10 Nisan 1939 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 6

10 Nisan 1939 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURİYET 10 Nisan 1939 Millî küme maçlarının en mühim kar şılaşmalarından bırı olan Beşıktaş . Fenerbahçe müsabakası dün Şeref stadında büyük bir kalabalık önünde yapılmıştır. Müsabaka çok hararetli olmuş ve Beşık taş 30 galıb gelmıştır. Bu müsabakada seyirciler arasında Hariciye Vekıli Şükrü Saracoğlu da bulunmuştur. Takımlar sahaya şu şekilde çıktılar: Fenerbahçe: Hüsameddin Yaşar, Lebib Ali Rıza, Angelidis, Reşad Naci, Şaban, Yaşar, Esad, Basri. Beşiktaş: Mehmed Ali Hüsnü, İb . rahim Hüseyin, Bedii, Feyzi . Hayati, Hakkı, Nazım, Şeref, Eşref. Hakem: Şazi Tezcan. Oyuna, Beşiktaşın, Fener müdafaasında kesilen bir akınile başlanmıştır. Fenerbahçeliler bu akuıa derhal mukabele etmişler, Beşiktaş kalesine kadar uzanmışlardır. Rüzgâra karşı oynıyan Beşiktaşlılar, oyunun üçüncü dakikasında bir korner kazandılar. Feyzinin ortaladığı topu kalenin pek yakınında yakahyan Nazım, Beşiktaşın ilk golünü atmağa muvaffak oldu. Beşiktaş dün Fenerbahçeyî 3 0 , izmirde de Ankaragücü Doğansporu 4 1 mağlub ettiler yorlardı. 1 7 nci dakikada çok yakm mesafeden Hakkının bir pasmı alan Nazım, iki Fener müdafiini atlatarak takımına ikinci golü kazandırdı. Bıraz sonra Eşreften güzel bir pas alan Hakkı bir gol fırsatı daha kaçırdı. Beşiktaş muhacim hattı Feyziden aldıkları bir pasla Fener kalesinin önlerine kadar uzandılar. Hakkıya geçen top, Şerefe ve tekrar Hakkıya geçti. Hakkı, Lebibi atlattıktan sonra sıkı bir şütle Beşiktaş takımına üçüncü ve son golü kazandırmağa muvaffak oldu. Arkaarkaya iki gol yiyerek 30 mağlub vaziyete düşen Fe . nerbahçeliler büsbütün gevşemişlerdi. Fakat Beşiktaşın daha fazla gol atmak istemiyerek müdafaaya çekilmesi Fenerbahçe muhacim hattını biraz gayrete getirdi. Bu esnada Fener takımında gene tadilât yapılmış, Ali Rıza sol içe, Esad merkez muavine, Angelidis sol muavine alınmıştı. Fener takımı bu aralık müteaddid a kınlarla Beşiktaş kalesini tehdid ettiyse de netice üzerinde müessir olamıyarak sahayı 30 mağlub olarak terketti. Ahmed, Tekirdağlı Bekiri 12 dakikada tuşla yendiler. Bu güreşlerden sonra Tekirdağlı ile Manisal: Halilin güreşi başladı. Maçın hakemliğini Sami Karayel yapmakta idi. Yarımşer saatli k'ki devreden ibaret olan bu güreş karşılıklı itişme ve kakışma halinde devam etti. Güreşçilerin bu hareketine sinirlenen halk, tribünlerden bağırmakta, güreşçilerden biraz gayret istemekte idi. Danısıkh dövüşme şeklinde bir saat devam eden bu güreşin sonunda hakem, güreşçileri berabere ilân etti. Halk, gerek mü^abakanın şeklini, gerek bu kararı protesto etmiştir. Bisiklet müsabakası İstanbul Ajanlığı tarafından tertib edilen seri müsabakalarının birinciliği TopkapıSilivri arasmda 125 küometrelik bir yol üzerinde yapıldı. Feneryılmazdan Torkumun 35 inci dakikada bisikleti kırılması üzerine Haralambo yalnız kalmış ve bu yüzden fazla tazyik görmeden yarışı dört saat yirmi dakikada kazanmıstır. Kuvvetli esen rüzgârm yandan gelmesi müsabakayı da hayli zor bir şekle sokmuştur. Müsabakadan bir görünüş Beşiktaş takımı rüzgâra karşı oynamasına rağmen düzgün bir oyun sistemi tutturmuştu. Fenerbahçe muhacim hattının insicamlı bir oyun tutturamaması yüzün den müdafaaya fazla iş düşüyor, Beşik taş oyunculan sık sık Fener kalesinin önlerinde görünüyordu. Müsabakanm onuncu dakikasmdan sonra Fener oyunculan sahaya alışmış, oyun mütevazin bir şekil almıştı. On bc şinci dakikada Şerefin sıkı bir şütü kale direğini yalıyarak dışanya çıktı. Yirmi beşinci dakikada Basri, yakaladığı topu fazla telâş göstermesi yüzünden pek kısa mesafeden Beşiktaş kalesine sokamadı. Top, Fenerbahçe kalesinin önlerinde dolaşırken birinci devre 10 Beşiktaşın galibiyetile bitti. Ikincl devre İkincî devrede Fenerliler takımlannda ufak bir tadilât yapmışlar, Şabanı sağ açığa, Naciyi sağ içe almışlardı. Oyunun ilk dakikalarında Hakkı bir gol fırsatı kaçırdı. Bu devrede Fenerbahçeliler birinci devreye nazaran daha düzgün oynu Beşiktaş Fenerbahçe maçından heyecanlı bir safha Izmir, 9 (a.a.) Millî küme maç Kasımpaşa Galataspor: 2 Beykoz Kurtuluş muhteliti Birlıği de ayni suretle mukabeleden geri larına bugün de devam olunmuştur. Andün Ankarada galib geldi durmuyor. İki taraf muhacımleri de kaTopkapı Arnavudköy: 1 leye kadar sürükledikleri akınlardan bir karagücü bugün Doğansporla yaptığı ikinAnkara 9 (a.a.) İkinci karşılaş türlü netice alamıyorlar.. Maçın bu su Muhtelit takımlar arasındaki bu maç ci maçını da bire karşı dört sayı ıle kaufak tefek hatalara rağmen güzel ve he masını, Ankaragücü stadında kalabahk retle, süratli ve heyecanlı bir tarzda dezanmıştır. bir kütle karşısmda gene Gencler Birliğile vamı esnasında Gencler Birliği sağiçi İlk devrenin 10 uncu dakikasında Mu yecanlı oldu. İlk devre 2 0 Kasımpaşayapan İstanbulun Beykoz Kurtuluş Muzaffer elde ettiği bir fırsattan istifade zafferin uzaktan atcığı bir golden sonra Galataspor muhtelitinin galibiyetile bitti. muhteliti takımı, büyük bir mücadeleden ederek takımının ilk sayısını yaptı. Fa Ankaragücü 25 inci dakikaya kadar hâ îkinci devrede Topkapı Arnavudköy sonra 4 3 galib geldi. kat, Beykozlular, çok geçmeden 3^habın kim bir oyun oynadı. Fakat 26 ncı daki muhteliti çok hâkim oynamasına rağmen Oyun heyeti umumiyesi itibarile seri, sıkı bir şütile beraberlik sayısını kazandıkada beraberlik sayısmı yapmağa muvaf ancak bir sayı yapmış ve 2 1 mağlub heyecanlı, fakat çok favullü olmuştur. lar. Ve devre 1 1 beraberükle bitti. fak olan Doğanspor, devre sonuna kadar olmuştur. Dünkü maçta sahayı 4 0 gibi oldukikinci devre, ilk haftayma nazaran hâkim oynamasına rağmen gol çıkarama Beylerbeyi: 1 A. Hisah: 0 ça mühim bir farkla mağlub olarak ter daha çetın fakat o nıspette de fasuilü oldığmdan haftaym 11 berabere bitti. İkinci devre başlar başlamaz, Doğanİkinci altı kulüb arasındaki lik maçla keden Beykoz Kurtuluş muhteliti, bu du. Hakem Omerın fazla müsamahakâr spora oyununu kabul ettiren Ankaragü rmın bu oyunu 1 0 Beylerbeyi takımının günkü maçtan muhakkak galib çıkmak davranması, aldıklan yaralann tesırile sık sık yere yatarak kıvranan oyuncuların cü, tesis ettiği hâkimiyetle hasım kale galibiyetile bitmiştir. için çok azimkâr oynuyor. Fakat Ger.cler adedini artUrıyordu. Hatta, bu luzumsuz sini tazyıka başladı. Hamdi, 25 inci dasertlikten dolayı fazla gerilen asabma hâkikada Vahabdan aldığı pasla ikinci ve kim olamıyan, Gencler Birliği sağaçığile bir dakika sonra da üçüncü golü yapmaBeykoz Kurtuluş so! muavini ara;ır,da ğa muvaffak oldu. Üst üste yapılan bu bir müddet ıçın boks maçını andıraıı yumsayılardan sonra bocalamağa başlayan ruk mücadelesıne de şahıd olduk. Bıttabı Doğanspor karşısmda tamamen hâkim bu hâdise, çok temiz ^e dostane bir hava bir oyun tatbik eden Ankaralılar 38 inci ıçınde baslıyan maçın nezahetıni ihlâ! etdakikada Abdülün ayağile bir gol daha mış ve hazır bulunanların teessür ve teyaparak maçı 41 kazandılar essüflerile karşılanmıştır. Demirspor 10 Kadıköyspor 0 Netice olarak, bu devrede, bir: Denalİkinci altı kulübe dahil Demirspor rıdan olmak üzere Beykoz Kurtuluş Kadıköyspor takımları Kadıköy sahasınmuhteliti Tanaşın ayağile ikinci, üçüncü da karşılaşmışlardır. Her gün bir parça ve Şabanm sıkı bir şütile de dördüncü sadaha kuvvetli bir şekil alan Demirspor, yısını yapmıştır. Buna mukabil Gsncler çok hâkim bir oyunla on sayı yapmak suBirliği de takıma sonradan iltihak eden retile maçı 1 0 0 kazanmışt'r. Alinin muvaffakiyetli oyunile ikinci ve Vefa: 1Hilâİ: 1 üçüncü sayısını kaydetmiş ve mac bu suIstanbul şild maçlarının dömi finaline retle 3 karşı 4 sayı ile muhtelit tak'mın Fener müdafaası önünde bir müeadele kalan bu iki takım Kadıköy stadında kargalibiyetile neticelenmi=tir. şılaştılar. Güreş müsabakaları Bu mevsim birçok defalar güzel netiTürkiye Başpehlıvanı Tekirdağlı Hüceler alan Hilâl tak:mı, Vefa karşısmda Maç Attığı Yediği Galib :Berabere Mağlub Puvarî seyinle Manisalı Halil arasındaki serbest çok muvaffakiyetli ve hatta hâkim bile 6 17 10 4 15 1 1 Ankaragücü güreş müsabakası dün Taksim stadında oynamıştır. Hilâl birinci devrede bir gol 4 13 3 3 1 10 0 Beşiktaş yapıldı. Bu güreşten evvel yapılan karşıyaparak 1 0 galib olarak sahadan ayrıl4 7 4 1 10 3 0 Fenerbahçe laşmalarda Malkaralı Mustafa, Çatalcah mıştır. İkinci devrede oyun kısmen müte5 5 10 1 3 8 Ateşspor 1 Recebi 18 dakikada yenmeğe muvaffak 2 4 2 1 0 5 vazin cereyan etmiş ve Sulhi bir gol yaDemirspor 1 oldu. Tokadlı Mehmed, Bulgaristanb 3 5 5 0 2 5 Vefa 1 parak Vefayı mağlubiyetten kurtarmış11 4 3 3 0 1 2 Mehmedin s:rtını on beş dakikada yere Doğanspor tır. 3 1 6 0 0 3 2 Galatasaray getirdi. Servet, Hayrebolulu Pomak Oyun berabere bittiği îçin tekrar edileMustafayı altı dakikada, Karamürselli cektir. Ankaragücü, Doğansporu da 41 yendi Tekirdağlı ve Manisanlı Halil yanyana Feneryılmazdan Niyazi ikinci, Feneryılmazdan Halil üçüncü, Feneryılmazdan Ali dördüncü olmuştur. Atletizm müsabakaları İstanbul atletizm heyeti tarafından tertib edilen «Altın çivili» atletizm müsabakası dün öğleden evvel Haydarpaşa lisesi sahasmda yapılmıştır. Müsabaka dört kategori üzerinde idi. Teknik neticeler şunlardır: Gülle: Arat, 13,10 metre, Şerif 12.20 metre, Bülent 11,62 metre, Mehmed 11,61 metre. Disk: Arat 38,44 metre, Bülent 34,16 metre, Tevfik 30,07 metre. Cirid: Fuad 41,72 metre, Kema! 41,61 met re, İhsan 30,07 metre. Uzun atlama: Halid 6,31 metre, Vedad 5,95 metre, Yüksel 5,78 metre. ya doğrulmuş onunla konuşuyordu. Demin, hiç durmdan göğsü yırtılan, soluğu tıkanan hastanın artık yüzü gülüyor, gözlerinin içi parlıyordu. Kızını görünce: Bak, kim geldi?. Diye seslendi. Yanıbaşındaki gene de ayak sesini duydu, başını çevirdi. Muallâyı görür görmez yerinden fırladı: Vay, sen misin?. Gel bakalım!. Sonra, uzun uzun ona baktı: Ben görmiyeli ne kadar güzellesmişsin sen!... Diye iki kolunu birden açtı. Gene kız, biraz durgundu. O zaman, iki omuzundan yakaladı. Kendine doğ3 ru çekti: Ne o? hâlâ dargın mıyız?. Muallâ, kendini tutamadı. Birdenbire, gözlerinden yaş boşandı: Dargın olsam da hakkım yok mu. Ağabey?. Anneleri araya girdi: Muallâ, dedi. Şimdi bunların sırası mı, yavrum?. Yoruldun artık.. Gel, şöyle otur biraz..^ 5onra da ötekine dedi kî: {ArHasi var) Millî kümede puvan vaziyeti Tefrifa No. 20 DUNYA BÖYLEDİR İŞTE... ••••••••••••••• K E M A L Bilmez misin, oldum olasıya, oyun oynar. Anlaşılan oradan kazanmış olacak. Muallâ, buna hiç inanmıyormuş gibi dudağını büktü. Fakat annesini de daha çok üzmek istemiyordu: İyi ya, anneciğim, ağabeyimin kumardan kazandığı para haram sayılır. Bizim kursağımıza girmesin, daha iyi... Doğru söylüyorsun. Ben de seninle beraberim. Amma... Keşke bir kere bana göstereydin. Sonra gene geri gönderırdık... Kadıncağız, oğlunun elinden ekmek yemenin bir ana için ne kadar tatlı olacağını düşünüyormuş gibi, gözlerini kapadı. Gene o aralık birdenbire tıkanır gibi olmuştu. Sözünü bıtıremedi. Muallâ, kapıya doğru koştu: Ne ise anneciğim, ben gideyim. Bir doktor çağırayım. Annesi o tıkanıklık arasmda bile. kesik kesfk: R A G I B •^»••••••«• Muallâ!. diye sesleniyordu. Şimdi geçer yavrum. Telâş etme!... Yorgun, argm, gece yarısı sokaklara mı çıkacaksm?. Gene kız, şapkasım başına geçirdi. Kapıdan fırladı. Her zaman annesine bakan doktorun evine koştu. Bulamadı. Bir başkasını aradı. Onu da bulamadı. Üçüncüsü nezle olmuş, gece sokağa çrkamazmış: Yarın, biraz iyileşirsem uğranm!. diyordu. Kızcağız, ne yapacağmı şaşırdı. Sokak ortalarında oradan oraya çarpınıyordu. O yakmda tanıdığı başka bir doktor da yoktu. Eczahaneye koştu. Belki orada bir doktor bulacağını umuyordu. Eczahaneden iki doktor sağlık verdiler. Muallâ, ikisine de uğramış, ikisini de bulamamıştı: Bu yakmda onlardan başka bir doktor bilmiyoruz, dediler. Gene kız, kapıya koştu. Caddeye çıkmca bir eczahane daha vardı. oraya gidip soracaktı. O aralık kapı dışarıdan açıldı. Sarışın bir gene, içeriye girmek için bir adım atmışken Muallâyı görünce çekildi, yol verdi. Gene kız, bunu görmedi, belki gördü de, birdenbire aklına birşey geîmiş gibi geriye döndü. Telefon renberini istedi. Eczacı, rahberi ona uzattı, sonra da yeni gelen gence döndü. Muallâ mutlaka bir doktor adresi arıyor, rehberi onun için kanştırıyordu. Demin, kapının önünde kendisine yol veren adamın yüzüne bile bakmamıştı. Fakat şimdi eczacı ile ikisinin arasmda geçen sözler, ona kadar geliyordu. Birdenbire durdu, biraz dinledi. Sonra döndü: Siz de eczacı mısınız?... Diye sordu. Sarışın gene gülümsedi: Hayır, doktorum. Neden sordu Muallâ, telefon rehberini bıraktı, ona doğru yürüdü: Göğüs darlığı... Birkaç gündür çok arttı. Nerede?. Şurada, yokuşun üst basına var madan, orada oturuyoruz. On dakika sürmez bile... Buyurunuz, gidelim. Doktor, eczahanedeki isini çarçabuk bitirdi; alacaklarını aldı. Gene kızla birlikte yola çıktı. İlkönce hasta için birkaç şey sordu. Muallâ da anlattı. Sonra ikisi de sustu. Öylece yürüdüler. Daha sonra yokuşun başına gelince gene konuşmaya basladılar; konuşa konuşa eve kadar geldiler. Doktorun adı Suad Namıktı. Mektebi bitireli dört sene olmuş, şimdi de hastanelerin birinde çalışıyordu. Hastaya uzun uzun baktı. Scnra onların nasıl bakacaklannı da anîattı: Yann gene uğrarım, dedi. nuzt..* Giderken, Muallâ da onun yazdığ; O zaman eczacı da lâkırdıya lcanştı: ilâclan yaptırmak için beraber çıktı. Ec Bu hanım, demin bir doktor arızahaneye kadar gittiler. Yolda, artık yordu da... şundan bundan konuşuyorlardı. Gene kız, Dedi. hangi şirkette çalıştığını anlattı. Suad NaGene doktor, Muallâya döndü: Hastanızın nesi var?. diye sordu. mık, nedense birdenbire silkindi: Muhtar Beyin yanmda mı?.. Diye sordu. Tanıyor musunuz?. Gene doktor, biraz durdu: Uzaktan uzağa işitiyorum, dedi. Sonra da, Muallânın anlattıklarını büs bütün candan dinlemeğe başladı. Arada bir: Nasıl adam, bu Muhtar Bey?. Diye soruyor, Muallâ da: Pek kibar, bana pek nazik davranıyor. Diye kapatmaya çalışıyordu. İlâclar yapılırken Suad Namık da kendisi için öteberi alıyormuş gibi, eczahanede kaldı; beraber bekledi. Sonra gene beraber çıktılar. Kapmın önünde ayrıldılar. Gene kız, eve döndüğü zaman, annesinin odasmdan doğru, bir erkek sesi duydu. Suad Namığı bulmadan önce, bir iki doktorun evine uğramıştı: Anlaşılan, onlardan birisi gelmiş olacak. Diye düşündü. Oraya doğru yürüdü. Kapıyı açtı: Yatağın yanmda bir gene oturuyordu. Arkası dönüktü. Kim oldu ğunu, ilkönce tanıyamadı. Ânnesi de, sanki birdenbire iyileşivermiş, gibi, yan yarı

Bu sayıdan diğer sayfalar: