26 Eylül 1939 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

26 Eylül 1939 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURÎYET 2(î Evlul 1939 TARÎH1 ROMAN 41 Buhara Güneşi Yazan: ORHAN RAHM1 ( Şehîr ve Memleket Haberierrj Siyasî icmal Zabıta vukuatı Barbaros ihtifali Kömür ihtiyacı Lehistan ve tavassut teklifi ehistanı istilâ eden Alman ve Sovyet kuvvetleri evvelce kararlaştırılan hat üzerinde durmuşlar ve bu hattı aşan Alman kuvvetleri geri çekilmişlerdir. Askerî kuvvetlerin sahalarını gösteren bu hat Almanya ile Sovy*tler Birliği arasında siyasî bir hudud mahiyetinde değildir. Çünkü Almanya eski şark hududu haricindeki Leh toprakarını ve Sovyetler Birliği kendi eczasından bulunan Sovyet Ak Rusya ve Sovyet Ukrayna Cumhuriyetlerinin ırk noktasından birer devamı saydığı Dinyeper ve Dinyester nehirlerinin yukan havzalan harıcindeki araziye tasarruf iddiasında görünmüyorlar. Bu havalide bir nevi yeni bir (Leh) devleti kurulmasını düşünüyorlar. Bu hususta arada diplomasi yol larile müzakere yapılacağı haber verili yor. Halihazırda Almanya eskiden kendi hududları içinde bulunan ve azçok Lehlilerle meskun yerleri yani garbî Prusyayı, Pomeranyayı, Pozen eyaletini ve kömür madenleri ve sanayii zensçin olan şarkî Silezyayı kendi mülküne ilhak etmek üzere aldıktan başka eski Avusturya İmparatorluğunun Lehliler ve Ukraynalılarla meskun olan Galiçyanm garb kısmını da almıştır. Şark kısmı yani Dinyesterin yukan havzası Sovyetler Birliğine bırakılmıştır. Eski Rusya împaratorluğu zamanında Lehistan Çarlığı namı altında Rus idaresinde bulunan on eyaletten beşi tamamen Almanyaya ve üçü de tamamen Sovyetler Birliğine kalmış ve ikisi de payla«ı'mıştır. Bunlardan biri Varşova eyaletidir. Bunun da onda dokuzu Varşova ile birlikte Almanya tarafında kalmıstır. Diğeri de şimdilik şimalde iki ordunun sının sayılan Navev ve Pissa nehirlerinin geçtiği Lomza eyaletidir. Eski Lehistan Çarlığı şarkmda ve Bug nehri ötesindeki eski Rus eyaletleri de Sovyetler Birliğine kalmıstır. Sovyet!ere kalan arazi, mesahasının genişliği itibarile mühim ise de büyük bir kısmı bataklık ve gayrimamurdur. Almanyaya kalan saha, gerek eski Rus Imparatorluğunun gerek Avusturya İmparatorluğunun baslıca sanayi ve maden havalisini ihtiva ettiğinden kıymettardır. Bu arada Lehistanın çiğnenmesi ve garbda Almanya ile Fransa ve İngilterenin kuvvei külljyeleri henüz çarpışmamiş olması, Mussolini'ye iş işten geçmeden evvel sulhu iade için tavassut teklifinde bulunmak için son bir fırsat vermiştir. Mussolini, dünyanın menfaati, harbin mevziî kalmasında olduğunu ve garbî Lehistanın Kızılordu tarafmdan işgaline karşı İngiltere ile Fransanın Sovyetlere karşı harb ilân etmemiş oldukları ve bu sükutun harbi mevziileştirmek gibi bir düşünceden doğduğunu, bu mülâhazayı kabul eden İngilizlerle Fransızların Almanyanın Lehistanda yaptığı emrivakii bozmak için gösterdikleri delilleri de çürütmüş olduklarını beyan ettikten 6onra İtalyanm hattı hareketi her türlü ihtimale karşı askerî cihetten hazır bulunmak, sulhun takarrürüne imkân verecek her türlü teşebbüslere muzaheret etmek bulunduğunu ilâve etmiştir. Italyan matbuatı bu sözlerden sulhun ıadesine ve Avrupa milletleri arasında müşterek vazife vicdanmın kendisini göstermesine İtalyanm yardım ve tavassut edeceği manasını çıkarmaktackr. Almanya matbuatı da Mussolini'nin tavassut fikrini tasvib etmiştir. Fakat İngiliz ve Fransız matbuatı ve siyasî mehafil! bu fikri henüz benimsemeğe mütemayil görünmüyor. Sulhu muhafaza için başvurulan bu çarenin tahakkuk edeceği şimdilik pek şüphelidir. Trenin çarptığı araba Yarm yapılacak olan Sömikok fabrikası, bütün Hatun Han, Aybey ismini duyunca sevinele parçalandı, arabacı mu merasime aid nrogram istihsalâtını İstanbula ıstırab arasında anlaşılmaz bir gizli gönderecektir cize kabilinden kurtuldu hazırlanmış bulımuyor duygunun tesiri altında kaldı! Evvelki gün Tuzladan Pendiğe gelSon zamanîar^a memleketimize Ka Yarın, Barbaros ihtifali yapılacaktır. Dedi. Cevab ve işaret beklemeden, bır sedire oturdu. Günaydın yiğit! Karaboğa, Hanın da hoşuna gitmişti. Samimî, lâubali, kahramanca, asil bir duruşu vardı. Karaboğa, Hatun Hana baktı ve güldü: Han! dedi. Senin adamlann kotü insanlar!. Neden yiğit? Bir bahçe içinden yolcu geçerken üstüne atılmazlar. Biz bu diyarın yabancısıyız; kimbilir, belki çok uzak illere doğru gideceğiz, bizi palas pandıras yakalayıp kuyu gibi bir yere attılar. Yabancı olmasaydım... Hatun Hâkan kaşlarını çattı: Ne yapardın? Ne mi yapardım?. Başını salladı. îranî, sapsan, karşıdan îşaret ediyor, elini ağzına götürüyor: Sus, sus! » Diyordu. Karaboğa, Iranlıya sert sert baktı: Maymun herif, elinle, gözünle ne işaret ediyorsun? Susmazsam ne çıkar? Canm pek tatlı ise yanımda dolaşma! Han bir kahkaha attı: Adın Karaboğa imiş. Bu arkadaşın Arab Emirine yaptıklarını anlattı. Onu ben senin adamlarına da yapacaktım Han, fakat istemedim. îyilik damarım tutmuştu... Hatun Han bir tahtta oturuyordu... Tahtın merdivenlerine ipek gibi yumuşak halılar serilmişti. Tahtm arkasmda, altından, eşi az bulunur bir oyma ile süslü idi. Hanm ayaklannda yeşil, parlak, kumaş kadar yumuşak bir çizme vardı. Bir erkek gibi giyinmişti. Belinde bir hançer sarkıyordu... Sapında iri iri pırlantalar vardı. Parmaklarında biri yeşil, biri gök taşh iki yüzükle, bileklerinde kalın birer altın bilezik gözüküyordu. Başmda bir tac vardı ve üstünde bir tüy titriyordu. Bu tac, baştan aşağı elmaslarla işlenmişti. Tahtın merdivenlerindeki muhafızlar, kılıclarım sıralamışlar, hiç kımıldamadan, sanki putlaşmışlar gibi, nefes bile almadan duruyorlardı. Tahtın arka tarafmda da dört tuğcu vardı. Yiğit, yerin yurdun yokmuş, öyle mi? Karaboğa, ayağa kalkarak lranlının yanına yaklaşıp onu tokatlıyacak oldu: Var, dedi, han var! Neresi? Gök Tanrının dağlan, bayırları, ovaları!.. Bayrağın? Kartal kanadında geziyor. îşareti, rengi? Bir yürek gibi kıpkırmızı! Türk kabilelerinden, tanınmış insanlardan kimi tanırsın? Karaboğa külâhını çıkardı, başını uzun uzun kaşıdı: Bir Salak vardı, arkadaşım... Salak da kim? Türkyolardan bir kahraman!.. Neyin nesi? Yiğitlerden Aybeyin silâh arkadaşı! Hatun Han, sapsan oldu; bir dakika sustu... Gözlerini kapadı: O olacak, o olacak... Diye mırıldandı... Kalbi şiddetle çarpıyordu. Sevinc mi, ıstırab mı, ne olduğu anlaşılmıyan bir gizli duygu, beyninden, damarlanndan, varlığmdan bir kaynar su gibi hızla akıp geçiyordu. Tanıdınız mı yoksa? Hatun Han kendini topladı: Bu adı taşıyan birini görmüştüm... Aylar oluyor. T a kendisi olacak... Aybey. şöyle, uzun boylu. güzel, elâ bakışlı, buğday açığı bir bahadır; Salak da, iri kafalı, gozleri kirpiksiz, benim gibi biçimsiz, ba*'at, çirkin bir adam... Karaboğa heyecanlandı: Öyle ya, diye ilâve etti, Salak bana böyle birşey söylemişti. Sizin kocanız Hüdavendi Buhara değil miydi? Hatun Han, kesik kesik: Evet, dedi, o idi! Tahtın merdivenlerinde duran muhafızlara işaret etti: Hepiniz çekiliniz... Sonra îranlıya baktı: Siz de, gösterecekleri bir dairede dinleniniz! Karaboğa kendi kendine: Ne oluyoruz? Diye mmldandı. Hanm yüzünde bir değişiklik vardı. Büyük bir heyecan geçiriyordu. Ikisi yalnız kalmca, titrek bir sesle: Şöyle yaklaş! Dedi. Karaboğa, merdivenleri çıktı ve tahtm dibinde oturdu; ona bakıyordu. Aybeyi nereden tanıyorsun? Söyle, çabuk söyle! Yollarda gördüm. Ben asıl onu değil, Salağı tanırım. Salak benim kardeşliğimdir. Fakat bahümız, beni dağlara atmıştır. Yıllardanberi, birbirimizi görmemiştik; geçenlerde karşılaştık. Dağlara atıldım, diy/jrsun. Maksadın ve bu sözlerinin manası nedir? Karaboğa içini çekti ve başını iğdi. Cevab vermedi. Söylesene yiğit? Ne söyliyeyim güzel Han; ben bir uğruyum (haydudum), yıllarca evvel insanlara küstüm, dağlara çekildim. Dağlar Hanı oldum; yol kestim, kervan vurdum; öldürdüm, çaldım; sattım, kırdım, geçirdim. Bunu zenginlik için mi yaptm? Karaboğa acı acı güldü: Ben ömrümde böyle istek duymadım. Servet, para, mal, mülk ne olacak Han? Ben bütün kazandığımızı arkadaşlara paylaştırdım. Onların reisiydim, fakat benim midemi onlar doyururlardı. Hatun Han; Karaboğanın yüreğinde paslanmış, kapkara olmus bir kin ve intikam ihtirası bulunduğunu anladı. O, insanlara düşman olmuştu. Birdenbire Karaboğanın bileğini tuttu: Sen merd bir adamsın Karaboğa! Sen, hırsız, haydud değil, namuslu bir yiğitsin! Karaboğanın gozleri yaşardı. Homurdanır gibi söylendi: Evet, ben... namusluyum, ve... namuslu öleceğim... Aybey hakkında bana verecek malumatın var mı? Dedim ya, Aybeyi bana Salak tanıttı. Soyacak bir Çin kervanı beklerken onlarla karşılaştık. öyle bir kahraman gencmiş ki, hayret ettim. Ve Karaboğa, bundan sonra, o eski hâdiseleri birer birer anlattı. Çin kervanına beraberce nasil atıldıklannı, Hindli pehlivanla Aybeyin nasıl boy ölçüştüğünü, nasıl yaralandığını söyledi. Hatun Han tam bu sırada, atıldı: Ne dedin, vuruldu mu? Evet, vuruldu. Fakat onu da bir kız kurtardı! Hatun Han blraz durdu. îşin içine bir de kız karışıyordu. Kalbinde henüz tatmadığı bir duygu, acıya, kıskanclığa benziyen garib bir duygu, bir sızı hissediyordu. Başını, tahtın arka tarafma doğru dayadı: Bu kız kimdir, Karaboğa? Çin kervanındanmı?... Sonradan öğrendim... Türkmüş zavallı... Çin lmparatorunun sarayında duruyormuş. Hakan, onu, Rum Hakanına armağan göndermiş. O da fırsat arıyormuş. Biz kervana baskın verince, bizimle beraber oldu. Hatun Hanm gozleri yan kapalı idi. Sesi, perde perde alçalıyordu: Güzel mi bu kız, Karaboğa? Güzel! Çok güzel! Fakat senin kadar değil Han!.. Kadm, duymamış gibiydi: Sonra?.. Onlar, üçü, kaldılar; biz soyduğumuz eşyayı aldık, yola çıktık. Hatun Han düşünüyordu. Mücadele gecirdiği belli idi. Karaboğa başını iğmiş, o da bu işin, bu konuşmanın ne şekil alacağını, nereye varacağmı düşünmekle meşguldü. İçine bir şüphe düşmüştü: Bu kadmm Aybeye karşı bir sevgisi olrnalı! O da, sevilmiyecek delikanlı değil ya! diyordu. Ay parcası gibi yiğit! Hele at üstünde kılıc sallaması, yeter, artardı... Karaboğa!.. Merd adam, uykudan sıçrar gibi oldu: Söyle Hatun Han!.. Doğuya doğru gitmeğe niyetin var mı? (Arkası car> mekte oian makinist Nevzadın idaresindeki katar, Pendik istasyonuna 600 metre mesafede bir geçidin önünde, Kartal kazasmm Vanlıca köyünden 13 yaşlannda Mehmedin ıdaresindeki öküz arabasına çarpmıştır. Araba parçalanmış, öküz ez:lmiş, Mehmed mucize kabılinden kurtulmuştur. J L Bir müddettenberi Üskudarda faaliyette bulunan azılı bir hırsız yakalanmıştır. Kör Bekir, diğer namı Hurrem olan bu hırsız bu ayın on sekizinde Altunizade mahallesinde bakkal İbrahimin samanlığmdan bir koç çalmış, İsmail admda bir kasaba satmıştır. Kör Bekir cuma gecesi gene ayni mahallede Hacıraşidpaşa sokağmda Maliye müfettişlerinden Şabanın evine gırerek kıymet yekunu iki bin lirayı bulan radyo ve dikiş makinelerile halı ve bazı eşyayı çalmıştır. Azılı hırsız ruhayet yakalanmıştır. Dün sabah da Limon iskelesinde Güzel Izmir ambarma aid yazıhanenin kasası kınlarak içinden 470 lira çalmmıştır. Hırsızın ayni ambarda çalışan Fethi ısminde biri olduğu tespit edilmiştir. Suçlu yakalanmş ve çaldığı 470 lira sahıbine ıade olunmuştur. Galatada Mazharbey sokağında oturan 5 yaşlarında Bünyamin, karşısındaki evin taraçasmda oynarken, evsahibi Katina tarafmdan kovalanmış, merdive'îlerden düşerek elinden ve kammdan yarlanmıştır. Yakalanan hırsızlar Yaralanan çocuk Ayağından yaralanan amele Kuruçeşmede demirli Astra vapurunun bordasmda çalışan tahmil ve tahliye amelesinden ömer, düşen kömür kazanile ayağından yaralanmıştır. Rakt şifesile... Kasımpasada oturan Salamon, aralarında çıkan kavga neticesinde rakı şişesüe arkadşı Yorgiyi başından yaralamıştır. Suriu yakalanmıştır. Odun yararken ... Kızıltoprakta Bağdad caddesinde oturan Mfhmed, bahçesinde balta ile odun yararken bacağından yaralanmış, Nümune hastanesine kaldınlmıştır. ŞEHİR İŞLERİ Sinema ücretleri Sinema mevsimi geldiğinden Belediye İktısad Müdürlüğü, dün îstanbul sinemacııannı Beledıyede bir toplantıya davet etmiştir. Bu toplantıda ücretlerin indirilnıesi hakkındaki tezkere okunmuş, sinemacıların bu şeküde hareket edip etmedikleri sorulmuş, ve yapılan tenzilâtın miktan tetkık edilmiştir. İktısad Müdürlüğü yapılan tenzilâtı kâfî görmemiştir. Hükumetin istediği tenzılâtın temini çareleri araştınlmaktadır. Büyük Türk Amirahnın hatırasmı taziz ricden kok kömürü ithal edılmemesi uzeiçin icra edilecek merasime aid program rine hükumet bazı tedbirler almıştır. Bu hazırlanmıştır. tedbirlere göre, Kaıabük fabrikası kok istihsalâtını tamami'e Ankara ve AnadoMerasime kara ve deniz kuvvetlerile, halk teşekküllerir rlen ayrılacak cüzütam lunun diğer şehirjetine tahsis edecektir. Zonguldak Sömiknk fabrikası da bütün iar ıştirak edecektir. Kara merasimine şu mektebler iştirak istihsalâtını Istanbuia gönderecektir. edecektir: Yapılan tetk'klere nazaran, şehrimizin A ) Yedek Suba: okulu, B) Deniz kok kömürü ihtiyacı senevî 70,000 tonHarb okulu, C) Yüksek Deniz Ticaret dur. Sömikok fabrikası ayda 400 ton kadar kömür gönaerecektir. Bundan başokulu, D ) Parti teşekkülleri... Bu teşekküller merasim mahalli olan ka İstanbuldaki iVı havagazi fabrikası da Beşiktaşta en geç 9,45 te mevki almış istihsalâtını artırarAk depolara sevkiyat yapacaktır. olacaklardır. Teşeküllere ayrılan mevkiler Beşiktaş Piyasada m"»him miktarda stok kömür kaymakamlığındaki krokide gösterilmiş bulunduğu aniaşılmıştır. Haricden gel tir. Merasime iştirak edecek yukarıdaki mediği takdirde senelik ihtiyacın 20 teşekküllerin birer mümessili 26 eylul gü 25 bin ton kadar eçık vermesi muhtemelnü saat 15 te Beşiktaş kaymakamlığında dir. Buna mukabi! son iki sene zarfında bulunacak ve ayrılan mahalleri Beşik şehrimizde faz'a kı^ olmamış, külliyc"tli taş kaymakamile bir kere gözden geçire miktarda odun ve cdun kömürü stoku cek'erdir. kalmıstır. Deniz lisesinden iki manga donanma DENİZ İŞLERİ mız'kasile beraber türbede mevki alacak ve merasim başlangıcında İstiklâl marşı «Doğu» vapurunun süvarisi soylenecektir. geldi Saat 10,30 da türbenin bahçesindeki Almanyada inşa edilen Doğu vapurudonanma mızıkası istiklâl marşını çala nu tese'lüm etmek üzere gitmiş bulucaktır. Marşı mektebler, erat ve halk da nan süvari Aziz kaptan, dün şehrimiterennüm edecektir. O sırada hazırlanan ze gelnıiştir. «Doğu> nun yola çıkanldireğe Türk bayrağı çekilecektir. Saat on ması bir müddet için teahhur edecektir. buçukta denizde bulunan bütün merakib Çünkü sigorta primleri çok yüksektir. düdüklerini çalacaklardır. tstanbul Limanı hakkında Marşı müteakıb sırasiîe Vilâyet, Do malumat isteniyor nanma Komutanlığı, Belediye, Parti ve Amerıkada Coe Magazen ismindeki istiyen diğer teşekküller mahalli mahsusa bir müessese dünya limanlan hakkında çelenk koyacaklardır. resimli bir kılavuz vücude getirmek ısÇelenk konduktan sonra türbe bahçetediğinden îstanbul limanı hakkında Besinde bulunan iki manga deniz talebesi lediyeden malumat istemiştir. tarafmdan havaya üçer el fişek atılacak ADLİYEDE ve fişek atışını müteakıb Barbarosun ru hunu taziz için bir dakika sükut edilecekÜsküdar Adliye binası tir. inşaatı Vali ve Belediye reisinin bir hitabesini Üskudarda Paşakapısında yanan Admüteakıb en genc deniz subaylarından bi liye binasının yerıne yapılan binanm inşaatı tamamlanmak üzeredir. Yeni binari tarafmdan kısa nutuk sbylenecektir. Nutuklardan sonra kıt'alar tarafmdan nm teşrinievvel içerisinde Adliyeye tesbir^eçid re»mi>yapıla€ak ve merasime son limi muhtemeldtr. Gelecek ayın sonunda da Üsküdar Adliyesi teşkilâtmın bu veri'ecektir. binada tekrar bir araya getirilebileceği ONtVERSÎTEDE tahmin olunuryor. tmtihanlar başladı Üniversitenin bütün fakültelerinde dünden itibaren imtihanlara başlanmıştır. Orta tedrisat müesseselerine lisan muallimi yetişt'rmek üzere açılan kurs imtihanları da dün başlamıştır. Bu imtihanlara 90 kişi girmiştir. Tevkif edildi GÜMRÜKLERDE Menşe şehadetnamesi aranmıyacak olan eşya Beyoğlunda bir lokantada kavga olmuş, muhtelif vapurlarda serdümenlik eden Kenan adlı biri, Yusuf isminde bır genci yaralamıştır. Hâdisen:n bir kadm meselesinden çıktığı sanıhyor. Suçlu Kenan, Dördüncü Sorgu Hâkimliğince sorguya çekilmiş ve hakkında tevkif müzekkeresi kesilmiştir. Bulunan cesed tahkikatı Samatya sahilinde bir gencin cesedi bu lunıuş, üzerindeki hüviyet varakasına göıe Âkhisarh Raşid isminde ve on sekiz yaşmda clduğu anlaşılmış, tahkikata başlanılmıştı. Gencin ölüm sebebi anlaşılmak üzere otopsi yapılmasına lüzum görülmüş, cesed Morga götürülmüştür Tahkikatı, Müddeiumumî muavini Feridun Bagana yapmaktadır. Garsonluk ve otelcilik mektebi Mülga Denizbank tarafmdan evvelce bır Garsonluk ve otelcilik mektebi tesisine karar verilmiş ve bu hususta icab eden tPtkikat yapılmıştı. Denizbankın lâğvı üzerine geri kalan bu işin halli Belediyece de lüzumlu görülmüş, bu mesele ile Belediye alâkadar olmağa baş lamıştır. Beledjye İktısad Müdürü Saffet, bu hususta Limanlar Umum Müdürü Raufi Manyasi ile temaslarda bulunarak kendisinden icab eden izahatı almıştır. Tefkikat ilerlemekte olup yakında buna dair bir proje hazırlanmağa başlanacaktır. Otobüs satmak üzere yapılan teklifler Şehrimizin maruf radyo ve elektrik müesseselerhıden biri Belediyeye otobüs satmak üzere müracaatte bulunmuştur. Şimdiye kadar yapılan bütün teklifler tetkik edilecektir. Fcneb, memleketlerden Türkiyeye avdet eden Türklerle yerleşmek üzere meınleketimize gelen ecnebilerin beraberlerinde getirdikleri şahsî otomobil, motcsıklct, b'siklet ve radyolar menşe şa hadetnamesi ibrazı takdrinde gümrük resmı tenzilâtmdan istifade etmekte idiler. Bundan sonra bu kabil eşyanın menşe şahadetnamesi aranmaksızın doğruAğacdan düşerek öldü dan doğruya tenzilâta tâbi tutulmasma Bursa. (Hususî) Cumalıkızık kökarar verilmiş ve bu hususta alâkadar yünden Hacı İbrahimin Kestanel ğinde lara da tebligat yapılmıştır. kestane toplayan Sipahiler köyünden 24 yaşlarında Ahmed, ağacdan düşmüş ve Kaldırılacak barakalar bu sukııt esnasmda iki kolu kırılmıs, baAyasofyadan müzeye giderken cadde şından da ağır surette yaralanıp ölmüşgüzergâhında bulunan bazı barakalarm tür. Bu ölümün dikkatsizlik yüzünden istimlâk edilerek ortadan kaldınlmasma olduğu anlaşılmıştır. Cesed otopsi için hastaneye getırilmişt'r. karsr verilmiştir. f Bütün mektebler dün sabab açıldı J Muharrem Feyzi TOGAY Demir tekerlekli arabalar ve asfalt Denvr tekerlekli arabalann yera yapılan asfalt yolları bozmakta olduğu anlaşılmıştır. Belediye Fen işleri Müdürlüğü, bunlarm asfalt yollardan geçmelerinin men'ini istemiştir. Tetkikat yapüscaktır. Konservatuarda imtıhanlar Konservatuar imtihanları, dünden itibaren başlamıştır. Dün 40 talebe imtihana girmistir. Mekteb, ayın birinci günü açılacaktır.^ $,* Maaşı yükseltilen Başbekim Beyoğlu Erkek hastanesi sertabibi operatör Fikretin maaşı seksen liraya çıkanlmış, keyfiyet Belediye Riyasetine bildirilmiştT. Bira satışının kontrolu İnhisar idaresi piyasaya kâfi miktarda bira çıkarmıştır. Lokanta ve kazino gibi bira satışı yapan yerlerun tarifeleri Bursada yakalanan hırsız tetkik edilecek, biranın pahalıya satılBursa, (Hususî) Niğdenin Bor ka masımn önüne geçilecektir. zası ahalisinden ve mübadillerden MehTabelalar medin elindeki bavuldan (1800) lira çaBelediye bırinci sınıf caddeler üzerine lınmış ve bu hâdisfnin faili her tarafta za tesadüf eden binaları sahiblerine boyatbıtaca aranmaya başlanmıştı. Parayı ça tırmakta idi. Bu kabil caddeler üzerinlanlann takibilr meşgul olan zabıtamız, deki dukkânlann kirli levhaları da tekbunlardan birisinin Bursaya geldiğini ha rar yazdırılacaktır. ber almıştır. Bu adamm şehrimizde AtpaSerseri köpekler zarında oturan Kıpti Bayram olduğu tesçoğalıyor mu? pit edilmiş ve kendisi yakalanmıştır. BaySon zamanlarda halk Belediyeye müramın üzerinde calman paranın bir kısmı racaatle serseri köpeklerin çoğaldığında ele geçirilmistir. Sirkati Bayramla birdan şikâyet etm ; ştir. Belediye bunlann Iikte yapanların ]>!eri de bulunmuş ve bun sür'atle imhası için icab edenlere emir ların aranmasına başlanmıştır. Berat gecesi vermiştır. tstanbul Müftilığinden: Eylulün yirmi sekizanci perşembe günü şaban ayının ondördüne musadif olduğundan mezkur perşembe günü aksaŞehrimizdeki ilk ve orta mekteblerle liseler dün derslere başlamışlardır. mı (cuma gecesi) Leylei Berat oiduçu Bu sene hiçbir talebenin mektebsiz kalmamasına azamî surette dikkat edil ilân olunur. mektedir. Kadrosu müsaid olan ilk mektebler bir yaş büyük veya bir yaş küçük olanları da kabul etmektedirler. Orta tedrisat müesseselerinden sonra ilk mekteblerde de devam şekli değiştirilmiştir. Yeni talimatnameye göre derslere sabah saat 8,30 da başNflshası 5*kuru$tm lanacaktır. Dört saat ders, öğleden evvel yapılacak; bir buçuk saatlik öğle paydosundan sonra 30 dakikalık bir mütalea zamanı verilecektir. Müteakıben beşinci ders yapılacak, bu suretle günlük mesai saat 15 te nihayet bulacak^ır. İlk tedrisat müfettişleri yeni şeklin tatbikatı etrafmda tedkikatta bulunmak Senelik 1400 Kr. 2700 Kr. üzere teftişlere başlamışlardır. Alb aylık 750 • 1450 • Yukarıdaki resim, kız orta mekteb talebelerinden bir grupu, mekteb Üç aylık 400 > 800 • Bir aybk önünde gösteriyor. 150 » îoktor Cumhuriyet Abone şeraiti}

Bu sayıdan diğer sayfalar: