29 Mart 1939 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5

29 Mart 1939 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

29 Mart 1939 CUMHURİYET TİYATROYA DAİR KONUŞMALAR İnhidam faciası Trak nedir ? Sahnede söyliyeceğiniz şeyi bildiğiniz halde birdenbire heyecana düşersiniz; kalbiniz küt küt atar, kulaklarınız çınlar, diliniz ağırlaşır... Yazan: /. GALİB ARCAN Adliye, Belediyeden bazı yeni izahat istiyor Beyoğlunda Yenişehirde Mangasa caddesinde Topuzcu sokağının başındaki Atlas aprtımanının çökmesi tahkika tına, müddeiumumilikçe dün de devam olunmuş ve bu arada Belediyeden bazı cihetler sorulmuştur. Mevcud vaziyet de • ğişmeden, yani enkazın bugünkü vaziye tine dokunulmadan vak'a yerinde keşif yapılıp yapılamıyacağı, binanın hangi tarihte kime yaptırıldığı hususunda kayıd bulunup bulunmadığı, binanm plânına göre, inşadan sonraki senelerde apartı manda, kat ilâvesi veya başka suretlerle tadilât yapılıp yapılmadığı Belediyeden sorulan cihetlerdir. ŞEHRİN İÇİNDEN D UYDUNUZMU Elektrikli tarla Artık tarlalan elektrikle ısıtıp, gübre kullanmadan, mükemmel toprak mahsulü almak sistemi, tatbikat sahasma konuldu. Bu usulü ilk defa tatbika başlıyan, Fransa o'.uyor. Fransanın, kavunlarile meshur bir mmtakasında, kavun tarlaları elektrikle ısıtılmağa başlamıştır. Tohum ekildikten sonra, toprakta filiz vermeğe baslayıncıya kadar, toprağm alt tabakalan 2830 derece, daha sonra 1824 derece hararette tutuluyor. Tarlalan elektrikle ısıtmak için yapılan tesisatın masrafı da çok birşey değil. Metre murabbaı 50 franga mal oluyor. Hatta bu sıstem öyle kârlı ki, gübreden bile ucuza geliyormuş. Tarlanıza, toprağm altından geçen kablolarla, elektrik tesisatını yaptırdınız mıydı, düğmeyi çevirmekten başka işiniz kalmıyor. Ondan sonra, pencerenizin önüne kurulup, çubuğunuzu yakar, keyfinize bakarsınız! Havaları fethe çıkan insanlann, yerde görülecek işlerini henüz tamamile bitirmedikleri, gün geçtikçe daha iyi anlaşılıyor. erkeğin en ziyade aptallaştığı ve çirkinŞahıslar: Ben ve suflör. leştiği an bu andır ya!» Sahne : Bir makiyaj odası. (Dışarıdan kapı vurulurken suflörün S. (Gülerek) Çok doğru... îşte onun için en nankör roller jönprömiye Suflör Benim efendim, yabancı rolleridir değil mi? değil... (Kapı açılır, içeriye, elinde sufB. Evet, işte bu da traktır. Fakat bu le defteri ve yüzünde şen tebessümile, en ziyade biz tiyatrocularda korkulu bırDiğer taraftan, yapılan tahkikatta şabizim suflör girer.) hidlerin çoğu dinlenilmiş büİunmaktadır. şeydir. «Yenişehin> de çöken apartımanm şe kadar gelen bu endışelere kısmen olsun Ben Gel bakalım... Nasılsın? S. Peki amma bu neden ileri ge Birkaç şahidin daha ifadesi alındıktan hirde korkunc akisleri oldu. Şimdi, herkes hak vermek zaruretindeyiz. Evler, apartıSuflör Teşekkür ederim. Perdenin liyor? Herkes böyle değil ki... Maşallah sonra şahid dinlenilme safhası bitecektir. istikbale aid gizli bir endişe ile soruyor: manlar arasında, ciddî' bir eleme yapılaaçılmasına yarım saattan ziyade var... bazı arkadaşlar sahneye çıkar çıkmaz da Kazanın mes'uliyeti bahsine gelince, tah Ya, bizimki de, günün birinde... cak olsa, kımbıhr ıçlerınden kaç tanesi Makiyajınızı yaparken görüşelim diye ha serbest, daha canlı oluyorlar. Böyle kikatın bu cihetten inkişafı, keşfin yapılKoca bir binanın, durup durduğu yergeldim. çürüğe çıkardı? Cihangir, Fındıklı ve lerinde san'at kabiliyeti daha fazla da masından sonra kabil olabilecektir. de, kökünden kesilmiş bir ağac gibi devB. Hay yaşıyasın. (Makiyaj masa ondan mı acaba? Belediye fen heyetinin tetkikatı Tophane gibi, bir çoğu uçurum tepelerinrilmesini, bir türlü havsalamız almıyor. sının yan tarafındaki koltuğu göstererek) Belediye fen heyeti, dün inhidam made yapılmış, yedişer, sekizer katlı aparB. Hayır... Bunun san'at kudretile Sekiz ölü ve on şu kadar yaralı ile kaOtursana... halline üç kişilik bir heyet göndererek alâkası yoktur. Rolünü sular, seller gibi panan facia defteri, acıklı sahnelerile göz tımanlarm inşa tarzı hiç sanmayız ki, (Suflör elindeki piyesi masanın ke bilir, yüksek sesle bülbül gibi söyler de tetkikat yaptırmıştır. vaktile ciddî bir kontroldan geçirilmiş ollerimizin önündedir. narına bırakır. Koltuğa oturur) înhidamın arka temelin çökmesinden, o tutuk dediğin aktörün uyandırdığı hesun. Hiçbir tahkikat fezlekesi, daha bu S. Teşekkür ederim. yecan ve alâkayı gösteremez. Bunlar ay yahud ikinci kat duvannın yerinden oy Apartımanlar böyle de, sanki evler dakanlı bilmeceyi çözemedi: B. (Sakalımı çitilerken) Sigara? rı ayrı şeylerdir. Trak bir nevi asabî ve namış olmasından ileri geldiği anlaşılmak(Sakalımı bırakıp tabakamı uzatarak) hâd bir krizdir. Gelir, geçer. Tıpkı mü tadır. Fen heyeti, inhidama bunlardan Suç kimde?.. Mimarda mı? Apar ha başka türlü mü? Şehrin, ötesinde beritıman sahibinde mi? Binada sonradan ta sinde birçok harab konak döküntüleri var. Al!.. him rollerde daha sahneye çıkmadan ev hangisinin sebebiyet verdiğini tespit edeS. Içmiyeyim daha iyi... Biraz vel sinirden ikide bir rgetir kulağını bana bilmek için duvarlar üzerine yıkılmış olan dilât yapan kalfada mı? Bunların bir kısmı, vakıâ, herhangi bir sonra sufle edeceğim. (Gayet güç bir i§ (Eğilen suflörün kulağına birşeyler fısıl enkazın kaldırılmasına lüzum göstermiş Bir canavar müstehasesi gibi, yerde ya binanın, şu veya bu yaşı idrak etmiş olmaolan suflörlükte bu gibi ufak tefek te dar, beraberce gülerler)... işte onun gibi tir. Binaenaleyh ilk iş olarak mal sahibi tan katil enkaz, tek kelime söylemiyor. sı, mutlaka tehlikeli bir vaziyete girmesikayyüdlere ihtiyac vardır.) Rivayetlere bakılırsa, apartıman yalın ni icab etmez. Binaların da insanlar gibi, birşey... Azizim, senin anlıyacağın, bu ne bu enkazı kaldırtması tebliğ edilecek B. Hakkın var. O halde... (Mes trak öyle berbad birşeydir ki, rolün bü tır. kat tuğla ile yapılmış, tuğlalann arasına vaktinden evel ihtiyarlıyanları bulunduğu lekî bir insiyakla suflöre ikram için çün yüklüğü, küçüklüğü ile alâkası yoktur. harç konulmamış ve ucuza mal olsun digibi bilâkis, yüzyıl yaşadıklan halde, mukü suflörlerle ihoş geçinmek elzemdir! Fakat artistin âsabı ve mizacile alâkası ye, mimarî fenninin birçok icabları yerine kavemetlerini henüz kaybetmiyenleri de bir küçük şeker kutusu uzatarak) bir şe olsa gerek... Trakı korku diye tercüme ve getirilmemiş. vardır. ker? tarif etmek doğru değildir. Çünkü, korVerilen tafsilâtm doğru olduğunu kaS. (Gülümsiyerek alır) Mersi... Halk Partisi Genel Sekreterliği, îs bul edersek bu sefer fikrimizi değiştir Bunu ayırd etmek, elbette ki, müte ku, görünen veya görünmiyen, malum B. Eyy... neye dair konuşacaktın? veya meçhuî her hangi bir tehlike mu tanbul Parti başkanlığma şu teşekkür mek mecburiyetinde kalacağız. Yani, bu hassıs mimar ve mühendislerden mürekS. Size san'atımıza dair birşey so vacehesinde hissedilen bir duygudur. mektubunu göndermiştir: adar entipüften bir binanın nasıl olup da keb hususî heyetlerin işidir. Vali ve C. H. P. Başkanlığma racağım. Vaktile Doktor F. Verdier isimli bir zaŞimdiki halde, Yenişehirde çöken yıkıldığına değil, nasıl olup da yirmi sene İSTANBUL B. Sor bakalım, seni dinliyorum. tın bu hususta bir yazısmı okumuştum. yakta durabildiğine şaşmamız lâzım ge apa.rtımao, bize şunu öğretti: Herhangi Türkiye Büyuk Millet Meclisinin al S. Bir piyes çıka/dığımız zaman Doktor diyor ki: «Bu duygu yani korku bir yapının dış görünüşüne aldanmamak tına intihab devresi için yapılan meb'us Içcek!.. birçok prova ediyoruz, değil mi? çocuklarda bazan hayalîdir. Büyüklerde Yenişehirdeki apartıman çöktüğü gün lâzım... Ne heybetli binalar var ki yüzüseçimi, yurdumuzun her tarafmda ta B. Öyle ya... En aşağı yirmi de dahi muhayyel olabilir... Meselâ gece mamlanmış ve bütün seçiciler reylerini denberi, yüksek apartımanlarda ve hele koyun kapanmak için küçük bir yer sarsınkaranhkta, sık bir ormanda birdenbjre tam bir ittifakla Partimizin namzedleri lunlarm üst katlarında oturanların rahatı fa... tısı beklerler. Farkına varılmıyan bir topS. Evet... Ezberleme provası, mec yolunu kaybedenin duyduğu his gibi... ne vermişlerdir. İki ay devam eden in huzuru kaçtı. En ufak bir sarsmtıda: rak kayması, göze görünmiyen bir çatlis provası, perde provası, sonra... umu Korku sadece insan karşısında değil, her tihab faaliyetinin her safhasında mti Acaba bizimkini de bir mühendis lak, yaklaşan tehlikenin gizli işaretleridir. mî provalar... Bütün bu çalışmalarda nevi tehlike karşreında duyulan bir histir. habı meb'usan kanununun Parti mevzu ağırıp göstersek mi? Fakat trak, yalnız insanların karşısında atınm ve genel sekreterlik tebligatınm İnşaiyecilikten nasibi olmıyanlar, bu gizli herkes, piyeste kendi payına düşen sözbütün hukuklarmı günü gününe ve tam ^Tramvay, yahud otobüs geçerken: işaretleri, tabiî göremezler. Ta... müthiş leri harfi harfına ezberlemiş oluyor. Fa bizi saran re sarsan müz'ic duygudur.» olarak yerine getirmiş olan başta "Sİr ^ A... Size mi inanayım, kendi kulaŞimdi anladm mı? kat ben dikkat ettim, meselâ son umufelâketin yıkıcı sillesini yiyinciye kadar!. S. Evet... Peki amma, bundan muhterem arkadaşımız olduğu halde ;ıma mı?.. Adamakıllı sarsıldık!.. mî provada rolünü su gibi ezberlemiş Parti teşkilâtımızda vazife alan bütün Zati ben biliyordum. Bu evîn te gördüğum bazı arkadaşlar ilk temsil kurtulmanın çareleri? îlâcı filân yok mu arkadaşlanmıza gerek istışare ve gerek Fıkra meşhurdur ya: Harab bir evde meli çürüktür... de birdenbire tutuluyorlar... Bir heyecan, imiş? resmî intihablarda gösterdikleri yüksek B. (Gülerek) Hayır, ilâcı yokmuş ve siyasî olgunluktan dolayı bütün ikin Dün sabah dikkat etitm: Alt katın oturan herifin biri, ev sahibine giderek; bir telâş... Beni de yoruyorlar, kendileriallantıdan şikâyet eder: amma... bir dereceye kadar kurtulmak, ci müntehib arkadaşlarımıza candan te duvarı çatlamış... ni de... Bu neden ileri geliyor, pek mehele korunmak çareleri varmış. Çoluk çocuk pek telşlanıyorlar! şekkürler ve derin takdirlerimizi arzeŞimdiye kadar akla gçlmediği halde: rak ediyorum? S. Aman, söyleyin de, buna mu der, hepin'zin sevgi ve saygı ile gözleriAllahaşkına, şunun bir çaresine bak! diye B. (Sakalımı masamın üstüne ko Allah, zelzeleden muhafaza etsin!. yalvarır. yup gülerek) H a ! . . Bunun adı traktır sab olan arkadaşlara sağlık vereyim. nizden öperim.Sekreterl, Erzurum Meb'usu Büyük bayanın telâşı: '. H. P. Oenel Böylelikle ben de biraz rahat ederim belFakat ev sahibi aldırış etmez: azizim. Ayetülkürsü okumadan, merdivenDr. FİKRÎ TUZER ki!. S. Trak mı? Bizim evin, der, arasıra böyle dereri çıkamaz oldum!.. B. Bunun tedavi usullerini ve ilâcB. Evet... Menşei meçhul franvişliği tutar. Geceleri kalkıp zikreder. Orman Umum müdürlüğü Ve aşağı yukarı, şuna benzer muhave«zca bir kelime. Trak Trac... Bunu lannı bir sinir doktoru daha iyi söyler... Siz merak etmeyin!.. Ankara 28 (Telefonla) Hüsnü reler: (bir nevi korku) ile izah edebiliriz. Me Doktor Verdier, sadece «tedricî bir iraAradan bir zaman geçer. İçinde kimse Yamanın meb'us seçilmesile açılan Or Dün gece oturuyoruz. Tavanda bir selâ bir yerde bir nutuk söyliyeceksiniz. de idmanı, autosuggestion, telkini binefman Umum müdürlüğüne şimdi fen he çatırtı oldu. Biz annemle birbirimize ba bulunmadığı bir sırada, ev yıkılır. Ev saSöyliyeceğiniz şeyleri de evvelce düşü sihi» gibi tavsiyelerde bulunuyor. Fakat yeti reisi bulunan eski Orman Umum kışmışız. Çocuklar da daha uyanık. Ça hibi nefes nefese kiracıya koşar: nüp te«pit etmişsiniz, değil mi? Kürsüye bence bizim sahne işlerinde bundan komüdürü Fahrinin tayin edileceği anlaşılı tırtıyı duyar duymaz: «Amanın yıkılıyo Aman, ne oldu?.. çıkıyorsunuz, söze başlarken, birdenbire runmanın başlıca çareleri şunlardır: Evyor. Kiracı; soğukkanlılıkla taşı gediğine ruz!» dive feryada başladılar. brr heyecana düşüyorsunuz... Kalbiniz velâ pek tabiidir ki rolünü tamamen koyar: küt küt atıyor, kulaklannız çınlıyor. Hat benimsemek, tekst'e harfiyyen hâkim olŞark Şimendifer şirketi aley Kenar semtteki mahallelerde: Hiç! der, ne olacak, senin derviş ta biraz da başmız dönüyor, diliniz ağır mak, provalarda ne yapacağını inceden Hu!.. Komşucuğum! Siz de gürülhine olan dava laşıyor... Ne söyliyeceğinizi unutmuş gi inceye kararlaşurmış ve içine girilecek ev, bu sabah ansızın secdeye vardı!.. üyü duydunuz mu? Tasfiye halındeki Şark şimendiferleri bisiniz... Tehlikeyi sezince kendinize hâ şahsiyeti olgunlaştırmış bulunmak şarttır. Yenişehirde ansızın secdeye varan a Duymadık... Nasıl gürtülü?.. kim olmak için müthiş bir efor sarfedi Bundan sonra aktör, kat'iyyen kendine şirketi aleyhine, eski memurlar tarafınpartımanm da arada bir dervişliği tutuyor Odanın içi zmgır zıngır sallandı.. yorsunuz ve bu asabî hali yeniyorsunuz fazla emin olmamalıdır. Lüzumundan dan ikramiye ve tazminat davaları açılmuydu, bilmem amma, durduğu yerde Kendimizi dışan dar attık. amma zınl zırıl da terliyorsunuz... lşte fazla emniyet, aktöre bir nevi kayıdsız mıştı. Bu davalara İstanbul Birinci Tisallanan bütün evler hakkında, ayni en Otomofil geçmiştir... caret mahkemesinde devam edilmektebu, traktır. Sonra, meselâ bir büyük za lık verebilir. San'at işlerinden hissedilmesi dir. Mahkeme, Hariciye ve Nafıa Vekâ Değil, değil... Otomofil sesini bil dişenin varid olduğunu söylemekte hata tın yanına gidiyorsunuz.. Kendisine söy lâzım gelen ölçülü heyecana bazan mâletlerinden bazı hususatı sormuştur. mez miyim ben?.. Allah bilir ya, başımıza yoktur. liyeceğiniz şeyi biliyorsunuz: Acıklı ve ni olur. Rol nekadar hacimsiz ve kolay Muhakemeye, bu cevablar geldikten yıkılacak diye, ödüm kopuyor. Rahmetli, Vaki olacak münferid şikâyetler üzeridokunakh bir mukaddemeden sonra olursa olsun heyecansız sahneye çıkmak sonra bakılacaktır. kide birde: «Hamm, bu evin temeli lâ ne, bunların ciddî bir sıhhat muayenesin ya bir dilek... yahud bir mesele hakkın silâhsız ava çıkmaga benzer. havle ile duruyor. Üstünde pek hızlı do den geçirilmeleri kağşamış binalan de da kendinizi müdafaa... değil mi? BüS. (Gülerek) Teşpih fena değil... Almanya, Arjantinden yüz laşmağa gelmez!» derdi. Hatla, bizim ğil, insankrı kurtarmak zarureti karşı yük zatın yanına girer girmez sizi bir Sonra? bin ton buğday aldı Mahirin sünnet düğününü bile, ne olur halecandır saııyor. Çeneniz titriyor. Sap sında hiç de lüzumsuz bir ihtiyat tedbiri B. Sonra ve en miîhrmrni concenBuenosAires 28 (a.a.) Hükumet, ne olmaz diye, başka yerde yaptırmıştı. derken saman demeğe başlıyorsunuz. lştration melekesini edinmek... sayılamaz. Almanya ile 14 milyon piastrlık bir müte bu da trak! Sana başka bir misal! S. O da nesi? Salâhaddin GÜNGÖR Şuradan buradan bizim de kulağımıza badele itilâfnamesi imza etmiştir. Al Meselâ mektebde, bir dersten imtihan B. Concentration, bir artistin sah manya, yataklı vagonlar ve 64 lokomotif vereceksiniz. Dersinize çalışmış, imtiha) neye çıkmadan evvel kendini, temsil ede verecek, buna mukabil Arjantinden na hazırlanmışsınız. Bütün suallerin ceceği şahsiyete ruhî bir tar.zda hazırlama 100,000 ton buğday, hububat ve yün avablan dimağmızda sıralanmış, apaydın sı, cildine gireceği şahsiyeti yaşıyabilmek lacaktır. bekliyor. Fakat aksiliğe bak, tam müiçin derunî bir sükut içinde bütün heyemeyyizin karşısma geçer geçmez, başlıcanını ve ruhî kuvvetlerini için için dimayor yüzünüzün sinirleri titremeğe... Yağjnda temerküz ettirmesi, rolünün evsaf ların mahsulüdür. Yani superstition dedinaklarmız lâpır lâpır oluyor, dklerinizin ve şartlarını ruhuna sindirmesi, yani tem ğimiz şeyler... Fakat benim dediğim bağı çözülüyor. İlk suale vereceğiniz cesilden evvel temessül işine başlaması de concentration modern tiyatro kitabmda vab karanhğa kaçıyor, kemküm ediyoryeri olan ve bilinmesi, yapılması şart omektir. Kendini concentration'a alıştırmasunuz. Trak yakamza yapışmıştır. (Eğer lan bir ruhî melekedir. mış aktörler programsız seyahate çıkan mümeyyizler bu ruhî ârızayı hatırlamı(Bu esnada makiyaj odasmdaki zil yolculara benzerler. yacak kimselerse sıfın aldığınızm resmikuvvetle çalar; benimle beraber suflör S. (Gene gülerek) Bu dediğinize, dır!) Al sana bir misal daha: Çok hoşubile bile riayet eden kaç artistimiz vardır de korku ile irkilir.) nuza giden, belki de epey zamandanbeS. Bir korktum ki... bilmem amma, eski bir aktörümüz vardı. ri uzaktan için için sevip de bu sevginizi B. Ben de... Daima sahneye çıkarken, kulis arasmda, kendisine bir türlü fırsatını bulup söyliS. Aman sakın size bu akşam tam antresini yapacağı sırada, sanki deyemediğiniz bir kadın veya kızla çok nize atıhyormuş gibi bir iki adım geriler, trak gelmesin... müsaid bir yerde başbaşa kalıyorsunuz. B. Zannetmem... Çünkü ilk temhız alır ve bismillâh çekerek kendini sah Aman, işte tam sırası... Bu fırsatı kasil değil... Olsa da daha tam yarım saneye atardı. Sonra başka bir aktörümüz çırmamak lâzım değil mi? Derken anat var. Bu müddet içinde concentrationde, mutlaka sahneye, sağ ayağını atarak sızın yüreğiniz yerinden koparcasma atMalatya (Hususî Muhabirimizden) Meb'us intihabı yapıldığı pazar umu yapanm, ve rolümden başka hiç mi girerdi. Bir aktrisimiz de kulis arasında mağa başlıyor, benziniz atıyor, boğazıhiç bkşey düşünmem. Bu mükemmel bir gunü, rey verilmeden evvel, müntehibi saniler tarafmdan Reisicumhur İsmet birkaç saniye dua eder gibi birşeyler mınız kuruyor, diliniz tutuluyor. Bir türlü, İnönünün babası Reşid Beyin kabri ziyaret edilmiş ve memlekete İsmet İnönü garantidir. rıldanır ve mutlaka gizlice tahtaya vulâzım olan kelimeyi bulup da söze başgibi büyük bir Şef yetiştiren bu kıymetli adamın hatırası taziz olunmuştur. (Bitti) rur, öyle girerdi. hyamıyorsunuz. (Zaten, fcöz, aramızda /. Galib ARCAN Gönderdiğim resim, bu ziyaretten bir intıbadır. B. Bunlar bir takım batıl în'kad Yağdan heykel Fransada bir zîraat sergisi açıldı. Sergiye iştirak eden ziraatçilere, teşhir ettikleri mahsuller için birer mükâfat verilecek. Yaman bir müsabaka. Acaba, en iyi malı teşhir etmek kâfi mi, yoksa bu en iyi malı teşhir etme şeklinin de, müsabaka neticesine tesiri olacak mı? Bir çiftçi, bu düşünce ile işe sarıhp, çiftliğinin mahsulâtından olan tereyağını, bir heykel şeklinde teşhir etmiş. Tereyağından heykel, Mösyö Herriotyu tasvir ediyormuş. Ziraat Nazın, sergiyi ilk ziyaretinde bu heykelin karşısında bir müddet durup dikkatle bakhktan sonra gülmüş, yoluna devam etmiş. Serginin en büyük mükâfatını kazanmasa bile, her halde az çok birşey alacağı muhakkak olan tereyağdan heykelin sahibine, havalann biraz daha soğuk gitmesini temenniden başka çare yok. Sergi sona ermeden sıcaklar bastmrsa, ne heykelden eser kalır, ne de çiftçinin beklediği mükâfattan. Parti Sekreterinin teşekkürü tçiçe Şöhret, insana bazan birdenbire ve hiç çalışıp uğraşmadan geliyor. Ren mmtakası şehirlerinden birinde, bir kadın, bir balık, bir şişe ve bir yazılı kâğıd, işte bu şekilde, kendiliğinden gelen bir şöhrete ulaşmışlar. Hâdise şöyle olmuş. Kadmcağız, ög^le yemeğini pişirmek üzere çarşıdan balık almış. Bir tane, irice bir balıkmış. Mutfakta, balığı temizlemek için karrunı yannca, bir de ne baksın!.. Balığm barsaklan arasmda, ufak bir şişe. Şişenin tıpasım çıkarmış; içmde bir kâğıd. Kâğıdı çekip açmış; bir gamalı haç; haçın altma bakmış bir jazr, yazıyı okumuş Heil Hitler! îşte, yazılı kâğıd, kâğıdı muhafaza eden şişe, şişeyi yutan balık, baljğı a y ı t lıyan kadın, gazetelerde çıkan resimleri ve isimlerile böylece meşhur oluvermişler. Dedim ya, şöihret böyle tepeden inme gelir. Eğer talihleri olsaydı, kâğıdı yazan adam, balığı tutan balıkçı, satan dükkâncı, hatta bir parça erken davransalardı, şişeli balığı yutan daha büyük balık da pekâlâ bu müşterek şöhreti paylaşabilirlerdi. Malatyada Millj Şefin babasının kabri ziyaret edilöi Avukatların iş takibi meselesi 3499 sayılı avukatlık kanununun 23 ün cü maddesi, <resmî dairelerde nizalı ve ihtüâflı işleri takib etmek salâhiyeti> ni Baroya kayıdlı avukatlara hasretmiştır. Bu vaziyet, «hukuk muhakemeleri usulü kanunile 1837 numaralı bina ve 2901 sayılı arazi tahriri kanunlannın köy ihtiyar heyetlerine sulh mahkemelerinde iş takib ettirebılmek hususunda tanıdığı istisna, mahfuz kalmak şartile» dir. Diğer taraftan, avukatlık kanununun 23 üncü maddesi sarahati haricinde kalan, yani avukat olmıyanlann takib edebileceklerı işlerde de ellerinde noterlikten tasdikli vekâletname bulunması lâzım gelmektedir. Keyfiyet, yanlış hareket ve muamelelere meydan verilme mek üzere alâkadarlara tavzihan bildirilmiştir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: