30 Nisan 1939 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5

30 Nisan 1939 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

30 Nisan 1939 CUMBURİYET «MEKTUPlfAR, .. 1 i DJinuadan PAZAPDAN PAZAPA Ehli vukuf ne demek? Dünyanm en zayıf adamı Uzaktan manyetizme Siz bu satırları okuyup bitirdiğiniz anda: İLİMKÖSESİ İHTİRALAR KESiFLER Ince işler NORMANDİ'de Yazan: CELÂLEDD1N EZİNE Yamndaki masada kırsaçh, çekik buMorina balığı iki yumurta yurunlu, çok işlenmiş çehreli birisi oturuyor. murtlamıştır. Morina avcıları olAvrupayı, fare ısırıklarile delıkdeşik masa, Atlantik denizi, beş sene eski bir kitab yaprağı gibi arkamızda bı Garson artık merakımı anladı. Ben soriçinrfe dolardı. raktık. Sahifeleri çeviriyoruz. İki bin se madan söylüyor: İngiliz şimendifer idaresi bin Muharrir Henry Bernstein... neyi bir hamlede atladık. Zindenin, kuddört yüz bilet basmıştır. Solumuzdaki masa kalabalık ve patırretin ve başkanın merhalesindeyiz. Mısırda bin kilo pamuk yetiştılı, aralarında tek bir kadm var. Çok gümistir. Müze vitrinlerini seyretmekten bıktık. Tunusta üç ton ham fosfat, üç Onbeşinci Lui üslublu koltuklarda otur zel ve kusursuz hatları mücevher yığınmm yüz litre sarab, otuz beş litre zeymaktan belimiz ağrıdı. Fikrin tekemmü altmda taş kesiliyor. Parmaklarında kırk tinvağı çıkmıştır. lünden, hareketin tekemmülüne susadık. kratlık pırlantalar. Her kratı sanki insanla Amerikalılar, falcılara, bizim Onun için yeni milleti, yeni âlemi, ye alay eder gibi dilini çıkarıyor. Nevyorklu paramızla dört yüz lira kaptırbanker Addison'nun karısı dediler. Mümıs. briçte altı yüz lira kaybetni dünyayı görmeğe gidiyoruz. mislerdir. cevherlerine göre elbise değiştirir. YeşilNormandie vapurunun barındayız. Bir atom, Parisle Nevyork araRadyo izahat veriyor: «84.000 ton, lerle zümrüdlerini, kırmızılarla yakutlarısındaki mesafeye muadil bir rae160,000 beygir kuvvetinde ve Eiffel ku nı takar. safe aşmıştır. Amiral Katuo Abe'ye bakıyorum. lesinden on üç metre daha uzun olan Damarlarınızdaki kan, yüz dokNormandie transatlantiği....» Yanımdaki Yüzü hiç birşey ifade etmiyor. Bir Buda san metro yol almıstır. , Transuval toprakları 23 ons alAmerikalı: «E, kes... dıyor, bir viski daha heykeli gibi hareketsiz. Nevyorkun ser tı n fozu vermistir. Barman!» O biliyor ki, Nevyorktaki veti, Londranın asaleti Japon sularında Empire Building binası Normandıe'den boğuluyor. Bu kadar lâkaydiye kızıyo rum. Içimde hırçın bir arzu var. Soruyode muhteşemdir. Rakam, asalet ve an'neyi mühürledi. rum: Amerika Birleşik devletinin düşArtık Avrupa, kokmuş bir ortaçağ soytamanı var mıdır, Amiral? rısıdır. O ne demek istediğimi pekâlâ anladı. Bar! Bizim eski paşazade konaklan gibi, babadan kalma servet meşheri. Du Kurnazca gözlerini kırpıyor: Evet, kendileri. Çünkü daha millet varda üç eski üstadın tablou asılı. Bunlaİngiltere Kralı ve Başvekili tarafından olamadılar. Millet ismini taşıyan her ce Londra Anglikan kilisesi piskoposluğuna rı Fransızlar yeni zengin Amerikayı hayran bırakmak için Louvre müzesinden ge maat kendi düşmanıdır. tayin edilen Dr. Francis Fisher, Silhan Başımı çeviriyorum. Arkamda Mr sarayını ailesile birlikte işgal edecek olan tirmişler. Avrupa kurnaz bir bunaktır. Yeni zenginin eski eşyaya merakını bilir. Kinney çiklet çiğniyor. Düşünüyorum: ılk ruhanî reistir. Otuz sekiz senedenberi Bu düşünce bana İstanbulda bırakhğım «İngiltere, Amerika, Japonya.... Ve Pa ayni sarayda ikamet eden seleflerinin hepeski bir dostumu hatırlattı. İki kadeh ra sifik Okyanusu!» si bekâr olduğu için, saray âdeta bomboş kıya; paşa babasmı, arabalannı, seyısleriDans salonu ' bulunuyordu. ni, köşklerini anlatırdı. Onun gibi müflis Dans salonu vapurun altıncı katında. Dr. Fisher evlidir ve altı çocuk babaAvrupanın da Amerikaya başka cakası Sekiz asansör işliyor. Her kata uğrıyan sıdır. Piskoposluğa tayin edilmeden e v kalmadı. Ancak ceddıle öğünebiliyor. ve doğru giden var. Marşandizle ekspres vel on iki odalı bir apartımanda oturuyorFakat yanımdaki Amerikalı, Louvre treni gibi. O da yemek salonunun büyük du. müzesine gülüyor ve viskisini içiyor. Ha lüğünde. Fakat yaldız ve oyma yerine Silhan sarayı yüz oda ve salonu ihtiva linde, antikacı dükkânında kandırılmak Goblins kumaşlar. Onbeşinci Lui istilietmektedir. Doktor Fisher'den evvelki tan korkan bir müşteri ihtirazı var. Bir Duvarlan kristalden; sathına kalyonlar, piskopos bu odalardan ancak ikisini işgal aralık bana döndü, kapının üstündeki kadirgalar, deniz resimleri nakşedilmiş. ediyor, binanın vergisini vermeği kabul eGoblinsleri göstererek: «Bizde âlâsı var, Çiftler dönüyor. Danslarından milli decek olana, öteki odalan bedava kirala" dedi, Mongan'ın köşkü Versailles sara yetlerini tayin etmek güç değil. İngilizler mağa hazır bulunuyordu. Zira, sarayın yınm minyatürüdür. Rockfeller'in evinde golf oynar gibi cidd. Almanlar resmigevergisi, senevî on bin îngiliz lirasından isekiz Rembrandt, Ondördüncü Lui'nin çiddeki asker gibi dimdik. Fransızlar lâbaret olan piskopos maaşının üçte ikisini oturağı, Büyük Frederik'in zurnası var. kayd. bulmaktadır. Avrupsda pahalı ne varsa satın aldık.» Şampanyalar köpürdükçe, dimağlar Bacaklarını karşısındaki iskemleye u taşıyor. Keyifli bir İskoçyah birdenbire Bursanın su derdi zattı. Ağzına bir çiklet attı; çiğnemeye yerinden fırladı. Millî raksını oynamağa Bursa (Hususî) Şehrimiz sulannm başladı. başladı. Halk memnun, el çırpıyor. fennî ve sıhhî bir şekle kalbi için esaslı Şu vapura bakın! Avrupa mühenZihnimde eski bir hatıra canlandı. İs tedb rler alınmak ve bir proje hazırlandisinin işi... Kütiibhanesinde yirmi altı tanbulda Akıntıburnu kazinolarının bi mak üzere Belediyemiz, Vekâletten bir bin cild kitab varmış. Jül Vern'in Seya rinde şen, neşeli bir gece. îçimizden îz mütehassıs tavsiye edilmesini dilemişti. hatnamesini istedim. Bulamadılar. Beş mirli bir arkadaş harman dallıyı oynamış Vekâlet, bu müracaate cevab vermiş ve gün deniz üstünde de Kent ile Hegel o tı. Kendi kendime düşündüm: «Milletler Vekâlette böyle bir mütehassıs bulun . kunmaz a!.. nekadar birbirine yakın ve nekadar birbi madığım bıldirmişt.r. Sıhhiye Vekâleti Birdenbire durdu. Yüzüme baktı: rinden uzak!» Bir aralık Mr. Kinney gö bu münasebetle yazdığı bir tahriratta İsmim Mr. Kinney... züme ilişti. Mütemadiyen dönüyor, dur Bursa sulannm şimdiki vaziyetlerini de Bende hiç bir hareket görmeyince tek madan dönüyor. Dikkat ettim, dans eden izah ederek yapılacak ıslahatın esaslan rar, fakat bu sefer hayretle yüzüme baktı. lerin çoğu ihtiyar. Bunların romatizması, üzerine dikkati celbetmıştir. Bu izahata göre, Vekâlet, Bursada mevcud kaynakGüldü. Elimi sıktı, gitti. Hayretinin se kalbi, şeker hastalıklar; yok mudur? ların, şehrin müstakbel nüfusu ve tebebını sonra anladım. Dans bitti. Mr. Kinney mendilile teri vessü ihtiyacını karşılıyacak derecede Mr. Kinney Amerikanın en büyük ni silerek kapıya doğru yürüyor. Bardaki olduğuna kanidir. petrol şirketlerinden birinin başlıca hisse dostluğumuzdan cesaret alarak yanına Ancak bu membalarm toplanması ve darlarındanmış. yaklaştım: şehirdeki tevzi şebekesinin de ona göre İşte «Petrol ve Dollar» ı böyle tanı Siz Amerikalılar ne garib milletsi ve esaslı surette yapılması lâzımdır. Millî Şef İnönünün çocukları ömer İnönü, Erdal înönü ve özden dım. niz Mr. Kinney! Ellisınde basketbol, alt Mevcud tevzi şebekesinin ıslahı için kıs tnönü Ankara Halkevinde minimini arkadaşlarına cuma günü mışında tenis, yetmiş beşinde golf oynu mî tedbirler alınması tavsiye edilmek Yemek salonu bir çay vermişlerdir. tedir. Vekâlet, suların içme ve kullanma yor ve dans ediyorsunuz! Garson: Yukarıdaki resim, Bayan İnönüyü, minimini mektebliler araaınnamlarile ikiye ayrılmasına taraftar de. Siz ne yaparsınız? 150 numaralı masa, dedi. Yürü ğildir. Sularda dikkat edilecek en mü da gösteriyor. Biz mi? Biz yetmişinde çoktan öldüm. him cıhet, temizlik ve sıhhî şartlara uymüşüzdür, Mr. Kinney! Yirmi metre yüksekliğindeki tavan algunluktur. Bunun için esash bir ıslah tın yaldız kakmalarla çevrilmiş. Fildişi Mr. Kinney'in ağzı açık kalıyor. Ben projesi yapılması ve mevcud sularm geoymalarla süslü emaye duvarlan, muva güverteye çıkıyorum. . rek toprak üstü ve gerekse derin memzi ışık sütunları bölüyor. Köşelerde KaGüvertede, mantolanna bürünmüş A ba vaziyetlreinin tamamile tespiti mu. rara mermerinden ehram şeklinde sehpa merıkan kızlarının sarı saçları, karanlıkta vafık görülmektedir. lar, ışık için dışa aksediyor. Mermerin donuk bir ışık gibi. Kollarında delıkanlıBelediyemiz, bu sefer de Dahiliye yeşil, mavi damarları şeffaf bir denzi dibi lar, kuytu köşelere doğru gidiyorlar. Vekâletinden bir mütehassıs istemeye gibi. Tavanda billur avizeler. Sun'î ziya Ben yalnızım. Parmaklığa dayanıyo karar vermistir. bir yaz sabahı gibi gün aydınlığı neşredi rum. Vapurun gidiş istikametine bakıyoBursada su meselesi yazın başgösteren yor. bir derd olduğundan ve en sıcak gün rum. Mehtab var. Fakat Atlantiğin mehSalonun uzunluğu yüz metre, 250 ma tabı bizimkine benzemiyor. Ay ekşi bir lerde mahallelere kısmen nöbetle su verilmek zarureti hasıl olduğundan bir sa. Göz alabildiğine: Kadın; pırlanta, limon kabuğu gibi... (su şehri) diye adı çıkmış olan Bursa zümrüd, plâtin, ipek kumaş. Bu renk ve Celâleddin EZİNE nm susuz kalması garabetine de artık pırıltı bolluğunun karşısmda smokinle, bu sayede nihayet verilmiş olacaktır. fraklar matem havasmı andırıyor. Yerime henüz oturmuştum. Japon mu, İzmirde iki kişi daha Çin mi, tayin edemediğim bir baş iğildi: müslüman oldu Müsaadenizle... İzmir (Hususî) Şehrimizde eski Karşıma oturdu. Kendisini ingilizce Frederik Jiro ile başhyan ihtidayı, iki takdim etti: ihtida daha takib etmiştir. Meryem na Amiral Katuo Abe! mmda ve Türk bir erkekle evli bulunan Türk olduğumu söyleyince sırıttı. Bu genc bir Musevi kadını da müslüman olJaponlarda gülmek olacak: muş, merasimi yapılmış ve 31 numaralı Ceyhan (Hususî) Kasabamızın Çif vesikayı almıstır. Atatürk, dedi, ne büyük adam! lıkât köyünde, komşu iki kadın arasınGeçen asırda bizim Mikado (İmparatoDün de Göztepede Nevzadbey soka. da çıkan bir kavga, cinayetle netice . ğmda oturan Roza Albağli namında kırk run ismini sövlerken tekrar yerinden doğlenm ştir. yaşlarında bir kadın, Vılâyete müraca rulup iğildi) bu asırda sizin AtatürküÇiftçi Hüsnü kansı Güllü ile komşusu atle islâm olmak istediğini bildirmiş, isnüz. Pembe, ehemmiyetsiz bir meseleden dotida Müftiliğe gönderilmiştir. Kadın, Bakırköy İkinci ilkmektebde müsamere veren yavrulardan iki grup Gözlerim uzaklara kayıyor. Beş altı layı ağız gürültüsüne başlamışlardır. bekârdır. Bakırköy ikinci ilkmektebde perşem iplık, yumurta, top, sopa değişme, kapmasa ötede renk renk sürmelere, allıklara Bunu çirkin bir boğuşma takib etmiştir. be günü güzel bir müsamere verilmiş lumağa, tavşan, bayrak, çember atlama boyanmış eski bir yüz var. Evet, bu ihti Pembe, Güllüyü taşla yaralamış, bu sıKongereye davet yardan ziyade eski bir yüz. Merak ettim. rada kavga mahalline gelen Güllünün İstanbul Verem Mücadele cemiyetinin tir. Müsamereye Istiklâl marşile başlan yarışlan büyük bir intizam içmde ya mış, bunu 23 nisan marşı takib etmiştir. pılmış ve alkışlanmıştır. kocası Hüsnü, kansmın yaralandığmı Garsona sordum. görünce öfke ile Pembenin üzenne yü 938 senesi kongresi mayısın 6 ncı cumar. Bundan sonra eğlencelere başlanmış, Küçüklerin son defa temsil ettiği Vah Duchess of Westminster, dedi, Lon rüyerek kadmı kama ile böğründen ağır esi günü saat 14 te Cağaloğlunda Etib minimin lerin yaptıklan çiçek ve keleşiler piyesi de muvaffakiyetle bitmiştir. dranm yarısı. ba Odası salonlarmda toplanacağmdan bek müsabakası alâka ile takib olunmuş Çok güzel hazırlanmış olan bu müsamesurette yaralamış, kaçmıştır. Servetinden dolayı lâkabı öyle imiş. Kadın ölmüş, mütecaviz yakalan cemiyet azasının içtimada bulunmaları tur. reden dolayı mekteb muallimlenni tebrica olunur. mıstır. Sınıflar arasmda tertib edilen iğne, rik etmek lâzımdır. İngîliz hanedanına karabeti varmış. Bar An'ane ülkesinde Silhan sarayına ilk defa olarak bir aile yerleşti! Maruf İngilız âlimlerinden Sir W. Bragg: «Bugün ılım adamlarının dini reşerjdir» diyor. Filhakika ilmî ve smaî Ehlivukuf ne demek? Bir de AvruDa ve Amerika gazetele reşerj ışleri bu asrın başındanberi sürAcaba yobazın biri kalksa, İstanbu! rine bakınız. İlâ n sahifelerinde hep «za atle inkişaf etmektedir. Bu asnn başla Cumhuriyet Müddeiumumiliğine müra yıflamak için» bir sürü ilâcların tavsi nnda Amerika Birleşik Cumhuriyetin . caat etse, Beyoğlu mağazalarında ?atı yelerini görürsünüz. İnsanlarda zayıflı&a de kurulan Bureau of Standards adlı lan binlerce, belki yüz binlerce anadan karşı uyanan modern temayül olanca şid müessese, bunlann en büyüklerinden doğma çıplak heykelin, porselen statü detile devam ediyor. Bu gidişle, iki üç biri ve belki bırincisidır ve Amerikada nün, mermer kabartmanın, bıblonun nesil sonra, orta derecede şişman bir a endüstri ve ticaret âlemine hâkımdir. Müessesede çalışan kimyager, fizikçi müstehcen olduğunu iddia ederek bir şi dam parmakla gösterilecek. ve mühendislerin adedi yedi yüzü geçikâyette bulunsa, İstanbul Cumhuriye Hele bir büyük harb çıkar da yeryii yor. Yüzden fazla lâboratuar vardır. Müddeiumumisi bütün bu eşyalan san Her lâboratuarda garib, enteresan ve dıklara doldurup ehlivukuf ı:n önüne çıka zünda müthis bir kıtlık devri açılırsa ki harıkulâde şeyler görülür. Hakikaten, rır, müstehcen olup olmadıklannı sorar açılacağına şüphe yoktur değme baba müessese, harikalar dünyasıdır. yiğit 50 kilodan yukarı çıkamıyacak ve mı? Gezenleri hayran kılan bazı dairele o zaman gene insan etinin bin ayıb örElbette sormaz. rinde tasavvurî bir seyahat yapalım. Çünkü ehlivukuf, herkesin bilmediğini ten bir dirhemi pırlanta kıymetinde ola Evvelâ kütle ve ağırhk dairesine gire lim. Buradaki teraziler pek hassastır. bilen ihtısas adamları demektir. Hfrkes, cak. Yoldan boylu boslu, şişman bir adam Genişliği 1 ve uzunluğu 10 santimetre bılhassa yüksek tahsil görmüş her Müdkadar olan bir kâğıd parçasmı bu terazi. deiumumî bilir ki, hevkelde ve tabloda geçerken, a^ka'ndan m'rıldanacklar: lerden birile tartalım. Sonra bu kâğıd Hazreti Ademin ve Hazreti Havvanın Peh peh peh! Masallah! Yanaküzenne imzamızı atalım, bir daha tartacocuklan. babaları ve anneleri kadar hür larmdan ellişer bin lira sarkıyor! lım. îki tartı arasmdaki fark, imzamızın dürler. Her Müddeiumumî bilir ki devVe o zaman kadınlarda, inci gerdan ağırlığını bildiriyor. îmzayı bir de kurletin resim mektebinde, meselâ Güze! lıktan ziyade gerdan büyük bir kıymet şun kalemle atıp bir daha tartalım. Bu San'atlar Akademisinde, erkek ve kadır olacak. sefer kurşun kalem ve mürekkeble yacanh modeller anadan doğma çıplak sozılan iki imza ağırhğı arasındaki farkı Uz"k*.an manyetizme yunur, yüzlerce erkek ve kız talebe de görürüz. Imzanızdaki (i) nin üzermdeAmerikadan reski noktayı unutmuşsanız, bunu da atıp onların resimlerini yaparlar, yapmaŞa da men bildirildiğine bir daha tartın. Bu noktanın ağırlığını mecburdurlar! Her Müddeiumumî bilir göre, Hitler nutku bulursunuz. Bu teraziler gramın milyon. ki bütün müzelenmizde, ceyrek as:rdannu söylerken Ruz da birini tartar. beri vatanın hemen her kösesinde açılan velt uyuvormus ve Yamndaki odada bir şahıs bir santi resim sergilerinde bu nevi heykeller ve Alman Devlet Rei metrelik fasılaya bin çizgi çiziyor. Pek resimler teshir edilmiştir. si .nutkunu bitirdik düzgün ve muvazi olan bu çizgilerde yaBunu bilmek için ihtısasa ve eMivu ten sonra Amerika Cumhur Reisi uykupılan hata, milimetrenin kırk binde birî kufa lüzum var mıdır? İki kere ikinin undan uyanmış. kadardır. Büyük hassasiyet değil mi? kaç ettiğini anlamak için ehlivukufa müBu çizgiler neye yarar dıye sorarsamz, Hep böyle oluyor: Totaliter devletler racaat edilmez. cevab vereyim. Fizikçiler bu çizgilerle bir işe başhrken demokrasiler uykuya bir yıldız veya bir atomdan gelen ziya Dünyamn en zayıf o^amı dahyorlar ve totaliterler işlerini bitirince şuaını tahlil edip ziya dalgasının uzunDünyanın en zademokrasiler uyanıyorlar. luğunu ölçerler, atomun veya yıldızın yıf adamı bir MaAcaba şu totaliterlerde uzaktan man mahiyeti hakkında fikir beyan ederler. carmış. Bu mütehassıs, mikro yazıda o kadar yetizme etmek hassası mı var? Ağırlığı 34 kilo ileri gitmiş ki, bir sahifelik yazıyı çıp imis. SERVER BEDt lak gözle ancak seçebilecek halde kü . Fotografmı gör çültmeğe muvaffak olmuştur. düm, sahiden adamHalk Opereti Ankaraya Biraz ötedeki daire, bir hava tünelıdir. cağızın iskeletten farBirkaç yüz beygir kuvvetindeki vantigidiyor kı yok. Meşhur Ganlâtörler bu tünelde muhtelif süratte Öğrendiğimize göre, Halk Opereti rüzgâr ve hatta tayfunlar hasıl ediyor. di onun yanında Ço;eniş bir kadro ile on temsil vermek ü Tayyare, balon, mermi veya otomobü ban Mehmed gibi görünüyor. zere mayıs ortalanna doğru Ankaraya modelleri bu rüzgâr içinde tecrübe ediBu zayıf adam şimdi Amerika barlannda kendini teshir ederek her gece gidecektir. Bu seyahate Yunanlı san'at liyor. Tayyare kanadlan, otomobil şekilleri üzerinde araştırmajar yapıbyor. 200 dolar kazanıyormuş. câr Zozo da iştirak edecektir. Daha ötede 120 metre uzunluğunda ve 2 metre genişliğinde bir su kanalı üzerinde elektrikle giden bir araba, kanaldakı model gemiyi çekiyor. Gemınin su dalgalanna karşı tahammülü, suyun gemiye gösterdiğı mukavemet, rüzgâ rın bacadan çıkan dumanlara yaptığı tesir gibi bir takım meseleler üzerinde araştırmalar yapılıyor ve büyük nehir lere aid bir takım meseleler halledilivor. Inönü çocuklarının verdikleri çay Prf. SAL1H MURAT İspanyada kiliseye üşüşen çiftler! Madridde her kilise, günde 65 nikâh kıyacak Dahilî harblerin garib neticeleri oluyor. Ispanya harbi de, bu cümleden olmak ü" zere, kiliseleri tıklım tıklım insanla dolduran bir hâdise tevlid etmiştir. Eski hükumet ordusu efradından ekserisi, üç senedenberi, sadece medenî kanun hükümlerine göre evlenmişler, dinî merasim yaptırmamışlardı. Halbuki yeni çıkarılan kanun mucibince, evliler, nikâhlarını kilisede de tesçile ve dinî nikâh ak" dine mecbur tutulduklarından, yalnız medenî nikâhı olanlar, bu muameleyi altmış gün zarfında ikmal ettirmek mecburiyetinde kalmışlardır. Diğer taraftan, harb dolayısile evlenme muameleleri yarım kalan çiftler, nihayet sulhun avdeti sayesinde resmen nikâhlan" ma imkânını bulmuşlardır. Bütün bu sebeblerle, önümüzdeki iki ay zarfında, yalnız Madridde günde 650 nikâh merasimi yapılacağı tahmin ediliyor. Halbuki, İs" panya hükumet merkezinde, tahribattan kurtulmuş kilise adedi pek mahdud olduğundan, her kilisenin günde 65 nikâh kıymak mecburiyetinde kalacağına göre, saat ondan bire kadar, her üç dakikada biı nikâh muamelesi ikmali icab etmektedir. f Bakırköy 2 nci ilkmektebde güzel bir müsamere J Ceyhanda cinayet İki kadın arasında çıkan kavga birisinin ölümile neticelendi Genc ve tanın mış san'atkârlan mızdan Ekrem Ze. ki tarafından ma yısın dördüncü per şembe günü akşam saat altı buçukta Saray sjneması salonunda bir keman konseri verilecek tir. Programda Bach, Paganini ve Çaykofskı'nm keman konsertolarıle Kreisler, Auer gibi üstadla . rın muhtelif parçalan vardır. Ekrem Zekiye piyanoda refikası Verdâ E. Zeki akompanya edecektir. Konser

Bu sayıdan diğer sayfalar: