çöktürdüler, başını kütüğe yatırdılar. O anda cellâdın baltası havaya kalktı. Marie hiç durmadan dua ediyordu. Kalabalık meydanm derin sessizliğinde sonjözleri duyuldu: Gündüzleri, hazinei evrakta, yahud Esnaf Cemiyetleri Müşterek Yardım Katalonya tetebbüat enstitüsünün kü Teşkilâtı heyeti umumiyesi bugün saat tübh/ınesinde çalışıyordum. Akşamlan, 14 te Eminönü Halkevinde yapılacakbir aile pansiyonunda, Ferrer'in idamm tır. Esnaf Cemiyetlerinin idare heyetledan bir gece evvel onu beklemiş olan bir rimden mürekkeb olan bu heyeti umıımitopçu zabitile yanyana yemek yiyordum. yenin 250 kişi olacağı anlaşılmaktaGeceleri, cılız bir mum ışığında, Don Kidır. Fakat bu toplantınm henüz Esnaf Ceşot'u tercüme ediyor, kânunusani rüzgâmiyetlerinin ayrı ayrı heyeti umumiyelerının kamçıladığı bir evin ta tepesinde, ri yapılmadığı için son günlerinde bulukendi kendime gölüyordum. nan idare heyeti azalarından tereküb etBarselonaya ve Katalonyaya karşı, bu mesi esnaf arasında kılü kali mucib olgenclik çağımdan, bende bir bağlılık maktadır. Bir kısım Cemiyet idare heyekaldı. ti azaları da yardım teşkilâtınm gele* * * cek seneki faaliyeti üzerinden mütalea Barselona, Akdenizdeki lberya istilâyürütmeğe ve bir prograTn ve bütçe kasınm, Atlantik maceralarına ve Ispanya bulüne kendilerini mezun görmemektenın, emellerini yeni âlemlere tevcih ettiği dirler. Teamüllere göre bu işin yeni idadevirlere takaddüm eden o ortaçağ istilâre heyetleri seçildikten sonra yeni azasınm bu eski cephesi! lar tarafından yapılması icab ederken buKral Jayme zamanmda, Aragon'la, nun aksinin yapılması ve bu müskülü de Ticaret Odasmın tasvib etmesj hayretle Valansiya ile, Balear ile birleşen Kata karşılanmaktadır. Bugünkü toplantıda lonya, garbî Akdenizde büyük bir kuvSağbk kurulu Teisi bir nutuk söyliyecek vetti. Katalonya haritacılan deniz yollatir. Müşterek yardım teskilâtının 938 he nnı gösterdiler. Barselona örfleri, Barsesablanna ve 939 yılı bütçesine daİT ve lona hukuk kavaidi, ilk deniz ticaret karilecek izahat dmlenecekj Danışma bü nununu teşkil etti. Peşine, çetin Aragonrosunun çalısmalarma dair izahat alma lulan takan Katalonya kaptanlan, Cenocak, müteakıben Esnaf Cemiyetleri has va ile mücadele ettiler, Sardenyada, Natanesi bashekiminm raporu dkunarak tek polide, Sicilyada, Berberî sahillerinde, şarkta, Bizans imparatorluğunda yerleşlifler tetkik olunacaktır. tiler. Şarlken'in Cezayir önündeki mağ lubiyeti, Katalonyalılann ve Aragon'larm, Akdenizde ve şarkta yayjma istidadlanna nihayet verdi. • ** Dahilî harbden evvel, Barselonada bir milyondan fazla nüfus vardı. Civannda teessüs eden mensucat fabrikalannda iki yüz bin işçi çalışıyordu. Vadilerde iplikBir kenan delik altın bir paranın haneler, deniz kenarında dokuma fabriStokholm müzeshvden çahnması, Isveç kalan işliyordu. Büyük şehrin varoşlarınte heyecan uyandırmıştır. Bu para, 5 in da Sabadell'e kadar, yün işleniyor; ci, 6 ncı asra aid tahmin olunmaktadır. Reus'e ve Taragonaya kadar sun'î ipek Ve yeryüzünde ilk olarak mevcud ol ^ işleniyor; şark sahilinde tuhafiye eşyası duğu bilinen tek paradır. Haddi zatında yapılıyordu. Eski sistem fabrikalar, ta maddî kıymeti cüz'î olmakla beraber, bakhaneler, kâğıdcılar, kitabcılar, gıda manevî cihetten paha biçilemiyeoek de maddeleri amilleri, büyük demir sanayii fabrikalannın, recede kıymetlidir. 1774 senesinde Va fabrikalannın, çimento kimya sanayiinin yanıbaşında yaşıyordu. dstena şehri yakınmda bulunrmıştur. Maddî kıymeti az, manevî kıymeti Mahrukat pahalılığmın önüne geçmek üçok olan bu para, üç santimetreden da zere, muazzam tesisat yapılarak Pirene ha büyük değildir. înce bir telle çevrili dağlajnndan îdro elektrik enerji getiril tarzda kenarhdır. Bir yüzünde dört a mişti. Garibdir ki, bu hamlelere rağmen, yaklı bir hayvan üzerinde bir insan ka Katalonyalı, hususî teşebbüslerinde fer Isveçte heyecan Stokholm müzesinden 5 înci asra aid bir altın para kayboldu diyetçi seciyeyi bırakmıyor, iktısadî te merküz metodlarına alışmıyordu. Modern organizasyon fikri yalnız ecnebi. sanayicilerin tesirile memlekete giriyordu. Bunlar da Almanlar, İngilizler, Kanadalılar, Fransızlar ve İsvıçrelilerdi. Köylü olsun, şehirli olsun, her Katalonyalı ferdiyetçi idi. Kimyevî gübrenin nasıl kullanılacağını, yahud ziraat usullerini te nevvü ettirmesini bilir; fakat ne evini, ne de ambarına başkasmı ortak etmezdi. Katalonyalı, lberya birliğinin lüzu munu idrak etmekle beraber, gururu, serveti, seciyesmdeki ve an'anelerindeki istikiâl meyli, Kastilya idaresine tahammül edememişti. Bu da, Kasrılyanın, Ispan yollan, şerefli ve kârlı maceralara sürüklemeğe nihayet verdiği tarihte balşamıştır. Ispanya ittıhadının şeraiti hakkmda, Onaltmcı asırda, François Guihardi, şu şayanı dıkkat fıkrayı nakleder: Bir gün, Kral Ferdinand'a şöyle bir sual sormuştu: «Nasıl oluyor da, Ispanyollar gibi dövüşçü bir millet, daima, Golua'lar, Romalılar, Kartacalılar, Vandallar ve Mağribiler tarafından mağlub edilmiştir?» Kral, şu cevabı vermiş: «Millet, silâh kullanmağa alışıktır, fakat intizamdan mahrumdur. Öyle ki, onunla büyük işler yapmağa ancak, ispanyoj milletini müt tehid ve intizam altında tutmasmı bilen kimse muvaffak olur.» Makyavel, ayni asırda, Ferdinand'm, tebaası olan IspanyoUarı sıkı bir ittihada sevketmeğe muvaffak olduğunu söyler ve bunu «taşkın fikirli insanları, daima yeni yeni teşebbasler ve kararlarla elde tut mak» sayesinde temin ettigini ilâve eyler. Franko'nun emeli de bu değil mi? * * * Katalonya, gerek mizac gerek menfaat bakımından, Italyanm Ispanya üzerinde devamlı bir nüfuz icra etmesine engel olmaktadır. Katalonyanm bütün an'aneleri, îtalyan tahakkümüne mânidir ve îtalyan ticareti, Ispanyol Amerikasında olduğu gibi bizzat îspanyada da, ancak Barselona sanayii aleyhine olarak mkişaf edebilir. Italyanlar ve Barselonalılar, biri birlerinin doğrudan doğruya rakibidir. Alman piyasasmda dalıi bu rekabet öievcuddu. Kedi lokantası Şagnihayda, bir köy lokantası var. Kedi sahibleri, kedilerinin sabah, öğle ve akşam yemeklerini, abone suretile buradan tedarik ediyorlar. Daha doğrusu, kediler burayı bellemi?ler, yemek zamanı gelince bpış tıpış gidiyorlar, kendileri jçin sureti mahsusada pişen nefis yemeklerle karmlannı doyuruyorlar. Dahası var. Lokanta saM)i o kadar işini biJk bir adam ki, yalnız başma SOj kağa bırakılmasından korkulan pek metli ikedilerin yemeğini ayaklarına g deriyor. Bizim ldkantalardaki tepsi usulü gibi, yakud aile nıutfaklan sisteminde bir sey. Açıkgöz lokantacmm kaç abonesi bulunduğunu söylersem şaşacaksınız: T a m altı bin. Müşterisi kedi amma, bu lokantacının, kediye yüflclenemiyecdk kadar azametli bir sermaye edmdiğine şüplıe yoL Kılıf «Hırsrza kilid olmaz» derler, doğrudur. Eğer yalan değilse, Treviso'da, bir gece vakti, birtakrm meçjhuıl şahrelar, 25 metre boyunda koskoca bir köprüyü yerinden söküp götürmüşler. Nere ye> Belli değil. Budapeştede, gece mi, gündüz mü bilmiyorum, koskoca bir evi, olduğu gibi aşırmışlar. Seyahatte bulunan sahibi, avdet ettiği vakit, evinin yerinde» tam mânasîle yeller estiğini görmiiş. Lehisitandaki vak'a da hayli d.üşündürücü şey. Bir saat zarfmda, upuzun bir draniryolunu sciküp yoketmlşler. MmaTeyi çalan kılıfını haziTİar diye bir laf vardır. Haydi minare ince uzun» dur; biçimi, kılıf a girmeğe müsaiddir. diyelim. Ya şu Tcöprüye nasıl kılıf uydurmuşlar «caba? LUCIEN ROMIER fası vardır; bunun önünde de bİT kuş resmi çizilidir. Yukan kenarındaki deliğe bir zincir geçirilerek, muska gibi takıldığı ve bu itibarla bazı «sr^rengiz tesirler izafe olunduğu, tahminler cümlesindendir. Adeta yaprak gibi incedir. Resimli kısım, düz olan arka kısmı içerisine girgin bir tarzda mütebarizdir. Kenar tezyinatı da mevcud olan bu altın para, ınuhtelif tarihlerde meskukât âlimlerinin tetkikjerine mevzu olarak, bu hususta broşürler çrkarılmıştır. Stokholm müzesindeki kadife mahfazasmda, camekân içerisinde uzun za mandanberi gözleri üzerinde durduran bu eşsiz tarihî paranın, herhangi bir kimse tarafından başka bir memleket müze sine, ya da antikacılara satılmak üzere aşırıldığı sarnlıyor. Bu takdirde, hele müzelere satılması güçleşmiştir; çünkü, yapılan hırsızlık her tarafa bildirilmiştir. Öte yandan, bir ihtimale göre de, bu gibi antika eserler merakhsı olan biri, kendi evinde saklamak üzere aknıştır. Hulâsa, Brakteyt denilen bu paranın Stokholm müzesindeki yerinde yeller esmesi, senelerce evvel Luvr müzesinden Cokond tablosunun kayıblara karışması gibi bir hâdise sayılmaktadır. Sigorta prodüktörlerinin dünkü senelik içtimaları Ecnebi prodüktörlerin himaye gördükleri yolundaki takririn müzakeresi, çok hararetli oldu, işin tetkiki için bir heyet seçildi GÜMRÜKLERDE Anlaşılan hakikat Cenub hududundan gelip îstanbulda satışa çıkanlan ve evvelâ 1600 lira kıymet bulmuş iken ihalesi fesholunarak sonradan yapılan müzayedelerde 700 liradan fazla kıvmet bulmıyan ipekli partisinden bahsetmiş ve bu partinin ilk ihalesi yapılmadan müzayededen kaldırıldığını Gümrük Bgşmüdürü Medhiden aldığımız malumata istinaden yazmıştık. Bu yazımız üzerine tüccardan Hayri Ekmekçi bize bir mektub göndererek ihalenin yapılmamış değil, bizzat ken disine yapılmış olduğunu iddia etmişti. Dün, bu hususta kendisinden tekrar izahat istediğimiz Gümrük Başmüdürü Medhi demiştir ki: < Filhakika bu kumaşlann ihalesanin yapılıp bilâhare feshedildiğini öğrendim » Sigorta prodüktörlerinin dünkü içtimaından bir görünüş ifşa olunuyor ve bu noktanm Iktısad Vekâletince bilinmesi lüzumundan bahsedilerek nazan diklatin celbi isteniyordu. Allahrm, bütün ümidim sendedir! Kont Shenvsbury bastonunu kaldırarak lâzım gelen işareti verdi; yüzünde büyük bir dehşetle ve gözlerini elile örteGiyinmiş olduğu halde yatağma uzandı. Jeanne Kennedy'ye, «Azizlerin Ha rek ötetarafa döndü. Balta, boşlukta korkunc bir parılh sayatı» isimli kitabdan, önceleri pek günahkâr olanlardan birini okuttu. Başı ke çarak o harikulâde güzel kadınm güzel sileceği sırada gözlerini bağlamak için bir ve beyaz boynuna indi. Fakat eellâd o mendil lâzım olacağını düşündü: En gü kadar heyecana kapılmıştı ki büsbütün zel ve altınla işlenmiş olan bir tanesini kesemedi; baş ancak üçüncü vuruştan sonra düştü. ayırdı. Cellâd düşen başı saçlarmdan yakalaGüzel yüzü, büyük bir ustalıkla işlenmiş olan harikulâde bir mermer gibi do dı, halka doğru dönerek yukarı kaldırdı, ruk beyazdı. Diz çöktü ve ellerini göğsü herkese gösterdî. Kanlan henüz dinme Türkiye Sigorta Prodüktörleri Birliği mişti. heyeti umumiyesi, dün Eminönü HalkeCellâd âdet olduğu üzere haykırdı: vi salonumda toplanmıştır. Bu içtima çok Allah Kraliçe Elisabeth'i korusun! hararetli olmuş ve birçok hatibler söz alVe başpapaz mırıldandı: dığmdan uzun sürmüştür. Toplantıyı ida Artık hiç düşmanı kalmadı. re heyeti reisi Rıfkı DanksİT açmış ve * * * ev\relâ Atatürkün hâtırasma hürmeten 3 Dokuzuncu Şarl onun içm şöyle de dakika sükut edilmiştir. Bundan sonra mi^ti: kongre riyasetine Edib Seydi seçilerek iç«O, dünyada yaşamış olan prensesle trmaa başlanmıştır. Okunan idare heyenn en güzeliydi.» ti raporuiKİa, Birliğin bir senelik faaliOnun fransızca muallimliğini yapan ve yeti hakında izahat veriliyor, bilhassa veOnaltmcı asnn büyük Fransız şairi olan fat eden bir azanm adı hürmetle anılaRonsard'ın şiirleri arasında, Marie için rak merhumun ailesine yardım etrafmda teklifte bulunuluyordu. Bu arada idayazılan şu satırlar da okunur,: «Tabiat ana, onun kadar güezl bir re heyeti bundan sonra da ayni şekilde yardımlar yapjlabilmesi için bir sandık mahluku aslu yaratmadı.» Gene Ronsard'a göre onun sesi «kaya kuTulmasmı veya müşterek Kayat sigortaları ve odunları yumuşatırdı.» Gözleri sı yapılmasını teklif ediyordu. tdare heyeti rapoTunun tasvibinden sonra Sermed koyu gri renkte ve aydınlıktı. Tezcan tarafmdan verilen bir takrir oOn yedi yaşında Fransa Kraliçesi olmuş, on sekiz yalşarında dul kalmıştı. kundu. Şayanı dikat hususlara temas eÇok ıstırab çekti. Aldandı ve aldatıldı. den bu takrirde Lozan ahidnamesinin Westminister'de düşmanı ve yeğeni Türkiyede Türk vatandaşlanna temin ettiği tıaklar ve bütün kanunî manilere TağElisabeth'le yanyana gömülüdür. Ölüm, müthiş bir silindir halinde bir men elyeimı birçok ecnebinin Türk vadefa daha msanlarm kavgaları üzerinden tandaşlarmdan daha müsaid şartlar içingeçmiş; kendi üstünlüklerinî iddia eden de sigorta prodöktörlüğü yaptıklan ve bir kıstm şîricetlerin bunlan himaye ettîkleri leri müsavi yapmıştı.. Umumi heyecan Bu takrir salonda umumî bir heyecan havası uyanchrmış, fakat reis, bu husustaki müzakerenin sona bırakılmasını rica etmiştir. Bundan sonra idare heyeti seçimine geçilmiş,, riyasete Rıfkı Danksir, idare heyetine de îleridis, Kemal Başaran, Sermed Tezcan, UvropoJos, îsak Varan ve Edib Seydi seçilmiş, haysiyet divanı aynen ipka edilmiştir. Intihab bitince takririn müzakeresine dönülmüş, ilk söz alan Vedad Uraz sigorta simsarlarmda bazı vasıflar aranması zarurî olduğunu söyledikten sonra demiştir ki: « Kendilerine iş temin ettiğimiz şirketler, bİT müddettenberi bizim aleyhimize cephe almış bulunuyorlar. Bu güçlükleri gören arkadaşlar çdktuT. Kendi ek meğimizi feda edecek kadar vaziyette ka lamayız. Hastalığın içîmizde olduğunu unutmıyalım.» Azadan Naşi<J de şunlan sö>lemiştir: « Yann karşımızda cephe alacaklarm bu^ün bizim topraklanmızda elimizden ekmeğimizi alarak bize refakat etmelerine ne kanunlarrmız müsamaha Gümrük muhafaza teşkilâtı Başmüdürü Hasan Koper mmtaka dahilinde bir tetkik seyahatine çıkmıştır. Hasan Koper, evvelâ Çanakkaleye gitmiştir. Uzunçarşıda oturan seyyar satıcılardan Yusufla Ali oğlu Mevlud kavga ya tutuşmuşlar, Mevlud, Yusufu sol kolundan bıçakla yaralamıştır. kârdır, ne de biz! Yabancı unsurlar, maalesef şirketlerin himayesinde bize karşı cephe alrnıştiT.» Daba bazı ihatîbler söz aldıktan sonra bu mesele ile bir heyetin meşgııl olması tasvib olunarak beş kişilik bir heyet seçildi ve toplarrtrya nihayet verildi. Muhafaza teşkilât müdürü teftişe çıktı Yaralama

Bu sayıdan diğer sayfalar: