20 Ekim 1939 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4

20 Ekim 1939 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHTJRIYET gg Bîrîncîfeşrîffl 193» Küçük hikâye Ah bu kadınlar! N. Tapman aksamki program ) Kocası gidince, arka odada yalnız ca karak: Pek yakında : nı sıkılan Sevda, kocasının dişçi kliniği Cicim, sen, sen yalnız değil miyTüröye Radyodifüzyon Postalan BÜYÜK ve Y E N İ filmler DALGA ÜZTTNIiUĞU nin yanındaki bekleme salonuna geçt din? 1639 m. 183 Kcs. 120 Kw. serisine başliyor Sokaktan; parmaklıkh alçak bir duvarl Şey... Nailciğim. Bu beyler... (kenT. A. O. 19.74 m. 15198 Kcs. 20 Kw. aynlmış, ufak bahçeye bakan pencerede dini toplayarak) bu bekler beş dakikadır T. A. P. 31,70 m9465 Kcs. 20 Kw. Artist on altı senedir beraber yaşadığı FİYATLARDA ZAM YOKTUR başını uzattı. Hava, bulanık ve bulutluy seni bekliyorlar. Birinin ön dişi ağrıyor12,30 program ve memleket saat ayan 12,35 du. Dışarıda pencerenin yanlannı süsle muş Fazla ıstırab veriyor olmah ki çıkartajans ve meteoroloji haberleri 12,50 Türls zevcesi Rita Beery'ye tazminat olarak müzigl (Pl.) 13,3014 müzik (kanşık prog yen ve şimdi tek tük yağmur taneleril madan gitmek istemiyorlar. (Misafirlere ram Pl.) ı s program • 19,05 memleket saıslanmaya başlayan hanımeli dallarını dü dönerek) anladınız ya, yalan söylemedi50 bin dolar verecek at ayan, ajans ve meteoroloji haberleri 18,25 Türbede Belediye karşısmda 19 Türk müziği (fasl heyeti) 19,10 konuşma zeltti. Sonra biraz eğilerek, o sabah açıl ğimi. Kocam burada değildi. Işte gözle(haftalık spor servisi) 19,25 Türk müziği. No. lı Sinanağa dairelerinde yalmış bir menekşe gülünü kopardı. Korsa rinizle gördünüz, şimdi geldi. Çalanlar: Kemal Niyazi Seyhun, Cevdet Çağla, nız zemin katmda bir küçük ve jına iliştirdi. Daha sonra sokaktan geŞerif İçli, Hasan Gür. A Okuyan: MuzeyNail ellerini yıkamak için biraz müsaehven daire boştur. Dört oda, yeyen Senar. ı Salâhaddin Pınar: Rast şarld çenlere baktı. Yağmur damlaları biraz ade istedi. Salondan çıkar çıkmaz, iki ah(Yalnız benlm ol). 2 Artf Bey: Mahur şarkı: mek odası olarak kullanılan bir sıklaşır gibi olmuştu. Pencereyi kapata pab gülüştüler. İkisi birden: (Senin dunnak derdinâk eyler beni). 3 Hallc hol, hamam, her türlü konfor. türküsü: (A Padimem haydi senle kaçalım). cağı zaman bahçenin kumları üstünde bi Kadın kısmınm bu buluşlan yok 4 Halk türküsü: (Meselı Meşeli). B Okuhışırtı duydu. Parmakhkh kapıdan ik: mu? dediler, harikadır vesselâm. Işte hiç yan: Mefharet Sağnak. ı Hüseyni şarkı (ÇekRAŞÎD RIZA kişi giriyordu: Meftunla Meclub... Bir aklımıza gelmiyen sade bir hile. Bir dişitim eliml gayri). 2 Hüseyin Fahri: Hüseyni şarkı (Vaslınla cana). 3 Halk türküsü: (EsE. SADÎ TEK birinden ayrılmıyan iki kafadar... ni çıkarttığın gibi selâmet. Üçümüzü birmerim kıyma bana). C Okuyan: Sadi HoşTİYATROSU Bunlar, ne müşteriydiler, ne de koca den kurtarmış olacaksın! ses. 1 Lem'l: Hicaz şarkı (Var mıdır takrire Bu gece vuku bulan hacet). 2 Udî Fahri: Hıcaz şarkı (Bahar olsınm dostlarmdandı. Sadece, Sevdanın Meftun: sa çemenzar olsa). 3 Sel. Pınar: Hicaz şarkı davet üzerine İzmit iki hayranı, eski tabırle . mülâzımı aşk: Ne demek istîyorsun Meclub? de(Hasta kalbimde açılmış). 4 Zeki Arif: ŞehNecati Halkevi Sanaz şarkı (Beni ateşlere yakan) 20,10 temidiler. di. «Bir dişini çıkarttığın gibi...» demeklonunda ilk temsil sil 21,10 müzik (radyo orkestrası Şef: HaMeftunla Meclub; Sevdanın, şahsan ten maksadın ne?. Bunu bana söylüyorsan Perid Alnar) 22 memleket saat ayan, SAÇLARINDAN UTAN tanıdıkları, kocası Naili biraz evvel istas san büyük bir gaf yapmış olursun. Bu işajans haberleri, ziraat, esham tahvilât, kamblyo nukud borsası (fiat) 22,20 müzık yonda görmüşler, bundan da Sevdanın, te en münasibi senin.... (cazband Pl.) 23,2523,30 yannki program ÖLÜM aşağı yukarı, iki saat yalnız kalacağına (Sözünü bıtırmesine meydan verve kapanış. hükmetmişlerdi. Bugün, her halde, onun miyerek) Benim mi? Ne münasebet? EBabamız ve büyük babam doktor kat'î kararını anlamak istiyorlardı. Fuad Süreyya (Paşa) îsfendiyaroğlu ğer ikimizden birinin diş çıkartması lâÜsküdar Sevda, misafirlerini bekleme salonuna zımsa; düşünmeye bile lüzum yok, hermemleketine ve mensub olduğu dok torluk camiasma kırk küsur yıllık veHâle Sinemasî aldı. Kendisi de, kapamaya vakit bula halde senin çıkartman... Wallace Beery ve evlâdlığı Carol Ann rimli ve dürüst bir hizmetten sonra dün madığı pencerenin karşısmdaki geniş kol Büyük Caz (Sözünü keserek) Çok şey!.. Daha Holivud'dan yazılıyor: tuğa yerleşti. Kalbi çarpıyordu. îlk defa demincek, onun için ateşe girmeğe hazır sabah ansızın öldü. Mesele birkaç ay evvel birdenbire evine kabul ettiği bu iki mülâziminin gö olduğunu söylyen sen değil miydin?. Bu Cenazesi bugün saat 10,30 da Kadıkö yünde Cevizlikte Şifa sokağmdaki e meydana çıktı. Bir akşam karı koca benül davasından ziyade dışarıya kulak ve nun yanında bir dişin ne ehemmiyeti var? vinden kaldınlarak Kadıköy iskelesirc raber oturuyorlardı. Rita zevcine: Şayanı hayret ve hakikî bir dram riyordu. Kusursuz zabıta macerası Ya, sen: «Bir işaretinle kendimi den saat 10,45 te kalkacak hususî va Wallace, dedi, ben senden aynlaAradan beş dakika geçmeden bahçesuya atarım!..» diyeli beş dakika geçme purla Beşiktaşa geçirilerek Beşiktaş cacağım.. Çünkü arük mes'ud değilim.. nin önünde birinin durduğuna dikkat etti di. Unuttun mu? Bu fedakârhğı göze a miinde namazı kılındıktan sonra YahYüreği ağzına gelmişti. Hemen pencereArtist bu sözü ciddî telâkki etmedi: lan adam için bir dişin ne hükmü olur?. yaefendi kabristanındaki aile metfeniye koştu. ne defnedilecektir. Rita, dedi, böyle tatsız şakalar JOHN BOLES ve O kadar izam ettiğin değersiz bir LOUIS HOVARD Mühendis ve müteahhid Kudret yapma!. Meclub i GLADYS SVARTHOUT dişe karşı bak şu, kıpkırmızı karanfil duve KAY SUTTON îsfendiyaroğlu Ne kadar evhamlısınız, dedi. KocaSan'atkâr haklıydı. Çünkü on altı sedaklı, ağza... Hangi kadmda böyle neAlpullu Şeker fabrikası müdürü Fatin nedenberi birlikte yaşıyorlardı. Bu tarznız daha yeni gitti. Merak etmeyin. O kafis mini mini ağız gördün? Sanki bir merîsfendiyaroğlu dar çabuk dönmez. da bir harekete teşebbüs edeceğine ihti cimek! Bu derece küçük bir yerden nasıl Torunu Ahmed îsfendiyaroğlu Sevda, cevab vermedi. Merak ve kormal vermiyordu. Kadın ısrar etti: I Nefis ve eglenceli bir komedi Güzel musiki ve cazib danslar filmi gıda aldığına insan hayret eder. *** ku ile dışarı baktı: Bir kâğıd helvacısı... Hayır Wallace, emin ol, ciddî söy Ya, gözleri!.. Galiba dikkat etmeEmekli Bnb. ve Üsküdar 1 inci orta Tekrar yerine oturdu. Meclubla Meftuokul fransızca öğretmeni Ahmed Muh lüyorum. mişsin? O ne halâvetli iri gözler öyle!.. nu dinlemeğe başladı. Onlar söylerken, tar Tunçyürek 19/10/939 tarihinde ve Pekâlâ, o halde istediğini yapmak I Trak vapurunun lumbuzları kadar var. MYRNA LOY ve NELSON EDDY hangisini intihab edeceğini düşünüyordu: fat etmiştir. Namazı Kanlıcada, öğle ta serbestsin.. Zira, on alü sene ev\'el Hele endamındaki tenasüb.... îlle Esmeri mi, kumralı mı? Baktı, baktı. IkiI VILLIAM POVELL ve ELEONOR POVEL namazını müteakib kılınacak ve aile mes'ud olmadığın dakikada benden aybelinin inceliğü... Tıpkı yabanarısı!. sini de gözü tutmadı ve nihayet: kabrine defnedilecektir. Mevlâ rahmet nlabilmek hakkmı vermiştim. Mademki öyledir Egoist bir adam eylesin. Benden bir şey beklemeyiniz, dedi. Evet on altı sene evvel Wallace ile lmadığımı sana göstermek isterim. Bu Evvelâ kocamı çok severim. Bundan başBugUn Rita bir stüdyada tanışmışlar, evlenmeğe ka, ikiniz de samimî arkadaşsınız. Aranı kadar hoşuna giden Sevda ile seni başDurun, şimdi alınm. karar vermişler, bilâhare de Carol Ann zın açılmasına sebebiyet vermek istemem. başa bırakıyorum, onun mülâzemetinden Nail, dişi çekerken Meclub da esefle isminde küçük bir yavruyu 1930 da evvazgeçiyorum, bu işten çekiliyorum. AnOnlar, bir ağızdan: düşünüyordu: Tesadüfün Meftuna yar lâdlık edinmişlerdi. Doğrusu Wallace Sinemalarında ^i mı?.. Benden pas! Yok, biz gücer»meyiz, dediler, handım ettiğini, Nailin, arkadaşına kaybetti hem evlâdlığma, hem de karısma fevka Bu lüzumsuz feragatinle, benım receği dişin yerine, hakikisinden daha gügimizi tercih ediyorsanız korsajınızdaki lâde iyi bakıyordu. Bir defasında Rita gülü ona verin, kâfi... Açıkta kalanımız, merbutiyetimin, seninkinden çok kuvvet zel bir sun'î diş takabileceğini, fakat son derece tehlikeli bir hastalığa rutul TUrkçe SözlU darılmadan, itiraz etmeden çekilir, gider. i olduğu meydana çıkıyor. Sevdayı ba Meclub, kendisi; hakikî (Sevda) nın yemuştu. Artist karısının başmdan bir saniAyrıca mevslmln en gUzel saheserl olan Yeniden bir ayak sesi... Bu sefer, da na bırakıyorsun öyle mi?. Peki... Fakat rine, ondan daha güzel sun'î bir sevda ye ayrılmadı ve o tekrar sıhhatine kavuşha yakıdnan ve bahçede... Sevda, tek bilmiş ol, günün birinde bu âlicenablığın bulamıyacağını zihninden geçiriyordu. tuğu zaman kendisinin dünyanın en mesrar pencereye koştu. Meftunla Meclub, dan cayarsan onu geri vermem. Bak, iyi MIREELLE BALLIN tarafmdan heyecan ve aşk Kenarı nikelli küvete eğilerek ağzını su ud insanı olduğuna hükmetti. Wallace, düşün!.. omuzlarını silktiler: sahnelerlle dolu şaheser ile çalkalayan Meftun da; Nailin, trene şimdi sade sevgili zevcesinden uzak kal Gene o olacak... Helvacı... Meclub tereddüd etti. Kur'a çekecek ol yetişmek için müsaade istiyerek aynlmamak felâketine maruz kalsa gene iyi.. ÜsSözlerini bitiremediler. Sevda, telâşlı dular. Lâkin, Nail içeri girmişti, buna va sından istifade ederek, Sevdayı görmeye tüne bir de Rita'ya 50 bin dolar tazmi telâşlı: ;it kalmadı. can atıyordu. Bir dişi gitmişti ama Sevda nat verecek ve Beverly Hills'deki evini Eyvahlar olsun, kocam!. Bahçeyi Işte, dedi, işimi çabuk bitirdim. Diş da ona kalmıştı. Ne iyi etmiş de dişini en de ona terkedecek. Rita, Nevyork'a mügeçiyor. İşte kapıdan girdi. Aman savu ağrısının ne demek olduğunu bilirim. Bir önce o çektirmişti. teveccihen yola çıktığı zaman küçük Caşun, çabuk!... kere tuttu muydu, dakikalar, asır kadar Sevda, o aralık içeri girdi. Gülerek bir rol Ann'ı da beraber götürmüştü. Fakat Diye tepinmeye başladı... uzar... Lutfen kabineye buyurunuz!.. sıra muntazam dişlerini gösterdikten son kadının boşanır boşanmaz başka birile Âşıklar oda kapısına koştular. Fakat ra: evleneceği tahakkuk edince Wallace çoSevda, birdenbire fikrini değiştirdi: Zavallı lutufkâr Meftun! dedi, bu cuğu istetti. Rita da mahkemeye müracaKabinedeki masa üstünde duran bir Durun, durun... Daha fena olacak. :aç fotoğraf, Sevdanın nefasetini Meftu emsalsiz fedakârhğını ömrüm oldukça u ate hacet kalmaksızm eski kocasınm arMerdivende karşılaşacaksınız. Bari sak ıa hatırlattığı kadar, duvarda asılı muh nutmıyacağım! zusunu yerine getirdi. Şimdi büyük aklanın. O, bunu söylerken Meftun da, Sevda tör, büyük kederini evlâdlığınm huzurile elif diplomalar da; Nailin san'attaki meMeftun, masanm altma girdi. Meclub, laretini ve elinin hafifliğini Mecluba is nın fotograflannm arkasına bakıyor ve o teselliye çahşmaktadır. kapı perdesinin arkasına gizlendi. Sevda, 3at ediyordu. Artık bu manzara karşı rada; minnettar bir kadın tarafmdan fekendinden geçer gibi: iinda ikisi de coşarak, aşk uğrunda, çene dakâr bir âşığa ebedî sevgilerini ifade 35 klşllik saz heyeti 4 0 klşillk koro 20 klşlllk Metıter | Olmadı. Vazgeçtim. Sizin ayakla cemiklerini kurban etmeğe karar verdiler. edecek, bir yazı arayordu. takımının Iştlraklle Şarkın filsunkâr giizelllklerl Içlnde Gene kadın, göğsündeki menekşe güNail, Meftunun yüzünde daha fazla canlandırılan 1OO1 gece masallarının en gilzell rmız, sizin de başınız görünüyor. îyisi mi, gene yerlerinizde oturun. Aman Yarab ıir elem eseri mi gördü, yoksa karısma lünü çıkararak Mecluba... evet, yanlış Sinemasında bi! Mahvoldum. Bu müşkülden beni han jir esmer âşıktan ziyade kumral bir aman okumadmız, Mecluba uzattı ve yalnız onun işitebileceği hafif bir sesle şu sözleakdimini mi daha münasib buldu, ne olginiz kurtarırsa pişman olmıyacak. Salonun kapısı açıldı. Nail içeri girer l\ı bilmem. Birdenbire Meftuna dönerek: ri söyledi: Arkadaşınız cidden merd bir insan Rica ederim, ağzımzı açar mısınız, ken: mış ama bir dişin eksikliği de, bakm, çeh Ben geldim Sevda, yağmur fazla ledi, sizi mustarib eden ön dişlerinizden laştı. Şemsiyemi unutmuşum, dedikten son iriydi, değil mi?. Evet, evet... Ben de resini nasıl biçimsizleştirdi. Vah vah, çok N. TAPMAN ra hiç tanımadığı misaflere taaccüble ba görüyorum. Üstünde siyah bir benek var. yazık etti. *J SAKARYA RADVO Vallace Beery karısından ayrıldı Kiralık c Buhafta ASRÎ Sinemada Gangesterler Cellâdı MEKSİKA GÜLÜ / Bu hafta S A K A R Y A sinemasında Çifte Nikâh ROZALi Pek yakında birinci vizyon filimlere başlıyacaktır. ^ M I L L I ve ALEMDAR LOREL ve HARDY HARBE GiDİYOR A L T I N M A B U D TAKSIM Bugünden itibaren I j ' w 2 nci Hafta GULNAZ SULTAN TÜRKÇE SÖZLÜ TÜRKÇE ŞARKILI Edebî roman : 5 2 Doktor Şahın, ılerlemış, oğluna yaklaşmıştı. Şimdi daha sakin görünüyor, gözlerinde şefkat, sevgi ışıkları kaynaşmaya ve toplanmaya başlıyordu. Elini gene adamın omzuna koydu: Fazla sinirlisin, dedi. Ben de senîn kadar sinirliyim ve ikimizin de hakkımız var. Çok nazik bir vaziyetle karşı karşıya bulunuyoruz. Gel, oturalım, ve daha sakin olmaya çalışarak konuşalım. Oğlunu kolundan çekiyordu. Tekrar eski yerlerine oturdular. Doktor Şahin tabakasmı çıkardı, oğluna uzattı. Kendisi de sigarasını yaktı. Galib sigarasından geniş bir nefes çekip babasına baktı: Ben, ne kadar konuşsak bu meseleye başka türlü bir tarzı hal bulamıyacağımıza eminim baba. Kadere itaat etrnekten başka çare yok. Doktor Şahının alnı gene düşünce ile kırışmıştı: Demek bu kadın gelinim olacak! Babasile aralannda geçen muhavere Buyurun doktor bey, buyurun ev Evet, benim ona nefretim kadar o man geçecek, fakat tekrar edeyim. Benim den sonra âsabı büsbütün bozulmuştu. lâdun, yukardalar diye, yol gösterdi. nun da bana sevgisi var. Ne hazin tezad. hiçbir şeyden ümidim yok. Birkaç güne Gene adam merdivenleri kalbi şiddetDoktor Şahin sigarasını tablaya bırak kadar nikâh için lâzım gelen hazırlıklara Babasile Müşfikin bir takım hal ç^releri mıştı. Ellerini uğuşturuyordu: başlayacağım. Ondan sonra da nikâh an bulmak üzere sözleştiklerini anhyordu. le çarparak çıktı. Fakat salona girdiği zaFakat onların hiçbir şey beceremiyecek man metanetini tamamile elde etmişti Ga Boş konuşuyoruz. Asıl konuşma cak on beş yirmi gün sonra olabilir. lerine de emindi. yet sakindi. Pencerenin yanındaki geniş mız lâzım gelen şeyler bunlar değil. Sözünü bitirir bitirmez ayağa kalktı. Yazan : Peride Celâl Yalıya gelinceye kadar ayağmı bir çok divanda iki nişanlı, Nurla Mehmed MüGalib cevab vefmedi. Asabî asabî siDoktor Şahin: taşlara çarptı. Kendi kendisine ho»ıur nif, yanyana oturuyorlardı. Naciye HaGene adam acı acı gülümsedi: garasını çekiştiriyordu. İhtiyar adam ona Gidiyor musun? diye, sordu. dandı, söylendi durdu. Yalıya yaklaşın nım onların karşısına düşen köşedeki kol Hem böyle bir kadmın vereceği to doğru uzanarak elini hafifçe dizine vurBaşını salladı: runu da düşününüz. Ben kendi hesabıma du: Evet, gidip Müşfiki bulacağım. ca da birden bire çarpıntısının arttığını tuktaydı. Gene adamın içeri girdiğini görünce onunla Mehmed Münif derhal ayaşimdiden annesi kadar bu çocuktan da Hiç olmazsa bu kadını bir müddet Bütün bunlan size yetiştirmesinde mana hıssederek büsbütün sinirlendi. nefret ediyorum. O dünyaya öyle uğur için oyalayamaz mısm? Biraz gün kazan yoktu. Hem nereden malumat almış meKafası karmakarışıktı. Babası «git on ğa kalktılar. suz bir şekilde geliyor ki.. Sanki sırf be sak. Belki de öyle hâdiseler olur ki birden rak ediyorum. ları gör» dediği zaman evvelâ bu teklifi Naciye Hanîm kucağmdatî yün yui nım sebebi felâketım olmak için. kabul etmemeyi, yalıya uğramayı bir ba maklannı etrafa saçarak ilerledi: bire vaziyet değişiverir. İnsan hiçbir zaDoktor Şahin hafifçe güldü: Ah, hoş geldiniz, yavrum diyordu. Sonra birdenbire tebessümü kaybola man ümidini kesmemeli. Dün gece sarhoş olduğunu unutu hane bularak reddetmeyi düşünmüştü. Artık bütün bu vak'alardan sonra Nurun Ne kadar sevindim, ne kadar sevindim! rak ilâve etti: Galib yüzünü buruşturmuştu^ yorsun galiba? Fakat zannediyorum ki bu izdivac Böyle hileler yapmak bizim için küGene adam gülümsedi ve «ben de bu yüzünü hiç görmemesi daha iyi idi. FaSizi görmiyeli o kadar olmuştu ki... kat sonra hemen fikrini değiştirmişti. En Nura gelince o olduğu yerde kalmıştı. muvakkat olacaktır. Çocuk dünyaya gel çüklük olur baba. Ben o zaman kendi nu tahmin etmiştim» dedi. dikten sonra ayrılmak için lâzun gelen kendimden utanırım. Babası ayağa kalkmıştı. Oğlunu kapı makul hareket onu görmek, tebrik etmek Yüzü biraz solgundu. Yeşil gözleri süzve hiçbir şeyin değişmediğini eskisi gibi gün ve bulanıktılar. her şeyi yapacağım. Bu dediğin, zavallı, mazlum bir ya kadar uğurladı. Galib evvelâ gene kıza hiç bakmadı. Doktor Şahin dudağını bükmüştü: mahluka karşı böyle hareket edersen Kapıda birbirlerinden ayrılırlarken ih dost ve arkadaş kaldığını ona göstermekti. Ve nihayet onu yalıya sürükleyen asıl İçinde garib bir korku vardı. Kızın ilk Bu da sana fena bir şöhret yapar. variddir. Şahende Hanım ismini ilk de tiyar adam birdenbire hatırlamış gibi: Niçin aldı, niçin aynlıyor, neden zavallı fa ve yüzünü buruşturarak telâffuz edi Hazır gelmişken, yalıya, Naciye bir maksad vardı. Daha doğrusu kendi bakışta herşeyi anlayacağı, sevgisini, çekkadını terkediyor? diyecekler. Zoraki bir yordu. eğer karısı olmasma razı olmaz Hanımlara da uğra, dedi. Nuru da tebrik kendisinden bile sakladığı bir merak, ni tiği ıstırabı gözlerinde göreceğini zanneşanlandıktan sonra Nuru görmek, ne hal diyordu. Naciye Hanım Mehmed Münikoca olduğunu ne bilsin âlem... san seni teşhir edeceğini söylerken utandı etmiş olursun. Ne derlerse desinler, o da umurum mı? Galib titredi. İtiraz edecek gibi bir va de olduğunu, saadetinin derecesini anla le onu tanıştırmıştı. Galib Nura doğru ilerleyince nihayet titreyerek, gene kızın da değil... Gene adam sesini çıkarmadı. Daldı. ziyet aldı. Fakat birdenbire vazgeçti. mak istiyordu. Kapıyı ona Gülis kalfa açtı. Gene ada solgun yüzüne gözlerini çevirdi. Şaşırdı. Hem kadınm kolay kolay yakanı Sonra yavaşça: «Peki uğrarım» dedi ve çıktı. bırakacağını sanıyor musun? Seni sevi Nasıl istersenîz, dedi. Zaten nikâh Nurun yaljsma kadar heyecan içinde, mı karşısmda görünce ihtiyar kadının göz Kendi kendine: {Arkası var) leri sevinde parlamıştı. yor. muamelesinin ikmaline kadar epey bir za sür'atle yürüdü.

Bu sayıdan diğer sayfalar: