7 Aralık 1940 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

7 Aralık 1940 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHUR1YET Obür dünyadan: 7 Işık mışık kalmadı hiç yattığım şu dar yerde Çünkü oyun bitti artık, iniverdi son perde. Şeiıir 7 Birincîkânun 1940 TARIH TETKİKLERİ I rfî idare, şiddet ve korkutma demektir. Nitekim Yurd bilgisi kitabları da, örfî idareEledim de unumu ben işte astım eleği den bahsederken şöyle yazar: Gördüm nedir Tanrımızın şeytanı ve mesleği «Örfî idare, korku ve dehşete müstenid ve ciheti askeriye tarafından ifa İçim bile kızamıyor beni yiyen şu kurda Fuzuli'nin bir rini «Leylâ» nin olunur bir idaredir.» Yazan: alev parçasına benOsraanlı Saltanatı idaresinde, hayatıismi geçtikçe daiAğır, ağır çürüyorum gömüldüğüm çukurda ziyen ismi Beyoğma hatırlarım: cSi mız, hemen hemen hep örfî idare içinlu sinemalarının yehfâm ve zaif ül de geçmiştir. Sultan Hanıid devri. bilDünden beni ayırıyor şimdi kalın bir duvar kapılarmda beda bassa İstanbulda, resmen ilân erülmeendâm»!.. va bir reklâm ışığına döndü! Mısır ları birleştirmek de güç, ayırd etmek Ne Cahidin makalesi, ne Hitlerin nutku var! Bu asrın başlannda ölen Arab müel mis olmasına rağmen, en şiddetli biı da yapılmış bir filmin arabca sözlerini de güç. lifıerinden (Ebü 1 Berekât Ahmed il örfî idarenin daimi tazjikını yaşatmışİstanbulda türkçeye dönderip ötcsine Efsane ile karışık hakikatteki «LeyBilmiyorum, nasıl hayır işledim ki Yaradan Cevherî) nin mehaz göstermediği için tır. Gazeteler sansüre tâbidi; ramazan berisine şiir diye «Ültramodernizm» in lâ» ile «Mecnun» Arab ama, edebiyattaki ne derece doğru olabileceğini kestircme geceieri haricinde, yatsı namazından Başçığımı halâs etti radyo denen belâdan! Hava Kurumu İstanbul şubesi, son en son seslerini katmışlar (1) ve sonra «Leylâ ve Mecnun» hem Arab, hem Asonra sokağa çıkmak yasaktı; birçok diğim çok tuhaf bir rivayeti var: Eğer bu kongre mukarreratının saflıa safha tat bu dönme ve dönderme işinin içine bi cem, hem Türk... İran şairleri Arabın kimseler hafiyelerin verdikleri jurnalrivayete inanmak lâzım gelirse, o «SiyehBir sırada görüyorum sarayı ve mezarı bikına geçmiştir. Kurumun bütün şu zim ateşten Fuzuli'nin o alevdeıı is Leylâsıru bir Acem minyatürüne benzetlar üzerine mevhum ve uydurma cütikleri gibi, bizimkiler de belki farkında fâm ve zaif ül endâm» âfet, Arab rümlerle maznun olarak Taşkışladaki beleri, kendi mıntakalan dahilinde aslî mini atmışlar. Pazarola Hasan Beyi, Napolyonu, Sezarı! çöllerinin azgın ve kızgın bir dişisinden meşhur Reşid Paşa divanıharbine verive yardımcı aza kaydına devam et Bizde henüz heveslisi bile çıkmaır.ış bile olmadan türkleştirivermişler. İşte bu mektedirler. yüzden Türk Leylâsı Arab ve Acem başka bir şey değilmiş! Mecnun'un aşkı lir, aylarca orada tazyik ve muhakebir ilim var: Mukayeseli edebiyat. Ne evim var, ne barkım var, ne koyunum, ne atım Merkez şubesi tle, ihracat ve ithalât yeniyepyeni ilmin çeşnisine bakmak isti Leylâlarına, Arab ve Acem Mecnunları na bakmıyarak ilkönce (İbn Selâm) is me edilirlerdi. Beraet edenler enderdi; Bu birlikleri vasıtasile bu birliklere dabi] yecek bir Türk için «Leylâ ve Mecnun» run sevgiliieri de Türk Leylâsına pek mi nde çirkın ve zengin bir herife ,on bu bahtiyarlığa nail olanlar da, «Gerçi Aman nasıl rahatım ben, aman nasıl rahatım! tüccarların seve seve yaptıkları teberru temi kadar cazib mevzu olamaz. Ümidle uymuyor. Bu uygunsuzluğa yalnız tip dan sonra o herifin (Nevfel) ismindeki cürmünüz sabit olmamışsa da kalbi hücengâver rakibine ve en nihayet de Mec mayuna gıllügıs ânz olduğundan filân ve taahhüdleri tespit etmektedir. Ben ki bir şey duyamazdım yeryüzünde ehlinden başlayıp hicranla geçtikten sonra ölümle lerde değil, demin dediğim gibi mevzununa varrruş! Fakat bu üç kocasının her yerde ikamete memur edildiniz» şekBu cümleden olarak madenî eşya it bıten plâtonik aşkı garb edebiyatında un motiflerinde de tesadüf edüir. Ve durmadan bunahrdım âlimlerin cehlinden! halât birliğile manifatura birlikleri haEğer muhtelif milletler arasında müş üçüne de birbirlerile ihanet etmiş ve linde karakuşî hükümlerle sürgün edi* nasıl «Tristan et İseult» ve •Romeo and hattâ Mecnun'un en samimî arkadaşı lirlerdi. rekete geçmiş ve bir kaç gün içinde 65 Juliet» temsil ederse, şark edebiyatında terek edebî mevzuların bu gibi noktaları Gördüm ki bu «zevâtın» çok defa en yücesi bin lira teberruda bulunmuşlardır. Meşrutiyet ilân edildikten sonra, 31 üzerinde mukayeseler yapılacak olsa, (Zeyd) le de muaşaVaya kalkışmış! ve bilhassa Arab, Acem ve Türk divan Muteber tacirlerin dahil olduğu he ayni bir temin kimbilir kaç tahavvülü Halbuki bu ısimleri taşıyan şahsiyetle mart vak'asına kadar taşkın bir hürriKendisini dev sanıyor, fakat irfan cücesi! dairelerinde de en ziyade bu «Leylâ ve yetler tarafından tahsilâta muntaza nn edebî metinlerdeki rolleri büsbütün yet devri yasadık. Fakat hareket orduMecnun. temi temsil eder. Kaç Arab, sayılabilir! Mukayeseli edebiyat âlimleri man devam olunmaktadır. Bundan başmevzular üzerinde tahlilden ziyade ter başkadır: Şiirde (İbn Selâm) Leylâyı su İstanbula girdikten sonra ilân ediHerkes gibi çektim yani yaşamanm gamım Hava Kurumu, Üniversite başta ol kaç Acem, kaç Türk şairinin «Leylâ ve kibe ehemmiyet veriyorlar: Meselâ almışsa da kız Mecnunu sevdiği için ona len örfî idare, kâh hafıf kâh şiddetli mak üzere bütün yüksek, lise ve orta Mecnun» u var: Hepsinde ayni bir tem (Georges Polti), «Les trente six situa râmolmamış, (Nevfel) Mecnuna acıyarak bir şekilde yıllarca devam etti. MebHer tarafta akar buldum faziletin damını tahsil gencleri arasında hususî bir teş etrafında türlü türlü motifler parlar. tions dramaüques» ismindeki eserınde merdâne bir ferağat göstermiş ve usan Meclisi, örfî idarenin aleybinde Meselâ (Nizamî) nin, (Hâtifi) nin, (Mekkılât yapmak üzeredir. bütün tiyatro mevzularınm otuz aitı asla (Zeyd) de çöllerdeki Mecnuna muhbir bir tek kelime bile söylemiyordu. İş biPek çok yerde mühürlüydü hele onun kapısı Üniversite Rektörü Cemil Bilselle tebi) nin acemce nüshalarile (Nevayi) irca edilebileceğinden bahsederek o sa likten başka bir şey yapmamıştır! A raz tavsadıktan sonra, muhalifler, örfi Tâ temelden çürük çünkü insanlığın yapisı! teşkilâta verilecek şekil üzerinde te nin, (Hamdullah Hamdi) nin, (Fuzulî) hada bütün ihtimallerin ancak bu kadar caba Leylâ (Cevherî) nin dediği kadar idarenin ne zaman kaldmlacağım sormasa geçilmiştir. Semt semt kurulan nin ve sairenin türkçe eserleri karşılaş olabileceğini söylüyor; fakat mületlerle şıüık mıydı? Orasını Allah bilir ama, mak cesarctini gösterdikleri zaman. Mahtalebe dernekleri bu günlerde faaliyet tırılsa, mukayeseli edebiyata doğru ne müellifler arasmdaki motif fark$rı heBu gün işte ne samanlık, ne de çayır, ekin var herhalde Mecnun kadar nezih olmadığı, mud Şevket Paşa merhıım, mahmuzlalerine başlıyacaklardır. mühim bir adım atılmış olur! Yalnız sab edilecek olsa, ayni bir mevzudan nnı şakırdatarak sert bir sesle: Onu, aşkında maddî ve manevî duyguların Parit filân bitti artık, ne Berlin, ne Pekin var! Genclerimizin teberru edecekleri pa Türk «Leylâ ve Mecnun» ları arasında belki otuz altı rivayet çıkmış olduğu an bırbirine karıştığı edebiyata akseden biz ilân ettik; istediğimiz zaman biz kalra ile bir tayyare satın alınacak ve bu tespit edilebilecek tahassüs ve tahayyül laşılabileceğinden bahis bile etmiyor! şairane gölgesinden bile belli oluyor: dırınz; siz karışamazsuıız; deyip gcçerGelip burda gördüm fakat nece keskin zâlimi tayyareye (Kültür) adı verüecektir. Bu farkları bile Türk âleminde neden doMeselâ gene «Leylâ ve Mecnun» u ele Meselâ Fuzulî nüshasmda Leylâ, Mec di. Nihayet örfî idare kaldırıldı, fakat ayyare için gönderilecek paraların layı en fazla Fuzulî nüshasının yer tutçok geçmeden ayaklanmalar, isyanlar. Peygamberl, feylesofu, şâiri ve âlimi alırsak, milletten millete değişen tipîe nunu bir çölde arayıp bulduğu zaman, başka hesablara karıştırılmaması ka tuğunu izah için bize çok kıymetli esasihtilâller, barbler jüzünden tekrar korin şairden şaire de az çok değiştiğini ona o kara kuru vücudunu ikram etmek rarlaşmıştır. Resmî dairelerle malî mü lar temin edebilir. nuldu ve senelerce devam etti. Azametin tepetînden hepsi nasıl inmişler görurüz; her şairin Mecnunu kendisi, istiyor: esseselerin hesab pusulalanna Hava Eski örfi idarelerin haklı haksız şidLeylâsı da kendi sevgüisi.. Arabın, Acemin, Tiirkün hem bir, hem Curumu için hususî pul yapıştırılması Hepsi nasıl bir deliğe, büzülmüsler, sinmisler! detleri, bu idareye karşı pek tabiî olaBu muhayyel tiplerle efsaneyi doğuGör devleti vaslvmı ganimet esasında alâkadarlarla mutabık kslın birbirinden ayrı birer «Leylâ» ları var; rak halkta, en hafîf tabirile soğukluk .Mecnun» tipinin birliğinde de böyle bir ıan hakikatteki tipler arasında hemen Cel yanıma itme fevti ftrset mıstır. Dinmif gibi görünüyor fakat gene her sızı ' ve tevahhuş uyandırmışrı. Hava Kurumuna yeni teberrular teslis göze çarpar: Netice olarak «Ley hiç bir münasebet bulamazsınız: An'aneFakat Mecnun kabul etmiyor: Millî hayatımızda ilk defa olarak şu Dümdüz etmiş çünkü toprak, polisi v« hırsızı! Hava Kurumumuza teberruat devam lâ» da üç, «Mecnun» da üç.. Yalnız bun ye göre • Mecnun» lâkabı, Arab »airleson örfî idaredir ki halk tarafından rinden (KaysülAmirî) ye sevgilisi Namusunu sakla her halelden etmektedir. Yeniden para veren hamimemnuniyet, hatta sevgi ile karşılanAyni masal Mussolini, ayni masal Artemis (1) Meselâ Mecnun'u Leylâ'nın has (Leylâ bint Sa'd) in taktığı alaylı bir yetli vatandaşların isimlerini neşredi Diyor. Leylâ bu cevabı aldıktan sonra mıştır. Ücüncü iş yıhnın başlaması müretile şöyle bağırtmışlar: «Yâra tel çe lâkabdan başka bir şey değil! Hicretin yoruz: Belediye yok da fakat, her tarafım tertemiz! evine dönüyor ve işte bu maddî ve ma nasebetile İstanbul matbuatı tarafından kem dedim Tel derdi iletmiyor 65 (M. 684) tarihinde öldüğünden bahNuri Topbaş 1250, Perahya Karyo nevî hicran halitasına dayanamadığı için Vali ve Belediye reisimiz Lutfi Kırda1000, Victor Benarditti 625, Mihal Ni Yollar kapah kardan Turna gelmez sedilen (Kays) için (Hazreti Hasan) ın ölüp gidiyor. nn şerefine verilen ziyafette, ÖrR İdaIşittiğim şeyler ancak gecelerin nefesi kolaidi 500. Refael Eli ve ortakları 350, diyardan!» An'aneye göre Hicreün, sütkardeşi diyenler bile var. Mecnun'un re komutanı Korgeneral Ali Rıza ArBütün bu efsanelerin eğer bir aslı varYaylaların gür rüzgârı, enginlerin hür sesi! Varan Yerganyan 300, Sadık Çizmeci birinci asnnda yaşjyan Mecnun, de Leylâ için söylediği şiirler Arab liriztunkala: mek Leylâ'ya «Emevî telgrafhanesi» n minin en kıymetli parçalarından sayılır: sa, acaba hangi rivayet hakikate daha \e oğullan 200. Ossdor Giritlivan 200, Generalim, dedim, eski örfî idareAndon Uğurluoğlu 125, Niko Tomaidis den müstacel bir hasret «telgraf» ı çek Hattâ bizim (Ziya Paşa) bile bunların yakın: (Nizamî) nin, (Nevayî) nin, (Fu lerden de, kumandanlanndan da herBen ki bıkmış usanmıştım, filân veya falandan zulî) nin dediği gibi Mecnun hakikaten 100. Nubar Kaynak ve Kamparosyan meyi düşünmüş ve «Benî Amir» kabî bazılarını pek beğenip «Harâbât» ına kes körkardı amma onları kimse sevmezDinlediğim hezeyandan, söylediğim yalandan 50, Halim Budak 50, Eyüb Sabri Berk lesinin dolaştığı Bağdad'la Basra ara almış. «Leylâ» ya gelince, Arab an'ane Leylânın hayalini görmek için mi çöllere di. Sizin büyük bir mazhariyctiniı var. diiştü, yoksa (Cevherî) nin dediği gibi sıııdaki kızğın çöllerde karlar muvasa sinin o kara kuru mahlukunu begene25, Yani Cinoğlu 15. İlk istenen ve sevilen örfî idarenin seBaşka nerde bulacağım böyle sâkit vatanı layı kesip yolları kapamış! İlân edilen bilmek için her manasile Mecnun olmalı: hakikati görmemek için mi başını alıp vimli komutanı oluyorsunuz. kaçü?... ADUYEDE iddiâya göre, demek «Fuzulî'nin ruh ve «Lugat ı Tarihiyye ve Coğrafiyye» saGüzide general su güzel cevabı verdi: Ne Sabahı görüyorum, ne Akşami, ne Tanı! felsefesi işte böyle «muhafaza» edilmış! hibi Ahmed Rifat'm şu mustalah tabirletsmaıi Hami DANİŞMEND Bu mazhariyet. bana değil; CumBir hırsız yakalandı huriyet rejimine aiddir. Lâkin bilmem şu seadet bana daim yeter mi Piyalede ve Küçükpazarda bazı evlcHakikat, hiç bir örfî idare, bu defnki Kazanc vergilerinin ikinci Takdire şayan bir Üniversitenin münhal re girerek bir hayli eşya çalmaktan Yoksa yerin iç tarafı, dışından da beter mi? gibi halk tarafından benimsenmiş, iszan altında olan Şükrü adlı biri, bir taksiti vazifesinaslık kürsüleri tenmis ve sevilmiş değildir. Çünkü, gamüddettir aranıyordu. Kendisi, İstanbul FAZ1L AHMED AYKAÇ Bu ay kazanc ve seyyar kazanc verÜniversitede münhal bulunan pro yesi şiddet ve tedhiş değil; sade*» memBelediye Sıhhat müdürlüğü dünkü asliye ceza mahkemesinde bakılan çuval sayımızda'1WJöğru""degırmi?» sütunun gilerinin ikinci taksit ayıdır. Gerçi va fesörlüklerin doldurulması için Maarif lele'fi ve milleti korumaktır. Hedefi, hırsızhğı mevzulu eski bir davasında da çıkan «Hileli sabunlar» yazısı ü tanda{larımız vergi borclarını cezasız Vekâleti ile bazı ecnebi profesörler ara halkı tazyik değil; millî müdafaa bahazır bulunmak üzere adliyeye gelmiş ve zerine bize şu şekilde izahatta bulun ödemek üzere daha şimdiden Maliye sında muhaberelere devam olunmakta kımından yurdun emniyetini tenıindir. mahkeme sofasında sivil memurlar ta muştur: «Sabunlar ötedenberi pişiri şubelerine müracaatle vergilerini öde dır. Bu arada bazı İngiliz profesörleri Gazeteciler, o gece generale sordular: rafından teşhis edilmiştir. Derhal yaka lerek veya pişirilmeden iki cins olarak mekte oldukları öğrenilmişse de bütün i!e de temaslar yapılmaktadır. Bundan « Biz yanlarımızda, örfî idarenin lanan Şükrü, Piyale ve Küçükpazardaki vücude getirilmektedir ve bu iki cin vatandaşların ayın son günlerine kalıp başka, hizmet müddetini dolduran ehli gayelerine azamt derecede faydalı olhırsızlıklara aid tahkikat dosyalarile sin vasfım bildirir damgaların sabun b.dihama sebebiyet vermemeleri için yetli doçentlerin de profesörlüğe terfii mak Isteyornz. Bu hususta bize talimat beraber Sultanahmed birinci sulh ceza ların üzerine vurulması vermer misiniz?» mecburidir. şımdiden şubelerine müracaatle borc için tetkiklere başlanmıştır. mahkemesine gönderilmiş, ve hakkında Bazılan bu damgalan vurmaya lüzum larını vaktinde ödemeleri kendileri için Muhterem general büyük bir nezaDört metreden düstü tevkif müzekkeresi kesilmiştir. ket ve tevazula şu cevabı verdi: görmiyerek halkı aldatmaya cür'et et bir kolaylık olur. Beşiktaşta Okçuali mahallesinde o Memlektin selâmetine ve emniyetiklerinden sade satış yerlerüıde degil, Almanyaya ve ttalyaya taze Kurşun hırsızı turan Receb Güleryüz, evinin bahçe tine aid icablan takdirde, hepimiz müimalâthanelerde de tetkikler yapılmakEvvelki gece, Fatihte Kurşunlu medresindeki duvarı tamir ederken muvaze savi vaziyetteyiz. Türk gazeteciliği nıembalık sevkiyatı ta, sabunlar musadere ve hilekârlar senin damma çıkıp kubbe kurşur.larını tecziye olunmaktadır.» Almanya ve İtalyaya frigorifik va nesini kaybederek 4 metre yükseklik leketin resid bir kuvveti olduğunu issöken Şerif isminde biri bekçi tarafından Neşriyatımıza lâyık olduğu alâkayı gonlarla balık nakliyatı için İstanbul ba ten düşmüş, muhtelif yerlerinden ağıt pat efaniştir. Türkiye Cumhuriyetinde, görülmüş, damdan indirilerek kaıako'.a matbuata sansür koymak gibi bir tedgösteren Sıhhat müdürlüğüne teşek îıkçılarmın Bulgaristana gönderdiği mü ca yaralanmıştır. götürülmüştür. Şerif, İstanbul dördüncü bir düşünülemez. Çünkü yalnız santehassıslar dün avdet etmiştir. Oğrenkür ederiz. asliye ceza mahkemesinde dün akşam diğimize göre, Bulgaristanda yapılan gö Biraz ciddî ve samimî olalım sürsüz ve hür matbuat, memlekete hiztevkif edilmiştir. rüşmelerde mutabakat hasıl olmuştur. Müessesemizce isim ve muvazzah ad met \azlfesinl faydalı bir şekilde yapaİstanbuldan Bulgaristana büyük mo resleri tespit edilen vatandaşlarımızın billr.. Baronun içtimaı Cumhuriyetin ve Teşkilân Esasiye törler ile taze balık sevkolunacak ve bir çok müracaatlerinden, bazı esnaün İstanbul Barosu umumî heyetinin bu görüşlerini tenkid Haber aldığımıza kannnumuzun ana prensiplerine bu kaettiğimiz muhalifini, gün saat on dörtte yapılması mukarrer Galatasaray lisesi talebesi Ortaköy Bulgar limanlarına gelecek İtalyan ve ÇAPA MARKA müstahzaratı bula göre birkaç gün sonyani Ziya Gökalpı, içtimaında, reis intihabından baska, şubesindeki arkadaşlarile birlikte kah Alman frigorifik vagonlarına aktarma mıyoruz diyerek mukallid markalarla dar hürmetkâr ve gayesi sadece yurra Üniversitede, hadu korumak olan bir örfi idare nasıl her şeyden önce şu müddetleri biten idare meclisi azalarm raman askerlerimize kış hediyesi olmak yapılacaktır. zırlanan bir meslekhalkı izrar ettikleri anlaşılmaktadır. istenmez ve nasıl sevilmez? Aksi düsatırlarla takdir ey dan bir kısmmın yerine seçim yapılması üzere aralarmda 475 takım eşya ve ay Balıkcılar cemiyeti bu vesile ile dün taşlar toplantısmda, Piyasamızda her nevi ÇAPA MARKA şüncede olanlar varsa, bunlar, örfî şeledi: «Ziya Gökalpı, da ruznameye dahildir. Bundan başka, rıca 1744 lira doksan kuruş toplıyarak ilk toriği tutacak olan balıkcıya yüz bundan on sene evmüstahzaratının mebzulen mevcud oldu kilde idare edilmeğe mustahak bululira ikramiye vadetmiştir.. bu büyük kalbi ve zekâyı seven biz adlıye işlerinde icrası temenni o'unan Şisli Halkevine teslim etmişlerdir. vel ölmüş bir felsefe profesörünün oğunu gördüğümüz lüzum üzerine tav nanlardır. Dün ÇekoSlovakyaya iki vagon ve Hamiyetli yavrularımızın bu yurdnuncu ölüm yıldönümü hatırlanacak, ler isteyoruz ki onun büyüklüğü sa bazı ıslahata dair baroda teşkil edilen Şu notu ilâve etmekten kendimi alazihan ilân ediyoruz. başta Dr. Adnan, Prof. Mustafa Şekib de millî tarihte bir mevki Işgal et komisyonun hazırladığı rapor da okuna sever hareketlerini hararetle takdir e Yunanistana da ehemmiyetli bir parti tıızsuz balık sevkolunmuştur. Beşiktaş Çapa Marka nuyorum: Tunc olduğu halde şubenin bir kısım mekle kalmasm, belki millî hayatın hu caktır. deriz. Muhterem generalin sansüre ve matprofesör ve doçentleri tarafından söz dudlarmı aşarak beşeriyetin müşterek Sabahat. dedi, bu işteki sır düğü buata aid olan sözlerini, maîı olsun...» Doktrin, görüş ve temaAhmed Remzi, uzunboylu, geniş o <•=. SÖylenecektir. hikfiye « Ben Türk matbuatını yakın dan münü bir türlü çözemedim. Fabrika yül hususlarında kendisine muhalif olan muzlu, enerjik yüzlü bir gencdi. Büyük Bu profesör kimdir? mütefekkir için bu neviden bir haleti çortb ve fanilâ fabrikalarından birini nin başmdan ayrılmakla onun kapan takib etmekteyim. Bu matbuatta BulYazımızın başhğını teşkil eden isim ruhiye beslemek ve «nefsiemmare» yi ijletiyordu, İhtiyat zabiti olarak staja mak tehlikesine bile maruz kalacağını garistan aleyhine şiddetli hücumlar, hatbu suale cevab vermekte ise de pek yenmk yalnız Türkiyede ' değil, bey çağırıldığı zaman senelerdenberi yatahmin etmiştim. Zeynel Efendinin ta tahkirâmiz sözler görülmektedir. Ben, dar bir münevver zümresi haricinde tıelmilel tefekkür hayatmda da ender nında çalışan namuslu mektubundaki malumatın doğruluğun Türk matbuatımn Bulgaristana karşı ve emniyetli, olan bu tavrının türlü anhiç bir kimsenin bu ismi, bu ismin sa görülür bir haldir. Üniversitenin on se ayni zamanda da işinde son derace Hadiye içlâl =# dan da şüpheye düşmüştüm. Halbuki layamadım. Türk sebebini bir bize karşı hükumeti hibi olan şahsiyeti tanımadığına emi ne devammca ahlâk, içtimaiyat ve fel mahir ustabaşı Zeynel Efendiyi odasına artık gözlerimle gördüğüm için tama Korktuğuma tam manasile uğra mile kani oldum. Siparişler artmış, a daha dürüst hareket etmelidir. Çünkü nim. Halbuki Mehmed İzzet ismi, me sefe tarihi profesörlüklerinde bulunmuç davet etti: kendimi mes'ul sayarım» Hiç üzülme! dım. Ben şimdi burada züppe, şımarık mele çoğalmış. Kazanc iki mislini bul Türkiyede matbuata sansür konulmuşselâ Narmk Kemal veya Ziya Gökalp clsn Mehmed İzzet, işte böyle bir ah Azizim, dedi, burada benim yokluadları gibi halk kütleleri içinde yayıl lâkiyete sahibdi. Bütün meslektaş!?rı ve ğıunu belli etmiyeceğine itimadım var Ahmed Remzinin vazife başına gittiği kadını mı idare edeceğim, yoksa fab muş. Zeynel doğru adamdır, becerikli tur.» mış bir isim olsaydı vaziyet başka olur talebeleri, «ilmile amel etmek» husu Gerek hesab, gerek imalât meselele akşamın ertesi günü Zeynel Efendi di rikayı mı? Allah yardımcım olsun. Diyen Bulgar gazeteci dostumuzun adamdır ama, nihayet bir ustabaşıdır. du. Maamafih muayyen bir ilim mu sunda onu emsalsiz bir ahlâk kahra rinde mutlak âmir sen olacaksın. Mü i rektörlük odasında, masasma oturmayı Sonra kendi kendine teselli verdi: dikkatle okumasını rica ederim. TürkiOnun böyle geniş faaliyetlere aklı erhiti içinde kalmayı, bu muhite tesir et manı tammakta müttefiktirler. Dur bakalım. Belki iki üç günlük miyeceğini çok iyi bilirim. Adamı sı yede matbuata sansür konulmamıştır ve essese evvelâ Allaha, sonra sana ema da patronuna bir hürmetsizlik sayarak meyi kütlece malum olmağa tercih eden kenara küçük bir yazıhane getırtmış, bir hevestlr. Gelir, geçer!. net!. kıştırdım. Bütün bu inkişafm senin eğer. Bulgar muharrlrinin şikâyet ettiği Kanaatimce Mehmed İzzeti hatırlarmizaclar bulunduğu gibi cemiyetlerin İhtiyar ustsbaşı, buruşuk yüzünü te onun başma geçmiş. elini şakağına da ; Zihninden şimşek kadar süratle ça yardımınla vücude gedliğini bana iti çeşid yanlar ve bu yazilann bir mesnispeten statik zamanlannm ^çtimaî şe ken, eserlerile Türk içtimaiyatma hiz reddüdle" yere eğdi. Patron o anda Zey yamış, muvakkat bir zaman için bile kıp birden karanlıklara karışan bu fi. ıaf etmek mecburiyetinde kaldı. Bu uliyeti varsa. bundan Türkiye hükuraiti de mütefekkirin popüler olmasına met etmiş genc bir Türk âlimi tipile nel Efendinin ancak yarı yarıya çıplak clsa, deruhde ettiği ajhr işleri nasıl i kirleri Sabahatin keşfedememesi içH meti değil, sadece onlan yazanlar ıııesmesele nasıl oldu, Sabahat, sen nasıl mâni olabilir. İşte Prof. Mehmed İzzet birlikte v belki daha zivade yüksek bir beyaz saçlı başını görüyordu. Kısa bir dare edeceğini düşünsiyor, bir takım yüzünü derin bir memnuniyet maska uldürler. değiştin? Söyîe bana bakayım? için de vaziyet böyledir. Fakat o daha ahlâkiyet nümunesi olan ve nümuneleri sükuttan sonra emektar işçi mırılda plânlar kuruyordu. silç örterek: aramızda gittikçe azalan bir vatandaGenc kadm beyaz dişlerini göstereziyade kasdî olarak dar bir ilim mu Baş üstüne Hanımefendimiz.. NaEirden kapı vuruldu. Sırtmda yünlü şın ölümünü yâdedelim. İlmî ve millî nır gibi: rek hafifçe güldü: hiti içinde kahnak istemiştir. spor bir elbise, başmda küçük şık bir sıl emrederseniz! i bastırdı. Teveccühünüze çok teşekkür edeahlâk hususunda buhran gecirdiği mu Basbayağı değiştim, yavrum ŞEHIR tŞLERt Mehmed İzzet [1891 1930], Edebi hakkak olan Türk cemivetinde Meh rim, dedi, fakat beni çok ağır bir mes bere. sarı saçları parlıyarak, yeşil gozİki hafta, Zeynel Efendinin endişe diye cevab verdi. Vaktile sen bana leri fıldır fıldır, dudaklannda tatlı ve yat fakültesinde Ziya Gökalptan sonra med İzzet gibi tipleri sık sık anmak uliyetin altında bırakıyorsunuz. Şimmütemadiven işlerinden bahsettiğin Mısırçarşısının tahliyesine Türk sosyolojisini temsil eden çok kuv genclik üzerinde terbiyevî bir tesir icra diye kadar ben hep sizin irşadınızla geniş bir tebessümle Sabahat Hanım lerinin pek yersiz ve boşuna olduğunu zaman dinlemez görünürdüm, değil mi? ispat etmeğe kâfi gelmişti. Sabahat mogi'di. deruhde ettiğim vazifede muvaffak olavetli bir şahsiyet sahibi bir mütefek edecektir. devam olunuyor , O zamailar gayriihtiyarî olarak dima Bonjur Zeynel Efendi, nasılsın. delleri o kadar ince bir zevkle seçiyor. bıîdim. kirdir. Bu şahsiyetin bizce asıl dcğeri, ğımda ve kulağımda bir çok malumat Mısırçarşısmın tahliyesine tedricen Ziyaeddin FAHRİ ameleyi o derece hoş muamelelerle Türk tefekkürünü köksüzlükten kur Pekâlâ Zeynel Efendi. Eğer. halle iyipin inşalla! dedi. kaîmış. Senin yokluğunda bunlardan devam edümektedir. Çarşının bir çok İhtiyar ustabaşı hiç ümid etmediği fazla çalışmaya teşvik ediyor, ıdarî istifade ederek geçim ve refah vastta dükkânları tamamen boşaltıhnıştır. tarmakta toplanır. Şarktan ve garbdan dilmesi müşkül bir vaziyet karşısında güçlükleri öyle anî, fakat isabetli kagelen tesirler, Mehmed İzzetin düşünkalırsan bana bildirirsin. Ben bulun bir sürprizle karşılaştığı için evvelâ çaMillî Piyango bu gün Geri kalan dükkân müstecirlerine de rmz olan fabrikavı bizzat idareyi tec^ırdı. Yerinden kımıldanamadl. Sonra rarlarla ortadan kaldırıyordu ki. fsb riibe etmek istedim ve bu tecrübede bu günlerde tebligat yapılacaktır. Çarce potasında eridikten sonra Umumî duğum yerden sana direktif veririm. çekiliyor rika Ahmed Remzinin başında bulun birden ayağa kalkarak: Harbden sonraki Türkiyenin dünya teİhtiyar ustabaşıyı bu cevab da tatşıda 2 0 3 0 kadar baharatçı dükkâm de muvaffak oldum. İşte o kadar. Buyurun hanımefendimiz, dedi, duğu zamanlardan daha muntazam işfekkür kadrosu içinde gösterebileceği Millî Piyangonun 4 üncü tertib 2 nci min edememişti. Onun için bir sual Peki ama. ne için evvelce" fabrika bırakılacaktur. Ancak hâl şekline ifrağı icmeğe baslamıştı. hoj geldiniz! fikrî faaliyete güzel bir nümune oldu. çpkilişi bu gün Ankara Sergi evinde daha sormak mecburiyetinde kaldı: için lüzumlu görülen tamirat yapılın Zeynel Efertdi. müessesenin faaliyp nın lâfı açıldıkça yüzünü bumşturur, Sabahat başmdan bereslni, sırtından : 1908 senelerini takib eden, bilhassa Har saat 12.30 ilâ 1,30 arasmda çekilecektir. Ya, çok müstacel bazı işler olur=a ?oof aman, bırak şu can sıkıcı lâkır cıya kadar Çarşınm bir müddet kapelı t ne dair patronuna her iki üç günde bi Umumiyi hazırlayan içtimaî şartlar kalacağı anlaşılmaktadır. Keşide safahatı Ankara radyosile Acaba bu hususta Hanımefendinin t'ık ceketini çıkarsrak bir sandalyenin üzerine bıraktı. Duvardaki küçük ayııa bir çok sevineceği haberler veriyor, lâ dıları!» derdin?. içinde Ziya Gökalp nasıl tabiî görünür halka izah edilecektir. rini alamaz mıyım? lmar plânları O vakit mesele sırf sana taaîlük se, 1918 senelerini takib eden yıllar için Ahmed Remzi, birden durakladı, son nin önünde saçlarınl düzeltmeye ça kin bu husustaki en büyük âmile dair tek satır yazmıyor, Sabahat Hanımla if ederdi de ondan. Halbuki sen gidince Şehircilik mütehassısı Prost İstanbulun lışarak: de Mehmed İzzet öylece tabiî görünra gülmeye başladı: Matbuat Teknisyenleri imar plânlarmın ihzar ve ikmaline sürmektedir. Ayni sebebden 1918 sonrası Sabahatin fikrini almak mı? Sen Beni beklemiyordunuz değil mi birliği yaptığından kat'iyyen bahset iş başa düştü. Ya.. Ben büsbütün dönüp geldik atle çalışmaktadır. Malum olduğu üzere Türkiyesinde beklenen ileri ve şuurlu çıldırdın mı Allah aşkma Zeynel F Zeynel Efendi, dedi. beyin yokluğu ss miyordu. Birliğinin konseri Nihayet, iki ay sonunda bir hafta ten sonra da her halde yardımını esir şehrin umumî plânları evvelce hazır milliyet telâkkisile, içtimaiyatı bir Devi fendi. Karım, pekâlâ bilirsin ki, sade nasmda siz ona vekâlet edeceksiniz bilMatbuat Teknisyenler Birliğinden: lanmıştı. Şimdi mütehassıs bunların dünyevî şeriat makamına çıkaran doggiyinip süslenmek, gezip tozmaktan l'.yorum, onun için zannetmeyin ki iş mezuniyetle Ahmed Remzi İstanbula gemezsin değil mi? Birliğimiz adına 7/12,940 cumartesi başka şeyle alâkadar değildir. GÜTOI lerinize karışacağım. Hayır. Sırf size geldi. Tabiî Sabahat kocasının telgrafıSabahat, birden kocasının boynuna tatbikat plânlarını ikmal ile meşgulmatizme aksülâmel cereyanı ergeç ordür. Bunlardan bir kısmı ikmal edilmek taya çıkmalıydı. İşte Mehmed İzzet, bu akşamı Dağcıhk Kulübünde verilecek kadındır, hoş kadındır, belki beni se yardımda buiunmak, muavinilk etmek nı aldığı andan itibaren müessesenin sarıldı: Kat'î vaidde bulunamam ama, de üzeredir. Bundan sonra teferruat plângünlerde hazırlanan toplantıya reislik müsamerenin Maksim Alaturka kıs ver. Fakat züppedir. Onun ciddî işler üi.ere geldim. Fakat çok rica edeıim. semtine uğramadı. Genc adam fabrikaedeceğini haber aldığımız dostu üstad mında verileceğini arzeder ve saym le meşgul olmasına imkân var mıdır? Remziye bir şey ya2maymız. O, benim da ilk meşgul olduğu günün akşami di, artık çalışmaktan o kadar zevk a ları hazırlanacaktır ki bu plânlar ma Mustafa Şekib ile beraber bu zarurete davetlilerimizin Maksim salonuna teş Bu sevdadan vazgeç Zeynel Efendi. burada çalıştığımdan kat'iyyen haber nes'e ve memnuniyetle birlikte kıs lıvorum ki, tekrar züppe, hoppa, sade hallelere ve mahallelerdeki adalara vakanclık ve çekememezliğin çehresine gezmesine ve süsüne düşkün şuursuz rıncaya kadar teferrüatı cami bulunacevab verdi. Fakat bunu yaparken Türk riflerini rica ederiz. Sen aklının erdiği gibi hareket et kâfi. dar olmasın! İhtiyar ustabaşı, kafasını iki taraf* verdiği garib ifade ile kapıdan içeriye ve faydasız kadm olacağıma pek ihti cak hatta bu sokaklarda yapılacak bina fikir gencliği için imtisale şavan bir Salon herkes için açıktır ve fiatlara Vııkuunu tahmin edemediğimiz bazı mal veremlyorum! ların irtifalan büe tayiu edilecektir. girdi: hatti hareket takib etü ye «istemini, zam yoktur. hâdiseler cereyan ederse ondan ben sallıyarak isiaden şöyle düşündü: Hava Kurumuna teberrular hararetle devam ediyor Haberleri LEYLA İLE MECNÜN Ismait Hami Danişmend IHEM NALINA MIHINA Sevilen örfî idare Türkçelestirilen filmi münasebetile Genclerin yardımile alınacak bir tayyareye «Kültür» adı verilecek CEMİYET MESELELERI Mchmcd Izzet Yazan: Onu hatırlarken, Türk içtimaiyatma hizmet etmiş bir Türk âlimi tipile birlikte faziletli bir vatandaşı da yadediyoruz Z. Fahri Ftndikoğlu Galatasaray lisesinin orduya kış yardımı Hayat arkadaşı

Bu sayıdan diğer sayfalar: