17 Şubat 1939 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 6

17 Şubat 1939 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURİYET 17 SiıKat Uludağa âşık olan genc ve neş'eli kayakçılar Göğsünde ve arkasında numaralı bir vücud karlı sırtın üstünden bir kuş gibi süzülüyor, sonra ormanın arasında kayboluyor Marakaz vapurunun içi... Bayram dolayısile kalabalık bir yolcu kütlesi salonları güverteyi doldurmuş.. Bunların ara sında diğer yolculardan tamamile ayrılan kayakçılar, düşük bol pantalonları, birer taka gibi heybetli yayık ayakkabıları göze çarpıyor. Sayısı belki kırk, belki elliyi bulan bu sporcular, türlü türlü şapkaIar, renk renk folarlar, biçim biçim jaketlerile şehirdeki rahatlığı, sıcaklığı bırakıp da iki uzun degneğin üzerine binip buzlu tepelerin üstünde kaymaya gidiyorlar. İşte bir aile babası ki bakışlarında, bir istihfaf, bir hayret var, hiç konuşmadan yüzünden «Bursanın sıcak kaplıcalarmı bırakıp da Keşişin buzlarında dolaşmaya giden kaçıklar!» ifadesi okunuyor! Genclerin göğüslerinde veya kollarında rozetler, armalar var, işte ( T . D. K.) lar... Bunlar İstanbul Dağcılık kulübünün mensublan ki ekseriyeti teşkil ediyorlar. İşte Alman mektebi ve Galatasaray hocaları.. Bu arada Avrupa kulüblerinin işaretleri de yok değil... îşte bir ecnebi madam ki göğsünde St. Maurice kulübünün işaretleri... Dağ trenile otelin önüne kadar tırmanan, öğleye doğru yatağından kalkan genc kızlar... * * * İstişare heyeti içtimaa çağrıldı Bu toplantıda mühim meseleler müzakere edilecek Ankara 16 (Telefonla) Beden Terbiyesi Umum Müdürlüğü îstişare heyeti, önümüzdeki pazartesi günü için toplantıya çağırıldı. Beden terbiyesi kanununun tatbikına aid nizamnamenin tnüzakeresi bu toplantınm başlıca çalışma mevzuunu teşkil etmektedir. İstişare heyetinin geçen içtimamda aynlan encümen nizamname projesini h.azırlamı§tır. Projede beden terbiyesi ve spor mükellefiyeti, teşkilât, emir ve kumanda, mükelleflerin kulüblere yazılması şekli, and içme merasimi ve kıyafet hakkında fasıllar vardır. Öğrendiğime göre ilk olarak ve 1940 malî senesi nihayetine kadar tatbik edilmek üzere mükellefiyet, on iki yaşla, yirmi üç yaş arasındaki erkek genclere inhisar edecektir. Yirmi iki ile, kırk beş yaş arasındaki erkek ve on iki ile, otuz yaş arasındaki kadm yurddaşların ku lüblere girmeleri şimdilik ihtiyarî tutulacaktır. 1945 senesine kadar otuz yaşına, 1950 ye kadar da kırk beş yaşına kadar olan erkek yurddaşların mecburî beden terbiyesi mükellefiyetlerini yapmaları için Umum Müdürlükçe tedbir ahna caktır. Kadm yurddaşların mecburî mükellefiyetlerinin tatbikı zamanını aynca Vekiller Heyeti tayin edecektir. Fenerli Fikrete verilen ceza " t • Uludağda sporcular Fotoğrafla Atatürk Her ev için ebedî hatıra olan büyük eser raretli hararetli yarınki zirveye çıkışlarını nndaki sırtlara çıktı... Derken bir sis, bir sis, beş adım ilerisi gözükmüyor. Arala münakaşa ediyorlar. * * * nnda bu sırtları evlerinin bahçesi kadar Dördüncü gün hava tipili, rüzgârlı ve iyi tanıyanlar bulunmasına rağmen yolu sisli... Soğuktan, suratları kırbaclıyan tamamen kaybettiler. Tekrar izleri üzerirüzgârdan kayak kaymanın bir zevki yok. ne dönerek yolu bulan bu grup ancak Rumenlerle yapılan son maçta yan Birçokları dışan çıkmıyor. Dışan çıkan dört buçuk saatlik bir bocalamadan sonra hakemine tecavüz etmek ve misafir bir lar yarım saat, bir saat sonra kirpik yirmi dakika ötede olan vefena halde oyuncunun yüzüne çamur atmak gibi leri, kaşlan kar tutmuş, cildleri morarmış meraklanan arkadalşarının bekleştikleri hareketlerinden dolayı Fenerbahçeli Fikkendilerini içeri atıyorlar... oteli bulabilmişlerdi. Talihli çocuklar!.. retin tecziyesi hakkındaki muamele ik Uludağa gitiğimizin ertesi günü kayakAkşama doğru hava duralar gibi ol Ya hava açıp parlak bir mehtab çıkaca mal edilmiştir. Beden Terbiyesi Umum . çılar kafılesi üçe ayrıldı... Çelikpalas grupu, Kirazlı yayla misafirleri, ve gece yol du... Fırsattan istifade herkes kendini dı ğına Uludağda kestanefişeği kadar koîay Müdürlüğü, vaziyette haricden tahrik cuları. Çelaikpalas grupunda Bursada ge şan attı. Otelin önündeki inişte durma, patlayıveren fırtınalardan biri kopsaydı! gibi hafifletici sebeblerin de mevcudiyeevgili Atamızın dönme ve inme ekzersizleri yapıyorlar. O Onlar yarı memnun, yarı bitkin otelden tini gözeterek Fikrete iki ay ceza verilcelemek istiyenler var... Kirazlı yayla miekserisi hiçbir rada biri gözlüklü, öteki gözlüksüz iki içeri girerlerken başka bir kafile ellerin tnesini muvafık görmüştür. Fenerbahçe safirleri ise bir hamlede dağa çıkmayı götane antrenör var. Bunlar kayakçılara de elektrik fenerleri ve bir çan onlan ara kulübüne bu hususta tebligat yapıldı. yerde çıkmamış kıyze alamıyanlar, acemi kayakçılar ve çokayak tekniğini gösteriyorlar. maya çıkıyordu!.. metli 300 den fazla cuklardan ibaret ki, bunlar bu geceyi ÇgaJ[aJtasaray Işık liseleri Derken bir karrşılkık, bir yerde hir halburada geçirip yarın sabah yuka'n otele fotoğrafı yuvanızın ^F *i* T* maçı ka peyda oluyor. Bir bayan düşmüş, a gelecekler. Bu gece çıkışı, arada tempoya ebedî süsü olacaktır. Ertesi gün... Sıcak bir güneş, üstü kar yağ: ya kınlmış ya fena burkulmuş! Ar GaJatasaray lisesile, Işık lisesi birinci uyamıyan zayıf bir kayakçı bulunmazsa kadaşlan omulzadıîar... O ara kızağı da tutmuş çamlan cilâhyor.. Hava o kadar futbol takımları cumartesi günü saat ikihiç de güç bir şey değildir! Fakat yoruyetiştirdiler... Orada bir de meşhur rönt güzel ki... Herkes sırtlara, kar ovalarına de Taksim stadmda hususî bir maç. yalan, yürüyemiyen birisi bulunursa, onu genci bir doktor da var amma röntgen dökülmüş... Sabah onda sürat yarışı var! pacaklardır. beklemek hatta belki saatlerce taşımak bu alâtı olmıyan röntgenei kadar benim de Fatintepeden aşağıya dik bir iniş ve otelin Her iki lisede birçok tanınmış futbolgece çıkışım Volga mahkumlannın Siberönündeki tatlı mailin aşağısında duruş... cuların bulunması dolayısile bu karşılaşçıkıkçılığım vardır! Kat'î teşhis koyamayaya sürülüşlerini de hahrlatabilir! Fatintepe bermutad buzlu!.. Hareket ma çok heyecanlı olacaktır. dı. Bayanı sardılar, sarmaladılar, köşeye * * * yerleştirdiler. Binbir külfetle 2000 metre noktasında yanşa girecek 36 kişi birbirleFeneryılmaza para cezası Uludağın akşamları bir efsane gecesi yukarıya çıkıp bir koltukta uzanmaya rile şakalaşıyorlar, hakem Lâtif elinde verildi kadar sihirli ve parlaktır. Fırtınah, tipili mahkum bu talihsizi teselli için arkadaş kronometro vakti bekliyor. İşte Bursa VİLÂYETTE İkinci küme maçlarında talebe ve cegecelerde bakanlan titreten bir haşmeti, ları ne söyledılerse para etmedi. sporcularmm en populer çehrelerinden bi*** mehtablı ve sakin gecelerde en kaba ruhri: Salâhaddin Daci... Bu yaşlı sporcu zalı futbolcü oynatan Feneryılmaz kulüValiyi davet lan vecde getiren bir güzelliği vardır. Seyahatimizin beşinci günü yarışlar dün mukavemet yarışında üçüncü gelerek büne Beden Terbiyesi Umumî Müdürİtalyan konsolosu, dün Vali Lutfi KırPazar günü sakin olan hava karıştı, başladı, hava o kadar berbad ki yalnız bir çok gencleri imrendirdi... İşte olim lüğünce yirmi lira para cezası verilmiştir. darı ziyaret etmiş ve kendisini pazar buzlu sırtlardan uğultularla kopan rüz 18 kilometrelik mukavemet yarışı yapıla piyadlara iştirak edenlerden Nazım ve tstanbulsporun hükmen mağ günü limanımıza gelecek olan transgârlar oteli çevirirken salonda yemekten bildi ve pek az insan seyredebildi. Yarışın Mahmud, işte genc subay Cihad... Mematlântik gemisinde verilecek çaya dalubiyeti tasdik edildi kalkmış yorgun sporcular koltuklara yer galibi Keles köyünden Mustafa isminde lekette yetişen kayakçıların en güzide clevet etmiştir. Talebe ve memur oldukları halde Süleşmişler, gündüzkü faaliyetin aksine sa 17 yaşmda bir köylü çocuk... Ağabeyisi manlan... İşte İstanbul Dağcılık kulübüDahiliye kalemi mahsus leymaniyeye karşı maç yapan İstanbulkin dakikalar yaşıyorlar... Diğer tarafta kayak evinde, sonra Kirazlı yaylada beknün üç silâhşoru Avni, Mansur ve Fa spora, İstanbul mıntakası hükmen mağmüdürlüğü iki kişi bir kutu Bursa şeftalisine hararetli çilik eden Süleyman, geçen sene dağdan ruk!.. Başka sporlarla yuğrulmuş ve hız lubiyet kararı vermiş, İstanbulspor da bu Dahiliye Vekâleti Hususî kalem mübir tavla partisine tutuşmuş, ötede bir be inerken donan çakı gibi bir adamdı. Dünla kayak yapan sporcu tiplerü. İşte Mu karara Beden Terbiyesi Umumî Müdür dürlüğüne Seferberlik şubesi müdürlezik partisinde bir kayakçı diğerine: yanın her yerinde kayak mukavemet yarinden Celâl tayin edilmiştir. sa Ataş... Bursanın kayakçı gazetecisi!.. lüğü nezdinde itirazda bulunmuştu. İkinci Vido! diye bağmyor. Beriki rışlarını kazananlar ekseriyetle dağ mmYarış başladı... Hakem üçer dakika aYapılan itirazı tetkik eden Beden Ter Dama tahtasile birbirlerini düşünceye dalınca: Nasıl? diyor.. Buzun takalarınm çocuklarıdır. Elli kuruşa bir ra ile müsabıkları sahveriyor... Göğsünde biyesi Umum Müdürlüğü İstanbulspoiizerinde kristiyanya yapmaya benziyor çanta taşımak için kar üstünde kestir yaraladılar melerden geyik gibi çıkan iki, bazan üç ve arkasında numaralı bir vücud karlı run hükmen mağlubiyeti hakkında verimu?.. Aksarayda Cerrahpaaş caddesinde 4 fcırtının üstünden aşağı doğru kuş gibi len kararı tasdik etmiştir. Beride briç masası, satranc! Sonra so çantayı sırtma vurarak günde iki defa 15 numaralı kahvede çalışan Seyfi ile Süsüzülüyor, sonra ormanın arasında kay Güreş müsabakaları banın karşısında bir koltuğa ayaklannı al kilometre yapan bu köylü çocuğu kadar leyman, kahvede dama oynarlarken kavboluyor... Dağın eteği oldukça dık.. Kar kazanmak hakkı hangimizde vardır? Önümüzdeki pazar günü Çemberli ga etmeğe başlamışlar, kavga kızışmca hna alarak oturmuş sanşın güzel bir bataşta Şen Bahçede alaturka güreşçiler da dama tahtasile birbirlerini yarala Öğleden sonra İstanbul Dağcılk ku birden yumuşuyor... yan romanına dalmış... Bir köşede bir Alarasında müsabakalar yapılacaktır. Vedad Abut mışlardır. man grupu (Ya) lar (Nayn) larla ha lübünden bir grup gezme için otelin civa "FOTOĞRAFLA ATATURK i l CUMHURİYET İLE MÜESSESELERİNDE HÂFTALARCA UĞRAŞILARAK İTİNA HAZIRLANMISTIR anlı bir tarih hazinesi olan bu albümü karıştırır ken Ebedî Şefimizin ölmez hatıralarmı yaşıyacaksınız. Fotoğrafla Atatürk ADLİYEDE Taşrada memuriyet teklif edilen hâkimler İstanbul hâkımlerinden bazılanna terfi dolayısile taşrada memuriyet teklif edilmiştir. Bu arada bazı mahkeme reisleri de vardır. Bugünlerde verecekleri cevablar Vekâlete gönderilecektir. af HER YERRDE ARAYINIZ Usküdar Adliyesinin temel atma merasimi Üsküdar Adlıye saraymın inşası işi başlangıç safhasındadır. Paşakapısmdaki yanan binanın arsası kazılmaktadır. Ykında temel atma merasimi yapıla caktır. 49,000 küsur liraya mal olacak bina nın 150 gün içerisinde tamamile yapılmış olacağı tahmin ediliyor' Plânı ya pan, Nafıa mühendislerinden Muhtar dır. Yeni bina, eskisine nisbetle daha geniş, bundan başka modern bir şekilde olacaktır. Yazan: VtKİ BAUM Gözlerini, gerisinde bir faaliyet, bir mücadele sezilen Rupp kadının çehresine dikli ve: Şahide sorulacak başka sual var mı? dedi. Madam Budecker, jüri azasına mahsus yerden, aza muavini Steiner'e bir kelime fısıldadı. Steiner, bu sözü, Drost'a nakletti. Heyeti hâkime, şahidin, maznun]a evlenmek arzusunu hâlâ muhafaza edip etmediğini öğrenmek istiyor. Madam Ohnhausen, hiç tereddüd etmeden cevab verdi: Hayır, elbette hayır. Müdafaa vekili yerinden sıçradı. T a m mânasile yeis içinde görünüyordu. Jüriye doğru haykırdı: Müekkilimin başından geçmiş olması muhtemel gönül maceralarınm, maksadı mahsusla mevzuu baihsedilmesine karşı itiraz etmek mecburiyetindeyim. Bir şey söylemek istiyordunuz, söyleyin, dedi. Rupp kadm, maznun sandalyesinde, hâlâ ileri geri sallanmakta idi. Saçlannın ucundan ter damlaları dökülüyor, kadının, azamî derecede yorgun ve sinirlerinin gergin olduğunu gösteriyordu. Kadın Bu meselelerin, davanın esasile hiçbir a bir şey söylemek istedi, ağzını açtı, fakat lâkası yoktur. söyliyemedi. Drost, herhangi bir maznuReisi evvel, locasmda ayağa kalkmıştı. nu itirafa davet ettiği zaman duyduğu heBütün salon asabiyetten titriyordu. Yal yecam ve teessürü, boğazını sıkan, sırtını nız dul Madam Ohnhausen müsterih ve ve bütün cildini kaplıyan ürpertiyi gene beşuş çehresile, bir gün evvel tezgâhımn hissetti. Hafif sesle sordu: arkasında nasıl duruyorsa, gene ayni va Kocanızla şahid arasındaki münaziyeti muhafaza ediyordu. sebetten haberiniz yok muydu? Drost, etrafa göz gezdirerek: Rupp kadm başmı salladı. Dudaklan Başka sual sorulmıyacak mı? de kabardı ve nihayet lâkırdıya başladığı zadi. Peki, çekilebilirsiniz. man, konuşmağa çabalayan bir dilsizi anMadam Ohnhausen bir reverans yap dırıyordu. tı. Mübaşir, kendisine, şahidlerin sırasın Hiçbir şey bilmîyorum, dedi, hiçda yer gösterdi. Dr>st, Rupp kadma dön bir şey sezmedim. Bütün bunların hiçbidü. Yüzünde, şimdi, mevkiinin ciddiyeti risini bilmiyorum. Kıt kanaat yaşadım, le pek de mütenasib olmıyan bir merha sabahtan akşama kadar didindim, çalışmet ifadesi vardı. Maznun kadının ru tım, hep kocam için... Halbuki o... Hahunda, şu dakikada kopan kıyametleri o yır, bilmiyordum, hiçbir şey bilmiyorkadar iyi biliyordu ki, kendi kalbi âdeta dum..^, Bir lâJıza sustu ve gözlerini kapadı. sancımıya başlamışh. Kadını şimdi bir işkence masasma yatırmış gîbiydi. Acaba, Sonra devam etti: O yaptı... O yalnız başına yaptı pnu söyletmeğe bu kâfi gelecek miydi? Çeviren: HAMDİ VAROĞLÜ bu işi. Benim hiçbir şeyden haberim yok. dedi. Koyu bir kahve pişirdim, içirdim. Arkadaşlarını yaralıyan işçi Katildir o. Asılsa müstahaktır. Fakat, ölü gibi sapsarıydı. Çocuklar uyutevkif edildi Rupp kadm, bu son kelimeleri bir fer duktan sonra: «Gel, dedi, biraz dışan çıBakırköyde Bez fabrikasında işçi yad halinde söylemiş ve birdenbire coş kalım. Sana birşey söyliyeceğim.» «DeSelim. birkaç gün evvel Receb, Hüse muştu. Şimdi, sanki ıstırab tufan halinde li misin? dedim. Gece yarışı sokakta işiyin, Cevad isimlerinde üç genci bıcakla cisimlenmiş, harekete geçmiş, kaynar miz ne?» Bunun üzerine: «Mahvoldum, yaralamıştı. Selim, İstanbula getirilmiş, lâv gibi akıyordu. karıcığım, hapı yuttum» dedi; başını diz Müddeiumumilikçe Sultanahmed birin Onun için canımı feda ettim! O lerime koydu, çocuk gibi ağlamağa baş ci sulh ceza mahkemesine gönderilmiştir. nun için kendimi mahvettim. Demek ki, ladı... bütün fedakârlıklanm, rasgele bir şırfınRupp kadm, sözünün bu noktasına ge Bu genc, hâdiseyi «kahvede oturuyortının peşine takılıp gitsin diye imiş ha ! lince gözlerini açtı. İri yaş damlaları gbz dum. Eve gitmek üzere oradan çıktım ve Anası öldüğü zaman, yanıma geldi, boy lerinden fışkırıp dudaklarına kadar dökü köşeyi dönünce Cevadla arkadaşları etnuma sarıldı: «Karıcığım, dedi, şimdi ar lüyordu. Elinin tersile bu yaşlan silerek rafımı çevirdüer. Beni öldüreceklerdi. Ben de öldürmesinler, diye onlara rastık işler yoluna girecek. devam etti: gele bıçak savurdum» diye anlatmıştır^ Bana bazan böyle «kancığım» dedi Çocuk gibi ağlıyordu. Başını dzleNeticede tevkif müzekkeresi kesil ği olurdu. Eskiden dili alışmış da... rime koydu, hepsini anlattı. Zehri çorba miştir. Yaralananlarm raporları alına Rupp kadının yüzünde, gelip geçici bir nın içine nasıl attığını anlattı. Anne?ı «bu cak, şahidler dinlenilerek tahkikata detebessümün gölgesi belirdi. Bu harab çehçorba bir tuhaf, acımtırak gibi» demiş. vam edilecektir. rede, kaybolup gitmiş bir sevginin bu iltiO da: «Zarar yok, iç, diye cevab vermiş; Müstehcen filim meselesi maı, cidden dehşet veren bir manzara idi. içinde ilâc var». O da, içmiş. Ben o gün Sirkecide «Kemalbey» sinemasmda Kadın devam ediyordu: evde değildim; Hoenmcke'ler evden taşı umumî seans bittikten sonra mahdud Arük işler yoluna girecek, dedi. bazı kimselere hususî surette gösterilen Budala ben, buna inandım. Sonra, sigor nıyorlardı, eşya toplamak için yardıma bir filimden dolayı tahkikata başlanmış, ta meselesi çıkıp da yeni bir otopsi yapıl gitmiştim. Kaynanam öldüğü vakit gece vukuf ehline bu filim seyrettirilmişti. ması emri verilince, bir akşam, çamaşır olmuştu. Ben cenazenin yanmda kaldım, Vukuf ehli tayin olunan muharrir M. dan döndüğüm vakit, kocamı, mutfak kocamı doktor çağırmağa gönderdım. Turhan Tan, raporunu yazmıştır. Bu ta, kovanın başmda kusmakla meşgul Ertesi sabah döndü, geldi. Bana dedi ki: tetkikatla da filmin müstehcen görül buldum. «Ne oldun? diye sordum. Bir «Kocakan öldü; Allaha teşekkür edelim. düğü anlaşılmıştır. Alâkadarlar aleyhine takibat yapılıyor. şey mi dokundu?». «Geçer, merak etme» {ArKası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: