February 12, 1939 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5

February 12, 1939 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

12 Şubat 1939 C" T * ı Çocuk ve terbiye tktısadî hareketler Ereğli mi, Çatalağzı mı? AKYÜZ Küçüklerime açık mektub Yazan: AL1 KÂM1 Küçük mekteblilerim; Nasıl, mektebinizi seviyor musunuz?.. Sevdiğinize şüphem yok. Fakat acaba içinizde mektebe isteksiz gidenleriniz, derse çalışmayı angarya sayanlarınız var mı? Varsa ne yazık! Düşiinünüz ki mekteb sizin için daha ziyade bir zevk, bir eğ'erce yeridir. Çünkü bilmediğini öğrenmek de bir zevktir. Mekteb olmasa akşama kadar günleriniz nasıl boş geçecek. Düşünün! Bir hafta geçmeden gene mektebinizi arıyacaksmız. Onu özliyeceğinize hiç şüpheniz olmasın. Medenî dünyanın her tarafında sizinle ya^ıt çocuklar hep mektebe gidiyorldr. Sade siz yaşta olanlar mı? Daha büyük ağabeylerinizin de mektebe gittiklerini görmüyor musunuz? Sonra çırak mekteblerine, gece derslerine devam eden işçiler, esnaflar var. Onlar gündüz akşama kadar ekmek parası çıkarmak için ölesiye çalıştıktn sonra yorgun argın tam dinlenecekleri sırada gene okuyup yazma öğrenmeğe çalışıyorlar. Çünkü sizin kadarken mektebe gidememiş, öğrenememişler. Yetişip asker olmuş köylü delikanlılar vardır ki dağ tepe talimden gelirler ve uzanıp dinlenmeden okumaya koyulurlar. Bir îtalyan edibinin dediği gibi dünyanın birçok yerlerinde sağır, dilsiz çocuklar, kör çocuklar, kendilerine göre yapılmış alfabelerden okuma yazma öğreni yorlar. Düşününüz bugün yalnız bizim memleketimizde, Türkiyede yüz binlerce küçük mektebli ilkokula gitmektedir. Ortarr.ekteblere, san'at mekteblerine, liselere, fakültelere devam eden ablalarınız ve ağabeyleriniz de başka. Bu yalnız bizim memleketimizdekiler. Düşünün ki dün yanm her tarafında milyonlar ve milyonlarca sayılan koca bir çocuk ordusu her sabah okumak, öğrenmek için harekete ge çiyor. Bunların içinde yalmayak, yarıçıplak, çıkmındaki ekmeği katıksız akşamı edenler var. Memleketimizin Izmir, Adana, Mersin gibi yazm oldukça sıcak; Sıvas, Erzurum, Kars gibi kışın çok soğuk yerlerini düşünün. Hele dünyanın daha nekadar çok sıcak ve nekadar çok soğuk memleketleri var. Buraların kızgın güneşleri veya buz tutmuş havası içinde izbe yollardan, dar patikalardan yokuşlan inefek bayırlan aşarak teker tfcker vfeya küme halinde mektebe gidepleri bir düşü nün. Dilleri, çehreleri başka, giyinişlefc başka milyonlar ve milyonlarca çocuk hep ayni şeyleri öğrenmek için mektebe gitmektedirler. Şimdi her memlekette birer kannca yuvası gibi toplanıp cıvıldaşan bu çocuk dünyasını, bu çocuk yuvalarını zihninizde bir dağıtm ve mektebleri bir daha açılmamak üzere kapatm. Bakalım ne olur? O za man evlere sığamıyan, sokaklara dökülen o milyonlarca çocuk, yarının insanhğını kuracak olan sizler ne olacaksmız? Bu medeniyet, ilim, san'at, fen.. hep yıkılacak. Ortaya koca bir işsizler ve serseriler ordusu çıkacak ve herkes birbirini yiye cek!.. O h ! Buna kim razı olur?.. Öyleyse gayret, yavrularım! Ey büyük irfan ordusunun küçük askerleri! Kitablar.. îşte sizin silâhlarımz onlardır. Ve r'iinvanm her yeri bir imtihan meydanı dır. Zafer büyük Türk milletinin şerefi ve msanlık kaygusudur. Türk erleri göğsü nü gere gere harbe gider, kaçmayı hatı rından bile geçirmez. Siz ki bugün irfan ordusunun küçük erlerisiniz, o ordunun korkak neferlerinden olmayı kabul eder misiniz ? Fakat pek iyi bilirsiniz ki mektebe gitmekten maksad boşuboşuna vakit geçirmek değil, birşeyler öğrenmek, işe yarayacak bir adam olmaktır. Öğrenmenin güçlükleri ve size güç gelen tarafları da olabilir. Güçlükleri yenmekte bir zevk vardır. Mektebin yalnız oyun ve eğlence tarafına heves edip güçlüklerinden kaçmmak ve yılmak demin dediğim korkak neferlerden olmak demektir. Oyun hakkınız, fakat çalışma da vazifeniz olduğunu u nutmayın. Vazifesini yapmıyan hakkını kaybeder. Çok çahşıp sersem olmamak, çok oynayıp terlememek şartile biraz kafanızı, biraz da vücudünüzü yormalısmız ki ertesi gün kuvvetiniz biraz falzasile yerine gelsin. Ama kendinizde bir halsizlik buluyorsanız, hele biraz ateşiniz varsa, zaten yorgun demeksiniz. Üstelik yorulmağa gelmez. Belki hastasınız. Hasta çocuk oynamaz. Yatağında uzanır, dinlenir. Şimdi size birşey soracağım, yavrula rım: Siz kendi kendinizi kontrol ediyor musunuz? Kendinizi, üstünüzü, başınızı, defterlerinizi, kitablarınızı kontrol. Hani bazı, evde annenizin, mektebde öğretmeninizin yaptığı ğibi ispektörvari bir kontrol. Gözlerinizi bir çift yabancı göz yerine koyarak hiçbir eksikliği atlamıyan bir müfettiş gibi kendinizi ince eleyip sık dokudunuz mu? Bu gözle dişleriniz, elleriniz temiz mi, tırnaklarmız kirli mi, dikkat ettiniz mi? Biliyorum, içinizde saçlanna merakı olanlar var. Elinizde tarak küçük aynanıza bakarak onlarla epeyce meşgul oluyorsunuz. Fakat üstünüz leke içinde, kitablarmız, defterleriniz kirli ve bakımsızsa yalnız saçlarmızın muntazam taranmış olması temizlik imtihanmda size iyi bir not kazandıramaz. Kendisine ve kendi eşyasma karşı böyle kayıdsız olanlar evinin, mektebinin temizliğile ilgili ola rrazlar. Onun için bazı mekteblerin sıralarında çakı ile oyulmuş isimler, duvarlarında tebç§jrle veya kurfunkajçmile ya4 zılar veya resimler görülür. Yerlerde kâ§ıd kırıntıları,. yemj§ k^abuklan göze §arpar. Bunları görmeğe alışmış gözler çirkinliğini farketmez bile. Fakat yabancı bir göz o mekteb talebesi içinde temizlik ve bakım notu sıfır olanlar bulunduğunu anlar. Anlar ki öyle çocuklar etrafını, etrafmdaki eşyayı kayıncı bir gözle gör mekten uzaktırlar. Çünkü onlar için kendi eşyalarmı, elbiselerini, ayakkablarını bile korumak âdet olmamıştır. Bu terbiyeden mahrum ne çocuklar vardır, biliyorsunuz! Mekteb idaresi vakıa onlara temizlik alışkanlığını vermeğe çalışır. Fakat onun yapacağı nihayet bir kalıptan ibarettir. O kalıbın ruhu asıl sizsiniz, o sizi düşünmeğe davet eder. Fakat düşünecek olan asıl sizsiniz. Ben de sizi şimdi bir dakika düşünmeye ve bir karar vermeğe davet ediyorum. DUYDUNUZMU PAZABDAN PAZABA Soğukkanlilık îngilizlerin soğuEkanlılığı meşhurdur. Çok güzel fıkralara mevzu teşkil etmiş olan bu soğukkanlüığa dair yeni bir hikâyecik daha dinledim. Vak'a, bir çay ziyafetinde geçiyor. Masamn başında, kadmlı erkekli sekiz on kişi var. Bir de gene bir İngiljz. Fakat İngilizde surat bir karış. Belli ki keyfi yok. Evsahibi kadın, davetlisini ağırlamak için: Bir pasta almaz mısınız? diyor. Hayır, teşekkür ederim, esasen yedim. Biraz geçiyor. îkinci bir teklif: Bir çay içtnez misiniz? Hayır, teşekkür ederim. Esasen îçtim. Sofrada, gene ve somurtkan İngilizden başka h«rkes gülüyor, söylüyor, eğleniyor. Evsahibi, davetlisinin keyifsizliğinden mustarib bir ikrama daha cesaıetle» niyor. Galiba bir şeye canmız sıkılıyot, Hiç gülmüyorsunuz. Ali Kâmi AKYÜZ Memleket barolarmda faaliyet [Baştarafı I inci sahifede] yiz mahkemesi birinci reisi yapacaktır. Bütün memleket barolarmda, her elli avukata mukabil bir namzed ayrılacak, namzedler tespit olunarak listeler Ankara Barosuna gönderilecektir. İstanbul Ba rosunun namzedleri, Baro mevcuduna göre 13 tanedir. Ankara Barosu, bütün mem'eket barolarından gelen listerlerdeki namzedlerin isimlerini topluca barolara bildirecek, barolar da bütün namzedler arasırdan üçer tanesini seçeceklerdir. Bu neticeler Adliye Vekâletine yollanacak, Vekâlet de bunlardan en fazla rey almış bulunan üç avukata haysiyet divanında yer verecektir. tinde toplanan komisyonun bundan sonraki içtima tarihi, yirmi bir şubat salı günü saat on dörttür. Bu komisyonun başlıca işi, Adliyede temlik işlerile, muakkiblikle, senedleri şahıslarma ciro etmekle meşgul olan ve avukat olmıyan kimselere dair bilgilerini, bu hususta alınacak tedbirlere aid mütalcalarını, Baro idare meclisine bildirmek tir. Şimdiye kadar otuz kişinin yeni ka nuna aykırı vaziyctte harekette bulun dukları tespit edilerek, isimleri Baro idare meclisine yazılmıştır. Baro idare meclisi de, müddeiumumiliğe buna istinadla malumat vermiştir. Müddeiumumilikçe, bu gibi kimseler den beşi aleyhine takibat açılmıştır. Geri kalanların vaziyeti tetkiktedir. Şahsına dair olmıyan bir işi, alâkadarm vekâletini haiz olmadığı, Adliyede iş takib edecek sıfat ve salâhiyeti bulunmadığı halde takibe teşebbüsten bir kişinin muhakemesi, devam safhasmdadır. Teselli listesi Mezarhk ve park İtalya Sekiz senedir tetkik edilmekte olan bu meselenin son safhasına gelmiş olduğu göFransa Hâlâ mı imtihan ? Vakte teşekkür rülüyor. O günün vaziyet ve icablarına u Teselli listesi ilya Fransa göre bu düşünce gayet yerinde idi. Çünİtalya Fransadan Bugünlerde memkü Ereğli, Karadenizin en faal limanı, bir şeyler istiyor. leket münevverlerine en tabiî sığınağı ve nihayet hiç değilse Fransızlar buna sadeiki nevi liste heyecan şöyle böyle bir limana en çok muhtac oce omuzlarını silkevermeğe başladı. Bun lan yer idi. Ereğlinin yanıbaşında Çatalrek: «Zırnık vermelardan birincisi Halk ağzı isminin geçmişi çok yakın bir tarihe yiz!» demekle iktiPartisinin seçimde tesadüf eder. Bilhassa, bu isim, Karabüfa ettiler. Kuvvetinnamzed göstereceği kün demir ve çelik sanayiimizin merkezi den emin bir millet dc jahtiyarların listesidir olarak seçilmesinden sonra zihinleri daha ki henüz bundan kimsenin haberi yok; başka türlü yapuiaz. Şimdi ise, bilâkis bir fazla çekmeğe başlamıştır. çok Fransız gazeteleri İtalyanın müttefiîstanbulda Nafıa ve İktısad Vekâleti ikincisi de bir Lisan ve Edebiyat Akadeki General Franko'nun büyük ve muzafmurahhaslarından mürekkeb bir heyet ka misi kurulacak olursa içine gireceklerin listesi ki bunu bir yandan arkadaşımız fer bir kahraman olduğunu yazıyorlar falarda düğüm haline gelen son bir noktanın ne derece yerinde olduğunu tetkik Hikmet Feridun Es, son anketinde neş (meselâ meşhur Le Temps, Le Journal etti. Çatalağzında bir liman inşasına kar rediyor, bir yandan da Yedigün mecmu ilâh... gazeteleri) ve İtalya ile dostluğun şı yapılan itirazların en kuvvetlisini teş ası, daha ayrı bir şekilde, yani sade lis faydalarından bahsediyorlar (meselâ Intransigeant gazetesi). Fransada, General kil eden, burada bir liman olmasma deniz te olarak neşretmeğe hazırlanıyor. Franko'nun bu kadar alkışlandığını görüp cilik bakımından imkân olmadığı noktası Bu listelerden birincisi ne kadar geridi. Bu, komisyonda etrafile tetkik edildi. çekse, ikincisi de o kadar muhayyel. Bi de buna kızanlar artık yalnız komünistNe karar verildiği bilinmiyorsa da deniz rincisi ne kadar refah ve itibar vadedi lerdir. Çünkü onların Fransız toprağından ciler böyle bir iddiayı yersiz bulmakta yorsa, ikincisi de o kadar kuru pöhpöhden, ayrı ve üstün bir davalan vardır ki nihadırlar. ünvandan ibaret. Birincisi ne kadar gizli yet îspanyada da iflâs etmiş ve hepsini Uzerinde durmak istediğim cihet bu tutuluvorsa ikincisi de o kadar meydan küplere bindirmiştir. Fakat geri kalan değildir. Çatalağzı bugün senenın pek az da, orta malı, elden ele dolaşıyor. Demin Fransızlar anlamaya başlamış olsalar gemevsicninde suyu bulunan, fakat vaktile mufassal bir Akademı listesi daha verdim. rektir ki yabancıların nasyonalist istilâ ebir hayli verimli olduğu anlaşılan bir de Arkadaşlar rescnen gelip istiyorlar: Yedi mellerile mücadele etmek için bir tek renin munsabıdır. Bugün ortada bir liman gün için, Akşam için; ben de hatırıma ge kuvvet vardır: Nasyonalizm! Fikir olafilân yoktur. Fakat derenin luhtî topra lenleri söylüyorum. rak nasyonalizmi tutmak ve politika olağından terekküb eden arazinin kazılması Fakat, kegki bu arkadaşlar Akademi rak da bu silâhla yabancı emellere karşı suretile burada bir liman tesis edilebilece listesini seçimden sonraya bıraksalardı... koymak. Bundan başka, telâş, ve yaygara ği ileri sürülmüştür. Bu hususta uzun Bu muhayyel listeyi, Büjöik Millet Mec korku alâmetidir. Kuvvetinden eanin olan boylu etüdler de yapılmıştır. iisine giremiyenlerin isimlerile doldurur bir millet soğukkanlılığını muhafaza eder. Çatalağzında bir liman yapılması fik duk ve bu, hiç değilse bir teselli listesi Fransa bunun için temkiı\ini bozmuyor. rinin ilham kaynağını Karabük fabrika yerine geçerdi! Hâlâ mı imtihan? ları teşkil etmektedir. Çünkü, Çatalağzı KıymetH riyaziye hocası Bedros, Vefa Mezarhk ve park Karabükün denize en yakın olan sahil lisesinde, bana da hendese okuttu. Evvelki parçasıdır. îyi bir tesadüf eseri olarak hafta bu sütunda yaptığnn yol hesabında Zonguldağa giden ve Karabükten geçen yanlışlar bulmuş ve esef etmiş: «Eyvah... tren hattı da Çatalağzmdan geçmektedir. Benim talebemdi o!» demiş. Eğer, yeni liman Çatalağzında yapılmaBu sözü duyunca, tam yirmi altı sene yıp da Ereğlide yapılırsa hiç şüphesiz bu evvel hendese imtihanında, Bedros hocaEreğlinin ihyası ve bir taraftan Garbî Kanın karşısında duyduğum korku ürperradenizin en tabiî bir limanm vücude gelmesini yeniden hissettim. O zaman hoca mesi itibarile fevkalâde olacaktır. Fakat, yalnızdı. Yahud da yanında bir iki merbu takdirde Karabük hattının Ereğliye hametli mümeyyiz vardı. Bu tembel ve doğru 45 kilometre daha uzatılması zarurî cahil talebesine müsamaha eder, daima olacaktır. tam numara verirdi. Fakat şimdi, Bedros Karabük fabrikalan tam faaliyet haŞehir Meclisi Beşiktaşta bir mezarlığın hocarun yanında yaman bir mümeyyiz linde iken muhtac olduğu kömürün Ereğyanıbaşına park yapmağa karar vermiş. var: Efkârı umumiye! Kırk yaşımm eşiliden Karabüke kadar nakli senede yalNeden içine değil de yanına? Bu şehrin ğinde hesabdan ve ,h,endeseden dönmek •nızbu fazia>45 kilometreKkyoliifetindd* bütün mezarlıkları birer park hizmetini işime gelmez. ki nakliyatı itibarile bir milyon liraya Hem benim boyle yarı şaka, yan ddgörür: Ahali Edirnekapısı, Merkezefen'ihtiyae Sosferiyor.'Bö şelcilrf«^fiman Ç<$ dî her yazdığım şey uzerinde eski riyadi ilâh... mezarlıklarınm açık havasından, talağzmda olursa yalnız kömür nakliyaselvilerinin yeşilinden ve müvellidulhumu ziye, edebiyat, tarih, coğrafya, kimya, tından bir milyon lira tasarruf edilmiş olazasından istifade etmek için, yıkılmış me fizik ilâh... hocalarım birer kusur aramacaktır. Karabükün, bütün muhtac olduğa kalkarlarsa, her elime kalemi ahrken zar taşlarınm üstüne oturarak eğlenir. ğu demiri Divriki madenlerinden temin Felsefeyi bırakınız: Baska bir gideceği bakaloryaya girer gibi titremeğe başlarım. edeceğini tasavvur edersek bu bakımdan Hoş, onlar sağ olsunlar da her cümleyer yoktur da onun için. Sakın buna mumesele yoktur. Fakat, deniz yolile de ham mizde kusur bulsunlar. Az buçuk, yanm arız olduğumu da zannetmeyiniz. Varsın demir getirileceğini ve Karabükün bütün halk oralarda dolaşsm, hava alsın. Ata yamalak, derme çatma bütün bildiklerimamul demirinin de gene deniz yolile çılarının ruhunu da teneffüs etmiş olur. mizi onlardan başka kime borcluyuz? karılacağı da gözönünde tutulursa o zaVakte teşekkür Çünkü, Valinin ağzından çıkan rakamı man 45 kilometrelik bir hat parçasının gördükten sonra yani yüz tnilyondan Vakit gazetesi, bu sütunda çektiğim nakliye masrafını ne kadar yükselteceği fazla esash masraf, senede altı milyon bir şaka işareti üzerine bile, başmakalegörülür. Mesafe yakınlığının, işin yürüdan ibaret Belediye geliri! ben park filân sinin üstündeki «başmakale» kelimelerini yüşü bakımından temin edeceği menfaatyapılmasına da taraftar değilim. Fakat kaldırmış. Teşekkür ederim. Yalnız, dosler ayrıdır. yeni Valinin bu beyanatından sonra da, tum Sadri Ertemin makaleleri üstündeki Ereğlinin nasıl olsa iyi ve kötü bir li Şehir Meclisinin ilk i§i Beşiktaşta bir park şu tek «makale» kelimesi, hem de koca mana malık olduğunu düşünerek Çatalağ yapılmasına karar vermek oldu. Beşiktaş bir çerçeve içinde, gene duruyor. Vakit zında yapılacak limanı ayrıca bir kazanc ki deniz kenanndadır, zaten bol havalı arkadaşı temin ederim ki Sadrinin makatelâkki etsek hiç de hata etmiş olmayız. bir semttir, orada bir park yaptıracak pa lelerinin de makaleye benzediğinden şüpOtuz vapur alacak şekilde projeleri rayı hangi bütçede bulacaklar? Şu yüz he eden yoktur. Bu tasriha neden lüzum yapılmış olan Çatalağzı limanının yirmi milyonluk ihtiyaca karşı zavallı altı mil görülüyor? vapur alacağı düşünülse bile bu da ihti yonile inliyen Belediye bütçesinde mi? SERVER BED1 yaca kâfidir, denilebilir. F.G. düm. Hayır, teşekkür ederim. Esasen gül» En mes'ud mahluk! Birkaç sene evvel Loch Ness canavarî diye birşey peyda olmuş, ahali akra akın deniz kenarına koşup aylarca canavar seyretmişti. Şimdi de, Nebraska'da, Lynch şehrinde bir çiftçi, toprağı bellerken gayet büyük bir iskelet meydana çıkarmış. Alimler, bu iskeleti muayeneden geçirmişler ve. bunun, kablettarih yaşayan bir deniı, canavarına aid olduğunu söylemişler. Adını, muvakkaten, Ksenosefal koydukları bu tarihten önceki hayvanın mide kısmmda, kimbilir kaç asır evvel yediği deniz hayvanlarının bakayası duruyormuş. İskelet 1962 parça kemikten, belkemiği 135 parçadan mürekkebmiş. Boyu da 20 kadem. Dört ayaklı, yassı suratlı, korkunc, mendebur bir mahluk! Asıl garib tarafı kafası. Kafa kısmında beyin boşluğu yokmuş. Buradan anlaşılıyor ki, bir nevi beyinsiz canavarmi} bu! Ben âlimlerin yerinde olsam, müzeye konacak olan bu iskeletin altına şu levhayı koyarım: «Dünyanın yegâne mes'ud mahluku» . | Talimli tavuklar Şaşılacak bir haber. Almanyada, tavukların senede kaç yumurta yumurtlayacağmı bir emirle te*> pit etmişler. Her tavuk, 360 günün 200 unünde mutlaka yumurtlamağa mecbur tutulmuş! Yumurtlamıyan tavuğa hakkı hayat yok. Hangisinuı hangisinden çıktığı ezeldenberi J^ir türlü tayin edilemiyen tavuk ve yumurta bir devlet işi olduktan sonra, Alman tavukları, talimli asker gibi bu emre itaatte bakalım ne dereceye kadar kendilerini gösterecekler. Dünyanın gidişinde tabiate aykırı öyle bir cereyan var ve bu cereyan öyle harikalar yaratıyor ki, gün gelecek, değil tavuğun emirle yumurtladığını, galiba, eksik yumurtlıyan tavuklara horozun yardım ettiğini de göreceğiz. Halk Sandığmdaki çabşmalar Filistinliler tam bir Yoksul talebeleri himaye (Baştarafı 1 inci sahifede) nın, himaye heyetlerinin mümessilleri, maarif müdür ve memurlan da iştirak etmi:!erdir. İçtimada, himaye işleri için alınması lâzım gelen yeni tedbirler münakaşa edilmiştir. istiklâl istiyorlar IBastarafı l tncı sahltede] 3 Mandanın feshi, bu manda yerine Filistini hükümranhk haklarına sahib bir devlet haline getirecek olan İngiltereIrak muahedesine mümasil bir muahede ikamesi, 4 Yahudi muhaceretine ve Yahudilere arazi satılmasına derhal nihayet verilmesi. Hatib, iddialarını İngilterenin 1915 senesinde ve şu halde Balfour beyanna mesinden evvel Filistine istiklâlini bahşe deceği suretindeki vadine istinad ettir mektedir. tdare meclisi intihabı işi Diğer taraftan, geçende yapılan İstanbul Barosu idare meclisi intihabının usu lüne uygun yapılıp yapılmadığı uzunuzadıya münakaşa mevzuu olmuş, intihab şekli etrafında Adliye Vekâletine itirazda bulunulmuştu. Bundan sonra da itirazın Vekâletçe varid görülerek, intihabın fesholunduğu haberi aksetmişti. Alâkadar lar, itirazm varid görülmediğini, feshin vaki olmadığını söylemektedirler. Kanun tatbikatına aid işler Finlândiya sefaretî müsteşarı değişti Şehrimizdeki Finlândiya sefareti müsteşan ve Tıcaret şubesi müdürü Asko İvalo, 1 mart tarıhinden itibaren Finlândiyanm Paris sefareti müsteşarlığına tayin edilmiştir. Halefi henüz tayin edilmemiştir. Bay ve Bayan İvaln 15 gün sonra Türkiyeden dır. İstanbul Barosunun yeni avukathk kanunu tatbikatına aid çalışması cümlesin den olmak üzere, Baroda yirmi bir kişilik bir komisyon kurulmuştur. Bu komisyon, içtimalanna, iki haftada bir devam ederek, kanun tatbikatına aid işlerle uğ rvTVrdır. Avukat Zühdünün riyase (Ba$tarafı 1 inci sahifede) racaat eden san'at ve ticaret erbabının hepsine parayı niçin istedığıni sortnaktadır. Alınan cevablar, kiminin oğlunu sünnet ettireceği, kiminin kızını evlendireceği, kimisinin de bayramlık yapacağı yolundaBirlik henüz yeni olup günden güne dır. Maalesef, işini ilerletmek için para kuvvetlenmektedir. İki sene evvel ancak istiyen yoktur. Kefil meselesi çok mühimdir. Sandık, 7000 çocuğa mümkün mertebe bakılapara alacak şahıstan esnaf, tüccar veya bilmişken, geçen sene bu miktar 10,000 i bulmuştur. Bu sene ise muhtac talebe san'atkârlar arasından iki kefıl istemektedir. Bu kefil bulamamak yüzünden panin yüzde 80 i himaye edilmiştir. Hazırlanan bir istatistiğe göre, bugün rayı alamıyan yüzlerce muhtac vardır. Bugün, sandığa 300 müracaat yapılmışyoksul talebe adedi 16,000 dir. Birlik tır ki, muamelesi ikmal edıldiği halde kedünkü görüşmelerinde yüzde yüz yarfil bulunamadığı için geri kalmıştır. Bu dım çarelerini ve varidat membalarını vaziyetin esbabı mcibesi şunlardır: araştırmıştır. Esash bir şekilde çahşmak 1 Kefil dışandadır, 2 Kefıl hastaüzere martta bir toplantı daha yapıladır, 3 Kefil parayı kendisi almak ıscak, o zamana kadar merkez idare hetiyor, 4 Kefil imzadan istinkâf ediyeti bu teklifler uzerinde tetkikatta buyor. lunarak mümkün olanları derhal is'af eKüçük esnaf, bu kefalet zorluğu kardilecektir. şısmda belki haklı olabilirler. Fakat sandık da, her önüne gelene devletin vediÜNİVERStTEDE ası olan parayı vermemekte haklıdır.» birleşerek Cerrahpaşa hastanesinde yap bir Sandık, esnaf cemiyetlerininkefalet tekooperatif şeklinde esnafa tırılan yeni paviyon mini için resmî bir teşekkül meydana geTıb Fakültesi tedrisatı için Cerrahpa tirtmelerini istemişse de dinleyen olma h?=tanesinde ilâveten inşa edilmekte mıştır. Bu itibarla, sandık ile esnaf ara• sında tam ve uygun bir iş mutabakatı te" r " op, yakında talebeye açıla • % essüs edememiştir. Filistinde yeni hâdiseler Kudüs 1 1 (a.a.) Kudüs mıntakası Ingiliz kumandanlığı neşrettiği bir emirnamede Arab dükkânları herhangi bir gün grev ilân ederlerse bu dükkânlann ertesi günü de cebren polis tarafmdan ka pattırılacağını bildirmiştir. Tulkerimde bir Arab polis müfettişi tabanca ile vurulmuştur. ECNEBl MEHAFÎLDE Papanın ölümü dolayısile matem Papanın İstanbuldaki memuru, kato 3 liklere hitaben bir beyanname neşret miş ve dünyanın tehlikeli vakay.le dolu olduğu şu sırada katolik âleminin mü teessir olmakta haklı bulunduğunu. matem yapılmasını, iki gece saat 21 de bütün katolik kıliselerinde çanlar çalm ması suretile, matem ilân edilmesini istemiştir. Filhakika dün gece bütün katolik kiliseleri saat yirmi birde matem ilân etm şlerdir. Erkâmharbiye Reisinin teftişleri Kudüs 11 (a.a.) İngiltere Genelkurmay reisi General Gort, Amman hu dud kıt'aları kumandanile Teberie'de uzun bir mülâkatta bulunmuştur. General, Filistinde üç gün kalacaktır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: