3 Aralık 1939 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

3 Aralık 1939 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

3 Birincik'âmm 1939 Macera Romanı: 21 ( duk. lkimiz de çocuk değiliz ve hürriyetlerimize sahibiz. Bana cevab ver: Karım oimak istiyor musun, istemiyor musun? Juliana ona şaşkın, dağınık bakışlarla baktı. Sonra gözlerini önüne indirdi: Filip, benim de sana karşı hislerim hiç değişmedi. Fakat, müsaade et, şu dakikada sana cevab veremiyeceğim. Berlinde görüştüğümüz zaman sana izah ederim. Ne izah edersin? Genc kız sıçradı: Hayır, hayır, hiç... dedi, benim saadetim seninle beraber, senin yanında yaşamaktır. Başka hiç birşey istemiyorum. Emin ol bana... Öyleyse niçin cevab vermiyorsun, şimdi? Soıma, Filip, şimdi olmaz. Anlamıyorum. Sustular. Aralannda mahiyeti meçhul, hiıviyeti meçhul, sert ve aşılmaz bir enge! vardı. Filip bunu hissediyordu. Fakat kızı daha fazla üzmemek ve yeniden bir sinir tedavisine mecbur etmemek için susmayı tercih etti. İkisi de derin nefesler alıyorlardı. Juliana boğuk bir sesle mınldandı: ölünceye kadar senin yanında olmak isterim. Filip bekledi. Genc kız bütün vücudile beraber sesi de titreyerek devam etti: Fakat... evlenmekten korkuyonım, Filip. Evlenmekten mi? Daha doğrusu, Filip, seninle evlenmekten korkuyonım. Filip hayretini saklıyarak, tatlı bir sükunetle: Niçin ? diye sordu. Bilmiyorum. Ben... ben her şeyimi, bütün aşkımı ve etimi senin için sakladım. Bir gün geleceğini biliyordum. O günü sabırla bekledim. O gün geldi ve sen de geldin. Hiç değrşmemiştin. Hayalimdeki adamdın. Seni görünce sevincden nasıl çıldırdım, gördün. Başka türlü bu heyecanlara sebeb neydi? Lâkayd kalır, geçerdim. Sen, ta annen sağken, bana •verdiğin sözü tutmadın, randevuma gelmedin, mektubuma cevab vermedin, aramızdaki ebedî ahdi sen bozdun, ben de sana mukabele edebilirdim. Etmedim. Çünkü sana hiç kmlmadım, annen sağken buna niçin mecbur olduğunu biliyordum, annen öldükten sonra işlerinin peşinde beni unutmağa çalışacağmı, fakat unutamıyacağım da tahmin ediyordum. Bütün tahminlerim doğru çıktı. Seni mazur görüyor, hâlâ, ilk günkü gibi seviyorum. Fakat evlenince... senin bendeki hayalin kaybolacak gibi bir his geliyor bana... Ben hürriyete de çok alıştım. Bu hürriyet içinde seni sevmek hoşuma gidiyor. Mecburiyetten korkuyorum. Şehir ve Memleket Haberleri ) Siyasî icmal karsı tedbirler Ekmek meselesine Filip, o günden sonra, genc kızı her gün iki defa gördü. Nihayet onun veda müsameresine de gitmişti. Park, yıldızlı ve şeffaf bir yaz gecesi, az ışık veren orijinal renkli fenerlerle süslenmişti. Hastane paviyonlanndan uzakta, ayrı bir köşkün dekorasyonu, orkestranın zenginliği ve mükemmelliği, istenebilecek ve tahayyül edilebilecek şeyin çok üstündeydi. Filip, bilhassa davetlilerin mizac, sınıf ve seviye bakımmdan müsavatsızlığına şaşmıştı. Bu karışık simalar arasında hem bir serseriye, hem de bir binicilik hocasına ayni zamanda benziyen kırk yaşlannda bir adam gözüne çarptı. Evvelâ doktorun bir tanıdığı zannettiği bu davetli, fransızcayı bir Ispanyol şivesile konuşuyordu. Filip, Juliana'nın bu adamı amcasına oldukça nahoş bir kazinonun direktörü olarak takdim etmesine büsbiitün şaştı. Genc kızla bir aralık yalnız kalınca Filip ona sordu: Bu tipi davetine nasıl kabul ediyorsun? Bana, buraya Brigitte Richter isminde büyiik bir dansözü getireceğini vadetmişti. Bu, kâfi bir sebeb değil. Bu sırada Holanda sefaretinîn ataşesi genc kızın önünde iğiliyor ve Filip'in elint sıkıyordu. Juliana, konuşmağa başlıyan iki erkeğin sözlerini dinliyeceği yerde ahaliye bakıyor ve birini görmeğe çalışıyordu. Onun bu asabiyeti Filip'e garib göründü. Sefaret ataşesi uzaklaşınca, Filip genc kıza sordu: Sefaret ataşesi uzaklaşınca, Filip genc kıza sordu: Kimi arayorsun? Hep işte o Brigitte Richter... Niçin bu kadar asabisin? Bana tam zamanında geleceğini söylemişlerdi, ortalarda yok. Juliana kuru bir sesle konuşuyordu, gülmeğe çalıştı: Ah, dedi, bu dansöz de, patronu da yerin dibine batsm. Ben bu adamı davet etmemiştim. Utanmadan, kadın geleceği yerde o gelmiş. Benim nekadar sinirlendiğimi görmek için mi? Ne ahlâkEIZ adamlarl Hayret mi ediyorsun? Genc kız, Filip'i bir elinden tuttu: Gel! diye emretti. Yeşil yapraklarla dekore edilmiş küçük bir salona girdiler. Küçük, alçak bir masanın önünde iki geniş koltuk vardı. Bir koltuğa ikisi de oturdu. Genc kız onun elini tutarak mırıldandı: Ben Berline yann değil öbür gün gidiyorum. Filip başını salladı: Ben de yarın. Fakat öbürgün Berlinden aynlacağım. Demek bu sefer Berlinde birbirimizi göremiyeceğiz. Hayır, Juliana. Ne zaman Berline dönersin? Belki on, on beş gün içinde. Söz verdin: Beni arayacaksın, değil rni? Bu sözleri söylerken öyle bir heyecan içinde idi ki Filip şaşırdı. Utangac bir çocuk gibi kekeledi: Sahiden beni görmek istiyor musun? Genc kız titredi; Filip'in yüzüne kıvılcımlı ve sabit bir bakışla baktıktan sonra içini çekti: Sensiz ne yapabilirim, nasıl yaşayabilirim? dedi. Kirpiklerinin arasında yaşlar parlıyordu. Filip onlan görmemiş gibi yaptı. Kaç gündür, kaç defa konuştuklan mevzua tekrar geleceklerini biliyordu. Sesini çıkarmadı. Juliana iki elile onun bir kolunu tutarak devam etti: Sensiz yaşayamam. Buna inanmazsan kendimi öldürürüm, Filip. Sesinde büyük hepecan dalgalan vardı. Tırnaklarını Filip'in etine geçiriyordu. Başını onun omzuna dayadı. Hafifçe hıçkırıyordu. Başını kaldırdı: Heyecanımı affet! dedi, sinirlerim çok fena. Tasavvur edemezsin, neler çekıyorum. Filip, donuk bir sesle: Görüyorum, dedi. Sana yalvarıyonım, benim kusuruma bakma. Filip doğruldu: Pek güzel, dedi, niçin hep beni görünce sana garib bir asabiyet geliyor. Dün de, evvelki gün de böyle olmadı mı? Benden nefret mi ediyorsun. Genc kız kuvvetle hıçkırmağa başladı: Böyle söyleme, Filip, sus, rica ederim, acı bana... Filip, bir hasta ile konuşan doktorun şefkatile, onun kızarmış gözlerine baktı: Juliana! dedi, senin mes'ud olmanı nekadar istediğimi pek iyi biliyorsun. Bana tek kelime ile cevab ver. Bu, son münakaşamız olsun. Birbirimizi tanıdığımız gündenberî senin hakkında beslediğim hislerden hiçbiri değişmedi. Senelerdenberi seni düşünmpdiğim hiçbir gün, belki hiç bir an yok. Nihayet birbirimizi bul Taksim meydanının yeni şekli Iran. Japonya ve harb vrupa harbi başlıyalı üç ay geçtikten sonra bu kıt'anın haricindeki ve bahusus Asyadaki devletler birer birer kat'î vaziyetlerini tayin etmek mecburiyetinde kalmışlardır. Buna da sebeb Ingilterenin Almanyadan ihracatı men için vermiş olduğu karardır. Bu devletlerden evvelâ Iran Ingiltereyi protesto etti ve Almanyadan almakta olduğu eşyanın yolda çevrilmesine müsaade edemiyeceğini bildirdi. Iran, her sahada olduğu gibi modem yollar ve sanayi tesisi yolunda dev adımları atmakta olduğundan demiryolu malzemesini ve fabrika makinelerini temin için Alman yaya büyük ihtiyacı vardır. Ayni zamanda Iran mallannın da başlıca müşterisi Almanyadır. Her nekadar Almanya ile Rusya ara sında yapılan son bir anlaşma ile Kafkasyadan transit olarak Alman mallannın serbestçe Irana gitmesi temin edilmişse de Tuna ve Karadeniz üzerinden gelecek bu mallar muhtelif aktarmalardan dolayı masraflı olacağından Iran Akdeniz ve Hind Okyanusu yollarının açık ve serbest olmasını istemektedir. Asyanm en büyük devleti Japonya dahi ayni meseleden dolayı lngiltereyi protesto etmişti. Birbiri arkasından protetolarını tekrar ve teşdid ettikten sonra bu defa Tokyo hükumeti bunlan kabul ettirecek müeyyidelere dahi müracaat edeceğini bildirmiştir. Şöyle ki, Tokyoda lân edildiği veçhile Ingiltere ile Fransa Japonyanın protestolannı mühin'semeyip de Japonyaya gönderilen Alman malla nnı zaptetmek karannda ısrar ettikleri takdirde Japon Imparatorluk hükumeti mukabele bilmisil olarak alacağı tedbireri Londraya ve Parise haber verecektir. Japon gazeteleri bu tedbirleri şimdiden şu yolda izah ediyo»lar: «Uzakşark de nizlerinden yani Avustralya ve tngihz Borneos'u gibi Ingiliz dominyon ve müstemlekelerinden ve bitaraf memleketlerden Ingiltereye ve Hindistana gidecek umum lngiliz vapurlarını Japon harb gemieri çevirecekler ve Ingilizlerin zaptettikleri Alman malı miktarına muadil lngiliz malını tazminat olarak zaptedeceklerdır. lngilterenin Tokyo sefiri Japonyanın son protestolarına aid tngiliz cevabmı bildirmiş ve Almanyaya karşı muhasara harbi yapıldığından Alman mallannın Japonyaya serbest gitmesinde ısrar edilmemesıini Japonya Hariciye Nazırından rica eyemiştir. Fakat Nazır Nomura, Almanyadan serbestçe mal almak Japonyanın hayatî menfaatlerile alâkadar bulunduğundan bunlaın zaptına cebir ve kuvvetle mümaneat etmek hususunda Japon hükumetinin verdiği kararın kat'î olduğunu ihtar etmiştir. Bu vaziyete göre Avrupa harbinin Asyaya ve bütün Hind denizine ve Büyük Okyanusa yayılması ihtimalleri var demektir. Bütün resmi geçidler, ortasında mermerden Değirmencilerin un fiat tribünler inşa edilecek olan 108 metro genişlarını daha ne kadar liğindeki Ayaspaşa Taksim yolunda yapılacak yükseltecekleri belli değil Ekmek işi Belediyeyi düşündürecek ve bazı tedbirler almağa sevkedecek mahiyet arzetmeğe başlamıştır. Muhtelif mecburî sebeblerle değirmencilerin un fiatlannı arttırmakta oldukları görülmektedir. Bu sebebler altında un fiatının daha ne kadar yükseleceği malum değildir. Işin garib tarafı buğday mevcud olmasına rağmen un fiatlarının yükselmesinde çuval bulunmamak, kepeği ihrac edememek ve saire gibi sebeblerin âmil olmasıdır. Belediye, bu vaziyet karşısında muhtelif ithalât merkezlerinden çuval ve saire tedarikinin temini için hükumete müracaat edeceği gibi diğer taraftan un fiatlarının artması karşısında halkın ucuzca ekmek yiyebilmesi için şimdi mevcud bir nevi ekmeğe mukabil 6, 8, 10 kuruş gibi muhtelif fiatlarla hiç olmazsa üç nevi ekmek imalini duşünmektedir. Ucuz ekmek biraz siyah olmakla beraber hiç olmazsa fakir halkın ihtiyacını karşılayacak ve şimdiki halde yalnız has ekmek imalinden dolayı fazla istihsal olunan ve harice sevkedilemiyen kepeğin de binnisbe dahilde istihlâki temin edilmiş olacaktır. Bu mevzu üzerinde bugünlerde yapılmakta olan tetkikat ikmal edildikten sonra Ekmekçiler Cemiyeti ile temasa geçilecektir. Piyasada çavdar mevcudu da kalmamıştır. Halen çavdar namı altında satılan siyah ekmeklerin birçogunun esmer undan imal edılmekte olduğu anlaşılmıştır. O^ ^^ Taksim meydanının alacağı yeni şekli gösterir maket Taksim meydanının alacağı şekli gösteren bir maket hazırlanmıştır. Vali ve Belediye Reisi Lutfi Kırdar Maarif Vekâleti tarafından tezyinî san'atlar için dekoratör mütehassısı olarak celbedilip halen şehrimizde bulunan Su ve gene maruf bir san'atkâr olup Manisada yapılacak Atatürk heykeli müsabakasını kazanmış olan Puvason ve bir de şehircilik mütehassısı Prost ile bu maket üzerinde ve mahallinde tetkikat yapmıştır. Hazırlanan makets göre Taksim Ayaspaşa yolu ve bu yolun etrafı, şehrin en mühim bir kısmını teşkil edecek ve bütün geçid resimleri burada yapılacaktır. Camlıköşk ve garajlann hedminden sonra cadde 85 metre genişlemiştir. Bununla da iktifa edilmiyerek caddenin Taksim Kışlası önünden bir kısım daha yıkılacak, genişlik 1 08 metreye iblâğ edilecektir. Kışlanın bu kısmının ön tarafına geniş bir tretuvar ve bu tretuvann tam ortasına mermerden sabit bir tribün yapılacaktır. Bütün geçid resimleri bu tribünün önünde icra edilecektir. Taksim kışlasının bu cephesinin tam orta yerinden Taksim bahçesine kadar imtidad etmek üzere bahçeli bir yol yapılacak, bu suretle Taksim kışlası amuden ikiye bölünmüş olacak ve burada teşkil edilecek adalarda büyük binalar, kulübler, kazinolar inşa olunacaktır. İstanbul kulübü ile yanındaki birkaç binanın yıkılması suretile deniz manzarası temin edilecek, denizin manzarasmı kapamıyacak tarzda yeşillik ve trastlar vücude getirilecektir. Ayaspaşada şimdiki jandarma binasının yerinde de büyük tiyatro inşa edilecektir. Bu büyük yolun ortasında bir bulvar bulunacaktır. Maketi tetkik edenler Taksim Atatürk âbidesinin bu bulvarın ortasına getirilmesini estetik bakımından muvafık bulmuşlar, fakat âbidenin nakline taraftar görünmemişlerdir. Bu nokta Belediyece ayrıca tetkik edilecektir. Sömikok satıs isi karısık halde! Belediye, her semt için ayrı bir satış tarifesi yapmıya karar verdi Sömikok satış işi pek karışık bir hale irmiştir. Pahalı olduğu için Karabük kömürüne halk tarafından fazla rağbet gösterilmiyor. Pahalılığına rağmen kuvvei haruriyesi fazla olduğu için bu kömür bilhassa kalörifer ve fabrikalara çok elverişlidir. Sömikok satan depolarda halk kömür alabilmek için nöbet beklemektedir. Belediyenin vazettiği fiattan fazlaya satış yapmak güçleştiği için şehrin civar semtlerinde bu kömürü tedarik etmek imkânı da yoktur. Bu sıkışık vaziyeti gören İstanbul Belediyesi, mutavassıtların bu kömürü şehrin her tarafında satabilmeleri, halkın uzak yerlerden Kuruçeşme depolarına kadar gidip nöbet beklememeleri için her semtte tatbik edilmek üzere ayrı bir satış tarifesi yapmağa karar vermiştir. Bu suretle mutavassıtlar kömürü depolardan alıp kendi semtlerinde satabileceklerdir. MÜTEFERRtK Fransa, ithalât teşkilâtım yeniden tensik ediyor Fransa hükumeti, Türkiye ile olan ticaretini daha geniş ve muntazam bir şekle sokmak için ithalât işini teşkilâtlandırmaktadır. Bu teşkilât, hükumetin murakabesi altında muhtelif teşekkülierden ibaret olacaktır. Her teşekkülün alacağı ihrac maddeleri tespit edilmiş bulunmaktadır. Bu suretle ihracatçılarımız, gönderecekleri maddeleri alacak teşekküllerle temasa geçeceklerdir. ŞEHİR tŞLERl Kazino ve barlarda yapılan teftişlerin neticesi Belediye müfettişleri Beyoğlundaki kazino ve barlarda yaptıkları sıkı teftişler neticesinde kanun hilâfına ecnebi tabiiyetini haiz otuz kişinin gizlice çalıştınldığını tespit etmişlerdir. Gerek çalışanlar, gerekse çalıştıranlar mahkemeye verileeeklerdir. Taksim Belediye kazinosunda verilecek balo hazırlıkları Senebaşında Taksim Belediye kazinosunda büyük bir balo verilecektir. Balo için hazırlıklar yapılmaktadır. Mülkiyenin kuruluş yıldönümü Fakat... Müsaade et. Gene kararımı vermiş değilim. Berlinde daha rahat görüşürüz. Çünkü... Genc kız, yüzü sapsarı, ayağa kalktı. Onu arayan amcası, gizlendikleri yeri bulmuştu. Onlan saklayan iri yapraklar arasında ciddî ve sitemli yüzü göründü: ADLİYEDE Kızım!.. dedi. Buradayım. Mahkum oldular Doktor, Filip'i görmemiş gibi yaparak Bir sinema locasında yakışık almaz vaJuliana'yı azarladı: ziyette görüldükleri iddiasile bir erkekle Neredesin?.. Misafirler gidiyorlar!.. genc bir kadın, dün sabah meşhud suç <Devam ediyor* kanununa göre Sultanahmed Üçüncü Sulh Ceza mahkemesinde muhakeme edilmişDENlZ tŞLERl lerdir. Hâkim Münib, neticede suçu kanunun tarifatı dairesinde sabit görmüş, her ikisini de altışar ay hapse, on beşer Marakaz vapuru Havuzda bulunan Marakaz vapuru, bu lira para cezasına mahkum ederek, hakgün Halicden çıkacak ve seferlere başla larında derhal tevkif müzekkereleri kesmiştir. Sekiz yüz kuruş muhakeme masrayacaktır. fı da ikisine yarı yanya ödetilecektir. Gaz kursu Devlet Denizyolları idaresi, memurlan Taksimde gazete satarken rekabet yüiçin bir gaz kursu açmıştır. Kursta haftazünden aralannda çıkan kavgada, müda iki defa ders verilecektir. vezzi Nevzadın sağ gözüne yumruk indiDumlupınar vapuru rerek bu uzvun tatiline sebeb olmaktan Dumlupmar vapuru, kısa bir muayene suçlu müvezzi Osman hakkındaki karar, yi müteakıb havuzdan çıkmış ve dün ak istanbul Birinci Ağırceza mahkemesinde şam Karadeniz seferine hareket etmiştir. dün sabah bildirilmiştir. Üç sene hapis kararı verilmişse de, yaşı ve başka cezayi Baltacı hanı yangınında azaltıcı sebeblerle mahkumiyeti bir sene üç aya indirilmiştir. Aynca yüz lira da kasid var mı? Tahtakalede Baltacı hanı yangını tah tazminat ödetilecektir. kikatına Adliyece devam olunmaktadır. Vesika tahrifi suretile sahteYangın yerinde keşif yapılarak hazırlanan kârlık davasi bitti rapor, Müddeiumumiliğe verilmiştir, tetBir vesikayı tahrif ederek sahtekârlık kiktedir. Han içerisindeki boyahane müstahdemlerinden birkaçı hakkında, yaptığı iddiasile bir zamandanberi İstantedbirsizlik ve dikkatsizlikle yangına se bul Birinci Ağırceza mahkemesinde mubeb olmaktan takibat ve tahkikat yapılı hakeme edilen Hikmet Eminin muhakeyor. Şimdiye kadarki safhada, kasde de mesi bitmiş, dün sabah iki sene ağır heplâlet eder herhangi bir cihet tespit edile sîne karar verilmiştir. memiştir. Baro umumî heyeti dün İstanbul Barosu umumî heyeti, dün saat on dört buçukta tstanbul Birinci AğırNeşriyat yapmak, temsil ilân etmek ve ceza mahkemesi salonunda senelik içtimaiş vermek suretlerile dolandırıcılıktan suç ını yapacaktı. Ekseriyet oimadığından, içlu Mahmud Saim Altmdağ hakkında, ye tima, önümüzdeki cumartesiye kalmıştır. ni bazı şikâyetler üzerine MüddeiumumiYeni Müddeiumumî likçe takibata geçilmişti. Kendisinden şikâyetçiler, gitgide çoğalmaktadır. Bunlamuavinleri rın sayısı, simdiye kadar otuzu bulmuştur. İstanbul Müddeiumumî muavinlikleriSuçlu, dolandıncılık yapmadığı, sadece ne tayin edilen lzmir müddeiumumî muticarî bazı muameleler yaptığı müdafaa avini Cevadla Gebze Müddeiumumî musındadır. Istanbul ikinci sorgu hâkimliği, avini Ratib gelmişler, yeni vazifelerine tahkikatı cenişletecektir. başlamışlardır. Suçlu gazete müvezzii Şehrimizdeki Mülkiyeliler, yarın MülValinin tetkikleri kiyenin kuruluş yıldönümü münasebetile Vali ve Belediye Reisi Lutfi Kırdar saat yirmide Parkotelde bir aile ziyafeti clün Taksime giderek inşaatı ikmal edilMuharrem Feyzi TOGAY vereceklerdir. mekte olan Belediye kazinosunu gezmişDün ihrac edilen mallar tir. Dün ltalyaya kepek, kuşyemi, ve derî, Belediye reis muavini Anka Dinardan kaçan hırsız BursaBeyruta elma, kestane ve lâkerda ihrac da yakalandı raya gidiyor edilmiştir. lhracatın en mühim kısmı, AlBursa (Hususî) Dinar Kazasmda oBelediye Reis Muavini Rifat, Beledimanyaya kara yolile gönderilen külliyetli yeye aid işleri takib etmek üzere çar turan avukat Celâl Toksözün evine dutütün olmuştur. vardan girerek ailesine aid küpe, yü şamba günü Ankaraya gidecektir. Berlin Büyükelçimizin refizük, inci, altın saat gibi mücevheratı ve Çocukları Kurtarma Yurdu blr miktar da parasmı çalan bir hırsız, kası dün gece gitti Dınar zabıtasınca aranmakta idi. Burtevsi ediliyor Berlin büyük elçimiz Hüsrev GeredeÇocukları Kurtarma Yurdunun tevsii sa zabıtası, burada Kambener mahal nin refikası, dün gece Berline hareket etmiş, Istanbulda Japon sefareti erkânı ve ne karar verilmiş, bir komisyon teşkil e lesinde oturan İsmail oğlu Derviş admdilmişti. Komisyon çalışmalarmı bitirmiş da bir Kıptinin Kuyumcular çarşısında dostlan tarafından uğurlanmıştır. kuyumcu Kerim elile bu mücevheratı ÜNÎVERSİTEDE ve Çocukları Kurtarma Yurdu için yeni satıhğa çıkardığını haber almış ve kenbir talimatname hazırlamıştır. Yurdun Profesörler, ders notlarını kadrosu genişletilecektir. Şimdiki bina, ih disini yakalıyarak tevkif etmiştir. Kutiyaca kâfi gelmediğinden büyük bir bina yumcuda yalnız saatin bileziğini tamir tetkik edecekler aranacaktır. için bırakıldığı iddia edilmiş, diğer müÜniversite kitabları etrafmda fakülteler cevheratı fiatta uyuşamadıklarından tarafından yapılan tetkikata aid raporlar satmadığı tespit edilmiştir. Sorgu hâ tstanbul Kumandanmın Maarif Vekâletine bildirilmiştir. Vekâlet kimliği alâkadarlan isticvab etmiştir. ziyareti profesörlerin ders notlarını sıkı bir tetkikİspartada mahkumlardan sabıkalı bir İstanbul Kumandanı General Halis, ten sonra kitab halinde çıkarmalarmı bilarkadaşı olduğu anlaşılan Derviş mevdirmiştir. Bu itibarla bundan sonra eskisi dün Vilâyette Vali ve Belediye Reisi Lutkufen cürüm mahalli olan Dinara gönfi Kırdarı ziyaret etmiştir. gibi forma halinde not çıkmıyacaktır. derilmiştir. c Beylerbeyinde bir yalı yandı Dostu tarafından Juçakla yaralanmış! Beşiktaşta Hacıhâlet sokağında oturan Emine zabıtaya müracaat ederek dostu Salâhaddin tarafından bacağından bıçakla yaralandığını iddia etmiştir. Yaralı kadın Beyoğlu hastanesine yatırılmış, Salâhaddin yakalanarak tahkikata başlanmış tır. Tramvaydan atlarken ağır surette yaralandı Vatman Hasanm idaresindeki Yedikule Sirkeci tramvayı yolculanndan 23 yaşlarında Koço adında bir çocuk tramvaydan atlamak isterken başını elektrik direğine çarpmış. ağırca yaralanmıştır. Yanan yalınm denizden görünüşü Beylerbeyi, evvelki gece sabaha karşı bir yangın tehlikesi atlatmıştır. Saat dört buçukta Kerime aid yalıdan yangın çıkmış, Beylerbeylilerle itfaiye, a'eşi bir an evvel söndürmek için gayret göstermişlerdir. Buna rağmen ateş, yalınm lıüyük bir kısmı yandıktan aonra söndürülebilmiştir. Deniz tarafı, tamamile yanmıştır. Deniz tarafından su sıkmak üzere Şirketi Hayriyenin 63 numarah vapuru iskeleden kalkmış, yaklaşmış, lâkin kuvvetli su sıkmak mümkün olamamıştır. Yalıda bulunan 270 Türk lirası, alevler arasından kurtarılmıştır. Yangın sebebinin, elektriklerin kontakt yapması olduğu sanılmaktadır. Yalı sigortasızdır. Tahkikat, derinleştirilmektedir Dolandırıcılık mı, ticarî muamele mi? toplanamadı Cumhuriyet Nüshası 5 kuruştur. Abone seraıtı! Tü'"ye ıçın Senelik Altı aylık Üç aylık Bir aylık ıcm 1400 Kr. 2700 Kr. 750 » 1450 » 400 » 800 » 150 » Yoktur

Bu sayıdan diğer sayfalar: