21 Aralık 1939 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

21 Aralık 1939 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURÎYET 21 Birincikânun 1939 Macera Romanı: 37 ( Şehir ve Memleket Haberleri ) Sahte şehadetname tanzimi meselesi Siyasî icmal Filistin ve harb « ilistine gayrimahdud miktarda dünyanın her tarafından akıp gelen Yahudi muhacirlerin girmelerine müsaade veren siyasete karşı bir milyon yerli Arab ayaklanmıştı. Bir gün kendilerinin bir Yahudi devletinin esarete mahkum bir ekalliyeti vaziyetine düşeceklerini düşünerek silâha sarılan Filistin Arablan tarihin en büyük kahramanlıklarını yaratarak sehirlerin içinde ve dışında ve dağlarda ve kırlarda dört senedenberi döğüşmektedirler. Komşu Arab memleketlerin hükumetleri değil* se de halkları Filistin Arablannın davasınt benimsediklerinden ellerinden geldiği kadar bunlara manen ve maddeten yardım etmişlerdir. Arabca konuşan altmış milyonluk Arab dünyası ve mensublannın sayısı üç yüz milyonu bulan islâm âlemi birçok saiklerin ve bahusus Mekkeden evvel Kudüsün, islâmın kıblesi olması ve diğer tarihî ve dinî an'anelerle sıkı alâkası bulunan mukaddes yerlerin burada bulunrnası dolayısile Filistin Arablarnın hürriyet ve istiklâl savaşınm manevî muzahiri olmuşlardu Bu mücadele neticesiz kalmamıştı. Ingiltere Filistinin en zengin ve mamur yerlerini müstakil bir Yahudi devletine bırakmak ve sevkülceyj cihetinden mühim noktalan kendi elinde alıkoymak ve çöl tarafını da zaten büyük bir çölden ibaret olan Maveraişşeria emaretine ilhak etmek suretile hazırlamış olduğu taksim plânından vazgeçmişti. Bunun yerine daima Arab ekseriyeti mahfuz kalması şartile bir Filistin Arab hükumetinin tedricen kurulması plânını kabul etmiştı. Yahudi muhaceretini de on senede yetmiş bini geçmemek esası üzere tahdid ederek bir nihayete erdirmeği kararlaştırmıştı. Fakat bu son plân dahi Filistin Arablannın ve Arab dünyasının mefkuresini tamamile karşılamadığmdan Filistin mücahidleri silâhı ellerinden bırakmamışlardı. Mübareze bütün şiddetile devam edecekti. Tam bu sırada Avrupa harbi patladı ve bütün şark memleketleri ahvali üzerinde olduğu gibi Filistindeki vaziyet üzerinde de büyük tesir yaptı. İzah edelim: tngiliz mandasına verilen Filistin ve Maveraişşeria Fransız mandası altındaki Suriyenin devamı ve mütemmim parçalandır. lngiltere ötedenberi Suriyenin yukan kısmile aşağı kısmının birleşerek toplu bir halde kendi idaresi yahud kontrolu altında olmasım ister. Fransa dahi aksini diler. Bu yüzden aralannda şiddetli rekabet ve zıddiyet vardı. Fakat Avrupa harbi lngiltere ile Fransayı birleştirmiş olduğundan şarkta dahi uzlaşmışiardır. Filistin mücadelesinin cam ve müdiri olup Suriyeye iltica eden Kudüs büyük Müftisi artık burada barınamayıp Bağdada gitmiştir. . . Suriyedeki Fransız fevkalâde komiseri Filistindeki tngiliz komiserine beş gün misafir olarak görüşmüşler ve Suriye ile Filistinin askerî ve siyasî idareleri arasında ahenk tesis etmişlerdir. Civardaki Arab devletlerinden Ingilterenin müttefiki olanlar Filistin Arablarına artık yaTdım edemiyorlar. Bütün nüfuz ve gayretlerini, dört senelik mücadele esnasında ele geçerek menfalara gönderilen yahud ecnebi diyara kaçan üç bin kadar mücahidin Filistine dönmelerini ve bu harb esnasınds zaruret ve sefalete düşen Arab halkmın terfihine hasretmişlerdir. Bu hususta Arab hükumetleri kendi aralannda ve ln< giltere hükumetile müzakerede bulunuyorlar. Filvaki bugün dahi Filistin mücahidleri silâhlı olarak musademelere devam ediyorlar. Fakat muharebe eski şiddetini kaybetmiştir. lngiltere mevcud ordusunun dörtte birini Filistinde tutuyordu. Şimdi bu kuvvetlerin büyük bir kısmı başka taraflara sevkedilmektedir. Filistin meselesi Avrupa harbinin sonuna kadaı artık Ingiltereyi pek meşgul etmiyecektir. Sömestr tatili Resmî lise ve ortamektebler 9 gün kapalı olacak Resmî lise ve ortamekteblerin kânunusaninin birinden dokuzuna kadar sömestr tatili yapmalarına Maarif Vekâletince karar verilmis ve bu karar tstanbul Maarif müdürlüğüne bildirilmiştir. Maarif müdürlügü dün şehrimizdeki mekteblere bu hususta tebligat yapmıştır. Ecnebi ve ekalliyet mekteblerile resmî ilkmekteblerin sömestr tatili hakkında henüz bir emir yoktur. Tebligatın bugünlerde yapılması muhtemeldir. Beyoğlunda geçen bîr cerh vak'ası Suçlu: « Ben kendimi müdafaa ettim » diyor İstanbul ikinci Ağırceza mahkemesi, dün yeni bir davaya aid muhakemeye başladı. Eylulün 19 uncu gecesi Beyoğlunda olan bu hâdisede, bir bankarun memuru Yusuf Saygıner isimli genc, sustalı çakı ile 55 günde iyi olabilecek derecede yaralanmıştı. Kendisini yaralamaktan mevkuf olarak muhakeme edilen, bir vapurda serdümen Kenan Çangadu Maznun, evvelce polisken vazifeyi suiistimalden gıyaben üç ay hapse mahkum olduğunu, bu cezayı çektiğini söyledik ten sonra, hâdiseyi şöyle anlattı: « Yaralamaya, ben sebeb olmadım, ben tahrik edildim. Beyoğlunda Balo sokağında bir lokantada o akşam yemek yerken içeriye giren davacı, beni şöyle bir süzdü, çıktı, gitti. Yanm saat sonra ben Beyoğlu Adliyesinin bulunduğu sokakta bir kenarda su dökerken, bir arkadaşile beraber göründü ve bana, «Kenan denilen sen misin? O halde bir daha Abanoz sokağında 41 numaraya ayak basayım deme!» diye ihtarda bulundu. Ben izahat vermek isteyince, karanhkta, bu gencin elinde çakı parladığını göre rek, üzerine atıldım, bileğini ısırdım. Yere düşen çakıyı alarak, onun hücumu karşısında kendimi müdafaa ettim, o yaralanmca da derhal kaçtım. EğeT tanı madığım bu genci öldürmek kasdim olsaydı, bekler, birkaç defa daha vurur > dum. öyle bir kasdim yoktu.» Davacı Yusufa gelince, o da bu anlatılanın doğru olmadığını, kendisinin evvelce lokantada gördüğü bu gencin, sonra dan sokakta birdenbire sövmesi ve bunu müteakıb da sustalamasile karşılaştı ğınt, aralannda evvelden bir samimiyet veya münaferet bulunmadığını söyliyerek yaralamanın öldürme kasdile yapıldığında ısraTİa durdu. Bazı şahidler dinlenildiler. Kenan, salıverilmesini istedi. Bu isteği reddedile • rek tahkikatın ikmali kararile, muhake menin devamı 10 kânunusani saat 14 e bırakıldı. Filip ertesi gün başağrısile uyandı. Suzanın veremediği son teselliyi Julianadan bekleyordu. Otelden çıktı ve genc kızın evine doğru yürüdii. Onunla daha samimî konuşmak ihtiyacındaydı. Daha samimî: Şmit'in biitün şüphelenni ona anlatmak ve kendisini nasıl müdafaa edeceğini sormak. Fakat bunun için Filip'in kendi vaziyetini de nişanlısına açması ve iatihbarat servisindeki gizli vazifesini ifşa etmesi lâzımdı. Bunu yapamazdı. Juliana'nın ağzını aramak kalıyordu. Kapıyı ona genc kız açtı. Halinde şaşkınlığa da, dargınlığa da benzeyen bir durgunluk vardı. Filip sordu: Yalnız mısın evde? Genc kız tereddüd içinde: Evet! dedi. Filip'e öyle geldi ki Juliana onun içeri girmesini istemiyordu. Genc adatn bunu hisseder etmez: Galiba hususî bir işin var, dedi, zaten ben girmiyeceğim, geçerken sana hatırını sormak istedim. Juliana cevab vermedi. Filip onu kucakladı ve ayrıldı. Sokakta, adeta başı dönüyordu. Şim diye kadar Juliana'nın kendisini bu ka dar soğuk karşıladığını hiç görmemişti. Ne yapacağıru bilmeden geriye döndü. Şaşkın, evin önünde dolaşıyor, pence relere bakıyordu. lhtiyar hizmetçiye rasladı. Kadın, elinde erzak torbasile, eve gidiyordu. Filip'i görünce durdu ve gülümsedi: Bize mi? diye sordu. Filip kekeledi: Evet... Hayır... Şimdi uğradım... Biraz dolaşıyorum... Buyurunuz! dedi hizmetçi; yabancı yok! Mösyö Ludwig var. Mösyö Ludwig mi? Evet. Filip büsbütün şaşırdı. Juliana evde yalnız olduğunu söylememiş miydi? Hizmetçinin arkasından, sürüklenir gibi, yürüdii. Kadın anahtarla kapıyı açmışü. lkisi de girdiler. Filip merdivenleri çıktı, genc kızın yatak odasına doğru koştu ve bağırdı: Juliana! Genc kız oda kapısında onu karşıladı ve içeride, bir koltuğun önünde duran Ludwig'in öteki kapıdan çıkmasına meydan vermek için kapının kanadını çekti. Bıraz evvelki soğuk tavrile soruyordu: Ne var? Filip donmuş gibiydi. Juliana kapıyı açtı ve: Gel! dedi. Filip, makine gibi, itaat ettî. Genc kız onu teskine çalışıyordu: Oturmaz mısın? dedi. ,. Filip oturdu. Juliana'nın yüzüne bir kelime söylemeden bakıyordu. Ağlayacak gibiydi. Juliana sordu: Nen var kuzum, ne oluyorsun? Filip boğuk bir sesle: Bu adam senin... âşıkın değil mi? diye sordu. Juliana bir kahkaha attı ve küçük yazı masasına doğru giderek sağ gözünü kilid'edi ve anahtarını cebine koydu. Filip emretti: Cevab ver! Cevab verdim ben. Kıskanc! Bak ne hale girdin! Ayıb! Hayır, cevab istiyorum. Bu adam... Bu Ludvvig... Ben hiç kimseye izahat vermeğe mecbur değilim. Ne sana, ne de başkalarına.... Dünyada şüpheden daha iğrenc bir hakaret olamaz. Fakat yazıhanenin gözünü kilidledin! Elbette kilidlerim. Bu da gösteriyor ki benden gizlediğin birşey var. Aşk mektublan, değil mi? O halde bütün şüphelerim meşru dur. Genc kız sesini çıkarmadı. Bir sandalyaya oturdu ve Filip'in yüzüne bakb. Genc adam ayağa kalktı. Kilidini zorlamak niyetile yazıhaneye yaklaştı. Juliana ayağa kalktı ve bağırdı: Filip! Sonra cebinden anahtar destesini çı kararak avcunda sıktı: Bu anahtarlan sana vereceğim. Fa Hakikate doğru 12 kat bak, duymadım deme: Eğer yazıhanenin gözünü açarsan aramızda herşey bitmiştir. Filip sapsan kesildi ve anahtarlan nişanlısının elinden çekip almak için ona döndü. Genc kız nefretle geri çekildi: Sen beni böyle mi seviyorsun? dedi, ne ayıb, ne rezalet! Biliyorsun ki ölünceye kadar ben sana bunu affetmem. Urnurumda değıl, hiçbiı şey umurumda değil. Filip! Aramızda herşeyin bittiğini kabul ediyorum. Bu kraliçe tavırlannı bırak ve bana itiraf et. Bu adam... Juliana titriyordu. Anahtarlan tekrar cebine koyarak: Filip! diye tekrarladı. Kadın ruhunun gizli yayları vardır. Kendini sevdir menin sırn bu yaylara dokunabilmektir. Sen şimdi aksini yapıyorsun. Pekâlâ, pekâlâ... Ben senden ajk dersi istemiyorum, izahat istiyorum. Genc kız, içinde bütün ruhu çalkalanan sesile: Filip! dedi, sana son defa olarak 8Öylüyorum. Rica ederim: Inan bana. Yazıhanenin içinde bir tek aşk mektubu yok, inan bana. Hayır! Genc kız yanıbaşında duran sandal yayı itti ve dimdik durdu. Onun da yüzü sapsanydı. Ağzında bir kahkaha boğuldu. Filip bağırdı: Seni gülmekten menederim. Kız bir daha güldü: Hakkın var, dedi, tamam... Bana böyle itimad ediyorsun, değil mi? Ta • mam... Mükemmel... Bir de benimle evlenmek istiyordun. Bana bu muameleyi yapmak için mi? Sana hiçbir itimadım yok. Fakat bana itimadımı kaybettiren sensin. Benden birşey gizleyorsun. Besbelli. Ne gizleyorum? Besbelli. Demin bana evde yalnız olduğunu söyledin. Yalandı bu. Kapıda hizmetçiye rasladım. Hakikati ondan öğrendim ve geldim. Yatak odanda bir adam vardı, o vardı. Benden gizlemeğe çalıştm. Kapının arahğım azalttın ve onun öteki kapıdan sıvışmasına meydan verdin. Gözlerimle göıdüm. Yalan mı? Ludw'i£; demin burada değil miydi? Burada idi. Niçin benden gizledin? Aranızda hususî bir münasebet olmasaydı bunu yapar mıydın? Sonra niçin yazıhanenin gözünü kilidledin? Biliyorsun ki benim bu adamdan şüphelerim yeni birşey değil. Bugün onu senin odanda, hem de... Yatak odanda yakalıyorum. Juliara bayılacak gibiydi. Yanındaki sandalyaya tutundu. Boğuk bir sesle: Filip! dedi, sus, fena oluyorum, Ludwig benim akrabam... Kardeşim sayılır... Onunla senelerdenberi bu evde beraber oturuyoruz. Birbirimizin yatak odasına her zaman gireriz. Fakat niçin bunu benden sakladın? Yazıhanenin gözünü niçin kilidledin? Juliana birdenbire yazıhanenin önüne koştu, cebinden anahtarlan çıkardı: Bak! dedi, şimdi göreceksin! Nekadar aldandiğım şimdi anlayaeaksın! Fakat iş işten geçmiş olacak. Anladın mı? Bak! Maznunların beraetine karar verildi Istanbul birinci Ağırceza mahkemesi, sahte sehadetname tanzim ve istimali mevzulu bir davaya aid muhakemede, dün akşam karannı bildirdi. Dava edilenlerden, Abdurrauf isimli gencle İstanbul Maarif müdürlügü sabık memurlarmdan Rıfkı Nakiboğlu, mahkemeye gelmişlerdi. Rıfkı Nakiboğlunun avukatı Suad Tahsin de hazırdı. Müdafaa yapıldıktan sonra bildirilen kararla, Rıfkı Nakiboğlu, hakikate muhalif sehadetname işinde kayıd sureti tanziminden beraet kazandı. Mahkeme, bu beraet karannda, Rıfkı Nakiboğlunun hâdisenin muhbiri bulunduğunu tasrih ve bu arada İstanbul Kültür direktörü Tevfik Kutla ^ müfettiş Sülymen Ahmed Acarın lehteki şahidliklerine istinad etmektedir. Abdurraufun da, orta tahsili olmadığı halde «Hayriye» lisesini bitirmiş gibi kayıd elde etmiş olmasına rağmen, bu hakikate muhalif şehadetnameyi istimal etmediği anlaşıldığından, beraeti kararlaştınlmıstır. Sahte varakayı Abdurraufa verdiği iddia edilen Kâmil hakkındaki tahkikat ve takibat, aynca yürüyecektir. Aydında bir cinayet işlendi Zabıta cinayet failini ararken başka bir katili daha yakaladı ŞEHİR İŞLERİ Aydm (Hususî) Aydının Güzelhisar mahallesinde Duran isminde bir kadın yalnızbaşına ikamet ettiği evinde katledilmiş ve katil hiçbir iz bırakmadan savuşup kaçmağa muvaffak olmuştu. Güpegündüz işlenen bu cinayetten hiç kimsenin haberdar olmaması ve maktu lün evine katilin girip çıkarken görülmemesi hâdiseye bir esrarengizlik mahiyeti vermekte idi. Cinayeti haber alan emniyet müdürlügü derhal faaliyete geçerek tahkikata başlamış ve hâdisenin üzerindeki esrar perdesini kaldırmak için maktul Duranın kimlerle konuştuğunu ve kimlerle düşüp kalktığını tahkike başlamış tır. Tahkikattan alınan neticeye göre tb rahim isminde birile dost hayatı geçiren Duranın daha evvel Nazillinin Bilâra köyünden Durmuş oğlu 31 1 doğumlu Ahmed Elmalı ile de bir müddet münasebet tesis eylediğini ve bilâhare bundan yüz çevirdiğini öğrenmiştir. Bu cinayette alâkası olduğunda şüphesi kalmıyan zabıta, Ahmedi şiddetle takibe başlamış ve her ihtimale karşı Incirliova ve Nazilli taraflarma iki sivil taharri memuru çıkarmıştır. Nazilli tarafına giden taharri memuru eşkâlini evvelden tespit ettiği Ahmedi Nazilli de bulmuş ve bir tarafa kaçmasına meydan vermeden cinayet esnasında kullandığı bıçakla birIiKte yakalamaga muvaffak olmuştur. Yakayı bu suretle ele veren Ahmed artık kurtulma ümidinin kalmadığını görünce cinayetini itiraf etmiştir. Diğer taraftan lncirliova istikametine giden sivü taharri memuru da Duranın katilini ararken Ağn vilâyetinin Tutak kazasına bağh Miç köyü muhtan Kasımı öldürerek bu tarafa kaçan ve zabıtaca aranılmakta olan Kemal özyolcu admdaki şahsın izini bulmuş ve bunun Söke kemerinde olduğunu öğrenmiştir. Talihin bu iyi tesadüfü üzerine derhal Sökeye giderek Söke zabıtasınm da muavenetini temin eden sivil memurlar Ağnlı katili Söke kemerinde yakalamıştır. Ekmekçiler tekrar müracaatte bulundular! Un fiatlan gene yükseldiğinden ekmek çiler Belediyeye müracaatle zam talebinde bulunmuşlardır. Fiata on para daha zam yapılması muhtemeldir. Piyasa va ziyeti Belediye Daimî encümenine bildirilmiştir. Belediye, Usküdarda bir fırın açıyor Üsküdar Fınncılar jirketinîn halka bozuk ekmek verdiği hakkındaki şikâyet üzerine Belediye Usküdarda bir fırın açmağa karar vermigtir. Bulunan metruk bir fırın Belediye kooperatifi tarafından işletilecektir. Meyit yokuşu Şişhane başında Meyit yokuşunun her iki tarafı ıslah ediliyor. Kasımpaşaya inen yol yirmi metre genişliğinde tevsi edilecektir. Evliya Çelebinin bu yol üzerine tesadüf eden mezan şimdiki halde muhafaza edilecek ve ileride o civarda daha müsaid bir mahalle naklolunacak tır. INHİSARLARDA lnhisarlar idaresinin Bitlisteki tütün atölyesinde şimdiye kadar yalnız tütün paketleri imal olunur ve tütünün kıyılması, paketlenmesi elle yapılırdı. lnhisarlar idaresi bu atölyeyi de teknik bakımdan ıs laha karar vermiş ve yeni bir bina yaptırarak buraya makineler koymak sure tile işe girişmiştir. Bir iki aya kadar faaliyete geçecek olan bu yeni fabrikada tütün paket imalâtına ilâveten Malatya fabrikasında olduğu gibi şark vilâyetlerine mahsus Doğu sigarası imal edilecek tir. Doğu sigarası Seyrüsefer talimatname projesi Belediye Reis muavini Lutfi Aksoyun başkanlığında seyrüsefer işlerini tanzim için toplanan komisyon vazifesini tamamlamıştır. Bu komisyona Avrupada seyrüsefer işlerini tetkik etmiş bulunan bazı doktorlar da iştirak etmişlerdir. Komisyon, lspanya da dahil olmak üzere bellibaşlı hükumetlerin seyrüsefer işlerini tetkik ve buna aid nizamnameleri getirterck tercüme ettirmiştir. Tercümeler tevhid edilmekte ve memleketimize elverişli bir seyrüsefer talimatnamesi vücude getirilmektedir. Talimatname, tasdik edilemk üzere Şehir meclisine verilecektir. ADLİYEDE Mahkum oldu Bostancıda bir kahvehanede çıkan kavgada, bir gün evvel kendisine söven Mehmed oğlu Mustafayı öldürmeğe te sebbüsten maznun ve mevkuf tsmail oğlu Ali Bozkurd hakkında, İstanbul birinci Ağırceza mahkemesi dün akşam karannı verdi. Mahkeme, hâdiseyi cezayı azaltıcı tahrik sebebile beraber âdiyen yaralamak mahiyetinde gördü ve Îsmail Borkurdu 9 ay 10 gün hapse mahkum etti. Kendisi, bu müddeti mevkufen bitirdiğinden, derhal salıverildi. <Devam ediyor* Benzin ve petrol geldi Felemenk bandıralı Ariadne vapunı ile demir eşya, halat, kâğıd eşya, pata tes unu, kahve, pamuklu mensucat, boya, elektTİk malzemesi, radyo ve aksamı, Yunan vapurile pamuk ipliği, kireç kaymağı, demir ve çelik eşya, çamsakızı, çinko levha, İtalyan bandıralı Alhana va . purile de parafin, cam, kimyevî ecza, demir eşya, jüt bezi gelmiştir. Ayrıca, 4,5 milyon kilo benzin ve 3,5 milyon kilo da petrol getirilmiştir. Karaköyde otomobil yolu KÜLTÜR İŞLERI Profesör îsmail Hakkının cenaze merasimi Universitenin eski parazitoloji pro fesörü doktor Ismail Hakkı, Üsküdardaki evinde vefat etmiş ve cenazesi dün merasimle kaldırılmıştır. Merhumun kederdide ailesine taziyetlerimizi bildiririz. C Türk şarabcıhğı terakki ediyor Motörlü kara nakil vasıtalarının bun Pasif korunma konferansı dan sonra nhtım ve Denizyollan onün Dün, İstanbul kız lisesinde muallim den değil, eskisi gibi, Karaköy Ziraat Bankası önünden geçmeleri kararlaştl Hâmid tarafından saat on dörtte pasif korunma mevzuu etTafında bir konferans rılmıştır. verilmis, konferansta bütün muallimler Taksim kışlası arsasında hazır bulunmuştur. Hatib bu konferan smda pasif korunma için alınması lâzım yaptırılacak binalar gelen tedbirleri izah etmiştir. Taksim kışlası arsasında Belediyenin DENtZ ÎŞLERİ emlâk şirketile müştereken yaptıracağı beş apartımanla diğer bazı binalara aid Silivri limanı temizleniyor temaslar ilerilemektedir. Bu binalann inSilivride modern bir liman vücude geşası için Emlâk Bankası 2,5 milyon lira tirilmesi kararlaştınlmıştır. Bunun için sarfedecektir. Sarfiyatı karşılamak için evvelâ liman tarattırılacak ve büyük bir binalara aid intifa hakkı on beş sene müddetle Emlâk Bankasına aid olacak mendirek yapılacaktır. Temizlenme işine tır. Taksim Emlâk şirketi de bu binalann aybaşından itibaren başlanacaktır. Taksim caddesi cephesine on metre de rinliğinde dükkânlar yaptıracaktır. Bunların mülkiyeti şirkete aid olacak tır. Hayvanın iki ayağını kıran otobüs Dün saat 14,20 de Yenimahalleden Taksime gelmekte olan 7250 sayıh şoför Niyazinin idaresindeki 3075 plâkalı otobüs, Ayazağa yokuşunda bir danaya çarparak hayvanın iki ayağını kırmışıtr. Dün akşam Beyazıddan Aksaraya gitmekte olan şoför Fethi Başaraner idare . sindeki 2225 plâkalı otomobil, Etem Pertev eczanesi önünden geçerken 50 yaşlannda bir kadına çarpmıştrr. Yüzün den yaralanan kadın Cerrahpaşa hastanesine yatınlmıştır. Suçlu şoför yakalan mıştır. Maharrem Feyzi TOGAY Kadına çarptı Tirilye nahiyesinde açılan biçki yurdu Bursa (Hususî) Maarif Vekâleti meslekî tedrisat umum müdürlügü tara • fından bu sene Mudanyanın Tirilye nahiyesinde köy kadınlarına mahsus bir dikiş ve biçki yurdu açılmıştır. Enstitü mezunlarından Bayan Muzafferin idaresinde açılan bu yurda biri Istanbuldan meznn olmak üzere üç enstitü mezunu da stajyer muallim olarak verilmiştir. Yurdun açılma merasiminde Valimiz, askerî ku mandanlar ve Tümgeneral Vehbi Kocagüneyle Tuğgeneral Mümtaz Ulusoy, Parti reisi, Belediye erkânı, Maarif müdürü, Bursa San'at mektebleri ve lise müdürleri hazır bulunmuşlardır. Vali Refik Koraltan, yurdun içinde toplanan yüzlerce köylüye hitaben bir nutuk soylemiş ve Cumhuriyet idaresinin köylüyü iktısaden kalkındırmak yolunda her tedbire başvurduğunu anlatarak, bu yurdla da köy yuvasının içtimaî bünyesinde yapılacak inkılâbın temelini attığını bildirmiştir. Köylünün kendi elbisesini kendisi yapmak suretile büyük bir tasarrufa riayet edeceğini ve köy ailesinin eksik bulunan bu işini Cumhuriyet hükumetinin tamamlamak azminde bulunduğunu anlatmıştır. Müteakıben köj'lüden Hilmi Aktan cevab vererek (Türk köylüsünün kafası ve yüreği vatan toprağı kadar verfmlidir. Ona bir verildiği vakit birkaç mislini almak mümkündür.) demiştir. Yurda 75 köylü kadın yazılmış ve devam etmeğe başlamıştır. Muallim Muzaffer ilk dersini davetliler önünde vermiştir. Burada elbise dikme usulleri pratik bİT surette ve köylünün yaşayışına uygua bİT şekilde öğretilmektedir. Yurdun bütün malzemesi ve makineleri Maarif Vekâle i tince yeniden satın almmıştır. Stajyer muallimler gelecek sene diğer köylerde lacak yurdlara tayin olunacaklardır. Liman temizleniyor Kömür satış depoları Sömikok ve Karabük kömürleri satış depolannın hazırlığı ikmal edilmiş, buralarda satılacak kömürler dün akşam depolara sevkolunmuştur. Üsküdar deposu dün akşam faaliyete geçmiştir. Bunların muhasebe işleri, Belediye Kooperatif müdürlügü tarafından idare edilecektir. Kooperatifin Fındıklı ve Unkapanındaki depolan dün açılmıştır. Diğer iki depo da bugün açılacaktır. Kooperatif depolannda yalnız Sömikok satılacaktır. Umumî depolarda mevcud 8000 ton Sömikok kömürü tamamile Belediye kooperatifine verilmîştir. Pasif korunma hazırlıkları ve bir filim tstanbul Vali Muavini Halukun başkanlığında Vilâyet Seferberlik Müdürü Ekrem ile Itfaiye müdürü ihsandan mürekkeb bir heyet, dün Servibumuna giderek orada pasif korunma hazırlıklarını tetkik etmiştir. Gaz depolannın bulundukları mahal de ufak mikyasta bir yangın sön dürme tecrübesi yapılmıştır. Pasif korunma işlerile meşgul olan bir heyet, Beyoğlunda bir sinemada gösterilen pasif korunma filmini seyretmiştir. Bu film Halkevlerinde ve pasif korunma kurslannda ve Universitede konferans salonunda halka meccanen gösterilecektir. Tekirdağı Inhisarlannin tesis ettiyi tecrübe bağ% tnhisarlar idaresi piyasanın ihtıyacını karşılamak üzere Tekirdağ ve lzmir fabrikalannda şarab imal etmekle beraber bir taraftan da memleket şarabcılığını iierletmek maksadile Avrupa cinsi üzümler üzerinde tetkiklere devam etmekte dir. Bu cümleden olmak üzere Fransanm meşhur Bordo ve Burgonya şarablannm imalinde kullanılan üzümlerin Trakya ik liminde yetiştirildiği takdirde ne dereceye kadar müsaid bir netice vereceğini anlamak üzere Tekirdağ şarab fabrikası arazisi dahilinde yapılan tecrübe, iyi neticeler vermiştir. Bunlardan maada yeni beş nevi meşhur Avrupa üzümü üzerinde etüdler yapılmaktadır. Bu suretle şarab imalâtına çok faydalı bir istikamet verileceği ümid olunmaktadır. Limanda bir buçuk aydanberi devam etmekte olan temizleme işinin ilk safhası dün bitmiştir. Sirkeci ile Galata arasında, takriben bir asır kadar evvel kırılarak kalan bir kalyonun zincir ve çapası, senelerce buna takılan birçok demir ve zincirlerle büyümüş, adeta çıkanlamaz olmuştur. Yalnız dün denizden 60 ton demir çıkanlmıs, bu suretle bir buçuk aydanberi dışarıya alınan zincir ve demirin ağırlığı I 30 tonu bulmuştur. Daha ötedeberide 1 0 1 5 ton kadar demir kalmıştır. Pek azı hurda halinde bulunan bu demir ve zincirlerin külliyetli kısmı, tamamen kabili istifade vaziyettedir. Yukarıdaki resim, dün çıkanian 60 ton ağırhğmdaki zincir ve çapa salkımını gösteriyor*

Bu sayıdan diğer sayfalar: