2 Ekim 1939 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

2 Ekim 1939 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHUK1YKT 2 BirinciteşTÎn 1939 TAR1H1 İ ROMAN İ Buharja Güneşi Yazan: ORHAN RAHMî f Şehir ve Memleket Haberleri ) Türk İngiliz ticaret anlasması Müzakereler sona erdi, heyet Londradan ayrıldı Türk Fransız ticaret ve klering anlasması müzakerelerinin neticelenmesinden sonra Londrada Türkiye ile tngiltere arasında cereyan etmekle olan yeni ticaret ve klering anlaşmabi müzakereleri de bitmiş ve heyetimiz Londradan ayrılmıştır. Aldığımız malumata göre, yeni anlaşmanm teferrüata taalluk eden bazı kısımlannda henüz kat'î bir neticeye varılmamış ise de bu cihetler hevetimiz azaları meyanında bulunan Londra ticaret konseyyemiz Suphi Ziya ile Irgîliz alâkadar makamlan arasında bir kaıara raptedilecektir. Londra müzakerelerinde heyetimize riyaset eden Ticaret Vekâleti müsteşarı Halid Nazmi bugün şehrimize dönecektir. Heyetimiz azasır.dan Londra ticaret ataşemiz Celâl bdzı temaslar için dün şehrimize gelmiş ve Ankaraya hareket etmiştir. Ticaret Vekâleti müsteşarı Halid Nazmi. Londra dcnüşünde Pariste tevakkuf ederek Türk Fransız ticaret anlaşmasının yürüyüsüne v> kleringin işlemesine aid bazı temaslarda d? bulunmuşhır. Siyasî icmal Sulh teşebbüsü oskovada Almanya Hariciye Nazırile Stalin ve Molotof arasında verilen kararlardan her iki devleti yakından alâkadar edenlerinin başında Lehistanm iki arada tamamile ve kat'î surette paylaşılmış olması bulunuyor. Müşterek Alman Rus beyannamesinde bu paylaşma şarkî Avrupada devamlı bir sulhun tesisine sağlam bir esas iayılmıştır. Alman Nazırı Von Ribbentrop matbuata beyanatmda bu neticeyi Alman Sovyet dostluğunun kat'î bir şekilde teessüsüne bir delil olarak göstermiş ve bundan sonra şarkî Avrupa memleketerile alâkadar meselelere üçüncü bir devletin karışmasına Almanya ile Sovyetlerin müsaade etmiyeceklerini de ilâve etmiştir. Her iki devlet artık Avrupanın şarkında bir harb ve ihtilâf kalmadığını ileri süerek bu kıt'anın garbında yani Almanya le İngiltere ve Fransa arasındaki hali harbin devam etmemesinde bütün milletlerin menfaati bulunduğu kanaatine varmışlardır. Ayni zamanda bu teşebbüsü bir ülti matom şekline sokarak yaptıkları teklifin ingiltere ve Fransa tarafından kabul edilmemesi üzerine harbin devamından garblı bu iki devleti mes'ul addederek icab eden tedbirleri kararlaştırmak üzere Almanya le Sovyetler Birliğinin aralannda istişarede bulunacaklan da beyannameye dercedilmiştir. Moskovada verilen bu kararlara karşı ingiltere ile Fransanın alacakları müşterek tavır ve hareketi tayin için derhal Londra ile Paris arasında istişareler başlamıştır. Bu temaslann arkası bugüne kadar alınmış olacağından İngiliz Başvekili bugün Ingilterenin Moskovada kararlaştınlan sulh teklifine karşı kat'î vaziyetini bildirecektir. İstihsali arttırma Nakzan görülen bir Yeni mükellefiyetler için kanun hazırlanıyor Dünya vaziyefinin buhranh gidişi, her memleketi istihsal sahasında bazı tedbirler almağa mecbur tutmuştur. Mevsukan aldığımız mılumata nazaran, istihsalâb artıracak ba7i tedbirler ittihaz edilmektedir. Ziraat Vekâlefınin bu hususta bir kanun âyihası hazır'.amakta olduğu ve yeni bazı ziraî mükellefiyetler tahmil edilmek üzere bulundueu haber ahnmısbr. Hazıranacak olan bu kanunun tatbikında ziraî kombineler malzemesinden de istifade edilecektir. Yakar, becerikli ellerile, kıvrak zekâsı, saniye içindeki kavrayışı ve kararlarile bir ölüyü diriltiyordu! Ne olmuştu, ne vardı? Sorulacak yer yavaş, donmuş, bulanık bir camı andıran ve zaman değildi. kafasında bir aydınlık başladı: Attan yuvarlanan adam, hakikaten Evet, çok zorluk çektim. Yolda Salaktı. Yakar, onu kucaklayıp kaldır ölmekten korkuyordum... Bu takdirde öğmağa çalışıyordu. rendiklerimi, yaptıklanmı gelip haber ve Dur, dur Yakar! remiyecektim. Koynumdaki mektub neVe Aybey, bir hamlede Salağı yaka rede? ladı: Mektub mu? Ne mektubu? Sertleşmiş; donuyor... Belki de don Sakın düşmesin! Eyvah!.. Hana du ve öldü... yazılmıstı o, Hana!.. Koşuyorlardı. Kim yazmıştı? Salak!.. Arkadaşım... Canım... Kaynatası! Aybeyin sesi hıçkırıklarla titriyordu. Aybey kapıya doğru koştu: Ben bakayım; belki attan yuvar Bitti, öldü artık! Yakar daha önden fırlamıştı. Ocaği landığın yerdedir... tazeliyordu. Kuru çalılara ateş vermişti Aybey, biraz sonra elinde bir mektubVe madenî bir tas içine bir kırmızı su la geldi: doldurarak ateşe sürmüştü: îşte; hayvanm altında kalmış... Şuraya uzat Aybey... Göğsünü aç! Aybey, bu cümleyi ağzmdan kaçırNe duruyortun Aybey, neden şaşırdın? mıştı. Yakarın, kaşlarını çatarak, başmı Aybeyin eli, ayağı dolaşıyordu: salladığını görünce, kendini toparladı. Bilmiyorum... Ben böyle şeylerden Fakat iş işten geçmişti. Salak doğrulmak anlamam... istedi: Ateşe yaklaştıralım, göğsüne sıcak Ne? Atım öldü mü? Sahi mi, ölvursun. Haydi sen bacaklarmı oğuştur. dü ha? Şöyle arasıra aç, kapa... Ben de kollarıYakar atıldı: nı... Değil canım, hayvanın düştüğü yerSalağın yüzü bembeyazdı. Bıyıklan de kalmış... Çünkü hayvan seni kapıya nın ucu soğuktan adeta buz tutmuştu. getirince kapaklanıp düşmüştü... Zaten Bitkin, ihtiyar, yaşlı bir adamcık gibi gö düşmeseydi ben gürültüyü duymıyacakrünüyordu. Kirpiksiz gözleri yan aralık tım; seni de karlar içinde kaybedecekkalmış, alnındaki çizgiler iyice derinleş tik. Bu mektubun muhteviyatını nasıl tahmişti. min edersin? Yakar, keskin keskin, acı acı bağırdı: Bilmem, fakat anladığım şudur: Yaralı!.. Yaralı! Sol tarafında kan Vazivetimiz fenadır. Batıdaki kabileler lekeleri var. bizden yüz çeviriyorlar. Han, Çine adam Aybey: yollamış. Fakat nafile... Çinliler kabile Tekin değil; tekin değil! leri ayartıyorlar. Bugünlerde başımıza Diye mmldandı. Ne söylediğini, ne büyük gaileler çıkacaktır. Ben akıllı bir yaptığmı kendisi de bilmiyordu. Salağın adam değilim... Gördüğüm şeyleri söygöğsünün sol tarafında ve koltuk altma lerim, kömkörüne çarpışınm. Fakat bizi yakın derin bir yara gözüküyordu. sevenler hep böyle söylüyorlar. Hanın Başını kaldır Aybeyî kaynatası, gerçi Hana dargın ama, bana: Yakar, ateşteki tası kaptı. İçindeki ma «Salak, dedi, Han, milletine fenalık etyi kaynıyordu. Salağın çeneleri kilitlen tiğini bilsin. O Hanlık yalnız onun demişti... Fakat köpek dişleri sağdan, sol ğildir. Atalarımız o Hanlığı kuruncıya dan, alttan, üstten eksikti ve buradaki a kadar dereler dolusu kan akıttılar. Deralıklar işe yaradı. Yakar, tasın içindeki mem ki Han, bilerek bunu yapıyor... sıcak mayii akıtmağa başladı: Hayır, çünkü bilse, eşi az bulunur yüre Hafif hafif boynunu oğ, başmı diz ği temizlerden ve kahramanlardandır. lerine dayarsan daha kolay olur Aybey! Fakat uzak günleri de görmek, herşeyi Bir dakika sonra Salak yutkunur gibi etraflı düşünmek lâzımdır.» oldu. Aybey kendini tutamadı: Peki, seni kim vurdu Salak? Sağ! diye bağırdı. S a | ! . . Yutku Kimler vuracak, Izgıllar. nuyor! Fakat onlar bizden değiller miydi? Çocuk gibi söylüyorsun Aybey!.. Yarım dakika sonra Salak tekrar yutkundu ve göğsü hafif hafif inip kalkma Şu halde senin hiç birşeyden haberin yok. Yok.. Ne benim, ne ağam Gulteğa başladı. kinin, ne Hanm... Çalılardan sonra odunlar da ateş al Izgıllar da öte tarafa geçtiler!.. mıştı. Salağın kaskatı gövdesi yavaş ya Ne? vaş, ateşe tutulan balmumu gibi yumuşa Evet; inanmazsanız koltuk altımmağa başlamıştı. Gözlerinin kenanndan daki yara şahiddir. Onlarla bir dağda yaşlar sızıyordu. Yakar, becerikli ellerile, kıvrak zekâ karşılaştım, etrafımı çevirdiler. Benim sı, saniye içindeki kavrayışı ve kararlarile Türkyolardan olduğumu anlamışlardı. bir ölüyü diriltiyordu. Sıra pansımana Tutsak (esir) olarak yakalamak istcdigelmişti; yarayı temizlemek, sarmak lâ ler... Ben de onların bize arka çevirdıklerini bilmiyordum. «Yabancı değiıim, zımdı. Bu aralık Salak sayıkladı: Hıtaylar kalkıyorlar; Pasinler yü Bilge Hakanın uşaklanndanım!» diye rüdüler. Bizi ansızın basacaklar... Gire bağırdım. Etrafımı sardılar. Kahkahalarbilsem, yetişebilsem... Çin... Çin... Bu Ia gülüyorlardı. Birisi okunu cevirdi ve yayı cekti, kendimi zor kurtardım. işleri hep onun kağanı yapb. Ooo, dediler, bu adam gözü ya Salak birşeyler mırıldanıyor, Yamanlardan olsa gerek... kar! Ölümden korkmuyordum... Üstüme • Duyuyorum... Gultekinin dediklerı ' aldığım iş yanda kalacaktı, ona yanıyorçıkıyor galiba! Kahpece beni vurdular beni... On dum. Kaçmaktan başka çare yoktu. Etrafı kolladım. Benim Rüzgâr (atının ayedi Izgılla bir kişi nasıl çarpışır? Yakar yarayı sarmıştı. Salak yavaş dı) uçurum, yokuş aşağı inmekte ustadır. Hiçbir hayvan onunla yarışamaz. yavaş kendine geliyordu. Demedim mi Aybey! îşte Hanın Solumdaki uçuruma atılmaktan başka çare yoktu. Sarp, kayalık, dik bir uçukaynatasımn marifeti... rumdu bu! Aşağıya bakılamaz, göz ka Acaba? Acabası, macabası yok; çocuklaş ranr ve insan yuvarlanırdı. Sinirleri boma, iyi düşün! Zaten o buralardan gi şalırdı. deliberi, kaç kabile bizden ayrıldı; hep o tarafa geçti. Demek oluyor ki Izgıllar da onlarla birleşmişler. Ve Salağı da onlar vurdular. Aybey ayağa kalktı: Gidip Hana haber vereyim. Aceleye lüzum yok... Salak kendine gelsîn, anlatsın da ondan sonra! Biraz sonra Salağın gözleri titremeğe başladı ve nihayet açıldı. Etrafına baktı. Aybeyle Yakarı görünce hafifçe gül sirkat davası Mahkeme, tecil ve tahliye taleblerini reddetti Yeşildirekte Zehra isimli bir kadmın odasına gündüz girerek altın ve kâğıd parasmı aşırdığı ictd asıle muhakeme edilen İsmailin birincıceydda altı ay hapsine karar verilmiş, b'i müddet beş aya indirilmişti. Temyiz, b» kararı cezanın tecili cihetinin meskut KSÇ'lmesi noktasından bozmuş, Birinci cezada yeniden celse açılmıs, bozmaya jyılmuştur. Müddeiumumî muavini, teci!, sırf hâkimin takdirine bırakılmış old>ı|unu söylemiş, İsmailin vekili, müvekkü.nui Hört buçuk aydır yattığını, cezanın tatHkile mütenebbih olması düşünülürse, bo m?k?adın da husul buiduğunu, esasen İsroailin suç işlemek kasdile hareket etmsd'ğini, cezanın tecili ve hemen tahliyes muvafık olacağını kaydederek, bu arada «bundan sonra mütebaki iki hafta yatması, ruhî ahvali üzerinde aleyhine tesir bırakabUir. Yaşınm on dokuz olması da gözöaünde tutularak, başka hiç bir mahkumiyeti bulunmıyan müvekkilim hakkında tecil vç derhal tahliye kararı verilmesi, ileridekı vaziyeti üzerinde iyi tesir icra eder» derniştir Hâkim, yanm saatlik teemmülden sonra. ortada cezanın tecilini mucib bir sebeb görmediği kaydile, teciî ve tahliye istey^rini reddetmiştir. Fiat ve stok kontrolu thtikârla mücadele komisyonu bugün yeni kararlar verecek İhtikârla mücadele kanununa hazırhk olmak üzere, Ticarcl Vekâleti kontrol teşkilâtı tarafından eylul iptidasındanberi her hafta yapıldıgı gibi bugün de haftabaşı fiat ve stok kontrolu yapılacaktır. Alâkadar makaTilara, bazı muhtekirlerin ileride de ihtikârlanna devam edebilmek ç b ellerindeki büvük partileri dağıttıklan, Anadoluda kontrol yapılamıyacak muh telif küçük merkezlere gönderdikleri haber verilmiştir. Bu nevi ihbarlar ve esasen malum olan vaziyetler gözönünde tutularak bu şekildc yapılan hareketler üzerinde de durulmaktadır. Mmtaka Ticaret Müdürlüğünde müteşekkil muvakkat htikârla mücadele komisyonunun tahkikatınm son safhasında bulunan bir kaç htikâr hâdisesi hakkında kararlannı vereceği anlasılmaktadır. Esasen, ihtikârla kat'î mücadeleyi terfin edecek olan iktısadî korunma kanununun bu hafta içinde Büyük Millet Meclisinde müzakeresine intizar olunmaktadır. DENtZ İŞLERÎ Şirketi Hayriyenin sonbahar tarifesi Şiıketi Hayriyenin yeni sonbahar tarifes n:n tatbıkma dünden itibaren başlanmıştır. Şırketin pazar günlerine mahsus sonbahar tarifesinde Köpriiden Anadolu yakasına ilk posta 7,15 ve Rumeii yakasın* 8 de kalkmaktadır. Anadolukavağından Köprüye ilk posta 5,32 de, Runielikavağından 6,42 dedir. Akşamlan Kavaklardan son posta 19,32 de, Üsküdardan ise 22,30 dadır. Köprüden Çengelköyüne kadar ak şamlan 23,15, Anadoluhisarma kadar 22 15 ve Kavaklara kadar da 21,15 te son vapur kaikacaktır. Sair günlerde sabahlan ilk posta Kavaklar ve Vaniköyünden 5,05 te, Köprüden Beykoza kadar 5,55 te ve yukanya kadar 6,55 te ilk postaları kalka caktır. Cumartesi günleri Çengelköyünden Köprüye 23,15 te iskelelere uğnyarak ve Köprüden 24,15 te gene iskelelere uğnyaıak yukarı Boğaza birer vapur kalkacaktır. MÜTEFERRtK Meslekî kurslar meselesi Seylâbın yaptığı tahribat Izmir 1 (a.a.) Son alman malumata göre, Ödemişin Birgi nahiyesindeki seylâb neticesi 44 ev yıkılmış, bir han ve iki büyük bina tamamen, 4 ev ve bir cami kısmen harab olmuştur. Üç bu çuk kilometrelik bir sahadaki sebze ve meyva bahçeleri büyük zarar görmüş îerdir. Zarar yekunu 200 bin lira tah min ediliyor. Açıkta kalanlar başka evlere nakledilmişlerdir. Küçük Avlucuk köyünde 12 ev, 10 dam, 2 dükkân, 1 kahve tamamen yıkılmış, 1 fınnla köy camisi kısmen harab olmuştur. Beydağ ve Adagide nahiyelerinde de maddî zarar varrîır. Ovayı istilâ eden sellerin şimdıki vaziyeti tehlikeli olmaktan çıkmıştır. Mudanya hattında kış tarifesi îstanbul Mudanya hattında kış tarifesinın tatbıkına yanndan itibaren başlanacaktır. Yeni tarifeye nazaran postalar îstanbuldan pazar, pazartesi ve salı günleri 9.50 de, çarşamba, perşembe ve cuma günleri 15 te ve cumartesi günleri de 13,30 da kaikacaktır. Bu suretle çarşamba, perşembe ve cuma günleri saat 12 de İstanbula gelecek Bursa ve Mudanya yolculan ayni gün 3 saat sonraki posta ile dönmek imkânmı bulacaklardır. Dikilide vaziyet îzmir 1 (a.a.) Dıkili felâket mm takasındaki sarsmtılar seyrekleşmeğe ve hafıflemeğe başlamıştır. Buradaki halkm vaziyeti de yavaş yavaş salâha yüztutmuştur. Gerek merkezde, gerek diğer zelzele mmtakalarındaki halka şimdiye kadar 1050 çadır tevzi edilmiştir. Karadenizde görülen mayin Karadenizde Kefken adasınm beş mil aç.ğmda bir mayin görülmüştür. Tekirdağında zelzele Tekirdağ 1 (a a ) Bu sabah Tekirğında saat 5,46 da dört saniye süren siddetli bir zelzele olmuştur. Peynirle zehirlenenler Arnavudköyünde oturan Emin ve arkadaşı Ragıb evvelki gece Beyoğlunda Masraflar tahdid ediliyor bir birahanede içtikleri biranm yamnDahilıye Vekâleti, vilâyetlere gön da mpze olarak verilen peyniri yiye derdiğı bir tamimde, muhasebei husurek zehirlenmişlerdir. siyelerin masrafı azamî surette tahdid etmelerini, fazla sarfiyata meydan veOtomobile çarpan kamyon rilmemesini bildirmiştir. Şişlı caddesinden geçmekte olan 334S numarah kamyon, Cevadm idaresindeki hususî otomobile çarparak hasara uğratmıstır. VtLÂYETTE Sanayi ve maadin müesseselerinde meslekî kurslar açılması hakkındaki talimatnamenm tatbikatmm tehiri hakkında yapılan müracaatlere henüz müspet cevab gelmediğinden talimatname dünden itibaren mer'iyet mevkiine girmiştir. Bu vaziyete göre, meslekî kursFakat nimresmî Röyter Ajansı ingillann bugün faaliyete geçmesi icab st tere hükumeti Mussolini'nin sulh tavasmektedir. sutile ilânı harb günündeki vaziyetini değişmiş saymadığını bildirmiştir. Diğer bir Semplon ekspresi gene nimresmî îngiliz tebliğinde de Ingiltererötarla geldi nin harbden gayesinin «Avrupayı Alman Semplon ekspresi dün de Sirkeciye tecavüzü korkusundan kurtarmak» bu dört saat teahhurla gelmiştir. Buna selunduğu tekrar zikredildikten sonra Al beb, semplonda hududlarda yapılan sımanya ile Sovyetlerin harbin devamı takkı kontrollarır uzamasıdır. dirinde almacak tedbirler hakkında istiYeni tstanbul muvakkiti şarede bulunacaklanndan bahsetmek Rasadhane müdürlüğühün innası ü suretile yaptıklan gizlikapaklı tehdidin, zerine Haydarpaşa lisesi muallimlerin ingiltere ile Fransayı asla korkutamıya den Ziya Gökçe, haziranda ihdas edi cağı kaydedilmiştir. len îstanbul muvakkitliğine tayin oNimresmî Fransız notunda Almanya lunmuştur. nm sulhu zorla kabul ettirmeğe matuf üîKÜLTÜR ÎŞLERİ timatomuna Rusyanın da iştirak ettiği ve Almanya ile Sovyetler Birliği arasında Teknik okulda imtihan Nafıa Teknik okulu mühendıs, ma askerî bir ittifak bulunduğu Moskova bekine ve inşaat kısımlanna almacak ta j'annamesinde tasrih edilmemiş olmakla lebenin müsabaka imtihanlan bu sa beraber Hitler'in bir tehdid manevrasında bah 'yapılacaktır. bulunduğuna şüphe olmadığı izah edilÜNtVERSÎTEDE miştir. Hulâsa îngiltere ile Fransa Lehistanın Yeni profesörler taksimini tanımak ve şarkî Avrupaya AlÜnıversite Edebiyat Fakültesinden manya ile Sovyetler Birliğinden başka Fuad Köprülünün çekibnesi üzerine münhal olan Türk edebiyat tarihi mü üçüncü bir devletin müdahalesine müsa derrisliğme kımin tayin edileceği alâ ade etmemek esası üzerine sulhun iadesika ile beklenilmekta idi. Aldığımız ma ne razı olacak değildirler. Diğer taraftan luınata nazaran, Türk edebiyat tarihi Lehistanın taksime ugrayıp Estonyanm nin eski edebıyata aid olan kısmımn da karşılıklı yardım şeklinde Sovyetlerin doçent Ali Nihad tarafmdsn tedrisine piyasî ve askerî nüfuzu altına girmiş ol devam edileceği gibi Tanzimat edebi ması gerek bitaraf devletler gerek Ameriyatı tanhi hocalığma da Gazi Terbiye ka üzerinde Almanya aleyhine çok fena Enstitüsü profesörlerinden Mustafa Nıtesir bırakmıstır. had getirilecektir. Yaralanan kız Muharrem Feyzi TOGAY f Silivride dün açılan hayvan sergisi Şişlide Ahmedbey sokağında oturan Bir otomobil kazası İlya kızı Donna, Şişli caddesinden gsçDün Nümune hastanesi önünde mekte ıken Şişli Fatih otobüsünün sadmesine maruz kalarak yaralanmış tramvaydan inmekte olan Fettah is minde birisi, arkadan gelmekte olan tır. Suçlu şoför yakalanmıştır. şoför Lutfinin idaresindeki otomobilin sadmesire maruz kalarak muhtelif yerlerinden yaralanmıştır. Fettah. tedavi tnıa Fİınmış, suçlu şoîör yakalanmıştır. ı Dövüşenler fceyoclunda Turkuvaz dans salor.u sahibı Kalyopiyi, müşterilerden Mahmud ısminde biri. Samatya Değîrmen sokağında oturan Haticeyi de kocası Kerim dövmüştür. Fatıhte oturan işçi Mustafa ile ma rangoz Ali de bir iş yüzünden dövüş müşlerdır. Damadını yaraladı Fenerde Müftiali mahallesinde otu ran Mehmed, aralannda çıkan kavga neticesinde damadı Abdullahı çakile yaralamıştır. Suçlu yakalanmıştır. dü: Nerelerdeyim; ne oldum? Hâlâ kar yağıyor mu? O herifler ne oldu? Hayvanım nerede?.. Dedi. Aybey sevincle Salağa sarılacak oldu; Yakar kolundan yakaladı: Aybey, kendini topla!.. Hastanın, sanlmağa tahammülü yok... Ve Salağa cevab verdi: Buradasm Salak! Evinde, yurdunda. Hayvanım da dama çektîm. Halbuki hayvancaaız ölmm gİfmisti. Salak, hafızasını topluyordu. Yavaş Rüzgân mfihmuzladım. Hayvanım tehlikeyi anladı ve basını kırarak uçuruma saptı... Tam o s'rada: Eyvah her«ey bitti! Kocakafalı herif, arkadan seni ckla vuracaklarını neden hatırlamadîr ? Diye düsünJum... Dönmek imkânsızdı, başaşağı gidiyoıduk. Bekliyordum: Ha şimdi sırtıroa, ha şimdi hayvanıma, ha şimdi kafama!.. Dönüp bakamıyordum da!.. Hayvandan düşmek ihtımali de vardı. Buram bu»atn terliyordum. Sizi hatırladım, gözlerim yaşardı... Uzatmıyayım, uçurumun dibine kadar indim, hiçbir şeycik olmadım. Başımı çevirerek baktım: Gitmişlerdü. Bu ne demekt», ne aptal şeydi bunlar? Ab rasgele sürdüm. Güzel bir yerdi bu derenin içi ! . Atım b'Ie keyıflenmişti. Torbamdan biraz yiyecek rıkardım, tıkındım. Benim tabiatımdır. Korktugum vakit karnım da acıkır... İArkast varl Taşlarla yaralandı İstinvede Mithatm taş ocağında ça iışan amele Niyazi, ocaktan düşen taşlarla muhtelif yerlermden yaralanmış. tedavi altına alınmıştır. Kabahat hangisinde? Mecidiyeköyünde oturan seyyar sa tıcı Havreddin, dün Mecidiyeköy cad de^inden sarhoş bir halde geçerk°n manav Nuriye takılmıştır. Hiddetle nen Nuri, elıne geçirdiği dirhemle HayTecîdini başmdan yaralamıştır. Nuri yakaianmıştır. Düşerek yaralandı Vali Lutfi Kırdar, Hayvan sergilerinden bıri de dün Silivride açılmıştır. Merasimde Trakya Umurr.î Müfettişi Kâzım Dirik, Vali ve Beledive reisi doktor Lutfi Kırdar, Belediye erkânı, Daımî Encümen azalan hazır bulunmuştur. Sargmin açılış resmi münasebetile Silivrı kaymakamı Ekrem bir nutuk ırad ederek bu kazada açılan hayvan sergilerinin her sene göze çarpacak derecede bir tekâmül göstermekte oldu ğunu kaydetmiştir. Beyazıdda oturan Kâmil adında biri, Veznecılerdekı tramvay durak yerin nutkunu söylüyor den tramvaya binmek isterken düşmüş, Bu nutka mukabele eden Vali ve Be başmdan yaralanmıştır. lediye reisi, köylünün her sahada olduğu gibi hayvan yetiştirme sahasında da azimle çalıştığma işaret etmiş, bu çalışmanın yalnız ferdler menfaati için Nüshası 5 kurustriT olmayıp memleket menfaatini temine matuf olduğunu tebarüz ettirmiştir. îdn icin Valinin sözlerini Müfettiş Kâzım Di1400 Kr. 2700 Kr Senelik riğin kısa bir nutku takib etmiştir. 750 » 1450 • Alb avlıfr Merasimden sonra davetlilere bir öğ Üç avlık 400 • 806 • 150 » Yoktot Bix aylık lfe zıyafeti veirilmıştir, Motosiklet otomobil çarpışması Arravudköyünden motosikletle gel mekte olan Kıfkı, Ortaköyle Arnavudköy arasmda şoför Yaşarın idaresindeki otomobilin sadmesine maruz kalmıştır. Çarpm: netıcesinde motosiklet hasara dğramış, Rıfkı ayağından yaralanmış tır. Cumhuriyet Aboneşeraiti!™'^

Bu sayıdan diğer sayfalar: