14 Mayıs 1939 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 6

14 Mayıs 1939 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURÎYET 14 Mavıs 193? Mektebliler arasındaki maç esnasında kavga çıktı, saha muharebe yerine döndü Dün stadyomda müessif bir hâdise oldu uuıı oıauyuiMua mucooıı uıı ııauıoo uıuu Fotografla Atatürk Ebedî Şefin ekserisi hiçbir yerde intişar etmemiş yüzlerce tarihî fotoğrafından mürekkeb büyük albüm. Memleketin her tarafmda lâyık olduğu emsalsiz rağbeti gören bu kıymetli eserin mevcudu tükenmek üzeredir. Fenerbahçe Izmirde 10 galib geldi Liseler arasında tertib edilen futboî şampiyonasınn final maçı dün Taksim stadyomundd Haydarpaşa ıle Işık liseleri arasında yapılmış ve bir saatlık oyun Maarif Vekâleti; mekteb talesıfır sıfıra bittiği için maç yirmi dakika ) belerinin sivil spor kulüblerinde ) spor yaptıkları için ahlâkları bouzatılmıştır. Nıhaî zaferi temın edecek o'an bu j zuluyor, diye, onları kulüblerdcn ayırdı. Spor kulübleri, sanki bu maç, stadyoma üç binden fazla seyirci memleketin evlâdlarından mütetoplamıştı. şekkil ve devletin kanunlarına, nizamlarına tâbi birer cemiyet deZajman zaman iki takımın hakimiyetı ğil de, eski devrin tulumbacı koaltına giren maçın ikinci devresı âsabı ğuşlarını andıran bir külhanbeyi bozacak kadar favullu bir tarzda cereocağı idi. yan etmiştir. Yirmi dakika uzatılan devMekteb talebeleri, spor ku renın ortalarında sol taraflardan oldukça lüblerinden sonra aralarmda maç tehlıkeli bir akın yapan Işık lisesi sol açıyapmağa başladılar. Mektebler ğı, karşısına çıkan oyuncuları atlatmak arası spor (eması başlıyalı daha iki ay olmadı; fakat sivil spor kusuretfc maçın yegâne golünü yapmıştır. lüblerinde ahlâkları bozulmaktan Tribunlerdeki taraftarlar arasında büyük kurtarılan mektebliler, işte dün tezahürata sebebiyet veren bu gol üzeriTaksim stadvomunu bir muharene maç ilk devreye nazaran çok daha be meydanı haline getirdiler. şiddetlı bir şekil almış, Işık lisssinden bir Sivil kulübler arasında da. spor oyuncu sakatlanarak dışarı çıkmıştır. sahalarında bazı bazı kavgalar, döğüşmeler olmamış değildir, fakat Arada sırada hakemin oyunu kesmek hiç bir vakit maçta hakem döçül ' suretile yaptığı müdahalelere rağmen her memiş, gazetecilere, fotoğrafcılara ı fırsatta sertlığe lüzum gören Haydarpatecavüz edilmemiş, başlarmda bu ( şa takımı sağ açığı Fıkret, maçın hitalunan büyüklere küfürler savrul , mma dört dakika kala, o sırada topla hiç mamıştır. alâkası olmıyan Işık lisesinden bir oyunTaksim stadmdaki dünkü hâdiseyi, mevziî bir spor kavgası ocuya yumruk vurmuş ve atılan bu ilk larak talâkki ettneğe ve «olagan yumruk bir kıvılcım sür'atile sahaya yaistir» deyip geçmeğe imkân yok I yılır yayılmaz evvelâ oyuncular, bilâhatur. Dün orada boğaz boğaza ge ( re sağ trıbünü işgal eden Haydarpaşa lilenler, ahadınas desril, memleke j sesi talebelerı zabıtanın muhalefetme rağtin en münevver zümresi olarak / yetistirmek istediğimiz genc mek , men bir an içinde sahaya hücum etmiştebîilerdir. lerdir. Maçı, pek güzol idare eden ha , Çok kısa bir zaman içinde umumi bir kemden itibaren arkadaslarına. ve j şekıl alan doğüşme dört tarafı birden büvüklerine küfür tekme ve yumsarmış, kimin kime vurduğunu tespit etruk sallavanlar yarın bu memle ( mek ve bu hâdiseyi önlemek mürrkün ketin mukadderatını ellerine tes ( lim edeeeğimiz genc nesildir | olamamış, Taksim stadınm futbol sahaDünkU müessif hâdise. bize, j sile balkon önündeki koşu pisti bir mugenc nesli. sivil spor kulüblerinden harebe meydanı halıni almıştır. Kendiayırmak gibi neticesiz tedbirlerni müdafaadan âciz futbolcular muhtelif le değil, daha ciddî esaslar dahiistikametlerden üzerlerine hücum edenlinde vetistirmek mecburivetinde lerın yumruk ve tekmeleri altında yerlere oldugumuzu anlatmıstır. serilmişlerdır. Ancak bunu vapabildiğimiz takdirdedir ki, sporu da, gencliği de Işık lisesı müdafıi Salim, ağzı burnu kurtarmıs olabiliriz. kan içinde, hücum edenlerin elınden güçlükle kurtarılmış, sahayı istilâ edenlerin atılan bir çelme ile yere yuvarlanmıs ve mevcudu az bir polis kuvveti tarafından dağıtılabilmesı güçlükle mümkün olmuş yerden kurtulmaya çalıştığı esnada birhayli dayak yemiştir. tur. Hakem Feridun Kılıc, polis kuvvetO sırada hâdise hakkında izahat vermeye çalışan maçın hakemi Feridun Kı leri tarafından güçlükle muhafaza altına Iıc da bu hücumlardan kurtanlamamıs. alınarak stadyom müdiriyet odasına gö Gençlik ve spor Kavgacılar, polisle mücadele ediyorlar Işık liseleri final maçından ewel leri yapılmıştır. Atışlarda kızlar kız arasındaki atletizm müsabakalarınm finalKandilli lisesi ve 22 puvanla birinci, Kız muallim mektebi 222,5 puvanla ikinci olmu§tur. Finalistlerden Çamlıca müsabakalara girmemiştir. Futbol maçından sonra yapıl ması mukarrer olan koşu finalleri, futbol maçında çıkan hâdise dolayısile, tehir edilmiştir. Ankara 13 (Telefonla) Bugün Fotografçı ve muharrir arkadaşlarımız millî küme maçlarına devam edildi. Anbırhayli hırpalandıktan sonra, müşkülâtla yetişen polisin yardımı sayesınde car. kara şampiyonu Demirspor Ankaragücülarını ve fotograf makınelerini kurtarabil nü 21 yendi. mişlerdir. Fenerbahçe, Ateşsporu yendi Lik maçlarını tertib ve idare eden koİzmır 13 (Hususî) Fenerbahçe tamite, Işık üsesini galıb addederek kupa kımı bugun Ateşspor takımüe yaptığı yı vermiş ve bu çirkin hâdiseyi de tespit maçı 10 kazandı. Golü Rebii attı. edeceği bir raporla aid olan makamata bildırmeye karar vermiştir. türülmek suretile ciddî bir tehlikeden kurtarılmıştır. Bu arada gazete fotografçılan ve spor muharrirlerı de mektebli talebelerin tecavüzlerine uğramışlardır. Arkadaşlarımız, hâdiseyi tespit etmek için resim çekmektelerken, bir kısmmın hüviyeti bizce malum bazı kimseler, fotografçıların üstüne hücum etmişler ve kendilerinir. s'.bebıyet verdıği bu çirkin hâdiseyi resimle tespit ettirmemek için makinelerı ellerinden almaya, buna muvaffak olamayınca da sille, tokat vurmaya ve eski zamanın meşhur tulumbacılannı bile utandıracak galiz küfürler savurmaya başlamışlardır. Demirspor Ankaragücünü yendi Büyük satış merkezleri ANKARADA Akba Kitabevi. İZMİRDE Esad,KüçükSalepçihanında. SAMSUNDA Halk Kütübhanesi KONYADA Mustafa Naci, Yeni Kitabevi. Bugünkü Beşiktaş Vef a karşılaşması îstanbul birincisi Beşiktaş takımı bugün saat 16,30 da Şeref stadında Vefa ile millî küme maçmı yapacaktır. Geçen hafta Ankaragücünü 4 1 yenen Beşiktaş, o gün tarmin edici bir oyun oynıyamamıştı. Beşiktaşlılar bazan çok parlak bir oyun oynadıklan kadar, bazan da hiç beklenmıyen bozuk oyunlar çıkarmaktedırlar. Vefa ise evvelki hafta Izmirde yaptığı deplasman maçlannda zayrf îzmir takımlanndan birine yenildi, diğerini büyük bir farkla mağlub etti. Takımlannı yeni elemanlarla takvive etmiş bulunan Vefalılarm, kuvveth Beşiktaş takımına karşı yapacaklan maç herhalde çok heyecanlı olacaktır. Takım itibarile Vefadan daha üstün olan Beşiktaşın, saha avantajı da gözönünde tutularak, ara sıra oynadıklan gibi bozuk bir oyun tutturmamak şartile bu maçı farklı bir netice ile kazanmaları ihtimali daha fazladır. Bugünkü spor hareketleri Taksim Galatasaray Şışli saat 10,30 (I Spor, Pera) (Kasımpasa, Galataspor) saat 12,30 (Hılâl. Kurtuluş) (Beykoz, Eseyan) saat 14,30 Kadıkoyspor Bozkurt saat 12,30 Galatagencler Demirspor saat 14,30 Beşiktaş Vefa (Mıilî kume) saat 16,30 Matbuat takımı BaKırkoy tekaudleıı saat 15 Fatıh Halkevı Şıslı Halkevi saat 16,30 ve İSTANBULDA Bütün büyük kütübhaneler stadında Fotografla Atatürk Şeref stadında Bakırköy sahasında Birçok vilâyetlerde kalmamıştır. Buralardan vaki olacak talebler doğrudan doğruya matbaamıza yapılmalıdır. CUMHURİYET TABI MÜESSESELERİNDE titiz bir itina ile basılmış olan Şehremininde Süleymaniye stadında Suleymanıye kupası maçları saat 11,30 Şehzadebaşında Süleymaniye kulübünde FOTOGRAFLA ATATÜRK'ün Fiatı 125 kuruştur. Güzel ambalâj içinde ve başka hiçbir zam istenmeksizin derhal irsal olunur. Kız liselerinin atletizm müsabakaları Kız sporcular arasında yapılan atletizm maçından bir intıba Dün Taksim stadında, Haydarpaşa îstanbul GrekoRomcn gureş birıncıhğı saat 13 Bebekte Ameııkan Kolejmde İstanbul Atletizm birıncilıkleri seçmeleri. saat 10 Tefrifa No. 52 DUKYA BOYLEDİR İŞTE K EM A L Ne yersin?.. dedi; barbunya sever misin?.. İskara mı yapsınlar, tava mı?.. Genc kız, boynunu bir yana iğd;: Ne olursa olsun?.. Demeye getırdi. Artık ellerinde tabaklar, tepsilerle garsonlar gırip çıkmaya başlamıştı. Bir tanesi sokuldu: Şarab, beyaz mı, kırmızı mı?.. R A GIB Komşuya gidiyorum. Diye evinden kaçmış, sonra şeytana uyup Ada seyranına çıkmış mahalle çocuklanna benzememek, onlar gibi garsonları kendine güldürmemek için lâkırdıyı daha çok uzatmak istemedi, sustu. Bıraz sonra Muhtarın önüne bir şişe şarab, Muallâya da rengi sahiden şirayı andıran, dolu bir sürahı getirdiler. Yemek başladı. Genc kızın hiç isteği yoktu. Önüne gelen yemeklere şöylece bir el sürüp bırakıyordu. Muhtarın şuradan buradan anlattıklarını da dinlemiyor gibiydi. Demindenberi dalgınhkla, üstüste birkaç bardak, işte o şiraya benziyen içkiden içmişti. O içtikçe Muhtar da bir sırasını bulup bardağı yeniden dolduruyordu. Kanı ısmmış, başı dönmeye başlamıştı. Birdenbire uyanır gibi doğruldu. Gözlerini Muhtara dikti. Onu bile şaşırtacak kadar hırçın bir sesle: hırsızmış, siz de bunu biliyormuşsunuz; beni çağınrdınız, yahud da adamlarınızdan birisini gönderirdiniz: «Ben kovmadan kendiliğinden çekilsin. Artık bizim şirkette çalışamaz, istemiyorum» derdiniz. Ben de, neden, diye sormazd:m bile. Sonra da, ağabeyimin kim olduğunu polise mi söyliyecektınız, ne yapacaksanız yapardınız. Beni buraya kadar sürükliyecek ne vardı?.. Bütün bunlan yüzüme vurmak neden sanki?.. Ben senın kardeşini polislare haber vermeyi düşünmedim bile. Geçen akşam bizim evde yakalanmış, onun için geldim, sana anlattım. Dıye sordu. Her neyse, sözü bu kadar uzatmaGenc kız, silkindi. Şimdiye kadar ya değer mi?.. «Bir hırsızın kardeşini ağzına içki koymamıştı. Herif, hemen yanımda tutamam, kendme başka bir anladı. Kim bılıf, ş'.mdiye kadar buna kapı arasın» derdinız. Ben de çıkar gıbenzer neler görmüş olacak ki: derdim. «Aman, ne biliyorsanız klmse Öyleyse, dedi, hanımefendiye bir ye söylemeyiniz, ağabeyimi yakalatmamusto getirevım. yınız, beni de kovmayınız» diye yalvaMuallâ, başını salladı: racak değildim. Sokaklarda yolunuzu Teşekkür ederim, ben içmem. keserim, kovuluncıya kadar sırnaşıkhk e Musto, icki değil hanımefendi, derim, diye mi korktunuz?.. şira gibi... Bütun adada bizım musto Neler söylüycrsun Muallâ?.. Semuzun bir eşi daha yoktur. Bakın;?, nenin kardeşin bir hırsızsa, bundan bana kadar be^eneceksiniz?.. Peki ama, dedi, bunları bana ne ne?.. Hem mademki, bu çocuk sizinle Muallâ, hep öyle: dıye anlattınız?.. Mademki ağabeyim bir beraber oturmuyormuş; siz de onun na sıl yaşadığmı bilmıyorsunuz; artık sana bir leke bulaşmaz ki... Bu yüzden seni şirketten uzaklaştırmayı düşünmedim bile... Aklıma bile gelmez. Öyleyse neden söylediniz bana?.. Siz bana: «Git» demeseniz bile, ben artık orada çalışamam ki, sizin yüzünüze bakamam ki... İyi kötü, şurada yıllardanberi çalışıyorum. Kimseye boyun iğmeden geçinip gidiyorum. Belki: «Başka bir yerde bu kadar dolgun bir aylık bulamazsm» dıyeceksiniz; doğru. Fakat ben de ilk günündenberi kimseyi incitmedım, sanırım. Elimden geldiği kadar çalışıyorum. Hiçbir işte eksiklik göstermedim. Şimdi, bunlann hepsi bitti, demektir. Evet, gıttiğim yerde, sizin şirketteki kadar dolgun bir aylık bulamam ama büsbütün aç da kalmam. Çahşırım, kendimi de, annemi de geçindirecek kadar ekmek parası kazamrım. Bunlann hiçbirisi olacak değil ama, haydi bizim aramızdan ayrıldm, diyelim. Gittiğin yerde: «Bu şirketten niye çıktın?» dıye sormazlar mı?.. Muallâ, büsbütün taştı: Demek siz, bana bir «bonservis» bile vermiyeceksiniz öyle mi?.. Çocuk olma, Muallâ!.. Çıkan kim, seni bırakan kim?.. Fakat, dediğin gibi olsa biîe, biz sana bir «bonservis» versek de, Haydarın hırsızlığı duyulduktan sonra, kendine kolay kolay iş bulamazsın ki... Gözümü korkutmak için neler de bulup söylüyorsunuz!.. Teşekkür ederim!.. Gözünü korkutmak için söylemiyorum, fakat dediklerim yalan mi?.. Yalan olsun, doğru olsun; böylelikle gözüm korkacak, boynum bükük, artık ne yapsanız, hiçbirine ses çıkaramıyacağım, öyle mi?.. Çok yanıhyorsunuz, beyefendi. Siz beni daha anlıyamamışsınız. Muallâ, hiç yemek yemiyordu. Bırdenbire yüzünü, gözünü ateş sarmıştı. İkide birde boğazı kuruyor, içi yanıyordu. Onu gidermek için, şira diye üstüste o «musto» dan içiyordu. Sürahinin dibindekini de bardağa boşalttı. Sonra: Açlıktan öleceğimi bilsem, dedi, acaba bir daha sizin yüzünüze bakabilir miyim, sanıyorsunuz?.. Neden?.. Ber. ne yaptım sana?.. Daha ne yapacaksınız?.. Bu ka dar acı söz duyduktan sonra, bunlan unutur muyum ben?.. Acı söz söyleyip de ne dedim?.. Şu birkaç gün içinde olup bitenleri, geldim sana da anlattım, bu mu?.. Hepsi bana gözdağı vermek için... «Senin kardeşin bir hırsız... Sen de artık eskisi gibi yüksekten atıp tutamazsın. Ya benim her dediğimi yaparsın, yahud da sizin içyüzünüzü ortaya çıkannm; evini barkını dağıtırım» demeğe getirmek için... Ben öyle birşey söylemedim. Bırakmıyorsun ki anlatayım... Ben anladım anlıyacağımı... Ya boynumu büküp sizin yanmızda oturacağım. Yahud da başımı alıp gideceğim. Kendime başka bir kapı arıyacağım. O zaman da: «Gittiğin yerde seni istemezler. Sana bonservis bile vermem. Aç kalırsm!» diyorsunuz... Açıkçası bu, işte... îki bardak şira, derken sana nekadar dokundu?.. Her zaman içtiğim şey değildi ya... Bunu da siz lutfettiniz!.. Genc ki7 önündeki bardağı da bir dikişte içti: (Arkasi var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: