23 Kasım 1940 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4

23 Kasım 1940 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURİYET 23 lEmriteşrin 1940 RADYO NUHIM İLÂN I Âbideler şehri İstanbulda PEK BÜYÜK BİR ŞÖHRET ÂBİDESİ VABDIR: Babam, İstanbulda Ankara cad^ Bu günkü program J I8 desinde 139 141 No.lı Tefeyyüz Kitabevi sahibi olup 30/10'940 ta8.00 Program, 8,03 Muzik (Pl.), 8,15 rihinde vefat etmiş olan Bay ParHaberler, 8,30 Müzik (PL), 8,50 Yemek lıstesi. seh Keşişyan hali hayatuıda tan13,30 Program, 13,33 Müzik (Pl.), zim etmiş olduğu resmî bir vasi13.50 Haberler, 14,05 Köy tiirküleri yetname ile buyük oğlu Mığırdıç (PL), 14.20 Eıyaseticumhur bandosu, Keşişyam bütün mirasından mah15.10 Muzik (PL). rum ve evlâdlıktan tardeylemiş ve 18.00 Program, 18,03 Radyo caz or esasen bahismevzuu vasivetnamekestrası, 18,40 Türküler, 19.00 Konuşnin tenfizi zımnmda ölünün terema, 19.15 Saz eserleri, 19.30 Haberler, kesine Beyoğlu 4 üncü Sulh Hu19.45 Fasıl heyeti, 20,15 Radyo gazetesi, kuk hâkimliği tarafmdan el kon20.45 Şarkılar, 21.15 Konuşma, 21.30 muş olduğundan sayın müşterileEalon orkestrası, 22.30 Haberler, borsa, rimizin, kiracılarımızın vesair alâ22.50 Konuşma, kısa dalga, 22,50 Dans kadaranın Mığırdıç Keşişyam varis müziği (PL), uzun dalga, 23,25 Yarınki olarak tanımamaları ve hiç bir teprogram ve kapanış. diyatta bulunmamaları ilân olunur. Küçük oğlu: Aram Kesişyan ASKERLİK tŞLERİ A L İ Merkezi: Bahçekapı, N U H İ D D İ N II I\I7 BUGUN C KTI I IL1/IL Biricik Sinema Mecmuası 49 uncu sayısı renkli nefis bir kapak içinde orijinal yazı ve resimlerle bugün çıktı. A D f A l i Saatlerinin A K L U N Gayet Z n i e gn PIRLANTALI ve ELMASLI çeşidleri gelmiştir. SON YENİ MODELLER ÇOK ZARİFTİB. Fiatlan fevkalâde uygundur. Bir defa görmeniz menfaatiniz icabıdır. HÂ C I Şubeleri: BEK İ R Beyoğlu, Karaköy, Kadıköy Z. SAATMAN I L AN İstanbul, Sultanhamam. Camcıbaşı han, A R L O N deposn. SATIŞ Y E R L E R İ : IstanbuL Bahçekapı, Üçkardeşler Saat Ticarethanesi, Basri Tümer, Yeni Valde han, A n k a r a d a : Anafartalar, caddesi No. 25 A. I Güngenci. İzmirde : Balcılar caddesi 225 U. Fevzi KAŞLI. I TÜRK TİCARET BANKASI A. Ş. İstanbul Şubesinden: 25 ikinciteşrin 1940 tarihinden itibaren şubemiz gişeleri aşağıda ilân edildiği saatlerde açık bulunacaktır: Adî giuıler : Saat 9 14 Cumartesi günleri : » 9 11.30 Açık Eksiltme Usulile İnşaat İlânı Sıhhat ve İçlimaî Muavenet Yekâletinden: 1 Ankarada Hamam önünde yapılmakta olan Tıb Fakültesi müştemilâtmdan • 959094.95» dokuz yüz elli dokuz bin doksan dört lira doksan beş kuruş keşif bedelli doğum ve nisaiye kliniği inşaaünın ikmali açık eksiltmeye konulmuştur. 2 Eksiltme 5 birincikânun 1940 perşembe günü saat 15 te Ankarada Sıhhat ve İçtimaî Muavenet Vekâletinde teşkil olunacak hususî Komisyonca yapılacakür. 3 İsteyenler Eksiltme şartnamesi, genel ve fennî şartnameler, mukavele projesi, fiat tahlili, keşif ve hususî şartlar cetveli ve 19 parça avan proja plânlarını 47 lira 95 kuruş bedel mukabilinde Sıhhat Vekâleti İçtimaî Muavenet dairesinden alabilecekleri gibi inşaata muktazi ve bir kısmı hazır» lanmış olan tatbikat projelerini de tetkik edebilirler. 4 Muvakkat teminat miktarı «42113,80» kırk iki bin yüz on üç lira seksen kuruştur. 5 Talibler aşağıdaki vesikalan teminat makbuzlarile beraber Komisyona tevdl etmeğe mecburdurlar. A Carî seneye aid Ticaret Odaa vesikası «talibler şirket olursa 2490 sayılı kanunun üçüncü maddesinin A ve B fıkralarında yazıll vesikalan.» B 250,000 liradan aşağı olmamak üzere yapüğı bina işlerini iyi başardığına dair iş sahiblerinden alınmış vesikalar. 6 Teminat olarak nakid ve nakid mahiyetindeki evrak Komisyonca kabul edilemiyeceği için bu kabil teminat vermek isteyenlerin daha evvel Vekâlete müracaatle bunlarla alâkalı Malsandıklanna yatırmaları ve Komisyona makbuzlarını tevdi etmeleri lâzımdır. (10880) Şubeye davet Eminönü Askerlik şubesinden: Piyade teğmen Ahmed oğlu Niyazi 315 (20297), piyade albay Hüseyin Hüsnü oğlu İhsan Tahsin Aktan 297 (316 309), piyade teğmen Ali oğlu Hüsnü Yamaç 327 (47283), piyade teğmen Ahmed oglu Niyazi Yünel 315 (20297), piyade teğmen Mürsel oğlu Abdullah Yakub 333 (49441), piyade teğmen Ahmed oğlu Mehmed Said 314 Bağdad (335 38), jandarma teğmen Cemıl Aygenel 311 (2334), topçu teğmen Asım oğlu Fazıl (48414), nakliye teğmen Avni oğlu Hilmi 329 (50906), süvari teğmen Tahir oğlu Bedreddin 325 (50765), naklıye teğmen Mahmud oğlu C. Cahid 328 (44966), 8. S. ML Me. Mazhar oğUı Refik Tunay 312 İstanbul (19415), 8. S. Ml. Me. Mustafa oğlu İsmail Hakkı Akalın 30J Edirne (316 10), Tbb. Yzb. Ali oğlu Mustafa Derman 314 Humus (36446) acele şubeye müracaatleri. **• Fatih' Askerlik şubesinden: ' 1 Şimdiye kadar hiç askerlik etmemiş ve sıhhî ahvalinden gayri bir sebeble geri bırakılmış (316 335) (dahil) doğumlu (istihkâm), (muhabere), (süvari), (topçu) sınıflarma mensub erat eskere sevkedileceklerdir. 2 Şubede toplanma günü 25/11/940 pazartesi sabah saat 9 dur. 3 Mükelleflerin tayin olunan gün3e şubede hazır bulunmalan ilân olunur. **» r Beyoğlu Yabancı Askerlik şubesin • 'den: Beyoğlu ve Beşiktaş kazalan dahilinde bulunan yabancılardan 1 ikincikânun 941 tarihinde açılacak üçüncü devre gönüllü yardımcı hemşireler kursuna girmeye talib hemşirelerin bir ikamet kâğıdı, iki fotoğraf ve mekteb 1 10 cazib renk, hepsi de son Paris şehadetnamelerile şubemize müraca • modası, bunlan kutunun ortasındaki deatteri ilân olunur. likten görebilirsiniz. *** 2 Evvelce mümkün olduğu zanne\' Yerli Eminönü Askerlik şubesinden: 1 Aşağıda künyesi yazüı ere 939dilmiyen daha ince ve daha baiif Bu senesi Eminönü Askerlik meclisince pudra «Havalandırılmış» tır. çurük raporu tanzim edilmişse de bu 3 Yeni nefis bir koku, adeta Franrapor kabul edilmedieinden heyeti sıhsanın Midi havalisindeki çiçeklerin kohiyece muayenesine lüzım görülmüş tür. kusunu hissetmiş olacaksınız. Dudak açıklığı bulunan bu erin he4 Bütün gün sabit kalır. Zira terrnen şubeye gelmesi ve bilenlerin $ukibinde «Krema köpüğü» vardır. beye malumat vermesi, gelmediği tak5 Güzel «Finimat» çünkü ne rüzdirde asker kaçağı muamelesi göreceği ilân olunur. gâr ve yağmurdan, ne de fazla terleme2 Balabanağa mahallesinden Ah den kat'iyyen müteessir olmaz. med Şükrü oğlu 335 Kastamonu do6 Gayet kıymetli yeni ve zarif «Büğumlu Edib Erkan. yük Model» kutular. PUDRA YENI ÇEŞİT Afyonkarahisar Belediyesinden: Şehri «60» lira ücretle Afyon Belediyesinin Zabıta Komiserliği münhaldir. Talib olanların aşağıdaki vesikalarile birlikte 940 ikinciteşrin nihayetıne kadar Afyon Beledıye Riyasetine müracaatleri. 1 Türk olmak. 2 İyi ahlâk sahibi olmak. 3 Bulaşıcı hastalıklara müptelâ olmamak. 4 Veya vazifesini muntazam ifaya mani olabilecek bedenî ve akli arıza ve hastalıklarla malul bulunmamak. (10963) YILDIZ'ın ba sayısında: Yeni Joan Grawford Sinemanın kazandığı hakiki dansöz: İrina Baronova Dorothy Lamour'un son filmi : Singapur yolu Güzel bir çift için beş şart Son moda erkek ayakkabları Yeni bir dansın resimleri Düşes Petrovna Barbaros devrinde Venedik Hikâye : İzdivacda saadet Film hikâyesi: Kalb sızıları Roman: Elem şarkısı Resimli artist biografileri; Dert ortağı; Tablo vesaire.. 1 İstanbul Belediyesi ilânları |r Sılivri Sıfat istasyonu binasının ikmali inşaatı temdiden açık eksiltmeye konulmuştur. Keşif bedeli 999 lira 56 kuruş ve ilk temmatı 75 liradır Keşif ve şartname Zabıt ve Muamelât Mudurlüğü kaleminde görülebılir. İhale 3 12 940 salı günü saat 14 te Daimi Encümende yapılacaktır. Talıblerin ilk teminat makbuz veya mektublan, ihale tarihinden 8 gun evvel Vilâyet Nafıa Müdürlüğüne müracaatle alacakları fennî ehliyet ve 940 yılına aid Tıcaret Odası vesikalarile ihale günü muayyen saatte Daimî Encümende bulunmaları. (11127) Türk Hava Kurumu İstanbul Vilâyet Şubesinden: Kurumumuz için «60.000» tane yılbaşı tebrik kartile «60,000. tane zarf ve «3500» tane cetvel yaptırılacaktır. 25 teşrinisani 940 pazartesi günü saat 15 te eksiltmesi yapılacağından taliblerin 99 lira muvakkat teminat parasile Cağaloğlundaki şubemize müracaatleri. (11114) Her yerde 15 kuruş TÜRKİYE YAY1NEVİ Ankara caddesi No. 36 Orman Umum Müdürlüğünden: 6 Muhasebeci ve 5 Muhasib Muavini Alınacak Orman Umum Müdürlüğüne bağlı Devlet Orman İşletmelerinde «kaza veya \nlâyet merkezlerinde» çalıştmlmak üzere imtihanla 6 muhasebeci ve 5 muhasib muavini aknacaktır. 1 Taliblerin memurin kanununun 4 üncü maddesi evsafmı haiz olmalan. 2 Askerliğini bitirmiş bulunmalan. 3 Muhasebeciler için lise veya juksek mekteb mezunu, muavinlerin de orta mekteb veya lise mezunu olmalan. 4 Müsabaka imtihanına muhasebe bilenler iştirak edecektir. 5 Musavi derecede not alanlar arasmda Yüksek İktısad ve Ticaret mektebi ve Ticaret lisesi mezunlan tercih edilecektir. 6 Muvaffak olanlar işletmelerde bir müddet staj gördükten sonra muhasebeci olarak gönderileceklerdir. 7 İmühanda muvaffak olanlara «3656. sayılı barem kanunu hükümlerl ^dairesinde muhasiblere 170 ve muhasib muavinlerine de 100 liraya kadar ücret verilecektir. 8 İmtihan 2 '12 '940 pazartesi günü saat 14.30 da Ankarada Orman Umum Müdürlüğünde ve İstanbulda Çevirge Müdürlüğünde yapılacağından taliblerin aşağıdaki vesaikle Orman Umum Müdürlüğüne müracaat etmeleri lâzımdır. A Nüfus cüzdanı ve askerlik terhis vesikası veya suretierL B Hüsnühal ilmühaberi. C Mekteb diploması veya sureti. D Varsa şimdiye kadar çalıştığı yerlerden aldığı hüsnü hîzmet vesikaa. «7844» (10976) Dinamik bir güzelliğe malikiyetinizin 6 Sebebi r Bayramiç Asliye Hukuk Mahkemesinden: Ayancığın Kuşçular köyünden olup halen İstanbul Küçükpazar No. 41 evde oturan İzzet oğlu Kâzım Yıldırıma : Davacı : Eşiniz Bayramiçin Ulucami 34 numaralı ilân Yünlü, pamuklu, keten ipliği ve her nevi mensucatta mahallesinde oturan Mehmed kızı Haliumumî olarak perakende kâr haddi toptan fiatlara nazaran azamî % 25 tir. me Yıldırım tarafından aleyhinize ikame Komisyonumuzca lüks olarak kabul ve tasdik edilen ticarethanelerde kâr olunan boşanma davasında adresinize haddi azamî % 50 olmak üzere kabul edilmiştır. (11115) gönderilen davetiye bulunamadığmızdan bilâ tebliğ iade kılınmış ve yeni adresiniz de belli olmadığından ilânen tebligat yapılmasma karar verilmistir. Mahkemenin bırakıldığı 5'12'1940 perşembe günü saat 10 da Bavramiç Asliye Hukuk mahkemesinde dava olunan sıfatıle hazır bulunmanız aksi halde gıvabımzda mahkemeye devam olunacağı 1 Bolu Karacasu deposunda istifte mevcud 810 aded muadili 543 238 M.3 davetiye makamına kaim olmak üzere koknar tomruğu açık arttırma ile satılacaktır. ilânen tebliğ olunur. (614) 2 Tomruklarm ayrıca baş kesme payları mevcud ve kabukları soyulmuş olup hacim kabuksuz orta kutur üzerinden hesablanmıştır. 3 Tomruklara aid satış şartnamesi Ankara Orman Umum Müdürlüğünde, İstanbul. Ankara, Bolu Çevirge Müdürlüklerinde ve Boluda Devlet Orman İ ş letmesi Revir Âmirliğinde görulebilir. 4 Tomrukların beher metre mikâbınm muhammen bedeli 11 lira 56 I AYBERK kuruştur. • Haydarpaşa Nümune hastanesi 5 İsteklilerin % 7.5 muvakkat teminatla 3 '12 '940 salı günü saat 15 te I göz mütehassısı Boludaki Devlet İşletmesi Revir Âmirliği binasına müracaatleri. (11107) • İstanbul Belediyesi karşısında 3 ten sonra. Tel: 23212 Fiat Murakabe Komisyonundati: Satılık Köknar Tomruğu Devlet Orman İşletmesi Bolu Revir Amirliğinden: İNURi FEHMi DIŞ HEKlMt f Göz HekimİJ ÜROLOG OPERATÖR ProL Dr. Hafız Cemal LOKMAN HEKİM DAHİLİYE MÜTEHASSISI Divanyolu 104 Muayene saatleri: 25 • 6. Tel: 22398 Sahib ve Başmuharriri: müdürü: YUMJS NADİ Bahaeddin Lutfi Varnalı Böbrek, Mesane, İdrar ve Tenasül yollan hastalıklan mütehassısı Beyoğlu İş Bankası karşısı Emir1 nevruz sokak 10 Pananiya Aprt. No. 2. Telefon: 42203. Umumî neşriyati idare eden Yazt işlen HİKMET MÜNİF ÜLGEN Cumhuriyet Matbaası Tektaş Pırlanta 12 krat nadide bir tektaş pırlanta Sandal Bedesteninde teşhır edilrnektedir. 28 ikinciteşrin perşembe günü saat 14 te satılacaktır. 12 Krat İstanbul Defterdarlığı Nerkez Tahsil Şefliğinden: Galata Kalafat yeri 10 numaralı yerde 400 aded çini taş 22 11 940 cuma günü saat onda mahalli mezkurda satılacağından talib olanlann mahallinde bulunmalan. (11034) Ratib Türkoğlu , Sirkeci Viyana oteli sırasında ' 26 No. da ikinci kat. löğleden sonra saat 14 ten 20 ye kadar İstanbul İnhisarlar Başmüdürlüğünden: Hükmü teşrinisani 940 sonunda bitecek olan müskirat ruhsat tezkerelerini yenilemek isteyenlerin 25 11'940 tarihinden 5 12 940 günü akşamına kadar kunturatlarile birlikte Başmüdürlüğe müracaat etmeleri ilân olunur. (11068) o, şurada, gözleri kapalı dururken, yüzunü istediğim gibi seyredebibyorum ve bunu yaparken bile, hırsızhk edıyormuşum gibi geliyor. Bu çehre biraz koşelı ve henuz natamam; üzerınde, çocuKİuk çizğileri. kadınlık çizğilerile. pek cazib bir şekilde birbirine karışıyor. Sıısamış gibi yarı aralık dudakları hafif hafif nefes alırken, bu cuz'î gayret Yazan: Stefan Ztveig Türkçeye çeviren: Hamdi Varoğlu bile, ufacık göğsünü şışirip yükseltiyor, çehreyi yorgun gösterıyor. Hdstaları, bu vaziyette bulundukları sı en haşarı hayvanı durdurabilen kendi ettı. Yavaş yavaş yaklaştım. Gözlerinin rada. bütün korkuları geçmi»kpn, bir sağlam, sert, adaleli ellerimden adeta Sanki vücudünü çıplak görmüşüm Lâkin, arkasmdan gelip bırdenbire altındaki gölğeler, şakaklarmdaki mavi çiçeğe kelebek konar gibi. dudaklarında utandım. Gozlerim, gayriihtiyarî, za gibi. asabî bir hareketle örtüyü dizlegörunürsem korkması ihtimali vardı. O damarlar, burun kanadlarmın şeffaf kı bozan bir tebessüm, kendılerinin olma vallı kızın sivri diz kapaklarını, köse rine çekti, kaşlarını çatarak: içinde nun için, karşıdan doğru yanma gel zıllığı, şimdi bir mermer beyazıığı arze van ve uyandıklan zaman uçup gıden leden, yahud çelıkten aletler Ne sersemlik! Ne sersemlikî dedi mek üzere, taraçamn kenarından yurü den cildin, haricî tesirler karşısında na bır tebessüm dolaşacak kadar. hasta mahpus ve dermansız bacaklarını giz İçim geçmış galiba. dum. İhtiyatla ilerlediğim sırada, genc «ıl ince bir zar teşkil ettiğını goste lıkıarını tamamen unuttukları sırada liyen örtüye gıtti. Gevşek mafsalların Burun kanadları titremeğe başlamışyerini tutan o zalim ve mel'un takma tı. Bu alâmeti artık öğrenmiştim. Sonkızın uykuda olduğunu gördürn. Nahif rıyordu. «Sinirler, cildin sathına bu ka gozetlemek ne güzel sey. vücudünü itina ile sarıp sarmalamış dar yakın olunca insan kim bilir ne «Hastalann, sakatların, kaderin dar bacak tertibatını düsününce ürperdım ra, meydan okurcasına yüzüme baktı. lar, dizlerine yumuşak bir örtü örtmüş kadar hassas olur, diye düşündüm! Bcy besini yemiş bütün insanlarm, hiç ol ve bu ürperti, bütün vücudümü, tepe Beni niçin derhal uyandırmadı lerdi. Kızıla çalan sarışm saçlarile çev le bir hava perısi vucudıle, toprağa bu mazsa uykularında, vücudlerinin şek den tırnağa kadar öyle dolaştı ki, zan nız? dedi. İnsan uyurken gözetlenmez rili beyzî, genc yüzü, hafifce yana eğik, kadar zalimane bir şekilde bağlanıp ka lıni unutmaları, rüyada kendilerini nederim mahmuzlanm birbirine çarp Yakışık almaz, bu. Uyurken, adam bibeyaz bir yastığa dayalı idi. Guruba lmca. insan kim bilir ne kadar ıstırab normal yapılı görmeleri. ıztırab çeken tı. Bu belli belirsiz, ufacık güniltü bile, çimsiz olur. 1 yaklaşan güneş, bu çehreye, bir altın çeker! Zavallı mahpus çocuk » mahlukun, kendisini kahreden uğur genc kızın hafif uykusunu bozmuş giOnu öfkelendirdiğim için üzgün, göniit;maı veriyordu. Genc kızın felâketini düşünür düşün suzluktan, o sırada kurtulabilmesi ne biydi. Henüz gözlerini açmamıştı, fa lunü almağa çalışarak, tatsız bir lâtife kat elleri uyanmağa başlamıştı. Bu elile sıyrılmağa çaiıştım: Gayriihtiyarî durdum ve bu vaziyetten raez bütün vücudümü kaplayan o iç mutlu» diye düşündüm! istifade ederek. uyuyan kızı, bir tablo coşkunluğunu, hem yıpratan hem heyeFakat beni en fazla müteessir eden ler. birbirinden ayrıldı, kımıldandı vs Uyanıkken biçimsiz olmaktansa, gibi seyretmek istedim. Hakikaten, o can veren o acı merhamet dalgasını bir şey, örtünün üstünde, birleşmiş duran sanki parmakiar, uyanıp esner gibi. uykuda biçimsiz olmak evlâdır, dedim. güne kadar, Edit'in çehre hatiarını iyi kere daha hissettim. Kolunu okşanak. elleri oldu. Damarlı. uzun ve ince, ufak gerildi. Sonra, kirpikler, tereddüdle aFakat o, koîtuğun yanlarma iki elıle den iyiye görmek fırsatını bulamamış ona doğru eğilmek, uyanıp beni tanı ve sivri parmakh, bir parça morarmış çıldı ve gözler, hayretle, etrafa ba abanarak yermde doğrulmuştu. Kaşlatım. Zira. çabuk müteessir olan her in yınca dudaklarında açılacak tebessümü tırnaklı eller, ince, uzun. belki ancak kındı. rının çizgisi daha derinleşti ve dudaksan gibi. tarassud edilmckten hoşlan gbrmek için delice bir arzuya kapıl ufacık hayvanları, güvercinleri, yahud Birdenbire beni tanıdılar ve sabitleş larmdaki manidar titreme başladı. Bamıyordu. Lâkırdı arasında, yüzüne tesa dım. Onu düşündüğüm, yahud yüzüne ufak köpekleri okşayacak kadar kuv tiler. Gdrme duygusile şuur arasında kıçları daha sertleşmişti. düfen bile bakılsa kaşlarının, sabırsızlık baktığım zaman, daima merhametle ka vetlı, fakat en ufak eşyayı tutabilmek henüz temas teessüs etmemişti. Genc Dün niçin gelmediniz? alâmeti olan o küçük çizğisi derhal rışık olarak duyduğum muhabbet. gene ten âciz eller. «Bu kadar müdafaasız kız. bir ürperti geçirdi. Şimdi artık taBu sual o kadar anî olmuştu ki, dermeydana çıkar, bakışlan sertleşir, du >ureğimi doldurdu. Fakat, onu kendi bır insan, ıztıraba karşı kendisini na mamen uyanmış ve beni tanımıstı. hal cevab veremedim. Genc kız, bir endaklarına sinirülik gelir, yüzü bir an kendinden, haşin hakikatten uzaklas sıl korur?* diye düşündüm ve müte Kalbden doğru bir hamlede yükselen çizisyoncu tavrıle devam etti: bile hareketsiz durmazdı. Ancak şimdi, tıran bu uykuyu bozmak istemedim. essir oldum. Ve, dızginleri bir çekişte, kanı, kıpkırmızı, yanaklarma hücum Bizı beklettığinize göre bususî bir l'akat, boyle uzun zaman durup manzarayı seyredemezdim. Çunkü, taraçaya gelmiştım ve hastayı selâmlamağa hazırlanmak lâzımdı. Önce., onu goremedim. Oturduğu hasır koltuğun geniş arkalığı bana donük olduğu için, genc kızm vücudune tamamen siper oluyor, onu,, alacalı bir böcek kabuğuna girmiş gıbı gösteriyordu. Ancak, koltuğun yanı başında, ustü kıtab dolu masayı ve kapağı açık gramofonu göriınce. Edifin bakıkaten orada olduğunu anladım. sebeb olsa gerek. Aksi takdirde, hiç olmazsa telefon ederdiniz. Ne budalaymışım! Asıl bu sualin sorıüacağım düşünüp ona göre hazırlanmdlıydım. Cevab yerine, bir mazeret kekeledim. Atlarm muayenesüe msşgul olduğumuzu, saat beşte kış'adan ayrılmak ümidinde iken, albayın bize yeni bir at göstermek istediğini söy ledim. Sert bakışı bir lâhza yüzümden ayrılmıyordu. Ben söyledikçe onun şüplıesi ve huşuneti artıyordu. Parmaklannın, koltuğa dayalı oldukları yer de titrediğini görüyordum. Nihayet, soğuk ve sert bir eda ile: Ya! dedi Peki bu hazin muayene hikâyesi nasıl bıtti? Albay, hayvanı satvn oldı mı, almadı mı? Tehlikeli bir çıkmaza girdiğimi hissetlim. O, sanki mafsallarındaki bir rutukluğu gıdermek istercesine, eldivenini masaya, bir defa, iki defa, üç defa vurdu. Sonra öfkeyle haykırdı: Bu budalaca yalanlar artık yeter! Bu söylediklerinizin bir kelimcsi bile doğru değil. Bu saçma sapan şeyleri bam söylemeğe nasıl cesaret edıyorsunuz? Eldiven, masaya, gitgide daha hızlı çarpıyordu. Nihayet Edit, eldıveni yere attı. Bu sözlerin bir kelimesi bile doğru değil, diyorum size! Bir kelirnesi bile! Maneje gitmediniz, muayene işi yoktu. Daha saat dört buçukta kahvtMc. ıiinız: hayvanltmn talim gördüğü yer orası değildir zannederim. Bana masal okum.ıyın! Bizim şoför sizi saat altıda, tesadufen görmüş, hâlâ kâğıd oynamakla rneşgulmüşsünüz. Kelimeler hâlâ boğazımda takılı duruyordu. O, devam etti: Hem, ne diye çekinecekmişim? Sız bana hakıkati soylemiyorsunuz diye, sızinle saklambaç mı oynamam lâzım? Benim, doğruyu söylemekten korkum yok. Binaenaleyh, haberiniz oısun diye söylüyorum, şoförün sizi kahvede gör mesi kat'iyyen tesadüf eseri değil. Başınıza bir şey mi geldi diye tahkik etraesi için onu size ben gönderdim. Belki hasta olmuşsunuzdur, yahud bir kazaya uğramışsınızdır diye düşünüyordum. Çunkü telefon bile etmemistmiz. İsterseniz bana sinirli deyin... Ben, beklctilmeğe tahammül edemem... Buna tahammülüm yoktur!.. Şoföre, kışladan, sizin kahvede, r a hat rahat kâğıd oynamakla meşaui olduğunuzu söylemişler. Ben de bdiru: ü zerine, İlona'yı. malumat almağa, bıze karşı neden dolayı bu şekilde harekt ettiğinizi öğrenmeye gönderdim... Yoksa, evvelki gun sizi gücendırdım mi?.. Bihyorum, bazan, farkında olmadan öfkeleniyorum... Görüyorsunuzya... Ben b'nu •îize itiraf etmekten utanıyorum.. Halbuki siz bana deminki gibi yalan.ar söylüyorsunuz!.. Dostlar arasında yalan söylemenin ne kadar acıklı, ne kadar küçük bir ış olduğunu, kendimı de hıssetnıiyor musunuz? [Arkası var]

Bu sayıdan diğer sayfalar: