27 Ocak 1939 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 6

27 Ocak 1939 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURÎYET 27 İkincikânun 1939 Kıskançlık yüzünden Izmirde ihtiyar balıkçı bir genci öldürdü îrmir (Hususî) Karşıyakada Bostanlı mevkımdekı kahvehanede kıs 'îanclık yüzünden feci bir cinayet ol ^ıuştur. Vak'anm kahramanı 72 yaşın•a balıkçı Yanyalı Ali namında bir ihti^ ardır Maktul de, Bastanlıda oturan, ne > yaptığı, ne ile geçindiği bilinmiyen C ılevman namında biridir. Hâdıse şu suretle geçmiştir: İhtiyar balıkçı, dün balıktan döndükten sonra, komşulanndan bazılan kendısine, karıa 40 yaşında Naciye hakkında bazı şeyler söylemişler, Naciyenin uzun zamandanberi Süleymanla münasebet halinde bulunduğu, hatta Süley manı eve bıle aldığı haberini vermiş lerdır. Bundan asabıleşen ihtiyar zevc, eve girip büyuk bir kama almış ve Süleymanm sık sık oturduğu kahvehaneye gitmiştır. Suleymanı, orada tavla oy narken görmüş, arkasmdan yaklaşarak seri bir haraketle kamasını çekmiş ve rakibımn sırtma, sapma kadar sapla mıstır. Bunu müteakib kamayı sapladığı yerden çıkarmış, Süleyman yere düşerken o da fırar yolunu tutmuştur. Fakat kahvehane halkınm feryadları üzerine ilerideki nokta memuru tarafından yakalanmıştır. Süleyman, düştüğü yerde dlmüştür. ADLİYEDE VE MAHKEMELERDE ((Ben deli değilim» Bir sahtekârlık G. SarayFener karşılaşıyor Fotoğrafla Atatürk «Cumhuriyet tabı müesseselerinde haftalarca uğraşılarak itina ile hazırlanan büyük tarihî albüm emsalsiz bir rağbete mazhar oldu. Aklî vaziyetinden şüphe Tevkifhanede sakal bıra İki takım Kadıköy staedilen adam, muhakeme kan suçlu, dünkii duruş dında maç yapacak de bu iddiada bulundu mada hep sükut etti Beden Terbiyesi İstanbul bölgesi futAhaliyi devletin emniyetirn ihlâle teşvik ettiği iddıasile Agırcezada muhakemesi başlıyan Cemal Öztoprağın muhakemesine, dün sabah devam edilmtştir. Ramazan ayında bir gece Beyazıd camiinde söylediği bazı sö'zler üzerine yakalanan ve tevkif olunan bu saçlannı omuzlanna kadar uzatmış adamm dümkü muhakernesinde, Poüs Müdürlüğü Birinci Şube Baskomiser Muavini Muzaffer Ankan şahid olarak dinlenilmiş, «hadisede bulunmadrm, yalnız kendisinin ifadesmi aldtm.» demiştir. Bundan sonra Müddeiurnumî Muavini, şu mütaleada bulunmuştur: Maznunun cezaî erıliyeti haiz olduğuna dair rapor vardır. Halbuki geçen oelsede vaki tezahüraü, kendisinin dimağan malul oldugunu zan ve hissini vermektedir. Bu sebeble Adlî Tıb işlerinde müsahede aUına almarak malul olup olmadığınm tespiıtini isterim. Hâfız Cemal öztoprak, bu mütaleayı işitince derhal ayağa kalkmış, itiraz etmiftir: Neden malâl olacagım?. Bendeniz.. Ben, filozafum filozof! Asabiyet herkeste mevcuddur. Asabî olanm mutlaka deli olması lâzımgeîmez. Ben malul degilrm, eNıamdülillah aklnn başımda! Hâkimler heyeti, Adlİ Tıb müşanedehane müdürlügünün raporu münderecatma ve Müddeiumumihğin beyanatma göre, maznunun bir kere de Adlî T A işleri meclisince muayenesini kaTarlaştırmrç, mufoakemenin devamını 6 şubat pazartesi günü saat 14 e bırakmı^ır. Yaralamağa ve malui kalmağa sebeb olmaktan açılan bir davaya, dün sabah Ağırcezada bakılmıştır. Muhakeme edilen, < Vagonli» » memurlarındandır. Semplon ekspresinde bağaj memuru olarak çalışırken, 19/10/938 gecesi Tepebaşmda «Kahire» kıraathanesi önünde Grorki isimli bir satıcıle kavga etmiş, sarhoşlukla ileri gitmiş, cebindeki vagonların kapısını açmağa mahsus pirinçten anahtan Gorkinin sol gözü üzerine indirmiş, gözünden varalanan Gorki, tedaviye rağmen malul kalmış. Hikmet, inkâr etmiştır. Şahidler, dinlenilerek, tahkikatın bazı cihetlerden tamamlanması kararile, mtıhakemenin devamı başka güne bırakılmıştır. Sabfk Belediye Reis Muavinî Ekrem Sevencanın imzasını taklid ederek evrak üzerinde sahtekârhk yaptığı iddiasile aleyfhine takibat açılan Hasan Enverin muihakemesine, lstanbul Ağırceza mahkemesirede dün başlanılmifhr. Tevkifhanede sakal bırakmış bir genc olan Hasan Enver, bu imza taklidi surerile içtimaî muavenet faslmdan para ele geçirmekten muhakemesinde, sorulan suallere karşı kâh susmuış, kâh «nebileyim?» demiş, boyuna boynunu büküp durmuştur. Bu halile, aklî nıüvazenesinin yerinde olup olmadığı hususunda şüphe uyandırmış, mahkeme, kendisinin derhal Adliye doktorluğuna gönderilerek muayenesine karar vermiştir. Adliye ddktoru Enver Karan, ınuayene etmiş ve mahkemeye Hasan Enverin deli olmadıgını bildirmistir. Bunun üzerine muhakemeye devam olunarak şahidler dinlenilmiştir. Neticede, maznunun sabıkası olup olmadığı sorulmaık, Burdur Kaymalcamı tayin edildiği anlaşılan sabık Belediye Reis Muavini Ekrem Sevencanm ora Ceza hâkimliğince ifadesi alınmat üzere, muhakeme bırakılmifhr. bol ajanlığından: 28/1/939 cumartesi yapılacak maçlar: Beşiktaş stadı: Anadoluhısar Karagümrük B takımlan saat 14,30 hakem Zıya Kuyumlu. 29/1/939 pazar yapılacak maçlar: Fenerbahçe stadı: Istanbulspor Topkapı A takımları saat 13 hakem Ahmed Adem Gögdün. Yan hakemleri Zıya Kuyumlu ve Fikret Kayral. Fenerbahçe Galatasaray A takımları saat 14,45 hakem Tarık Özerengin. Yan hakemleri Fahreddin Somer ve Ekrem Ersoy. Beşiktaş stadı: Boğaziçispor Galata Gencler A takımları saat 9,30 hakem Adnan Akın. Karagümrük Fener Yılmaz A takımlan sat 11,15 hakem Şazi Tezcan. Süleymaniye Vefa A takımları saat 13 hakem Feridun Kıhç. Yan hakemleri Halıd Uzer ve Neşet. Beşiktaş Beykoz A takrmları saat 14,45 hakem t M. Apak. Yan hakemleri Salâhaddin özbaykal ve Sabahaddın Yaraman. ((Meş'um gemi» Harab hale gelen Norbiton isimli vapur, hurda fiatına satıldı «Norbiton» ismindeki bir fngiliz gemisi, «meş'um gemi» diye akisler bırakmışür. Bu gemiye sahib olan şirket, esasen kısa bir müddet içerisinde harab hale gelen «Norbiton» u hurda demir pahasına satmıştır. Gemi, 50,000 kilometre mesafe geç* tisi ilk seferınde o kadar çok kazaya ugramıştır, kı bu kazaların tespiti, ancak beş büyük borda defterini tamamile doldurmak surehle mümkün olmuştur. Once Londradan Tnyeste'ye yollanan gemidkkı tayfalardan üçü, birdenbire, sebebi anlaşılmadan ölmüjtür. Bir limandan çıkarken hasara uğradtgından, tekrar limana dönülmüş, taoıirat yapılmıştır. Şimal sulanndaki bir seyahatte, gemi tam on yedı giin buzlar arasında sıkışrk vaziyette kalmıştır. Brezilya'ya seyahatte Santos lımanında iken makine dairesi tutuşmuş, gücile söndürülmüş tür. Bunu Buenos Ayres'te de bir yangm takib etmiş, bu sefer gemi Santos'takinden daha ciddî bir tehlike atlatmıştır. vJîun uzadıya tamirat yapıldıktan sonra Sen Lorenzo nehrinden geçerken, sığlık bir yere oturmuş, on sekiz giin de oradan kımıldatılamamıştır. Sonra Alabama'da Mobıle kanalmda dümeni bozulmuş, gene karaya oturarak, yüzdü rülmek hususunda bir hayli uğraştırmıştır. Oradan garbî Hindistana gidilirken, 1800 deniz mili tutan bir mesafe boyunca motörü sık srk durmuş, yelken ve el yardımile ilerletilebilmiştir. Garbî Hin distanda her nasılsa hiçbir anza ile karşılasılmadrğmdan gemidekiler frahat bir nefes almışlarsa da, dönüşte müthiş bir fırtınaya tutularak, tam otuz beş gün dalgalar arasında bataçıka bocalamış tır. Yakalanan eroinciler Aksarayda Mimarkemal sokağında 12 numaralı evin üst katında oturan sa bıkalı eroin kaçakçılarından Aksaraylı Meleğin eroin sattığı ve bir kmm «roinmanlan evine toplıyarak eroin içirt tiği haber alınmıştır. Zabıta memurlan mezkur evde yaptıklan araştırmada bir gram eroinle Ayten ve Mehmed isminde jroinmanlan yakalamiftır. Istanbulsporun işi günün mevzuu oldu Istanbulsporun geçen haftaki lik maçında üç talebe oynatması üzerine IImum müdürlük işe el koymuştur. Bu oyunculann eski ve yeni aldıkları li sanlar tetkik edilecektir. Bu hususta izahat vermek üzere Is • tanbulspordan alâkadar bir zat Ankaraya gidecektir. Futbol federasyonunun tstanbulspora aid olarak tanzim edeceği evrak ve lisanslan istişare heyetinin tetkik etmesi ihtimali fazladır. Gözünü çıkaracakmış! Sevgili Atamızin 300 den fazla ekserisi hiçbir yerde çıkmamış kıymetli fotoğrafım havidir. Baştanbaşa canlı bir tarih hazinesi olan Joe Louis ilk ravundda galib geldi Kurşunla ölen kadm Fatıhte oturan 55 yaşında Şefıka, tabanca kurşunile ölmüştür. Tahkikatta, kocasının tabancasını dolaba koymak üzere aline aldığı, bu sırada yere dü şürdüğü ve düşünce tetiğin harekete gelmesile çıkan kurşunun kendisine isabet ettiği tespit edilmiştir. Bununla beraber, her ihtimale karşı, otopsi yapılarak rapor alınması lüzumlu görülmüş, cesed Morga kaldırılmıştır. Bir kadm da tevkif edildi Kızlan fuhşa teşvikten Istanbul asliye birinci ceza mahkemesinde mevkuf olarak kapalı celsede muhakeme edilen Madam Atinanm davasmda şahidlik edecek bazı kimseleri, bildiklerini sak lamağa teşvik ve bu maksadla tehdid etmekten evvelki gün Dimitri isminde biri tevkif edilmişti. Madam Atinanm ayakkabıcısı olan Dmitriden sonra, dün de Eleni Masara isimli bir kadm, bu eHulâsa, ilk yerine döndüğü zaraan ne sastan Adliyeye getirilmiş, Sultanah gemiden hayır kalmış bulunuyordu, n< med birinci sulh cezada sorgustı yapılde mürettebatında tab ve takat!? mış, tevkif müzekkeresi kesilmiştir. Yazan: VtKİ BAUM Çeviren: HAMDİ VABOĞLU Nevyork 26 (a a.) Joe L'ouis, birinKurban bayramına tesadüf eden tatü ci ravundda John Henri Lewis'i naka günlerinde büyük takmüarımızın işti vut teknikle mağlub ederek dünya şam rakile üç gün devam etmek üzere «Taksim stadı kupası» namile futbol maç piyonluğunu muhafaza eylemi|tir. ları yapılacaktır. Avrupa güreş §ampiyonası Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş, Şimal memleketlerine yapılacak tur Beyoğluspor, Şişli, Kurtuluş takımları nelerin uzun sftrmesi ve millî takımda murahhaslan arasında yapılan toplanyer alan güreşçılerimizin de uzun za tıda aşağıdaki şartlar dahilinde bir fiksman işlerinden uzak kalmamaları için tür tespit edilmiştir: Türkiye Güreş federasyonu Finlândiya Bayramın birinci sah günü. yapılacak federasyonuna müracaat ederek Nor maçlar: veçte yapılacak Avrupa şampiyonasına Galatasaray Kurtuluş saat 12, ha iştirakten sonra ve yahut evvel Helsin kem: Refik Osman. kiyi ziyaretlerini istemiştir. BeynelmiBeşiktaş Şişli saat 13,45, hakem: lel güreş federasyonunun yardımile Fin Nuri Bosut. lândiya bu teklifi kabul etmiştir. OsloFenerbahçe Beyoğluspor saat 15,30, da yapılacak Avrupa şampiyonasından hakem: Adnan Akın. sonra Türk millî takımı Fınlândiyada Bayramın ikinci çarşamba günü yaFin takımile mutad yıllık karşılaşması pılacak maçlar: nı yapacaktır. Bu temas üçüncü karşıFenerbahçe Kurtuluş saat 12, ha laşmaları oluyor. Bundan evvelki iki kem: Refik Osman. temasın ilki 1937 de Helsinkide, ikinciGalatasaray Şişli saat 13,45, hakem: si 1938 de Ankarada yapılmıştı. Bu seNuri Bosut fer, Türk Fin millî maçından başka Beşiktaş Beyoğluspor saat 15,30, hahükumet merkezinden maada bir iki kem: Adnan Akın. şehirde de dostluk maçlan yapılacaktır. Bayramın dördüncü cuma günü yapıBu maçlardan bazısı serbest, bazısı Grelacak maçlar: ko Romen stillerinde olacaktır. Kurtuluş Beşiktaş saat 12, hakem: Oslodaki Avrupa şampiyonası 23 ni Şazi Tezcan. sanda başlayıp 28 nisanda bitecektir. Fenerbahçe Şişli saat 13,45 hakem: Türk takımı Osloya bu tarihten bir haf Ahmed Adem. ta evvel giderek muhit şartlanna ahşaGalatasaray Beyoğluspor saat 15,30, caktır. Avrupa şampiyonasından sonra hakem: Tarık. hemen Finlândiyaya hareket edilecek İtalya Başvekil Mussolini, refakatınde Kont Cıano ile Japon elçisî Maçlar, lik nizamnamesi dahilinde tir. Güreşçilerimiz on günlük bir isti puvan usulıle yapılacaktır. En çok pu olduğu halde Romadaki Venedik sarayı önünde «Roma adımı > ile yürüyüş rahatten sonra müsabakalara başlana van kazanacak takıma «Stadyom ku yapan askeri selâmhyor. , caktır. pası» verüecektir. Bayram günlerinde mühim maçlar yapılacak Fotoğrafla Atatürk Her evin ebedî süsü ve hatırasıdır. T İtalya Başvekili Mussolini bir merasimde j Evelin ona bir elma soymağa başladığı ve saçlannı okşadığı zaman memnun oldu. Sonra, buğuluğu hazırlamaga giderken odadan çıktığı vakit, gözlerile onu takıb etti Evelin'in, hiçbir kadında görmedıği zarif bir endamı ve hafif bir yürüyüsü vardı. Her zaman da nazik ve sevimli idi. Drost, Evelin'e baktığı zamanlar sık stk olduğu gibi, şimdi de vkdanını rahat hissetmiyordu. İşi, onu haddinden fazla kavramıştı. Bunu biliyordu. îşinin haricinde de, kendisinden bir hayır kalmıyordu. Ayagmda eski kunduralar gezdirmek, öğîeyin bir sandviçle karın doyurmak 'kâfi değildi. Kansına karşı kusurları olduğu düşüncesini aklından bîr mağa başladı. tiir'ü çıkaramıyordu. Evelin dönüp geldi. Gürültü etmeden Buğuluktan çıkan ufacıık buhar sütuiçeri girmifri. Drost başını kaldırdığı zanunun karşısına geçmiş, derin derin fenes ahyor ve düşünüyordu: «Bu Broesig'i §a man onu birdenbire karşısmda, ayakta r>:d göstermek de ne oluyor? Sanki, lü gördü. Bir saniye, hayretle yüzüne bak7\ımsuz şahid azmış gibi!» Drost'un, o tı. Gözüne o kadar güzel görünüyordu adamm celbine karar vermesinin sebebi, Broesig ismi söylendiği zaman Rupp'un kulaklannı oynatmış olmasından ibaretti. O anda, maznunun yüzü, cam gibi parlak, mavi gözJerile, gayet meraklı olarak, hayalinde canlandı ve bu şahidi celbe karar vermekle çok isabet ettiğini düşündü. Buğuluğun alevini, kapakla örttü ve daha rahat, daha memnun bir nefes aldı. Hava şimdi çam esansile dolmuştu; daha iyi teneffüs ediliyordu. Önce, odada, çiçeklerden çlkan, tathmsı ve tozlu bir hava vardı. Şimdi, Drost, daha zevkli, daha sempatik bir akşam muhiti içinde idi. Radyo, Beethoven'in Pastoralini çal ki, bu değişikliğin neden ileri geldiğini anlayamadan, onu temaşaya koyuldu. ilk bakışta zannettiği gîbi, Evelin, boyanmış değildi. Saç tuvaletini de değişıtirmemişti. Arkasmda da her zamanki robu vardı. Bununla beraber, Drost, onu çoktanberi görmemiş gibiydi. Sanki, onunla yaşadığı ve daima onun yanmda bulunduğu için, asıl çehresini unutmuştu. Evelin, arkadan ona yaklaşmış, yorgun başını kendi göfsüne dayamıştı. Karısınm kalbinin, bir kuş yüreği gibi, hafif v« sür'atli attğını hissediyordu. İçi sızlayarak «zavallı yavrucak!» diye düşündü. Adlî müşavir, evlenmeden evvel, her erkek gibi dört beş kadmla münasebet peyda etmişti. Marian bunlardan değildi. Drost'un onunla münasebeti, dostlukla düşmanlık arası, kısa süren bir münasebet olmuş ve birdenbire kesilmişti. Drost, kendisinin mi Maria'dan vazgeçtiğini, yoksa onun mu bıktığını anlıyamamışh. Sonra, Evelin'i görmüş, onun inceliğini, gümüş şuleli saçlannı 6evmişti. Drost, Evelin'e,olan rabrtasile öteki kadmlara karşı duyduğu alâka arasmıda büyük bir fark görüyordu. Evelin, çok iti na ile çalınması icab eden bir musiki âleti gibiydi. Ne kadaT terbiyeli, ne kadar müşfik, ne kadar saf ve cahildi. Drost, sevgisini gösteren fazla haraTetli bir kelimenin, fa<zla sert bir ökşayışın, onu korkutup kendisinden uzaklaştıracağı vehmine kapılıyordu. Evlilık hayatı, solu'k ve ince pastel nüans'lanndan yapılmifb. Drost buna ahşıyor ve mavinin, kırmızmın, yeşilin en çiylerini gördüğünü unutuyordu. Drost o gece ıryku ilâcı almadığı için, erte»i sabah erken uyandı. Perdeler, pencerenin önünde, âheste aheste kabanyordu. Dışarıda, herşey Ihenüz külrengi ve sessizdi. O kadar ki, kuşlanm ötü§ü işitiliyordu ve sokaktan geçen bir &ütçü arabasmm tekerlek gürültüsü, kulakta müthiş bir taraka tesiri yapıyordu. Drost, bir müddet 'kımıldamadan yattı ve uyuyan karısmı «eyretti. Evelin, uyurken yorgun görünüyordu. Yasnğı karma kanşıJctı, yorganı yere laycmıjlı. Uyandırmamağa dikka* ederek üstünü Srttü; sonra, yirmi dakika, muihakemede »oracağı sualleri, vcreceği cevablan tasarladı. Zihninde, §ahidl«rin ve avukatlarin, tam kendi istediği şekilde ifadelerile dolu muhavereler hazırlryordu. Gürültü etmemek için, nefesini tutarak kalktı, terliklerini eline aldı, gargarasile meşgul olmak üzere banyo odasma gitti. Gittikten sonra, kahvaltı etmek îçin yemek odasına geçti. Kleron, masanm başma, babasmm yerine geçip oturmuş, merakla bekliyordu. Sabah kahvaltısmda her sabah ayni sahme cereyan ederdi. Drost, sanki etrafını görmüyormuş gibi dalgın, iskemlesine dogru ilerler, gene görmemiş gibi, Kleron'un minimini dizlerine otururdu. Sonra, böcek sokmuş gibi yerinden fırlar, korkar ve etrafıma bakmır, Klerom'u görür, hiddetten köpürürdü. Kleron, bu yapmaak öfke karşısında, gözlerinden yaş gelinceye kadar, Hay Allah müstahakını versin, dikahlkahalarla gülerdi. Sonra, Drost onu ye haykırdı. Daha verilmedi mi bu para? kucağma alır, etten kahvaltısından, ona Halbuki... da yodirmeğe başlardı. Veronik'in efendisine bakışmda, DrosSabah kahvaltjsı zamam, çoanklann t'un, yalan ifadeler veren hırsızlaîa bakıbafcalanna aid oldukları saatti. O saatin şmdajki mâna vardı. Kapıyı hızla kapatesiri, sabahlan, ilk celsede, ona ruhî bir yıp odadan çıktı. Drost, çalışma odasına müvazen« vermek şeklinde tezahür edi gitti. Gaz faturası, masasmın üstünde, doldurduğu çekin yanıbaşında durup duyordu. (Arkast var) Fakat o sabah, bu müvazene bozul ruyordu. du. Telefon çalmış, Veronık, asık suratile arzı endam etmifti. Veronik, efeadisile hanrmına karşı, mütemadî bir itimadsızhk besliyordu. Otedenberi, kibar ailelerin yanında çalışmıştk Drost'lann gerçekten kibar aile olup olmadıgını bir türlü kesriremiyordu. En ufak bir hadîse, onda, eski çalıştığı ıkapılar kadar kibar oknryan bir aileye aşçılık ettiği kanaatini uyandınyordu. Adlî müfavir ve kansı, namuslu, iyi terbiye görmüş ve iyi ailelere memsub insanlar oldutlaruıa, Veronik'i inandıramıyorlardı. Gaz kumpanyasınclan telefon ettiIer, dedi. Para bugün verilmease g\zı keseceklermiş. Drost:

Bu sayıdan diğer sayfalar: