14 Temmuz 1940 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

14 Temmuz 1940 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sorayorm! Tarihî tefrika: Yazan: ZÎYA ŞAKIR Ingiliz Amîralinin teklifi Osmanlı Imparatorluğunun istikbali hakkında çok hayırlı ve menfaatli idi Bu hareket, inamlmaz bir şeydi. Nitekim, gemilerin güvertesinde olup hâdiseyi bizzat gören İngilizlere hayret ve dehşet verdi. Fakat, bu hayret ânı zail olur olmaz, bütün donanma efrad ve zabitanı birbirine girdi. Gemilerde n( kadar sandal varsa indirildi. Silâhın kapan asker ve zabitler, bu sandallarc atladılar. Sahile doğru akıp giden ka yığı şiddetle takibe başladılar. Bir taraftan bu dehşetli takib devan: ederken diğer taraftan da gemilerin bü tün topları ateş ediyorlar, o cür'etkâr lan tevkif edebilmek için, kayıkla r.a hil arasındaki deniz mıntakasına gülle Ve salkım 1] yağdırıyorlardı. Fakat Kadıköyün delikanlıları, ne ar kalarındaki korkunc takibe ve ne d önlerini kesen o müthiş mermilere zerre kadar ehemmiyet vermediler. Çılgınca bir cesaretle, o ölüm maniasın aştılar. Esir aldıkları zabit ve neferlerle, karaya çıkmaya muvaffak oldular. Başamiıal Dük Vort, bu hareketi, İngiltere filosunun şeref ve haysiyetine indirilmiş bir darbe telâkki etti. Babıâliye şiddetli bir nota göndererek, gafil avlanan genc İngiliz zabitile neferlerinin derhal iade edilmesini istedi. Babıâli bu notaya derhal cevab verdi. Hükumetin kat'iyyen malumatı olmıyan bu hâdise hakkında tahkikat icra edilerek zabit ve neferlerin derhal donanmaya iade edileceğini bildirdi. Bu vak'anın İngiliz donanmasmdak heyecanı zail olmadan, ikinci bir vak'a zuhura geldi. İngilizler, Fenerbahçe önüne geldikleri günden itibaren adalar: çok sevmişlerdi. Her gün takım takım adalara çıkıyorlar, su arayorlar ve avlanıyorlardı. Kartal kazasının Subaşısı, İngilizlerin adalara yerleşmelerinden korkarak ınları oradan uzak bulundurmak istedi Yanına 500 silâhlı ile küçük iki Çakalos topu alarak Kınalıadaya geçip yerleşti. Sandallarla gelip karaya çıkmak isteyen İngilizlerin üzerine aleş etti. İngilizler, bunu gururlarına yediremediler. Derhal iki kalyonla adanın karsısına dayandılar. Sahildeki Türklerin üzerine şiddetle gülle yağdırmaya başladılar. Türkler, evvelâ kahramanca dayandılar. Fakat, hasılasız top ateşleri altında nihayet , tepedeki bir manastıra çekilmeğe mecbur kaldılar. İngilizler, hem satvet ve kudretlerini göstermiş olmak, hem de Kadıköy delikanlılarının kaçırdıkları arkadaşlannın intikamını almak için derhal karaya oldukça mühim miktarda askerle iki top çıkardılar. Manastırın etrafmı kuşattılar. İçeride kalan Türkleri teslime mecbur etmek için top ve tüfek ateşlerile tazyika başladılar. Türkler, şiddetle mukabele gösterdiler. Evvelâ, tüfek kurşunlarile, İngiliz topçu neferlerini öldürdüler. Ve sonra da bir huruc hareketile İngilizleri sürüp sahile indirdiler. Bir hayli mecruh ve birkaç maktul verdirerek gemilerine çekilmeğe mecbur ettiler. • *• Ayın 26 ncı gün» oldu. Başamiral, büyük bir sabırsızlık içinde, güvertede geziniyor... Hem o günkü müzakere mecUsine gidecek zevaü nakle memur olan Türk gemisini ve hem de iade edileceği vadolunan genc İngiliz zabitile beş neferin avdetini bekliyordu. Fakat bunlardan hiçbir eser görünmüyordu. Dük Vort'un yavaş yavaş maneviyatı kırılmaya başlamışü. Türklere, zorlukla hiçbir tesir yapamıyacağını anlamıştı. Amiral, artık fikrini değiştiriyor ve ilk fırsatta, Türklerle itilâfa karar veriyordu. Nitekim bu fikrini sefir Arbotnot ile diğer Amirallara da açü. Onlar da ayni suretle düşünüyorlardı. Böylece, öğle vakti geçti. Saat ikiye doğru, Sarayburnunu dolaşan bir gemi, bir müddet açıkta volta vurduktan sonra ağır ağır donanmaya yaklaşarak Basamiralin gemisinin yanında demirledi. Gemiden inen flika, Ruvayyal Jorj. gemisine yanaştı. Bu flikada, genc bir İngiliz zabiti ile beş İngiliz neıeri vardı. Flikadan gemiye çıkan Türk zabiti, İngilizleri Amirala teslim etti. Ayni zamanda bir de davetname verdi. Bu davetnameye nazaran, müzakereye iştirak edecek olan zevaü alıp götürecekti. Amiral Dük Vort, evvelce müzakerede bizzat bulunmak istediği halde sonra fikrini değiştirmişti. Bu işe (Kontramiral Lavis) i memur etmişti. (2) Türk gemisi, bu Amiral ile maiyerindeki zabitanı, Kadıköydeki Mahmud Efendinin yalısına nakletti. Mahmud Efendi, misafirlerini hürmetle istikbal etti. Asil bir Türke yakısacak surette izzet ve ikram gösterdi. Nihayet sıra, müzakereye geldi. Evvelâ söze, İbrahim Efendi başladı Mahmud Efendinin tercümanlığı ile. hükumetin maksadını şöylece anlattı: Malumdur ki, İngiltere hükumetile devleti aliyenin dostluğu pek eskı olup, asırlardanberi devam edegelmiştir. Şu da bizce malumdur ki, Avrupa milletleri arasında İngilizler. ehli islâma kat'iyyen husumet ve adavet göstermemişlerdir. Ve bu sayede, Türk memleketlerinde hürmete mazhar olup her milletten fazla ticaret merîfaatleri temin ermişlerdir. Ancak, bu son günlerde Rusların vüzünden Tnçiltere siyaseti değiserek. elçi bey tarafmdan Babıâlinin tazyik ve tehdid edilmesi İstanbuldaki İngiltere tebaasının bir gemiye doldurularak alınıp göıürülmesi, İngiliz donanmasının boğazdan cebren geçirilmesi, ve nihayet işte İngiliz gemilerinin İstanbul önüne gelmesı gibi bir takım ahval yüzünden vaziyet bu günkü hale gelmiştir. Evvelâ, şuna min olmanız lâzım gelir ki, bu hareketlerin size muvaffakiyet temin etmesi şu tarafa dursun, bilâkis devietı aliye üzerinde pek fena bir tesir husuîe geürmiştir. Binaenaleyh, Babıâîiye vuku bulan teklifiniz, maalesef kabul edilemiyecektir. dedi. İngiliz Amirali, bu kat'î beyanat karşısında şaşırdı. Başamiral tarafmdan kendisine geniş salâhiyet verilmiş olduğu için, derhal anlaşmak çarelerini aramaya başladı. Evvelâ, Türk filosunun tesiimi meselesinden vazgeçti. Sonra, Boğazm İngiliz harb gemilerine açık bırakılması talebinden de sarfınazar etti. Daha sonra, Eflâk ve Buğdan ile Tuna boyundaki Türk kalelerinin Ruslara terki ır.eselesinde de ric'at gösterdi. Ve nihayet: Babıâli, bizimle sadece iki nokta üzerinde birleşsin. Biri, Fransa sefiri Sebastiyani'nin Türkiye hududları haricine çıkarılması.. Diğeri de, Rusya ile harbden vazgeçilerek (Rusya İngiltere Türkiye) arasında tedafüî ve tecavüzî bir ittifak akdolunması... Bu iki teklifımizi kabul ettiğiniz takdirJe, eski dostluğumuzu derhal ihya »deriz. Ve sizi toplarımızla selâmlayarak çıkıp gideriz. dedi. İngiliz Amiralınm bu teklifi, gayet makul olup. Osmanlı imparatorluğunun istikbali hakkında çok hayırlı ve menfaatli idi. Fakat İbrahim Efendi, gerek padişahtan ve gerek sadrıazamdan aldığı kat'î talimat mucibince hareket etti. Bak dostum!.. Görüyorum ki, siz, fikrinizde inad ve ısrar ediyorsunuz. Ve donanmanıza güvenerek taleblerinizi kabul ettireceğinizi zannediyorsunuz. Her şeyden evvel şunu bilmeniz lâzımdır ki, bu günkü hareketinizle Türkleri fena halde gücendirdiniz. Halkın husumetini celbettiniz. Bu gün, padişahımız bile, bir İngilizi müdafaa etmeye rmıktedir değildir. Çünkü, bütün Türk mem leketlerinde, halk galeyan halindedir. (Arkası var) Çalgılı bahçeler ve alabildiğine bağırtılan radyolar Şehrin muhtelif semtlerinde oturan karilerimizin ekserisinden her gün bir çok mektublar alıyoruz. Bu mektublarda imza ve şahsiyetler başka ve fakat şîkâyet edilen mevzu bir ve aynıdır: • İstanbulun göbeği sayılan yerlerinden tutun da en ücra mahallelerine kadar, halk, gecenin geç vaktine kadar rahatsız edilmektedir. İsimleri lâzım değil, meşhur ve maruf bahçeleri kirahyaniar, saz heyetlerini ve şarkı söyliyen kadm, erkek hanendelerini, etrafta ertesi gün çalışabilmek için normal zamanda yatmak ve istirahat etmek mecburiyetinde olan kimseleri düşünmeden yüksek perdeden çaldınp söyletiyorlar. Buralardan başka mahalle aralannda rasgelenin tuttuğu arsalarda ses düğmesi sonuna kadar açılnuş ve bol akisli bir sürü oparlörler takılmıs radyolar uzak ve yakın evlerdeki bütün vatandaşlara sakin ve deliksiz bir uykuyu haram ediyor. Bu işi yapanların, eğlenme ve eğlendirme hürriyetinin ancak başkasının hürriyetine ve rahatına tecavüz etmemek şartile mevcud olabileceğini düşünmedikleri muhakkakür. Fakat gürültü ile mücadeleye dair konulan Belediye nizamlarından sabahları sekizden evvel hiç bir gürültü yapılmamasına ve seyyar satıcılann bağırmamasma aid esaslarda pek iyi tatbik edilemediğine göre. gece çalgılı bahçeler ve alabildiğine bağırtılan radyolarla. güneş doğduktan sonra da esnafın çığlıklarile rahat yüzü görmiyen şehir halkı ne zaman istirahat edecek ve uyuyabilecektir; Belediyenin bu hususun temini mesuliyetini üzerine almış memurlan, vatandaşların sıhhatinin ve âsabmın bozulmakta devam edilmesine ne zamana kadar göz yumacaklardır? Vali dün Yalovadan geldi Lutfi Kırdar, sehirde baslanmıs olan inşaat işleri hakkında izahat veriyor mış fakat bu sebeblerden münakasaya çıkarmamıştık. Tiyatro ve Belediyc sarayının plânlarını henüz hazırlamakla meşgulduk. Yalnız Dolmabahçe stadyomunun inşasını ihale etmiştik. inşaat şimdilik yalnız etraftaki duvarların ve binaların yıkılması, toprağın tesviyesi şeklinde devamı mukarrerdir. Yol inşaatı esasen her bakımdan lüzumlu olduğu için zannederim bu inşaat devam edecektir. Yalnız İmar müdürlüğü, Istanbulda Yalovaj'a gitmiş olan Vali ve Belediye reisi Lutfi Kırdar dün sabah şehrimize gehniş ve Vilâyet ve Belediye ışlerile meşgul olmuştur. Vali bu gün tekrar Yalovada bulunacaktır. Lutfi Kırdar, dün kendisile görüşen bu muharririmize şu izahatı vermiştir: < İnşafıt işleri hakkında Vekü'er Heyetinin ittihaz ettiği karar tebliğ odildi. Esasen bu tebligattan evvel de bu kabil işler malzeme fıkdanından durmuş gibiydi. Hastanenin plânını yaptır CUMHURÎYET 14 Temmuz 1940 Siyasî icmal Yakınsarkta sulh j j ngiltere ile mihver devletleri hayat II memat boğuşmasına girişmeğe haU zırlanıyorlar. İlk temaslardan anlaşıldığı veçhile boğuşma er geç bir tarafın mahvı ile sona erecek mücadele hep garbda, yani Büyük Britanya adasında ve civarındaki denizlerde ve Akdenizin garb havzasında kat'î neticeyi bulacaktır. Şimdi Almanyanın müsellâh kuvvetleri İspanya hududu üzerinde yerleşmiş olup İtalyaya Cebelüttarık boğazından müessir bir suretts yardım edecek vaziyette buhınduğundan Akdenizde hangi tarafın hâkiın kalacağı İspanya ve İtalya ile Ceza>ir ve Tunus arasındaki bahrî sahada Balear, Sardenya ve Sicilya adaları civarmda beklenen. büyük deniz ve hava muharebelerinde taayyün edecektir. Sorıyonuc! Bursada bir sahtekâr yakalandı Bursa (Hususî) Kayserinin Ürgüb kazası Çemil küyünden 330 doğumlu Şükrü Öztürk adında biri, subaylıkla alâkası olmadığı halde subay elbisesi giyerek fotoğraf çıkarmak ve sahte hüviyet varakası taşımak, ayrıca iş bulmak bahanesile resmî makamları iğfal edecek şekilde kendi el yazısile ve Millî Müdafa Vekili Saffet Ankanın imza sıru taklid etmek suçlarmdan maznun olarak Bursa zabıtası tarafmdan şehrimizde yakalanmıştır. Bıktınız artık amma... Aşnafişne sığınakları Fitnatın mezarı Amerikanın yaptığı ve yapmadığı şeyler Yazan: SERVER BEDİ Bıktınız artık amma... Korkarım, şu kelimelerden, şu cüm £. lelerden, şu fikir lerden bıktınız artık: Maginot, Monroe, keşif uçuşlan, bombardıman tay yarelerimiz tarafın dan yapılan hücum neticesinde..., bita raf mahfillerde temin ediluiğine göre, Hariciye Nezareti namına söz söylemeğe salâhiyettar bir zat, tayyare dafi bataryalarımızın faaliyeti üzerine..., düşmana yeniden büyük zayiat verdirildiği.., askerî bir müşahidin ifadesine atfen.... düşman 56 tayyare kaybetmiş. bizim iki tayyaremiz üslerine dönmemiştir, Weygand 1927 de demisti ki..., bu harbde motörize kuv\'etlerin oynadığı rolün..., Fransa eğer dört senedenberi... «Yeter! Yeter!» diyeceğiniz geliyor, değil mi? Fakat. itiraf ediniz. bir tamdığınıza rasgeldiğiniz zaman, muaşeret kelimeleri söylendikten sonra bir sükut başlıyor ve onun da, sizin de dilinizin ucunu bir tek sorgu gıdıklıvor. O sorsun diye bekliyor, nihayet siz soruyorsunuz: Ne haber? Ne var, ne yok? Haber sizdedir. Vallahi bilmem. Fakat (...) nin Hariciye Nezareti namına söz söylemeğe salâhiyettar bir adam demiş ki ilâh... İlâh... Doğrudur. Ben. Weygand'ın 1927 de yazdığı bir kitsbda, ilâh... İlâh.. Fakat bu harbde motörizelerin oynadığı rolün, ilâh... İlâh... Hakkınız var, Allah neticeyi hayır eylesin. Amin. Akşam eve yorgun dönüyorsunuz. Ne haber?» diye soran ihtiyar baba nıza: Hayırlar.» Diyorsumız, artık bir kaç gün şu politika. muharebe, müza kpre bab<tini kapatalım. Bıktım artık... Koltuğa uzanıyorsunuz. Bir dakik? sessizlik. Sonra hemen yerinizden fırlıyarak cocuğunuza sesieniyorsunuz: Ayten! Vakit geldi galiba... Şu radj'oyu aç da ai>ns haberlerini dinliyelim! bomba yağarsa birbirimize daha fazla sokuluruz, değil mi? Ah, canım Ma rika... Kale, dur daha baslamamis muharebe... A canım, muharebenin başlamasmı bekliyecek değiliz ya, uzun sürer o... Benim yüreğimde ateş çoktan başladı ilâh... Fitnatın rr*« Kadın şairlerimizden Fitnatm mezarı, Eyübde bir odun deposunun icinde imiş: Maarifin teşebbüsü üstüne tahliye edilmiş ve tamirine başianmış. Geç de olsa, şairle odun arasındaki farkı anlamışız demek. Fakat aldanmıyorsam, şair Fitnatın divanı yeni harflerle basılmamıştır. Eski harfleri bilmiven genclik. Abdülhak Hâmidin bir çok eserleri gibi Fitnatın divamnı da okuyamaz. Yeni neslin edebî kültürü mezar taşları üstündeki tarihleri görmeğe ve ezberlemeğe mi inhisar edecek? A m e r i k a n ı n yaptıöı ve yaDmadığ? şeyler Amerika 25 bin tayyare yapıyoı. Amerika 35 zırhlı yapıyor, Amerika 20 tayyare gemisi yapıyor, Amerika 3 P knıvazör yaDiyor. Fakat Atnerik? Avrupava kredi vap mıyor. Amprika Avrupava ciddî yardım yapmıyor. Amerika harb vaDmıyor ve harbe girmemekte ısrar ederken hiç şaka vaomıyor! SFRVER tatbik edilecek plânların hazırlığile meşgul olr^ık. bilhassa imar plâmmıı tatbikat ve tafsilât plânlarmı hazıvlayacaktır. Bu suretle dünya vaziyeti sükunet bularak malzeme tedariki kabil olur olmaz plânlar elimizde hazır olduğu halde bunların yapılmasına başlayacağız. Bir gazetede, bir yoldaki bozukluğa aid bir yazı ve bir resim gördüm. Bu kabil bozukluk şehrin yalnız bir yerinde mevcud değildir. Şehrin her tarafmŞimdiki büyük harbin garbda nihada bulunabilir. Esasen evvelce de şehyet bulacağına göre Yakın Şark sulh rin bütün yollarınm inşası için tetkikat sükunu muhafaza edecektir denıekyaptık ve bunlarm inşası için en az 49 tir. Bunu teyid eden deliller günden milyon liraya lüzum olduğuTiu tespit güne çoğahyor. Şöyle ki Macaristan ettik. Bütçe müspadesi nispetind" bu Sovyetlerin Besarabya ile şimalî Bukoyolların yapılmasına devam edeceğiz. vina'yı almış olmasından TransilvanyaYalnız sunu kaydetmek lâzımdır ki aid kendi millî emellerinin de taIstanbulda bu bir iki senedir yatıtırıhakkuku zamanı geldiğine hükmoderek lan yollar eski senelere nisoet kabul haıekete geçmek için büyük bir Maedilmiyecek derecede fazladır. Yalnız caristan yaratmağı ötedenberi kendisigeçen sene beş. altı milyon liralık şene vadetmiş bulunan Almanya ve Italhir bütcesini', bir buçuk milyon liraya ile istişareye lüzum görmüştü. sını yol inşasına sarfettiğimizi söylersem bu hakikatı ifade etmiş olurum. Avrıca Macar Başvekili ve Hariciye Nazın insa edilen Vi!»vpt yollan da bu rakam Münihte Führer ile ve Almanya H?ridan haricdir. İstanbul şehrinde hiç bir ciye Nazırı Bibbentrop ve Mussolini'nin sene bu kadar yol inşa edilmemistir. vokili Ciano ile mülâki olarak akıl sorBu meyanda Srızalı ve bozuk yolların muşlardır. Verilen cevab. İMgiliz harbir kısmı mühimmi de tamir edilmiş binin sonunda bütün Avrupanm yoni tir. Benzin ist'hlâkinin tahdidi hakkm bir nizanıa tâbi tululması zamanını bekManifalura fiatlannm ve muhtelif ellerin kâr nispctlerinin tayini için fıat karar henüz makamımıza tebliS lemek tavsiyesi olmuştur. Macaristan kontrol komisyonunda yapılan içtimalarda alınan neticelcr ve buradan harice edilmemistir.» bu vaad ve nasihati kabul etmiştir. Deakseden dedikodular bu işi şayanı dikkat bir safhaya sokmuştur. Dedikodular mek ohıyor ki İneiliz harbinin sonuna üzerine komisyonıın Mıntaka Ticaret müdürlüğü vasıtasile yaptırdığı tetkiklerin, MÜTEFERRIK kadar Macaristan Balkanları da mütcüzerinde clurulmağa değer neticeler verdiği bilinmektedir. essir edecek bir hareketten sakınacakSöylcndiğine göre, manifatura taciri. komisyon azalarına. yüzde üç kârla Maarif Vekili şehrimizde tır. sandık kapatırken şimdi yüzde yirmiye kadar kâr verilmesinden dolayı komisMillî emellerinin tahakkuku zamam Maarif Vekili Hasan Âli Yücel dün yona nasıl teşekkür edeceklerini bilemediklerini söylemiştir. Diğer bir tacir de sabahki trenle Ankaradan çehrimize hülul edip etmediğini araştıran küçük gene komisyon azası huzurunda, artık perakendecileriıı bile apartunan yapabi gelmiştir. Vekil, dün Maarif mensub Balkan devletlerinden Bulgaristanın leceklerinı «öylemekten kendini alamamıştır. Maamafih bütün bunlara kaısı larile temaslarda bulunmuş, lise ve ur dahi aynı Uvsiyeyi almış olduuu şüpkomisyonca vazedilen kârların azami had olduğu cevabı verilmektedir. Ve ayni ta mekteb imtihanlarının neticelerile hesizdir. Rumanya ile Yugoslavya dahi zamanria tetkiklere devam olunmaktariır. muhtelif maarif meseleleri hakkında rejimlerini bile Almanya ve İtaylaya benzetecek derecede bu iki devletin siizahat almıştır. Hasan Âli Yücel dişlerinden rahatsız yasetlerine uymuş bulunduklarından olduğundan, şehrimizde iki gün kadar Balkanlarda sulhu tehlikeye sokacak her hangi bir hareketten ictinab edekalarak tedavile meşgul olacaktır. cekleri aşikârdır. Ticaret Vekilinin dünkü Türkiye Cumhuriyetinin kuvvetli Mr tetkikleri sulh âmili bulunduğu son tezahürat ile Evvelki akşam Izmirden şehrimize bir kat daha bütün dünyanın nazarıngelen Ticaret Vekili Nazmi Topçoğlu da sebut bulmuştur. Yakın Sarkta hudün öğleden evvel Ticaret Vekâleti baş zur ve sükunun bozulması ihtimaU bukontrolörlük dairesine gelerek hurada Ders senesi sonu olması münasebetile, öğleden sonraya kadar meşgul olmuş lunan diğer bir memlekette dahi vaziAsit sülfrik ve süperfosfat fabrikalayet salâh ve istikrar bulmuştur. Şöyle ki rının inşaat ve tesisat plânları hazırla Maarif Vekâletinde bir komisyon te tur. Dünkü tetkikleri esnasında birçok Suriyede şimdiye kadar mevcud vazinarak tahsiastları ayrıldığından inşaata şekkül etmiş ve mekteblere aid.muhte zevatla görüşen Vekil bu meyanda petyet depiştiği. yaluıd karışıklık çıktığı sür'atle başlanması takarrür etmiştir. Bu lif meseleleri tetkike başlamıştı. Komis rol limited müdürii Sedad. başkontrolör zaman İngiltere Yakın Şarktaki mcykifabrikalar Karabükte ve demir ve çe yon. muallimlerin çalışmalarına aid ra Hakkı Nezihi Erkson, tiftik ve yapağı ini emniyet altında bulundurmak i«;in lik fabrikaları civarında inşa olunacak porların tetkikini ikmal etmiş ,ikinci kı tacirlerini kabul ederek görüşmüştür. lâkayıd kalamıyacağını ve müdahale etır. İki fabrikanın inşaat işleri için ya sım olarak orta tedrisat talimatnamesini Ticaret Vekili bu akşam Ankaraya badeceğini anlatmıMı. rım milyon lira ayrılmıştır . ele almıştır. Bunun için de, umumi mü reket edecektir. Suriyedeki Fransız zabitlerinden bi fettişlerin, mekteb müdürlerinin gönderKarabükün imalâtı IKTISAD ziimre İngihere ile beraber yürümek dikleri raporlan gözden geçirmektedir. Karabükte Türkiye demir ve çelik laraftan olmuştur. Halbuki kalan zabifabrikalarının bütün kısımları faaliyete Müdürlerden birçoğu raporlarında, sa Rumanyaya satılacak tiftik tan ve Avrupalı ve müsliiınan kıfalabah saatlerinin çok erken olduğunu, bu geçmiş bulunmaktadır. Fabrika imalârın hütün efradı Mareşal Petâiti hükuve yapağılar tını devletin âcil ihtiyaclanna vetmek vizeyetin bilhassa çifte tedrisat yapılan Rumanya ile yapılan yeni ticaret mu metine sadık kalınışlardır. Meselo İngimekteblerde müşkülâtı mucib bulundutedir. Maamafih birinciteşrinden itibataraftarlarından altı yiiz zabitin Fikavelesile Rumanyaya ihrac edilecek tifren piyasaya da inşaat demiri verilebi ğunu beyan etmişler; birçok talebenin tik ve yapağılara aid satış mukavelesi lisrine ptmeleri ve İ^kenderiypHe siühöğleden sonra hiç bir işi olmadığı halecektir tan tecrid edilen ve İneiltere ile birlikde, kendilerini çalışıyor gösteren vesi tek alıcı ve satıcı sıfatüe Ziraat Bankası namına İstanbul şubesi müdür ve te hareket etmek istcmiyen yedi yür ADLİYEDE kalar getirdiklerini ve bu gibilere, tali kili ve Rumen heyeti azaları tarafmdan Fransız bahriye rabiti ile cfradının da matname ahkâmına göre, izin vermek Sııriyeyc eelmelerile neticelenmiştir. imzalanmıştır. Nakzedilen karar mecburiyetinde olduklarını kaydetmişSuriycde vatanî kütle dcnilen ve halBahçekapıda Çiçekpazarında ıtriyat ve lerdir. Müdürler, serdettikleri mütaleaKitre ihracat tacirlerinin kın taleblerine daima tercüman o|an tıbbî malzeme taciri Jak Kastro; mağa larda, bu hallerin önlenmesi için, kış ve büyük partiye muhalif olanların ve iniçtimaı •asmda termos dolu olduğu halde, «yok yaz saatlerinin tatbik edilmesini ve öğeiltere ile beraber yürümek isteyeııleKitre ihracat tacirleri dün sabah Ti:ur» dediği, mal saklayarak millî ko leden sonraki etüdlerin ihtiyarî olmacaret Vekâleti başkontrolörlük dairesin rin lidcrlerinin vücudü yok edilmesile runma kanununa muhalif hareket ettiği sını, vaziyetleri müsaid olmıyan talebede bir toplantı yapmıştır. Merkezi İz millî inhilâl ve ii?tisasın önüne ?eçilmişiddiasile mevkufen muhakeme edilmiş. ler için birer serbest dershane açılmamirde bulunan palamut ihracat birliği tir. Binaenaleyh Sııriypdeki gerck Franİstanbul altıncı asliye ceza malıkemesi, sını istemişlerdir. ne bağlı olan kitre ihracatının İstanbul sızlann. gerek Suriyeli mültecilerin ittikendi^inin iki sene sürgün edilmesine Yeni talimatnameye göre muallimlere, dan idaresi, kitre ihracat tacir'eri tara ha<İM7İıgı yüzünden vaziyetin bozıılma• 500 lira ağır para cezası ödemesine mecburî ders saatlerinden maada müza fmdan Ticaret Vekâletinden rica edil ;ı ihtimali kalmamış gibi bir şey oldue karar vermişti. Diğer taraftan, mevku kere saatleri için de ayrı ücret veril mişti. Vekâlet bu müracaat üzerine kit ğundan Yakın Şarkm sulhu saglamlasfiyet halinin devamı da karar altına mektedir. Serbest dershane usulü kabul re ihracat işlerini tiftik ve yapağı ihra mıştır. Muharrem Fevzi TOCAY ahnmıştı. Temyiz mahkemesi; verilen edildiği takdirde. her muallim hissesine cat birliğine bağlamıştır. bu kararı esastan bozmuştur. Pek ya düşen nöbeti kabul etmek mecburiyeDünkü toplantıda hiç münasebeti olkmda yeniden muhakemeye başlana tinde olacağından bütçede de tasarruf mıyan bu bağlanış protesto edilmiş ve Bahçeye giren otomobil caktır. etmek imkânı hasıl olacaktu. Talimat Istanbulda kitre ihracatı için ayrı bir Şoför Alinin idaresinde bulunan 29 name hakkında verilecek karar, ancak büro kurulmasının istenmesme karar numaralı otomobil. içinde birkaç yolÜNİVERSİTEDE raporlann hepsi tetkik edildikten son verilmiş tir. cu ile beraber Kalamış caddesinden gera tebellür edecek kat'î vaziyet eylucerken kimvager Mustafa Abdiye aid Üniversite kampı lün iptidasına kadar mekteblere tebliğ Türk . Alman ticaret muahe köşkün duvarına çarparak duvarı delÜniversite talim taburu kumandanlığı olunacaktır. desinin kat'î metni miş, bahçeye girmiştir. Otomobilin ön lâzım gelen hazırhkları bitirmiş ve kamp çamurluklarile ön camı tamamile parimzalanıyor yeri olarak Pendiği muvafık bulmuştur. ŞEHİR tŞLERl Yeni muvakkat Türk Alman ticaret çalanmış. şoför de sağ elinin parmakÜniversite ve diğer yüksek mekteb taanlaşmasının mübadele listeleri hazır arından hafifçe yaralanmıştır. Yolculebeleri yarından itibaren Pendikte lanmış olduğundan anlaşmanın kat'î srdan yaralanan olmadığı gibi. köşkBuz ihtiyacı kamplara başlayacaklardır. tekilerden de bahçe duvarı yanında o Belediye reis muavini Lutfi Aksoy metni bu günlerde imzalanacaktır. Anaralık hiç kimse bulunmadığından. kaBeyoğlu Kaymakamhğındaki dün şehir dahilindeki buz bayiliklerini karadan verilen habere göre, Alman bü • Uı kadarla atlstılmiştır. 7 a teftiş etmiş ve havaların sıcakhğı do yük elçisi von Papen, Hariciye Vekili hırsızlık Şükrü Saracoğlunu ziyaretle bu yeni layısile halkın ihtiyacını karşılayacak Beyoğlu kaymakamhğı evrak mahze kadar buz bulundurulması için tebligat anlaşma üzerinde eörüşmüştür. ninden evrak çalarak kilo ile satan eski yapmıştır. temizlik amelesinden İbrahim evvelki Büyükada sahillerinde bir Nüshasi S kuruştur. gün gene bu işe teşebbüs ettiği sırada Margarin yağları hakkında Harte Türkiye cesed bulundu hükumet tababeti odacısı Ismail taraiçin için bir karar Büyükada sahillerinde bir erkek cefmdan suç üstünde yakalanmıştır. Senelik 1400 Kr. 2700 Kr. Eyübde bir fabrikanın imal ettiği mar sedi bulunmuştur. Cesedin, Polonya Altı aylık 750 > 1450 > garin yağlarımn kutuları üzeıine iı.ek mültecilerinden 45 yaşında Lâdislav'm Yeni bir telsiz istasyonu 800 • Üç ayhk 400 > resmi konulmakta, bu suretle halk ta cesedi olduğu anlaşılmıştır. Tahkikat. Yoktuı. Bir aylık 150 » Münakale Vekâleti, yeni yolcu salo rafından bu yağlarm inek yağı olduğu kendisinin iyi yüzme bilmediği halde nunun kulesinde yeni bir telsiz verici zannı hasıl olmakta olduğundan kat'iy fazlaca açıldığını ve bu yüzden sulave alıcı istasyonu tesis etmektedir. Bu yen buna meydan verihnemesi ve bu rm cereyanma kapıldığını. kuvveti ketelsiz vapurlarla daimî muhabere ede kabil yağların imhası lüzumu Beledi silerek boğulduğunu eöstermiştir. Mu Gazetemize eönderilen evrab ve yaıılar neşredilsin edilmesin iade edilmeı ve cek ve vapurlardan yolcular ve halk ye riyasetinden alâkadarlara tebliğ o ayenesi yapılan cesedin gömülmesine nyaından mes'uliyet kahnl olunmaz. tarafmdan telsiz kabul olunacaktır. ruhsat verilmistir. Manif atur acılar a verilen kâr nisbeti Piyasada dolaşan şayialara göre, eskiden % 3 le mal satan tacirlere şimdi komisyonca % 20 kâr veriliyormuş ! Yeniden yapılacak iki fabrika Orta mekteblerde tedris tısulieri Asid sülfrik ve süperfosfat fabrikalarının inşasına başlanıyor Mekteb müdürlerinin raporlarında şayanı dikkat temenniler var CUMHURÎYET seraiti { Dikkat Bir telefoncu kız uzunca bir lıikâye yazmış. Bana gönderdi «Biraz tashih ederek neşri mümkünse...> diye bana telefonla da rica etti. Acemi yazılara karşı tiksinti duyan her gazeteci gibi bu bir tomar kâğıdı tozlu çekmeceme attım. Dünyayı renkli bir cam ardmdan seyreden her genc kız gibi o da, başkası Asnafişne stğınaklan tarafından yaşanmış sandığı med ve ceBazı nümune sığızirsiz alelâde hayatına hassasiyetinin piaklanna. geceleyin. reyi deve yapan adesesinden bakarak ievdalı çiftler giri hâdiseleri büyültmüş ve maceralarına or, orada uzun v »ailevî bir çeşni vermeğe çahşmış... Baş zun muhabbet edi •rafından ancak on satır okuyabildim rorlarmış. «Benim hayatım bir romandır*. «Bu Orada ne konu atırlar aynen yaşanmış, hayatı hakiki•enin ta kendUidir», «Ben ıstırablarile 1] Birbirine zincirle merbul gülleler surlar? diye düşür ıvnayan kocaman bir bebeğim»... (2) Tarihlerimizin hiçbirinde bu mü düm. Delikanh sorar: Hikâyesinin ne zaman neşredileceğini lâkata dair sarih malumat yoktur An Marika... Şim'' telefonda bana günaşırı soran telefoncak Topkapı sarayı arşivlerinde bazı muharebe olsa. tecu kızı yavaş yavaş merak etmeğe başvesikalara tesadüf edilmiştir. Ayni z?pemize bombardıman tayyareleri gelse ladım. Saatleri daracık bir odada ve manda, (Enderun Nazırı Ebubekir Ene yaparsın? mütemadiyen fişleri sokup çıkarmakla fendi) nin tarihçesinde de bu mülâkal Ne yapazayim kale? Viz gelir bana geçen, başkalarının konuşmasma yol muhtasaran mündericdir. Amhalin adı :ayyare bombardıman! veren fakat kendisi konuşamıyan za(Ismit) diye gösterilmiştir. Z. Ş. Ya»a b« Marika... Fakat tepemize vallı santral kızı benimle adeta eski I Evli mı sınızi Genc kızların ekseriya evli erkeklerden uzaklaşmak istemesi insana randevuya giderken yüzüğünü yelek cebine yerleştirmek ihtiyatıru tavsiye eder. Ben de tereddüdsüz: Hayır! Bekârım, demiş bulundum. İşte buradan ötesini onun ağzından dinleyeceksiniz: « Bir genc kızla konuşmak isteyen bekâr, ya eğlenmek, ya evlenmek ister. Benim gibi düşünen bir genc kız ikisini de hoş göremez. Bekârla maceraya girmek isteyen her genc kız da bence kendisine koca arayan bir dilencidir. nasıl anlatmalı ki ben onlardan Buluşmamızla ayrılmamız bir oldu Ona Bir daha onu göımedim. Niçin mi? Ba da değilim. Zaten bu töhmet altında kaldığı müddetçe erkeğin böyle bir kızı kınız, ne garib bir sebeble. sevmesine imkân yoktur. Bana evvelâ şunu sordu: Evli misiniz? Bana gelince: Ben, münasebette bubir ahpab gibi uzun uzun konuşmağa da başladı. İç sıkıntısından bunalan her telefoncu kız gibi. Gıcıklayıcı ve tath bir sesi vardı. Bu ses, beni büyüledi mi nedir? Onun merak ve Cazibesine kapılarak telefonla verilmiş bir randevuya kadar sürüklendim. İtiraf ederim ki bu kız, eski Padişah saraylarındaki Çerkes halayıklara benzeyen basit ve acayib bir mahluktu ama kolav tahlil edilemiyecek kadar insana esrarh manalar tevehhüm ettirebilen büyük gözleri vardı. Güzel miydi bilmem?.. Yazan: File lunacağım erkeklerin daima evli olmasına dikkat ederim. Fakat sade evli olmak da kâfi gelmez. Öyle evli erkekler vardır ki karıları tarafından aldatılırlar ve onlardan öc almak için macera ararlar. Bu bedbahtlarla da işim yok. Aldanan erkek tabiî aldatmak isteyecektir. Aldatan ks.rısına karşı silâh olarak kullanmak istediği kadım gözleyecektir. Ona lâzım olan şey alelâde bir kadmdır ve bütün kadınlar onun için müsavidir. Bir intikama alet olmak. onun gururunu, izzeti nefsini beslemek neme şerek benim!.. Mes'ud yuva kurmuş erkeklerden bahsetmek isteyorum. Meselâ sevişerek evlsnmişler, çocukları olmuş, tam kadrolu bir aile tasavvur ediniz ki üç kıvır \ cık saçh baş onların yeknasak hayatlarının eğlencesidir. Sadık bir ev kadını. Beyaz örtülü odalarda sabun ve lâvanta çiçeği kokan çamaşırlar, kronometro gibi işleyen bir düzen. Bir baba ki artık evlenmiş, unlu eleği duvarda asılı. Dünyadan elini eteğini çekmiş. Her akşam evine tam zamanmda ve elleri paketlerle dolu dönen bir aile babası... Eğer bu adama kendimi sevdirebilirsem, işte hakikî. katıksız sevgi budur. Garazsız, menfaatsiz bir sevgi. Ben daima bunu aradım. Karısından intikam almak isteyen evli de, kendisine eş crayan bekâr da başkalarının olsun. Benim onlarla alışverişim yok.» Sözlerini bitirir bitirmez kalktı. İsterseniz bunu yazınız, dedi. Evvelce yolladığım hikâyeme gelince o evli ve mes'ud bir erkeği baştan çıkarmak için yazılmıştı. Onu da artık sobaya atabilirsiniz. •Bekârım* dediğime pişman olmHdım değil ama, korkumdan «Evliyims de diyemedfan. FİLE

Bu sayıdan diğer sayfalar: