2 Nisan 1940 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 6

2 Nisan 1940 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURİYET 2 NUan 1940 Beden Terbiyesi Merkez Istişare heyeti dün Millî korunma kanununa tevfikan mahkemeye toplandı verilmiş olan Lion Melba fabrikası Ankara, 1 (a.a.) Beden Terbiyesi Genel Direktörlüğü merkez istişare heyeti müdürleri dün tevkif edildiler bugün saat 1 5 te Genel Direktör General Şeker ihtikârı hakkında başhyan yeni bir dava GÜNUN BÜLMACASI 7 8 9 10 H Sk Cumhuriyet I Kayıb aramyor Ben Van vilâyetinin Gevaş kazası aha lisindenim. Babam redif yüzbaşısı merhum Halildir. Lutfi, Abdullah isminde iki erkek ve Fevziye, Saliha isminde iki kız kardeşim vardı. Ben askerdim. Harbi Umumiden iki sene sonra kardeşlerim Diyarbakıra hicret etmişler. O zamandanberi kendilerini kaybettim. Hisyatlarmdan haberdar olanların insaniyet namma asağıdaki adresime bil dirmeîerini rica ederim. Tophane, Kılıcalide Berberler sokağında kahveci İbrahim yanmda Halil oğlu Cemal Kurd (Vanlı) YENI ESERLER Edebî romanlarile şohret bulan Mebrure Saminm A. Bisson'dan tercüme ettiği O Kadın piyesi mütemadi ısrar karşısmda İkbal Kitabevi tarafından gayet nefis bir surette tabettirilmlştir. Kitab halinde bile okunurken ayni hissi verecek olan bu piyesi karilerimize tavsiye ederiz. Reşad Ekrem Koçu tarafından (Küçük tarüı kütübhanesi) adile neşredilmekte olan tarihî metinlerin ikinci kitabı ola rak şair Haşmetin «Velâdetnâme» si çıkmıştır. Üçüncü Mustafanın kızı Hibetullah Sultanm doğum şenliklerini nakleden Velâdetnâmeyi okuyucularımıza geçmiş asırlardakl âdet ve an'anelerimizi öğretmek bakımmdan ehemmiyetle tavsiye ederiz. Çığır kitabevinin neşrlyatından olan bu kltabın fiatı 25 kuruştur. O kadın • •! • • 1 • • • m Lion Melba sahibleri diinkü muhakeme esnasında Millî korunma kanununa muhalif ha ' reket ettikleri iddiasile İstanbulda açılan ikinci davaya aid muhakemeye; dün saat on bir buçukta lstanbul altıncı asliye ceza mahkemesinde başlandı. Dava edilenler, «Lyon Melba» çikolata ve şekerleme fabrikası limited şirketi mes'ul müdürleri Konstantin Melopulosla Yorgi Amaslidis, avukatlarile birlikte gelmişlerdi. Iddianamede, aylık ihtiyac ve istihlâklerinden ziyade şeker stok ettikleri ve bu suretle millî korunma kanununun 32 nci ve 59 uncu maddelerine muhalif harekette bulundukları yazılıy dı; hazırlık tahkikatı safhasında Sultan ahmed üçüncü sulh ceza mahkemesi hâkimi Münib tarafından vukuf ehli seçilen Maliye varidat tahakkuk memuru Ferid tarafından verilen raporda, geçen sene ayni aylarda yapılan stokla bu seneki şeker stoku miktrları ve aradaki fark, rakamlarla tespit ve mukayese olunuyor du. Hâkim Halil; sorguları yaptı ve dava olunanlardan Konstantin Melopulos; üç a>lık ıhtiyacdan fazla şeker stok etme diklerinden, fabrika içın daima bu miktarda şeker depo ettiklerinden, bunların fabrikanın iş hacmine göre yıllık ihtiyaclarının yüzde onu ve geçen senelerde filen istihlâk edilen şekerin yüzde yirmi beşi nispetini geçmediğinden bahsederek, şöyle dedi: « Bizim imal ettiğimiz şekerli maddelerde, kuru ve beyaz şeker kullanmak lâzımdır. Bu sebeble, işimize elverişli şeker bulunca, daima aylık ihtiyacımız dan fazla depo etmek zaruretindeyiz. Geçen senenin ayni aylarında da bu vaziyetteydik. Bu sefer de bu şekerleri alırken, fiatlara sonradan zam yapılaca ğını bilmiyorduk. Hele senenin bu mevsiminde, şekerli madelerin daha ziyade sarf ve istihlâk edilmesi mutaddır. Hem biz fabrikamızda yalnız şeker değil, şekerli maddeler imalinde kullandığımız diğer maddeleri de her zaman böyle biriktiririz. Bu, ticaretimizin icabıdır, ihtikâr kasdımız yoktur.» Yorgi Amaslidis de, bu sözlere iştirakle, şunları ilâve etti: « Fabrikamızda, iki yüz işçi çalışır. Elimizde mal birdenbire tükenip de fabrikanın muattal ve işçilerin eli boş kal mamaları için, stok mal, bu arada şeker bulundurmamız lüzumu daima kendini gösterir. Bu, ötedenberi böyledir. Biz bu işe mühim bir sermaye bağlıyoruz.» Celseye kısa bir ara verildikten sonra, tekrar celse açılmca, fabrikanın mahke me kaleminde mevcud musaddak ithalât defteri fabrika muhasebecisine tetkik ettirilerek, izahat ve notlar ahndı. Bunu müteakıb, mahkemede Müddeiumurniliği temsil eden muavin Tahsin, esas hakkında mütaleasım beyana hazır olduğundan bahisle, dava edilenlerin, , millî korunma kanununun neşri tarihin den itibaren ve ona tekaddüm eden kısa günler zarfında külliyetli miktarda şeker şatın aldıklan, mezkur kanunun neşrini müteakıb yüz iki bin kilo gibi aylık ihtiyaclanndan çok fazla miktarda şeker satın alarak stok ettikleri sabit olduğunu ; kaydederek, her nekadar müdafaaların da mevsim dolavısile fazla şeker almak zaruretinde kaldıklarını ve her zaman için kendilerine yarayacak kalitede kuru ve beyaz şeker bulmak mümkün olmadığı cihetle elde edilen yüz iki bin kiloluk şekeri almak mecburiyetinde kaldıklarını iddia etmişlerse de, lstanbul gibi medenî bir muhitte, nakil vasıtalan ve Türk şeker fabrikalarile ecnebi şeker fabrikaları arasındaki rabıtalan bol olan bir memlekette, her zaman için istenilen kalitede şeker bulamamak iddiası, iddia maka mınca varid görülmediğini söyledi ve şöyle devam etti: • • Cemil Tanerin reisliğinde toplanmıştır. Toplantıda istişare heyetinin tabiî azala• • • rile kanun mucibince vekâletlerin gönder• dikleri mümessiller hazır bulunmuşlardır. Bu içtimaın ruznamesinde, yapılan işler ve yapılacak olanlarla bütçe ve hazırlaSoldan sağa: nan talimatname ve projeler üzerinde mü1 Çift ziyaretçi (iki kelime). 2 Hezakereler yapılmaktadır. Toplantının bir sab ve para işleri mütehassısı, ıstırab çe kaç gün devam edeceği anlaşılmaktadır. kenin feryadı. 3 Avrupada bir sıra dağlstanbulspor ikinci maçta da ları, bir devletin merkezi. 4 Bir emrin tersi, ikametgâhlar (çemi). 5 Kokulu bır yenildi ot, cemi edatı, bir harfin okunuşu. 6 Eskişehir, (Hususî) Istanbulspor Nefi edatlarından, marka kâğıdı. 7 Vuikinci maçını gene Demirsporla yapmış, kua gelecek, hastalık. 8 Bır cinj sandal, pencere örtuaii. 9 Hayret edatı, bir vibu maçta da 3 2 mağlub olmuştur. lâyetimizin eski ismi. 10 Başkasmn sırVoleybol maçları tından geçinen. birinin aleyhinde bului Erkek Mektebleri Voleybol Lik Heye ma. 11 Ahşkanlık unsuru (iki keUme). tinden: Yukarıdan aşağıya: 2/4/940 salı günü Beyoğlu Halkevi 1 İtikadsız (iki kelime), matematikte salonunda yapılacak voleybol maçları: kullanılan bir kelime. 2 Eski Romanın Saha komİ3eri: H. Saver. Taksim L. Vefa L. saat 14,30, ha bir kalesi, tenezzüh gemisi. 3 Bir edat, ters çevirirseniz osmanlıcada kan dökme kem: N. Moran. Işık L. Kabataş L. saat 15, hakem: manasına gelir. 4 Cami kulesi yapan. N. Moran. zamanm kısımlarından. 5 Fena deŞil, Yüce Ülkü İstanbul L. saat 15,30, başa kakmaklık. 6 Yıllık, bir emir. 7 hakem: N. Moran İki harf yanyana, masdar edatı, oyunda Haydarpaşa Şişli Terakki L. saat 1 6, ayni sayıyı kazanma. 8 Sıvışan (iki kehakem: N. Moran. lime). 9 Öldurücü silâhiardan, tartma vasıtası. 10 Bir erkek ismi, iki harf yanManisada zelzele felâketzeyana, uzuvlarımızdan. 11 Şarkı okuma deleri menfaatine spor mütehassısı, soru edatlarından. 1 Haşmetin velâdetnamesi ; ı Kayıb aramyor Fatihte Boyacıkapısında 14 numarada Kızılayın teşekkürleri sebzeci Mehmed Ağa vasıtasile AZİZ, matKızılay Beyoğlu kaza şubesinden: baamıza gönderdiği bir mektubla Erzu Bay ve Bayan Nihad Akçıt validelerlnln rumdan Karsa giden annesi Hafizenin r.1kırkı münasebetUe cemiyetimize canı için tı kardeşinden herhangi birinin hayatta 10 lira tcberru etmlslerdir. Teşekkür ede clup olmadıklarını aramaktadır. riz. ^ D E P O S U, \|L Müstahzaratından w! beynelmilel şöhreti haiz, 360 madalya ve mükâfat kazanan HASAN müsabakaları « Keza, 339 yılmın ayni aylarında gene bu sebeble fazla miktarda şeker almak zaruretinde kaldıklarını ileri süre rek, mahkeme kaleminde mevcud ithalât defterini kendi muhasebecileri vasıtasile mahkeme huzurunda tetkik ettirmişlerse de, bu tetkikte, yüz iki bin kiloya teka bül edecek ithalâta tesadüf edilememiştir. Bu iki noktaya istinad eden müdafaalarınm reddile, hareketlerine temas eden 3780 sayılı kanunun 32 ve 59 uncu madIngiltere Gal maçı delerine göre cezalandırılmalarını ve kenIngiltere ile Gal arasındaki beynelmidilerinin derhal tevkif edilmelerini taleb lel futbol maçı 1 3 nisanda Wembley stave iddia ederim.> dında yapılacaktır. Hasılatı Kızılhara bıVekiller de müdafaaya hazırdılar; ya rakılacak bu maç için 50.000 kişilik bizılı mufassal müdafaalarını derhal mahlet satılmıştır. kemeye vererek, ağızdan da hulâsa olarak müdafaada bulundular. Evvelâ mü dafaa yapan avukat Şaban Sırrı Höcek;< «Lyon Melba »limited şirketinin son radan bir araya gelmiş iki ayrı fabrika Samsun sabık Bedan teşekkül ettiğini, bu teşekkülün hü lediye Reisi Sami Ge kumetten alınan ruhsatnameye göre ran nelinin oğlu Boğaziçi dıman vermek imkânmı bulsa, senede lisesinin çalışkan ve bir milyon kiloya yakın şeker mubayaa zeki talebesi Ismet ve istihlâk için elinde ruhsatı bulunduğu vefat etmiştir. Cena. nu, ancak şimdiki halde senede üç yüz zesinde muallimlerile elli, dört yüz elli bin kilo şeker istihlâk et arkadaşları hazır butiğini tebarüz ettirdikten sonra, bu mü lunmuşlardır. Zavalh essesenin şekeri satmak için değil, ima gence Allahtan rahlâtında istimal maksadile satın aldığını ve met diler, kederli ai. iddianamede ortaya atıldığı gibi aylık is lesine taziyetlerimizi tihlâkle mukayyed olmadığını belirtti. sunarız. İddianamede istinad edilen «lüzumun dan fazla mal» fıkrasının «aylık ihtiyac» Kızılay menfaatine diye tefsiri yerinde olmadığını, gözetilen esasın, her imalâthanenin kendi imalâtı müsamere için ihtiyacına tekabül esası olduğunu ve Kızılay Cemiyeti Nişantaşı şubesi, 9 nikanunun maddesinde ise, başka ticaretle san salı akşamı saat 2 1 de Fransız tiyatmeşgul olanların ihtiyaclan haricinde ve rosunda bir müsamere tertib etmiştir. Bu ihtikâr kasdile iddihar etmeleri gözönün müsamerede Münir Nureddin de bir konde tutu'duğunu izahla, iddianamede zikri ser verecektir. geçen Koardinasyon heyetinin karar tarihi, orada yanlış kaydedildiği, dolayısile dafaasma aynen iştirakten sonra, «fevkendilerinin bu noktadan zühulen mah kalâde haller» tabirine işaretle, millî kokeme huzuruna getirildikleri, bahis mev runma kanunu filhakika neşri tarihinden zuu şekerlerin Koardinasyon heyetinin itibaren mer'i ise de, Vekiller Heyetine kararından otuz dört gün evvel satın a Meclisce bunu ne zaman lüzum görürse o lındığı, hatta gördüğü lüzum üzerine şe zaman, ya kısmen ya da tamamen tatbik kere on kuruş zam yapan bu heyetin o salâhiyeti verildiğini, bu kanunun diğer tarihte teşekkül bile etmemiş olduğu nok bazı kanunlar gibi hususî mahiyeti haiz tasında durdu ve millî korunma kanunu olduğunu izah etti. nun fevkalâde kanunlar mahiyetinde buHâkim Halil; dava evrakı okunarak lunduğunu, bu husustaki kararnamenin bu husustaki kararın hazırlanmasına, nesri tarihine nazaran da, takibatın ma2510 sayılı iddianamede zikrolunan kabline teşmil edilemiyeceğini ileri sürmaddeye ve 3780 sayılı kanunun 66 ncı dü. maddesindeki hükme göre, son tahkikaVekil; Büyük Millet Meclisinin millî tı n mevkufen yapılması kayıd ve sarahakorunma kanur.unun müzakeresine aid tine binaen, maznunların tevkiflerine ve zabıt suretini, Resmî Cerideden iki nüs usulen «mahkumiyeti sabıkaları» olup olhayı ve fabrikanın ruhsatnamesini mah » madığının sorulmasma karar verdiğini bilkemeye verdi. Bunu müteakıb, diğer ve dirdi; muhakemenin devamı, 3 nisan çarV;1 Asım Soreon da; meslekdasının mü samba eünü saat 16 buçuğa kaldı. Manisa Paşaköyü gencleri tarafından Erzincan felâketzedeleri menfaatine güreş, koşu ve at yarışları tertib edilmiştir. Spor hareketleri için şu şekilde program yapılmıştır. 7 nisan pazar: saat 10 da, atletizm, 10,30 da, atlı değnek oyunları, ve at koşuları. 13,30 da, güreşler yapılacak, müsabakalar saat 1 6 da hitam bulacaktır. Aksam saat 1 9 da bir de müsamere ya. pılacaktır. Evvelki bulmacamn halledilmif »ekli 11 K OİMİFİDİt İYİAİZİAİN 1 ölnİF vıİEİKİ»IZ 1 L E SlİİNİEİK ŞİAİMİf L E B E •1 EİK E M EİMİF K AİL İİNİ» M E T •Is AİŞ I R m K EİT • KİB P 1 LİA K • Rla S 1 K v> • E K AİL •İYİA R A A SİR İ •İAİKİAİL 1 N C E • İL i MİOİN A TİA A L A • P E R ! $ İAİN Taşdelen suyu tiîlull dır Hazin bir kayıb Taşdelen suyu hakkında Vakıf Sular İşletme Müdürlüğünden şu mektubü aldık: «Taşdelen suyu tesisatında hiçbir noksanlık ve nakliye vasıtalannda eksiklik yoktur. İşletme idaresi piyasanın taleb ettiği miktarda suyu getirip depolarında satmaktadır ve vâki olacak talebleri daima karşılayacak vaziyettedir. Yapılan resmî tesisat vasıtasile mem. balardaki sular tamamen toplandığından su verimi bugünkü sarfiyattan çok fazla ise de, talebden fazlasınm piyasaya sevkine mahal görülmemektedir. Küçük şişe ve galonlarımızın üzerinde V. T. D. markasını havi kapsüller yırtılmadıkça açılmaz. Damacanalarımızın kapaklarmda bu markadan baska Belediyenin ve Taşdelen ve Defneli ibarelerini taşıyan idarenin kurşun mühürleri de mevcuddur. Halkın, mühürlere dikkat etmesi halis ve temiz su içmeleri için kâfidir. > Fujer, Şipr, 5 Bahar Çiçeği, Leylâk, Yasemin; Menekşe, Suar Döpari, Origan, Pruver, Skandal; Arpy, Krepdöşin losyon ve levantaları baş döndürücü ve çok ezici bir rakibdir. ' Izmir Emrazı Sariye Hastanesi Başhekimliğinden: Hiftanemizde yeniden yapılacak 11516 lira 30 kuruş bedeli keşifli kalörifer tesisatı kapaiı zarf usulile eksiltmeye konmuştur. İsteklilerin şartname ve saireyi görmek üzere her gün hasianc Baştabibliğine ve eksiltme 1940 nisan m üçüncü çarşamba günü saat on birde yapılacağından 2490 sayılı arttırma ve eksiltme kanununa göre teminatı olan 863 lira 72 kuruşluk banka mektubu veya Maliye veznesi makbuz ilmühaberi ve icab eden teklif mektublan ve diğer vesaikle birlikte eksiltme saatinden bir saat evvel Tepecikte Emrazı Sariye hastanesinde müteşekkil Komisyona müracaatlerL (2087) K. D. EreğlisiBelediyesinden: ASKERLÎK Şubeye davet Fatih Askerlik şubesinden: 939 yılı as kerlik meclisinde son yoklaması yapılan ehliyetnamesiz kısa hizmetlilerin 1 mayıs 940 da Yedek Subay okuluna gönderileceklerinden hemen şubeye müracaatle muamelelerini yaptırmaları ilân olunur. 1 5478 lira bedeli keşifli iskele tamir ve tevsü işi kapah zarf usulile eksiltmeye konulmuştur. Eksiltme 16/4/940 salı günü saat 15 te Belediyede yapılacaktır. Muvakkat teminat f413) liradır. 2 Bu işe aid evrak şunlardır: Fennî şartname, plân, eksiltme şartnamesi ve Bayındırlık içleri genel şartnamesi bu evrak Belediyeden parasız verilir. 3 Müteahhid kanunun tayin ettiği vesikalardan başka 940 yılı için almış olduğu müteahhıdlik vesikasrnı da teklif mektubuna iliştirecektir. 4 Teklif mektublarmın ihale saatinden bir saat evvel resmî makbuz mukabilinde Encüınen Reisliğine verilmiş olması lâzımdır. Postadaki gecikmeler kabul edilmez. Fazla malumat almak isteyenlerin Ereğli Belediyesine müracaatlerL (2258) lstanbul Nafıa Nüdürlüğünden: 19 '4/940 cuma günü saat 15 te İstanbulda Nafıa Müdürlüğü Eksiltme Komisyonu odasında (15373.14) lira keşif bedelli Yüksek Mühcndis mektebinde yaptırılacak inşaat kapaiı zarf usulile eksiltmeye konulmuştur. Mukavele, eksiltme, baymdırbk işleri genel, hususî ve fennî şartnameleri, proje, keşif huiâsasile buna müteferri diğer evrak dairesinde görülecektir. Muvakkat teminat (1153) liradır. isteklilerin teklif mektubları ve en az bir teahhüdde (10.000) liralık bu işe benzer iş yaphğına dair idarelerinden almış olduğu vesikalara istinaden îstanbul Vilâyetine müracaatle eksütme (arihinden (8) gün evvel alınmış ehliyet ve 940 yılına aid Ticaret Odası vesikalarım havi kapalı zarflarıru 19 4/940 cuma günü saat 14 e kadar İstanbul Nafıa Müdürlüğüne vermeleri. (2379) sındayız şimdi... Müdür Mecdi ile küçük Ayşe karşı karşıya oturmuş kitab okuyorlar. Önlerinde bir masa ve üstünde de bir petrol lâmbası var. Pencerelerin açık kalan kanadlarından dışarıdaki sarmaşıkların üstüne, bir takım küçük. sarı, yuvarlak ışıklar düşüyor... Kız masaya doğru iğilmiştir. Bu vaziyette, buruşturulmuş iki nar yaprağı gibi, üzeri dalh bol entarisinin gelişigüzel altına terkedilmiş duran gene taze göğsü, harikulâde güzel ve titrek bir inhina ile yana doğru kayıyor... Bir defa bile başını kaldırıp karşısındaki adamın yüzüne bakmıyor. Uçuk sarı benzi üzerinde ihtişamla parlayan iri kahve^ renkli gözlerini kitabm yapraklarına iğmiş, petrol lâmbasmın sönük ziyası altında bir tahtakurusu sürüsü gibi birbirine karışan koyu siyah harfleri seçmeğe, okumağa çalışıyor... Kapa bakahm artık Ayşe kitabıI.. Ne anladmsa bu manzum hikâyeden söyle simdi bana bakayım?.. Üstü işlemeli al yemenisinin kenarlarından taşarak, bazan bir kıvırcık bukle halinde alnmın üzerine düşen açık sarı saçlarını, parmaklarile düzelttikten sonra güzel ve taze başını yavaşça kaldırıyor. Bir su birikintisinde hareketsiz duran su zambakları gibi rakid gözlerini, utanarak karşısındaki adamın gözlerine çeviriyor. Kış gelince ağustosböceği aç kalmış efendim diyor, ne yapsın, eski dostu karıncaya giderek bir2^ yiyecek istemeğe karar veriyor. Karıncanın yuvasına gelip aç kaldığını, eğer kendisine yardım etmezse açlıktan ölüp gideceğini söylüyor ve bir parça yiyecek isteyor. Karınca veriyor mu? Hayır vermiyor. Ne diyor karınca? «Bütün yaz sen mehtablı geceler, ışıkların altında, sulann kenarında güzel güzel şarkı söyleyip eğlenirken, ben sırtımda durmadan kişi düşünerek kendime ihtiyat zahire taşıdım. Şimdi sen kendi başının çaresine bak!..> diyor. İhtiyat zahire ne demek Ayşe? bakayım Cumhuriyet ve diğer gazete ve mecmuaların umum bayliiğl meyin diyor. Bir hâl çaresi bulmak lâzım. Koyu lâciverd gözlerini, kararan denize doğru çevirerek bakıyor: Mademki bu kadar inanıyor ve müdafaa ediyorsunuz, öyleyse bu adamla bir defa da bizzat ben görüşeyim Eşref Bey; merak ettim!.. Hay hay hanımefendi, daha iyi olur. Bu akşam hemen bir adam gönderin de çiftliğe, yarın için onu buraya çığırsm! Benim kendisile görüşmek istediğimi bildirirsiniz olmaz mı? Şimdi mi göndereyim efendim? Evet şimdi. O halde müsaade ederseniz şoför muavininizi... Evet evet, Receb benim küçük spor arabasına binsin gitsin. Ben bu gece zaten kotra ile Adaya kadar açılacağım. Arabaya ihtiyacım yok. Emredersiniz hanımefendi. Uzun boylu, zayıf, soluk benizli adam, başile kadını hürmetle selâmladıktan sonra odadan çıkıyor. *** Ayni gece... Çiftlik... İşçi köylü kızları büyük söğüd ağacınm etrafında toplanmış, şarkı söylüyorlar. Yıldızlarla dolu bir sema altmda uzanan san renkli tarlalar!.. Çiftlik köşkünün bağlara bakan oda M. SANI ŞENOL MARAŞTA VE MACERA ROMANI İLK ve SON YAZAN: ESAD MAHMUD KARAKURD Geçen sene dört bin sekiz yüz l'ra safi hasılat yaptı. Fakat yeni müdiirıimüzün fikrine göre, eğer makine gibi şey lere aid ufak tefek ihtiyaclar temin edilirse, bu hasılat altı, yedi bin liraya çıkabilirmiş!.. Kaç kişi çalışıyor çiftlîkte? Vasatî bir hesabla daima 30 kişi çalışıyor efendim. Demek yeni müdürünüzden mem nunsunuz Eşref Bey? Vallahi hakikat bu hanımefendi! Memnun olmamağa sebeb yok. Kültarlü, namuslu, bilgili bir adam. Bizim için bu büyük bir firsattır bence!.. Her zaman böyle kıymetli bir adamı ele geçiremeyiz. Bu günkü müşkül vaziyetten istifade ederek ancak onu tutabiliyoruz. Fikrime göre çiftliğinizde ne kadar kalsa, o kadar kârdır. Sonra zannetmem ki, devlet krndi yetiştirdiği bu kıymetli mütehassısı daha uzun zaman bize bıraksın!.. Kadın hiddetle başını kaldırıyor. Fakat bütün bunlara rağmen takdir edersiniz ki Eşref Bey, bize faydası dokunuyor diye terbiyesiz, haşin bir adamın zavalh köylülerimize daha fazla hakaret ve eziyet etmesine tahammül edememl.. Bu da çok garib efendim; bilmiyorum şikâyet eden kimdir? Fakat bütün köylüler ve işçilerimiz kendilerine bu adamın hakikaten sert muamele etmesine rağmen çok memnundurlar. Etrafında pervane gibi dolaşıyorlardı. Nasıl şikâyet ediliyor anlamıyorum!.. Kadın hiddetle yerinden kalkıyor. Yalan söylemiyorum ya Eşref Bey! Adam da ayağa kalkıyor. Estağfurullah hanımefendi, onu demek istemiyorum. Nasıl hatmmdan geçebilir böyle bir şey!.. Emrediyorsanız hemen bu akşam vazifesine nihayet veririm. Fakat bana itimadınız olduğunu bildiğim için tekrara cesaret ediyorum: Bu adam, size söylendiği gibi değildir hanı mefendi; ben aksini iddia edeceğim. Onu böyle gösteren; aldığı terbiye, gördüğü tahsil ve yaşadığı muhittir. Isteyor ki karşısındakiler de kendi gibi olsunlar. Tembel insanlara tahammülü yok. Bilmiyorsunuz, kendisi de tıpkı bir amele gibi nasıl sabahtan gece yarısına kadar durmadan çalışıyor!.. Belki maiyetindekilerine biraz huşunetle muamele etmiş olması kabildir. O da tabiî içinde bulunduğu vaziyetin sinirlerinde yaptığı menfi tesirlerden ileri geliyor. Bu kadarı da mazur görülebilir bence!.. Ben mazur göremem Eşref Bey! Karmakarışık fikirlerinden, dik kafalılığından dolayı cemiyet harici bırakılmış küskün bir adamın, niçin ben yükselemedim diye hastalanan sinirlerini, zavalh köylülerimizin masum huzurlarını bozmak suretile tedavi etmesine razı olamam!.. Bendeniz evvelâ menfaatlerinizle alâkadarım hanımefendi; ben de daha çok fayda temin edebilecek bir adamdır diye onu demindenberi huzurunuzda miidafaa etmeğe çalışıyorum. Ve düşünüyorum ki, böyle yetişmiş bir vatandaşı, içinde bulunduğu müşkül vaziyeti anlatana kadar himaye etmek de belki hoşunuza gidebilirdi! Mademki istemiyorsunuz, hemen şimdi vazifesine nihayet verir, ve yarın çiftliği terketmesi için telgraf çekerim!.. Kadın hemen heyecanla adama iğilerek: Hayır hayır o kadar da ileri git Yani ne olur ne olmaz, her ihtimale karşı biraz yiyecek öteberi saklamak demek. Peki sonra karınca ağustosböceğine acıyarak bir şey vermiyor mu? Hayır vermiyor. «tCendi düşen ağIamaz. Tembelliğin, havailiğin sonu budur!..» diyor. Peki, sen şimdi karıncanın yaptığı bu hareketi doğru buluyor musun? Kız susuvor. Bir an düşünüyor. Sonra gene küçük, kırmızı dudaklannı bükerek: {Devam edtyor)

Bu sayıdan diğer sayfalar: