20 Ekim 1939 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 1

20 Ekim 1939 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 1
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Günün en mUhlm kltabı Eski Moskova sefiri Galib Kemalî Söylemezoğlu tarafından Fransızca aslıuın 26 ncı tabından tercüme edilmiştir. 30 formadan ibaret, tab'ı gayet nefis, fiatı Ecza 150 ciltli 175 kuruştur, Rusya Tarihi Kanaat Kitabevi n ünaltıncı yıl sayı: 5 5 4 7 u ı umhuri ecAt M g r a f y eme jici ŞARL ın : VOLTAiRE : NAHiD SIRRI TUrk ingiliz Fransız ittifakı Üç devlet arasında yapılan muahede dün akşam Ankarada Başvekilimizle Ingiltere ve Fransa biiyük ' elçileri tarafından merasimle imzalandı ingiliz Başvekilinin dün Avam kamarasında Türkiye ile ingiltere Başvekilimizle ingiliz ve verdiği mühim izahat ve Fransa arasında» Fransız sefirleri mühim nuhıklar söylediler Karşılıklı yardım muahedesininbariz iki karakteri vardır: 1 Muahede hiçbir devlete karşı olmıyarak yalnız tedafüî mahiyettedir. 2 Bu muahedenin tazammun ettiği hükümler arasında Türkiyenin bu yüzden biiyük şimal komşumuz Sovyet Rusya ile müsellâh bir ihtilâfa gitmek mecburiyetinde kalmıyacağma dair sarih bir ihtiraz kaydı konulmuştur. Telefon: Başmuharrlr ve evi: 22366 Tahrir heyett: 24298. İdare ve matbaa fcısmı 24299 24290 ^b an»* cumhuriy«t, tstanbm. posta kutusa: istanbni NO. 246 İSTANBUC CAĞALOĞLU n tuma Zü Bırıncıteşrın 1939 o no .. .. . , Resimlidir. Fiab 100 Kuruş n o n Hilmi Kitabevi ittifakın mahiyeti sadece tedafüidir (BaşmuharrİTİmizden) kası haricinde bulunuyor ve bunun tabiî ugün Cumhuriyet Halk Partisi neticesi olarak Türkiye, yalnız harb haMeclis Grupu içtimamda Baş ricinde değil, harbden çok uzak mevkide vekil Refik Saydam, memleketi kalmakta devam ediyor. MUAHEDENİN METNi Ankara 19 (a.a.) Türkiye Cumhuriyeti, Büyük Britanya Kralhğı ve Fransa Cumhuriyeti arasında bu akşam imzalanan muahede metni aşağıdadır: Türkiye Reisicumhuru, Fransa Reisicumhuru ve Majeste Büyük Britanya, trlanda ve denizleraşırı tngiliz ülkeleri Kralı, Hindistan tmparatoru, «Büyük Britanya ve Şimalî trlanda Birleşik Kralhğı için», Millî emniyetlerînin menfaati iktiz&sı mütekabil mahiyette bir muahede akdini ve tecavüze mukavemet için yekdiğerine karşılıklı yardım temin eylemeği arzu ettik lerinden, Murahhas olarak, 'Ankara: 19 mizle Ingiltere ve Fransa arasında esaslan çoktan kararlaştınlrp ilân da edilmiş olan anlaşmanın dost devletlerce vanlan kat'î şekilleri hakkında izahat vererek alkışlar icinde Grup umumî heyetinin tasvibini aldıktan sonra bu ehemrniyetli sulh eserinin vesikaları saat 18,30 da imza ve teati kılınmıstır. Fransa Reisicumhuru: Büyük elçi ve fevkalâde murahhas î.egion d'Honneur nişanmm Başlayan harbin Polonyayı şimdiki Commandeur rütbesini haiz Bay Rene Massigli'yi» Ehemmiyetli sulh eseri diyoruz. halde dünya hartasından silmekle mey Majeste Büyük Britanya, İrlanda ve denizleraşırı tngiliz ülkeHakikaten Türkiyenin İngiltere ve dana çıkan feci garabeti, bütün milletleri leri Kralı, Hindistan tmparatoru «Büyük Britanya ve Şimalî trlanda Fransa ile akdettiği bu muahede, kendi hayat ve selâmetleri bakımından Akdenizde ve Türkiyenin emniyet büyük endişelerin derin ıstırablan içinde Birlfuk Kralhğı için»: Büyük eîci ve fevkalâde murahhas Sir Hughe Montgomery sahası olan bölgelerde sulhu korumak yaşatıyor. Milletler arasında bütün Knatchbull Hugessen, K. C. M. G.'yi, açık maksadile ve yalnız bu maksad tarihin kaydetmediği dehşetli bir Türkive Reisicumhuru: la karşılıklı yadnm taahhüdlerinden buhran hüküm sürmekte ve insan ibaret bulunuyor. medeniyeti yıkılıp yok olmakla ayakBanvekil ve Hariciye Vekâleti vekili, tstanbul meb'usu Bay dokta durabilmek gayreti arasında mah Refik Saydamı tayin evlemisler ve bu murahhaslar, usulüne muvafık Bu karşılıklı yardım muahedesinin bagörülen salâhiyetnamelerini teati ettikten sonra aşağıdaki hususatı riz iki karakteri vardır: 1. Muahede,şerî bir hayat geçirmektedir. hiçbir devlete karşı olmıyarak yalnız teKuvvetle hak arasındaki bu çarpış kararlaştırmışlardır: dafüî mahiyettedir. 2. Bu muahedenin mayı tehdid ederek insanhğı muhtac olMadde i tazammun ettiği hükümler arasına Tür duğu salim ve sağlam yeni nizamı içinde Türkiyeye karşı bir Avrupa devleti tarafından vaki bir tecavüz kiyenin bu yüzden büyük şimal komşu normal hayata kavusturmak, bugünün en muz Sovyet Rusya ile müsellâh bir ihtilâ büyük vazifesini teşkil etse gerektir. Bu neticesinde Türkiye bu devletle muhasamata giriştiği takdirde, Franfa gitmek mecburiyetinde kalmıyacağına müthiş günlerin her an gelebilmesi ihtima sa ve Birleşik Krallık filen Türkiye hükumetile teşriki mesai edeaid sarih bir ihtiraz kaydı konulmuştur. li karşısında biz Türkler, yeni müttefikle cekler ve ona yedi iktidarlarında olan bütün yardım ve b,ütün muzaAkdeniz ve Yakınşark emniyetlerinin bu rimiz İngilizler ve Fransızlarla kendi em hereti yapacaklardır. iki şartla teminat altına alınmış ol niyet sahalarımızın selâmetini temine azMadde 2 ması elbette ve ancak ehemmiyetli bir metmiş bulunuyoruz. İşte, bugün Anka1 Bir Avrupa devleti tarafından vaki olup Akdeniz mîntasulh eseri sayılmalıdır. rada imza olunan muahedelerin hakikî kasında Fransa ve Birleşik Krallı ğm tutulacakları bir harbe müncer Avrupa ahvalinin son zamanlara doğ maksad ve manası bundan ibarettir. olan bir tecavüz hareketi halinde Türkiye filen Fransa ve Birleşik ru fenadan betere giden buhranı karşıTürkiye, maksadı sulh olan bu mua Kralhkla teşriki mesai edecek ve onlara yedi iktidarında olan bütün sında bu tedbire beş altı ay evvel tevessül melede sulha hizmet edebilmiş olduğu nis yardım ve bütün muzahereti yapacaktır. etmiş olduğumuzu hatırlıyalım. Böylelik pette kendisini bahtiyar sayacaktır. (Metnin devamım ve imza merastminin ta/sile anlaşma kat'î şeklinin imza ve teatisinlâhnı 5 inci sahifemizde bulacalcsımz) YUNUS NAD1 den evvel epeyce bir zaman geçmiş bulunuyor. Akidler, bu teşebbüsün daha geniş ölçüde bir sulh cephesi haline inkılâbile beîki harbin önüne geçilebileceğini asil bir umudla tasavvur ve bu yolda ciddî gayretlere teşebbüs ettıler. Maatteessüf bu umudlar tahakkuk edemedi, ve harbin filen başlamasının önüne geçilemedi. Beşeriyet için bir felâket olan bu afetin etrafa taşabilecek mazarratlannı tahdid etmek şimdi daha mübrem bir zaruret haline gelmiş bulunuyor. Demek ki, daha ortada harb yokken beş altı ay önce düşünülmüş olan bu tedbirlerde en kat'î isabet varmış. Arayerde geçen zaman, Avrupa simalini hercümerc eden harb hailesinin filiyatile bu acı hakikati ispat eylemekten baska birşeye yaramamıştır. Kendilerile karşılıklı yardım pakb akdettiğimiz iki büyük devletin Avrupa şünalinde büyük bir devletle harb halinde bulunmalarına rağmen, Türkiye için vaziyetın hiçbir memleket ve millete karşı husumet manasını asla tazammun etmiyen mahiyetine elbette dikkat edilecektir. Filhakika bizim karşılıklı yardımla daha emin bir halde bulundurmak istediğimiz sahalar, şimdiki halde dahi harb mınta Bu halin böylece mütemadi bir hakikat olarak devamı veya idamesi başlıca temennimiz olduğunu söylemeğe hacet var mı? Milletlerin emniyet ve selâmetleri yalnız temenni ile temin olunamadıgı içindir ki bu tedafüî tedbirlere müracaat olunmuştur, ve yalnız bu gaye ile... İngiliz Başvekili Çemberlayn lllllllllllllllllllllllllllimilllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllılılllll Londra 19 (Hususî) Başvekil Çemberlayn Avam Kamarasmın bugünkü celsesinde Türkiye, İngiltere ve Fransa arasında imzalanan anlaşma hakkında beyanatta bulunarak şunları söylemişür: « 12 mayıs tarihinde beyan ettiğim veçhile Türkiye, fngiltere ve Fransa hükumetleri uzun vadeli bir, karşılıklı yardım anlaşması akdine karar vermişlerdi. Bu hususta cereyan eden müzakereler neticesinde her üç devlet, tahti emirlerindeki bütün kuvvetlerle yekdiğerine yardım etmeğe karar vermislerdir. Son defa cereyan eden müzakereler neticesinde anlaşma, üç taraflı bir ittifak haline getirilmişti. Bu hususta üç hafta evvel tam anlaşma lıasıl olmus bulunuyordu. Fakat Türk hükumeti, Türkiye Hariciye Vekilile Sovyetler arasında Moskovada cereyan eden müzaisefeleT neticesinde Sovyetîerle de ayni mahiyeti haiz bir anlaşma akde» dilebileceğini ümid ettiğinden ittifaknamenin imzalanması tehir edilmişti. Fakat bazı Sovyet teklifleri, Türkiye tarafından Ingiltere ve Fransava karsı daha evvel deruhde edilen taahhüdlerle kabili telif olmadığından, Moskova mü* zakereleri muvakkaten tehir edildi. Bununla beraber, Türkiye ile Sovyetler arasındaki münasebatın dostluk esasma dayandığı Türk ve Sovyet hükumetlen tarafından temin edilmektedir. [Arkası Sa 6 sütun 2 âel I ııııiMiııııımıuııııııııııııııııııııııııiııııiıııııııııııııiHiıııııııııııııııııııııınıa Tren Erzurumda Erzurum demiryolu, Meşrutiyetin ilk senelerinde, komitacı iken meb'us olan Pastırmacıyan isminde bir Ermeninin ağzmdan işitilmişti. O zaman, Çester pıojesi diye birşey tutturmuş gidiyorduk. Bu projeye göre, Pastırmacıyanın temsil ettiği bir A~nerikan şirketi, Erzurum demiryolunu yapa* caktı. Kilometre garantisi diye devletten ahnması usulden olan parayı mıyacaktı; fakat yapacağı hatların her iki tarafında ellişer kilometre d rinliğinde arazideki mekşuf, gayrimekşuf bütün madenleri işletecekti. Nihayet senelerce lâkırdısını dinlediğimiz Çester projesi de, Pastınruu cıyan da madenlerin işletilmesi hnlyası da, hep tarihe karıştı. Bugün, tada tek bir canlı hakikat vardır ki o da, Salatnat ve Meşrutiyet devirle* rinde, seneler ve seneler bir umran yem borusu halinde, kulaklarımıza aksedip duran demiryolunun, Cumhuriyet devrinde yapılarak Erzurumu, Türkiyenin dört köşesiııe bağlamış olmasıdır. Erzurum demiryolu, 15 senede millî sermaye ve millî teknikle yapılan 3*189 kilometrelik çelik ağın bir parçası, Erzurum da bu muazzam hamle. nin bir merhalesidir. Bu demiryolu şebekesinin kuruluşu bütün Türk mületi jçin. azamî muvaffakiyetle verilmiş « Ç E T İ N VE M U Z A F F E R B İ R İ M T İ H A N » olmuştur. Çünkü, inşası için Saltanat devrinin Ame« rikalı Çesterden ve Ermeni Pastırmacıyandan uzun yıllar imdad beklediği bu demiryolları Türkün eseridir. Sermayesini Türk maliyecisi buldu, Güzergâhlarını Türk mühendisi çizdi, köprülerini Türk fenni inşa etti, >armalarını, toprak tesviyesini Türk amelesi yaptı. Tünellerini Türkün çehk kolu actı. Traverslerini raylarma Türk işçisi bağladı, istasyonlarını Türk mimarı ve ustası çattı Bütün bu yepyeni demiryollarını da eskileri gibi, Türk şimendifercisi işletti. Hepsinin fevkınde olarak demiryollanrmzı kendiiıiz yapmak azmini Türk büvükleri gösterdi ve bu azmi, söz sahasından is sahasma ve projeden hakikate geçirmek kudretini de geme Türk büyükleri gösterdi. Bu işin büvük basarıcısı, Ebedî Şef Atatürkten aldığı kuvvet ve gördüğii muzaheretle demiryolu siyasetimizin temelini atmıs olan Büyük Millî Şef, RAY BABASI İsmet İnönüdür. Onun: «BÜTÜN MEMLEKETİ B A Ş T A N B A S A D E M İ R AĞLARLA Ö R Ü L M Ü Ş GÖRMEK EN B Ü Y Ü K AZMİMİZDİR» sözünü tahakkuk ettirmek için, büyüğile, küçüğile bütün bir millet ç lıştı. Bu çalışanlar arasında, Ali Çetinkayanın ismi. Türk demiryollarm tarihine ayrı bir ehemmiyet ve minnetle geçecektir. Demiryolunun Erzuruma varmasile elde ettiğiniz idarî, medenî, iktısadî, sevkulceyşî menfaatleri birer birer izaha lüzum var mı? Avrupanın bir harb buhranile kıvrandığı şu zamanda, Türkiye, Erzurumu, Trakyaya, Hataya. Egeye, kömür havzasına bağlamıştır. Çelik raylar, Erzurumun bütün Tiaddî varlığını memleketin diğer köşelerine götürebileceği gibi. yurdun bütün varlıklarını icabında, Erzuruma ulaştıracaktır. Erzurum, artık Karadeniz, Boğazici ve Akdeniz kıyılarındadır; trenler ona, her gün bu denizlerin selâmını götürüp getirecektir. Bizim gibi, yarım asır Erzurumu görennyenler, simdi yarım haftada Erzuruma gidip gelebilecekletrdir. Demiryolu şarkı garba bağlıyarak şark hizmeti denilen ayrılığı, ortadan kaldırmıştır. «Tren Erzurumda» sözü iki kelimeden ibarettir: fakat bu iki kelimenin içinde iki bin sahifeve sığmıyacak mana ve hayat vardır. Bu canh eseri varatan BUyük Millî Şefe karşı duyduğumuz şükran v» minnet büyük ve sonsuzdur. Çünkü bütün tenkidlere, itirazlara ve güç lüklere rağmen lokomotifi nihayet Erzuruma da götüren onun çelik ira desidiı. Gec.es mayısta Ankarada Türk Fransız deklarasyonunun ünzası merasiminden bir, intıba

Bu sayıdan diğer sayfalar: