16 Nisan 1939 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

16 Nisan 1939 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

16 Nisan 1939 CUMHURtYET HâdiseJer arasında Atatürk sağ olsaydı.. Amerika Cumhur Reisinin mesajı Ruzvelt, Hitler'e ve Mussolini'ye dünya sulhunu on sene müddetle garanti etmelerini teklif ediyor [Baştaraft 1 inci sahifede] Halen hiçbir tarafta yeni askerî harekât müşahede edilmediği için şahsan size müracaat ediyorum. Alman ve Italyan milletlerinin harb istemediklerini muhtelif vesilelerle beyan etmiştiniz. Bu sözlerinizn dogruluğunu filen de ispat etmek sırası gelmiştir. Mevcud biitün meselelerin muslihane müzakere yolile halledileceğine kani bulunuyorum. Yalnız, mahkemelerde olduğu gibi, yuvarlak masa etrafında toplandığımız zaman da, silâhlarımızı konferans salonunun dışmda bırakmalıyız, Milletler, silâhlarnı ancak kendi topraklarınm müdafaası uğrunda kullanmalıdırlar. Dünyayı felâketten kurtarmak îçin sulhun asgarî on sene müddetle garanti edilmesi lâzımdır. Bu itibarla aşağıda isimleri yazılı memleketlerin istiklâllerine tecavüz etmemeği kabul edip etmediğinizi bana bıldirmenizi rica ederim: Finlândiya, Estonya, Litvanya, Letonya, îsveç, Norveç, Danimarka, Holanda, Belçika, İngiltere, İrlanda, Fransa, Portekiz Ispanya, İsviçre, Lihtinştayn, Lüksemburg, Lehistan, Macaristan, Romanya, Yugoslavya, Rusya, Bulgaristan, Yunanistan, Türkiye, Arab memleketleri, Suriye, Filistin, Mısır ve Iran. Bu devletlerin istiklâllerine asgarî on sene müddetle tecavüz etmemeği kabul ettiğiniz takdirde muvafakat ceabtmzı derhal kendilerine bildirerek, onlardan da ayni mealde teminat alacak ve size Hildireceğim.» nin ötedenberi hürriyet fikrine bağlılığmı teyid etmiştir. Ruzvelt'in mesajı, umumiyetle Fransada fevkalâde müsaid bir tesir yapmıştır. tÇTlMAÎ TETKİKLER Londradaki akisler Londra 15 (Hususî) Ruzvelt'in sulh mesajı Ingilterede umumî memnuniyet uyandırmıştır. Salâhiyettar mehafilde, Ruzvelt'in dünkü nutkunda söylediği gibi Amerikanin Avrupayı harbden koruyabileceği ve dünya meselelerinin hallinde Amerikanin da sesinin duyulması lâzım geldiğini filen ispat ettiği tebarüz ettirilmektedir. Bahrimuhitikebirdeki Amerikan donanması Vaşington 15 (Hususî) Ruzvelt'in emrile, Bahrimuhitteki Amerikan donanması Amerikaya dönmek emrini almıştır. Ruzvelt'in bu suretle tehdidsiz sulh teklifinde bulunmak istediği temin edilmektedir. Cumhur Reisi sulh teklifinde bulunurken donanmayı kimseyi tehdid etmiyecek bir hale getirmekle samimî hüsnüniyetle hareket ettiğini ispat eylemek istemiştir. Hitler, Mussolini ile görüştü Berlin 15 (Husus) Hitler, akşam üzeri Mussolini'ye telefon ederek, Ruzvelt'in mesajı hakkında görüşmüştür. lngiliz Kralının istişareleri Hitler, mesajı tetkik ediyor Berlin 15 (Hususî) Devlet Reisi Hitler, Amerika Cumhur Reisinin mesajı hakkmda Hariciye Nazm Fon Ribbentrop'la görüşmek üzere bugün Berhtesgaden'den Münih'e hareket etmiştir. Mesaj, ttalya ve Almanyada Berlin 15 (Husus) Münih'te buneşredilmedi lunan Hariciye Nazın Fon Ribbentrop, Londra 13 (Hususî) Amerika Ruzvelt'in mesajı hakkında ttalyan Hariciye Nazm Kont Ciano ile telefonla u Cumhur Reisi Ruzvelt'in mesajı Almanyada ve îtalyada neşredilmediğinden, Alzun bir ınülâkatta bulunmuştur. man ve îtalyan efkârı umumiyesi AmeriFransa, Ruzvelt'in tiklifini kanin sulh teklifinden haberdar değildir. kabul etti Atlantik donanması da geri Paris 15 (Hususî) Başvekil Daçağrıldı ladye, Amerika Cumhur Reisi RuzvelVaşington, 15 (Hususî) Cumhur tin mesajmdan haberdar olur olmaz, AReisi Ruzvelt bir müddettenberi Atlanmerikan elçisini kabul ederek, Fransanm bu teklifi bilâkayd ve şart tamamen ka tikte bulunan Amerikan harb gemilerinin bul ettiğini bildirmiş ve Fransız milleti derhal Amerikaya dönmesini emretmiştir. Berlin, Roma ile müzakerede Londra 15 (Hususî) Kral Corc, Amerikanin Londra Büyükelçisini Windsor sarayında kabul ederek, Ruzvelt'in mesajı etrafında görüşmüştür. Kral bilâhare, muhalefet lideri Binbaşi Atli'yi kabul etmiştir. Kral Corc yarın öğleyin Başvekil Atatürk sağ olsaydı... Fakat BaşÇemberlayn'i Windsor sarayında yeme vekilimiz Refik Saydamın bir siyasî ğe ahkoyacaktır. dirayet abidesi halinde yükselen son oranlar çok var: Bugün Atatürk sağ ol«aydı ne yapardı? Hergün bizi birkaç öğün karşılıyan bu sorgunun cevabmı şöyle veriyoruz: Bugün Atatürk sağ olsaydı şimdi İnönünün yaptığını yapardı. Atatürk de bilirdi ki dava, bir yandan, Versay'ın çizdiği dünyayı korumakla değiştirmek istiyen büyük devletler arasındadır. Biz Versay'ın dışındayız. İki taraftan hiçbirinin menfaat hırslarma oyuncak olamayız. Atatürk de bilirdi ki dava, bir yandan da büyük müstemleke sahiblerile bundan mahrum olan ayni devletler arasındadır. Biz müstemleke iştahı uyandıran bir memleket değiliz ve herbangi bir parçamızı ısıırmak istiyen ağzın otuz iki dişini birden kırarız. Bunu bizim kadar başkaları da bilirler. Onun için hiçbir tarafın korkusile öteki tarafın himaye kanadı altına (yani hakikatte istismar pençesine!) girmeyiz. Atatürk de bilirdi ki dava, ideoloji bakımından, olanca hızile ilerliyen bir nasyonalist akınla alaşağı etmeğe basladığı eski fikir kıymetleri arasındadır. Biz Büyük Harbden sonra millî şuurunu ilk bulan ve millî yekpareliğini gerçekleştir meğe ilk başlıyan memleket olduğumuz için başkalanndan ders almağa ihtiyacımız yoktur. Atatürk de bilirdi ki dava, Millî Savaşta vurulanlann kanile çizdiğimiz hududların dışındadır; ne zaman iki taraftan birinin bu hududları üstünde gözleri parlarsa o zaman yerimizden fırlarız; fakat şimdiden millî gücümüzün ve millî sinirimizin yayını alabildiğine germekle iktifa ederiz. Ondan evvel şu veya bu tarafa en hafif temayül, yabancı davalar lehine ve Türk menfaati aleyhine muvazenemizi bozar. Türk ordusunu şarkta ve garbda hiçbir devletin menfaatlerine peşkeş çekemeyiz. Bitaraflığımızı terketmeğe mecbur kalacağımız farzı gün, bugün değildir. Nereden nereye? Yazan: Piof. M. Şekib Tunç âlemşümul bir kanunu gibi tanımak ola caktı. Çünkü tabiat dünyasındaki çatış ma ve rekabetler nasıl kendi kanunlarile bir ahenk temin etmışlerse tabiat ılımlerınden de mülhem olan yeni düzende de ferdî ihtıraslar Tcendılığınden hasıl olacak ahenge terkedilmek lâzımdır. Arasıra zuhur eden buhran ve muvazenesizlikler aklî veya mahallî hiçbir düşünce veya icabı gözetmeğe hacet kalmadan kendiliğinden zail olacak arızî teşev\üşlerdir. Çünkü serbest istıhsal ve serbest tıcaret ekonomı ılminin umumî ve tabıî bir kanunudur. Binaenaleyh dünya pazarları herkese açık olmayınca ekonomık düzen sakatlanmış, ahenk tehlikeye girmiştir. X I X uncu asrın sonunda dünya düzeni hakikaten bu akıbete varmış. Avrupa baştanbaşa fabrikalaşmış, geri kalan dünya sadece ziraî bir ekonomi içinde yasamağa mecbur kalarak serbest mübadele ihtiyacı bir zaruret halini almıştır. Şimdi bu düzene göre tespit edilen ekonomi kanunlannın daimî olması için ayni düzenin daimî bir halde kalması iktıza eder. Buna inanmak için içinde bulunduğumuz dünya düzeninin kemale gelmiş olduğuna ve artık hiç değişmek imkânı kalmadığına inanmak lâzımdır. Halbuki vakıalar en nikbin olanları bile düsündürecek kadar başkalaşmıştır. Kendi kendine yetmek demek olan otarsi hareketleri milletlerin coğunu mesgul eden en hayatî ve içtimaî bir mesele halini alarak kat'î ve esaslı hareketlere gecilmiştir. Bütün bunların geçici şejler oldu?unu söylemek artık çok cesaret ister. Eski muvazene, henüz tama men bozulmamış olsa bile eski vaziyete imkân bırakmıyacak kadar değişmiştir. Yeni düzen millî ekonomilerin kurulması ve bunlar arasında bir ahenk temin edilmesi ihtiyacına doğru gidiyor. Bu gidiş ayni zamanda milletlerin yapılarında bütün halinde yeni bir sosyal düzenin kurulmasile beraber oluyor. Bugünkü derin ve büyük sarsıntılar esas itibarile yeni kurur luşlardır. Şişkinliğe uğramış taraflardo yıkılış gibi görünen hareketlerin onlar için de tevazün zaruretinden gelen yapılışlar olduğu gün geçtikçe anlaşılmağa başla mıştır. Çocuklarımızın bizim dünyamız dan çok farklı bir dünya içinde yaşıya caklarını düşünerek fikirlerini dondurmamağa, hayat hamlelerini katılaştırmamağa dikkat etmemiz lâzımdır. Çünkü dünya bütün halinde değişmelere aş eren birgebe vaziyetinde görünüyor. Bütün ha linde değişme tam bir değişme olduğu için çok şaşırtıcı olabilir. Fakat dünya dümeninin nereden nereye kıvrıldığını gördükten sonra artık skolastik bir hale gelen dünkü düzen zihniyetinin kabukları da düşmek lâzım gelir. Evet, zihniyetimiz bir kabuk değiştirme safhasında bulunuyor; bunun yerine hayat ve tarihin hamlelerile doğmak istiyen taze ve yeni te neffüslere muhtac bir deri peyda olmak istiyor. [HEM D ° NALINA MIHINA Millî birliğin kuvveti ngilizce (Great Britain and The East Büyük Britanya ve Şark) adlı mecmua şöyle yazıyor: «Venı Türkiye Büyük Millet Meclisinin gösterdiği manzara, Mecliste fikir ve kanaat aynlıklan tezahür etmediği ve etmiyeceğidir. Bir defa, Türkiyedeki parlamenlo hayatında muhalefet yoktur ve bütün meb'uslar Cumhuriyet Halk Partisine mensubdurlar. Sonra, daha mühim bir nokta da şudur ki Türkiyede, gerçekien politika ihtilâfı da yoktur. Cerek dış, gerek iç siyaset bakımından bütün millet birleşik ve mütecanis bir haldedir. Türk milletini yolundan saptırmak ümidine düşecek herhangi bir kuvvet için, en ufak bir muvaffakiyet ümidi bile yoktur. Çünkü Türkler, ne düşündüklerini iyi bilir ve hiç sarsılıp şaşmaksızın bu fik' ri tasvib ederler. Bir takım müşahidlerin, Atatürkün ölümünden sonra, millî bünyede bir sarsıntı olacağı hakkıvdaki şüphe ve ümidleri boşa çıkmış, millî irade ufak bir zayıflama alâmeli bile gö'stermemişlir. Bilâkis dışandaki âlem farkına bile varmadığı halde mevcud olan bir takım zayıf noklalann ıslah ve takviyesi yolunda azimli iedbirler almmaktadır. Yeni Meclis, milli dava yolunda kendi seleflerinden geri kalmıyacağını ümid ederek toplanabilir.» lngiliz mecmuası, Türkiyedeki vaziyeti, çok iyi görmüştür. Bu bakımdan tebrik ve takdire lâyıktır. Bu kuvvetli ve doğru görüş başkalarında da olsaydı, bütün ecnebi âlem, Türkiyeyi ve Türkiyenin sarsılmaz birliğini ve bu birlikten doğan kuvveti daha iyi anlardı; böylece bir takım malihulyalara düşenler de olmazdı. Türkiye, şimdi Büyük Millî Şef İsmet İnönünün elinde bulunan Atatürkün bayrağı altındadır. Türk milleti, dünyanın buhran içinde kıvrandığı günlerde, vazifesini tamamile müdriktir. Birliğinin kuvvet ve kuvvetinin birlikte olduğunu biliyor. Türk milletinin zihniyeti tamamile değişmiştir. umhuriyet Türkiyesi, meşrutiyet, Umumî Harb \e mütarekenin ilk yıllarındaki Türkiyeye zerre kadar benzemez. Osmanlı İmparatorluğile beraber onun kutsurları, zâfları ve zihniyeti de ölmüştür. Eski devirlerin hatalarından aldığımız derslerle gözümüz açılmıştır. Onun için düşmanlarm ne beklediklerini biüyoruz ve onları, usanmazlarsa, kıyamete kadar bekletmeğe azmetmiş bulunuyoruz. Onların bizden ihtilâf, ayrılık, çekişme, husumet beklediklerini bildiğimiz için bilâkis birbirimize daha çok sokuluyor; bir granit kütlesi halini alıyoruz. Türkiyenin bugünkü manzarası, anlaşma, birlik, tesanüd, sevgidir. Onlar, millî bünyemizde zâf yerine daima artan bir kuvvet göreceklerdir. Onun içindir ki hiç bir yaygaraya, hiçbir gürültüye pabuc bırakmadan; hadisatı çelik bir kale salâbetile seyrediyoruz. nutkunun her çizgisinde apaçık göründü ki Atatürk sağdır ve Türk milletinin dehasını temsil etmek bakımından şu hakikat riyazî bir sağlamhkla doğrudur: Atatürk = Inönü. PEYAMt SAFA Zagrebde yapılan müzakereler Hırvatlarla esas itibarile anlaşma oldu Belgrad, 15 (Hususî) Başvekil Tzvetkoviç'le Hırvat lideri Maçek arasmda Zagrebde cereyan eden müzakereler anlaşma ile neticelenmiştir. Bu anlaşma tnucibince, Hırvatlar, Yugoslavya kanunu esasisini değiştirmek hususunda evvelce diğer muhaliflerle yaptıkları anlaşmadan feragat etmişlerdir. Buna mukabil, Yugoslav hükumeti, Hırvatlara siyasî ve ekonomık muhtariyet vadetmiştir. Hırvatistan ile Sırbistanın bir tek ordusu olacaktır. Halen iki memleket arasındaki hududların tespiti hakkında müzakereler cereyan etmektedir. Harb mükellefiyeti Tuna nehrinde kanun projesi yapılacak mülâkat Lâyihanın Muhtelit En Kral Karol ile Prens Pol pazartesi *günü cümende müzakeresine görüşüyorlar başlanıyor Ankara 15 (Telefonla) Harb mü kellefiyeti kanun projesinin Meclisin bu devresinde çıkarılması takarrür et miş ve lâyiha, muhtelit encümene havale olunmuştu. Muhtelit encümen, bu pazartesi günü toplanarak lâyihanın müzakeresine başlıyacaktır. Yeni lâyiha ile tekâlifi harbiye hakkında muhtelif tarihlerde neşredilen kanunlar bir araya getirilmekte ve bir kanun şeklinde birleştirilmektedir. Doksan kadar maddesi olan bu lâyiha ile tekâlifi harbiye komisyonlarmın da nerede ve ne şekilde kurulacaklan ve nasıl çalışacaklan tespit edilmektedir. Bükreş 15 (Hususî) Kral Karol, pazartesi günü Tuna üzerinde bir vapurda Yugoslavya Naibi Prens Pol'la görüşecektir. Mülâkat esnasmda bey nelmilel siyasî vaziyetle Balkanlann vaziyeti tetkik ve müzakere edilecektir. Dünyaya hâkim olmak istiyen bir iradenin eseri olarak başlıyan Avrupa ilmi hâlâ bu iradenin hükmü altında yaşamaktadır. Descartes bu iradeyi «dünyanın efendisi olmak» suretinde, Francis Ba con, «Yeni Allantıs» adlı eserinde, «İnsan hakimiyetinin hududlarını genişletmek için eşyanın iç hareketlerini araştırmak lâzımdır» tarzında ifade etmişler, ve her ikisi de modern Avrupa düşüncesinin en büyük banilerinden olmuşlardır. Avrupa ilminde nazariye ile pratiğin ikiz hemşireler gibi birbirlerinden ayrılmamaları, karşılıklı tesirlerle birbirlerini tamamlıyarak tan ilerlemeleri bu iradeye dayandığı gibi nihayet bütün tabiat hâdiselerinin mekanik ve şimik bir mahiyete irca edilerek herhangi bir yaratıcının bertaraf edilmesi de ayni iradeye istinad eder. Onun için bu ilimde nazariye tekniği, teknik nazariyeyi doğurur. Bunlardan hangisinin daha evvel ve hangisinin daha sonra vücud bulduğunu tayin etmeğe savaşmak beyhudedir. Çünkü her ikisinin de inkişafları başbaşa gitmiştir. İnsan hakimiyetinin hududlarını genişletmek ve günün birinde dünyanın efendisi olmak istiyen bu irade eşyanm iç hareketlerine mekanik bir zihniyetle nüfuz etmek yolunu tutarken nazariyelerini prensip itibarile tekniğe tevcih etmiş ve ayni zamanda ilmî bir metodla çalışacak bir teknik yaratmak gayesini gütmüştür. Nitekim ayni irade içinde doğan Avrupa felsefesi de bütün kuvvetini bilgi nazariyesinde teksif ederek daha çok entellektüalizm, dempirizm, ütilita rizm, pragmatizm ve enstrümantalizm istikametlerinde inkişaf etmiştir. Tabiatin bu gözle ve bu irade ile tahili nazarî olarak mekanizm telâkkisine ve pratik olarak makine tekniğine metodik bir surette müncer olduktan sonra dünyanın efendisi olmak için artık tutulan yolu akib etmekten başka birşey kalmıyor demektir. Filhakika bu yolda tabiatin ruhuna veya onun yapıcısına tesadüf edilmeden ilerlenmekte devam edildikçe mekanik zihniyet ve teknik keşiflerin kıymetleri eski kıymetleri geride bırakarak birinci safa geçmeğe ve ayni zamanda bu yeni kıymetleri yaratan Avrupalı hem kendisine, hem de başkalarına üstün bir adam gibi görünmeğe başlamıştır. O halde ki abiat bir makine ve efendisi de Avrupalı olunca onu canlı cansız bütün muhteva'sîle bir fabrikaya kalbetmek mukadder bir akıbet değil miydi? Evet, tabiatte hiç bir ananiyet ve bir ruh olmadıktan sonra onu mekanik bir surette işleterek alabildiine istihsalde bulunup servet ve refahı artırmaktan daha iyi ne yapılabilir? Servet ve refah arttıkça medeniyet ilerliye cek, insanlar da o nisbette yükselecek ler. Binaenaleyh yeni devletlerin vazifesi artık servetin serbestçe kazanılması için ferdleri bu husustaki tabiî hürriyet ve rekabetlerinde tamamile serbest bırakmak ve kazandıklarını diledikleri gibi sarfetmelerine müsaade etmek, bırak yapsm, bırak geçsin düsturunu ekonomik hayatın M. Şekib TUNC Objektif bir mesele : Balkan konfederasyonu Pragda esrarengiz bir tayyare kazası Prag 15 (a.a.) Parg civarmda Kbery askerî hava meydanında bir tayyare kazası olmuştur. Bir Çek tayyaresi* yere düşmüş ve mürettebatını teşkil eden üç Alman zabiti ölmüştür. Kazanm sebebi malum değildir. Tayvare bir tecrübe ucusu yapmakta idi. Alman Leh müzakerelerine başlanıyor Berlin 15 (a.a.) Varşovaya gitmiş olan Polonya sefiri Lipski, Berline avdet etmiştir. Mumaileyh henüz resmî Al man ricalile temas etmemiştir. Von Ribbentrop, Münih'te, Hitler, Berchtesgaden'de bulunmaktadırlar. Polonya ile hali hazırda müzakereler cereyan etmiyeceği salâhiyettar mah fillerde söylenmektedir. Ankara 10 (Telefonla) Ve Ecnebi müşahidler şarkî Silezya'da killer heyeti, bugün Başvekâlette Almanya aleyhindeki tahrikâta dair Alman istihbarat bürosu tarafmdan veriCumhur Reisi İnönünün başkanlı len haberleri alâka ile takib etmekte gında toplanmışttr. dirler. Alman istihbarat bürosu, bu tahrikâttan Polonj^a makamlannı mes'ul Emniyet müdürü Ankara 15 (Telefonla) İki günden tutmaktadır. beri şehrimizde bulunan İstanbul EmDiğer cihettan Almanvadaki Polon niyet müdürü Sadri, bu akşamki eks ya ekalliyeti Polonya hududu civarmda presle hareket etti. Alman topraklarmda Almanlann bu ekalliyete karşı tasjkınlıklarda bulunduköğretici plâklar da gümrük lannı iddia etmektedir. Ebe Talebe Yurdu kapatılıyor Ankara 15 (Telefonla) İstanbul Ebe Talebe Yurdunda mecburî hizmet görmek üzere yetiştirilen ebeler, ihti yaca kâfi olmakla beraber ayrıca Ebe mektebinden çıkanlar da hizmet tale binde bulundukları için yurdun şimdi lik kapatılması muvafık görülmüştür. Sıhhat Vekâleti, bu sebeble 1939 bütçesinden vurda aid tahsisatı çıkarmıstır. Velcîller heyeti IBa&nakaleden devam'] Bugünün zorlukları içinde nekadar geç kalmış sayılırsa sayılsın gene bilhassa bu zorluklar bize Balkanlarda ikmal edilecek noksanın bundan ibaret olduğunu göstermiştir. Bugünün ilerilemiş fikrile biz bu noksanın Balkanlılar arasında askerî bir itrifakla bile kâfi derecede temin lunamıyacağmı düşünerek bu maksadı en kuvvetli şekilde vücude getirmek üzere Balkanlılar arasında bir konfederasyon teşkilini lüzumlu görecek kadar ileri gidiyoruz. Bu konfederasyonda Balkanlı memleketlerden her biri dahilî istiklâllerine sahib olmakta devam edecekler, yalnız ve bilhassa manzumeyi teşkil eden müttehid heyetin işgal ettiği arazi sahasını müdafaada ve onu yürüten siyasette Bekçilerden tarhedilecek vergi nisbeti Ankara 15 (Telefonla) Maliye Vekâleti, Devlet Şurasının bir kararına istinaden çarşı ve mahalle bekçilerinden gündelik gayrisafi kazanclarımn 20 misli üzerinden vergi tarhedileceğini teşkilâtına bildirmiştir. Kredi Fonsiye ikramîyeleri Kahire 15 (a.a.) Yüzde 3 faizli ve ikramiyeli Mısır Kredi Fonsiye tahvillerinin bugünkü çekilişinde: 1903 senesi tahvillerinden 743,874 numara 100,000, 1911 senesi tahvillerinden 2,628 nu mara 50,000 frank ikramiye kazanmış lardır. resminden muaf tutuluyor Ankara 15 (Telefonla) Hükumet, Varşova 15 (a.a.) Estonya ordusu öğretici plâklann da gümrük resmin şefi General Laidower, 17 nisanda Varden muaf olarak ithal edilmesini temin edici bir kanun lâyihası hazırlamıştır. şovayı resmen zivaret edecektir. Lâyiha. bugünlerde Meclise verilecektir. Kral Karolun riyasetindeki toplantt Bükreş 15 (Hususî) Meclisihas, Afyon komitesi içtimaı bugün saat 17 de Kral Karol'un riyaseCenevre 15 (a.a.) Daimî afyon merBugün Avrupada yaz saati kez komitesi dün Milletler Cemiyetinde tinde Krallık sarayında toplanmıştır. Hariciye Nazırı Gafenko son haftalar tatbikına başlanıyor 38 inci ictima devresini acmıstır. zarfında sarfedilen diplomatik gayretlerParis 15 (a.a.) Fransa ve İngiltere50 Bulgar talebesi Belgradda Belgrad 15 (a.a.) Bulgar İlâhiyat fa le elde edilen neticeler hakkında mufas de 16 nisanda sabahm saat 2 sinden itibaVültesi talebesinden 50 kişilik bir grup, sal izahat vermiştir. Meclis, Hariciye ren «Grenwich saati* yaz saati tatbik Nazırının siyasetini aynen tasyib etmiştir. edilecektir. dün Belgrada gelmiştir. Estonya ordusu şefi Varşova'da en samimî arzularını ve hatta hasretini gördük. Balkanlılarin konfederasyonu bilhassa müsterek müdafaanın tekniğile ve siyasetile uğraşacak bir delegasyon meclisini farzettirir. Böyle bir meclis sıra ile her yıl Balkanlı memleketlerden her birinin devlet merkezlerinden birinde içtima edebileceği gibi ona meselâ İstanbul gibi sabit bir merkez tayin etmek de mümkündür. Balkanlılarin bu fikri ciddiyetle tetkik ve mütalea etmeleri temenniye pek lâyık olsa gerektır. İlâve edelim ki Balkan konfederasyonunu hiçbir tarafa karşı cephe almak icab eden bir teşekkül diye düşünmüyoruz. Bilâkis biz herkesle hak ve haysiyet içinde hoş geçinmenin en sağlam temelidir diam ve kâmil bir birlik vücude getirecek ye bu fikirde ve bu kanaatte bulunuyolerdir. Buna göre askerî dislokasyonlar ruz. artık memleket memleket değil, bütün saYUNUS NADİ ha itibarile taksim ve tevzi edilecek ve icabında bütün Balkan kuvvetlerinin hepMareşal Göring Romada si veya parçaları lüzumlu olan cephelerde Roma 15 (a.a.) Mareşal Goering, müsterek müdafaa vazifesini görecektir. bu sabah Panteon'da Kral Ikinci Victor Kelimelerin manaları, tesirleri ve çün Emanuel'le Birinci Humbert'in mezarkü hayatları vardır: Konfederasyon ke lan önünde eğilmiştir. Mumaileyh bundan sonra meçhul askerin mezarile fa imesi ayni zamanda Balkanlılarin karşistler namma dikilen heykeli ziyaret deşlıklerini kendi tesiri sihrile alabildiğine etmiştir. kuvvetlendirecek bir kelimedir. Dahilî Mareşal, faşist partisinin sekreteri stiklâllerini ve mülkî tamamiyetlerini Starace tarafından kabul edilmiştir. konfederasyon arazisinin müsterek müÖğle zamanı, Goerin'le refikası Quiridafaasında temin edilmiş görecek Bal nal sarayma giderek hükümdarlar tarakanlılarin kendi aralarında ekonomik ve fmdan kabul edilmişlerdir. Roma 15 (Hususî) Kral Victor Ekültürel kaynaşma alanında hızlı adımmanuel, Mareşal Göring'i öğle yemeğiarla ileriliyerek az zamanda dünyaya anlaşan milletlerin yeni bir hayat niza ne alıkoymuştur. Başvekil Mussolini, Hariciye Nazın Kont Ciano ile Alman mından en parlak örneği vermiş olacakyanın Roma elçisi Baron fon Makenzen larında şüphe yoktur. ziyafette hazır bulunmuşlardır. Bulgaristan bu fikirde diğer antant Mareşal Göring, Arnavudluk işgalimemleketlerinden asla geri olmıyan bir nin muvaffakiyetle neticelenmesi dolaanlayışa maliktir. Gospodin Köseivanof yısile Hitlerin tebrikâtmı İtalyan Kra ta biz hakikî bir Balkanlılar anlaşmasının lına bildirmiştir. Bulgar muhaliflerinin istizahî Sofya 15 (a.a.) Bütün muhalif mebuslar hükumetin haricî siyaseti hakkında bir istizah takriri imzalıyarak parlamentoya tevdi etmişlerdir. Beynelmilel musiki festivali Varşova 15 (a.a.) Beynelmilel asrî musiki cemiyetinin 17 nci festivali 20 memleketin iştirakile dün akşam mera simle acimıştır. îki vapur çarpıştı Varşova 15 (a.a.) Hel yanmadası hizasmda Trna isminde kömür vüklü bir Danimarka yelkenlisile Triton isminde bir İsveç yük gemisi çarpışmışlardır. Ağır hasara uğrıyan iki gemi Dantzig limanına iltica etmiştir. Londrada iki infilâk Liverpoolr 15 (a.a.) Gece, bir telefon kulübesinde bir infilâk vuku bul muştur. Kulübe tamamile harab olmuştur. Kulübe civarmda bulunan bir kadm yaralanmış ve hastaneye kaldırıl mıştır. Polis, suikasdden biraz evvel kulübe de görülen bisilketli bir adamı aramaktadır. Başka bir telefon kulübesinde bir bomba daha bulunmuştur. Bir polis memuru bombanın kapsülünü vaktile çıkarmağa muvaffak olmuştur. Lindberg Nevyorkta Nevyork 15 (a.a.) Lindberg «Aqustaina» vapurile buraya gelmiştir. Sivil polisler tayyareci karava çıkmcıva ka dar kamarasını muhafaza altına almış lardır. Lindberg, seyahatinin sebebleri hakkında matbuata söyliyecek bir şeyi olmadığını beyan etmiştir. YÜ7İerce kişi, rıhtımda Lindberg'i beklemekte idi.

Bu sayıdan diğer sayfalar: