17 Şubat 1939 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 7

17 Şubat 1939 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

17 Subat 1939 CUMHURİYET '"»l. EDİRNE MEKTUBLARlı Trakya köylüsü tefecile1 Inöilünün ÇCLJJl rin elinden kurtarılıyor Muhtelif şekilde kurulan ziraî kredi kooperatifleri halk için çok faydalı oldu Şehirler için Büyük tehlike 1 litre havada 12.000 toz zerresi var . ^fc İlim adamları: «Toz, büyük şehirlerde ömür tüketen insanların 1 numaralı halk düşmanıdır» diyorlat İnönü generallerle konuşuyor Berlinin bol ağaclı köşelerinden biri îstanıbul sokaklarında tozla da, çamur la doldurmasına rağmen, ağaclık, yeşilla da bol bol âşinalığımız vardır. Bu bü lik, adeta zehire panzehir tesiri icra etyük şehirdeki nispetten kat kat daha az mektedir. Yoksa bu toz, duman tasalluolmakla beraber, toz, Avrupanın büyük tundan uzak ağaclık, yeşillik yerler, «olşehırlennin havasını bozmakta da rol oy dukça» değil, tam manasile «tertemiz» nar. Oralarda tozu gidermek, sthHate havalıdır. Yapılan tetkıkatla şehir içerisinzararlarını önlemek için esaslı surette uğ de en zavallı, en cılız görünen bir ağaca raşılmaktadır. înce ve daha ince zerreler ile dokunulmamasındaki isabet barizleşhalinde etrah saran toz, havanm her kıs tirilmekte, «yeşil renkle ruhu dinlendiren mını ayni derecede kesafetle doldurmaz. ğaclar, şehir içerilerinde gdzleri okşaMeselâ bir binanın ikinci ve üçüncü katın makla kalmaz, şehrin dağıttığı tdzu filitda oturanlar, zemin katında ve birinci ka resinden geçirir, süzer, havayı şehirli için tında oturanlardan daha temiz bir hava i musaffa bir hale getirir. Şehircilıkte ağaçerisinde yaşarlar. Büyük şehirler üzerin ca birinci plânda yer verilmek, yerindede toz, ufka müfvazi kımıldanan üç ta dir. Yapılan tetkikatın sırf bu neticesi bile, baka halinde durur; ilk tabaka, aşağı yu şehir inşaatçısına yüksek bir işaret kıymeBeisicıunhurun çayında Mareşal Fevzi Çakraak ve Meclis Reisi Abdülhalik Renda kan yerle beraber gibidir, ikinci tabaka tini haizdir ve bu nokta, bilhassa kayda yirmi ve üçüncü tabaka da kırkla altmış değer» denilmektedir. metre arası yukandadır. Arada nispeten Yukanda, büyük şehirler üzerinde totemiz hava tabakalan da bulumır. zun ufka mü\azi kımıldanan üç tabaka Bu netice, ilmin bu sahada en yeni za halinde durduğu yazılmıştı. Bunlardan amanda yaptığı tetkikattan çıkarıhyor. Bü şağı yukan yerle beraber gibi duran ilk tayük şehirler havasının boyuna artan toz baka, hiç şüphesiz seyrüseferden hasıl olla bozulması, garbde tam bir dikkat ve madır; yirmi metre yukanda duran ialâka uyandıran mesele halini almıştır; kinci tabaka, şömine, ocak bacalarınm ebunu şu ve bu tarzda gidermek, şehirci seridir; kırkla altmış metre arası yukanlik bakımmdan birinci plânda yer tutuyor. da duran tabaka da, endüstri müesseseleT a m ve kat'î bir çare bulunmak üzere bacalanndan çıkandır. Tabaka tabaka başlıyan tetkikat, devam halindedir. Al tozlar membalan, bu yolda bir tasnıfe tâmanyada toz araştırmasınm yapıldığı iki bi tutularak ayırd edılmektedır. büyük şehir, şimdılık Berlin ve LayptsigGene yapılan ilmî tetkikata nazaran, dir. Başbyan araştırma, henüz bitmejmis. yağmurlu ve fazlaca ratıb havalarda, toz tir. Bununla beraber, haylı ilerlemiştir. tabakalan ağırlığın artması tesirile şehir Meselâ, tozlar Usnif edilerek, sJrıhat ba üzerine alçalır, iner. Hele sis, vaziyeti dakımmdan en ehemmiyeti haiz görülen, ha berbadlaştmr. Sis, bütün tabakalarda' yani en ince zerreler halinde bulunması mevcud tozu aşağıya bastırmak suretile dolayısile teneffüs yollannın en derin nok teneffüs edılen havadaki toz mikdarını talanna kadar nüfuz edebılen tozların vasatî kesafete nispetle üç, dört kat arttımikdan, ölçülmüştür. Bu nevi tozdan nr. Bundan başka, günün muhtelif saatBaşvekil Refik Saydam generallerle konuşuyor Berlin ve Layptsigde bir litre havada tah leri ve senenin muhtelif mevsimleri de minen 12,000 zerre bulunduğu görülmüş mühim birer müessirdir. Meselâ sabah tür. Rakam, vasatî miktarı göstermekte ve akşam saatlerinde, ihtimal seyrüsefedir. Her iki şeihrin muhtelif semtlerinde rin daha fazla olmasından dolayı, havamıktar az veya çok olmak üzere değişi daki toz mikdan daima çoğalır, geceleri yor. Değişiklikler, muhtelif semtlerdeki ve gündüzün diğer saatlerinde ise, azainşaat şekli ve ahalinin tekâsüf derecesile Ur. Sonra kışın toz miktan Almanyanuı alâkalıdır, mevcud türlü vaziyetlere tâbı bu iki şehrinde vasatî yüzde 35 daha zidir. Kat'iyetle tespit edılen bir cihet, sık yadedir. Tozun terkıbi de yaza, kışa göhk binalarla ka«plı semtlerde toz kesafeti re değişiktir. Yazm havada daha ziyade nin hattâ vasatî ölçüden fazla olduğu, bu kum, otomobil döküntüleri, asfalt sıyrınna mukabil seyrek yapılı, bahçeler içeri tıları; yani seyrüsefer tozu terkibi bulunsinde münierid binalarla genişliyen semt masına karşı, kışın havada bulunan, billerde ise, hatta vasatî ölçüden hayli az toz hassa kül ve kömür tozu, evlerdeki yakabulunduğudur. Toz membalan olan en cak maddelerin bu bakiyeleri ile böyle düstri müesseselerine, fabrikalara, işlek başka terkibde bir tozdur. istasyonlara ve seyrüseferi çok caddelere Hulâsa olarak, büyük şehirlerin bu ba« yakın yerlerde, toz miktan boyuna artar kımdan küçük şehirlerden daha fena haReisicumhurun çayında bulunanlar vaziyettedir. Bu sayılanlar, başlıca toz valı olduğu, bu fena havayı esaslı tasfiye doğuran yerler olmak üzere sayılıyor için türlü tedbirlere riayette azamî hasKaradenizdeki fırtına Yeni gişeler Buna mukabil ağaclık, yeşillik yerler cisas, müteyakkız bulunmak icab ettiği kayDenizibank, denizyollarında güverte Evvelki gün Karadeniz, Marmara ve varmda hava oldukça temizdir. «Olduk dıle, «bir litre havada 12,000 toz zeryolcularının adedinın çokluğunu na2an Eğe denızmde başlıyan fırtına, dün de ça» kaydı, işaret edilen yerlerin şehir içeresi! Bu, ne demektir, biliyor musunbz? dıkkate alarak bu yolcuların daha ko Karadenizde yıldız karayelden devam risi olması ihbariledir. Büyük sanayi mü Toz, büyük şehirlerde ömür tüketen ınlaylıkla bilet almalan için Deniz Tıcaesseseleri ile garlarm havaya toz duman ret müdürlüğü binasının alt kısmında etmiştir. Rüzgârm şiddeti bilhassa ak sahvermesine, havayı bunlarla fazla faz sanlann 1 numaralı halk düşmanıdır!» hükmünde tam sarahatle karar kılmıyor. şam üzen artmıştır. gişeler hazırlamıştır. anlattı. Nıhayet senin de aklın erdi ya! lâsını mı arıyorsun? Ben seni onun peşine rademizin fevkinde bir kuvvet... Buna düşmekten menetmeğe geldim. Henüz değil. şüphe etme. Nevzad listeyi Salimin önüne iterek: «Henüz değil» ne demek? Sen bu Selma işinde daima müba Sen hele güzel bir yemek seç baka lâğaya kaçıyorsun! Henüz bir şüpheden rbaret. Hâlâ mı be şüphe! yahu, hâlâ mı hm, dedi, beni düşünme! Mübalâğa ne gezer! Size hakikati Hayır, seni düşüneceğim, bari seni bile anlatamıyorum. Başlangıcda beni şüphe? Ne şüphesi? Kan kaçtı işte! Bir kurtarayım. daha buraya dönerse kafamı keserim. dinleseydiniz bu kanyı kaçırır mıydık? Neden kurtaracaksın? Eşyaları burada. Mübalâğa ettiğin için hakikati gö Felâketten. Satar, sattınr, dönmez. remedik, hâlâ da gbrebilmiş değiliz. Yal Ne felaketi? Parası yok. Birkaç yüz lira döviz nız, şüphe içindeyiz. Sen bir felâkete koşuyorsun, evlâd. müsaadesi almış. Yetişir mi ona? EşyaSalim derin bir nefes bırakarak yara yi sattınrsa parasını oraya nasıl getirtir? Sen bu kadınla başa çıkamazsm. Bu kan başına gelen garsona yemeğini ısmarladı, Ah... Sen onu bilmezsin. Onun sihırbazdır, anladın mı, sihirbaz! Nevzad güldü. Fakat bu, hafifçe ür sonra Nevzada uzun uzun baktı. İçini çenasıl geçindiğini biliyor musun? kerek: Bilmiyorum. Fakat az buçuk bir perdiğini gizlemek ıçindi. Salim o kadar Sen hakikati anlıyacaksın amma emniyetle söylüyordu ki Nevzadm Selserveti var, değil mi? pahahya oturacak. Var. Bu servetin ne şekilde oldu maya karşı eski korkusunu tahrike muvaf Oturmaz, merak etme! fak oldu ve ilâve etti: ğunu biliyor musun? Şerif de, ben de gitmenin aleyfmı Gülmp! Ben seni bu karınm arka Hayır! deyiz, anladın mı? Ben sana açık söyli: sından yollamam. Ben de bilmiyorum. Pek güzel amma ben çocuk mu yeyim: Gidersen dönmezsin. Nevzad gülmekten kendini alamadı: Nevzad ürperdi ve gülmeğe çahşh: O halde? dedi, ne demek istiyor yum? Ooo!... dedi, bu kadan fazla. Selmanm babası çocuk muydu ? sun? Salim ısrar etti: Demek istiyorum ki bu kadmın her îki kocası çocuk muydu? Halim çocuk Dönmezsin, Nevzad. Bunu iyi bil! şeyi esrardır. Para da bulur, her şey de. muydu? Ne oldular? Bu kadın adamda ne yaş bırakıyor, ne baş! Ben bunun için sana koşup geldim. SeBir daha dönmez Istanfcula. Sen bu kadınla fevkattabia kuv nin hayatım kurtarmak istiyorum. îyi ya... Ben de onu yakalamağa vetler olduğunu mu farzediyorsun? Nevzad sinirli bir kahkaha attı: gidiyorum. Fevkattabia değil, fakat bizim ilârkast var). Nesini yakahyacaksın? Başınm be Trakyada yapılan netis peynirler Edirne (Hususî muhabirimizden) Trakyanın zıraî ve iktısadî kalkınmasında Kredi ve Satın kooperatiflerinin oy nıyacağı büyük rolü gözönünde bulun durarak köylüyü tefecilerin ve madra bazlann elinden kurtarmak ve böylelikle hakıkî müstahsilin hakkı olan alın terinin karşıhğmı bunlara kapbrmamak maksadıle Trakyada yer yer Ziraî kredi ve Satış kooperatifleri kurulmuştur. Umumî Müfettişliğin yakm alâkası, Ziraat Bankasmm himayesi ve mütehassıslarının kontrolu altında vücud bulan bu teşekküllerin vaziyetini anlamak için salâhiyettar zevatla yaptıgrm temaslar dan aldığım neticeyi aynen yazıyorum: Yeni Satış kooperatifleri kanununa uygun olarak açılmak üzere tam 80 Ziraî kredi kooperatıfi Trakyada faaliyettedır ve bunlann bir seneye kadar daha 20 tane ile takviyesi beklenmektedir. Bunlann sayısı 100 ü bulduğu gün köyîünün tefeciler karşısmdaki siperleri ve müdafaalan tamamlanmış olacaktır. Ziraat Bankası Umum Müdürlüğıle yapılan bir anlaşmada Satış kooperatıflerine gıren Kredi kooperatiflerinin ortakları arhnakta, bunlann araşında eksik ve muhtac olan yerlerde yeni Kredi kooperatifleri yer almakta ve bu işlerle Umumî Müfettiş General Kâzım Diriğın dogrudan doğruya alâkası görülmekte dir. rumaktadırlar. Bu sene bu kooperatifler biraz daha genişliyecek ve belki de Liileburgazdaki Türkgeldi çiftlıği de Ziraat îşletme kurumile elele verecektir. Tavuk, tavşan ve kümes hayvanları kooperatıfme gelince; bu teşekkül bugün artık bütün Trakyayı sıkı bir teşkilât altında tutmak ınevkıine gelmış bulunu yor. Devlet Ziraat îşletmesıle uzlaşan Alman firmalan İstanbulda besi durakları açmışlardır. Marmaradan, Adapa zarmdan tren ve motörlerle olduğu gibi Trakyadan da kamyon ve trenle Istanbula sevkedilen tavuk, hindi, kaz ve benzerleri orada iki haftalık bir besi ve semizleme tedbirlerinden sonra hususî teşkilâtlarile kestirilip tüyleri ayırttınldıktan sonra hafif kasalara istif edilmekte ve soğukhava vagonlarile Almanyaya gönderilmektedir. Fakat köylünün elinden 12 15 kuruşa satın alman tavuklar, mutavassıtlar ve madrabazlar elile istanbul besi merkezlerine 30 kuruşa satılmaktadır. Halbuki bu yüzde yüz farkı köylünün alması lâzımdır. Bunun için firmalarm besi ve toplama merkezlerini Trakyanın demir ve asfalt yollan üzerinde kurmaları gerektir. Çok mühim olan bu hususun temini için Iktısad ve Ziraat Vekâletleri nez dinde teşebbüsatta bulunulmuştur. Bu suretle Trakyada bol tavuk ye tiştirmek, bol yumurta almak, iri cüsseli etli tavuk, hindi, kaz ve ördek yetiştir mek mümkün olacaktır ve bu Trakya için iktısadî bir mesele ve zarurettir. Buna göre Istasyonlar çoğaltılmakta ve kümes hayvanlan cinslerinin rslahına çahşılmaktadır. Şimdi de bütün tavuk ktasyonları veterinerlerin kontroluna bağlanıyor. Yedi merkezde civciv makineleri kurulmuştur. Çanakkale, Inanlı, Vize, Pınarhısar, Lüleburgaz, Pehlivanköy, Edırne ve Tarlabaşı okullan makine merkezleridır. Bu makineler önümüzdeki sene içinde bir kat daha artırılacak tır. Satış kooperatiflerini tutmak ve bes lemek için çok yerinde olan bu tedbirler, satış kooperatiflerine de dahil olan or taklan sevindirmiştir. Geçen sene 400 ortakla işe başlıyan Uzunköprü Kavun Satış kooperatıfi bu sene daha yedi sekiz köyün girmesile 1200 ortaga malik olacaktır. Geçen sene Trakyadan Almanyaya 23 vagon kavun gonderilmişti. Bu ihracattan bütün masıaflar çıktıktan sonra vagon başma 6 7 yüz lira kazanıldığı tahmin olunmaktadır. Nafıa ve Iktısad Vekâletleri bu işe el koyarak so ğuk hava vagonlarını 15 ten 30 a çıkarmıştır. Ve bir vagonun gidip gelme müdİktısad Vekâletinin bu mühim davaya deti bir ay tutulursa kooperatifçilerin ihel koyduğu muhakkaktır. Ve bununla racat kolaylığı, teknik ve emniyet bakımmdan, devlet himayesinde sayılabilir. İngiltere ve kontinan ihracatı için Trakyada başlıbaşma hayvan mahsulleri is İstanbul piyasasında birbirine çatış tıhsal ve satış kooperatifleri gibi tavukmamak için Bıga ve Karabigada da ge çuluk, kümes hayvancıhğı, yapağı, süt, ne böyle bir kooperatif kurulmuştur. peynir.. maddelerini hep bir araya alarak Bunlarla dış piyasaya epeyce mal gön bütün Trakyayı sarması, Trakyanm ikderdiği için iç piyasada Uzunköprü koo bsadî talihi üzerinde geniş ve müspet bir perarifile birleşerek fren vazifesini gör rol almış olacaktır. Bütün Trakya bu mekte ve birbirlerini karsılıkh olarak ko hayırh neticeyi beklemektedir. L SELMA ve GOLGES Tefrika : Nevzad neş'esini muhafaza ediyor du. İşin bundan sonrası hoşuma gidiyor, dedi. Hakkm var. İmkân olsaydı ben de seninle gelirdim. Nevzad arkadaşmm koluna girdi: Ah... Hani o günler... dedi, jimdi bana hak veriyorsun, değil mi? Biraz! Ben iki ay değil, iki gün bile zor sabredeceğim. Bu iş benim bütün ruhumu dolduTuyor. Çahşamaz bir hale geldim. Beni korkutan da bu ya. Korkma. Ben Halim değilim. Kendimle boğuşmasmı bilirim. Yegâne gayem bu işin hakikatini öğrenmek. Venedığe bir sevdalı gibi değil, bir hafiye gibi gideceğim. Seninle yaptığımız plânın her harfine sadık kalacağıma emin ol. Budalalık etmiyeceğim. Haydi bakahm! Acentelere uğradılar, vapurun vaktini kün duruyordun. Sebeb ne? Hep Selma meselesi mi? Salim iki elini birden havaya kaldırarak bağırdı: * Yazan : Server Bed M I edi Yalnı!... Sizde göz mü yok, akıl anladılar. Nevzadm tahmin ettiği gibi, al mı? Anlamıyorum, gitti. Hele sen be bitt gün sonra bir vapur daha kalkıyordu. rader, hele sen... Bu kadını tanıyorsun, Akşam üstü buluşmak üzere Nevzad avucunun içi gibi onun vücudünün de, ahŞeriften aynldı ve Şirkete gitti. Yarım sa lâkımn da, maneviyatının da her tarafmı at kadar işlere baktı. Öğle tatilinde, şir biliyorsun. Sen böyle mi yapmalıydm? ketten çıkarken, hanm merdıveninde Sa Ne yaptım, canım? Anlatsana balimle karşılaştı ve durdu: na? Hayırola? dedi. Işi yüzüstü bıraktmız; bütün delâil Sana geliyordum. süprüldü, gitti... Intihar diyip çıktılar. Haydi gel, çıkalım, yemek yedin Fakat şimdi sen de uyanmağa başladm, mi? değil mi? Hayır. Uyanmağa başladığımı da nereden Beraber yemek yiyelim. biliyorsun ? Nevzad Salimi yakm bir lokantaya Bıliyorum. Kadmın kaçtığını anlagötürdü. Masa başmda karşılıklı oturun yınca peşjne düşmeğe karar verdin, değil ca, ona sordu: mi? Sen beni aramazdın hiç. Ne oldu Ne biliyorsun? Şerif mi söyledi saböyle? Aramıza kara kedi girdi sanıyor na? dum. Evet. Vakıf hanınm önünde ona Salim çıplak başmm üstünden avucu rasladım. «Gördün mü? dedim, kan ninu geçirerek başını arkaya attı: hayet kaçtı.» O da bana: «Biliyorum» Doğrusu gücendim sana, dedi, sa dedi, biraz sıkıştırdım. Bugün senin orana da, Şerife de. ya gittiğini, aşçıdan vaziyeti öğrendiğmi, Bunu farkettik. Cenazede pek küs kanyı Venedıkte bulmağa kajar yerdiğini

Bu sayıdan diğer sayfalar: