27 Ocak 1939 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 7

27 Ocak 1939 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Demokrasiler heyecan içinde (Baştarafı 1 inci sahifede) 27 İldnclkânnn 1939 CUMHURİ^ET Amerikanm büyük deniz manevraları Harekâta 141 gemi, 600 tayyare iştirak edecek Şarki Avrupa paktları Fransız Meclisinde hararetli müzakereler Paris, 26 (Hususî) Meb'usan Meclisinde, haricî siyaset hakkında birkaç gündenberi devam eden müzakereler bugün Hariciye Nazm Bonne'nin şiddetli alkışlarla karşılanan büyüik bir nutlku ile hitam bulmuştur. Bonne'nin nutku Hariciye Nazın Bonne umumî siyasî vaziyeti izah edeceğini beyan ederek demiştir ki: « Muhtelif hatiblerim sözlerini dikkatle dinledim. Herkes, vaziyetin çok vahim olduğunu kabul etmekle beraber, tereddüdler izhar edenler de bulundu. Bu meyanda Münih anlaşması da tenkid edildi. Halbuki Münih anlaşmasım ter&id edenler, aradan henüz üç ay geçtiği halde yakm maziyi unutmuş, görünınektedirler. 26 eylul akşamı Avrupada be$ mrlyon asker boğazlaşmaya Jıazır bir vaziyette bulunuyordu. Münih anlaşması, Çekoslovak milletini kurban ederek, Fransayı ve Avrupayı büyük bir felâketten kurtardı. Son hâdiseler dolayısile, Sovyetler Birliği ve Lehistanla aramızda mevcud dostluk paktlarının ühlâl edildiğini iddia edenler vardır. Bu idldia doğru değildir. Sovyet Fransız paktı bütün kuvvetini muhafaza etmektedir ve icabında imzalandığı andaki niha sadlk bir surette tatbik edilecektİT. Lehistanla aramızda mev cud dostluk da zerre kadar müteessir olmamıştır. Nitekim, Pdlonya Hariciye Nazın Bek, Fransız dostluğuna Lehistanın haricî siyasetinin esaslanndan brri olduğuna .dair bize kat'î teminat vermiştir. Amerika ve Uzak Şark tngiliz Fransız dostluğu Çekoslovakya buhranı, îngiliz Fransız dostluğunun bütün ehemmiyetini takdir etmemize vesile teşkil etti. Hergün biraz daha artan bu dostluk hiçbir zaman son sekiz ay zarfmda olduğu derecede kuvvetli olmamıştı. Bir harb takdirinde îngilt erenın bütün kuvvetleri Fransanm emrine âmade olacağı gibi, Fransanm bütün kuvvetleri de îngilterenin emrine âmade olacaktır. Bugün îngiltere ile Fransa, askerî Jnıvvetlerini azamî haddine cıkarmaya çalışmaktadırlar. Fransız Alman münasebatı Almanya ile münasebatrmızı ıslah için daimî surette çah?mafctayız. Münihten , İngilteTe ile Almanya bir dostluk sonra paktı imzalamışlardır. Alman Hariciye Nazırmın Paris ziyaretmden istifade ©derek, Almanya ile biz dahi bir pakt imzaladık. Hangi Fransız devlet adamı aramızdaki hududu kat'î olarak tanıyan ve her nevi arazi mütaJebatından feragat eden bu gibi bir vesikayı imzadan imtina edebilirdi ? Cografî vaîiyetimiz, bizi Almanya ile daima dost gecinmege mecbur etmektedir. Fransız milletmin ekseriyeti, hiç şüphe yokto ki, bu hususta takıb ettiğimiz siyaseti tasvib etmektedir. ttalycm metcdibatt îlalya ile münasebatrmızın ıslahı için de hiç bir gayretten çekinmedik ye Münüı anlaşınasından sonra. samimiyetimizi ispat için Romaya bir elçi gönderdık. Yeni elçimiz, îtalyan ricali ile yaptığı miilâkatlar neticesinde, Italya ile Fransa arasında îspanya meselesi haricinde hiçbir ihtilâf mevcud olmadığı kanaatiçı edinmisti. Halbuki bir müdd«t sonra, Italyan Parlâmerrtosuuun bazı meb'uslan Fransa aleyhine nümayişlerde bulundular. Hükumetimiz tarafmdan yapıUn teşebbüsat neticesinde îtalyan hükumeti, meb'usların hareketini tasvib etmedıgım bildirdiği halde, gazeteler Fransa aleyhine neşriyata başladılar ve bazı metalibat dermeyan ettiler. Bu nevi falebler bizi alakadar edemiyeceği cihetle, bu hususta müzakereye girişemiyeceğimizi Ingiliz hükumerine bildirdik. Çemberlayn ile Lord Halrfaks Romaya giderken. hükumetimizin bu husustaki hattı foareketini tasvib ettiklerini bize bildirdiler. Biz, hiç bir zaman lmpaTatorluğumuza dokunulmasma müsaade etmiyeceğiz ve deniz yollanmızm emniyeti daima tahtı muihafazada bulunduracagız. Başvekilimizin son seyahati, Şimalî Afrika halkınm Fransaya sadalcatini filen ispat etmistir. Amerika ile aramızda mevcud dostluk bağlan son hâdiseler dolayısile bir kat daha kuvvet bulmuştur. Amerika ile, her sahada teşriki mesai etmekteyiz. Uzak Şark hadiselerine gelince: lngiltere ile hemfikir olarak Japonya nezdinde müteatHid tes.ebbüslerde bulunduk ve Uzak Şarktalki vaziyetle yaikından alâka Fas sahillerile Balear adaları civarında dar bulunmaktayız. bulunmaktadır. Bu mevcudiyetin hususî Upanyadaki vaziyet bir ehemmiyeti ve manası vardır.» Otuz aydanberi harbin fecaatini hisLeon Blum'un takriri seıtmekte olan îapanyada sulhün bir an Celsenin açılışmda, sosyalistlerin lideri evvel tesisini samimiyetle arzu ediyoruz. Leon Blum, radikal sosyalist grupu ta Şimdiye kadar ölduğu gibi bundan sonrafından hazırlanan ve itimad istiyen takra da, ademi müdahale siyasetine sadık rire bir madde ilâvesini teklifle bu madkalacağız. Bazı hatîbler silâh ambargodenin îspanyaya aid olacağını izalı et sunun kaldmlmasını istediler. Halbuki miştir. îspanyaya silâh satışma müsaade etmek Daladye'nin mühim nutka le dava halledilmez. Bir hükumete anBaşvekil Daladye, alkışlar arasmda cak hükumet yardımı faydalı olabihr. Fransa hükumeti, mühimmat, cephane kürsüye çıkarak mühim bir nutuk irad etve asker ile filen yardım etmedikçe, am mi§ ve demiştir ki: bargonun kaldmlması ınüspet bir netı« Beynelmilel mühim hâdiseler kar veremez. Halbuki Fransada, hiîkume şısmda Fransız milletinin ne düjündüğü' ce ti^n bu şdkilde müdahalesini isteyen bir tek nü bütün dünyaya bildirmek Fransa için devlet adamı dahi tasavvur edılemez. hayatî ehemmiyeti haizdir. Bugünkü Bütün bu sebeblerl*. ademi müdahale si müzakereniz, Fransa için seref verici mayasetine sadık kalacağız. hiyettedir. Bunuda beraber îspanyaya karşı b Aramızdaki ihtilâflar ne olursa olsun, sanî vazifelerimizi ifadan da bir an gerı bugünden itibaren bütün fırkalanmızın durmıyacaiız. Nitekim mültecilen mepı hükumetin errafmda toplandıklarmı dünnuniyetle kabul edecegimizi Ispanyol yaya ilân etmeliyiz. Zira çok mühim anHariciye Nazırına bildirdim. Bu karan lar yaşamaktayız. Bu anda millî birlîgimız, Fransa için büyük bir fedakârhktır. mizi temin ettiğünizi dünyaya bildirmeliîngiltere Hariciye Nazın Lord Halıfaks yiz. Romada Mussolini ile yaptıgı mülâkatHükumetimiz, îspanya meselesini hal lar »nasmda harbden «onra. Ispanyada ve Avrupa sulhunu temin için toplanacak ki gonüllüJerm geri çekilecegi^ hmusu». büyük bir konferansa i§tirake hazırdır. da vad aldıpina dair bize teminat ver Fakat hükumetimiz herhangi bir fer&miştir. Biz,bu teminata inanıyoruz» E gati şiddetle reddeder. Fransız milleti sasasen. Çekoslovakya bühram esnasmda kin ve kuvvetli bir millettir, dostluklanna, da, General Franko. Avrupada harb zu antantlarma sadakatle bağhdrr. Fakat huru takdirinde bitaraf kalacağına daır kimse onu tehdidlerle korkutamaz. Kimse Londra ve Paris hükumetlerine teminat Fransız milletini tahkir edemez. vermişti. İtalyan milletine karşı sempatimiz varBu münasebetle şunu da kat'iyetle bedır ve hiç jüphe yoktur ki, Meb'usan yan etmek isterim ki, îspanyada yerleşMeclisimiz dahi bu sempatimize ijtirak mek suretile ecnebilerin Şimalî Afrika etmektedir. îtalyan milletile aramızda ile münakalâtımızı tehdid etmelerine asmevcud bağlar müteaddid ve çok derinla müsaade edemeyiz. Bu sebeble, ecnedir, fakat evvelce de beyan ettiğim veçbilerin îspanyada yerleşmesİDe şiddetle hile ne bir kanş toprak feda ederiz, ne muanzız. îngiltere için vaziyet ayni olimparatorluğumuzun mülkî tamamiye dugu için, Londra hükumeti de Akde tinden feragat eyleriz, ne de imparatornizdeki statükonun degişmesine hiçbir luk ve ticaret yollarımızın tehdid edil veçhile müsaade etmiyeceğini sarahatle mesine müsaade ederiz. (Şiddetli ve sübildirmijtir. Bu hususta îngiltere ile ararekli alkışlar). mızda tam bir noktai nazar birligi mevHür bir millet ne bir karıj toprak feda cuddur. îspanyanm vaziyetinde herhaneder ne de haklarından vaz geçer. gi bir tebeddülât vuku bulmamalıdır. Arkadaşlar, vazifemiz yann çok daha Ancak bunu istemek için kuru söz kâagır olacaktır. Felâkel ânı hulül edince, fi değildir. Bugün milletler, sözlerile deFransa yalnız kendi menfaatlerini degil, ğil, kuvvetlerile ölçülmektedirler. Çekoötedenberi sadakatle bağlı bulundugu Slovakya buhranı bu hakikati açıkça is prensipleri de ayni şiddetle müdafaa pat etmiştir. edecektir (sürekli ve şiddetli alkışlar) . » Eylul ayındaki tecrübe, Fransız milleBaşvekil Daladye bundan sonra, Leon tini tek bir adam gibi birleştirmiş bulun Blumdan takririni geri almasını istemişmaktadır. Bütün dünya, Fransız milleti tir, fakat Leon Blum bu teklifi reddettinin disiplin kuvvetine şahid oldu. Eğer ğinden itimad reyi istiyen takrire ilâve ya1939 yılında feci ve müşkül vaziyetler pılmasını reddeden takrir reye kon tahaddüs edecekse, Fransa onlan karsıla muş ve 234 reye karşı 360 reyle kabul maya hazırdır. Fransızlar arasmda ihtilâf mevcud olduğunu ve Fransanm zayıf olduğunu zannedenler inkisan hayale uğnyacaklardır. Haricî tehlike karşısında Guantanamo (Küba) 26 (a.a.) bütün Fransız milleti her zaman olduğu Bahriye mehafili, 10 şubatta başlıyacak gibi, bir tek adam gibi birleşecektir.» olan Snümüzdeki deniz manevralaıınm Daladye'nin beyanatt Avrupadan yapılacak bir istilâya karşı Hariciye Nazın Bone'nin beyanatm Amerikanm bütün şark sahillerini, Kü dan sonra, celse tatil edilmiştir. ba'yı müdafaa merkez noktası ittihaz etRadikal sosyalist grupu derhal topla mek suretile müdafaa edebilip edemiyenarak hükumete itimad beyan edibnesini ceğini göstereceğini beyan etmektedirler. istiyen bir takrir kaleme almıştır. Hari Bazı manevralar, tarihte şimdiye ka ciye Nazın Bone, grup azalarınm suale dar yapılmış ablukalann en muazzamı telerine cevaben mütemmim izahat ver sis edilmek şartile, Brezilya sahillerinden miştir. Nevyorka kadar yapılacaktır. 141 gemi, 600 tayyare, 2 tayyare gemisi ve takriben Başvekil Daladye bu münasebetle söz 60,000 kişi bu manevralara iştirak ede alarak demiştir ki: « Hükumetin siyasetini tasvib ede cektir. Bundan başka Amerikanm Guantanaceğinizi ümid ederim. Fransız imparatormo üssübahrisini tevsi etmek ve bilhassa luğunun emniyeti hiçbir veçhile ihlâl e dilmiyecektir. Hükumet buna asla mü yeni bir tayyare meydanile sevkülceyşî saade etmiyecektir. Fransız ve îngiliz yollar inşa eylemek tasavvurunda olduğu donanmalan bu esnada Akdenizde istihbar edilmiştir. Denizbankın 11 vapuru nasıl sipariş edildi ? Mühendis Süleyman Seden Alman yada elektrik mühendisliği tahs.il etmiş vc ilk defa vazifeyi Nafıa VekâJetinde almıştır. Fakat Ali Çetin Kayanra Nafıa Vekâletine gelmesi üzerine buradan isti* fa edip Şeker Fabrikaları şirketine, ora«4 dan da Denizbanka geçmiştir. Süleymanın dün akşam Ankaraya gitf tiği söylenmiştir. "impeks,, tahkikatı (Baştarafı 1 inct sahifede) Robert Kolej erkek kısmında da muallimdir. Yazıhanenin kapısının üzerinde sadece şu harfleri taşıyan esrarengiz levha görülür: «M. î. E. E.» Bernard Tubini Avrupa şehirlerile îstanbul ve An kara arasmda mekik dokuyan, mütemadi seyahatler yapan bir iş adamıdır. Krep ise Parkotelin hemen kurulu şundanberi orada ikamet eden muayyen bir iş yaptığı görülmiyen, yalnız sık sık seyahatler yapan ve İstanbula gelip gidenlerine önlerine çıkmağı itiyad edinmiş bir şahsiyettir. Son zamanlarda her nedense Perapalasta da ikameti tercih eden bu ecnebi, son defa Perapalasta cumar tesi ve pazar günleri görülmüş, büyük bir faaliyet ve heyecanla salonlarda dolaşmış, bazı kimseler görmek istedıği nazarı dikkati celbetmiş ve pazartesi akşamı geç vakit, alelâcele Avrupa trenine ye Çinlilerin muvaffakiyeti tişmek üzere otelden anî olarak eşyasını Hongkong 26 (a.a.) Çin Ajansı alarak ayrılmıştır. bildiriyor: Çin kıtaatı, bugün öğleden Tubirü ise, daha cumartesi gününden sonra Hotsin civannda dört bölgeyi istir ve alelâcele yazıhanesine uğnyarak o dad etmişlerdir. akşamki trende bir yatak tedarik etmiş Çang . Kay Şek'in beyanatt Londra 26 (Hususî) Marejal ve hemen Avrupaya hareket etmış bu ŞanKayŞek beyanatta bulunarak Çin lunuyordu. Öğrendiğimize göre Tubini hareke lilerin kat'î zafere hazırlanmakta olduğunu ve yakında Japonlann hezimete uğrı tinden evvel Krep'le bir barda buluşa rak kısa fakat heyecanlı bir görüşme yacağını söylemiştir. yapmış, sonra beraberce bardan çıknuşHongkong 26 (a.a.^ Uzak doğudaki Fransız filosu kumandanhğı, Fran lardır. Satie ifinde de mi? Fındıkhdaki Satye binasıntn Deniz banka satılması işinde de Süleyman Se denin ismi geçmektedır. Süleyman Sedc nin bu satışta elektrik mühendisi srfatil rol oynadığı anlasılmaktadır. Ankara muhabirimizin verdiği mühim malumat Ankara 26 (Telefonla) Bazı t« şebbüsleri dolayısile Adliyeye intikal et miş olan împeks şirketi etrafındaki ta kikata devam edilmektedir. Söylendiğine göre bu mesele ile alâkadar görülen leyman Seden, Denizbank Umumî Miîdür muavinlerinden Harunun maiyetin de çalışmış ve Denizbanka aid mubayaai işlerile meşgul olmuştur. îngiltere ile kredi anlaşmasından son«l ra bu mubayaa işlermde bir şirketin tav^j sit edılmesi onlarca faydalı görülmüş vej împeks kurulmuştur. Bu sırada bir îngiliz finnasından tanbul nrümessiline gelen bir mektub dai| şayam dıkkat görülmektedir. Bu mümesfiil, Mütareke devrinde Kadıköy ku mandanhğmı yapan Takar'dır. Fabrikasından aldığı mektubda, kendisine mü messillik hukukunım baki olduğu, fakaf işlerin yürümesi için împeks şirkerile tej riki mesai mecburiyetinde kalındığı bil dirilmiştir. Bu limited şirketin teşebbüsatile alâj kadar olarak Naci, Hayri, îbrahim,1 Haydar ve Mahmud isimleri de zikre dilmektedir. sız harb gemilerinin Tonkin körfezinde toplanmalannı emretmiştir. Hongkong 26 (a.a.) Çinlilerin Hangçovun garbında yeni muvaffakiyetler kaydettiği ve düşmanın birkaç kilo metre geriye çekildiği bildirilmektedir. Hongkong 26 (a.a.) Japon gemilerinin Tunkin körfezinde ve Kiunçov bogazında toplandığı bildirilmektedir. Uaiçov adası üs olarak tahsis edilmiştir. Bu adaya muhtelif cephelerden mühim miktarda malzeme ve kıtaat gelmektedir. // vapurun riparisi ifi Danimarkada mahkum olan Alman casusları Londra 26 (Hususî) Danimarkada yakalanan beş Alman casusu bugün Kopenhag mahkemesi tarafmdan muhtelif hapis cezasına mahkum edilmişlerdir. Maznunlardan biri on sekiz, diğerleri de sekizer ay hapse mahkum olmuşlardır. edilmiştir. Bunu müteakib «Fransız împarator luğunun mülkî tamamiyetile imparator luk yollarının emniyeti muhafazasını te mine dair hazırlanan ikinci bir takrir reye konmuş ve Meclis tarafmdan müttehiden kabul edilmiştij. siyasî mehafilde, hükumet kazandığı mürtehid itimada büyük bir ehemmiyet atfedilmektedir. îngiltere ile aramızda bir kredi an laşması yapılınca bundan istifadeyi kafalanna koyan iki yabancı iş adamı derhal birleşmişler ve Krep hemen İngilte reye giderek birçok tezgâhlarla temasta bulunmuşlar, neticede İngiliz inşaatı bahriye tezgâhlarından biri olan Hun ter Svvan şirketinin mümessilliğini almışbr. Fakat bu mümessillik daha ziyade Denizbank tarafmdan îngiltereye sipa riş edilecek olan 11 vapurun siparişini deruhde ederek komisyonunu almak esasına istinad etmistir. Krep buraya dönünce Tubini ile beraber bazı temaslarda bulunmuşlar ve bu esnada birçok tanıdığa malik bulunan ve bir kardeşleri Denizbankın Teknoloji şubesi nriidürü olan Sed«n kardeşlerden istifade edebileceklerini hesab ederck derhal onlarla temasa girişmişlerdir. Filistin liderinin beyanati Kahire 26 (a.a.) Filistin liderlerin* den Nashashibi, şu beyanatta bulun muştur: «1 Filistin konferansında mutec fırkaları temsıl etmek üzere tayin edil miş olan iki murahhas, Londraya gitmi yeceklerdir, 2 Nadhashibi fırkası, Müftinin mu rahhasları mıktarmda murahhasa malil olmak hakkını elde etmedikçe, konferanr| sa mümessil göndermeği kabul etmiyecektir. 3 Bu fırka, konferansta temsil edilmediği takdirde konferans mukarrerat tammıyacaktır.» İmpeks kuruluyor Mahud İmpeks şirketinin bu temaslar neticesinde kurulmuş ve faaliyete geçmiş olduğu anlaşılmaktadır. Krep İngilterede iken, Türkiyede yapılabilecek diğer bazı işlerin de komis yonculuğunu almağı ihmal etmemiş ol duğundan şirketin istikbali açık görülü yordu. Nitekim bu grup, ilk iş olan 11 va purun mümessili bulundukları Hunter Svvan tezgâhlarına sipariş ettirmeğe muvaffak olmuş ve bu siparişi Denizbank îdare Meclisi ve Umum Müdürüne tasdik ettirmeği de temin etmistir. Söylendiğine göre almacak komisyonun msfı bu tasdık keyfiyetine bağlı olduğundan bu suretle grup, komisyonun yüzde ellisini almıştır. Bu komisyonun yüz bin lira kadar birsey tuttuğu da ilâve edilmektedir. Berlinde Yahudi aleyhtarl'Sî mtngiltere tmparatorluğu asla mağlub olmıyacak» Londra 26 (Hususî) Dahiliye Nazırı Sir Samuel Hor, bugün Svansi'de bir nutuk irad ederek demiştir ki: « Harb gayrikabili içtinab değildir. Fakat herşeye rağmen harb çıkarsa, în giltere ve Îngiliz imparatorluğu asla mağlub olmıyacaktır. En büyük kuvvet iktısadî ve malî kuvvet olduğuna göre, îngilterenin kuvveti meydandadır.» Berlin 26 (a.a.) Dün akşam, burada Sporpalasta Roma Berlin mihveri çerçevesi içinde büyük bir Yahudi aleyhtarı tezahür olmuş ve bu tezahürde Julius Streicher'in misafiri olarak İtalyan devlet Nazırı Farinacci de hazır bulunmuştur. İki devlet adamı da birer nutuk söylemişlerdir. îranın Vaşington sefareti tekrar açıldı Vaşington 26 (a.a.) Hull, yeni İran maslahatgüzarı Akbar Deftari'yi kabul etmiş ve maslahatgüzar kendisine 1935 te otomobilini «fazla süratle» sev kettiğinden dolayı Vaşingtondaki îran sefirinin tevkif edilmesi üzerine kapanmış olan îran sefaretinin yeniden açılmış ol duğunu bildirmiştir. Hull, îran hükumetinin bu kararından dolayı memnuniyetini beyan etmiştir. için geldiğini kabul etmeık icab ediyordu. Nevzad ilk hayretini hazmettikten sonra derin derin nefes alan arkadaşına sordu: HayiT oia, Şerif, hasta mısın? Şerif yüzünü buruşturdu ve Nevzadm yüzüne bakm«yarak başmı salladı: Hastadan beterim, dedi. ı « Venediği isteriz /» yük Paris 26 (a.a.) D. N. B. Birçok Üniversite talebesi bugün öğle vakti îtalya Büyük elçiliğinin önünde tezahuratta bulunarak «Venediği isteriz» diye bağırmışlardır. Polis müdahale ederek üc kisivi tevkif etmistir. Nevzad bir sigara yakarak, tekrar: «Gitmiyeceğim» dedi ve şirketin imzalanacak mektublarmı okumaya başladı. Hayır, çalışamıyacaktı. Bir cümle başına gelen «sermaye» kelimesinin ilk harflerini görünce «Selma» hatınna geliyor ve okuduğunu anlamasına mâni oluyordu. Mektubu kapadı ve önündeki evrak destesini masanın bir kenanna çekerek arkasma yaslandı. Dün de iyi çalışamamıştı. Halim ve Selma, nöbetleşe, yahud ikisi beraber, onun bir mevzu üstünde koyulaşmağa uğraşan zihnini birer ucundan çekiştirerek dağrtıyorlardı. Gcne de oldu. Süleyman Seden Denizbanktan çehildi îsmi bu hâdiselere kanşan Denizbank Teknoloji şubesi müdürü mühendis Sü leyman Seden dün Denizbanktan istifa etmistir. Süleymanın istifasının bankanın yeni Umumî Müdürü tarafmdan derhal kabul edildiği anlaşılmaktadır. sun. Ne oldu? Hasretten boğuldun mu? Çök defa onun yokluğuna tahammül güç oluyor, fakat imkânsız olmuyor. Alışacaksm. Her geçen gün muvaffakiyete doğru kat'î bir adımdır. Zaman seni himaye ediyor. Artık ne düşünüyorsun? îşine bak. Çalışmak da sana kuvvet ve SELMA ve OÖLGESİ Tefrika : 35*****+0**+** Şirkete öğleye doğru geldi. Odasına giderken yolunu kesen hademe, ehemmiyetli bir şey haber verdiği zamanlarda yaptığı gibi elini onun omuzuna değecek kadar uzatarak: Sizi bugün bir hanım iki defa telefonda aradı, dedi. Hademe Nevzadm bu habere ehemmiyet vereceğini neredeın biliyordu? Nevzadm telefonda bir kadm tarafmdan aranması fevkalâde bir şey değildi. Neden hademe gözlerini açıyor, kaşlarını kaldırıp indiriyor ve Nevzadm omuzunu tutacakmış gibi elini uzatryordu? Nevzadla beraber odaya giren hademe de^am etti: Birincisinde ben Ikonuştum. «Ille gelsin, dedi. Boğaziçine». İkincreinde Şükrü Bey konuştu. Nevzad odacının yüzüne sert bir hayretle bakarak: Yazan : Server Bedi Hademe fazla bir şey söylemeden çıkryordu. Nevzad emir verdi: Şükrü Beyi gönder bana. Biraz sonra Şirketin genc kâtiblerinden biri odaya girdi ve izah etti: Sizi Çubukludan Selma Hanım aradı. Hemen vapura binip yalıya gitmenizi... rica ediyor. Pek mühim bir... sebeb varmış. Çok ısrar etti. Kâtib odadan çıktıktan sonra Nevzad yerine oturdu ve acı bir gururla gülümsedi. Şüphesiz, bu pek mühim sebebe inanmıyordu. îçinde doğan büyük arzuyu «zmeğe çabalarken kaşlarını çattı. «Gitmiyeceğim» dedi ve ayağına takılan kâğıd sepetini bir tekme ile devirdi. İki gündenberi çok sinirliydi. Halim vak'ası, onun mizacında en sağlam itiyadlardan biri olan temkini bozmuştu. İki gündenberi Nevzad arkadaşından bir haber bekliyor, onu aramakta tereddüd 7 Peki, ne var bunda? Senin telâşm Bu hâdiseden iki gün sonra Nevzad ne? dedi. ediyordu. Kaç kere nefsine danıştı ve son hâdiseye aid mes'uliyetin kimde olduğunu vicdanına sordu. Aldığı oevab zerre kadar kendi aleyhine olsaydı gidip Halimin gönlünü yapmağa çalrşacaktı. Büyük bir tahammülden sonra en meşru ve zaptı kabil olmıyan bir müdafaa hamlesile onu göğsünden itivermişti. Daha elim bir hâdiseye sebeb olmamak için de hemen oradan uzaklaştı. Başka ne yapabilirdi? îki gündenberi Halimi o çirkin taarruza sevkeden hâleti rıiıiyenin sırrını arıyordu. Sebeb neydi, Yarabbi, sebeb neydi? O iğrenc kahkahalar, o tezyif sözleri, hakarette o ısrar, o takib ihtiyacı nereden gelmijti? Düzgün ve makul konuşan Halimi birdenbire çığırından çıkaran neydi> AHcol mü? Fakat içki mevcud bir sebebi taşırmış olabilirdi, hiç yoktan bir hakaret ihtiyacı yaTatamazdı. Nevzad bu vak'ada Selmamn parmağmı ve tesirini aramaktan bir an hali kalmıyordu. Fakat ne olmuştu? Hangi sırlı ve mel'un telkin eski bİT dostu böyle çılgın, küstah ve tecavüzkâr bir düşman haline getirmişti? Selmanm oynadığı oyun ne olabilirdi? rir.» Fakat işte, çalışamıyoTdu. Sonra başmı ağır ağır Nevzada çeviDerin bir nefes aldı. Sabahtanberi o rerek ilâve etti: kadar çok sigara içmişti ki artık tütünün Felâket! lezzetini duyamıyordu. Bir kah\« getirtNevzad doğruldu, feaşlarmı çath ve mek için zile basmadan e\"vel hademe ibajmı ona doğru uzatarak sordu: çeriye girdi. BİT şey söylemeğe hazırla Ne var? nırken, onu iterek içeriye biri daha girŞerif Nevzadm yüzüne babyordıı. Dündenberi kendi kendine yapmağa mişti: Şerif. Hademeye bağırdı: Gözlerini brpmadan: Çekil sen, haydi, ben yabancı deçalıştığı telkin şuydu: «Ne üzülüyorsun? Halim... dedi. ğilim. Şükret ki bu mesele daha çapraşık bir safNevzad sıçradı ve daha yüksek sesl« Yüzü kızarm^tı ve lâkırdı söylerken haya girmeden kapanmak üzeredir. Kendini kurtarmak için sevdiğin iki insanı da soluyordu. Hademe dışarı çıkınca Şerif tekrarladı: Ne var? feda edeceksin. Biri sana oyun oynamak Nevzadın karşısındaki sandalyeye oturdu, kollannı iki yanına sahvererekt Şerif başını önüne iğdi, sonra ağır ağır Of...dedi. kaldırarak Nevzadm yüzüne baıktj, alNevzad Şerifi hiç bu halde gorme çak sesle: mişti. Bazı lâübali hallerme rağmen o întihar etti! dedi. nun ciddî b.ir müessese içinde böyle bir Nevzad birdenbire ayaga lcalkmışti. tavır takmtlığı yöktu. Mühim bir meeele (Arkaet var). istedi, öteki hakaret etti. Belki de birbirlerinden kuvvet alarak bunu yaptılar. Sen neticeye bak: îkisi de bir daha yüzlerine bakmamak hakkını sana vermiş oldular. Onlardan aynlmak zor mu? Ölmezsin. ^şte, günler var ki Selmayı görmüyor

Bu sayıdan diğer sayfalar: