14 Mayıs 1939 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

14 Mayıs 1939 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHLK1VET 14 Mayıs 1939 ( Şehlr ve Memleket Haberleri ) Tarihî roman: 22 Yazan: Kadircan Kaflı Siyasî icmal İki nutuk ve Türkiye itler son nutkunda devletler arasmdaki gerginliğin esbabını Alman noktai nazarından bakarak izah etmişti. Bütün bu işlerde İngilterenm muharrik ve bais bulunduğunu ve artık sulhu istemediğini ileri sürmüştü. İngıltere Başvekili de evvelki günkü nutkunda cevabmı vermiştir. Çemberlayn, Almanyanın inkişafma ve Balkanlardaki ticaretinm tabiî ve meşru olan genişlemesine engel olmağı İngilterenm hiçbir zaman hatırından geçirmedığini ve sırf Almanyaya karşı harbetmek maksadile devletler arasmda siyasî terkib ve zümreler vücude getirmek istemediğini ve Almanyayı çember içine almağa çalıştığına kimsenin inanmadığını söylemiştir. Ingilterenin sulh arzusunda bulundu ğunu ispat için de îngiliz Alman donanma muahedesinin Almanya tarafından feshedilmiş olmasma rağmen Ingilterenin nazarında bu muahedenin esası hâlâ yaşamakta olup Alman ve İngiliz milletlerinin hiçbir zaman birbirine karşı harbetmiyecekleri arzusunu temsil eylediğini söylemiştir. Diğer bir delil olarak da leslihat yarışmın önü alınması hakkmda Hıtler'in yaptığı teklifin İngıltere tarafından ihtimam ve itina ile tetkık edilerek cevab verileceğini beyan eylemiş ve Danzig meselesinin Almanya ile Lehistan arasmda dostane müzakere ile halledilmesi İngilterenin nazarında hem mümkün, hem de lâzım birşey olduğunu ve böyle bir neticeden İngiltere hükumetinin kendisini bahtiyar sayacağını söylemiştir. Fakat müzakere yerine kuvvetle meselenin halline teşebbüs edildiği takdirde İngilterenin bizzarure harbe sürükleneceğini de ilâve tmiştir. Bu sözler İngilterenin Almanya'a karşı harbetmek istemediği gibi Lehisanla anlaşmasına taraftar olduğunu ve abul edemiyeceği yegâne şey siyasî meelelerin hallinde cebir ve kuvvet istimali ıulunduğunu açık olarak anlatmıştr/. Ayli zamanda Fransa Başvekili de meb'u ;an meclısinin yeni devresi münasebetıle öylediği nutukta İngiliz Başvekilinin siyasî meselelerin cebir ve kuvvetle halle dilmemesi davasmı Avrupanm bugünkü meselesi devletlerin birbirine karşı tahaküm etmeleri yahud işbirliği yapma'arı ıklarmdan birinin tercihi olmasından ibaret bulunduğunu söyliyerek takviye et miştir. Daladye Fransanın işbirliği taraftan ve tahakküme karşı teyakkuz ve meanet göstermeğe azimkâr olduğunu söy edikten sonra harbin hiçbir meseleyi haîetmeyip bilâkis büsbütün işkâl edeceğine Fransanın kanaati bulunduğunu ve dünyanm fennin terakkisile kıymeti on misli artan tabiî servetlerinin her milleti •efaha eriştirebileceğinden kuvvet yerine Ibirliği ile çalışmak en doğru yol olaca;mı ilâve etmiştir. Her iki nutuktan çıkan netice îngiltere le Fransanın davalan siyasette cebir ve uvvetin istimaline mümaneat etmek diye hulâsa olunabilir. Kendilerile ayni kanaatte bulunan devletlere karşılıkh yahud karsılıksız teminat vermektedirler. llk defa Lehistan evvelâ karsılıksız, sonra mütekabil mahiyette teminatı kabul etmişti. Daha sonra Romanya ile Yunanistan kendileri mukabilinde hiçbir vecibe ve hizmet taahhüdünde bulunmıyarak îngilere ile Fransanın teminatmı sadece kabul etmişlerdi. Şimdi de Türkiye evvelki gün ilân edien beyannameden anlaşıldığı veçhile en çok sahile sahib olduğu ve binaenaleyh vatanın müdafaa ve siyaset ve iktısad cihetinden sıklet merkezi bulunan Akdenızin şark havzasmda îngiltere ile mütekabil teminat ve muzaheret anlaşmasile îngiltere ve tabiatile bunun müttefiki Fransa ile bağlanmıştır. Bu sahada sulhun maruz kaîabileceği herhangi tehlikeye karşi alâkadar devletler birbirlerini sigorta etmiş bulunuyorlar. Eğlence yerlerinde Bir cinayet davası Şehir mütehassıs dün sabah geldi son safhada yeni ucuz tarifeler Buradan git. Validem Sultana söyle ki seni iyi Belediye, bütün ücretleri Gelecek celsede maznu Prost'un Ankaraya davet saklasm. Allah izin verirse yakmda gene isterim edilmesi muhtemeldir asgarî hadde indirecek nun avukatı, müdaf aa Safiye Sultan bunu hoş görmemişti; Sisler yavaş yavaş dağıldı; seccadenin yapacak Şehir mütehassısı Prost, dün sabahki Belediye îktısad Müdürlüğü, birkaç üstüne diz çökmüş olduğu halde bir tür akat Mahfiruzu suçlu saymıyordu. Ketlü, tahsilini bitiremiyen çelimsiz«bır medrese çömezi gibi sal'anan adama dikkat etti. Onun başındaki beyaz kavuk, sırtındaki siyah kaftan ve kaftanm önünden görünen çizgili mintan hiç de saraym dekorlanna uygun değildi. Padişah bu muydu? Gözlerine inanamıyordu. Bunda ne bir dev vücudü, ne de bir as!an heybeti vardı; herkes gibi, hatta Mahfiruzun tanıdığı birçok adamlardan daha mi«kin görünen bir insandı. Etrafına bakındı: Renk renk çini işlemeli kubbe, alçıdan yapılmış pek zarif pencereler; duvarların kapı ve ocak aralarına oyularak sedef, bağa ve fildişile işlenmiş olan çok şık dolablar ve raflar... Altın yaldızlı mangahn içindeki kıpkırmızı ateş yığını insana gülümsüyordu. Biraz ötedeki ocakta kütükler yanıyor; çitırdıları genc kıza kadar geliyordu. Mahfiruz artık bakmaktan da yorulmuştu. Dizleri büküldii; olduğu yere çömeldi. Biraz sonra bu hal de onu rahatsız etti; bacaklarını bükerek oturdu: ayaklan tamamile altında kalmıyor, yandan görünüyordu. Fakat o kadar yorulmuştu ki aldırmadı. Şimdi Padişahı daha iyi gözden geçiriyordu. Korkusunun azaldığını hissediyordu; hele hiç yerinden kalkmadığını, hatta dönüp bakmadığmı görünce adeta seviniyordu. Ah, dönüp baksa, fakat ta ilerideki altın panltıh, inci ve mücevher işlemeli, ipekli yatağa doğru yürüyerek: Gel!.. Demese... Kapıyı gösterse ve: Git!.. Dese... Mahfiruzun o zaman kurtuluştan başka, büyük bir kazancı daha olacaktı: Cesaret... Çünkü o kadar büyük, kudretli, korkunc olarak hayalinde yaşattığı Padışah ölmüş; kendi yerini, bayağı, zayıf, çelirnsiz bir insana bırakmış bulunuyordu. ıüda kadma göndermişti: Hoşça tutulsun ! Diye haber yollamış, o da buraya yaırmıştı. Mahfiruzun kalbinde bir hafiflik vardı. Talihi gerçekten iyi gidiyordu. Fakat sonra ne olacaktı? Padişah onu tekrar ne zaman istiyecekti? O zaman acaba curtulabilecek miydi? Dışarıda neler oluyordu? Bir halayık sabah kahvaltısını getirdii zaman, sordu. Sipahilerin isyanını öğenince sevindi. Eğer Padişah tedbir arsa Kalenderoğlu da cezasmı görebilirdi. Nişanlısma karşı beslediği sevgiye, öyüne olan hasretine rağmen öyle bir 'adişahın her istediğini yapmaya bile azı olacak gibiydi. Bu sırada sipahilerle halkm çıkardığı gürültü son dereceyi bulmuştu. Başların ıstünde kılıclar, palalar, bıçak ve sahrlar ;örünmeye başlamıştı. Onları bastırabileek olan tek kuvvet yeniçerilerdi. Halburi onlar da yerlerinden kımıldanmıyorar; hatta sipahilere yardımcı görünüyorardı. Padişah şikâyetçilerin dağılmaları için :<hattı hümayun» gönderiyor; Bostancıaşı, Kapıcıbaşı veya Vezirlerin ikide bir >nlara öğüd vermek için ilerledikleri göülüyordu. Fakat onlar artık kimseyi dinemiyorlardı. Herhalde ayak divanı istiforlardı. Işi sallantıya bırakmamakta, ıemen ve Padişahm önünde bütün tedDİrlerin alınması için ayak diremekle dep am ediyorlardı. Harem kapısı önünde gidip gelmeler joğaldı; çok geçmeden Padişahm tahtı )raya getirildi. Üçüncü Mehmed solgun e yorgun bir halde dışarı çıktı; tahta ourdu. Sadnazam Kaymakamı Güzelce Vîahmud Paşa, Şeyhülislâm Sun'ullah fendi, tanmmış hocalardan otuz kadarı da sağmda ve solunda yer aldılar. Koca kavuklar, koca cübbeler; uzun, k;sa, beaz veya kır sakallarla bıyıklar arasında Uçüncü Mehmed, aslından daha küçük örünüyordu. Yeniçeriler orta kapıya kadar uzayan iki taraflı bir saf kurmuşlardı. Padişah: Kullanm ne isterler, bildirsinler!.. Diyerek Vezirlerden birini büyük kapıya gönderdi. Fakat gittiği gibi yalnız larak döndü. Sipahiler: Bizim dilimiz vardır. Padişahımızla bizim aramızda başka dil istemiyoruz!.. Dediler. Bu kararlanndan dönmedier. Hatta şu sözleri ilâve ettiler: Ve illâ yapılacaklan biz biliyoruz. Padişah razı oldu: Söz bilir birkaçı gelsin! Poyraz Osman, Hüseyin Kaîfa ve Kâtib Cezmi saraya girdiler; Padişahm karşısma çıktılar. Selâm ve saygıdan sonra Poyraz Osman, körük gibi şişip inen göğsünü döverek haykırdı: Padişahım, meded!.. Meded!.. Koca Sancak Beyi kulun bak nice olmuştur! Solmuş ve paralanmış olan alaca külâhmı, yer yer yamalı şalvarını, yırtık saltasmı göstererek devam ediyordu: Erzurum eyaleti Gazanfer Paşanın sekban ve levendleri ellerinde kaîmıştır. Sıvasta Alacaatlı ve Asi Ahmed hüküm sürer. Karamanda Deli Hasan isyan bayrağını açmıştır. Merzifonla Kastamonuyu Uzun Hasan ve Kara Said elde etmiştir. Halk iki taraflı soyuluyor. Zavallı Sancak Beyleri ve sipahiler onlara nasıl karşı koyabilirler? Gönderdiğiniz serdarlar hep yenildiler. îrandan ve Macaistandan gelen bozgun habeleri de Vezirleri uyandıramıyor! ene evvel yapılmış olan eğlence yerleıi, çalgılı yerler, kahveler, birahane'.er, sinema, lokanta ve plâjlara aid tarifeler üzeinde ehemmiyetli tetkikata girişmistir. Tarifeler, halkın ucuzca gezip eğlenmesi ve istirahat edebilmesi gayesi gözöünde tutularak asgarî hadde indirilecekHalkın aldatılmasma da meydan ver. lmiyecektir. Bu müesseselerin mümessilleri davet dilerek kendilerile görüşülmektedir. Di;er taraftan, bu kabil yerlerde halktan lınan yüzde on garson hakkının müesese kasalarında kaldığı ve halkm ikinci ir garson ücreti vermeye mecbur tutulluğu anlaşılmıştır. Bu şeklin kaldırılmaı esas itibarile takarrür etmiştir. İki kardeş aleyhindeki öldürmek üzere yaralamak, öldürmeye tam davranmak davasma aid muhakeme, İstanbul Ağırceza mahkemesinde dün sabah son safhasına geldi. Müddeiumumilikçe esastan mütalea bildirildi. Hâdise, geçen ramazanda bir gece Çengelköyde Namazgâh denilen yerde olmuştur. Ibrahim oğlu Hamdi ile îbrahim oğlu Ahmed, orada Osmanla kavga etmişler ve bu kavgada Osman muhtelıf yerlerinden yaralanmış, Haydarpaşa hastanesine götürlümüş, tedavi altma dlınmış, iyileşmiştir. Şimdi mahkemede davacı yerindedir. Teravih namazından çıkıldıktan sonra çıkan kavganm sebebi, davanın mahkemeye sevk şekline göre, bir kızı alıp almamak meselesidiı. FaBelediye yeni tarifeleri yakında tespit kat, mahkemede Müddeiumumiüği temsil eden Ubeyd; dün sabahki mütaleasmdecektir. da, muhakeme safhasında bir kız meseMÜTEFERRtK lesinin kavga sebebi olduğu usulüne uygun «Atılay» denize indiriliyor sübut bulmadığını, sebebin meçhul kalHalicde Valide kızağmda Türk işçi dığını söyledi. Bu arada: eri tarafmdan inşa edilen ay smıfı de Katil sıuçu, dedi, ancak mâni seizaltı gemilârimizin üçüncüsü olan bebler hayluletile vukua gelmiş değildir. Atılay> cuma günü saat 12 de büyük Osmanı suçlulardan her ikisinin mi, demerasimle denize indirilecektir. ğilse hangisinin yaraladığına gelince, Adlî Kil'de inşa olunan Batırayın tecrübe Tıb raporu, Osmanın yaralarınin bir bıeri ıkmal edilmek üzeredır. Cuma gü çakla bir şahıs tarafından açılması mümü yapüacak merasimle birlikte Halickün olduğu gibi ayni kıt'ada bıçakla ikine Saldıray denizaltısına da bayrak çekci bir şahıs tarafmdan da açılması kabil me merasimi icra edilecektir. Valide kıodluğu şeklindedir. Bayram, Ahmed, ağmda inşa edilmekte olan Yıldıray deAli Osman Çavuş, Cemilenin şahidlikizaltı gemimizin inşaatı çok ilerle leri, Hamdinin fail olduğu yolundadır. miştir. Mağdur Osman, kendisini Hamdile beş yerlerinde mümessil seçimi raber Ahmedin bu bıçakla yaraladığını iîş yerlerinde mümessil seçimi işine leri sürmekte ise de, bu iddiasını teyide devam olunuyor. Şimdiye kadar 300 e yeter delil yoktur. Ancak Ahmed de, akın işçi mümessili seçılmiş, bunlarm kavgaya el uzatmak suretile kanşmıştır. simleri Îş dairesine bildirümiştir. Hamdinin ceza kanununun altm:ş ikinci Balkan Iktısad konseyine maddesi delâletile dört yüz kırk sekizinci, Ahmedin de dört yüz altmış dördüngiden heyetimiz cü maddelerine göre cezalandırılmalarıAyın 15 inde Bükreşte toplanacak olan Balkan Antantı devletleri ekonomık nı isterim. îonseyi içtimalanna iştirak etmek üzere ir heyetimiz, dün gece saat 22 de kalan Romanya vapurile Köstenceye mü;eveccihen hareket etmiştir. Heyetimiz, Trabzon saylavı ve Parti grupu reisi Hasan Sakanm riyaseti alında, Balkan Antantı ekonomik konseyi daimî umumî kâtibi Şinasi, Türkofis başkanı Bürhan Zihni Sanus ve Muhabere ve Münakale Vekâleti müdürlerinden Orhandan mürekkebdir. Balkan Antantı ekonomik konseyinin bu defaki toplantısı 15 gün devam ede ektir. ekspresle AvTupadan şehrimize gelmiş, mar Müdürile Prost'un refakatinde çaışan Kotye ve diğer bazı zevat tarafmdan karşılanmıştır. Prost, öğle üzeri Belediye İmar Müdürlüğünü ziyaret etmiş, burada Eminönü m'eydanmm müstakbel şekline aid hazır bulunan maketi tetkikten sonra kendisine tahsis edilen mesai odasında meşgul olmuştur. Prost, öğleden sonra da Belediyeye giderek Vali ve Beîediye Reisi Lutfi Kırdarla imar plânı etrafında konuşmuştur. Mütehassıs, burada evvelâ Emınönü meydanınm kat'î şeklini tespit edecek, Kadıköyünün nâzım, Istanbulun da tatbikat plânını hazırlamakla meşgul olacaktır. Kendisi tarafmdan vücude getirilen umumî plân henüz Nafıa Vekâletince tasdik edilmemiştir. Bu itibarla Prost'un Ankaraya davet olunması muhem eldir. SEHtR ÎSLERİ Süt fabrikası 39 kişinin zehirlenmesine sebeb olan sütler hakkmda kimyahane tarafından yapılan tetkikatı ihtiva eden raporlar, Belediye reisliğine verilmiştir. Bu işle iıhhiye Vekâleti de meşgul olduğu için raporlar, Ankaraya gönderilmiştir. Bu raporlara göre, zehirlenme hâdlsesi mikrobiktir. Yani kaplarm temiz olmama sından ileri gelmiştir. Bu vaziyet karşısında Belediye, süt fabrikasmm tesisinde isticale karar vermiştir. Mısırçarşısı imtimlâk edildikten sonra... Mısırçarşısmm Belediye tarafmdan istimlâkinden sonra buradaki esnafın başka yerlere yerleştirılmesi işi, Bele diyeyi esaslı surette meşgul ediyor. Belediye, Mısırçarşısmı istimlâk etmekle kısım kısım yıkılmağa mahkum olan bu binayı güzelce tamir edecek ve ıçinde mükemmel tesisat yaptıracaktır. Cellâd kılıcı ve yağlı ip Ertesi sabah Topkapı sarayımn önü mahşerden örnekti. Sipaihilerin bir gün önce kazandıkları zafer onları coşturmuş, cesarete getirmişti. Sipahilerin arasma Usküdardan daha birçokları katılmış; şehrin bir kısım fakirleri, zulüm görmüş esnafı da takılmıştı. Bunlar işlerin yalnız bir hapis ve bir azille düzeleceğine hiç inanamıyorlardı. Mademki bir temizlik yapıhyor, adalet yerine getiriliyordu, tam olmalıydı. îşte bunun için yeniden saray kapılanna dayanmışlardı. Valide Sultanm asiler arasına saldığı casuslar kötü haberler getirmişlerdi. Sipahiler, Kapıağasmdan başka birkaç Hadımağasım, bir Veziri, hatta Kethüda Kadını dillerine dolamışlardı. Valide Sultanm Padişahtan habersiz olarak aldığı rüşvetler, yaptığı iltimaslar, çevirdiği entrikalar nasıl olmuş da bu baldırı çıplak kargaşalığın arasma yayılmıştı. Babı Hümayun önündeki kavuklu külâhh, şalvarh kaftanh, sakallı bıyıklı, yırtık veya düzgün elbiseli binlerce insanm ortasmdan bir ses yükseldi: Ayak divanı isterüz! Buna binîerce ses cevab verdi: îsterüüü...z Kasırgalı bir havada kayalara çarp?n deniz uğultusunu andıran bu haykınş bi=rinci avluyu geçtikten sonra ikinci avluyu da dolduruyor; harem dairesinin dolaşık ve esrarlı dchlizlerine, lâbirent taklidi bodrumlarına kadar ulaşıyordu. Mahfiruz bir çığlıkla uyandı. Korkulu bir rüya görmüştü. Doğruldu ve gözlerini uğuşturdu. Kendi'ini yalnız tepedeki küçük camlardan ışık alan küçük fakat iyi döşenmiş bir odada buldu. Buraya nasıl gelmişti? Geceyi hatırladı: Kapmın yanma çömeldikten sonra baş! ikide bir göğsünün üstüne düşmeye başlamıştı. Neden sonra birdenbire bir elin omzuna dokunduğunu hissederek sıçra mıştı. Karşısında Padişah vardı; onun yüzüne, etrafları çökmüş, yorgun ve korku ceken gözlerle bakıyordu. Baktı, baktı... Bir defa da baştan £ * yağa kadar süzdü. Solgun ve soğuk par maklarile genc kızm çenesini hafifçe tut tu. Mahfiruz ürkerek çekildi. Padişah o zaman içini çekmiş, şöyle demişti: Buradan git. Validem Suîtana söy le ki seni iyi saklasm. Allah izin verirse yakında gene isterim! Mahfiruza söylenen bu sözleri kapı nın dışarısında bekliyen Had'maoa.^na da tekrar etmiş, yollamıştı. 12 Davacı söylüyor Cezalandırılanlar Zabıtai belediye talimatnamesine muhalif hareketlerinden dolayı son bir hafta zarfında Beyoğlunda 245, Adalarda 15 kişi cezalandırılmıştır. Standardizasyon müdürü şehrimizde Arpa, buğday, tiftik ve yapağının standajrdizasyonu için hazırlanan ni zamnamenin tatbikı için ihzaratta bu unmak üzere Ticaret Vekâleti standardizasyon müdürü Faruk Sünter şehrimize gelmiştir. Dün, ihracatı kontrol dairesinde Faruk Sünterin reisliği altmda ihracatı kon rol şefi Hakkı Nezihinin de iştirakile yapağı, tiftik, buğday ve arpa tacirleri ayn ayn içtimalar yapmışlardır. Bu içtimalarda esas nümune tipler meselesi üzerinde görüşülmüş, buğdayla yapağı için esas tiplerin tam balye ve tâlı tiplerin de 3 30 kilo arasmda tertibi takarrür etmiştir. Davacı yerindeki Osmana diyeceği soruldu, Osman da: Ben, gece Çengelköyünden tepedeki çiftliğe gidecektim. Bunlar, benim namazgâhtan geçeceğimi hesablamışlardı. Yolumu beklediler, üzerime saldırdılar, iki kardeş sağdan, soldan bıçak savurdular. Ben üzerimde bıçak, çakı değil, çivi bile taşımıyordum. Az kalsın beni öldüreceklerdi, Bereket versin, teravihten çıkanlar yetiştiler de, kurtardılar. Yaralarım ağırdı. Çok acı çektim, para harcadım. Bunlara ceza veriniz, bana da tazminat ödesinler. Yoğurt satışı Yogurtlann kapalı ve üstü parşümen kâğıdlarile örtülü olarak satılması ve satılan yogurtlann üzerinde fiatile yogurdun imal edıldiğı müessesenin ismini gösterir birer etiket bulundurulması kararlaştınlmıştır. Dokuz otobüs sahibi tecziye edildi Galatasarayın pilâvı Galatasaray lisesinin meşhur pilâvı bu sene 28 mayıs pazar günü verilecektir. Galatasaraylılar cemiyeti şimdiden hazırlıklara başlamıştır. Belediye Vali muavini Lutfi Aksoy, otobüsleri teftiş etmiştir. 9 otobüs sahibi Maznun avukatı, müdafaaya hazırlantecziye edilmiştir. mak üzere mühlet istediğinden, mahkeGÜMRÜKLERDE me heyetini teşkil eden Refik, Salim ve Sadeddin, muhakemenin devamını 8 haDöviz kaçakçılığı ziran perşembe sabahına bıraktılar. Şehrimizin bazı tanınmış banker ve sarraflannın birleşerek harice döviz kaDENİZİŞLERI çırdıklan hakkmda yapılan bir ihbar üBoğazda otomobiller için zerine tahkikata başlandığını ve bazı bankerlerin yazıhanelerıle bankadaki tenzilâtlı tarife kasalarında araştırmalar yapıldığmı yazŞirketi Hayriye, Boğazda otomobil mıştık. nakliyatı için fevkalâde tenzilâtlı bir Öğrendiğimize göre, görülen lüzum üücret tarifesi tatbikına karar vermiştır zerine Dördüncü Vakıf hanmda asma Bu tarife, Rumeli ve Anadolu yakaları arasında işliyen araba vapurları ile gi katta bir sarrafm yazıhanesinde de araşdip gelecek otomobillere mahsus olmak tırma yapılmıştır. Diğer taraftan bu işlerle alâkadar buüzere otomobillerin numarasmı havi bir lunan Hıristo isimli bir şahıs aranmış, iki ve üçer aylık karnelerle tatbik olufakat bu şahsm memleket haricine çıknacaktır. tığı anlaşılmıştır. Bu adamm döviz kaEVKAFTA çakçılığı işlerinde mühim rol oynadğı söyleniyor. Padişahm gözleri açıhyor ve ka?lan çatıhyordu. Kaymakam Mahmud Paşaya baktı: Doğru mu söylerler? Memleket ve serhad ahvali niçin bana bildirilmez?. Yoksa Vezirlerim de bilmezler mi? Kâtib Cezmi tam zamanını yakalamış gibi bir adım ileri geldi: Şevketlu Hünkârım, Kaymakam Saatçi Hasan Paşa cümlesini bilir. Lâkin Padişahımıza bildirmemiştir; zira kusu runu gizlemek diler; kendi başından kor kar. Elbet çağırup bu adalet divan'nda kendisinden sorulsun! Dördüncü Veziı Tırnakçı Hasan Paşa da bilir; Kapıa?as Gazanfer Ağa da bilir; Kızlarağası Osman Ağa da bilir. Hatta Valide Sultan kâtibi, Valide Sultan dairesinin Had'.ma Muavin Muzaffer teftişte ğaları da bilir. Beceriksiz Hüsrev Paşa yı «Celâlî» ler üzerine gönderenler bun Vali muavini Muzaffer, Kartal, Beykoz ve diğer mülhak kazalarda teftişte lardır; hele Gazanfer Ağadır. Ayvalık (Hususî) Ayvalık himaye heyeti tarafmdan 250 fakir çocul bulunmak üzere dün Kartala gitmiştir. giydirilmiştir. Gönderdiğim resim sevindirilen yavruları göstermektediç. . , (Arkası var) DEMÎRYOLLARINDA VİLÂYETTE Evkaf idaresi, tarihî ve san'at kıymeti olan camilerin tamirine devam etmekteAvrupa hattı banliyösünde Vali, Ankaraya getecek dir. Şehzade camiinin şadırvan avlusuyaz tarifesi nun duvarlanndaki kapalı üst pencerehafta gidecek ler açılarak yerlerine alçı çerçeveler yaDevlet Demiryollan Avrupa hattı Vali ve Belediye reisi Lutfi Kırdar, pılacak ve cephesindeki bozuk korniş banliyösünde yaz tarifesinin tatbikmi Elektrik, Tramvay ve Tünel ıdarelerinin taşları tamir edilecektir. bu sabahtan itibaren başlanacaktır. Belediyeye devri hakkmdaki lâyihanın \ Meclis encümenlerinde tetkiki esnasmda hazır bulunmak üzere bu akşam Ankaraya gidecekti. Lâyihanın Büyük Millet Meclisine verıldiği ve Meclisin yannki celsesinde müzakere edilmesi muh temel olduğu anlaşıldığından Vali, hareketini gelecek cumartesi akşamına tehir etmiştir. Bu suretle tabedilmekte olan yeni bütçenın de Ankaraya gönde rilmesi imkânı hasıl olacak, istimlâk kanununun encümenlerde tetkiki ilerile miş bulunacaktır. Vali ve Belediye reisi, önümüzdeki cumartesi günü saat 16 da Şehir Meclisi azalarile diğer bazı davetlilere Tarab yada Tokatlıyan otelinde bir çay ziyafeti verecekt'r. Son tamirler Maharrem Feyzi TOGAY ÜNtVERSÎTEDE Türkiyat Enstitüsünün yeni direktörü Edebiyat Fakültesi Türkiyat Enstitüsü dırektörlüğüne profesör Rahmeti seçilmiştir. f Ayvabkta sevindirilen çocuklar Kadma çarpan otomobil Şoför Halidin idaresmdeki otomobü, evvelki gün, Nişantaşı civarında Behiye isminde bir kadma çarpafak zavallmın bacağından yaralanmasına sebebiyet vermiştir. Suçlu şoför yakalanmıştır. C u m h u r i y et Nüshası 5 kuruştur Türkiye icin Senelik 1400 Kr. 750 » Altı aylık 400 > Üç aylık 150 > Bir aylık Abone şeraiti j 2700 Kr. 1450 » 800 > l'oktın*

Bu sayıdan diğer sayfalar: