24 Nisan 1940 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 6

24 Nisan 1940 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURIYET 24 Nuan 1940 Müttefikler Harb Şurâsı Harbi neticelendirecek kat'î kararlar verdi Demirspor galib Garb cephesinde muharebe şiddetlendi Galatasarayla dün AnBrüksel üzerinde tayyareler karada yapılan maçta (Bajtarafi 1 ind sahiîeâe) letinin mağlub olduğunu anlayacağı R maksadile halen müttefik hükumetlerin manasız sözler ve zahirî vaidlerle yaklagene bir hâdise oldu dikkatini çeken slyasî ve askerî bütün şacak değiliz. Onu muharebe meydanm CÜNÜN BULNACASI i 2 I • • » 1 1 1 • • 4 5 « T 8 « 1 0 11 • • 1 • • • • • kararlar verilmiştir. Polonya Başvekili, Polonya hükutnet, ordu ve milletinin halen teşkilâtlanmak üzere olan bütün kaynaklarile mücadeleye devam azminde olduklarını konseye te min eylemiştir. meseieler hakkında umumî noktai nazar da mağlub edeceğiz. Almanyanın yüzü mazide de birçok teati edilmiştir. defalar çirkin olmuştur. Fakat o çehre Harbin umumî sevk ve idaresine müteallik bütün meseieler gözden geçirildık hiç bir zaman bu günkü elleri taze kanla ten sonra, herhalde müttefikler arasında boyanmış caniler çetesinin idare»indeki filî bir teşriki mesai teminine matuf yeni kadar nefret uyandıncı olmamiştır.» •l tngilterede nehirlere mayin koymağa çalışan Alman tayyareleri Londra 23 (a.a.) Hava Nezareti aşağıdaki tebliği neşretmektedir: Dün akşam lngilterenin şark ve cenubu şarkî »ahilleri açıklarında müteaddid Alman tayyareleri görülmüştür. Bunlar ihtimal ki Taymis ve Humber nehirleri mansablarına mayin koymağa teşebbüs ediyorlardı. Hava dafi bataryaları ve lngiliz harb gemileri bir çok yerlerde ateş açmışlardır. Projektörler gökyüzünü aydınlatmışlar ve lngiliz avcı tayyareleri, düşman tayyarelerini yakalamak için havalanmışlardır. Ankara 23 (Telefonla) Galatasa• rayla Demirspor takımları bu gün 1 9 ma• yıs stadında hususî bir maç yaptılar. Stadyom 25 bine yakın bir seyirci ile dolu !• idi. Hariciye Vekili Şükrü Saracoğlu ve Soldan sağa: bir çok meb'uslar da seyirciler arasında Brüksel üzerinde uçan tayyareye idi. Bu maç, Galatasarayla Demirspor a 1 Deniz haydudları (cemi). 2 Bir madrasında geçen sene İstanbulda yapılan ve denin dığer madde üzerinde bıraktığı te«ir, bir ateş açıldı hayvarun feryadı, vücudün et kısmı. 3 BirBrüksel 23 (a.a.) Reuter ajansı bil kaleci Necdetle hakem Tarıkın kavgasile birile lâtife eden. 4 Bir emir, her şey onun nihayet bulan maçın bir nevi revanşı tediriyor: üzerine kurulur, bir harfin okımuşu. 5 OtuHava defi bataryası bu gün öğleye lâkki ediliyordu' Filhakika oyunun son rulacak yerlerden. 6 Tors çevirirseniz Arnadoğru şehrin üstünden uçan bir yabancı larına doğru bu maçın hakemi Necdetle vudluğun merkezi olur, bir edat. 7 24 saat tayyareye ateş açmıştır. Hâdise Brüksel oyuncular arasında çıkan hâdise bu telâk evvelkl zaman, düz ve sert, hayat membalarıkide bulunanların tamamen haklı olduğu mızdan. 8 Arkadaş, durmadan kumanda. 9 ahali?ini telâsa düşürmüştür. nu ispat etti. Bedava ele geçen şey, bir cins takunye. 10 1 tngiliz isçi partisinin mühim bir tebliği Hava faaliyeti artıyor Paris 23 (a.a.) Reııter ajansj bildiriyor: Son 24 saat zarfmda, Nied mıntakasmda topçu faaliyeti her zamankinden daha şiddetli olmuş ve bir kaç saat sür müştür. Tayyare faaliyeti artmıştır. Pazar günü, Fransız pilotlan, Almanya dahilinde ve dün düşman hatlan üzerinde ve gerisinde müteaddid uçuşlar yap mışlardır. Bir çok fotoğraflar alınmı§, düşman mevzileri tarassud edilmiştir. Alman tayyareleri de, pazar gecesi, Fransa üzerinde müteaddid keşif uçuşlan yapmışlar, memleketin şimali garbisi üzerinde en az sekiz defa dolaşmışlardır. Alman tayyarelerinin. Fransız hatlan üze rindeki faaliyeti dün az olmuştur. Alman pilotlan Belçika ve Lüksemburg hududları civannda uçmakla iktifa etmişlerdir. Bazı hava musademeleri olmuşsa da bunlar hakkında şimdiye kadar tafsilât alınamamıştır. Maamafih, Fransız harb tayyareleri tarafından düşürülen Dornier 1 7 tipi bir tayyarenin Belçika arazisine düştüğü öğrenilmisfir. Londm 23 (a.n.) Bu gün Londrada yapılan bir içtima netıcesinde işçi partisinin milli konseyi bir tebliğ neşretmistir: Tebliğde na2İ Almanyanın Danimarka ve Norveçı işgal etmekle bu harb* sebeb olan gayrimeşru jiddet hareketinin kurbanlan lıstesine iki demokrat millet daha ilâve ettiği kaydedildıkten soııra bu büyuk mücadelede bıtaraf kalmaya çalışan milletler bu hâdiselerin ehemmiyetini mütaleaya bir kere daha davet ve nazi Almanyanın yolu üzerinde bulunan hiç hir milletin bitaraflığına riayet etmiyeceğini bir kere daha ispat etmis. olduğu ilâve edilmektedir. Almanyanın verdiği teminat ne olursa oisun hiç bir millet taarruza karjı emniyet altında değildlr. Hitlerizmi bozguna ugratmağa şiddetle az metmiş olan müttefikler hürriyet dostu olan ve harb« sürüklenen milletlerin imdadına kof muşlardır. Bitaraflık kelimesi müteamz için bir mana ifade etmekten çıkmıstır. İşçi partisi, barışı ve hürriyeti temin için yegâne çarenin hürriyet ve istiklâli harbe girmif olan milletlerinki kadar mevzuu bahsolan demokratik milletler arasında bir ittifak olduğu kanaatindedir. Hakem, Galatasarayh Mehmed Salimi oyundan çıkarmak istedi. Mehmed Salim sahayı terketmedi, münakaşalar oldu. Hakem, oyunu tatil etti ve sahadan ayrıldı. Fakat sonradan müracaatler ve tavassutlar üzerine ve bir hayli tereddüd ve münakaşadan sonra, esasen bitmesine altı dakika kalan oyunu tekrar idare etti ve Demirsporlular bu maçtan 3 2 galib olarak çıktılar. Demirsporlular, ilk devrede bir, ikinci devrede iki gol attılar. Goller, küçük Orhan, büyük Orhan ve Arif tarafından yapıldı. Galatasaraylılar Gündüz ve Bülendin ayaklarile her iki devrede de birer gol çıkardılar. Maç çok sert oldu. Hakem, ceza vuruşlarile sık sık oyunu durdurmağa mecbur kaldı. İkinci devrenin sonlarına doğru Galatasaray aleyhine verilen bir penaltıdan Demirsporlular istifade edemediler. Yukarıda bildirdiğim hâdise de bu sırada cereyan etti. Mehmed Salim, maçı müteakıb hakeme tarziye vermiş olduğundan işin mahkeme safhası bertaraf edilmiştir. Galatasaraylılar bu akşamki ekspresle Istanbula döndüler. Ve sporcu arkadaş ları tarafından uğurlandılar. Bir emir, bir sıfat edatı, büyük kadin muharrir. 11 Kurtuluş, demirden. Yukarıdan aşağıya: 1 Asil adam evlâdlan (cemi). 2 Şair, vücudünde soğuk hissetme. 3 Misafirhane. 4 Vakti bildirir, nota. 5 Ev hanımı (iki kelime). 6 Yeni dünya. 7 «Ortağı yok» manasına Allah hakkında kullanılan bir tabir. 8 Hakkı meydana çıkarma, insanın ifkembesL 9 Avrupada bir nehir. bir ilâc. 10 Dünya üzerinde bir mıntaka, iki harf yanyana. 11 Bir medarın ismi, neş'eli. Evvelld bulmacanın ludledilmîf 1 2 X 4 şdcli U Alman tebliği fBerlin 23 (a.a.) D. N. B. ajansı bildiriyor: Alman keşif tayyareleri dün Şimal denizi üstünde uzun mesafeye kadar yeni den uçuşlar yapmışlardır. Tayyareler, Orcades ve Shetland'daki lngiliz deniz üslerinde keşif hareketleri yapmışlar ve bu üsler üzerinde bir çok fotoğraflar almışlardır. Eski tngiliz Bahriye Nazırımn sedid bir nutku Londra 23 (a.a.) Dinî bayram münasebetile Londrada tertib edilen ziyafette bir nutuk söyleyecek olan M. Churchill, meşguliyeti dolayısile hazır bulunamıyacağmdan dolayı telgrafla itizar etmiş ve yerine ziyafete iştirak etmiş olan eski Bahriye Nazın M. Duff Cooper kadehini lngilterenin şan ve şerefine kaldırarak demiştir ki: « Bu gün muharebeye gitmiş olan genclerin heyecanı acı bir tehevvür ve arzunun, sarsılmaz bir azmin tevlid ettiği heyecandır. Bu gün dudaklarımızın ucuna gelen cümle şudur: Bundan böyle, hiç bir milletin dünyayı harb içinde boğmasına müsaade edilmiyecektir! Avrupada dehşet tevlid eden cinayetler serisi yalnız bir adamın veyahud küçük bir caniler grupunun eseri değildir. Bütün bir millet tarafından irtikâb edilen bir cinayet mevzuu bahstir. Alman hükumetile Alman milleti arasında bir fark gözetilmek isteniyor. Bu çok tehlikeli bir temayüldür. Alman mil Ankara 23 (Telefonla) Galatasa ray, Fenerbahçe ve Beşiktaş takımlarından teşkil edilecek bir futbol takımmın Istanbul muhtelit takımı namı altında Mısıra gitmesine karar verilmiştir. Takım şu şekilde tespit edilmiştir: Cihad Faruk, Adnan Esad, Enver, Eşfak K. Fikret, Salim, Melih, Boduri. Fikret. Bursa, (Hususî) Kadriye köyünden Ihtiyat olarak götürülecek oyuncular 22 yaşlannda ve Saadet isminde bir de şunlardır: Galatasaray kalecisi Osman, likanlı sürek avında 150 kiloluk bir do Hakkı (Beşiktaş), Hakkı (Vefa). muzla mücadele ettikten «onra onu bıçakKara Ali şehrimize geldi la yaralayıp öldürmüştür. Fakat bu müBandırmah Kara Ali Pehlivan dün cadelede kendisi de yaralandığmdan hasBandırmadan şehrimize gelmiştir. Kara taneye yatınlmıştır. Saadet, hastanede Ali, bir kaç güne kadar memleketimize b'aşından geçen bu mücadeleyi bize şöyle gelecek olan Amerikah Jak Şeri ile güanlattı: resmek istediğini söylemiştir. Halbuki Bir kaç gün evvel domuz avına git Tekirdağlı Hüseyin, Kara Alinin daha evmi?tik. Yanımda köy korucusu da vardı. vel kendisile güreşerek Amerikalıya cıkönümüze bir domuz çıktı. Derhal ona masını ortaya atmış olduğundan, Ali, buateş ettim. Domuzu yaraladım, fakat öl na itiraz etmektedir. Yabancı bir pehlimedi. Bu sefer önüne geçtim, bir de ora vana karşı güreşecek pehlivanlarımızın dan ateş edeyim, dedim. Lâkin silâh ateş maçtan evvel birbirlerine düşmelerini biz almadı. Bunu anlayan domuz, olanca hı doğru bulmuyoruz. Eğer Kara Ali, Amezile üzerime atjldı. Ve beni yere yıktı. rikalıya mağlub olursa, o vakit TekirdağPsntalonumu parça parça etti. Sag elimi hnın Jak Şeri ile güreşmesi muvafık olade paraladı. altalta üstüste bir müddet uğ caktır. ra^tık, boğuştuk... Bu boğusma on beş daGalatasaraylılarîn aile kika kadar «ürdü galiba... Bir aralık cen acısile kıvranırken aklıma belimdeki bıyemeği çak peldi, hemen onu çıkardım. Ve kmınGalatasaray spor kulübünün aile yemedan Bivırmamla domuzun karnına sapla ği bu cumartesi günü, Taksim Belediye mam bir oldu. Domuzun karnmdan kan :azinosunun muhteşem salonlarında vebosandı. Biraz sonra homurdanarak öldü. ilecektir. Galatasaraylılar, yemeğin her Fakat domuz hâlâ üzerimde duruvordu. eneki gibi güzel ve eğlenceli olmasmı teBen alında kalmıştım. Bir müddet böyle min için çahşıyorlar. Davetiyelerini almıce çreçtî. Domuzun öldüğünü «?ören koru yanlaı Beyoğlundaki kulüb merkezine cu yanıma jrelip beni onun altından kur müracaat edebilecekleri gibi sofralar da tarmış ama kendimden geçmişim... Beyoğlundaki Löbon pastahanesinden tu Çetin bîr mücadele Mısıra muhtelit takım gidecek K Ö P İ E İ K B AİL I G ıl R E T E P 1R • A t M OİZ A R 1 • K\ A D I! 4 II c A T • S I •İK 1 R 6 K 0 • • S • ş UİB Z • 6 AİK IİD E c t • İK • Z 1 T • D t vlt T • t K i 8 AİS A B 1 Y E T • O N t RİU R m ş A R IİL • D ) AİN 1 L E K E • A B A tl KİA • İ N • K AİRİU N 1 î ft « T « » 10 EUEK ,ıs bir, yemeh Bir Komprime Hayat Karşılığıdıf En sıkışık zamanda size en büyük yardımcıdır. Kalori, gıda, lezzet ve nefaset bakımından tatmin edici mahiyeti ve yüksek evsafı haizdir. Mercimek, bezelya, buğday ve sair çorbalık komprimelerimlzi her yerde bulabilirsiniz. i Takas primleri Takasm nevi Entersanjabl İngilter Belçika Holanda Isveç Fransa Uviçre İthalât İhracat Hazır Alivre 45 40 ÇAPAMARKA MÜSTAHZARATI M. NURt ÇAPA Kunıluş tarihi: 1915 22 yaşında bir delikanb 150 kiloluk bir domuzu öldürdü 5« 56 44 39 70 66 53 56 47 41 50 40 46 40 48 89 KAN ÇDANLARI ARPACK TRAŞ TARALARI AKMELER DOLANA ŞİRPENÇE PİTODERNİT ERGENLİKLER TÜRLÜ YANKLAR 40 39 İhracat primleri % 100 kıytnet üzerinden hesab edilmiştir. 70 Müjde! Şık tayyörler ve mevsimlik roblar, Beyoğlu Galatasaray lisesi karşısında 1 78 No. meshur DAVİD mağazasında bulacaksmız. ViROZA POLİVALAN ve POLİMİKROBİZEN AŞI MEME İLTİHABLARINI ve ÇATLAKLARI KONJOKTİYİT ŞARK ÇIBANLARI KOLTUKALTI ÇIBANLARI 25 lira mükâfat Fotoğrafı burada göstlerilen Urfa vilâyetinin Siverek kazasından Receb oğ1339 doğumlu Mahmud gaibdir. Yerini aşağıdaki adrese bildirene 25 lira mükâfat verilecek Istanbul, Asmaltı Cambaz Han karşısı No. 1 8 Abdullah Hüsrev. VİROZA PATI EN ERKEN ve EN EMÎN TEDAVİ EDER ESKİ VE YENİ ROMATİZMA SİYATİK • LUMBAGO . OMUZ • ARKA BEL • DİZ KALÇA . Ve SOĞUK ALGINLIKLAR1NDAN İLERİ GELEN ŞİDDETU AGRILARINI Saadet; domuzun kuyruŞunu ke9erek ziraat müdürüne getirmis. Ziraat müdürü kendisine, hastaneden çıktıktan sonra bir sil?h vereceğini vadetmiştir. Saadet; yeni silâhı aldıktan ve hastaneden çıktıktan «onra tekrar ava gideceğini ve domuzlardan intikam alacağını söylemiştir. tulmaktadır. Bekirin babası vefat etti Fenerbaheç kulübünün ve millî takı mımızın güzide futbolcusu Bekirin babası Ali Refet dün vefat etmiştir. Merhumun cenazesi bu gün Feneryolundaki evinden kaldırılarak ailesi makberesine defnedilecektir. Merhuma Tanrıdan rahmet dileriz. müyor. Çok zengin bir adam. Bir gün parkta dolaşırken... Bir kere ben zengin değilim efendim. Zenginliği bırakın, birkaç parası bile olan adam değilim!.. Saniyen zengin olan, servet sahibi bulunan adamdan idealist de çıkmaz. O da yanlış!.. Binaenaleyh romanınızm meşhur kahramanı, ne bana benzeyor, ne de bir idealiste!.. Bambaşka bir adam olacak. Evet. Devam edin şimdi... Neyse bir gün, bir parkta genc bir kıza rashyor. İnce, narin, soluk yüzlü bir kız! Evet. Kızm ağladığını görüyor, acıyor, merak ediyor ve nihayet sabredemiyerek, yanına gidip niçin ağladığını soruyor! Adam kaç yaşındaymış efendim? Yirmi altı, yirrni yedi. Belli... Niçin?' Çünkü bir genc kızm kirpiklerinde parlıyan bir damla yaş, ancak bu yaşta bulunan bir adamı ona doğru götürebilir! Ne kadar cesur konuşuyorsunuz Mecdi Bey! Öyle pervasız, öyle korkusuz brr ifadeniz var ki!.. Iradesinin frenlerinden emin olanlar, daima benim gibi konuşurlar hanımefendi. Halbuki ben sizin yerinizde olsam, daha mütevazı görünür, daha ihtiyatlı bir lisan kullanırım. DtŞ HEKİMİ Ratib Türkoğlu Sirkeci Viyana oteli sırasında 26 No.da ikinci kat Öğjeden sonra 14 ten 20 ye kadar. . Denize girmekten menedilmiş bir adamın, kolunun altında mayo taşımasına ne lüzum var efendim? Niçin böyle söylüyorsunuz? Belki bir gün olur, siz de denize girmek ihtiyacını duyarsınız! O zaman gider bir mayo tedarik ederim efendim. Ikisi de yanyana birbirlerinin yüzüne bakıyorlar. Neclâ, küçük ince parmak Iarını, dizinin üzerinde duran kitabın sahifelerinde dolaştmyor. Bırakmadmız ki romandaki şu size benziyen mağrur, sert düşünceli idealistin başına gelenleri anlatayım. Hacet yok hanımefendi; müsaade ederseniz, sonunu ben size devam edeyim: Bu bedbaht zengin, nihayet parkta görüp acıyarak yanına gittiği biraz da fakir olan bu kızı... öyle değil mi? Evet. Derin bir askla sevmeğe başhyor. Hem öyle bir aşk, öyle bir sevgi ki, adama her seyi, vazifesini, »ervetini, idealini, her jeyi, her seyi unutturuyor. Ve nihayet gözlerinin önünde ne kadar hakikat varsa hepsi siliniyor, yalnız bu genc kız kalıyor!.. Nasıl doğru mu? Fakat siz bu romanı okumuşsunuz! Hayır okumadım. Nereden biliyorsunuz o halde, sonunun böyle devam ettiğini? Gelişinden!.. Çünkü dünyada jim İSİLKO TESKİN ve İZALE EDER. diye kadar yazılmış, ve şimdiden sonra da yazılacak ne kadar roman varsa hepsi birbirinin eşidir de onun için hanıme fendi!.. Kıza raslar adam sever, adama raslar kız sever. Işte gözü şöyleydi, burnu böyleydi, işte şöyle yaptılar, böyle gittiler.. Bir de bakarsınız: Ya evlenmişlerdir, mesele bitmiş. Yahud da birisi ölmüş, öbürii ntihar etmiştir. Mezar başında ağlaşıyorlar.. Mecdi kendini biraz daha şezlongun içine çekerek gülüyor. Anlamıyorum, diyor, su roman yazanlar, filim yapanlar, şiir söyliyenler ne biçim adamlardır?.. Ne ufukları dar, ne görüşleri mahdud insanlardır!.. Bir aşktır, bir kadmdır tutturmuş gidiyorlar asırlardanberil.. Kör gözleri önünde, şu koskoca âlemde, aşktan başka terennüm edilecek, kadından başka anlatılacak tek bir mevzu, tek bir hakikat kalmamış sankil.. Aşk, hep aşk, gene aşk, daima aşk!.. Mecdi cebinden bir sigara çıkarıp yakıyor. Inanır mısınız bana hanımefendi, diyor; ben daha çok bu bedbaht adamlara değil, asıl onların vücude getirdikleri bu aşk masallarını, sabahlara kadar okuyarak göz yası döken zavallılara acıyo rum. Neclâ gülerek yerinde doğruluyor. Ben de şu sırada düşündüğümü size söylesem şimdi, bilmem, darılır misiniz bana Mecdi Bey, diyor. Ne münasebet efendim, niçin dani Iayım? [ Doğrusunu isterseniz böyle düşüni düğünüz için, asıl ben size acıyorum Mec* di Bey! Hem nasıl içim yanarak acıyorumi bir bilseniz!.. Eğer yaradılışınız, duyuşlai rınız da hakikaten konuşmanıza benzi^ yorsa, bütün bu söyledikleriniz bir lâtife» değilse, sahiden çok hazin!.. Oturup sabahlara kadar ağlayınız talihsizliğinizq Mecdi Bey!.. Musikiden anlamıyan, çiçeği şöyle görüp geçen, akan suyun sesinderi bir şey duymıyan, çapayı kadma, sapant aşka üstün tutmuş bir adamın hayatı ka^ dar acınacak bu kubbenin altında başka; acaba ne vardır sorarım size Mecdi Bey?^ Her gün bizzat ellerinizle suyunu dökerek' gövdelerini beslediğiniz, bin bir ihtimamla budayarak dallannı büyüttüğünüz Aı lemdağındaki çiftliğimin ormanlarım teş^ kil eden, o büyük gürgen ağaclannın kökile sizin yaşamanızm arasında ne fark vardır?.. O da büyüyor, o da çalışıyor, & da yiyiyor!.. Mecdi gevrek gevrek gülüyor: • Ben de yiyiyorum, ben de çalışıyo» rum, ben de yiyiveriyorum değil mi hammefendi?.. Danlmayınız sakın böyle «oyledi* ğim için bana Mecdi Bey?.. Açık komışmasını sevdiğinizi bildiğimden, fikirleri' mi «erbestçe ifade ediyorum. Mecdi heyecanla cevab veriyor. {Devam ediyor) AŞK VE MACERA ROMANl ILK ve SON YAZAN: ESAD MAHMUD KARAKURD İnsanın başını hoş edecek bu kubbenin altında, daha çok mühim şeyler var hanımefendil Ne gibi meselâ? Meselâ çalışmak. Bir gaye pejinde koşmak. Idealinize doğru gitmek. Fakat bütün bunlar insanı tatmin etmeğe kâfi mi dersiniz Mecdi Bey? Vallahi bu bir yaradılış meselesi hanımefendi!.. Meselâ bana göre; tahakkukuna uğraştığınız bir idealin peşinden koşmak, bir es«r vücude getirmek, her halde bir kadına âşık olarak sürünmekten, daha zevkli bir şey olsa gerektir. Demek siz aşkı, sevgiyi filân inkâr ediyorsunuz öyle mi Mecdi Bey? Hayır. İnkâr etmiyorum hanımefendi; ben de insanım!.. Fakat sadece mesgul değilim diyorum. Çünkü biliyorum ki, aşk dedikleri şey, nihayet geçici bir hevesten ibarettir. Neticesi daima hü«ran ve hayalle biten garib bir arzu!.. Bir hayale bir ömür harcamak değer Müzikten hojlanır mısuuz Mecdi Bey? Çok değil! Çiçek sever misiniz? Herkes kadar. Taşlardan taşlara sıçrayarak gelen bir suyun akışı, bir derenin sesi bazan içinizde ince bir daroarın »ızlamasına sebeb olur mu? Şimdiye kadar böyle bir şey başıma gelmedi. Şu okuduğum romanda bir adam var Mecdi Bey. Bir kere affınıza mağruren »öyler misiniz, o okuduğunuz kitab, hangi lisanla yazılmış bir kitabdır? Türkçe yazılmış tabiî. Roman dediniz değil mi? Evet. Peki. Ne olmuş o adama? Hayret ediyorum, tıpkı size benzeyor bu adam da!.. O da sizin gibi isinden ve idealinden başka bir şey düşün

Bu sayıdan diğer sayfalar: