11 Ağustos 1939 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 9

11 Ağustos 1939 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

11 Ağustos 1939 CUMHÜKİYET Tarihî Hikâye merakh $eylerj Kedi hazretleri! tngilizler, hay vanları çok severler ve insafsızların on ları harpalamalanna karşı mucadele ederler. Londra Belediye reisinin çok kıymetli kedisinm başmdan geçen macera ve zavallmm feci akibeti buna kuvvetli bir delildir. LondTa Belediye reisinin kedisi bu büyük şehirde yüksek bir mevki sahibi idi Hatta ismi de Sir Rıchard Whıttington'du. Vaktıle bu isımdekı bir adam kedıler yüzünden zengm olmuş olduğu için Londra Belediye reısi kedısme bu ismi münasib görmüştü. Belediye reısi ekseri gezintilermde kedisını de arabasma alır ve onu örtünun altına \ erleştırırdı. Bir gun Belediye reisinin kızı Wımbledon'dakı köşklerıne giderken kedıvı de beraber aldı ve kedı hazretleri orada kayboldu. Arandı, tarandı. bulunamadı. Fakat bir ıhtiyar bekâr komşunun üzennde bazı şüpheler toplandı. ^ a m sorguya çekılınce ıtiraf etti: Evet. bahçedeki kuşlarıma tecavüz ettiği için onu döve döve ben öldür düm! îhtiyar komşu mahkemeye verildi. Muhakeme neticesinde bizim paramızla 180 lıra para cezasma mahkum oldu. Bunun içmde mahkeme masrafları da dahıldi. FAYPAU BTLGÎLER j Dünyanın en büyük gazetesi Yapraklannm çokluğu itibarile değil, sahıfelerinin genşıliği ve uzunluğu dolayısile dünyanın en büyük gazetesi Amerikada bir defa 1859 da ve bir defa da 1939 da neşredilmış olan «Dördüncü büyüklükteki parlak yıldız» ismini taşı yan gazetedir. Beher sahifesinin boyu 10 ve eni 7 metredir. 400 sütunu vardır. Bu gazetenin ilk defa çıkışına sebeb, Amerikan gazetecileri arasındaki reka bettir. 1859 da muhtelif tâbiler, kendi gazetelerini dünyanın en büyük gazete Göl Devri kahramanları [Ceçen defa çıkan kısmın hulâsası: Cilâlı taş devrinde, insanların çö'ler üzerine kulübelcr kurup onların içindn olurduklan zaniandı. Karrbur çomlekçi Nuni'nin oğlu Nunial ile büiün komşu ;ocuklan babasmm bu kusuru yiizu'nden mülemadıyen alaıj ediyorlardı. Nunial bundan çok nvileessirdi. Fakat kan bur Nuni'nin zekâsı işliyor, isükbale aid mühim projeler kııru yordu. Suuu kendine esir edecek ve onun kuvvetini kendine ua ••ayacak şekildt kullanabilecek iman dün yamn en kudretli mahluku olacaktı. Nuni'nin karısı Cahuna akşam yemeği1! hazırlamıştı. Uçü so/raı/a oiurdular. Köpekleri Lao da köşede kendisine verilen şeyleri yemcklc ki sorma!... meşguldü.] Gahuna bu sözleri söylerken çok haraGahuna ortalıkta hâkim olan sükutu retli görünüyordu. Vücudü mütenasib ve ilk yırtan oldu: kuvvetli idi. Sıhhatinin yerinde olduğu Yarın, dedi, ilkbahar bayramı... pembe yanaklarından belli idi. Kara gözGalca ile Rudi'nin gene gururdan, kibir leri, gür ve siyah saçlarile Stagled'in en den yanlarına varılamıyacak... Koca'.ar güzel kadınlarından biri sayılabılırdi. hiç şüphesiz yapılacak müsabakalarda, Nunial de ona benziyordu. Kabilenin dığer senelerde olduğu gibi bırıncı mükâ bütün halkı bu ana oğlu çok takdır ederfatları kazanacaklar... Fakat doğrusunu ler, koşu ve kuvvet müsabakalanna mütda söylemek lâzım gelirse adamların da hiş ehemmiyet verirlerdi. Kabile efradile hakları... Çünkü Arun ayi gibi kuvvetli birlikte Grahana ve Nunial'i de neş'e ve bir herif, Gat ise dağ tavşanmdan daha sevince garkeden senelik müsabakalar Nunia'yı büsbütün yeise düşürüyordu. hızlı koşan bir erkek... Çünkü o sakat ve alildi. lnsan bizzat işNanial annesine şöyle cevab verdi: Gat hakkmdaki fıkrin çok doğru... tirak edemediği, hususile iştirak etmek imDünya üzerinde onun kadar hızlı koşan kânmı kendinde bulamadığı oyunlardan, ve güzel yüzen bir adamın mevcud oldu yarıslardan, müsabakalardan ze\k alağuna kani değilim. Fakat Arun'un bu se mazdı ki... neki müsabakalarda muvaffak olacağını pek zannetmiyorum. Çünkü Tabarin ondan daha genc ve'daha çevik.. Ben bu sene o, galib gelir derim... Babacığım sen ne fikirdesin... Nuni dalgın: Müsabakalann neticesini şimdiden kat'î olarak kestirmek pek mümkün olmaz evlâdım... İnsanm maddî kuvveti her sene değişebilir, gencler daha ziyade gelişirler, yaşlılar ise halden düşerler. Yalnız akıl ve fikir seneler geçtikçe olgunlaşır. Gahuna oğluna: Yarın, dedi, sana tabiî yabanlık gömleğini giydireceğim... Sabahtan onu yıkadım, kuruttum, kar gibi bembeyaz oldu!. Nunial ellerini çırparak haykırdı: Ah şu yarın, bir an evvel gelse... Ben de on iki yaşma bastığım için çocuklar arasmda yapılacak koşuya iştirak edeceğim. Tivual de koşacak... Fakat ben onu herhalde geçerim... Çünkü arasıra yaptığımız yarışlarda kat'iyyen bana yetişemiyor... Hele yüzmekte kat'iyyen benim gibi kulaç atamıyor. Gahuna gözleri parlayarak: Müsabakalarda senin kazanacağını ben de ümid ediyorum yavrum, senin bütün köy çocuklarile birlikte kostuğunu görmek için ben de öyle sabırsızlanıyorum Babacığım, denize girebilir miyim? Bilmeceyi çözenler si haline getirmeğe çalışıyorlardı. Fakat «DÖrdüncü büyüklukteki parlak yıldız» ortaya çıkınca bu rekabet ortadan kalktı. Çünkü bütün tâbiler, onun gibi bir gazete daha meydana getiremiyeceklerini anladılar. «Dördüncü. büyüklükte parlak yıldız> ın. sahibleri bu gazetenin ikmci nüshasının ancak bir asır sonra basılacağmı kaydetmışlerdi. Fakat bu kararı son Nevyork sergisi münasebetile tadil etmek mecburiyetinde kaldılar ve ikinci numarayı 20 sene evvel çıkardılar. Gazetenin 1859 daki ilk sayısı 28,000 basılmıştı. Bu defa çıkan ikinci nüshası ise 1 milyon tabedilmiştir. Tad alamıyor! Otomobil kazaları bazan hâkimleri çok müşkül mevkide bırakıyor. îngilterede Sussex eyaleti dahi w linde bir seyyar sigorta komsiyoncusu bir otomobil çarpışması neticesinde hiç bir şeyin tadını duymamak rahatsızlığına uğradığım beyan ederek mahkemeye müracaat etmıştir. Adamm ifadesine gore, kendisi sigara. tatlı, kahve, bira, hmonata ve saıre gibi birçok yiyecek ve içeceklerm lezzetıne varamamaktadrr. Geçırdığı heyecan neticesi bu hissıni kaybetmiştır. Mahkeme, işi tetkik etmiş ve bu ise or'>uıvet veren kimseyi seyyar sıgorta1 ı 7im paramızla 6600 li'> ra tazminat veremeğe mahkum eyle mıstir. detini teşkil eden bu iki mahlukun ancak takdir ve hürmetle bağlılıklarmı temin ettiği takdirde hakikî bahtiyarlığı hissedebileceğini düşünüyordu. Işini bitirmeğe çahşan Nuni'nin zihninden mütemadiyen bu düsünceler geçiyordu. Nıhayet vazo bıtti. Onu kaldırıp atölyesınin husıj^î rafına yerlestirdi ve dükkânını sazdan örülme müteharrık bir kepenkle kapadı. *** Çok aydınlık ve bir çocuğun tatlı tebessümü kadar %üzt\ bir sabahtı. Yükselmeğe başlamış olan güneş, seher vaktinin göllerin üstüne yığrnış olduğu sisleri yavaş yavaş silip temizliyordu. Bıllur temizlığinde bir havanın arasından mer'aların yesilliği parlak akislerle göze çarpıyordu. Mavi sema altında kulübelerin bol ziya ile yıkanan damları altın yaldızlı satıhlar gibi parıltılar husule getiriyordu. İlkbahar bayramına aid müsabakalar Stagled gölü üzerinde ve kenarlarmda yapılacaktı. Stagled bu kntivaza sahib olmasını, diğer iki gölün arasında olmasına ve onlardan büyük bulunmasına medyundu. Her üç gol üzerinde yaşayan halk kütlesi bir araya gelerek Stagled kasabasmı süsîemek için bütün gayretlerini sarfettüer. O gün akşama kadar ahırlarında kapalı kalacak olan hayvanlara erkenden bol yem dğıtıldı. Hiç kimse şenliklerin bir dakikasmı bile başka tarafta geçirmek istemiyordu. Herkes muayyen bir iş deruhde etmi|ti. E\Ierin cepheleri yeşilliklerle süsîendi. Sokaklara \e meydanlara çocuklar cins çiçekler şerptiler. Bunlar arasmda bilhassa koyu mavi sünbüller ve parlak sarı şakayikler nazan dikkati celbediyordu. Sehrin büyük meydanında genc ağac dallarından güzel ve yüksek bir hi'hbet kürsüsü vücude getirilmisti. Kadınlar ve cocuk lar onun üzerini yeşil otlar ve muhtelıf renkte çıçeklerle süslüyorlardı. Işte bunların üzerine çıkacak din adamlan kendilerini o güne yetiştiren mabuda halk namma teşekkür ve minnettarlıklarım bildirecekler ve dualar edeceklerdi. Her tarafta baîta takırdıları, feryadlar, kahkahalar birbirine kanşıyor, bazan bunların arasında keskin köpek havlamaları yük=elıvordu. İhtiyarlar bıle kapıların önünde üneşlenmeğe ckr^ "'ar, burusmuş yüzlerinde genis te'^^ümlerle çalışanlara bakıyorlar, on'nn te*vik ve teşçi edivorlardı. Arkası gelecek defa Bilmeceyi doğru çözenlerden bize fotoğraf gönderenlerin resimlerini bas maya devam ediyoruz. Fakat burada resmi çıkmak mutlaka hediye kazanmış olmaklığa delâlet etmez. Mükâfat ka zananlann ismi her aym ilk haftasmda neşrolunan büyük listeye yazılır. Soldan sağa sıra ile: 1 Göztepe Tanzimat sokağı 22 numarada Mustafa Oklar. 2 Manisa Tenekeciler sokağı 6 numarada Remziye Türker. 3 Gerzede manifaturacı Yakub oğlu Ahmed Sayar. 4 Trakya Saray berber Ali So'kmen yanında İbrahim Yavaş. 5 Gebze Eşrefbey ilk okulu 51 Sezaı Karun. 6 Erenköy Merdivenköyii Mama caddesi 13 numarada Alı Erdağı. 7 Hendek Posta, Telgraf şefi oğlu Sahabeddin. 8 İstanbul Üsküdar Tophanelıoğ lunda pullukçu Hüseyin yeğeni Veysel Ertuğrul. 9 Uzunköprü gazete müvezzii Hasan Yıldınm. 10 Gemlik Demirsubaşı mahallesi Çeşme sokağı 60 numarada Hasan Baykol. 11 Galatasaray lisesi Sedad Güzel. 12 Bırinci orta okul arkası Uğurlu sokak 20 numarada Neclâ Özbek. 13 Erzurum İsmetpaşa okulu Nail. 14 Aksaray Hoşkadem Medrese sokağı 23 numarada Selâmi Çoruh. 15 Ankara Yenişehir Ali Nazmi apartımam 9 numarada Haldun Oksar. 16 Kandıra merkez ilk okulu 138 Şinasi. 17 Kemaliye îstiklâl ilk okulu Refet Oğuz. 18 Kemaliye îstiklâl ilk okulu Refik Oğuz. HOYUNLAR Karideslerle avcıları Karideslerle avcıları geniş, düzlük arazide oynanır. Büyük bir çayır veya plâj çok mükemmel işe yarar. Bir A hattı, onun 30 40 metre ılerisinde bir B hattı ve onun da 20 30 metre ılerisinde bir C hattı çizilir. Oyuncular iki grupa ayrılırlar. Taş tutularak veya her iki tarafın muvafakatıle gruplardan b;ri karidesleri ve diğer grup da avcıları II Ertesi gün bayram olmasına rağmen Nuni erkenden kalkmıştı. Çünkü Stagun koyü reisinin kendısine ısmarlamış olduğu çömleği yapıp bitirmek istiyordu. Henüz yaş olan toprağın üzerine fırçasile birtakım iptidaî resimler yaparken bir taraftan da zihni çocuğunun Tivual'e karşı duyduğu hiddetle meşgul oluyor ve bu meseleden iş tabiî kendi sakatlığına ve alilliğine intikal edıyordu. Göller ahalisinin mühim bir kısrm onun iktidar ve zekâsını takdir ediyor, şefler ve zenginler vücude getirdiği eserleri satın almakta yekdiğerile yarışıyorlardı. Buna rağmen Nuni pek iyi biliyordu ki halkm ekserisi de kısa boyundan ve çıkık omzundan dolayı kendisine hakaretle karışık bir nazarla bakıyorlandı. Sakatlığından dolayı duyduğu ıstırab ona adeta mütemadiyen işleyen bir yaranm verdiği acıyı tattırmakta devam ediyordu. Önünden her uzun boylu, düzgün vücudlü insan geçtıkçe müteessir öluyor ve çocuklar oğluna kendi alilliğile alay ederek takıîdıklan vakit bu teessürü bir kat daha artıyordu. Grahuna evi erkenden temizlemiş ve süslemişti. Şimdi kendisi süslenirken bir taraftan da şarkı söylüyordu. Onun ruhunda neş'e ve şetaret tıpkı kocasınm kalbindeki yeis ve sükunet gibi hududsuzdu. Bu çok güzel kızı ailesi, ancak çömlekçıhkteki sonsuz mehareti ve sayısı epeyce tutan davarlan için vermişlerdi. Grahuna çok mükemmel bir ev kadını idi. Inek ve koyun sağmasım, peynir ve pide yapmasını, dan dövmesini, bulaşık yıkamasmı, dıkis dikmesini fevkalâde iyi biliyordu. Diğer taraftan çelik gibi vücudlü de bir kadındı. Delikanlıları kıskandıracak kadar mahirane kürek ceker, deniz kızları derecesinde yüzer, uzak mesafelere yük taşıyıp götürebilirdi. Ayni zamanda itaatkâr ve uysal bir kadındı da... Nunial de yaramaz bir çocuk değıldi. Karısı ve oğlu onu çok seviyorlardı. Lâkin bu sevgi, kendisine alil bir mahluka karşı gösterilen bir sefkat gibi geliyordu. Hususile Grahuna'nın himaye ve merhamet hi«ile vaptığı hareketlerden hoslanacak yerde adeta nefrt edivordu. Kendısınde harıkulâde bir enerji, ke?kin bir 7ekâ, yılmıyan bir ce«aret mevourl Jİduğuna kanaat getirdiği anlarda b'isbüün bir başka adam oluyor, dünyada saa teşkil ederler. Eğer tek kalan olursa o da oyun şefliği vazifesini görür. Avcılar A hattma dizilirler. Kaıidesler B hattma sıralanırlar. Avcılann yüzü B hattma, karideslerin yüzü C hattına çevrılmiştir. Oyun şefinin veya o yoksa karideslerin şefmin verdiği bir işaret üzerine avcılar karideslere doğru, karidesler de C hattma doğru koşmaya başlarlar. Karideslerin gayesi avcılara tutulmadan C hattına varabilmektir. Avcılann gayesi de her hangi bir ka ridesi yakalamaktır. Yakalanmadan C hattma varan her karides kendi grupuna 3 sayı kazandınr. Her karidesi yakalıyan avcı da kendi grupuna iki sayı kazandınr. îkinci partide kardiesler avcı, avcılar karides olurlar. Neticede her iki parti de iki gıupun karidesi ve avcı olarak kazandıklan sayılarm yekunu yekdiğerile karşılaştırılır. Hangi taraf daha fazla sayı kazanmışsa o galib gel miş addedilir. Ağustos bulmacası Çocuk portreleri Küçük Tevfiğin şirin bir pozu Bay Telâşi acele işine gidiyor! Şu gördüğ'inüz uçurtmanm içinde 24 yuvarlak var. Bu yuvarlaklar uçurtma nın içerisine rasgele serpşitırümemıştir, Bilâkıs uçurtmanm içme çizilecek dörder dılılı sekiz şeklın içine üçer üçer girebılecek tarzda yerlere konmuştur. O halde s;z şimdi bu yuvarlaklan uçer üçer içme alacak dörder dılılı sekiz şekli bu uçurtmanm ıçine çiziniz bakalım! Yukarıda tarif ettiğimiz meseleyi gazetede basılmış olan şeklin üzerine h.allederek bize gönderiniz. Doğru çözen • lerden birinciye beş, ikmcıye iki lira ve üçüncüye münasib bir hediye takdim olunacaktır. Diğer yüz kişiye muhtelil hediyeler verilecektir. Cevabların ağu» tos sonuna kadar «Cumhuriyet Çocuk Sahifesb adresine gönderilmesi lâzımdır. Geç kalanlar, mükâfat alamazlar

Bu sayıdan diğer sayfalar: