18 Mart 1939 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

18 Mart 1939 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

18 Mart Hâdiseler arasında SON Seçim günlerinde DUŞUNCELER Izmirde yağmurla karışık olarak yağan dolu meyva ve sebze bahçelerinde büyük zararlar yaptı İzmir 17 (Telefonla) Dün geceyansı şehrimizde fırtına, bütün şiddetile tekrar başlamış ve sabaha kadar devam etmiştir. Bu arada yağmurla karışık yağan dolu, sebze ve meyva bahçelerini tahrib etmiştir. Rıhtımı baştan başa kaplıyan sular, şehrin iç mahallelerine kadar ilerlemiştir. İkiçeşmelikte bir ev yıkılmış fakat insanca zayiat olmamıştır. Oğrendiğime göre şehrin muhtelif semtlerinde duvarlar çökmüş ve ağaclar devrilmiştir. Buraya gelen haberlere göre, İzmir kazalannda fırtına olanca şiddetile devam etmektedir. Torbalının Çapan köyünde bir eve yıldırım düşmüş, seksenhk bir kadmla on sekiz yaşında torunu baygın olarak kurtarılmışür. İzmir ve havalisindeki dağlara bol miktarda kar yağmaktadır. Limanımızda bulunan Tan vapuru demir tarıyarak hafifçe Pasaport iskelesine çarpmıştır. Son yağmurlardan bazı nehirler ve çaylar da kabarmağa başlamıştır. Karların erimesile bu kabarmanm artmasmdan korkulmaktadır. Manisanın Irlamaz çayı taşmıştır. Sular, Menemen şosesinin bir kısmını tahrib etmiştir. Meyva ve sebze bahçelerindeki zarar günden güne büyümektedir. Fırtına^»ve• kar Şehrimizde ve limanlarda Bir müddetten beri yağışlı ve fırtınalı geçen hava evvelki akşam, daha fazla bozulmuş ve Karadenizde şiddetli bir fırtına hüküm sürmeğe başlamıştır. Fırtına dün kısmen sakinleşmekle beraber devam ediyordu. Zonguldakta kömür tahliyesi durmuştur. Zonguldakta bulunan vapur Suriyede vaziyet İngiltere millî kabinesi kurulacak mı? çok gergin Dün Şamda 20 bin kişi bir miting yaptı Şam 17 (a.a.) Suriyede vaziyet gerginliğini muhafaza etmektedir. Şehrin bütün mağazaları kapahdır. Ve sokak larda tezahüratçılar alayları gelmektedir. İlk defa olarak Fransız askerlerinin de izinleri iptal edilmiştir. Şam 17 (Hususî) Suriyenin birçok şehirlerinde bugün yeni karışıklıklar zuhur etmiştir. Şamda 20 bin kişinin iştirakile muazzam bir miting yapılmıştır. Vaziyet gittikçe vahim bir şekıl almaktadır. Hayırsever bir vatandaş Ankara 17 (Telefonla) Adana fabrikatörlerinden Nuh Naci, Kayseride lise tahsili yapan talebeler için, bir Talebe yurdu yaptırmağa başlamıştır. Yurdun daimî masraf ve idaresini temin için de ayrıca akar olarak on mağaza yaptıracaktır. Bu hamiyetli vatandaşa Maarif Vekilimiz, Türk çocuklarına gösterdiği bu rabıta ve alâkadan dolayı teşekkür etmiştir. İzmir limanından yapılan ihracat tzmir 17 (a.a.) Dün, limanımızdan Pireye 1614 kuzu ıhrac edilmiştir. Ay nca Almanyaya üç bin yedi yüz lira kıymetinde ve altı bin altı yüz yedi kilo sikletinde üç bin koyun derisile bin ıki yüz kırk sekiz lira kıymetinde ve bin altı yüz otuz kilo sikletinde bin altı yüz kuzu derisı ihrac edilmiştir. Belçikadan bin üç yüz lira kıymetinde ve bin elli kilo sikletinde merinos ko yun yünü kırpıntısı ithal olunnruştur. Mısır Kredi Fonsiye tahvilleri Kahire 17 (a.a.) Yüzde 3 faizli ve ıkramiyeli Mısır Kredi Fonsiye tahvil lerinin 16 mart 1939 çekilişinde: 1903 senesi tahvillerinden 432,277 numaralı tahv:l ile, 1911 senesi tahvillerinden 383,431 numaralı tahvil ellişer bin frank ıkramiye kazanmışlardır. hayvanı. Yenişehir telefon santralı 17 (a.a.) Arabların ve Ya İstanbulda: yirmi bir kaçakçı, otuz kiişe başlamak üzere İngilterenin tekliflerini red lo gümrük kaçağı, yediyüz on gram uyuşAnkara (Tejefonla) Yenişehirde üzerine Filistin konferansının akim kaldığı haber verilmek turucu madde ele geçirmiştir. yapılmakta olan yeni telefon santralı in Bir gazetenin verdiği şaatınm bittiğini bildirmiştim. Posta. Telgraf Umum Müdürlüğü Telefon idauvdurma haber Fethiye elektriğe kavuştu Ankara 17 (a.a.) 16 mart 1939 ıesi yeni şebekenin muvakkat teslim mu Fethiye, 17 (a.a.) Belediye taraamelesine başlamıştır. fmdan yaptırılan yeni elektrik tesisatı tö tarihli Tan gazetesinde Amerikadan 1939 Oğrendiğime göre, bu ayın yirmi be renle açılmış, törende memurlar ve büyük senesinden itibaren yapılmış ithalâtın faturalarını ödsmek icin henüz verilmiş bir şinden itibaren abonelere telefon verilmi bir halk hazır bulunmuştur. karar olmadığı hakkında intişar eden ha ye başlanacaktır. İlk olarak şehrin muhErzincanda fırtına ber asılsızdır. telif yerlerinden Yenişehre nakil istiyen Erzincan, 17 (a.a.) Dün akşam Anadolu ajansınm öğrendiğine göre, Ierin müracaatleri sür'atle yerine getirile başlıyan şiddetli lodos fırtınası sabahm Amerikadan 1939 senesinden itibaren cektir. Müteakib günlerde de yeni abodokuzuna kadar ayni hızla devam etmiştir. gelen malların da müracaat sırasile dö nelere başlanacaktır. Müteakıben hava yafmura çevirerek öğle vizlerinin peyderpey ödenmesi hakkında Yeni santral şimdilik iki bin abone'e kadar sağnak şeklinde yağmur yağmış M^'iye V e ' " ( ce kambiyo idaresine liktir. İleride beş bin aboneye kadar çıui, hasar yoktur. talimat verilmiştir. » karda'üilecektir. Londra hudilerin detmeleri tamamilp tedir. Filistin konferansı akim kaldı eni Meclisin eskilerinden farkı ne olacak? Partinin bütün prensipleri sabit. Yeni mebuslar da, elbette, bu prensiplere bağh insanlar arasmdan seçilecek. Eski meb'uslardan bir kısmının yeniden seçilmesi de pek mümkün. Böyle olunca, yeni Meclisin eskilerinden farkı, lar kâmilen Ereğliye sığınmışlardır. EreğMüşterek dil, tarih. toprak ve glib bir bütün oyun kaideleri sabit kalan bir lide fırtmayı karşılamak nispeten kolay olsoyla yuğurulmuş şuurlu ve şahsıyetıi tavla partisinde, bazı taşların değiştimuştur. rilmesinden ibaret bir manzara inkı yardımlaşma bütünlerıne «millet», bu Dün şehrimiz üzerinde de şiddetli bir lâbını andırmıyacak mı? yardımlaşmanın doğürduğu bağlılık ve rüzgâr yağışla devam etmiştir. idealin müeyyide ve mes'uliyetini yükleHayır! însan bir tavla pulu değil nen organizasyona da «devlet» diyoruz. Günlerdenberi kara sularımızda devam eden bu şiddetli fırtına yüzünden birçok dir. Onun sabit kaideler önündeki has, Bu tarife göre milletle devlet ayni ha kazalar olmuştur. Bu kazalardan bir kıs sasiyeti, kemancı veya piyanist, her murdan olmak lâzım geliyor. Filhakika mı hakkında dün malumat gelmiştir. Bun hangi bir virtüozun nota karşısındaki bunlar ayni hamurdan olmadığı zaman ların içinde pek feci olduğu tahmin edilen, haline nispet edilebilir. Çalacağı par devlet, yardımlaşmanın doğürduğu ba>fakat mahiyeti anlaşılamıyan bir kaza da çanın sabit mevzuu ve musikinin sabit lılığı bir ideale götürmek müeyyide ve kanunlan, san'atkârın şahsî anlayışı mes'uliyetini yüklenmiyerek münhasıran vardır. Boğaz ağzındaki batmış yelkenli na ve kendinden evvelkilerden daha disiplini kurmağa, bur.un için de sadece mütekâmil bir icra tarzı yaratmasına mekanik tesanüdü muhafaza edecek bir Holanda bandıralı Apolonya vapurunmâni olmaz. Olsaydı, icra bakımın «otorite» kullanmağa mecbur olur. Müsdan dün sabah alınan bir telsizde Boğaz dan, musiki san'atının asırlardanberi temleke halinde bulunan milletlerin en medhaline yakm bir yerde ziyalı bir şahiç ilerlememiş olması lâzım gelirdi. müreffehlerinde bile görülen derin ıstı mandıra olması muhtemel bir cisim görülKaldı ki sosyoloji ve politika mef rab bunlann uzvî bir tesanüde, kendi düğü bildirilmiştir. Oğleden sonra ayni humlarımız, bir musiki parcasının bünyelerinden doğacak bir devlet vas'tavapurdan alman bir telsizde bu cismin yanına gidildiği ve bunun alabora olmuş mevzuu ve icra şartları kadar da sabit sile bir ideale doğru ilerlemeye olan ihbüyük bir yelkenli veya motörlü olduğu değildir. Milliyetçiliğe, inkılâbçılığa tiyaclanndan gelmektedir. O halde milnun görüldüğü mürettebatından kimseye veya devletçiliğe verilen manalar, her let, devletin milleti, devlet de mılletin şahsın tefsirine göre birçok nüanslar devleti olmadıkça bunlar birbirlerini asla tesadüf edilmediği bildirilmiştir. la birbirinden ayrıldığı için, nazariye tamamlıyamazlar. Aralannda hiçbir avBu tekne hakkında şimdilik fazla maden tatbika geçen icra safhasında bir rılık ve gayrılığın olmaması da ancak bu lumat yoktur. politika ve halk adamına bir virtüoz sayede mümkündür. Diğer kazalar dan fazla serbest kalmak ve şahsiyeAyvalık limanında son fırtınadan Ege Devletin faziletini emniyeti muhafazatini ortaya koymak imkânını verir. Yıldız yelkenlisile polis motörü batmıştır. da gören klâsik filozoflar henüz millet Bu şahsiyet farkı, yeni Meclisle es bünye ve şuurunun iyice taazzuv etme Alanya limanından da Eminağa motörü zincirini koparıp kayalara çarparak bat kileri arasında görmek istediğimiz in diği yani şahsiyetini bulmadığı devirlersan farkını hazırlayacak. Tefsir nü deki devletlerin vazifelerini düşünmekten mıştır. Batumdan gazolin yükile hareket eden anslarmdan büyük icra farklarına ka öteye gitmemişlerdir. Halbuki şuurlu ve îmdad motörü fırtınaya yakalanmış ve 55 dar yükselmesini beklediğimiz bu te şahsiyetli bütünler haline gelmiş olan buvaril gazolin atmak suretile batmaktan kâmülün ilk şartı, muhtac olduğu kuv günkü milletlerde emniyetin muhafazası vetli şahsiyetleri kazanmasından ba§ bir gaye olmaktan ziyade bir ideale doğkurtulmuştur. ru yükselişin vasıtasından ibarettir. Bi Izmirin Yenikale geçidindeki ziyalı şa ka birşey değildir. naenaleyh bugünkü devletlerle birer şahmandıralardan iskele tarafındaki şamanBunlara güzideler diyiniz. Bu memdıra da kopmuştur. leketin Mithat Paşadan Ahmed Rı siyet haline gelen ferdler arasındaki kopzaya ve Namık Kemalden Mehmed maz ve sarsılmaz bağlılık emniyet kayAkife kadar her biri ayrı ayn takdir gusundan ziyade ideal alâkasında aransizlik ve husran içinde ölen feragat mak lâzımdır. Çünkü can ve mal emniyesahibi nice insanlar soyundan giizi ti artık eski zamanlarda olduğu kadar deleri bulmak ve çekildikleri feragat tehlikeye maruz olmaktan çıkmıstır. zirvesinden ayırmak zor. Fakat işte Bunların devletlerarası haklarla daha bu zorluktur ki halkın ve gencliğin emin ve daha geniş bir emniyet kazanmış yeni Meclise karşı beslediği ümide bü olmaları insanları daha yüksek alâkalarla yük tarihî kıymetini veriyor. Her zor millî ve beşerî ideallere sıkı sıkıya bağluğu yenen Halk Partisi, Büyük Şe lamış ve bu bağlılık gitgide kuvvetleneLondra 17 Parlâmento mehafi fin de sık sık işaret ettiği gibi, işte rek büyük inkılâblan sıklastırmıştır. linde beyan edildiğine göre Hariciye Na böyle bir şahsiyet ve karakter seçimiDevletin baş fazileti artık sadece ernzm Lord Halifaks, millî bir kabinenin nin idaresî başmdadır. Halkın bir tek niyeti muhafazadan ibaret olmayınca oteşkili içia sarfedilen gayıetlere önayak rehberi olduğu için başka partilerte nun vazife ve mes'uliyetleri de genişleolmaktadır. Muhafazakâr meb'uslardan bölünmeyen mes'uliyeti bir vatan miş, çoğalmış, büyümüş demektir. Yalnız büyük bir kısmı, Lord Halifaks'ın bu hacminde büyüyor. bu tevessüün hududlan nedir? İşte za gayretlerine yardım etmektedir. Liste ilân edilinceye kadar büyük manımızın en büyük mes€İesi! îngilterede mecburî askerliğin ihdası fnönünün ve Partinin tercihlerinde Uzuvları yaratan ihtiyac ise devlet Jehakkında kuvvetli bir cereyan vardır. hâkim olacak ölçüyü bilmiyeceğiz; diğimiz taazzuvların da bu kanuna tâbi Muhalif mehafil ise, bu sureti tesvi fakat uzaktan tahmin ve temenni eolmaları iktıza eder. Nitekim dünkü devyeye karşı pek muhteriz görünmekte ve deriz ki bu, herşeyden önce bir şahsiletlerle bugünkü devletleri en sath» bir kendi siyasetlerini tatbik için iş başma yet ve fazilet miyarı olacaktır. mukayese bile bu kanunun devlet taazzuvgeçmeği ümid etmektedir. PEYAMt SAFA larında da cari olduğunu gösterir. O halde devlet yapısındaki değişiklik ve ge nişlemeleri sırf bu taharvül yüzünden Japon tayyarelerinin mesele yapmak tabiat kanunlannı tanı bombardımanı Ankara 17 (Telefonla) Bazı mamak olur. Evet devletler her vakit Hongkong 17 (a.a) Çin ajansı bildi değiştiler, değişiyorlar, yarın da değ:şeyerlerde Arab harflerile çocuklara türkçe okutanlar hakkında ceza kanununun riyor: ceklerdir. Asıl felâket bunlann de5;işmeKansu vilâyetinin merkezi olan Lan(526) ncı maddesine göre takibat ya erinde değil, durmalarındadır. Ilmın, çeu üzerine bir Japon bombardıman fipılmakta olduğu Adliye Vekâletine vatekniğin, san'atın, fıkrin durmasi'dan losu tarafından son zamanlarda yapılan ki müracaatlerden anlaşılmaktadır. baskın esnasmda 63 Japon tayyarecisinin korkuyoruz da devletkrin durmala".ndan Bu münasebetle Vekâlet tarafından öldüğü bildırilmektedir. neye korkmuyoruz? Vakıâ sadelik hasCumhuriyet Müddeiumumiliklerine gönÇungsiangın cenubunda Taohu civa retile bedevilik ve iptidailiği arayarılar derilen bir tamimde deniliyor ki: rında bulunan Hangçoei nehrini geçme yok değildir. Fakat bunlar hususî ve ek«Kanun ve nizamlara aykırı olarak ye teşebbüs eden bir Japon kolu Çin kı zotik tahassüslerin çok mahdud tezahüraçılan mekteblerde yapılan türkçe tedri taatmın taarruzuna uğramış ve 900 den lerinden ibarettir. Dünya ve milletler idesatta eski harfler kullanıldığı takdirde fazla Japon boğulmuştur. al yardımlasmalâr içinde ve ideal var failleri hakkında ceza kanununun 261 ve Eğe mıntakasında haşeratla dımlaşmalarla yasamak istiyorlar. Art'k 526 ncı maddeleri mucibince takibat icelma ısırılmıstır: Cennetten koğulmak pamücadele rası lâzımdır. hasına olsa dahi. İzmir, 17 (a.a.) Senelerdenberi İzÇünkü bu takdirde kanun ve nizamYeni devletlerin emniyetten ziyade lara aykırı olarak mekteb açmak müsta mir ve Manisa vilâyetlerile mülhakatla ideal sevkıle çahsmalan onlarla sa'n^ıvetkil bir suç teşkil ettiği gibi bu mektebler rındaki ormanlara ânz olan kinoto kempa de türkçe tedrisatm Arab harflerile ya pityo kampa tırtıl böcekleri için bu sene pılmış olması da ayn ve müstakil bir suç ve zamanında yorulmak bilmez bir azim ve faaliyetle mücadele yapılmış ve yirmi teşkil eder.» iki bin yüz altı hektar vüsatindeki ormanYakalanan kaçakçılar Ankara, 17 (a.a.) G e ç e n bir hafta larda bu mücadele sayesinde üç yüz yirmi içinde Gümrük Muhafaza teşkilâtı, Suriye üç bin beş yüz seksen sekiz kilo tırtıl böhududunda: kırk kaçakçı, sekiz yüz kırk ce^i imha edilmiştir. Ayni zamanda kasekiz kilo gümrük kaçak malı ile kırk yedi sabalar dahilindeki caddelerde ve ev bahkilo dört yüz gram uyuşturucu madde, çelerile parklarda görülen bu gibi tırtılbin sekiz yüz defter sigara kâğıdı, iki silâh, ların imhası için^ de lâzım gelen tedbirler yüz on sekiz Türk lirasile dokuz kaçakçı ahrnri'stır. Zamanımızın en büyük meselesi karşısında Yazan: Pıof. M. Şekib Tunç li ferdler arasındaki bağı kuvvetlendirdiğini söylemistim. Bu bağın kuvvet, ge nişlik ve yükseklik alması ferdle devlet arasındaki eski çatıştnaları günden güne azaltmaktadır. Devlet de idealist olduktan sonra artık hakıkî ve tam bir şahsiyet olmuştur. Ferdin devlete karşı çıkması ancak ayn bir ideal yüzünden olabilir, bu takdirde bile idealler çarpışacakhr. Filozoflar şahsiyeti «çoklukta birliks> olarak tarif eder ve bununla şahsiyetin basit olmadıktan baska çokluğun bir yekunu da olmayıp taazzuv etmiş bir bütün, birbirlerini tamamlıyan bir birlik olduğunu söylemek isterler. Bugün devlet şahsiyetlerinin genisleyip kuvvetlenmesile birlikte bunlarla bir ideal için yard'.mlasan ferdlerin şahsiyetleri de derece derece yükselmiş olduğundan aradaki münasebet baskılı olmaktan çıkarak karşılıklı bir yardımla^maya ve müşterek yaratmalara ulaşmak zaruretindedir. «Zecr ve tazyikm sahte muvazenesi», siyasî ve iktısadî, ancak muvakkat neticeler verir; fikrî ve ahlâkî tekâmüle de engel olur. Aklın tesekkül edebilmesi yardımlaşmada yaratmalara gitmeğe bağlıdır. Bu oİmadıkça ne ferdin, ne de devletin içtimaî kuvveleri açılamaz. Cemiyetlerin nasıl tesekkül ettiklerini hiç bilmediğimiz için ferdi cemiyet, yahud cemiyeti ferd yapar icjdiası bir ideoloji olmaktan öteye gidemez. Yalnız biliyoruz ki ferd, şahsiyet, cemiyet, devlet dediğimiz şeyler, «çoklukta birliği» vücude getirmek için ta hakkuk etmiş ve bu sayede birleşip taazzuv etmiş bütünlerdir; varlık da bu sayede bütün imkânlarını, Leibniz'in bir ta birile, azacnî varlığı tahakkuk ettirmeğe koyulmustur. Cemiyet ve devlet «ezelden kurul muş», «hazır» ve «tamamile yapılmış» birşey değilse aşağı yukarı insan elinden çıkmış ve insan elıle ilerletilmiş olacak tır. Tarihî şahsiyetlere verdiğimiz büyük kıymetler, bütün ihtilâl ve inkılâb tecrübelerimiz cemiyet ve devletleri ezelî, hazır ve tamamile yapılmış olarak düşün mediğimizi gösterir. O halde ferd ve cemiyet davası cemiyetlerin nasıl doğduklarını bilmeden yaptığımız mevhum bir şahidlikten fazla birşey değildir. İnsanlar asırlarca «insü cin» münakaşaları yapmışlar, insanların arasında cinlerin dolaştığını iddia etmişlerdir. Ferd var cemiyet yok, cemiyet var ferd yok münakaşaları insan ve cin itikadlannın bir istihalesine benziyor. Karışık münasebetler karşısında kalan insan zekâsı tneseleyi halledinciye kadar faaliyetlerine bir istikamet ve bırlik vermek için gündelik ve pratik bir masal yaratıyor. Yalnız cin ve peri masallanna dikkat edersek bunlarda tasavvur edilen en geniş imkânlarm daima bir «kayıd» ve «şart» a bağlandıkları, meselâ peri kızını görebı'mek için şöyle bir «parola» kullanmak lâzım geldiği gö rülür. Bundan şu anlasıhr ki insan zekâsı daha ilk uyanışlarında «şartsız» ve «kayıdsız» düşünmemiş, herşeyi mümkün görmüş, fakat her imkânı, çocukça veya mistik, muhakkak bir şarta bağlam;stır. Zekâmız bugün de böyle işliyor, yarın da böyle işliyecektir. Şartlan dü'ünül mek şartile herşey mümkündür. Mutlak hicbir şey yoktur. Cemiyet, ferd ve devlet de mutlakı değil, imkânı temsil ederler. Sartlara dikkat elmek lâzım. IHEM NALINA MIHINA İstanbulun imarı O stanbulun iman işine nereden balşa li mak muvafık olacağı hakkında gazetemizin açtığı ankete aziz okuyucularımız güzel cevablar verdiler. Bu fikirler umumiyetle çok makul istekler üzerinde toplandı. Tanzimine başlanmış olan Eminönü meydanmın bitirilmesi, şehir yollarının yapılması, bol su temini, hastane gibi istekler, hakikaten şehrin en büyük ihtiyaclarını ifade eder. Fırsat düştükçe Belediye işlerinden de bahseden bir muharrir sıfatile ben de naçiz fikrimi söylemek istiyorum. İstanbul 5 milyon lira ile değil, 50 milyon lira ile güç imar edilecek kadar büyük bir şehirdir. Büyük Avrupa şehirleri şöyle dursun, hatta Bükreş kadar imarı bile uzun zamana ve azim paraya muhtacdır. Bu itibarla, İstanbulu imar ederken Ikönce, en ziyade Belediyenin kasasına menfaat temin edecek işleri düşünmek makul olur fikrindeyim. Bu suretle hem şehri imar etmiş, hem de bu iş için yeni gelir kaynakları temin etmiş oluruz. Eminönünün tanzimi işinde de ayni yoldan yürümek kabildir. Eminönü meyda nı açılmak üzere iken bu sütunda çıkan bir yazımda, meydan açıldıktan sonra oraya çıkacak köhne binaları da, istimlâk etlerek yıkmak ve bunların arsalarını, büyük ve güzel binalar yapabilecek zengin müesseselere satmak teklifinde bulunmuştum. Meydanı, halkın parasile Belediye açtırdığına göre, bu sayed, daracık arka sokaklarda iken sahibleri on para masraf etmeden ön plâna çıkan ve meydana nazır bir vaziyete gelerek çok kıymetlenen mebaninin arsalarından istifade etmek hakkı da halkın ve Belediyenin olmak lâzrm geir. Bu suretle Belediyenin temin edeceği istifadenin hayli mühim olacağına şüphe yoktur. Belediye stadyom, kapalı spor salonu gibi şiddetle muhtac olduğumuz teiislerden de istifade temin edebilir. Yeni ve güzel arabalar getirtmek suretile otobüs rşletmek hakkını kendi kullandıgı takdirde de, Belediye iyi bir gelir kaynağı daha kazanır. Hatta, su işinin sür'atle yoluna konulması da hem şehrin en mühim ihtiyacını temin eder, hem de aboneler artarak Belediyeye bir varidat membaı olur. Floryanın esaslı bir şekilde anzimi de bu cümledendir. Belediyeye gelir temin eden rmar hareketlerile işe baslarsak bir taraftan şehri imar ederken diğer taraftan da bunlann aridatile imar faaliyetine daha büyük bir hız vermiş oluruz. Halifaks bu hususta teşebbüste bulundu Türk Bulgar dostluğu IBaşmakaleden uevaml Arab harflerile tedris yapamların tecziyesi f Belgradda yapılan Afyon denberi bu vecizenin doğruluğunu birçok vesilelerle ispat etmiş bulunuyor. Bulgaristanda yaşıyan ırkdaşlarımıza karşı bazı taşkm unsurlar tarafından zaman zaman yapılmakta olan fena muameleler artık tarihe karışmıştır. Fakat bizi asıl memnun eden nokta, Bulgaristanla aramızdaki mukavele mucibince günün birinde memleketimize hicret edecek olan bu kardeşlerimizin orada şimdiden Atatürk inkılâblarına kavuşturulmuş olmala' rıdır. Bazı geri kafalı hocalann tesırile Bulgaristandaki Türk ekalliyet mekteblerinde yakm zamana kadar eski harfler okutuluyordu. Köseivanof hükumeti bu yakışıksız vaziyete mâni oldu ve Türk mekteblerine Türk harflerini kabul ettirmekle gerek oradaki kardeşlerimizin büyük ekseriyetine gerek Atatürk inkılâbına Fikir açlığımız artık ideolojilerle do ve gerek Türk Bulgar dostluğuna karşı yacak gibi değildir. Tam manasile üim beslediği samimî alâkayı açığa vurdu. Bugün komsu Bulgaristanda yeni harfve felsefeye ihtiyacmiız vardır. lerimizi bilmiyen Türk çocuğu kaima: M. Sekib TUNC mıştır. Gospodin Köseivanof, gene ayni samimî alâkanm tesirile şer'î mahkemelert ilga etti ve oralı kardeşlerimizi medenî kanunun nimetlerine kavuşturdu. Muhterem Başvekilin inkılâbımıza karşı göstermiş olduğu bu dostluk eserlerini Türk milleti hiçbir zaman unutmıyacaktır. Köseivanof'un açık görüşlü idaresınde refaha doğru yürüyen Bulgaristan, umuliyetle bütün Balkan milletlerile isbirliği mi etmek emelindedir. Geçen sene Selânikle ™ imzalanan anlaşma bu yolda atılmış ciddî ve mühim bir adım sayıhr. müzakereleri J Belgraddaki afyon müzakerelerinde Türk Yugoslav heyetleri bir arada Belgrad, 17 (Hususî) Belgradda cereyan eden Türk Yugoslav afyon müşterek satış anlaşması müzakereleri şayanı dikkat bir safhaya girmiştir. Müzakerelerin bir müddet daha devam ettikten sonra ay sonundan evvel anlaşmanın imza edileceği anlaşılmaktadır. Müzakerelerde Türk hükumetini İktısad Vekâleti ihracatı teşkilâtlandırma müdürü Servet Berkin, Toprak mahşıüleri ofisi umum müdürü Hamza Osman Erkan ve Toprak mahsulleri ofisi İstanbul şubesi müdürü Vahid Demirkan, Yugoslav hükumetini de İktısad Vekâleti Ticaret Umum Müdürü Obrodoviç, Yugoslavya Hariciye Vekâlet Cemiyeti Akvam bürosu müdürü Gabriloviç, Millî afyon müessesesi müdürü Markoviç, Türk Yugoslav afyon bürosunda Yugoslav murahhası Rujaj ve müşavir Dr. Mjhaloyiç temsil etmektcdirle*» Dost Bulgaristanın dost Başvekili bugün Cumhur Reisimiz tarafından kabul edilecek. Atatürk inkılâblarınm büyük başarıcısı ve Balkan anlaşmasının sarsılmaz taraftan olan Ismet İnönü, sevgili komşularımızca yakından tanılan bir sahsiyettir. Kendisi, birkaç sene evvel Başvekilliği zamanında Sofyaya yaptığı ziyaret esnasında ve diğer muhtelif vesı'elerde Türk Bulgar dostluğuna nekadar büyük kıymet verdiğini açıkça göstermısti. İki milletin karşılıkh sevgisini tem°il eden devlet adamlarının görüşmesi her iki millet için de ancak mes'ud neticeler doğurabilecek bir hâdisedir. Şimdiden sevinebiliriz, NADİR NADt

Bu sayıdan diğer sayfalar: