7 Şubat 1939 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 6

7 Şubat 1939 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURİYET Şubat 1939 Fransanm resmî cellâdı nasıl öldü? Cellâd, bir şakinin kafasmı kesmeğe giderken yolda kalbi durdu Türk sporunu beyneîmilelleştirmek Yazan: NÜZHET ABBAS Memlekette sporu ileri bir duruma çıkarabılmek ıçın elimizdeki vasıtalardan biri de hiç şüphesiz Türk sporunu beynelmilelleştırmek, yani tabir caizse malımızı beynelmilel pazarlara tamtmaktır. Böyle bir fi'kir ortaya atmca şu sual karşısında kalırsak, suali soranları haklı bulunız: Beynelmilel pazarlara arzolunacak kalitelerde mahmız var mıdır? Ve biz de derhal evet diye cevab verir, davamızı ispata davet olunursak şöyle ispata kalkışınz: Beynelmilel alanlarda muvaffakiyetle teşhir olunmak çağına gelmiş bulunan sporlarımızı es'ki ve yeni sporlar diye ıkıye ayırmak icab ederse de biz şimdılik böyle bir tasnife hâcet görmeksizin söz söyliyelim: Giîreş bancıların bile muhtac oldükları teknik bılgıler vardır. Valinin riyasetinde yapılan içtima Stadyom işi ve kulüblere yardım meselesi konuşuldu Vali ve spor mmtakası reisi Lutfi Son senelerde aldığımız neticelere Kırdann teklifile her ayın ilk haftası bakarak bir hüküm yürütmek icab ederse futbolün beynelmilel pazarlara arze kulüb reislerile yapılacak olan toplandılecek kalitede olmadığı göze çarpar. tmın ikincisi dün ateam mıntaka merFakat hâdise böyle olmakla beraber ha kezinde vapılmıştır. Bu toplantıda teşkikat bu merkezde değildir. Modern kilâta bağlı yirmi iki kulübden Galatasporlar arasında Türk karakterine en saray, Fenerbahçe, Beşiktaş, Beykoz. Süuygun bir spor olarak futbolde bir va leymaniye, İstanbulsDor, Topkapı, Beykitler ve o zamanki Slavya gıbi takım lerbeyi, Davudpaşa, Kasımpaşa, Galata ları yenmiş olduğumuzu düşünecek olur Gencler ve Boğaziçi kulübleri murahsak haklı düşündüğümüzü teslim etmek haslan bulunmuştur. Lutfi Kırdar, umuica'b eder. Biraz da Avrupa ve İngiltere mî işlerin çokluğu dolayısile oyun safutbolünü tamdığımız için futboldeki haları hakkında verilen raporları tetkik gerginliğimizin federasyonlarm âtıl ve edemediğini. Dolmabahçede yapılacak çekingenlik siyasetine davanan faali stad işinin bir rapor halinde Heyeti VeYakın mazideki tecrübelerle de öğren yetsizliklerinden ileri geldiğini tered kileve verildiŞini sövlemiştir. Vali. Dolmiş olduk ki bu sporda dünya ile boy düdsüz söylıyebiliriz. Bugün elde mev mabahçe stadı yapılırken Gazhanenin r ölçüşecek çağdayız. Çok eski zamanlara cud oyuncular arasında, Avrupada de stad yerine ithal edilmesi işile a^ ^ca dayanan bu millî sporumuzun kaynağı ğıl, İngilterede bile birinci sınıf oyun meşgul olacağını da bildirmiştir. Vali, Anadolu köyleridir. Ve bundan dolayı cu derecesmi bulmuş gencler var. Bun Ankara stadını yapan İtalyan mimarı Cellâd Anatole Deibler da memlekette ilelebed yaşayacaktır. ları bir araya getirir ve bir usul ve in Vijoletti'nin Dolmabahçe için evvelce Yapılacak iş memleket dahilinde oldu tizam içinde ivi bir antrenörün idaresin hazırlamış olduğu plânlann muvafık olFransanın resmî cellâdı Anatole Deibğu kadar harıcinde de mümkün olduğu de çalıstırırsak bir ıki sene içinde çok duğunu ve 1 haziranda inşasına başlaler'in, bir kalb sektesinden öldüğünü iki nacalt bu stadın bu mimar tarafmdan kadar fazla güreş yapmaktır. Türk millî iyi neticeler alırız. gün evvel, telgraf haberi olarak yazmış takımım Avrupava göndermek. mutlaka, yapılacağını da bildirmiştir. Kulüblere Atıcıltk ve avcılık yapılacak malî yardımın. mıntaka spor tık. Geçen asnn başmdanberi cellâdlığı şart değildir. Yüksek kabiliyet ve istiİtiraf etmeliyiz ki bugün için bu spor direktör vekili Muhtar tarafmdan haveraset yolile meslek edinmiş bİT ailenin dad sahi'bi gencleri *B» takımı ünvason çocuğu olan Deibler, cuma günü sa nile Avrupada çarpıstırmak maksadın larda biraz geriyiz. Her ikisi de millî zırlanacak bir rapordan sonra tatbikına sporlanmızdan olmasma rağmen geri başlanacaktır. Stadların Belediyeye verbahı Pilorge ismindeki haydudun kafa husulüne kifayet eder. Elverir ki güreş liğimizin sebefblerini araştırmaktan zi diği yüzde yirmi verginin mikdarı testeşvik edilsin. sını kesmek üzere Rennes şehrine gideryade inkişaf için düşüncelerimizi yaza pit edildikten sonra bunun kaldırılması Bimcilik ken, yeraltı trenine (Metro'ya) bineceği lım: Memleketin her tarafında bedava için Belediveve müracaat edilecektir. 1 Bu sporda da tıpkı güreş vaziyetinde denilecek kadar ucuza mal olacak atış haziranda Beledivenin spor işleri için asırada birdenbire yere düşmüş, etraftan koşusanların yardımile nakledildiği has yiz. Az bir himmet ve çok sık beynelmi imkânlan, poligonlar vücude getirme yıracağı üç yüz bin liranm yüzde sektanede, biraz sonra kalb sektesinden öl lel müsabaka sayesinde Türk süvarileri, liyiz. Güvercin plâklan ve şimdi Ame seni yapılacak büvük stadlara, geri katarihî şöhretlerini bir daha yaşatmak «FOTOCRAFLA ATATÜRK» CUMHURÎYET MÜrikada çok revacda bulunan Trap Sho lan kısmı da her sene dört veyahud beş müştür. kudretini haiz olduklarını beynelmilel kulübe oyun yerleri yapmaları için veMesleğile telif edilemiyecek derecede spor âlemine ispat etmişlerdk. Yalnız oting tesisatı vücude getirmeliyiz. Av rilecektir. ESSESELERÎNDE HAFTALARCA UĞRAŞILAnazik, mütevazi ve kendi halinde bir a bu sporun genc kabiliyet ve istidadlan fişeklerinin tanesini en fazla üç dört kuruşa indirmeliyiz. Avcı Tîulüblerini çoRAK ÎTÎNA ILE HAZIRLANMIŞTIR 'dam olan Antoine Deibler'in dedesi, nı seçebilmek için atçılıOc ve biniciliğin Bir Bulgar takımî gelmek kasaba ve köylerde de ihvası şarttır. Bu ğaltmalı, av hayvan ve kuşlannm hiOndokuzuncu asir bidayetınde cellâdhmayesi için lüzumlu bütün tedbirleri alistiyor Cevgili Atamızm anlı bir tarih hağa başlamış bir köylü idi. Onun oğlu şümullü işe yalnız spor için t değil, millî mahyız. îşte tez elden beyneîmilelleşzinesi olan bu müdafaa ve köy kalkınması bakımmdan Bulgaristanm tanınmış takrmlanndan T ^ ekserisi hiçbir oseph Deibler, 1858 senesinde resmen da mecburuz. At millî servet, süvari tirmek üzere ele alacağımız sporlar fik A. C. 23 nammdaki futbol takımı iki albümü karıştırırken yerde çıkmamış kıyl"ükur~.et cellâdhğına tayin edilmiştir. canlı kaledir. tkisine de varımızla yoğu rimce bunlardır. Bunlarm haricinde kaEbedî Şefimizın ölmetli 300 den fazla maç yapmak üzere müracaat etmiştir. T ceph Deibler'in oğlu ve Anatole'un muzla dört elle sanlmalıyız. Binicilikte lan sporlara gelince, bunları daha evvel fotoğrafı yuvamzm emez hâtıralarını yaMalî anlaşma yapüdığı takdirde Bulgar ' ıSası Louis Deibler, bu korkunc mes geçen vıl yüzümüzü ak eden kahraman millilestirmek mecburiyetindeyiz. Bu takımı cumartesi ve pazar günleri, Şişbedi süsü olacaktır. şayacaksınız. ' ;e intisab etmek istemediği için asker subaylanmızm memleket hesabma ka meyanda atletizmi bütün orta, lise ve li ve Pera takımlarile iki maç yapacak1 k vazifesini yaptıktan sonra devlet me zanmıs oldukian zafer ve serefin ardı yüksek mekteblere sokmak birinci de tır. m.riyetine girmiş, fakat, sonunda gene arası gelmez birDsel gibi temadisine ne recede teşebbüs edeceğimiz işlerdendir. Seyircisi az olan tnı spor behemahal bu cellâdlık vazifesini deruhte etmek kadar gayTet et<= k azdır. ÜNtVERSİTEDE bir mekteb sporu olarak inkişaf eder. mecburiyetinde kalmıştır. Bütün cellâdOkçuluk Atesine ne kadar zorlansa faydası azdır. I'k mesleği zarfında bin tane kafa kesOkçuluk yanında cirid ve kalkanı zikProfesör Sıddik Samiye Tenis, eskrim, golf ve deniz sporları gibi tıkten sonra, artık, ellerini kana bula retmeyişimin sebebi bu son ikisinin bizde henüz heveslisi az olan sporlara ameliyat yapıldı maktan usanıp cellâdlığı bırakan Louis beynelmilel spor bakımından canlı birer gelince. bunlar iyi bir himmete muhspor olmadığındandır. Okçuluk ise son nin yerine, oğlu Anatole geçmiştir. AnaBir müddettenberi boğazından rahattacdır. Herşeyden evvel bunların vasi tole Deibler, cellâdlığa başladığı zaman senelerde ve bilhassa Amerikada son mikvasta propagandasmı vapmak ve sız bulunan Hukuku düvel Profesörü 31 ya=ında idi. Metro istasyonunda kalb derece sevilen modern bir spor halini al malzernesini çok ucuzlatmak mecburi Sıddik Samiye Şişli Sıhhat Yurdunda mıştır. Biz de okçuluğun anayurduyuz sektesinden öldüğü zaman 76 yaşında ve bir ameliyat yapılmıştır. Ameliyat mudesek mübalâga etmiş olmayız. O'kçuhık yetindeyiz. Bu meyanda kayağm da ay400 mahkumu idam etmiş bulunuyordu. hakkındaki eski eserleri derhal yeni ve ni şartlara tâbi olduğumı unutmamah vaffakiyetle neticelenmiştir. yız. Diğer taraftan voleybol ve basketAnatole Deibler'in hayatına dair an anlaşılır bir dile çevirmek, hatta bunTürk Hukuk tarihi dersleri bol gıbi memlekette oldukça tutunmuş latılan hâdiseler arasında şayanı dikkat lan yabancı dillere, hele ingilizce ve alHu'kuk Fakiiltesi birinci smıflnda mancava tercüme etmek en gerekli va ucuz sporlar da vardır. Fakat bunlar da olanlardan birisi, bütün dünyadan Giyogene daha zivade mekteb oyunlan arası Profesör Sadri Maksudiden münhal kazifelerden biridir. Cünkü bunlarda vatin siparişleri alan marangoz Heurteloupna girerler. İşe programla başlamak ve lan «Türk Hu'kuk tarihi» dersi bu sönun, kızını, Anatole'a vermek istemememestrden itibaren Profesör Honnig tagibi muntazam işliyen bir âlet haline ge beynelmilel sahada kuvvet vereceğimiz sidir. İdam âletlerı yapan adamın, o âsporlan ayırarak ona göre ve çizilen raiından okutulacaktır. tirmişti. letleri kullanan adamın oğlunu, eli kana Yukanda da söylediğimiz gibi, öldü programı yarı yolda değiştirmemek şarKonferans bulandığmı bahane ederek damadlığa ğü gün, haydud Pilorge hakkında veril tile muvaffakiyet, fikrimce köşeyi döBugün saat 18,10 da Prof. Dr. Obernnünce bizi beklemektedir. Köşeyi dönkabul etmemesi genc Anatole'u pek mümiş olan idam hükmünün ertesi sabah dorfer tarafmdan «Hipofis uzviyetin baş memize de çok az kaldısına inanıvorum. teessir etmişri. infazı için Rennes şehrine gidiyordu. NÜZHET ABBAS guddesi» adında bir konferans verileBir müddet sonra Anatole Deibler, Cellâdın bu anî ölümü, haydudu yirmi cektir. bisiklet yarışlarında tanıdığı güzel bir bidört saat için idamdan kurtarmıştır. Stadyum kupası sikîetçi kızla evlenerek mes'ud bir aile Katil, cellâdın ölümünü haber almca Kurban bayTammda yapılan ve GaMuhtelif yerlerinden teşkil etmiş, münzevi bir hayat geçirme sevineceği yerde müteessir olmuştur. Zilatasaravla. Fenerbahçenin kazandıkları ğe başlamıştı. yaralandı ra, idam cezasının affı için ReisicumhuT galibiyetler dolayısile ortada kalan Deibler'in senede 20,000 frank maa nezdinde teşebbüste bulunulduğu kendi «Stadyum kupası» henüz verilmemiştir. Salâhaddin isminde birisine aid şoför şı vardı; her idamda da 2500 frank taz sine söylendiği zaman, haydud Pilorge, Kupamn hangi takıma verilmesi lâzım Vartan idaresindeki otomobil, evvelki 1 minat alıyordu. affedilmek istemediğini, bir an evvel i geldiğini tespit etmek için bayram maç gece saat 22 de Haydarpaşa caddesinde Şili Elli bin kişinm hayatına mal olan son Şıli zelzelesinin SantiyaDeibler, Giyotini kabil olduğu kadar dam hükmünün infazmı beklediğini söy larım idare eden komite bir toplantı ya Ali Volkan isminde birisine çarpmıştır. ıstırabsız bir ölüm temin etmesi için mü lemiş ve bu af teşebbüsüne karşı fena parak ortada kalan bu kupa işini halle Ali Volkan muhtelif yerlerinden yara godaki tahribatından bir manzara. lanmıştır. Suçlu şoför yakalanmıştır. decektir. temadiyen tekemmül ettirmiş, bir saat halde hiddetlenmişti. futbol Fotoğrafila Atatilrk Her ev için ebedî hatıra olan büyük eser Fotografla Atatürk Her yerde araymız. ^ i Tarihte misli görülmemiş felâket f J Yazan: VİKÎ BAUM Cevîren: HAIVTDÎ VAROĞLÜ DDO Eve'in'i, oraya, «Chez Rosset» lokan sanın altmdan, Evelin'in elini yakaladı. tasına götürdü; yemekleri itina ile seçti, Genc kadmın parmağında nikâh halkası sonra konuşmağa başladı. Çok fazla ve vardı. Eli hâlâ soğuktu ve hafıfçe titriçok hızlı hızlı konuştuğunun, biraz sonra, yordu. kendisi de farkma vardı. Biraz sinirliyBirdenbire, lokantanın öbür ucundan, di. Ve bu sinirlilik manasız birşeydi. Alman olduğu besbelli bir erkek, masaFakat, vaziyet, icabettiği kadar basit ve larına doğru yaklaştı. Evelin'i selâmladı. tabiî değildi. Frank, bu adama, istikrahla bakıyordu. Eveün, telefonla yapılan âşıkane bir Adamın, ince, kum rengi saçları; burdavete icabet etmiş, Parise gelmişti. Bu, rnında, masalı bir gözlüğü vardı. Yanahayli mânidar bir hüsnüniyet eseri idi. ğı, iri üç tane yara izinin çirkin manzaFakat ayni zamanda, bu kadın öyle in rasını tasıyordu. Evelin'e yüksek sesle ve ce, öyle afifti ki, insan adeta ürküyordu. gırtlaktan gelen heceleri bol cümlelerle Frank, alelâde bir macera karşısında ol hitab ederek konusuyordu. Evelin'in, bu mad:ğmı göTayor, kendisini, bir balay: sözlere cevab verirken, yüzünde, ıstırablı =eyahatinin ilk gününde tahayyül ediyor bir ifade peyda olduğuna, Frank dikkat etti. du. E\elin, bu vaziyette gayet rahat eder O esnada, kadmlara mahsus tırvaletin ""ünüyordu. Frank, kendi kendine «Ben kapısı önüne gerili perde aralandı ve e budala mıyım, neyim? diye düşündü. genc, fakat şayanı hayret derecede soğuk 3u Berlin kadınlan, belki de sık sık Pa bir kadın, o sevimsiz erkeğin yanına yak'se seyahat ederler». Elini uzattı, ma'aştı. Frank, bu gibi ahpabları bulundu gundan dolayı Evelin'e için için acıdı. Hangi neviden değilsin? Ve hanBu ahpablardan ayrıldıklan zaman, gi nevidensin? Bu muıhavere onu biraz sinirlendirEvelin bitik bir halde idi. Frank, parayı verdi, çıktılar. Solgun bir güneş, bulutlar mişti. «Ormana gidelim» diye düşünarasmdan yol bulup sokağa süzülmüştü. dü. Ormanm, aşk maceraları üzerindeki müsaid tesiri mücerrebdi. Frank tereddüdle sordu: Taksiye bindikleri zaman, gökyüzü Şimdi? karardı ve ikinci bir sağanak geldi. YağEvelin, ayni sözü tekrarladı: mur damlalan, otomobilin pencerelerine Evet, şimdi? Frank, telâşla bir ikinci sual sordu: ve damma çarpıyordu. Evelin, sükut i Âşıklarm, Pariste bu saatte ne çinde, ıslak camîardan dısan bakıyordu. Portakallar, yavaş yavaş, Framk'm zihniya^tıklarını bilir misin? Bu sual, Evelin'in yanaklannı hafifçe ni tekrar işgale başlamıştı. Mukavele... pembelestirdi. Frank, içinden şu suali ge Kırk bin sandık... Her sandıkta iki çent rirdi: «Yoksa, bu teklifi mi bekliyor ve üçte bir çent zarar... Mecmuu dokuz yüz otuz üç dolar ve birkaç çent rutudu?» yor... Seyahat masrafları da haric... FaEvelin: Evet, dedi, biliyorum, perdeleri kat, ne de olsa, bu, Avrupa ile bir başindirirler, odaya kapanırlar. Böyle, gü langıçtı. Üsttarafı kolaydı. negündüz sevnşmek senin hoşuna mı gi Araba durduğu zaman, Frank kafasını toplamağa çalışıyordu. Yagmur durder? muştu, fakat her taraf henüz ıslaktı. Güpegündüz sevişmekten bahsederken, filân veya falan şarabm çeşnisinden bah Frank, Evelin'in koluna girdi; parmakseden bir erbab lisanı kullanıyordu. ları, omın parmaklarmda kenetlendi; ısFrank onun elini tuttu ve kendi göğsüne lak cakıllar üzerinde ilerlemeğe başladılar. Bu, otomatik bir hareketti: Aşkta, bastırdı. Evelin: Fakat, diye ilâve etti, ^en o nevi hep ayni hareketlerin tekerrür edişi nekadar yazık! Lâkin, bu tekerrürün iyi kadınlardan değilim. bir tarafı da, kolaylık ve basitlik temin Frank şaşalamışü: etmesidir. Frank sabırsızlanıyor, yagmur Island körfezindeki motörlü kayığı; Kadan sırsıklam ormanda vakit kaybetme rolin'deki eski malikânesi; Noel gecesi, ği rnanasız buluyordu. Soğuk ve ıslak ve açık havada, koca ateşlerin etrafına sandalyeler üstüne oturarak, Evelin için toplanıp şarkı söyliyen zenciler; avlar, çikolata ısmarladılar. Yarm, herşey bit beygirler, cenubî Kaliforniya'daki portamiş olacaktı. Frank, tekrar «yazık!» di kal bahçeleri, Santa Barba'daki ev; Çinye düşündü. Evelin'e hasredecek zamanı de, Filipin'de, Kuba'da, harb esnasmda olsa, belki de, güzel ve harikulâde birşey geçirdiği ıgenclik yılları... Hem anlatıyapabilirlerdi. Ne güzel, gümüş gibi par yor, hem «pek fena değilmiş» diye düşünüyordu. Nihayet, yalnız portakallalak kirpikleri vardı! Evelin, onun düşüncelerini yarıda kes nndan bahsetmeğe başladı. Bir tecrübe bahçesi vücude getirmişti; orada, müteti: madiyen yeni cinsler yetiştiriliyordu. Bu Nekadar garib adamsın! dedi. Dikkatle ona bakıyordu. Yüzü, yüzü nürnunelik portakallar, daha şjmdiden nün ta yanında idi. Bu kadar yakmdan pekâlâ tatlı ve çekirdeksiz meyvalardı. babnca, cildi, mat bir maden kadar mü Bir de, bunlara, İspanyol portakallarınm ekşimtırak tadını ve nefis kokusunu vercellâ idi. di miydi... Anlat bakayrm bana, dedi, nasıl yaşarsm sen? Nereden geliyorsun? Ne îşlerinle meşgulken başka hiç birreye gidiyorsun? Ne düşünüyorsun ? Se şey düşünmez misin? nin hiç birşeyini bilmiyorum. Ne gibi? Hayır... Galiba düşünFrank, korkmuş gibi bir tavırla: mem. Her erkek böyledir zaten! Aman! dedi, istintak oluyoruz. Evelin, birdenbire, onun ağzında duSonra, mütereddid, kendisinden bah ran sigarayı aldı; ku"v\'etli bir iki nefes setmeğe basladı. Bu, kendini ilk anlatışı çektikten sonra iade etti. Bu harekette, idi. Anlatırken, herşey, bir başka renk içten gelen, anî ve beklenmec!;1 ^ r « > =alıyor ve zannettiğinden daha enteresan mimiyet vardı. görünmeğe başlıyordu. Nevyork'taki ya Daha anlat. zıhanesi; iş için yaptığı seyahatler; Long XArkast var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: