16 Nisan 1939 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5

16 Nisan 1939 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

16 Nisan 1939 CUMHURÎYET f Büyük datalar İktısadî hareketleı Bir eserın verımı Bu aybaşında Istanbulla diğer büyük şehirler piyasasında mühim bir hâdise cereyan etti. İstihsal mıntakasından ötedenberi İstanbulun ihtiyacını temin eden tüccar, elde mal bulunmadığmı ve daha bazı sebebleri öne sürerek Istanbul piyasasını buğdaysız bırakmağa ve fiatları da yükseltmeğe başladılar. Bu vaziyette buğday bulamıyan kırmacı ve değirmencüer, piyasaya az ve yüksek fiatla un vermeğe, fırıncılar da narkm yükselmesi için Belediyeyi tazyika giriştiler. Artık, esasen yüksek olan ekmek narkını yükseltmek bir zaruret idi; fakat böyle oîmadı. Toprak Mahsulleri Ofisi devlet namma piyasaya derhal müdahale etti ve daha düşük fiatla, İstanbul borsasmda buğday satışına başladı. Bunun neticesi şu oldu: Ellerinde mal bulunmadığını iddia ederek fiatlan yükseltenler iki gün zarfmda fiatlarını Ofisten daha aşağı düşürdüler. Bu hal, üzerinde yıllardanberi bilmeden işlenen bir eserin muvaffakiyetli verimidir. Yurdun her tarafında silolar vücude getirmek, müstahsilin mahsulünü değer bahasile almak, her türlü icablara göre stoklar vücude getirmek ve nihayet zamanında müstahsili olduğu kadar müstehliki de koruyacak bir müdahale yapabilmek, ancak başlanan işin sorıuna kadar düzgün bir şekilde yürütülmesile kabildir. Yalnız, mesele burada bitmiş olmuyor ve ihtiyac bu suretle kapanmıyor. 1933 senesi haziranında çıkan 2303 sayılı kanunla memleket hububatının muhafaza, temizleme, ilâclama ve ayırma işleri ve bu mallar üzerfinde varant muamelesi yapabilmek üzere Ziraat Bankasmca 3,000,000 liraya kadar silo ve ambarlar inşası için Ziraat Vekâletine salâhiyet verilerek memleketimizin silolar inşaatının ve müstahsil için en mühim kalkmma hareketinin ilk adımı atılmı$tı. O zamana kadar yurdun muhtelif yerlerinde 20,000 ton kadar mahsulü içine alabilecek silo ve ambar mevcuddu. Buna ilâveten 46,000 tonluk silolar daha inşa olundu. Bundan sonrası için şöyle bir hesab yapıldı: Arnavudluk işgalinin askerî cephesi Yazan" VİSAMİRAL C. V. USBORNE ltalya, Arnavudluğu çoktanberi askerî işgal altına alabilirdi. Bunu yapmamayı 1937 de Yugoslavyaya vadetmiş olması ve 1938 tarihli Ingiliz İtalyan muahedesile, Akdenizde statükoyu muhafaza etmeği taahhüd eylemiş bulunması, muahede hükümlerinin bugün hiç bir değeri olmadığına iki delildir. İtalyanın, son on sene zarfmda, her hangi bir anda yapabilecek olduğu bir şeyi neden dolayı bugün yaptığını anlamak için çok uzağa gitmeğe lüzum yoktur. Eln başta, bütün menafii Almanyanm toplamrç olduğu ve şimdi de, îtalyanra istifade etmesi zamanının geldiği kanaati var. Arnavudluk en yakın ve ele geçirilmesi en kolay memleketti. Bundan maada, demokrasilerin git gide artan kuvveti, bu sergüzeşti fazla tehlikeli bir hale getirmeden, sür'atle harekete geçmek zarureti vardı. Esasen, siyasete vakıf kimseler, bir müddettenberi, bir baskın hareketi hazırlandığmı hissetmişlerdi. Arnavudluk, İtalya için, ötedenberi askerî bir ehemmiyet arzetmektedir ve îtalya, Büyük Harbde, itilâf devletlerinin sol cenahını işgal ederek, merkezî devletlerle Sırbistanda karşılaştığı vakit, Arnavudluğu işgal etmişti. Orada devamh bir istinad noktası tesisi için mütemadî gayret ve çok para sarfetti. Arnavudluğun işgali, Balkan devletleri için ifade ettiği manadan başka, Adriyatik methalinin kapatılması ve Santi Quaranta, Avlonya, Draç, Sen Jan dö Medua (Şingin) limanlarına sahib olmak gibi menafi temin eylemektedir. Bu mevkilerden hiçbirisi tam manasile iyi liman değildir. Fakat Avlonya, külfetli bir dalgakıran inşası sayesinde, en büyük gemilere üs vazifesi görebilir. Korfu bombardımanını unutmamak ve bu Yunan adasjle onun emsalsiz haıb limanmm işgali emelinin, Italyanlarca, bu ilhakı tetvice lâyık bir hareket telâkki edilmesi rmıhtemel olduğunu akıldan çıkarmamak lâzımdır. Fakat bu, ne Yunanistanın ne de İngilterenin göz yummamaları icab eden bir hareket olacaktır. (1923 te, bir İtalyan zabitinin katli üzerine, M. Mussolinf Korfu'yu bombârdıman etmiş ve Yunanistandan tazminat almadıkça şehri tahliye etmemişti.) Mihver nekadar sağlam olursa olsun, ltalya, Almanyaya tegafül edemiyeceğitehdidlerle bağh olduğunu, şüphe yok ki mükemmelen müdriktir. Almanyanm, Sloven hududunda yaptığı askerî ve havaî hazırlıklar, siyasî ihtflâf zuhurunda, Dalmaçya'nın Alman işgali altına almmasına intizar etmesi lâzım geldiğini kendisine ihtar etmektedir. (Savoia) bombardıman tayyarelerinin, Fransız ve İngiliz filolarını hattıharb haricine çıkararak, muhtelif mevkilerdeki ordulara yapılacak nakliyatı emniyet altma almalan sayesinde mahfuz kalacakür. Bu nazariye ise, ispat edilmek şöyle dursun, bugün umumiyetle merduddur. Mukadderata karşı bu derece meydan okuyuşun makul sebeblerini daha uzaklarda aramamız iktıza eder. Bu sebebler, belki de, bir denizci devlet bu ordulan mahrumiyete sokacak vakit bulmadan, Mısınn ve Sudan'm Libyadan ve Habeşistandan itibaren anî surette işgali plânına müsteniddir. Bu plân, eğer tatbikına muvaffakiyet elverirse, Büyük Britanyaya teveccüh edecek, onu Süveyş kanalından ve İskenderiyedeki mühim üssünden mahrum bırakacaktır. Bunda yeni birşey yoktur. İngiltere, 1935 te ayni tehdide maruz kalmıştır. Fakat şurası muhakkaktır ki, bugün, îngilterenin ataletine rağmen dahi, icabeden mukabil tedbirler alınmış bulunuyor. Esasen, Libyadaki İtalyan ordusunun karşısında Fransız ordusu bulunduğundan bu tedbirlerin ittihazı daha kolay olmuştur. Bu yolda bir taarruz, ilk ay zarfmda muvaffakiyete ulaşmamak şartile, denizde hakimiyet sayesinde, o taarruzun büyük bir bozguna inkılâb edeceği muhakkaktır . Bütün bu mülâhazalar şu neticeye vanr: Eğer ltalya, demokrasilere karşı açılacak bir harbde, Almanya ile iştirak ederse, akıbeti, ne dereceye kadar müessir olduğu ispat edilmemiş bir nazariyeye ve «îngilterenin denizlerdeki hakimiyetinin hakikî veya hayalî olduğu» keyfiyetine bağh bulunmaktadır. ŞEHRiN İÇİNDEN Mecîdiye köydekî otobüs kazası Sokakla evi hâlâ ayıramadık! Ne kanunî müeyyideler, ne de tramvaylara, caddelere asılan vecizeler, bîzi en basit muaşeret icablarına riayete alıştıramadı Evvelki gün öğle üzeri Mecidiye kö yünde likör fabrikası yakınında olan o tobüs kazası, dün öğle üzeri müddeiumumilikçe meşhud suç kanupuna göre dava açılarak, nöbetçi olan İstanbul asliye ikinci ceza mahkemesine verildi, akşam üzeri muhakemeye başlandı. Davaa yerine,, otobüs altında ezilen on beş yaşında Süleyman Tepeyurdun Yazan: SALÂHADDtN GONGÖR babası Hurşid Tepeyurd gelmişti. Maz nun yerinde, Süleymanın bindiği su arabasının sürücüsü sucu Mahmud Köroğlu ile Taksim Yenimahalle arasında i§li yen 3072 numarah otobüsün şoförii Remzi Dönmez, hazırdı. Dava, mahkemeye ceza kanununun 455 inci maddesine göyollanmiştı. Mahmudla Remıinin tedbirsizlik, dikkatsizlikleri. seyrü sefer nizarnlanna riayetsizlikleri görülüyor du. Ölüme sebeb olmaktan suçlu olanlardan Mahmud, ilk olarak sorguya çekildi, şunlan söyledi: « Davacı Hurşid, benim amcamdır, oğlu da tabiî benim amca çocuğum olu yor. Kendisi Mecidiye köyünde Cemalin kahvesi önünde arabadan indi, «ben yer mek yemeğe gidiyorum» diye sola doğru yürüdü. Ben arabayı sürmeğe devamla bir kurşun atımı kadar gittim, ondan sonra arkadan düdük sesi işittim. Baktım, bir kalabalık toplanmıştı. Bunun üzerine geriye dÖndüm. Kaza olduğunu öğren dim. Çocuk arabadan iner inmez kaza olsaydı, farkına vanrdım. Herhalde otobüs, daha sonra kendisine çarpmışür. U Dün akşam şoförle bazi yolcular dînlenildi sırlann miraslan arasında nesı limize kadar gelen kötü bir görenekle, şimdiye kadar sokakla! evi, birbirinden lâyıkile ayırd edemedik. Eski devrin çapaçul zihniyeti ve «neme lâzım...» cılığı damarlarımıza öyle işlemiş ki, asırlarca sonra da bir türlü gereği gibi derlenip toplanamıyor, yaşayış tarzımıza çeki düzen veremiyoruz. Ne tramvay direklerine asılan türlü vecizeler, ne de hatta, her hangi kanunî bir müeyyide hâlâ, en basit muaşeret kaide ve icablarına riayete bizi alıştıramadı. Elimize ne geçerse, portakal kabuğundan bulaşık suyuna kadar pencereden aşağı boca etmek itiyadmdan bile henüz kurtulamadık. Vasatî olarak bir ihtiyacı karşılayabilDün sabah, matbaaya gelirken, dikkat mek için 65,000 ton ve dahilde toplama, ettim: Cağaloğlu caddesi üzerinde güçstok ve varant ihtiyacı için de 70,000 tonluk siloya ihtiyac vardır ki, bunun lü kuvvetli iki adam, kim bilir kaç insan mecmuu, 200,000 ton eder. Fakat 54,000 ayağmın tozunu toprağını emmiş eski bir tonluk daha silolar inşasile 100,000 tma halıyı, ortalarına almış, iri tokmaklarla kıyasıya döğüyorlardı. Yolculartn şehadeti iblâğ edilmiş olsa gayeye çok yaklaşılmış Bilmem, siz de dikkat eder misiniz? Müthiş darbeler altında kıvranan halıolacaktır. Simdi bu proje üzerinde çalıBundan sonra otobüs yolculanndan Eğer, böyle olmaz da, hâdiseler Ak şılmaktadır. dan sağh sollu etrafa yayılan toz sütun Açıkta öteberi satanların çoğunda fena Güzin, Feriha, Sanyer kazası jandarma deniz sularında, denizüstü filolarınm her bir âdet var: Kese kâğıdını üflıyerek aç kumandanı Hakkı, sivil zabıta memurlaBaşlanılmış ve hayli ilerlemiş olan şu Iarı caddeyi geçilmez hale getirmişti. hangi bir hareket yapmalarına imkân ol hareketin yanıbaşmda çok mühim bir meElimi yüzüme kapatarak ve aklım sı mak... Sanki, nefesleri âleme rahmet rından Mazlum ve vak'ayı dışarıdan gömadığını gösterirse, o zaman ne olacak? selenin yürütülmesi zamanı da gelmiş bu ra böylelikle daha az mikrob yutmuş o miş gibi, kâğid kolayca açmak için mut renlerden kazınocu Tiragan, köylü IbraBu faraziye, Britanya Imparatorluğunun lunuyor. Kredi ihtiyacının başında gîlen lacağımı ümid ederek, karşı kaldırıma laka içine üfürecekler! him, kadastro memuru Süleyman Sırrile mahkumiyeti mi demek olacaktır? Zan ziraî mahsulât avanslarından bahsetmek kendimi dar attım. AİHveriş ettiğim bazı kimselere bunu otobüste bulunan biletçi Aziz şahid olanetmiyorum. Bunun asıl manası, uzak istiyoruz. Yalnız buğday üzerinde değil, O iri yarı adamlar, bu dünyada gözîe bir daha yapmama'annı hatırlatacak ol rak dinlenildıler, kendilerinden uzunuzatan tatbik edilecek bir ablukaya devam her nevi mahsulâtı arziye üzerinde bu a görülmiyen bir takım mahlukların yaşı dum. Canları sıkıldı. Kimi: dıya izahat almdı. Mazlum, Tragan, İbolunmakla beraber, Britanya devletinin vansların temini satışın tanzımi ve müs yabileceğine inanmasalar da mazurdur. Ne olurmuş sanki... diye burun rahim yüzleştirildiler. İlk şahid, Taksimher noktasmda, icab eden tadillerin ya tahsilin müsaid satış şeraitini beklemes'ni Fakat bir halıya sahib olan kimsenin, bvırdı. Kimisi: de Abdülhakhâmid caddesinde on dört pılması ve Britanya İmparatorluğuna, mümkün kılar. Vâkıa bankalarımızdan başkalanna zarar vermemeyi düşünecek Bakalım, sen benden temiz mi numarada oturan Güzin, «Şoförün arkaîtalya için olduğu kadar kendisi için ie ekserîsi muhtelif mahsuller üzerine bu ne kadar iz'ana sahib olması lâzım gelmez sin? iddiasına kalkıştı. Kimi de, sadece sında oturuyordum. Otobüs yavaş gidi Arnavudluğun işgali, muhakkak ki, hayatî ehemmiyeti haiz bu denizde, n'Jvi avans muamelesi yapmaktadırlar. Fa mi?.. dışleri arasından bırşeyler homurdanmak yordu. Kornanın farkında değilim. Bir İtalyanın istiklâlini ifade ettiği ve isterse, fuzunu icra etmek üzere bir kere daha kat bir taraftan satış teşkilâtmm olmamaDün, bir aralık temiz bir hava alabil la iktifa etti. Fakat, içlerinde bu pis âdet aralık karşımızda bir adam görür görmez, Almanyanm Akdenize doğru yaptığı üeri imkân verilmesi lüzumudur. sı ve bankaların biraz da tabiî olan avan mek ümidile Gülhane parkma girmiştim. ten vaz geçeceğine dair söz veren çıkma otcbüs manevrayla sarsıntı geçirirken, hareketini durdurmak için, YugoslavyaVe hiç şüphe etmiyorum ki, İngiliz sa karşılık tutulan mahsulü kendi muhafa Henüz üç beş adım attım, atmadım. çocuğumu sımsıkı tuttum, otobüs ıçerisindı. ya yardım edebileceği manasını taşımak lerin millî vasfı olan sebatkârlık, Impazalan altmda tutmalan müstahsili bu şe Bekçilerin inceli kalınlı düdük seslerile de hep birden yavaşça hendeğe yuvar tadır. Bahsi daha fazla uzatacak olsaydım, ratorluğun geniş menabiine inzimam e kilden uzaklaştırmaktadır. Müstahsili bu ortahk çin çin ötmeğe başladı. landık. Yolculardan hiç kimse yaralansokağa tükürenleri, kötü kötü geğirenleYugoslavyanm, şimdi, şimal cephe derek, harb tecrübesi takib edilecek yoşekle yaklaştıracak ve avanstan istifadeSebebi sormağa lüzum yoktu! Belli ri, sarmısaklı ağzını, bir zehirli gaz ça madı.» diye anlattı. sinde, Almanyaya ve Italyaya karşı mu lu gösterdikten sonra, onun bu tehlikeden sini mümkün kılacak en kestirme şeklin ki, gene çiçek koparıyorlardı. Muntazam Muhakemenin devamı, keşif yapan fen nağı gibi, şunun bunun burnuna çevirenkavemete kalkışması mezbuhane bir ha sıyrılmasını mümkün kılacaktır. münasib yerlerde umumî mağazalar acıl bekçi teşkilâtı olan bir parkta, kaşla göz memurunun şahid olarak çağmlmasına, reket olur. Zira, İtalya, cenubu garbî huleri, daha başka şekillerde falsolu sesBu mülâhazalar, mihverle demokra ması ve varant muamelesi yapılması ola arasında bunu yaparlarsa, muhafazasız dudunda da yerleşmiştır. lerle herkesi rahatsız edenleri, takma diş suçluların tecil edilmiş mahkumiyetleri osiler arasında vuku bulacak bir harbin, cağma şüphe yoktur. kalmış bir bahçeyi.ne hale getirirler, ar lerini parmakları arasına alıp kanştıran W olmadığının sorulmasına kaldı. Mihver bakımından, Yugoslavya, cebnetice Almanya hakkında ne olursa olF. G. tık siz kıyas edin! ları, vapur kamarasında, çorab değişti [ ren bitaraflaştırılmıştır, ve askerî noktai sun, İtalya için son derece tehlikeli olaBiraz yürüdüm. Yolun küçük patika renleri, kokulan baş döndüren bir takım nazardan bakılınca, mihveri bu meharecağını gösterir gibidir. Ve, muahedelelara ayrıldığı yerde, kafası gözü yarılmış esansları, umumî yerlerde ötekine beritinden dolayı tebrik etmek lâzım gelir. Bursada bir doğum evi rin, faydalı olmaktan çıkar çıkmaz bibiri erkek, öteki dişi iki aslan gösterme kine ikrama kalkışanlan, ve daha şunu 18 fırkadan mürekkeb olan ve 1 milaçılacak zatihi yırtılmaları, cebir siyasetinin bir liği vardır. Zavallı rreykelleri, bu ara yapanlan, bunu yapanları da ayrı ayrı yon 250,000 asker çıkarmağa muktedir Bursa (Hususî) Sıhhiye Vekâleti hiç görmeyin: Ikisinde de aslan değıl, kaleme dolayarak, iler tutar yerlerini bulunan Yugoslav ordusu, mihverin de mütearifesi olduğuna göre, gerek İtalyaşehrimizde bir doğum evi açmağa karar mokrasilere karşı açacağı bir harbde saf nın, gerek dünya sulhunun selâmeti na vermiştir. Şehrın büyük bir ihtiyacını sıçan hali kalmamış! bırakmazdım. mma, İtalyanın bu işe sürüklenmek isteharici bırakılmıştır. Ve bu memleket, Fakat bu kadarı şimdilik yeter! Şimdi Allah için söyliyelim, hangi inkarşılamak üzere açılacak olan doğum İtalyan işgaline muhalefet göstererek u memesi şayanı temennidir. Salâhaddin GÜNGÖR saf kaid/ssi, bu neticeden dolayı Beledievinin Hoca Alizade sokağında Dr. Namumî bir harbi tacil etmektense bu işNevyork âli mah zifi Şerife aid büyük bir binada tesisi hekemesi hâkim gali kabul şıkkını tercih ettiğine göre, Başına tahta ile vurmuşlar! kararlaştırılmıştır. Doğum evinin kadlerinden Edgar rahat durmayı ve kendisine dokunulmarosu hazırlanmıştır. Balatta Hasan Tahsinın çivi fabrikaLauer'in karısı oBu doğum evi 20 vataklı olacak ve masmı rica etmeği daha mâkul bir haresında çalısan Kâzımla arkadaşı Meh malzemesüe noksanlarj ikmal ediîdikten lan Madam Elma ket sayabilir. Prens Pol, mücbir sebeb med. a^ni fabrıkada çalışan Aliyi ara sonra Vekâletten verilecek emir üzeriLauer, kaçakçılık karşısında mutavaat göstermeden evvel larında çıkan bir kavga netıcesınde ba ne merasimle acılacaktır. suçundan üç ay hakim bilir nekadar hinç duymuştur. şına tahta ile vurarak yaralamışlardır. pis ve 2500 dolar Fakat, meselenin bir başka cephesini Her iki sucln da yakalanm'stır. para cezasına mah Elâziğde yenibaştan kış daha miUalea etmek lâzımdır. İtalyakum olmuştur. Hırsız çırak Elâziğ (Hususî) Birdenbire şımalmn, denizaşırı mmtakalarda, deniz kuvHâdise, kocasına Tavukpazarında kunduracı Kirkorun den esen soğuk ve şiddetli bir rüzgâr vetlerini çok fazla aşan taahhüdleri var çırağı Nevzad, ustası dükkânda yokken dan sonra müthiş bir kar yağmağa başhaber verildıği za man, adamcağız dır. Şimdiye kadar, deniz hakimiyetini üç çift kadm iskarpini çalarak kaçmış. lamıştır. Bütün meyvalar çıçek açtığı Madam Lauer kulaklarına inanmamış ve ağlamağa tahakkuk ettirmedıkçe, denizaşırı mmta bıraz sonra vakalanmıstır. için bu tipi, umumî kederi mucıb ol başlamıştır. Madam Lauer mahkumiyet kalara ordu sevketmek ötedenberi hatah muştur. Bilhassa gece don yaparsa meykararınm tebliğmi müteakib derhal haBir hilkat garibesi bir hareket sayılırdı. Fakat, kâfi derecevalann kâmilen mahvolacağı söylen pisaneve sevkedilmiş, hamama sokul de kuvvetli bir donanmaya sahib olduğu Adana (Hususî) Şehnmızin Ağca mektedir. İhtiyarlann temin ettiğine muş, sırtındakı kürk alınarak yerine halde, denizaşırı mmtakalarda, hepsi de mesçid mahallesinde oturan Mehmed göre, Harputun kışı, badem çiçeği açtığı hapisane gömleği giyrılimiştir. geniş surette dağınık olmak şartıle dört Kabakçıoğlunun kansı, şiddetli hamil zamandır. Halbuki bademlerden başka Kadının suçu, bir Avrupa seyahatinordu bulunduran bir mılletın bu hareke ârazı gösterdığınden görülen lüzum üze kavısılarla diğer birçok meyvalar çiçek den dönüşünde, gümrükten, resmini rme doğum evine nakledilmiş ve orada açmıştır. tini hangi sebeb mâkul gösterebilir? vermeden, bir takım roblar geçirmeğe İtalyanın Habeşistanda, Libyada, Is mütehassıs doktorun müdahalesile ço Bostancıda bir plâj yapılıyor teşebbüs etmiş olmasıdır. Madam Lauer Mersin (Hususî) Şehrimiz îdman Yurdunun tertib ettiği kır eğlencesi cuk parcalanarak alınmak suretile kapanyada ve Arnavudlukta kuvvetli orBostancıda bu sene yeni bix plâj ya yurdlulardan ve diğer davetlilerden 60 kişinin iştirakile Silifke yolu üzerinde, bir ziyafet esnasmda Hıtler alevhinde dmcağızın havatı kurtarılmıştır. Ölü osözler söylemiş, Alman ve nazi olan bir dulan vardır. On iki adada, Sardunyada larak ahnan çocuk bir hilkat garibesi pılmaktadır. Asfalt yanındaki eski ahve Maurka'da bulunan garnizonları da dir. kızdır îki baslı ve tam ense kökün şab plâj yıkılmıs, yerine betondan büyük deniz sahilinde Narlıkuyu mevkiinde çok neş'eli, eğlenceli ve istifadeli geç hizmetçi kadın da onun bu kaçakçılığım başka. İngiUereye veya Fransaya karşı de sekiz santim uzunluŞunda bir et par bir plâj yapılmıya başlanmıştır. Yeni miştir. Civar köylerden eğlentiye iştirak edenler vardı. Millî oyunlar oynandı. hükumete haber vermiştir. Kaçakçı kabir harb açtığı takdirde bu ordularının çası ve onun ucunda da iki tane tırnak plâj bir ava kadar bitecektir. Ayrıca bu spor müsabakalan yapıldı ve oralardaki eski eserler gezilerek tetkiklerde dma verilen cezava mukabil, muhbir hayatmm ve ölümünün vabeste bulundu bulunan bu garıbe. doğum ve bakım evi plâim yanıbaşına bir sinema ile bir de bulunuldu. Gönderdiğim resim, Güzel bir bahar havasmın ılıklığı içinde ve hizmetçi kadına da 10 000 dolar ihbar ' ikramiyesi verilecektir. 1 çok samimî bir toplulukla geçen bu eğlentiye aiddir. kazino yapılmaktadır. ğu deniz yoiları, 120 denizaltı gemisile mizce muhafaza altına alınmıştır. Eğer bu hakimiyet hakikî ise, eğer denizaltı gemilerine ve tayyarelere rağmen, İngiliz kruvazörleri hareketlerinde serbestseler ve eğer Büyük Britanya harb filosu bu kruvazörlere yardım edecek kudrette ise o zaman, ltalya yalnız ablukaya girmekle kalmıyacak, belki denizaşın teşebbüsleri de, merkezî üssün muavenetinden mahrum kalmak sebebile, birer birer mahvolacaktır. • yenin bahçeler idaresini mes'ul etmek hakkmı bize verir? Kendini müdafaadan âciz yalancı aslanlann başında sabahtan akşama kadar nöbetçi bekletilemez ya... Benim asıl şaştığım şey, bu kadar tahribkâr unsurlara rağmen, parkta bunca nadide çiçeğin nasıl olup da yerliyerindc kalabildiğidir!.. Parkta «statüko» nun kısmen olsun muhafaza edilebilmesini Bahçeler Müdürünün alâkasına borclu olduğumuzu da bu vesile ile unutmamak lâzımdır . Geçen gün birisi aniatıyordu: Bızım mahallede bir bayan vardır. Her sabah sekizle sekiz buçuk arasında, yanılıp da, evinin önünden geçenın vay haline!.. Hemen bir tencere dolusu bulaşık suyunu başından aşağı giyer!.. Kadıncağiz bu yaptığı işten bir nevi haz duyuyor olmalı ki; tehdide kadar vardırdığımız ihtarların hıçbirine kulak asmıyarak bildiğinden şaşmıyor. ŞofÖrün anlatttklart Otobüs şoförü Remzi, sorgusunda, şöyle dedi: « Saat on ikide Taksimdeydim. Oradan Şişliye, Şişliden de Mecidiye köyüne geldim. Orası kalabalrkça olduğundan otobüsü saatte, beş, on kilometre gidişle sürüyordum. Korna da çalıyordum. Yol üstündeki su arabasının solundan gev çerken, karşımda birdenbire baş gördüm. Derhal el, ayak freni, sola direksiyon yaptım, içerideki on sekiz yolcu, biletçi, ben hep beraber ağır ağır yana, hendeğe devrildik. Süleymanın anî olarak önüme çıkması, kazaya sebebdir. Ben bütün gayretimi gösterdim.» Nevyorkta garib bir kaçakçılık vak'ası Bir hâkimin karısı üç ay hapse mahkum oldu f Mersin İdman Yurdunun kır eğlencesi J

Bu sayıdan diğer sayfalar: