6 Mart 1939 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 8

6 Mart 1939 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

kendisini en Varşova görüşmelerinde Maznunlardan biri mah kümdarlardanbiiyük hüsayıyordu kemede hakikati itiraf elde edilen netice ediyor Leh Rumen teşriki mesaisi, Balkan Antantının muslihane faaliyetini şimale doğru tevsi edecek (Baştaraft 1 inci sahifede) Bek bilhassa demiştir ki: « Devletlerimizin hayatiyetine olan inanımız bedbinlığın dalgalarına karşı bir sed vücude getirmektedir. Bu iman bey nelmilel siyasette hasıl olmuş olan değiliklikleri daha büyük bir sükun içinde nazarı dikkatten geçirmemize ve onları teknik bir mesele gibi derpiş etmemize medar olmaktadır.» Gafenku vermiş olduğu cevabda ez cümle şöyle demiştir: « Diğer komşu ve dost devletlerle de aramızda müşterek olduğunu anlamış olduğum mesai birligi arzumuzun, müşterek gayretlerile ve sulh yolile Avrupa medeniyetinın selâmetıni temin etmekle mükellef olan her milletin hesaba katmağa mecbur bulunduğu ve istinad edebileceği mühim bir âmil olduğu kanaatindeyiz.» Asırlık bir hanedanın ahfadmdan olan Cava İmparatoru Susuhunam öldü. Gazetelerde üç, beş kelimelik bir telgraf Bursa, (Hıfsusî) Mdllafenari de haberi olarak işitilen bu hâdise, haddi nilen mesirede kereste tüccam Lâz Os zatinde bütün dünyayı alâkadar edecek man, <ı ^enlerde parasuıa tamaan tabankadar mühim olmamakla beraber, Susuhunam'm şahsiyeti, üzerinde durul ca ile öldürülmüş ve cesedi erjtesi gün omağa ve hakkında biraz tafsilât verıl radan geçen Ctmal ve Salâhaddın ad meğe değer derecede şayanı dikkattir. larında iki kişi tarafından görüierek poliCava İmparatoru, Surakarta şehrin se haber verilmek suretile bukınmuştu. deki sarayında, eski devirlerden kalma Tahkikatı günlerce devam eden.bu cina debdebeli bir hayat sürüyordu. Küçü yetin esran çözülmüş ve suçlular Ağırce cük ve beyhude bir ordusu vardı ki, oza mahkemesine verilmişlerdir. Katilden nunla iftihar ederdı. Bu orduya, müte veffa İmparatorun verdiği ehemmiyeti, suçlu olarak Yaşar adında ve evvelce şaorada bulunduğu sırada, hükümdann kavetten mahkum olmuş bir Rizeli ile huzuruna kabul edilen bir seyyahm anOflu Hüseyin Kalaycı, Rizeli Hüseyin lattığı şu fıkra, çok güzel gösterir. Ye'.kenci, Rizeli Kasım, Batumlu kahSusuhunam, gayet büyük bir salon veci Mehmed muhakeme edilmektedir da, gayet yüksek bir tahta oturmuş, ler. Bunlardan kahveci Mehmed cimayet iki tarafmda, her birisı fevkalâde mü t« kullanılan tabanca meselesile alâka zeyyen ayrı üniformalar giymiş seki zer muhafız bulunduğu halde, ordu iş dardır. Diğerleri bu cinayette birer rolıoylerile meşgul oluyordu. Meşgul olduğu namışlardır. Rizeli Yaşar, Türk Ceza'ka iş, askerî terzilerin getirip arzettıkleri nununun 450 nci maddesinin 4 ve 7 nci yüz otuz tane muhtelif üniforma projesi fıkralarile, diğerleri ayni kanunun 65 in idi. împarator, bu projelerden on altısıci maddesi delâletile 450 nci madde ile nı beğenmiş, tetkik etmek üzere, her bimahkemeye verilmişlerdir. Reis Osman rinden birer üniforma yaptırmış, on altı Sabrinin suallerine karşı Yaşar, Lâz Os muhafıza giydirmişti. Oturduğu yerden, bu üniformalan bimanı 15 senedenberi tanıdığıru, onunla rer birer tetkik ediyor, arasıra yerinden şakavetten, birlikte mahkum olduklarını, Ikalkıp muhafızlardan birinin yanma gihapishanede beraber yattıklarını söyle diyor, altın çakısile bir sıra düğmeyi sömiştir. Fakat Osmanı kendisinin öldür küyor, bir başka muhafızın arkasındamedaiğini, hatta onun ölümünden habe ki üniformaya diktiriyordu. Vefatı günü, ordusuna mahsus üni ri olmadığmı anlatmıştır. formayı hâlâ tespit etmemiş bulunu Reis Parasızmışsm. Onu parasına yordu. tamaan öldürmüşsün diyorlar. Ne derSusuhunam, kendisini, devrin en büsin? yük hükümdarlanndan sayardı. Maa Yaşar Para için hiç insan cana kı mafih, nüfuzu gayet mahduddu. Cavayar mı cfendim. Ben böyle birşey yap nın büyük bir kısmı Felemenk Hindis tam hükumetinin emri altında bulunmadım. demiştir. duğu için, gerek İmparatorun, gerek Kalaycı Hüseyin Keskin ise ifadesinSoğjakasta ismindeki diğer bir şehirde de, Yaşann yalan söylediğini, kendisine bulunan Sultanın nezdinde birer vali Osmanı buldurup bir kadm âlemi için o vardır. nu Mollafenariye getirmesini tenbih etiiBu valilerle Împarator ve Sultan arağini ve filhakika Osmanı alarak gece o sındaki münasebatta, silsilei meratibe raya götürdüğü sırada kulübede kimseyi riayet zarureti kendini gösterdığinden, bulamadıklannı, bu esnada çalılar ara her iki hükümdar da, valii umumive hismdan Yaşann birdenibire tahanca ile tab ederken, büyük babalara, vali ile Osmanm göğsüne ateş ettiğinj, kendisinin konuşurken büyük kardeşlere mahsus elkabı kullanırlardı. Buna rağmen, Sude korkup Gökdere boğazına kaçarak sasuhunam. 14 üncü Louis'yi bile kıskanbaha karşı Bursaya girdiğini anlatmıştır. dıracak debdebe ve darat içinde yaşa Kahveci Mehmed mahkemede sorgusu maktan geri durmazdı. nu müteakıb tevkif edilmiştir. Son tahkiOna bir misal olarak şunu eik kat kararnamesine göre: Osmanm cebin redebiliriz. İmparator, arabadan herkes de 600 lira bukınduğu ve şundan bun gibi inmeği, reveransa pek benzer bir dan borc alarak yaşadığı tespit edilen Ya hareket tPlâkki ettiği için yüzü sokağa şarm cebinde 57 lira bulunduğu, bunlar müteveecih olarak değil, geri geri in mek itivadmda idi. dan bir beş liralığm üsfcünde kan lekesi görüldüğü ve Yaşann elbiselerinde de Kantarcılarda bir yaralama lekeler bulunduğu zikredilmektedir. vak'ası Kasımm da Kartalda çimento fabrikasında çalışmakta iken lüzumsuz yere Bursaya gelerek Yaşarla düşüp kalktığı tespit olunmuştur. Reis, Yaşarın hazirandan itibaren kazandığı paralan nerelerden ve ne kadaT almış olduğunu sormuş, memleketteki ailesine gönderdiğini söylediği 18 liradan sonra geri kalan 60 70 lira ile bir insanm 6 ay nasıl idare olunabileceğini ve aynca yakalandığı sırada üzerinde nasıl olup da 57 lira bulunabileceğini kendisinden tahkik etmiştir. Ya şaT buna cevaben: tabancamı 25 liraya sattım demiştir. Diğer suçlulann sorgusu ikmal edilemediğinden muhakeme talik olunmuştur. Pazar gecesi Kantacılarda dört kişinin ağır surette yaralanmasile neticelenen bir vak'a olmuştur. Celâl, Al: ve Mahmud adında üç kîşi, komşularmdan Durmuşun akrabası olan bir gencin kaçak olduğunu ve saklan dığmı ihbar etmişler, onu yakalatmış lardır. Bu hâdiseye çok kızan Durmuş, Kantarcılar caddesinde Ali, Mahmud ve Celâle tesadüf eder etmez çatmış, kavga birdenbire büyümüştür. Filhakika Durmuş, bıçağım çektiğ; gibi önüne gelene saldırmıya başlamıştır. Bu suret le üç rakibini de tehlikeli surette yaralamıştır. Kavga edenlerden Celâl, bir arahk Durmuşu karnmdan ağır surette bıçaklamıştır. Dört yarah hastaneye kaldırılmıştır. Tahkikata başlanmıştır. Bek Gafenku mülâkatı Varşova gazeteleri nikbin CUMHURİYET 6 Mart 1939 Bursadaki cinayetin Cava împaratoru Kartacada askerî isyan çıktı muhakemesi Müteveffa Susuhunam, İzmir limanından yapılan ihracat 938 senesinde 60 milyonluk mal çıkarıldı Varşova 5 (a.a.) Romanya Hari ciye Nazın Gafenku'nun ziyareti büıün gazeteleri meşgul etmektedir. Gazeteler müttefikan Gafenku Bek telâkisinin ehemmiyeti üzerinde ve Romanya ile Polonyayı yekdığerine bağlıyan uzvî rabıtâların sıklaşmış olduğu noktasmda ısrar etmektedir. Gazeteler, bilhassa Gafenku ile Bek arasındaki samimî dostluğa işaret c l etm î e müttefiktirler. Leh Cumhur Reiri Gafenku yu kabul etti Varşova 5 (a.a.) Romanya Haricıye Nazın Gafenku bu sabah Romanya gazetecilerile birlikte matbuat komisyo nunda hazır bulunmuştur. Romanya gazetecilerinin başında Romanya matbuat ofisi direktörü Dragu bulunuyordu. Gafenku müteakıben Cumhur başkanı tarafından kabul edilerek öğle yemeğine Bükreş 5 (a.a.) Havas bildiriyor: alıkonulmuştur. Yemekte Beck de hazır Diin akşam Gafenku ile Beck tarafın bulunmuştur. dan irad edilmiş olan nutuklan iktıbas eLeh Hariciye Nazın Londrada den gazeteler, bu nutuklarm Romanya neler konufaeak? ile Polonya arasmda yeni bir teşriki mesai Londra 5 (a.a.) Röyter Ajansın ümidini uyandırmış olduğunu ve bu teşridan: ki mesainin Balkan Antantının muslihane Beck'in buraya yapacağı seyahat esnafaaliyetini şimale doğru tevsi etmesine mesında müzakere edilecek başlıca mesele dar olacağını yazmaktadır. ler, Danzig ve müstemlekât meseleleri oMaamafih siyasî mehafil Gafenku'nun lacaktır. Beck Danzig'de âli komiserin vazifesinin nazik olduğunu beyan etmekipkası lehinde mütalea beyan edecektir. tedir. Evvelâ Beck'in Kral Karol'u geBu mütalea tngilizlerin noktai nazarına çen birincikânun ayından sonra Kalas'ta tevafuk etmekte ise de Isveçlilerin arzulaziyareti sırasında müşterek bir Macaris nna muhaliftir. tan Polonya hududu vücude getirilmesi Malum olduğu veçhile Isveç Hariciye suretinde müşarünileyhe yapmış olduğu Nazın Richard Sandler, Milletler Cemiteklifin boşa çıkmasından dolayı hasıl oyeti tarafından Danzig işini takibe ve lan suitefehhümün izalesi. Bugün vaziyet, bilhassa Danzig âyan meclisinin kanunu değişmiştir. Münih itilâfmın neticeleri esasiyi ihlâl edip etmemiş olduğuna dair Bükreşte tamamile hissedilmiştir. Bundan bir karar itasına memur edilmiş olan üçler dolayı şahsî bir teşebbüse hacet kalma komitesine dahil bulunmaktadır. Şu halde dan Varşovanın bütün müspet tekliflerini Lord Halifaks, Polonyanm noktai nazaalâka ile tetkik etmek temayülü vardır. rına vâkıf olduktan sonja üçler komitesinFakat başka bir müşkül vardır, o da şu de Sandler ile vaziyeti tetkik edebilecek dur: Macaristanın mutalebatı. tir. Bükreç siyasi mehafilinin kanaatı (Baştarafı 1 inci sahifede) ettikleri ve filonun bütün hükumetçi ge^ milere beyaz bayrak çekmeleri için bir ültimatom gönderdiğini ilâve etmiştir. Fakat saat 1 1,30 da radyo, tekrar İzmir (Hususî) 1938 yılma aid İz hükumetçilerin elinde olduğunu, hüku mir limanı ihracat ıstatistikleri, alâkametçilerin şehri tekrar işgal ettiklerini vç darlarca hazırlandı. Alınan neticeden temizleme hareketine de başladıklarını memnun olmamak mümkün değildir. Çünkü, bir yıl içerisinde İzmir limanınbildirmiştir. Barselon 5 (a.a.) Kartaca'dan ge dan yabancı memleketlere 57,217,208 lira değerınde ihracat yapılmıştır ki, bu ralen isyan haberleri üzerine Frankist filokam 937 yıh ıhracatından üstün olduğu ya mensub bazı gemiler derhal Karta gibi, ta 931 e kadar bu dereceye yüksel ca'ya hareket etmiştir. Bütön hükumet miş bir ihracat tutarı gösterilemez. çi filo Kartaca limanında bulunmakta Eğe mıntakasınm diğer iskelelerin dır. Bazı hükumetçi kruvazörlerin lima den yapılan ihracat, henüz tespit edileni terketmeğe teşebbüs ettikleri kaydo mediği iç.n buna ilâve edilmemiştir. Tahminî bir rakamla bunu da ilâve edelunmaktadır. SaintJeandeLuz 5 (a.a.) Kar cek olursak 938 yıh Eğe mmtakası ih racatınm 60 milyon lirayı kolaylıkla butaca'dan bildıriliyor: lacağı kuvvetle muhtemeldır. İsyan hareketi henüz tamamen durduGeçen yıl ihracatında, en büyük müşrulamamıştır. Şehir civarında muhare teri Almanya olmuştur. Almanyaya yabeler cereyan ettiği haber verilmektedir. pılan ihracat 26,319,689 liradır. Bu tuLondra 5 (a.a.) Reuter ajansına tar, umum ihracatm hemen hemen yarısıdır. İk.nci derecede mal çeken AmeCebelüttank'tan bildiriliyor: rika olmuşsa da geçen yıhn ihracatı, bir Kartaca radyosunun neşrettiği bir tek yıl evvele nazaran noksandır. Bu memzibde bazı nasyonalist taraftarlarını an lekete 938 yıh ihracatımız 13,712,735 lisızm radyo binasını işgal ettikleri tasrih radır. Halbuki bir yıl evvelki ihracat edilmektedir. 17 milyon küsur bin lira idi. Diğer bazı küçük memleketlere ihracatımız azal Londra 5 (a.a.) Madrid'den Reumışsa da gene birçok küçük memleketter ajansına bildiriliyor: lere ihracatımız fazlalaşmıştır. Bu su Kartaca'daki askerî isyan teşebbüsü retle, 938 yıh ihracatı, bir yıl evveline nün tamamen bastırıldığı resmen bildi nazaran 3 milyon küsur bin lira fazla olrilmektedir. muştur. .General Franko'nun beyanatı Maamafih Polonya ile Romanya arasmda temas tesisinin hâkim amili, herhalde bir neticeye varmak hususundaki müşterek arzudur. Beck ile Gafenku arasında mevcud olan ve dün akşamki nutuklard* bahsedilen şahsî münasebetler görüşmeleri kolaylaştıracaktır. Müstemlekeler meselesîne gelince, îngilizler Polonyalılara arazi terkini derpiş etmemekte, yalnız meseleyi iptidaî maddelerin yeniden tevzii sahasında görüş mek ve ihtimal muhaceret meselesini de bu meyanda münakaşa etmek istemekte dir. Londra 5 (a.a.) General Franko, Sunday Chronicle gazetesinin Barselon daki muhabırine verdiği mülâkatta Ispanyol milletinin Italya ve Almanyaya karşı olan vaziyetini teyid etmiş ve demiştir ki: « Evvelâ şunu sarih bir surette soylemeliyim ki, ne îtalya, ne de Almanya; ne Ispanyol topraklarının her hangi bir kısmını, ne de Ispanyada askerî üsler tesisini istememi^lerdir. Almanya ve Italya ile, «Ispanya Ispanyalılarındır» prensipini zamân altına alan anlaşmaları müzakere ettim. lspanyol topraklarından bir karış dahi her hangi bir yabatıcı devletin hükmü altına geçmiyecektir.» General Franko, sözlerine şu suretle devam etmiştirt « Yeni Ispanya, intikam ve kin mefhumlannı tanımıyacaktır ve bütün dünyanm bunu anlaması elzemdir. Zrra müsalemetsiz bir zafer, boş bir zafer olur. Dünyanm ve bilhassa lngilterenin bunu anlamasına ihtiyacımız vardır. Keza Ispanyada şimdiye kadar bize düşman olanların da bunu bilmesine ihtiyacımız vardır. Şimdi vazifem, ülkümüzün onlarmki kadar samimî olduğuna ve birbirimize karşı muhalif saflarda harbetmiş olmakla beraber ülkümüzün müşterek olduğuna mandırmaktır. Dünkü dü$manlanmız bizimle teşriki mesai etmek istedikleri takdirde, îspanya, Avrupada kendisine düşen mevkii bizzat kendi gayretile elde edebilir.» 938 yıh tütün ihracatımız 22,920,256 lirahktır. Bir ylı evvel ihracat 29 milyon küsur bin lira idi. Tütün, geçen sene az ihrac edilmiştir. Fakat buna mukabil üzüm ve incir ihracatımızda bir yıl evvele nazaran fazlahk vardır. 937 de 6,212,131 liralık ihracat yapıl mışken geçen yıhn ihracatı 13,119,301 liraya yükselmıştir. Görülüyor ki, yarıdan fazla bir fark hasıl olmuştur. İncir ihracatı da artmıştır. 937 de ih racat 3,311,465 lira tutmuştu. Geçen yıl ihracat 5,369,144 lirayı bulmuştur. Pamuk ihracatımız da fazlalaşmıştır. 937 yılına nazaran bir milyon küsur bin liralık farkla 4.255,048 liradır. Pamuk ve zeytinyağı ıhracatmda da geçen seneye nazaran cüz'î farklarla artma görül müştür. Bununla beraber, bazı maddelerde bir azalma kflydedilmiştir. Fakat bu maddeler esasen milyon rakamı doldurmamaktadır. Bunlar daha ziyade orman mahsulleri, halı, çam fıstığı gibi mad delerdir. İhracat yekununun hemen yansı Almanyaya aid olduğuna göre, bellibaşh mahsullerimizin en fazla ihrac ettikleri yer de bu memlekettir. Meselâ 13 milyon küsur bin liralık umum üzüm ihracatmın 10 milyon küsur bin lirahğmı Almanya almıştır. încir ihracatında da Almanya başta gelmiştir. Otomobil sergisi kapandı Berlin, 5 (a.a.) Beynelmilel otomobil sergisi bu akşam kapanmıştır. Ziyaretçilerin adedi bu sene geçen senekinden 63 bin fazla olarak 825 bine baîig olmuştur. ki erkekleri terhis ederek bunlan lâzım olan tarla işlerinde istihdam etmeğe karar vermiştir. Katalonya hâdiselerinde yararlık göstermiş ve derhal merkezî mıntakaya dönmüş olan zabitler terfi edilmek suretile mükâfatlandınlmaktadırlar. Negrin başkjımandan oluyor Madrid 5 (a.a.) Negrin, merkez ve cenub ordularmın şimdiki grupunu fesihederek bütün orduların kumandanlığmı Erkânııharbiyenin yardımile şahsan deruhde etmeğe karar vermiştir. Bu karar çok mühimdir, zira Negrin bu suretle bütün harekâhn şefi olmakta ve başkumandan General «Jose Miyaja» nın fevkine geçmektedir. Bu karar Negrin'in daima müdafaa etmiş olduğu sonuna kadar mukavemet tezinin ifadesidir. Geçenlerde Başvekil, Nazırlar Meclisinde ordunun vaziyetini takviye etfnek fikrmde olduğunu ve bu maksadla Alikante vilâyetinde kalacağını söylemişti. Bundan başka mumaileyh 44 45 yaşmdabüzüyor. Üşüyorum!.. Islak elbiselerle yattmız da onun için. Derhal soyunmanız lâzım... Ne dediniz? Derhal soyunmam mı lâzım? Evet, soyunmanız lâzrm... Kız, hayret ve korku ile, birdenbire çocuk başını sarsarak kaldmyor. Siz çıldırdmız mı; nasıl soyunabilirim ben? Soyunmağa mecbursunuz. Bu ıslak elbiselerle geceyi geçiremezsiniz burada, muhakkak hastalanırsmız sonra!.. Adam daha fazla kızın konuşmasına ve ısrar etmesine meydan vermiyor. Tahta sandalyelerin üzerinde duran battaniyelerden birini alarak, şöyle lâkayd bir hareketle onun yattığı sedirin üstüne atıyor... Yalnız elbiselerinizi çıkann; çamaşırlarınız üstünüzde kalsm. Sonra, büyük bir soğukkanlılıkla, yüzünü, kızm bulunduğu tarafın aksine çeviriyor. Amma battaniyeye îyice sanlm ha!.. Sonra üşürseniz karışmam!.. Kızda hiç ses yok... Sanşın başı kollarının arasına düşmüş, ayakları büzül Madridde üç asker kurşuna dizildi Madrid 5 (a.a.) Hırsızhk maksadile bir sivili öldüren üç asker dün Madrid'de kurşuna dizilmişlerdir. Slovak edebiyat kürsüsü Varşova 5 (a.a.) Polonya hüku meti geçenlerde bir Slovak edebiyatı taBükreşte Balkan Antantı Konseyine iştirak ettikten sonra Belgrad. ve rihi ihdasına karar vermişti. Şimdi bu kürAtinaya uğrıyarak şehrimize gelen Hariciye Vekili Şükrü Saracoğlu, evvelki gün Ankaraya gitmişti. Yukarıki resim, Hariciye Veküimizin Ankarada kar sünün Caracovi Üniversitesinde ihdas edilmesine karar verilmiştir. şılanmasmdan bir intıbadır. Konyada spor hareketleri Konya, 5 (Hususî) Mersin îdmanyurdu ile Selçukspor futbol takımları arasındaki ikinci maç, havanın çok soğuk olmasma ragmen yapıldı. Neticede Selçukspor, dört golle galib geldi. ğe imkân var mı? Kızın, sanşın çocuk başı, yana doğru kayıyor... Gözlerinde bulanık, dumanlı bir pınltı var... Tavandan gelen ışıklarla ocaktan duvara akseden gölgeler arasında, yüzünün çizgilerini iyiden iyiye görüyoruz... Daha çocuk denilecek kadar küçük bir genc kız!.. Birdenbire sanşın başını sert bir hareketle döndürerek: Acaba otele kadar gidemez miyiz, bir kere deneyelim mi? diyor. Mümkün değil, bir adım atmak imkânı yok... Baksanıza şu korkunc seslere. Fırtuıa gittikçe kuduruyor dışarıda!.. O halde?.. O halde, söyledim, geceyi burada geçirmeğe çalışacağız... Kız, heyecanla gözlerini açarak, kendisile konuşan bu uzun boylu, genc, esmer adamın yüzüne bakıyor. Gözlerinin her hareketinde, uzun siyah kirpikleri, bir ateşböceği gibi yanıp sönen iki krvılcım pırıltısile aydmlanıyor... Korkuyorum ben, kalamam. Çok ıssız, çok karanhk bir yer burası... Korkacak birşey yok. Biraz sonra karanlığa alışırsınız!.. Kız, birdenbire titriyerek ayaklarını Üç anarşist yakalandt Toulouse «Tuluz» 5 (a.a.) Tuluz polbi üç lspanyol anarşisti tevkrf etmiştir. müş, yattığı sedirin üstünde öyle duruyor. Aradan birkaç dakika geçmişrir.^ Soyundunuz mu? Cevab yok. Soyundunuz mu? Size soruyorum. ^"^ • • • • # Niçin cevab vermiyorsunuz ? Adam o sırada arkasında ince bir hıçkırık sesi duyuyor. Heyecanla başını çe\iriyor. Ooo!.. Sahideo çocukmuşsunuz siz! Ona doğru yürüyor. Hemen cebinden mendilini çıkararak, kızm yanaklarında parhyan yaşları silmeğe başlıyor. Onun küçücük ellerini avuclarmın içine alıyor. Haydi, susun bakayım; a^ijmaga devam ederseniz darılınm sonra size!.. Parmaklarmı yavaş yavaş kızın alnına götürüyor. Biraz bana itimad etmeniz lâzım. Vakıâ henüz birbirimizi tanımıyoruz ama, mademki bir tesadüf bizi kudurmuş bir gecenin içinden alıp bu karanlık damm altına getirdi. (Arkası var) KADIN SEVERSE... Yazan; ESAD MAHMUD KARAKURD Dünkü tefrikamn hulâsası Uludağda bir gece 2 Şehir bir kar fırtınası içinde altüst oluyor. Uludağın eteklerinden görünen Bursa, esatirî bir manzara, arzetmek tedir. Zengin bir dekor içinde gece yürü yüşü... Biraz yukarıda belediyenin kazazedeler için vücude getirdiği sığınaklar görünüyor. Bu esnada peydahlanan garib bir dağ yolcusu, güçlükle, stğınağa kavuşmdk üzeredir. Sîğınakta tatlı bir hararet... Ve bütün yorgunluğu giderecek çay ve kahve var.. Dağ yolcusu şimdi ot minderin üzerine uzanmıştır. Tam bu sırada *İmdad... îmdad...> sesleri duyuluyor. Sîğınakta ocağın başında ıstnan adam, dışanya fırlıyarak, kann içine gömül müş olan yüzü kapah, yalnız gözleri görünen meçhul sporcuyu kurtarıyor. Bu sporcu, kadm mı, erkek mi? Tedavi edilmesi için göğsünün açilması lâzım! Kendisile meşgul olan adamın eli, bu arada meçhul sporcunun gö'ğsündeki tatlı ve ıhk yuvarlaklara dokunuyor... Karanhk bir gece... Kudurmuş bir fırtına... Ve bu karanhk gece ile kudurmuş fırtma arasında taş bir höcre!.. Bakm, artak tamamile kendinize geldiniz.' Yüzünüzün rengi değişti... lyileşiyorsunuz... Sedirin üstünde yatan kızm, içi pırıl pml yanan iri yeşil gözleri var... Bu iri y^eşil gözlerini uzun, kmrcık kirpikleri arasmda kırpıştırarak ellerini dakikalardanberi avuclarınm içinde tutan bu meçhul genc adamın yüzüne bakıyor... llk cümle şu: Fakat, siz kimsiniz efendim? diyor. Sizin gibi bir kazazede. Fırtınanın karlı yamaclardan sürükleyip atnğı meçhul bir yolcu... Peki, ben nasıl geldım buraya? Omuzlarımm üstünde geldiniz. Burası nedir böyle? Bir sığmak... Demek?.. Karlann üzerinde baygm yatıyordunuz. «îmdad» diye bağırdığmızı işittim; omuzlarıma alarak sizi buraya getirdim. Kızın ıslak san saçlan, şakaklarmın üzerine dökülüyor, hâlâ büyük bir korku ve heyecan içinde olduğu belli... Ne ıssız, ne karanhk bir yer burası yarabbi! diyor. Dua ediniz ki bu karanlık, ıssız yeri bulabildik. Yoksa... O sırada, tavanda asılı duran petrol lâmbasının ışıklan, kızın gözlerinin içine giriyor. Gözlerini uzun kıvırcık kirpiklerinin arasında kırpıştırarak yumuyor... Peki, ne yapacağız şimdi burada? Fırtınanm dinmesini bekliyeceğiz. Ya bütün gece devam ederse fırtına? O zaman bütün gece burada kalacağız! Bütün gece burada mı kalacağız? Tabiî; başka türlü hareket etme

Bu sayıdan diğer sayfalar: