11 Mayıs 1940 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

11 Mayıs 1940 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURİYET 11 Mayis 1940 f Şehir ve Memleket Haberlerl ) İhtikâr derhal kendinı gösterdi Tarihi tefrika: I Yazan: ZtYA ŞAKÎR Siyasî icmal Holanda ve Belçika vrupa harbinin ikinci safhası başladı. Birinci safhası Norveçin Almanlar tarafından işgalile kapanmıştır. Şimdiye kadar Almanya bütün hareket ve hücumlarını Ingiltereyo tevcih etmiş ve Fransayı hedef tutmamıştı. Askerî ve siyasî icablar bu suretle yürümeğe kendisini iobar etmişti. Çünkü Danimarka ve Norveç daha ziyade lngiltereyi yakından alâkadar eden ve mukadderatı denize bağlı olan memleket lerdi. Büyük Britanyanın tam karşısında olup hem Şimal denizine, hem de Atlas ve Şimal Kutub Okyanuslanna coğrafî vaziyetlerile hâkim olan İskandinavya memleketleri üzerinde doğrudan doğruya İngiltere ile Almanya boğuşmuşlardır. Bu vaziyetten dolayı Fransız ordusu ve donanması ve hava filolan İskandinavya harekâtına müttefikile beraber yürüdüğüne remzolacak pek cüz'î kuvvetle istirak etmişti. Fakat Almanlann şimdi karadan ve havadan taarruz ettikleri Belçika, Holanda ve Lüksemburg daha ziyade Fransanın karadan emniyetile alâkadar olduğundan bunların üzerinde boğuşma doğrudan doğruya Almanya ile Fransanın ciddî olarak boğuşması olacaktır. Fransayı Ingiltereden ayırmak ümidile Fransa arazisine hücumdan ve bahusus hava akmlarından şimdiye kadar dikkatle sakınmış olan Almanya, artık hava kuvvetlerini hep birden Fransanın Liyon, Lil, Nansi gibi en mühim merkezleri üzerine sevketmişti. Harbin ikinci safhası daha ziyade Almanlarla Fransızlar arasında bir hayat, memat boğuşması olacaktır. Bunun için Hitler Almanyanm mukadderatı Belçika ve Holandada taayyün edeceğini orduya karşı söylediği hitabede ehemmiyetle kaydetmiştir. Lüksemburg şimdiden Almanlar tarafından istilâ edilmiştir. Ordusu milis olup başlıca müdafaa kudreti de denizin sathından dört bes metre daha aşağıda bulunan arazisini suya garkedecek bendlerden ibaret ve Fransadan da hayli uzakta bulunan Holandanın, tecavüze mukavemetl epeyce müşkül olacaktır. Fakat geçen harbd'e dahi çetin müdafaa kudretini ispat eden Belçikanın küçük ve fakat tecrübeli olan ordusu bir hayli zaman mukavemet ederek Fransız ordusuna Belçika topraklarına girmesine ve harbe müdahale etmesine vakit kazandıracaktır. Bu suretle Belçika, tarihin en büyük ve en kanlı muharebelerine sahne olacaktır. Harbin yeni safhasının tngiltere için ehemmiyeti, Belçika ve Holanda sahillerinin Manş denizinin ve Londra kapısının önünde bulunmasındadır. Norveçteki sevkulceyş noktalarını tutao Almanlann Holanda ve Belçika sahillerinde yerleşmemeleri için tngiltere donanması ve hava kuvvetlerile sonuna kadar harbedeceği şüphesizdir. Harbin yeni safhası daha çetin olacaktır. Çünkü bu defa dünyanın en büyük üç devieti bütün kuvvetini ortaya dökerek sonuna kadar dövüşecektir. Avrupa harbi tam manasile başlamış oluyor. Harbin diğer kıt'alara sirayet ihtimali şimdilik varid değildir. Japonyanın Felemenk Hindistanma başkasınm müdahale etmemesi şartile kendisinin müdahale etmiyeceğini ve statokoya riayet edilmesini HaTİciye Nazırmın ağzile dün ilân etmiş olması bunu ispat ediyor. Iki milletin ilk teması Tarihî rivayetlere göre, ilk karşılaşma harb meydanında ve Marmara kıyılarında oldu Bir îngiliz âliminin (Türk lngiliz) münasebeti hakkındaki yazısını okudum. Bu zat: Biz, Türklerle, ilk defa olarak. (İkinci Halife, Ömer) zamanında temasa geldik, diyor. Bu ifadenin, hangi delile istinad ettiğini bilmiyorum. Ancak, İkinci Halife zamanında böyle bir temas vukua geldi ise, bunun (Türk) Ierle değil, (İslâm) larla vukua gelmiş olduğunu tahmin ediyordum. Türklerle tngilizlerin ilk defa olarak karşılaşmaları, hiç şüphesiz ki, (Büyük Ehli Salib) muharebeleri zamanında vukua gelmiştir. Bu muharebeler, (1095) tarihinde başlamış, (1270) senesine kadar devam etmijtir. Bu müddet zarfında, tam on defa Avrupadan (Filistin) e akın eden Ehli Salib orduları, Anadolu ve Suriyeden geçerlerken Türklerle çetin ve kanlı muharebelere girişmişlerdir. Ve her defasında da, gerek bu mücadelelerle ve gerek (Kudüs) kalesinin surları önünde, Türk kılıclarının kahir darbeleri altında erimiş, inhilâl etmişlerdir. Bunların içinde, en b'aşta (Aslan Yürekli Rişar) gibi İngiliz hükümdarlarile, namdar bir çok lngiliz şövalyeleri sayılabilir. Işte bu temaslar, Türklerle Ingilizleri ilk defa olarak birbirlerile karsılastırrnış ve tanıtmıştır. Fakat bu temaslar ve tanifmalar, yalnız kanlı muharebelere münhasır kalmıştır. Iki millet arasında, hiç bir siyasî alâka uyandırmamıştır. Siyasî alâka, ancak (Osmanlı TürkleTİ) zamanında husule gelmiştir. Bu itibarla bizim mevzuumuzu da, bu esas teşkil edecektir. Kumaş, deri, demir fiatlarında gayri tabiî yükselişler başladı Avrupada başgösteren yeni harb hâdiseleri ve Akdeniz ahvalinin aldığı vaziyetten istifade ederek bazı spekülâtörler, muhtekirlerin muhtelif maddelerin fiatlarını gajTİtabiî olarak yiıkselttikJeri görülmüş ve alâkadar makamlar geniş mikyasta yapılan bu ihtikâr hâdiselerine vaz'ıyed etmişlerdir. Alâkadar makamlara yapılan ihbarlardan şehrimizde bir kaç büyük kumaş ticarethanesinin önayak olarak bütün piyasaya yaptığı bir kumaş ihtikârı olduğu ve yerli fabrikalar tarafından imal olunup üzerinde ecnebi malı damgası bulunan kumaşların fiatlar» atlannda kiloda 4550 kuruş bir fiat tereffüünü yüksck tutularak diğer yerli kumaşların fiatla icab ettireceğini gözönüne koymuşlardır. rınm da bu suretle tereffüe doğru yürütüldüşü anlaşılmışür. Bu mesele üzerinde bilhassa eFiatlart yükseltilen maddeler hemmiyetle durulmaktadır. Diğer taraftan eşya fiatlarında iki gündenberi yüzde 2 0 2 5 tereffü vardu. Kalay, çinko, Deri f iatlarında sipekülâsyon bakır fıatlan da, sebebsiz olarak mütemadi suDiğer taraftan deri ithalât birliği alâkadar rette yükselmektedir. makamlara müracaatle İstanbul mezbahasmda Altın üzerine is yapan bazı kimseler de fazkesilen hayvanların deri fiatlarının kısa bir müd la miktarda altın satın almak suretile tedricen det içinde bazı spekülâtörler tarafından 40 ku altın fiatlarının yükselmesine sebeb obnaktaruştan 62 kuruşa çıkarıldığı, bunun kösele fi dular. îlk temaslar Osmanlı Türklerile tngilizlerin ilk temaslan, harb münasebetlerile baslamıştır. Ve sonra, siyasî ve iktısadî şekiller almaya başlamıştır. Tarihlerimizde, ilk temasa dair hiç bir sarih kayıd mevcud değildir. Ancak, bu temasın (hicretin 760 milâdın 1358 inci senelerinde) Osmanlı hükümdarlarının ikincisi olan (Orhan) devrinde vukua geldiği istidlâl edilmektedir. O yıl, Osmanlı Türkleri ilk defa olarak (Rumeli) yakasına geçmişler, (Gelibo~kr) yu merkez ittihaz ederek Avrupa topraklarına yerleşmişlerdi. Bu, tarihin o kadar mühim hâdisesi idi ki, her şeyden evvel Bizans Imparatorluğunda büyük bir endişe ve telâş uyandırmıştı. Bunda da Bizanslıların pek hakları vardı. Osmanlı hükumeti kurulalı, henüz yanm asır kadar bir zaman geçmisti. Bu müddet zarfında Osmanlı Türkleri, Anadoludaki Bizans varlığını silip süpürmüşler, Sakarya sahillerinden Karadenize ve Marmara kıyılarına dayanan o feyyaz sahayı kılıc kuvvetile zaptederek, (Bursa) ve (İznik) gibi iki metin ve tarihî kalenin burclan üzerine Osmanlı sancağını dikmişlerdi. Türklerin bu büyük muvaffakiyetleri, Bizanshlara ilk kahir darbeyi indirmisti. Bizanslılar, bu darbenin tesiri altında kıvranıp dururlarken, bunu ikinci bir darbe takib etti. Seksen Türk kahramanından mürekkeb iki kafile, bir gece sallara binerek Marmara denizinden ansızın Rumeli yakasına geçmiş.. Evvelâ (Çimip) ismindeki kaleyi zaptettikten sonra, Bizanslıların en mühim bir ticaret beldesi olan (Gelibolu) yu da ele geçirerek orada yerlesmişti. Bizanslılar derhal şunu anlamışlardı ki, Türklerin Rumeli sahillerine yerleşmeleri, kendileri için bir felâket olacaktı. Hiç şüphesiz ki, buradan uzanacak olan keskin Türk kılıcları, aradan çok zaman geçmeden, üçüncü bir darbe ile, Bizans kartalının kafasını koparacaktı. Bizanslılar, bu tahminlerinde aldanmamışlardı. Ancak iki salı dolduran seksen kahramanla Rumeli yakasına ayak basan Türk kumandanı (Süleyman Paşa), bir kaç gün zarfında maiyetindeki kuvveti (3 bin) kişiye iblâg etmiş.. Bir kaç ay zarfında, istilâ hududlarını da (Tekirdağ İpsala Malkara Bolayar) e kaHar genişletmişti. Bizanslılar, bu üç bin Türk kahramanının karşısında mağlub ve perişan olarak, (Kostantaniye) surlarının arkalarına çekildiler. Kendilerini tehdid eden bu büyük tehlike karşısında, hararetli müzakerelerden sonra, Avrupa devletlerinin yardımını istemeye karar verdiler. Bizans İmparatoru, hükumet ve saray erkânından mürekkeb muhtelif heyetler teşkil etti. Bunları (Papa) ya, Fransa ve Napoli Krallarına, Venedik Cumhur Reisine, Kıbrıs Prensile Rados şövalyeleri reisine gönderdi. Bu heyetler, gittikleri yerlerde, Türklerin Avrupa topraklarına yerleşmelerini büyük bir ehemmiyet ve endişe ile naklettiler: Bu Türkler, eğer derhal ric'ate icbar edilmiyecsk olurlarsa, Avrupadaki bütün hıristiyan devlet ve milletler, mahva mahkumdur. Diye, her tarafta velvele verdiler. (Papa), derhal harekete geçti. Türkleri Avrupadan tardetmek üzere derhal bir (Ehli Salib) ordusunun toplanması için, etrafa haberler gönderdi. Pek kısa bir zamanda, Fransızlardan, Venedikli [ lerden, Napolililerden, Rados şövalyelerinden mürekkeb (30 bin) kişilik bir ordu toplanıverdi. Bu ordu (61 parça gemi) ye bindirilerek, Akdeniz Boğazına gönderildi. Bu,' Ehli Salib ordusu, süratle toplanmış, Türklere sessizce bir baskın yapılması kararlaştırılmıştı. Onun için Türkler, bu hareketten haberdar olamamışlardı. Ve 61 parça düşman gemisi, Gelibolu sahillerine dayanarak (Tuzla) ve (Seydikavağı) me'vkilerine asker çıkarmaya başladığı zaman, bir an için ne yapacaklarını şaşırmışlardı. İlk karaya çıkan kuvvet, Venediklilerden, Napolililerden ve (Rados şövalyeleri) nden mürekkeb olmak üzere (15 bin kişi) raddesinde idi. O esnada (Bolayer) de bulunan Türk kuvvetinin mevcudü, (3 bin muharib) den fazla değildi. Türkler, böyle bir baskını akıllarından geçirmedikleri için tamamile hazırlıksız bir haldelerdi. Bunlardan bir kısmı o gün, kumandan (Süleyman Paşa) ile büyük bir sürgün avına gitmişlerdi. Bu av eğlencesi, büyük bir şeamet getirdi. Av ederken, okla bir canavar vurdular. Bu canavar, kaçtı. Süleyman Paşa, ardına düştü. Atının ayağı, bir deliğe geçti. Atı düştü. Süleyman Paşa bile düştü. 01 arada, sehid oldu. Lise bitirme imtihanlarile ortamekteb devlet Avda bulunanlar, bu meş'um hâdise imtihanları hazırlıklarile meşgul olan komisyon karşısında o kadar müteessir oldular ki, dün faaliyetini ikmal etmiş, imtihanları yapa âdeta delilere döndüler. Başlarına top cak mümeyyizlere aid cetvelleri tanzim etmişraklar serperek, feryad ettiler. Ve niha tir. Tespit edilen vaziyete göre İstanbul mek yet, Süleyman Paşanın biruh nâşını omuz teblerinde, lise bitirme imtihanlarile ortameklarına yüklendiler. Avrupa topraklarında teb devlet imtihanlarına girme hakkını haız 10,286 talebe bulunmaktadır. İstanbul ortamekkendilerini zaferden zafere koşturan genc tebleri için 53, liseleri için 18 imtihan komisyokumandanlarının kanlı cesedini, göz yaş nu seçilmiştir. Dünkü toplantıda, bu komisyonlarile (Bolayer) e getirdiler. ların hangi mekteblerde faaliyette bulunacak Fakat.. Daha şehre girmeden, yeni bir ları da kararlaştırılmıştır. felâketle karşılaştılar. Düşman gemileri Bu yıl ekalliyet ve ecnebi mekteblerinin imnin karaya asker çıkardığını haber aldılar. tihan şekilleri de yeni talimatnameye uydurulOnlar da, karargâhtaki Türk muharibleri muştur. Mevcud tahsillerile iktifa ederek yiiksek tahsile devam etmiyecek ecnebi ve ekalligibi, şaşırıp kaldılar. yet mektebleri talebeleri kendi mekteblerinin Faakt bu şaşkınlık, bir kaç saatten faz talimatnamelerine göre Maarif müdürlüğünün la sürmedi. Harb tarihlerinde, emsali pek tasdik edeceği mümeyyizler önünde imtihan oaz görülen bir harika başgösterdi. lacaktır. Bu mekteblerin imtihanları, ayrıca Pek faik düşman kuvvetlerine saldıra Vekâletin bir mümessili tarafından, umumî omıyacaklarını anlıyan Türkler, derhal larak murakabe edilecektir. Ecnebi ve ekalliyet mekteblerinin imtihanları Süleyman Paşanın kanlı cesedi etrafında toplandılar. Orada, son nefeslerine kadar aşağıda yazılı gunlerde yapılacaktır: Amerikan mektebleri 23 mayısta, İngiliz kız çarpışmayı kararlaştırdılar. (Tuzla) mev ve erkek mektebleri 6 haziranda, İtalyan, Kum, kiinin garbindeki küçük bir tepe üzerin Musevî, Ermeni mektebleri 3 haziranda, Alman de, çarçabuk müdafa tertibatı aldılar. mekteblerinin lise kısmı 3 haziranda, orta kıAğır kıhclar ve uzun mızraklarla mü sımları 4 haziranda imtihanlara başlayacakür. Ecnebi ve ekalliyet mekteblerinin lise bitirme cehhez olan zırhlı Ehli Salib muharibleri, bütün siddetlerile, Türklerin üzerine atıl ve ortamekteb devlet imtihanları şu mekteb dılar. Fakat, Türklerin teşkil ettikleri bu lerde yapılacaktır: Ekalliyet mektebleri Vefa lisesinde, Fransız (etten kale) önünde, o kadar anudane bir müdafaa ile» karşılaştılar ki, bir an mektebleri Galatasaray lisesinde, Alman mektebleri İstanbul kız lisesinde, İngiliz ve Ameribocaladılar. Ve yeni bir hücum hızı al kan mektebleri Kabataş erkek lisesinde, İtal mak için geri çekilmeğe mecbur kaldılar. yan kız mektebleri İnönü kız lisesinde imtihana Türkler, düşmanlarının bu bir anlık gireceklerdir. Hususî mekteb talebelerinin lise bitirme ve şaşkınlığından hasıl olan fırsatı kaçırmadılar. Ortalarında yatan kanlı tabutun ortamekteb devlet imtihanlarının yapılacağı maneviyatından istimdad ederek, kor resmî mektebler de şunlardır: kunç naralarla ileri atıldılar. Hiç bir mu Daruşşafaka, Hayriye, İstiklll, Yüce Ülkü liharebe nizamına tâbi olmıyarak, iğri ve seleri talebeleri İstanbul erkek lisesinde, Bo ğaziçi, Işık, Şişli Terakki liseleri talebeleri Gakeskin kılıclarile düsmanlarına saldırdılar. latasaray lisesinde lise bitirme imtihanlarına Bu hücum o kadar anî ve müthiş ol gireceklerdir. muştu ki, buna dayanmak mümkün deDaruşşafaka, Hayriye, İstiklâl, Yüce Ülkü ğildi. Ön safta bulunan zırhlı şövalyeleT, liseleri orta kısım talebeleri Pertevniyal lise birer demir külçesi halinde, yerlere seril sinde, Boğaziçi, Işık, Şişli Terakki liseleri orta mişti. Ve ayni dakikada, korkunç bir in kısım talebelerinin devlet ortamekteb imtihanları ise Nişantaşı kız ortamektebinde yapılacakhizam başgöstermişti. tır. İki yıl üstüste sınıfta kalan talebelerin imtiRic'at ve takib, o kadar süratli ve baş hana girecekleri mektebler de ayrılmıştır. Kız döndürücü bir hal aldı ki; (15 bin) Ehli lisesi talebeieri İnönü, Erenköy ve Kandilli kız Salibden sahile pek az muharib dönebil liselerinde, erkek lisesi talebeleri Kabataş, Vedi. Onlar da orada, Marmaranm sedefli fa, Haydarpaşa erkek liselerinde, kız ortamekkumları üzerinde, Türk kılıclarının altın tebi talebeleri de İstanbu!, Beşiktaş kız orta mekteblerinde, erkek ortamektebi talebeleri de da can verdi. Gaziosmanpaşa, Gelenbevî ve Üsküdar orta Bu yıldırım harbi, karadaki (15 bin) mekteblerinde imtihana gireceklerdir. muharibin imhasile kalmadı. Sahile yakın bir yerde, cereyan eden bu kanlı ve kat'î ŞEHİR İŞLERİ muharebenin dehşetli bir anda Ehli Salib donanmasını da sardı. İkinci parti olarak Eskişehirden un gelmeğe ihraca hazırlanan diğer (15 bin) kişiden başladı tek bir muharib, karaya ayak basamadı. Toprak Mahsulleri Ofısinin İstanbulun ekEhli Salib amiralı, daha büyük bir felâkete uğramaktan korkarak, derhal demir meklik unu istihsali için ve İstanbul değirmenkaldırdı. Arkasında kanlı ve mâtemî bir lerinin ayda aldıklan 300 ton buğdaydan Eskiiz bırakarak, Akdeniz Boğazına doğru u şehir değlrmenlerine verilen 100 tondan alınan unların ilk partisi şehrimize gelmiştir. Hükuzaklaştı. met, bu unun tamamen İstanbula gelmesi matTürklerin elinde, pek az esir kalmıştı. lub olduğundan bu işin kontrolü vazifesini İsBunların aralarında da, kırmızı yüzlü, tanbul Belediyesine vermiştir. Fakat, Eskişehir mütenasib vücudlü bir kaç Rados şöval değirmenleri mümessilleri bu satışların mahalyesi de vardı... Bu güzel, yakışıkh. iyi linde yapıldığını ileri sürerek Belediyeye mave sebatkârane harbeden adamlar, Türk lumat vermek istememişlerdir. Halbuki bu unlerin merakını celbettiler. Rum tercüman ların İstanbul borsasında kaydı yapılmaktadır. Diğer taraftan unların Eskişehir fiatı o'n 626 lar vasıtasile isticvab ederek, bunların kuıuş üzerinden istanbul borsasına kaydettirilehangi millete mensub olduklarını öğren rek çuvalı 680 kuruş olan unlar için 54 kuruşun mek istediler. masraf olarak gösterihnek istenmesi, bu unlaMemleketimiz buraya uzak, çok rın alıcısı olan istanbul fırıncılar şirketlerinin uzaktır. Büyük denizlerin ortasında, bir şiddetle itirazını celbetmiştir. Çünkü bu takdiradadır. Milletimizin aslı, orta Asyadan bu de İstanbul Belediyesi böyle bir nakliye masadaya gelen (Kelt) lerdir. Bunlar, sonra, rafmı kabul etmiyeceğinden ekmek narhımn başka milletlerle de karışmışlar, bu günkü derhal düşürülmesi lâzım gelmektedir ki bu da (İngiliz) " milletini vücude getirmişlerdir. fırıncıların işine gelmemektedir. Biz, (İngiliz) iz. Nahiye müdürlerine Osmanlı Türkleri, ilk defa olarak (İngiliz) ismini burada işittiler. Ve yeryünümerotaj izahatı zünde, böyle bir millet yaşadığını da bu Dün Belediyede Şehir Meclisi salonunda kaymakamlarla nahiye müdürleri ve Belediye vak'ada öğrendiler. Alâkadar makamlar hemen hâdiselere vazıyed ettiler thtikâr komisyonu toplamyor Dıtikârla mücadele komisyonu pazartesı günü toplanarak bu mühim ihtikâr hâdiselerini tetkik edecek ve ihtikâr yaptıkları sabit olanları Cumhuriyet Müddeiumumiliğine tevdi edecektir. Fırtattan istifade edenler Dırac olunacak tiftiklerden bazı tâli ve âdi malların fiatlarından bir miktar tenzilât yapılmasının bazı fırsat düşkünleri tarafından istismar edilerek Anadoluda tiftik ve yapağı ihracat birliğinin fiatları düşürmeğe başladığı şeklmde işaa edildiği ve köylünün elindeki malların düşük fiatlarla toplanmağa teşebbüs edildiği haber ahnmıstır. Sırf tâli malların fiatlarını düşürerek asıl ihraclık malları kıymetlendirmek kasdile bu kısım aşağı kıymetli mallarda yapılan fiat düşürülmesinin bu şekilde istismarı ve bunu yapanlar hakkında Ticaret Vekâletince tahkikata girişilmiştir. Her taraftan fazla taleb vaki olan tiftiklerimizin fiatları her zamankinden lağlam bulunmaktadır. Lise imtihanları Muallim maaşları Şehir Meclisinde Hangi günler ve nereler Esaslar, Maarif Vekâle Dün Belediye ve Vilâyet de yapılacağı dün tinden tebliğ edildi masraf bütçeleri aynen Ilk tedrisat muallimlerinin yeni barem ka tespit edildi kabul edildi nununa göre terfi ve maaşlarının tespitinde ne suretle muamele yapılacağına daü, Maarif Vekâleti tarafından hazırlanan esaslar dün Maarif müdürlüğüne bildirilmiştir. Maaşları yükselen muallimlerin terfi müd detlerinin hesabında intıbaktan önceki maaşlarını filen almaya başladıklan tarihler esas tutulacaktır. Bu itibarla, maaşları 16, 17.5, liradan 20 hraya yükselenlerin terfi müddetleri: 16, 17.5 lirayı filen aldıklan tarihlerden hesablanacak ve 22, 45, 55 lira maaşlı muallimlerden birer üst derecelere geçirilmiş olanlar hakkında da ayni şekilde muamele yapılacaktır. Bazı vilâyetlerde bu derecelerde bulunan muallimlerin maaşları bir derece aşağıya indiril diği görüldüğünden, muallimlerin mağduriye tine meydan vermemek ve maaşlar arasındakl birliğin bozulmaması için hazirandan itibaren yukarı derecelere çıkarılacakür. 16 ve 17.5 lira maaş aldıktan sonra 20 liraya terfii yapılmış olanlardan barem kanununun neşri tarihinde 20 lira üzerinden maaş almakta bulunmuş olanlar, 22 lira maaşı bir terfi müddeti aldıktan sonra gene bu kanunun neşrinden evvel 25 lira maasa terfii yapılmış olanlann hizmetleri 20 lirada, 22 lira maaş almak suretile geçirdikleri hizmet müddetleri 25 lirada geçmiş sayılacak ve bu hizmet foüddetleri 25 veya 30 lira maaşa terfileri için geçirmeleri lâzım gelen müddete mahsub edilecektir. İstanbul Şehir meclisi dün Vali ve Belediye Reisi Lutfi Kırdarm başkanlığında toplanrruş ür. Ruznameye dahil mevaddan Elektrik, Tramvay, Tünel idareleri tarafından mubayaa edi lecek 35 otobüs hakkındaki teklif Bütçe ve Nafıa, Vali konağı karşısında Emlâk Bankasına aid arazjnin ifrazı hakkındaki teklif Nafıa encümenine havaie edilmiştir. Taksi otomobilleri plâka rüsumunun yüzde otuz derecesinde in dırilmesi hakkındaki teklif okunurken azadan Ekrem Tör, Bütçe encümenine havaie edilen bu teklifin müzakeresi esnasında bu tenzUâtın yüzde elli nispetinde yapılması için araştırmalar yapılmasını rica etmiş, bu teklif de göz önünde tutulmak üzere evrak o encümene ha vale edilmiştir. Bundan sonra 1940 yılı bütçesirun müzakeresine başlanmıştır. Yeni bütçenin vilâyet kısmı 2,064,750 lira idi. Bütçenin müzakeresinde ha zır bulunan Maarif müdür muavini Muvaffak, barem kanunundan evvel terfi eden 247 muallimin bareme gdre maaş farkları olan 33,000 liranın da bütçeye ilâvesini rica etmiş, Bütçe encümeni namma izahat verea avukat Halil Hilmi bütçede çok tetkikat yapıimasma rağmen bunun için bu sene tahsisat bulmak imkânı olmadığım söylemı^tir. Belediye Reis muavini Rifat farkm, yapılacak tasarruflarla tediye edileceğini, bu suretle bütçeye konulmuş olduğunu söylemis ve bu izahat muvafık görülmüştür. Azadan kitabcı Halid, yağan yağmurljr ne ücesinde akan suların gidecek mecra bulamadıklarından Nişantaşı semtindeki evlerin yıkılmak tehlikesine marur bulunduğunu söyleye rek Fen heyeü müduründen izahat istedi. Fen heyeti müdürü Nuri gerek bu yolun, gerekse örtülmesi lâzım gelen mecralar için 300,000 lira kadar bir paraya lüzum olduğunu, halbuki bütçeye ancak 15,000 lira konulduğunu, yalnız Valikonağı caddesindeki inşaat için 18,000 liraya ihtiyac bulunduğu cevabmı verdi. Muhasebeci Muhtar mayıs sonunda tahsilât fazlasınm anlaşılacağım, bu suretle bu inşaata karşılık bulunabileceğini söyledi. Azadan Zahid tahminle hareket edilmiyerek bu işin yapılması için tahsisat konulmasını istedi. Bütçe encümeni reisi Halil Hilmi: €Encümende yalnız bunu değil undan daha mühim ihtiyacları dinledık. Fakat karşılıgı olmadığı için bütçeye koyamadık. Arkadaşlar masraftan evvel karşüığım bulurlarsa o zaman yaprriak imkânı olur> dedi. Vali I.utfi Kırdar haziranda munzam bir bütçe arzedeceğiz. Müsaade ederseniz oraya koruz, dedi. Madde bu suretle kabul edildi. Şehir meclisinde, dün Belediyenin ve Vilâyetin masraf bütçelerile mülhak bütçeler aynen kabul edilmiştir. ECNEBt MEHAFİLDE îstanbula gelen ataşeler Bir müddettenberi Sofyada bulunmakta olan Japon gefareti ataşemilıteri albay Tateyş, Bulgar askerî ataşesi yarbay Jelesko dün sabahki Konvansyonel'le şehrimize gelmişlerdir. KISA HABERLER * Tepebaşı bahçesinin etrafına yapılacak duvarın inşasına dünden itibaren başlanrmştır. Şımdiki halde Tozkoparan caddesi kısmı inse edilmektedir. * Yabancı sulara sefer yapacak vapurların müsaade taleblerini tetkik eden komisyon dün Liman reisi Refik Ayenturun riyaseti altında toplanarak yeni müsaade taleblerini tetkik etmiştir. * Yeni kurulacak birlik için boya, sanayi ve ziraatte kullanılan kimyevî maddeler ithalât tacirlerile dün Ticaret müdür muavinliği dairesinde bir toplantı daha yapılaıak birliğin şekli üzerinde görüşülmüştür. Muharrem Feyzi TOGAY Almanyaya gönderilecek deniz talebeleri Evvelce Almanyada deniz inşaiye ve makine mühendisliği tahsüi payarken harb vaziyeti dolayısile geri gelen 32 gence İngiltereye gitmek için döviz tevziatı yapılmıştır. Gpnclerin bu gün Londraya hareketleri mukarrerdir. c Hava kurumu kongresi Bu ayın 23ünde Ankarada Hava Kurumu kongresi toplanacak, her vilâyetten buraya iki murahhas gönderilecektir. Şehrimizden de bu toplantıya istanbul Hava Kurumu reisi Rıza ile Belediye teftiş heyeti reisi Samih iştüak edeceklerdir. îzdiham davasında istinabeler Bir tavzih Esasen yakın tarihimize aid elem ve facia dolu bir safhanın ibret alınacak hâdiselerini ihtiva etmek üzere Cumhuriyetin 5231 sayısından itibaren neşretmeğe başladığı (Balkan Seferim) başlıkh yazı silsilesinden 7 kânunuevvel 938 tarihli sayımızdaki 3 numarah makalede kendisinden bahsolunan binbaşı Halile müteallik kısım haddi zatinde bu zabitin kumandanlık itibarile garezsiz ve samimî medih ve takdirini mutazammın olmakla beraber bu yazıların umumî heyetinde olduğu gibi bu fıkrada dahi Balkan Harbi ve Mütareke devri gibi tarihimizin hal ve istikbalimiz bakımından daima gözönünde tutulacak kara günlerini tespit etmekten ibaret tarihî ve millî bir maksad takib edilmiş ve binaenaleyh şahıslarla ve şahsiyatla alâkası kasdolunmak şöyl* dursun, hatta hatıra bile gelmemiş olduğunu tavzihan beyan ederiz. Dünkü celsede Raufi Manyasın refikası dinlenirken Dolmabahçedeki izdiham vak'ası davasınm İzmıtten istinabe yolile istanbula intikal eden safhasmda, ikinci ağır ceza mahkemBsinde dün akşam Devlet Limanları İşletmesi umum müdürü Raufi Manyasın refikası Lâhika ile sabık mülkıye, lâhık Mülî Reasürans müfettisi Aziz Nami ve Beşüctaş kaymakamı Riza, şahid clarak tekrar dinlenibnislerdir. Lâhika: «Eğer sarayın kapısı ziyaretçüere kapanmasaydı veya kapandıktan sonra açılmasaydı, 11 kişinin ölümile neticelenen facia vukua gelmezdi, kanaatindeyim; çünkü, kapı kapanıp da tekrar açılır açılmaz, esasen tekâsüf eden ahali, birdenbire içeriye girmeğe başladı. Halbuki, kapı kapanmadan evvel herkes normal vaziyette girmekteydi.» Demiş ve kapının o zamanki Beşiktaş Emniyet âmiri Lutfinin emrile kapanıp açıldığmı şimdi salonda bulunan eski polis memurlaıından Hasan Cengizden işittiğini ilâve etmiştir. Aziz Nami, kapı meselesinin ölümlerde amil olup olmadığım takdir edebilecek mevkide bulunmadığını söylemis, Besiktag kaymakamı Rıza da: « İzdihamın fazlalığı ve herkesin •Atatürke son ihtiram ziyaretini yapmak için gösterdiği tehalük karşısmda, eğer kapı açılıp kapanmasaydı da, hâdise olurdu> şeklinde cevab vermiştü. Bu istinabelerin Izmite gönderihnesı kararlaştırılarak, binniyabe keşif celsesi açılmış, Dolmabahçenin saat kulesi meydanında ve kapısında naib Halil Ceysey tarafından yaptırılan keşfe aid raporun netice kısmı okunmuştur. İstanbul Belediye fen memuru Ismail Hakkı, Emniyet 6ncı şubeden seyrisefer komiserleri Ethem ve Refet taraflarından, vukuf ehli sıfatile hazırlanan raporda netice: «Saray kapısının kapanmasile tekrar açılmasının ölüm hâdisesile kat'iyyen alâkası yoktur; kapı kapali da, açık da kalsa, halkın tehacümü tahammülsuzdu, bu müessif hâdise olacaktı» şeklindedir. Keşif rapor ve zaptına bir de kroki eklenmiştir. İkinci ağır ceza bu evrakm da İzmi'te gönderilmesini karar altına almıştır. Salıh Kıhc ve rüfekasının muhakemelerine Kocaeli ağır ceza mahkemesinde 15 mayısta devam olunacak tır. CUMHURİYET Nüshası 5 kurustur erkânı bir toplantı yapmışlardır. Başvekâlet (Devam edecek) İstatistik müdürü Celâl Aybar da bu toplantıda bulunmuş, nahiye müdürlerinin nümerotaj işindeki hattı hareketleri hakkında alâkadarHalıcıoğlunda Sütlüce ile Karaağac arasın lara izahat verilmiştir. da Betulü kaçırmağa teşebbüs ettiği iddia olunan kayıkhane müsteclri İlyas dün ikinci ağır cezada muhakeme edilmiştir. Davacı Betul daKaraağacda Zümrezade Şakir fabrikasırda va edilen İlyas ve pek çok şahid dinlenilmiş, çahşan amele Zıya, evvelki gece dikkatsizlik neticede başka şahidler çağırılmak üzere mu neticesi elini makineye kaptırmıştır. Ziyanın hakeme kalmıştır. İlyas hakkında tevkif mü dört parmağı kesildiğinden sür'atle hastaneye zekkeresi kesilmiş.tir. kaldırılarak tedavi altına alınmıştır. Abone şeraiti Senelik Altı ayhk Üç ayhk Bir aylık Bir kız kaçırma davası Elini makineye kaptırdı Türkiye Harie için tçin 1400 Kr. 2700 Kr. 750 > 1450 > 400 » 800 > 150 » Yoktur Dikkat razetemize gönderılen evrak ve vazılar neşredilsin, edilmesin iade edümez ve zıyauıdan mes'uliyet kabul olunmaz.

Bu sayıdan diğer sayfalar: