6 Ocak 1940 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4

6 Ocak 1940 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

4 CUMHURTYET KüçUk hikâye Dağdaki küçük göl || :JTEŞEKKÜR Telgrafı bir defa daha okudu: «Eğer j Çılgın göz yaşlan dinmiş, asabî ihtılâclar, MAKS biraderİPT tarafından Türkçe Sözlü, Şarkılı ve Taklidli gelmek istiyorsan seni bu akşam «...» isçırpınmalar, ilk günlerdeki kafese katasyonunda bekliyeceğim.» Eli halsizce panmış vahşi bir hayvan gibi dolaşmalar yanına düştü. Telgraf, buz gibi soğumuş geçmişti. Sakin, mazlum bir insan oimuşolan parmaklarının arasında yavaş yavaş tu. Fakat şimdi de bütün faaliyeti kafasıAşk, Facia ve heyacan filml yiirüdü, pencereye yaklaştı ve bfeşını ca na toplanmış gibiydi. Bir zindana benziH A O V II II Komlk FULLER ma dayadı. Dağlâra kar yağmıştı. (Jzakta yen bu kafada aydmhk bir yol açılıyor ve kahkaha fllml iki korkunc dik kaya parçasının arasında o, bu yolda ta uzaklarda olan kocasının hayatını gözlerile takib ediyordu. Onu gölün sivri bir dilim halinde uzanan bir parçası görünüyor, güneşin altında sokaklardan geçiriyor, güldürüyor, düşiddetle parlıyarak o korkunc, kasvetli şündürüyor, yüzlerini tahmin edemediği, Matineler 11 den itibaren başlar. GeleceU programda TURAN sineınasında dik kayalarm arasına düşmüş bir küçük kafalarını beyaz, düz bir leke gibi gördüAli Babanın Mirası : EDDY CANTOR Türkçe Sözlü r e şarkıh ğü kadınları severken kıskanırken görüayna gibi göz alıyordu. tamamen ıenkli ^H^M^^^aHMiMMM^^^^ yor, sonra birdenbire kafasında vücudüSemanm menekşe rengi açılmaya başlamıştı. Bulutlar dağların arkasma çabuk ne akan acayib ve müthiş bir karanhkla çabuk kacıyorlardı. Güzel bir kış günüy kendini muhat buluyor, yavaş yavaş Sayın Istanbui maddî, manevî mevcudiyetinden birşeydü. sinema meıaklılarının 4 sene evvel gene böyle bir gündü. Ve lerin damla damla akıp gittiğini, kendi Son sistem makinelerle her hafta göstermekte olduğu gene böyle pencereye gelmiş, dağdaki kendini kaybettiğini hissediyordu. Işte bu senenin en büyük filimlerine medyundur. küçük göle bakmıştı. Evin penceresinden sıralarda daldığı karanlıkta şimşek ışareti Dün ve bugünkü görülmemiş seyirci akını bunun en büyük delilidir. yakın görülen bu göle tepeler, korkunc gibi bir ışık çakıyordu. Gözlerini açıyor, Amerika için aldığı bir Angajman münasebetile şehrimizi terkedecek olan patikalar aşarak uçurumlar geçerek an kurumuş dudaklarile «bir gün çağıracak, DEHAKÂR VİYOLONİST ŞANTÖZ cak yarım saatte varmak mümkündü. diye, mırıldanıyordu. Bir gün çağıracak.» Göl küçüktü, fakat sularının buz gibi se Fakat sonraları yavaş yavaş bunu da unut F R E D F A S S L E R ' i n Üç hatfa evvel Taksim sinemasında gösterilen rin, dibinin bir kuyu gibi derin olduğunu tu. Hem artık adamı da hayalinde takib Pek sevimli caz Amerikan yıldızı MARX BROS kardeşlerin söylerlerdi. Kaç kere baharda oraya ko edemez olmuştu. Çektiği ıstırab, boğulduTürkçe sözlü ve taklidli komedileri casile beraber gitmişlerdi. Gölün kenan ğu karanlık gittikçe genişliyordu. Ve ana oturmuşlardı. Baharın getirdiği yeşil dam zamanla bu karanlığa kat kat sarı Rİfl f i T î i n r l u PlİİİÎ ^ u s e n e ^ ^ a z a r smemasında gösterilen HH Mutad f latlar ^ • ^ H ^ ^ H H ^ H Sofralarınızı ayırtınız. ^ ^ liğin, çiçeklerin, kokuların bile bu gölü larak kayboluyordu. r i l U U l a l l U C U U I U Muzikal aşk, macera ve kahramanlık filmi sevimli bir hale sokamadığım hatırhyorEtrafındakiler onu durgun, sakin görK f| II t 1/ 0 II Q l l O I ^ e ^ t e ^ talebelerile, yüksek tahsil gencdu. Dağlar üzerlerine kapanmış gibiydi. mekten memnundular. Evet, artık heye~ 11 U II l l\ C II O U d l üği, Üniversite, T.b ve Fen Fakülteleri Musiki tarihçesinin büyük bir safhasmı teşkil eden Havada insana haşyet veren mor bir cansız, sinirsiz bir mahluk olmuştu Evin BÜYÜK MUSİKLİ BİR FİLM... renk dalgalanıyordu. Gölün sulan kıpırmüdavimleri için ilâve ettiği bu fennî ve ilmî filmi Istanbulda ilk defa gösterdısız, durgundu. Kocası bir taş atmıştı ve içinde bir hayal gibi dolaşıyordu. Bazan mekle sinemamız kıvanç duyar sularda açılan halkaları göstererek hiç bunu kendi de hissediyor, gülümsüyordu. AUCAZAir<1 kimsenin gölün derinliğini anlamak müm Sonra ağlamak istiyor, fakat gözleri kukün olamadığını söylemişti. «O kadar de ruyarak ve gerilerek ona isyan ediyorlar, ıstırabı günden güne boşaldığım hissediBaş rollerde İşte bu filimler sinemamızla müşteri arasında miknatisî vazife görmektedir. rin demişti, o kadar korkunc!.» yordu. Bazan «bende birşey var* diye, Devamlı seanslar her gün 1 1 den itibaren suareler tam 8,15 te, gelecek Evet, bir sene evvel kocası o mel'un hayretle kendi kendine sorduğu olurdu. proşram CEMBERLİTAŞ sinemasile beraber SAMİMİ ANLAŞMA küçük mektubu bırakarak gittiği zaman Sanki sinirleri, kafası, hatta kalbi artık işgene şu pencereden dağdaki göle uzun lemiyordu. Vücudünü yalnız bir kalıp, uzun bakmıştı. O zamanki hal gözünün boş bir çuval halinde tahayyül ettiği zaönüne geldi. Elinde o mel'un mektubu manlar oluyordu. Ve günden güne gideni tutuyordu. Fakat bugünkü gibi vücudü unutuyordu. Yalnız içinde olduğu gibi etbir buz külçesi, kafası bulanık, zavallı bir rafında da bir boşluk hissediyordu. Müthalde değildi. Kanının damarlarında ateş hiş, korkunc bir boşluk.. Sonra derin bir gibi yandığını, başının hararetten tutuştu halsizlik, bezginlik.. Kolunu kaldırmayı, LÂLE sinemasında b"yük ra*bet bula^> ğunu hissediyordu. Pencerenin önünde yürümeyi hayatın icab ettirdiğ» bübir hayvan gibi vahşi hareketlerle kıvran tün İki bUyük TUrkçe fllm birden hareketler ona manasız görünmış ve ağlamıştı. Sonra birdenbire göle meğe başlamıştı. Köşesinde kalmak, En son şaheseri gitmeyi' düşünmüştü. Gölün buz gibi su kımıldamamak... Fakat bu da ayrı bir larını, korkunc derinliğini düşünmüştü. ıstırabdı. O zaman da boşluk daha dehStao Laurel, Oliver Hardy. Abdülvehab, Leylâ Murad Seanslar : 2.30 7 ve 9 dadır. Telefon : 43143 Oraya bir ateş gibi düşüp kendi kendini şetle etrafında açılıyor, karanlık artı söndürmeyi, kendi kendini korkunc suyor, kaplamalardan sızan bir su gibi ^g^ Baştanbaşa renkli, heyecanla dolu muzik ve terjfüzeşt filmi larda yok etmeyi düşünmüştü. Bu fikir Pangaltı A K I N sinemasında ona birdenbire öyle harikulâde görün her tarafından içine doğru yakmayan. Neş'e... Heyecan ve hictan içinde... müştü ki ağlarken çılgm gibi gü'meye acıtmayan hiçbir maddî işkencesı olmaFransız filimlerinin ebedî zaferi I başlamıştı. Sonra mektubu elinden fırlat yan fakat insanı derece derece boğan bir mış, olduğu gibi dışan fırlamıştı. Yollar sıkıntı, delice bir ıstırab akıyordu. Ah 1940 senesinin ilk Süper filmi da nasıl çılgın gibi koşuyordu! Ayakla bütün bunlar müthiş şeylerdi ve işte \ Fransanın en kudretli artistleri Ş r l e y Temple rının arasından yosunlu, nemli taşlar, o bir senedir bu hal içinde idi. HalEDWİGE FEUİLLERE GEORGES RIGAUD'un yarattıkları buki şımdi bir sene sonra eline bir telAynca: DUnya haberlerl yuvarlanıyordu. Ayakkabısının biri fırla ^ ^ G ü n d ü z v e g e c e 8,45 t e i k i filim b i ı d e n >ıp gitmiş, çorabları parçalanmıştı.. Hen graf tutuşturmuşlardı. Sevincle saadetle dekler atlıyor, önüne çıkan ağac dallarını gözleri parlayarak yüzüne bakmışlar, kırıyor, buz tutmuş çukurlara dalıp çıkı «kocandan» demişlerdi. Evet kocasm yordu. Ve tam göl ince bir buz tabakasile dan.. Bir sene evvel yazdığı gibi pişman örtülü, durgun ve ışıklı karşısına çıktığı olmuştu, onu çağırıyordu.. Fakat ni^in Büyük bir ihtirasın en canlı misali... Sonsuz bir aşkın büyük serenadı... gitmeli rni? Böyle cesed gibi bir vücudü zaman arkasmdan yetişmîşlerdî. Bu, elin nraua cTAtirm^V Krtvl* Hnealmıa af^st ae Duyuyen gene nıznıcıvıot ıuı. v^ııu u v ı kollarile sarmıştı. «Hayır, diye bağırmış heyecanı, herşeyi bitmiş, sönmüş, buz giMARIE DEA ERIC T. STROHEIM ve PİERRE RENOIR İlâveten: METRO JURNAL en son dünya haberleri tı, olmaz, bırakmam ! Hanımcığım, ha bi birşeyi o açılan kolların arasına atmak ! ile beraber çevirdiği ve emsalsiz güzelliği ve mükemmeliyetile nımım!.» Ve aralarında müthiş bir mü neye yarardı? Hayır gitmeyecekti. Gidebütün şehir halkı tarafından alkışlanmağa lâyık cadele olmuştu. Sonra gene kadm birşey mezdi... Artık ona verecek birşeyi kal mamıştı. lçi çürümüş, bitmiş olan bu zahatırlamıyordu. Gece yatağında uyan Bugün saat 1 ve 2,30 da tenzilâtlı matineler. mıştı. Halsiz, kırık, yara bere içindeydi. vallı kalıbdan başka nesi vardı? Kal Hizmetçi kız başucunda ağlamış, onu te mak.. Bu da belki feci, daha müthiş bırselliye çalışmış, güçlükle heceliyerek ko şeydi. Hep o karanlığın, boşluğun içinde, Filminde şarkı söylüyor ve zaferden zafere koşuyor. casının bıraktığı mektubun son satırlarını hep o içine sızan korkunc ıstırabla eriylp İlâveten: FOX JURNAL en son harb ve dünya havadisleri ve bitmek.. okumuştu. Kocası: Sahhar ve Dehakâr GRAF von SPEE Hâdisesi. Elinde tuttuğu telgraf kendisi de far«Beni affet, diyordu. Belki de sana l U L H IllURİ IIIII muvaffakiye Polonya yıldızı Bugün saat 1 ve 2.30 da tenzilâtlı matineler. karşı büyük bir haksızlık olduğu kadar kında olmadan kayıp yere düştü. şimdi kendi hesabıma da yanlış, çılgın bir hare gene dikkatle Göle bakıyordu. O kaya ket yapıyorum. Fakat artık durmak im parçalannın karlı dağların arasında sıkışHalk Opereti kânı yoktu. Ah bilmezsin, beni gitmeğe mış parlayan ve uzaktan küçük sihirli bir Bu akşam ve pazar icbar eden sebebleri sana anlatmak, seni ayna gibi göz alan Göle.. Belki de bir sematine 1 6 da i ALİCE FAVE büsbütün kırmak olur. Halbuki sana hür ne evvel hizmetçisi iyilik diye, ona fenave ilâveten: CANAVARLAR ÇETESİ N (OPERET) TYRONE POYVER met ediyorum. Kalbimin bir köşesinde hk etmişti. Belki de en doğru hareket o Büyük ve görülmemiş yeni bir zabıta ve macera filmi Aynca: daima kalacaksın. Belki de bir gün seni zaman yapmak istediği şeydi.. Fakat E Metıo Jurnal son haberler Yalnız 1 ve 4.30 da ZOZO Dalmas taragene arıyacağım, gene senden af dileye şimdi artık o bir sne evvelki enerjiden, Ikl büyUk flllm blrden M fından şarkılar cek ve yanıma gelmen için yalvaraca ateşten de eser yoktu. Şimdi o hareketi ğım..» A tekrar edemiyecek kadar bitkin, zavallı E. ROBİNSON Evet, hizmetçi bunlan ona okumuş, bir haldeydi. S Pazar 11 de 15 knruş dizlerine sarılarak «Muhakkak, muhak I PERtDE CELÂL kak bir gün sizi çağıracak, demişti. Sizden vazgeçemez, biraz sabredin, biraz bekleyin..» 20 yaşıoın bütün tazeliğı ve sevımlilığıle Hakikaten bu sözlerin azçok tesiri olmuştu. Gözlerini kapamış ve ye'sin korHARRY BAUR GEORGE RI3AUD kunc karanlığında küçük bir ziya huzmesi tarafından oynanmış fevkalâde bir film, belirirken kendi kendine mınldanmıştı: ve iki kız kardeşi, bu hafta görülmemiş bir muvaffakiyetler mm «Evet, benden vazgeçemez, bir gün çağıracak, bir gün af dileyecek..» Sonra bu sözleri bir zaman kendi kendine tekrar etmişti. Pencere yanında, sobanın başınGösterilmekte olan da, yatağında hatta rüyasında.. Bu suretMeşhur İspanyol şantözü EMPERYO ARJENTINA tarafından ledir ki yavaş yavaş sükunet bulmuştu. Mekke Kadısı merhum Esad kızı, AySevgili büyük babamız Korgeneral İHSAN BALKIR'l ebediyen kaybetme dın mutasarrıfı merhum Tevfik Çobanmiz dolayısile gerek cenazesinde bulunan oğlu karısı, Devlet Demiryolları Haydarve gerekse mektub ve telgrafla acılanmı. paşa mes'ul muhasibi Mahmud Duranza iştirak eden akraba ve dostlarımızla soy ablası, Yüksek İktısad ve Ticaret diğer sayın zevata ayrı ayrı teşekküre te mektebi profesörlerinden Vehbi Sarıdaessürümüz mâni olduğundan bu şükran lın dayızadesi, gene hukuk doktorların borcumuzu sayın gazeteniz vasıtasile ifa dan Hayri ve Rahmi, İzmirde komisyoneder, muhterem ve aziz dostu Gülhane cu Mecdi ve Glen tütün kumpanyası me. hastanesi direktörü General doktor Sü murlarmdan Vedad Çobanoğullarının reyyadan babamızın tedavisinde göster annesi ŞÜKRİYE ÇOBANOĞLU vefat diği yüksek ihtimam ve onun en son va. etmiştir. zifelerine kadar candan alâkalarından dolayı sonsuz minnettarlığımızın kabulüCenazesi 2,15 te Üsküdar iskelesine nü rica ediyoruz. getirilerek cenaze namazı Üsküdar İskele camünde kıhndıktan sonra Karacaah Torunları: Celâl Balkır İshan Balkır meddeki aile kabrine defnedilecektir. c 6 fkîncîkânım İ940 ÖLÜM Şehzadebaşı T U R AN 4 BUyUk Fllm Birden : Sinemasında 1 PASTIRNACIYÂN ve Şürekâsı 2DENİZ KIZI NOVİTA N A H& U N 4MİKİ BAHRİYELİ B U G Ü N ve Y A R I N FERAH sinema ARK O T E L İ N D E 1 PASTIRNACIYÂN ve Sürekâsı LOUİSE DUKE'nin iştirakile Veda Suareleri 2 3 VERDI ve AŞKLARI 4 Malek Pehlivan Er\zL Gedikpaşa A Z A K ' GABY MORLAY BENJAMINO GIGLI Skala de Milânodan MARIA CEBOTARI Pek yakında S Ü I t f E R sineaasuıda . Beşiktaş oUAD PARK Sinemasında Aşk Çifte sineaasında 1BRODVAT SERENADI Yaşasın Avcılar FRED ASTAIRE v e CINGER ROGERS ia 2Z0R0NUN İŞÂRETİ Şen Yumurcak Bir ananın günahı 1WAIJRICE CHKVAIIER Bugün S A R A Y Sinemasında YIKILAN NABED Bugün L Â L E Sinemasında RENKLİ MİKİ WALT DİSNEY Bu hafta S A K A R Y A sinemasında T UZ A K l T A N L ^ s Şikacjo Yanıyor Son KARAR GECESİ Bu hafta A S R I sinemada • TÜCCAR D EA N N A HORN DURBiN KORKUSUZ ADAM "Tffi«rr' Endülüs Geceleri S0 MER Sinemasında îBugün i P E K sinemasında ŞERLOK HOLMES W TUrkçe sözıU Fılmındc seyırcıleri, eğlendinyorlar ve gaşyed.yorlar. Bu filim DEANNA DURBIN'in en mükemmel ve en güzel filmidir. İlâveten : Ekler Jurnal v e Graf von Spee İle Ingiliz kruvazttrleri arasısda denlz M ^ M muharebesl. Buçün saat 1 ve 2,30 da tenzilâtlı matineler. ^^^^^^^^^^^^^^m 3 KIZLAR BUYUDULER Bu hafta Sinemasında gösterilmekte olan (BASKER ViLLEK'in KOPEGi) Aşk Heyecan Dehşet ve büyük maceralar filmi Baş rollerde: Richard Greene Bazil Ratbon * Weniks Barie ^ Filme ilâve olarak: Foks dünya havadİSİerİ v e GftAF S P E zırhtısının yaralı olarak Montevideoya gelişi ve kumandanın önünde yapılan C E N A Z E M E R A S i M i Buqün saat 1 ve 2,30 da tenzHatlı matlne var^ır. Dlğer seanslar 4,30 6,30 ve 9 da Şimdıye kadar Türkiyede yapılan filimlerin en mükemmeüdir. 30.000 kişinin büyük bir alâka ile seyrettiği bu filmi görmek için bu son günlerden istifade ediniz. İlâveten: Ekler Jurnal son dünya haberleri ve GRAF Von SPEE ile İngiliz kruvazörleri arasında deniz muharebeleri Bugün 1 ve 2.30 da tenzilâtlı matineler KİMSESÎZ MfCHELfNE PRESLE MARSEL CHANTAL ANDRE LUGUET MARGERiT MORENO En bUyük aşk filmi En bUyük macera filmi En müthiş casusluk filmi KIZLAR CEBELUTTARIK CASUSU

Bu sayıdan diğer sayfalar: