14 Şubat 1941 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

14 Şubat 1941 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

14 Şubat CUMHURİYET Maraşın kurtuluşu General Franko'nun Yıîdönümü büyük merasimle kutlulandı; heyecanlı nutuklar söylendi seyahati T San'at üzerinde Çivi çakar gibi! ari dediğimiz «velinimet» in ne kadar müşkülpesend, ne kadar vefasız olduğunu bil mezsiniz. Sevdiği muharrire, beğendiği kaleme meftun görünüp dururken. günün biMaraş 13 (a.a.) Maraş dün kureneral Franko, Slnyor MusHasan Reşid Tangut bu nutkun rinde hoşuna gitmiyen bir saürdan solini Ue görüştükten sonra tuluşunun yüdönümünU kutlamış da millî kurtulus, savaşmda Maraş dolayı aradaki bütün manevî bağlan Mareşal Peten tarafmdan tır. müdafaasının büyük önemlnl tekırar. Senelerdenberi peşinde koştuğu, Bu merasimde meb'uslarımız, zahür ettirmiş ve Ebedî Şef Ata . izaz edilmek üzere Fransaya döndü. Anideal bir gazeteci diye adına yemin ettiği Partl mümessili ve Hatay adına türkün hatırasını anarak Millî Şef laşılan oradan da İspanyaya gidecek. Bu yazıya başniş bir edebiyatın muharriri silkip nnutma kuyusuna agelmlş olan bir heyet de hazır bu İnönüne karşı bütün milletçe duyu Franko Mussolini mülâkatından sonw•••••• •••• Y a z a n : ^••^^••^»••••' larken, ona hâkim vücud bulmasma tar. ra neşrolunan resmî tebliğ Avrupa me lunmuştur. lan sarsılmaz inam ve sevgiyi sü olabilecek bir kaiBuna rağmen gayemiz bütün bu güçmüsaid idiler. Bir Binlerce Maraşlının işürak eyle rekli alkışlar arasrnda bir defa da deyi, bir prensipi selelerinden iki tarafı alâkadar edenleritakım san'atkârlar lüklerine gene ve bütün nevheves ve nin görüşülerek iki taraf arasmda görüş mlş bulunduğu bu kutlama töre ha teyid eylemiştir. hatırlatmak isterim: da, «eserin haricî pürheves mizaçlarına rağmen onu membirliğinin tebarüz ettiğini anlatmaktadır nine seref diregine bayrak çekilme «San'atta, şeklin, Nutuklardan sonra geçld resm görünüşüne» fazla nun ctmektir. Güzel San'atlar Akademisi resim Şubesi Şefi Niyete «öre her çeşid tefsire müsaid o ve İstiklâl maşrişle başlamnış ve Onun içindir ki arasıra bu cemaatin yapılmış ve toplu bir halde şehidli dış görünüşün; nıehemmiyet veren lan bu sözleri tefsir etmemek en isabetli Parti adına Abdülkadir Sezai tarahu, idraki aşmamabir san'at şekline içinden yükselen hitablara cevab verharekettir. Fakat mülâkatın harb veya fından söylenen hitabeyl Parti mü ğe gidilerek çelenkler konulmuş ve sı lâzımdır.» mahsullerini göstermişlerdir, Onlann e gayriihtiyarî bir aksülâmel olarak ayni mekle kendimizi çahsî bir işlc değil, sulh namına hiçbir mühim hareket baş fettişl ve meb'usumuz Hasan Reşld büyüklerimlzin hatıraları taziz eİşte bunun içindir ki, dört seneye serleri, san'atın, hassas olmaktan ziya şeyleri söylemek ve ayni kaygıları ifade kari kütlesinin bir arzusunu yani ulangıcı teşkil etmediğine dair ileri siirü Tangutun nutku takib eylemiştir. dilmiştir. yakın bir zamandanberi, Güzel San'at de teorik, fikri bir idrakinin mahsu etmek için daha an'anevî ve daha mu munıi bir mevzuu mütalea Ue uğraş len mütalea, sağlamlığmı muhafaza et«ınııınnııımnnillllllllllllllllllllllinilüllllllllllllllllininiılınııııınınnını.» lar Akademisinin atölyelerinde, tale lüdür. Ayni zamanda bu eserler bize nis şekiller aradılar. Her san'atkârm mış sayarız. mektedir. belerimize, her şeyden evvel, yüksek gösteriyor ki, san'atta, bazı vasıtaları eserlerini değil fakat temayüllerini müBize gehniş olan mektub koleksiyonBu böyle olmakla beraber iki hükumesleğimize yakışan yegâne vaziyet anlamış olmak, ruhu kavramış olmak dafaa etmek hakkını burada kuliana lanmın görseniz içinde ne serzenişlere, met reisinin de bu sırada bosu boşuna telkin etmeğe çalışmaktayız. Bu vazi tan çok uzaktır. Burada, Bounard, Ma rak şahsan bu munis şekilleri tercih ne alaylara, ne muahaze ve tenkidlere göriiştükleri de iddia edilemez. Çünkü yet te: Kendi kendine karşı asla mızık tisse, Picasso, Derain, Segouzae gibi ettiğimi de söylemek isterim. Gerçi bu rastlarsmız! General Franko'nun Sinyor Mussolini ! • • çılık etmemek; tabiatin önünde mü yaşayan ve Fransız san'atının şöhretini şekiller, bugünün gürültülü, patırdılı Öyledir velinünet! ile görüştükten sonra Mareşal Peten'le tevazı, samimî ve sade olmak; lüzum yapan san'atkârlar eserlerinin hısli ol münakaşalan arasmda kuvvetinden Nitekim dün aldığım bir mektubd» görüşmesi, mülâkatın hedefi hakkmda suz bir çalaki ile öz ifadenin ötesine maktan ziyade nazarî idrakine şahid kaybediyor görünebilir. Fakat bu sanbir okuyucu diyor ki: bir ipucu vermektedir. General Frangeçen kolay ve parlak bir teknikten olmaktayız. Bu idrak ise, David, İngres at ileride, her seyin sükun bulduğu ko'nnn, Mussolini ile görüştükten sonra «Mevzu kıtUğı mı, çene düjüklüğü kaçınmaktır. San'atın en yüksek ve Delacroix fena anlaşılan dersleri gibi müzede, muasır san'atın bütün kazancMareşal Petenie görüşmesine bakarak yeni bir akademizm doğurmaktan baş larını, bütün muzafferiyet ve fazilet mü? en klasik an'anelerine kavuşmak, ononun mihver namına Fransa nezdinde ları yeniden elde etmek ancak bu ka ka bir netice veremiyor. lerini taşıdığmı ispat edecektir. Bu da, .Bir mevzuu üç dört defa yazıyor, bir teşebbüste bulunmak üzere hareket bir bahse birkaç sefer dönüyorsunuz. idelere riayet etmekle mümkün olabiBudapeşte 13 (a a.) Ma lir. Dünün ve bugünün akademik san Bu hakikatleri bana söyleten, Güzel şekil bakımından en yeni, en aktüel Halbuki hayat yenilik ve değişikliktir. ettiğine lıükmetmek mümkündür. Gegörünen san'atın ayar ve derecesinde! car Telgraf ajansı bildiriyor: çenlerde Hitlerie Mussolini'nin görüş Londra 13 (a.a.) Harbin baslan atı, bu kaidelerıin cahili olduğundan San'atlar Akademisinde üzerime aldıHatıralarım şimdi beni 1899 yıhna Biz de rizden mevzularınızda daima Turan cemiyetinin senelik tüklerini ve bu görüşme sırasmda her gıcındanberi yedinci defa olaraktu1 ki tive göz aldatıcı kıymetsiz endişelere ğım ağır vazifenin mes'uliyet hissidir. götürüyor. O tarihte bütün bh genclik yenilik bekleriz.» ziyaîetinde cemiyetin hâmisi halde birşeyler kararlaştınldığmı hatır caret gemilerinin haftahk zayiaU vasakapıldığmdan dolayı, cansızdır. Büyük Bilhassa talebelerim, bu tenkidlerimde artık bugün modası geçmiş olan bir Belki başka okuyucular da bu fikirsıfatile Arşidük Joseph Franlarsak, mihverin, Fransadan doğrudan tΣİTxin dununda kalmıştır. san'at oyunumın mukaddes kaidelerine başhca kaygısı şahsiyetin inkişafı olan bohem hayatı yaşıyordu. Bu dağıntk dedir. diye mektub sahibinin iüştiği uokcois seçgin davetlileri ve bu medoğruya istiyemediği, yahud isteyip de yanlış bir istikamet veren bu akademik bir terbiye sistemi görmelidirler. AmiraUık dairesi haftahk tebliğinde ve serazad hayat belki genc san'at tayı izah edeceğim: yanda Türkiye, Japonya, Bulalmağa muvaffak olamadığı bir şeyi 2 şubat geceyansında sona eren hafta Genc Fransız san'atkârlan hakkm kârlarm eseri üzerinde de tesir yapsan'at, hem kendini, hem de şaşırtarak Efendim! Hepimizin sikâyet ettiçimiz gar, Pinlandiya elçilerile taGeneral Franko'nun tavassutile elde zarfındaki zayiaü şöyle hulâsa etmekdaki bu kayıdlan Ueri sürdükten son maktan hali kalmadı. igfal ettiği bilgisizleri aldatmaktadır. şcydir: Hâşâ huzurdan Ben duacınınmış Macar şahsiyetlerini ve etmek için bu mülâkatlan hazırladığına tedir: ra şunu ilâve etmek gerektir ki, çonız nasırdan mustaribim. (Bu misali seGeçen sene Güzel San'atlar AkadeTürkiye elçilik memurlarını hükmetmekle yanılmamıs oluruz. Bu devrenin havasmı tarif etmek ne ğunu şahsan tanıdığım bu ressamlar, çişim hepimizin hemen hemen ayni ısCeman 40,429 ton hacminde 11 îngiliz misinde tertib etmiş olduğumuz talebe selâmlamıştır. Mihverin Fransadan neler istediği ma vapuru, ceman 13.872 ton hacminde üg bir gün gelip te, ağabeylerini hayrete kadar güc! Orada bin mahrumiyet, bin tırabda müşterek oluşumuzdur.) Elimde sergisinde, san'ata aşina kimseler, bekifrat mevcud idi. San'atkârlar, öz san'at Türkiye elçisl Ruşen Eşref Ülumdur. Fransanın mihvere karşı kul müttefilc vapuru ve 2962 tonluk bir bitaOnların lediğimiz neticeye vardığımızı müttefi düşürecek kabUiyettedirler. araştırmalarında, san'at dramının en pek te«rli bir reçete var. Ara«ıra onu lanmak imkânını haiz iki kuvveti vardır. raf vapuru ki ceman 57263 ton hacminde naydın bir nutuk söyliyerek son malik bulundukları kuvvetli vasıtalan kan teslim etmişlerdi: Genc talebeleriderin kısımlanna nüfuz etmek, başar yaptınr, sürerim. Lâkin bir defa sür Biri imparatorluğu, diğeri donanması. 15 vapur. seneler içinde Türklyede yapımizi lüzumsuz tecrubelerden kurtarmış gözönünde tutacak olursak şunu kat mak ve ne pahasına olursa olsun ken mekle. iki defa sürmekle nasır düşmez. Fransadan Avrupa ve Afrikadaki üslelan tarlhî ehemmlyeti haiz ısolan tedris usulümüz, hem onların, iyyetle beyan edebiliriz: Bu genclerin dilerini ifade etmek steşile yanıyor Beş, altı, hattâ on defaya dayanan naİkincikânundaki haftalık zayiat vasarini îstemek, Fransız imparatorluğunu lahattan bahsetmiş ve Türklye hem bizlerin lehine olarak, sarfolunan endişeleri, büyük Fransız resim an'a lardı. O zaman fakh olmak bh iftihar sırlar vardır. tisl 34.000 tona yükselmektedir. Ükkânun kundaklamak ve imparatorluğun takslile Macaristan arasındaki kaDisimizi yıkarken bh defa fırça vurgayretlerin semeresini vermiş bulunu nesini devam ettirmektedir. Harb son vesilesi idL Atiye ümidsiz, fakat ayni mini kabul etmek demektir. Ve Fransa zarfında ise haftada vasatî 68,000 ton rabet bağlaruıa isaret etmiştir. •orda Bunu yazmak, talebelerden ve rasınm öldürücü havasından kurtula zamanda acısız bakıhyordu. Çetin san'at tnakla ağzımızı paklamı» olmayız. Fırapur kaybedilmiştir. nın kendi hayatî menfaatleri namına Cemiyetin reisi profesör Chotedris usulümüzden bahsetmekle, saded mıyan bu gencler, artık cesaretin ve mesleği, bütün ıstırab ve mahrumiyet çayı bir kaç defa tekrar ederiz. 2 çubatta biten hafta içmde Almanlar mâni olması lâzım gelen bir şey varsa, lonky, Ünaydma teşekkür etdısına çıkmış değilim. Bilâkis, talebeye aykırıhğın yeni şekli olacak olan «öz leri ile kabul olunuyordu. Kunduranın boyabrken, lostracmm Imparatorluğunn her tehlikeye karsı 63577 ton hacminde ticaret gemisi bamiştir. her gün vermekte olduğumuz tevaru lülük» ve «sıhhat» yollaruıı tutarak, Sonra Büyük Harb başladı. Büyük keç kere lırca vurduğuna dikkat ettitırdıklannı iddia etmişlerdir. İtalyanlar müdafaa etmektir. ve samimiyet dersi bu makalede arzet kudretlerini göstereceklerdir. Aralann badireden sonra gelen nesil, fazla yo niz mi? da ayni miiddet içinde 25,000 tonluk geMihverin Fransız imparatorluğu mek istediğim mütalealarla dolayısile da bazıları şimdiden bu kudretin nü rulmadan, şahsî maceralara atılmadan, Cilâ, tesviye ve perdahdaU keramet mi batırdıklannı Uân etmişlerdir. Bu munelerini bize vermektedirler. nu parcalamasına hizmet edecek amilalâkadar bulumaktadır. kendinden evvel gelenlerin büyük ıs hep tekrardır. suretle düşmanlarunızın iddialarına lerin en mühimlerinden biri, Fransız Pek az künse bir şeyi bir defa okuBugün, birçok traftan benim neslimi tırablarla kazandıklannı ve buldukla[öre bir haftada 88.877 tonluk vapur *** donanmasıdır. Fransa bu donanmayı 1880 neslini hatırlatan bir Türk rını istismar etmek, âdeta «endüstriya makla ezber eder. Umumiyet derece » kaybetmiş olmanuz lâzımdır ki bu doğBu satırlara daha sarih bir mana teslim ederse bugün ingiltere aleyhinde sinde ekser zihinler bilgileri ancak teksan'at neslinin inkişafını heyecanla ru değildir. vermek arzusüe, bu genclerden evvel lize» etmek istedi Fakat görüyoruz kullanılacak olan bu donanma yann takib etmekteyhn. böyle bir sermaye, ondan istifade et rarla hıfzederler. gelen nesli bizim nesli mevzuu Fransayı bir kere daha ayaklanamıyaVe nihayet bir çiviyi çakarken bir tek Şayam dikkat bir tesaduf neticesi o bahsetmek isterim. Bu münasebetle de mek isteyenlerden intikam ahnakta ve cak hale getirecektir. elierinde ruhsuz bir akis olmaktan i darbe kifayet etmez. Boyu pek kısa arak, ayni nesle mensub genc Türk bazı hatıralan canlandırmak ve san'aBu yüzden Mareşal Peten'in bu iki e Fransız san'atkârlanmn ayn ayn, tımız hakkında da birkaç düşünceyi baret kalmaktadır. Bir «ibadet» ten baş perde çivileri bile iki, üç çekiç yemezse nokta üzerinde gevseklik göstermedika bir şey olmıyan resim san'atı böyle yerine yerleşmez. Londra 13 (a^.) <A. F. İ.» Serbest 'akat ayni günde açtıkları sergüeri sıralamak yersiz olmıyacaktır. ğini, hatta donanmayı hiç bir kimseye bir fırtınadan nasıl sağ ve salim çıŞu halde tekrar, beser muvaffakiyeFransız ajansının Stokholm muhabiri çezmek fırsatını elde ettik. (1). BunDerhal söyleyebilirim ki bu iki nesli kabilirdi? devretmemeyi taahhüd eden Amiral Ünin büyük kanunlanndan biridir. lan dört sene evvel Türkiyeye geldiBerlln 13 (a.a.) Yarıresmî bir bildiriyor: bugünkü nesil ile bizimkini birbiDarlan'ı kendine halef olarak tayin etFUdr ve mütalealanmızın yer etrnelerl Rcssam Georges Braque reshn san'aNorveçin Quisling tarafından tecdid ;im zaman, yaşlan 25 ile 40 arası olup rinden ayıran esaslı nokta. müdafaa kaynaktan büdiriliyor: tiğini görüyoruz. lından bahsederken bir gün şu kafî için. onlann muhtelif vesilelerle fakat ay Avnıpadan dönen genc Türk ressamlaedilmiş olan yüksek mahkemesi, dün MHnerin, General Franko'yn öne sü Almanya Hariciye Nezareti mah neticesi çok ağır bir karar ittihaz etmiş rınm, meraklannı uyandıran bazı san eyledikleri iki dinin farkında münde hükmü vermişti: «Yazmak, tasvh et ni istikamette tekrarmda fayda vardır. rerek istediği şey, Fransız donanması, fili Vichy meseleleri hakkında bu tir. Alman komiserinin Norveçte adlî at ifadelerinin bariz tesiri altında bu micdir: Bu dinlerin biri, ibadet ve ina mek değildir.» Yani bir şeyi ifade et Bir şeyi bir defa yazmakla bir iz bırak\ahud Bizerte gibi Fransız üsleri ise raca söylenecek hiç bir söz mevcud tatbikata müteallik kararnameler nesri unduklarmı görmüştüm. O tarihtenberi nış idi, şimdiki ise, czekâ» dır. Gerçi mek, onu kopya etmek değildir. mıs olduğumuza kani değilim. bu teşebbüsün muvaffakiyetsizlikle ni olmadığını bir kere daha teyid et hakkına malik olup olmadığı suretindeki >u ressamlar. birbirine zıd eereyanlar biz de, bugünkü gencler gibi, büyük Bu izah resmi, tasvir edilmek istenilen Onun için bpkı bir çivi naıhlar gibi Vichy'de hayet bulduğuna hükmetmek herhalde mektedir. Siyasi mehafü suale hâkim Vaşbotten ile 8 azadan 6 a !an, estetizmden, istidadın inkjşafma san'atkârlarımızın hayranı bulunuyor şeyin göz aldatıcı bir sekilde tecessüm arasıra çekici eUmize vurmamağa çok janlış olmaz. Bu da mihverin son gün teşekkül eden kabinenin, zayıf bir şu cevabı vermişlerdir: yardım ettiği kadar da muzır olan hüm duk: Mauet, Renoir, Cezanne, Mallar ve kopya ettirilmesinden ibaret sanan dikkat ederek mevzuumuzu çakmağa lerde giriştiği siyasi taarrnz namına bir adam telâkki edilemiyecek olan Amalı havadan uzak, kendi memleketle me, Verlaine, Rinbaud, Beaudelaire.... ları gafletlerinde aydınlatacak mahi çalışırız. Bu hareketimiz ne mevzu kıtYüksek mahkeme, memleketi işgal al rinde fikirlerini olgunlaştırmak imkâmağlubiyet teşkil eder. Ve bu yüzden miral Darlan müstesna olmak üzeFakat biz, bu yeni gendikte cereyan yettedir. Eğer san'at, taklid olsaydı her re, geçid bir mahlyette olduğu ka tında bulunduran devletin kararnamele mı bulmuşlardır. Bu suretle yavaş etmiş olan hâdisenin tam aksine ola şey nekadar kolaylasırdı. Hakikat, tam hğından, ne çene düşüklüğündendir. mihver, Akdenizdeki vaziyeti değiştireSadece tecrübenin ve yukanya misal naatindedir. rinin sıhhat ve makbuliyetini hukuku miyecektir. avaş şahsiyetini elde etmeğe mu rak, hakikatin membalarına çıkmak, aksinedir. Reshn, herseyden evvel en lerini diziverdiğim müsahedelerimizin General Frankontm Parise ugra düvel ahkâmına tevfikan tetkik etmek vaffak oldular. Bu ressamlar bugün, onlan tabiat üzerinde kontrol ve tat telektüel bir çahşmadrr. O, bütün bir netlcesidir. Balkanlarda: yıp ugramadığına dair ecnebi bir hususunda her türlü imkândan mahrum artık formül halini almış yeni ifade bik etmek ve bu kanunlan, kendi devrin psikolojisini ifade edebildiği ka Şiuıdi modern blr buvvette = sebil lere haddinden fazla ehemmiyet vermiş ifade vasıtalarımızın yardımile eser ha dar ona tesir de icra edebilir. Siyasî taarruzun diğer cephesi olan gazeteci tarafından sorulan suale bulunmaktadır. olan (Taşdelen) membaı eskiden iki f,eBalkanlara gelince burada görülen jeni Hariciye Nezareti menfi cevab verAndre Gide'in dediği gibi vasfa lâyık niş ta» lüleli bir çesme idi. Vs bu lülelerHâkim, şöyle devam etmiştir: Eğer )lduklarını anlamış bulunuyorlar. De line getirmek kaygısını beslemiştik. Bu bir inkişaf, bir habere göre Yugoslavya miştir. General Frankonun İtalya mahkeme, memleketi işgal etmiş devletin in ve hassas san'atkâr olan bu zümre yepyeni kaygının neticesi olarak mey olan her san'at eserinde, Tannnm sesi den akan sular, üzerine döküldükleri taş fiaşvekilile Hariciye Nazınnm Berlin üe İngiltere arasmda bir tavassut zarurî görmüş olduğu emirleri münaka ıize, harikulâde bir kalkınma nümu dana gelen eserlerin çoğu, haricî gö vardır. Tanrının üısanlara bir hitabı yalağı deldikleri için, pınarın adına Taşden yapüan davet üzerine Balkan vazi rolu ifa edeceğine dair ecnebi mem şa ve binnetice reddedebiîmiş olsaydı lesi vermektedir. Talebelik hayatları ile ünüş bakımırdan, görülmemiş hususi dır. delen denmis idi. Suyun taşx dehnesi yetini görüşmek üzere Almanyaya git leketlerde yayılam havadisler bu kendisi için her türlü malumat mef mgün arasmda geçen zamanın verdiği yetler taşnnakta idi. Bu itibarla, onlan Ve belki bu, bu fani dunyada san'a munta7am, musır bir tekerrürün hüneri meleridir. Abnanyanın Tuna üzerinde rada gülünç kelimesile tavsif edil kud olan bir sahada müdahalede bulun ılgunluk sayesinde, Avrupada aldıkları ve önüne duruhnaı kuvvetinln neücecaktüalite» nin ön plânma getiren ge tın büyük azabını izah ediyor. lersin semeresini bugün elde edebilibir cephe hazırladığına dair ısrarla ge mektedir. muş olurdu. sidir. Bu s ı m başkasına söylemeyin! ALeopold Levy rorlar. Genc Türk ressamlan, resim len haberler, şüphe yok ki, Yugoslavyayı ramızda kalsın! Bu kararm neticed, ihtimal Norveç an'atınm hikâyevî taraflarını tamamile abluka altma alacaktır. çok jakından alâkadar eder. Bu yüzVe rinhar hakkunızda bu gibi sui zanAskerlerimiz için kışlık Kızılayın yardımı Fakat Mister Ruzvelt, bn havalide bir lilerin her türlü kanunî himaye maz jertaraf ederek özünü, nıhunu tatmaden Yugoslavya ricalinin Balkan vaziyelarda da bulunmayın. harb çıkması ihtimalini çok zayıf gör hariyetlerinin ilgası ve mutlak huk'jkî ;a ve ifade etmeğe muvaffak olmuştini konuşmak üzere hareket etmeleri, hediye Ankara 13 (aa.) Kızılay usalâhiyetin Alman komiserine ve ondan ardır. Böylelikle, bütün kolay ve küB. FELEK herhalde son günlerde ufku bulandıran mektedir. mumî merkezinden bildirilmiştir: maaş almakta olan hükumete intikali ;ük vasıtaları bırakarak, tedricî suAnkara 13 (a.a.) Askerlerimize şayialan tasfiyeye ve vaıiyeti Uvzihe Seylâbzedelere yardım için An Kasablar cemiyetinin Ingiltereye yardım lâyihası: olacaktır. rette, ve sırf kendi öz imkânlan sa kıshk hediye teberruatı hakkında jardtm edecektir. IKI SERGI Prof. Leopold Levy Üç nesil Bir ibret dersi Berlin ve Romanın Ttıran cemiyetinde iddialarına rağmen! Ingîltere, geçen hafta zarfında ancak 40 bin tonluk vapur kaybetti Peşte elçimiz Ruşen Eşref Onaydın bir nutuk söyledi Zavallı Norveç! Quislîng idaresi, hükümAlmanlar yeni Vichy darlık haklarını da müstevliye devrediyor hükumetini muvakkat sayıyorlar Amerika âyanının hariciye encümeUzakşarkta; ninde tetkik olunan İngiltereye yardım Mihver taarruzunun Uzakşarkla alâka lâyihası, encümen tarafından kabul oludar kısmında yeni inkişaflar vardır. Bir narak fiyanın heyeti umumiyesine sevtaraftan Avustralya harb konseyi harbin kolnnmuş ve bu suretle, bu muamele en vahim safhaya ginnekte olduğunu mühim bir tekemmül adımı daha atnıışLâyiha, âyanın heyeti umumiyesi görerek Avustralyanın azami derecede hazırhklı olması lâzım geldiğini Uân et tarahndan da on bes gün kadar miizamis ve bu hazırhğı temin edecek mesai kere ohınduktan sonra Cumhur Reisi tarafmdan tasdik olunacak ve meriyet ye başlamıştır. Bir habere göre Amerika da ihtiyaiî mevkiine konacaktır. Mihverin sağda, solda siyasi bir taarbir tedbir olmak üzere bütün tebaasmın ruza geçmiş olmasma, Japonyayı yeni Uzakşarktan aynlmasmı istemişür. Bütün bunlar, üçler paktına dahil o bir harbe sürüklemek istemesine rağmen lan Japonyanın, mihvere yardım için hiçbir teşevvüsten müteessir olmıyarak yeni bir harbe girmesine karsı, alınan ilerliyen bir hakikat Amerikanın de mokrasi cephesine yardım için bütün fatedbirlerdir. Şayed Japonya, Felemenk Hindistani aliyet ve kaynaklannı seferber etmesinı zaptetmek, yahud bu havalideki sta dir. Mihverin yaptığı siyasî taarruzun kartükoyu başka bir sekilde bozmak için harekete geçtiği takdirde İngiltere ve şılaştığı en mühim mukabil taarnız da Amerika bu harekete mukabele edecek budur. ömer Ri«ı DOĞRÎJL ve bunlarm deniz kuvvetleri Japonyayı Sonra daha eski günler.. Birbirimıze a ları arasmda... Silkindim, yatağın içinde hiddetle çılmadığımız günler Kalblerimiz mana veremediğimiz garib bir çarpıntı içinde, döndüm. Neye yarar, düşünmek neye her sözün sonunda gözlerimiz birbirine yarar! Şu anda birbirimizden uzak, birbağlanıp aynlamıyarak utanmalar, çe leşmemek üzere ayrılmış olduktan sonkinmeler, tereddüdler içinde ne tatlı he ra... Böyle yalnız, bu odada unutubnuş, yecanlar geçirmiştik.. Cami avlulannda, onun tarafmdan terkedilmiş, düşünmek çeşme başlarında, müzelerin loş kori ve ıstırab çekmek.. Hayır artık istedorlarında nasıl birdenbire durur, bir miyorum, tahammül edemiyorum. U birimize söyleyecek bir şey varmış gi nutmalıyım. O hayali, o geçmiş günleri bi bakışlar, sonra söylediğinizi unut bir ölüyü gömer gibi nisyanm karanhk muş gibi susar ve gülümserdik. Kalb çukuruna bırakmak, gömmek istiyorum lerimiz henüz birbirine açılmamıştı. Fa Gözlerimden sıcak yaşlar yanaklanma kat onların çarpıntılannı hissediyor döküldü, fakat bu kabil mi! Unurmak, duk. Aramızda bir şey örülüyor, bir ağ. düşünmemek elde olan şey mi bu! Gözlerimi sıkı sıkı yumdum. Dudakgörünmez bir ağ vücud buluyordu. Damarlarımızda sariki kanımız sıcaklaşı larım kısılmış, vücudüm yatağın içinde yor ve arzu ile, zevkle, tarifi imkân gerilmiş, kendimi başka şeyleri düsız tatiı, sarhoş edici. insanın aklını şa şünmeye zorladım. Bunun da faydasız şırtan harikulâde bir iksirle doluyor olduğunu anlayınca oturdum. Işığı tekduk. Bizde bir şey,bir hiç, bir bahçede rar yaktım ve kitab okudum. Sonra üsbulunrmyan harikulâde bir meyva gibi, tüste sigara ictim. Sabah şefek söküolgunlaşıyordu. Bu belki ruhumuzdu. yordu dahnışım. *** Bakışlanmızla konuşuyor, sözler du daklanmızdan çıkmadan anlıyorduk.. Gene Hüseyin erkenden sokağa çık Ve nihayet o yağmurlu gün. Hâli bif mış. Asağıda ninemle karşılıklı otur .adada, insanlardan uzak, tek başımıza duk. Sıkıntılı bir sükut içindeydik. O kaldığımızı sanacak kadar kendimi bir yüzüme bakmaktan korkar gibi gözlearalık onunla yalnız, yapayalnız his rini odanın köşesine, pencerelere, du setmiştim. Dışarda camlan yalayan varlara doğru kaçırıyordu. Yüzüne yağmur, ağaçlann pencerelere vuran, dikkat ettim. Bana birdenbire çok ihtihışırtılarla çırpman yemyeşil dallan ve yarlamış göründü. Blüzunün beyaz ya Şurası da kayda şayandır ki La Haye yesinde yüksak bir san'at sevlyesine mukavelenamesinin 43 üncü maddesi oğru yükselmektedirler. Biz, şimdiden de ihlâl edilmiştir. Bu madde, müstevliu kadar parlak neticeler veren bu yi, sebebi mücbir haü müstesna olmak dirilişi büyük bir sempati ile karşılaüzere işgal altındaki memleketlerin maktayız. kanununa riayete mecbur tutmaktadrı. Artık kendilerini tamamile bulmuş ılan genc Türk ressamlan, yakında, levkitabiilerine göre çalışabileceklerdir. \rtık, bütün cesaretler kendilerine a;ıktır. San'atm özünü kavramış olmak tibarile, ne yapsalar, elzem olan mu/azene ve ahenkten kat'iyyen ayrılmıBudapeşte 13 (aa.) Havas: Ma acaklardır. car Sovyet ticaret muahedesinin *** tatbikatmdan olmak üzere Sovyet «Genc Fransız Ressamlan» sergisinde hükumeti Tuna üzerindeki Iskele eser teşhir eden san'atkârlar bize, bülerin Rusyaya kiralanmasını Buda yük bir zekânın, sağlam bh seçiş kudpeşte belediye reisinden istemiştir. retinin ve nihayet çok ince bir zevkin Sovyetler, Macaristanın Tuna iskele!erini k'ralamak istıyoriar Filhakika Sovyetler Macar tezgâhlarma bir cok vapur sipariş etmiş lerdir. ve Budapeşteyi tahmil ve tahMye merkezi yapmak niyetinde gö7Üküvorlar. (1) 25 ikincikânun 1941 de İstanulda açılan «Muasır Genc Fransız Ressamlan» sergisi ile <D» grupunun dokuzuncu sergisi. takya Kızüay mevcudunun sarfma aldığımız telgraflar, Ttrebolu halkı mezuniyet verilen 850 liradan maasenelik kongresi evveîce verdiği 1710 parça eşyaya da Hatay Valiliği emrine de yeni Kasablar cemiyeti heyeti umumiye lâveten yeniden 1952 parça, Bay den telgrafla üç bin llra gönderü toplantısı cemiyetin Karaağacdaki burdda ilk mekteb talebeleri de 135 miştir. merkezinde yapıhnıştır. Uzun müddet parça muhtelif eşya vermislerdir. devam eden toplantıda yeni idare heSeferihisar kazası halkı da hediye Hava Kurumuna yardımlar yeti intihabı çok hararetli ohnuş, âza tedariki maksadile 571 lira teberrubirçok mevzular üzerinde fikirlerini aAnkara 13 (a.a.) Türk Hava çıkça söylemişlerdir. da bulunmuşlardır. Kurumuna yapılan yardımlara dair Toplantıyı, reis namına cemiyet MÇinde binlerce kişi has bugün bize gelen haberler, Eskişe mumî kâtibi Ömer Koç kısa bir hitabe hir halkının kuruma 1847 lira te ile açmış ve bundan sonra idare hetalıktan ölüyor berru ettiğini ve bu arada fabrika yetinhı raporu okunmuştur. Raporda Çunking 13 (a.a.) Röyter: tör Hamdi Gamgam 500, Ahmed ve bilhassa et fiatlarmı nizama sokmak Çunking'e gelen bir kadm nusyo Mehmed Kanadlılarm 300, Ömer için fiat murakabe komisyonu nezdinnerin söylediğine göre, Şansi eya Kurt ve İsmail Küllü de yüzer lira de cemiyetin temsil edildiği ve cemiyetin ileri sürdüğü formülün Ticaret letinde çıkan bulaşık hastalıklar ve vermişlerdir. sıtma yüzünden binlerce kisi öl Adanada Abidin Ramazan oğlu Vekâletine bildirildiği, bu işin hüsnü mektediı*. Bundan başka şarkî Şan Kuruma 250, İbrahim Burduroğlu suretle neticeleneceğinden idare heyetinin emin olduğu kaydolunduktan si'de ve Honan eyaletinin şimalinde da 200 lira teberru etmişlerdir. Japon kıtaatı bir çok köyleri yak Uzunköprü merkezi ve köyleri sonra, Türk Hava Kurumuna bu bir mışlardır. Japonlar, Çin kuvvetleri halkı kuruma 2314 lira, Safranbo sene zarfında cemiyet azasının 76.404 ni ve sivilleri aç bırakarak binlerce lunun Yazı köyü halkı da 200 llra lira teberruatta bulundugu, Esnaf hastanesine bin küsur lira yardım yam ölümüne sebeb olmuşlardır. vermislerdir. CUMHURİYET » İN EDEBÎ R0MAN1: 57 içerde o kıpkırmızı odada, onun kol larla dolu ince boynu görünüyor. Gözlerinde bir sönüklük, dudaklannda aşağıya doğru acı bir sarkış var. İçim sır.ladı. Bütün bunlara hattâ hastalığına aid hikâyeler anlatıyordu. Havaya. yesebeb ben miyim, diye, düşündüm... meklere, iştah ve iştahsızlığa aidşeyler Öğleye doğru birdenbire misafirler konuşuldu ve nihayet büsbütün susulbastırdı.. Necmiye kocasile Çamlıcadan, du. Bu öyle sıkıntdı bir sükuttu ki teyzem Cemalle Boğazdan geldiler, ye masanın etrafını çeviren hepsi âşina, meği beraber yedik. Niruem biraz can akraba çehrelerinin, çatal bıçak gürüllandı. Sevmmiş görünüyordu. Teyzem tülerinin arasmda boğulacağımı hisseonu zayıflamış buldu. Bir çok şeylerden diyordum. Önümdeki yemek olduğu gikonuştular. Dayım grip geçirmiş, İbra bi duruyor, bir şey yapmış olmak için him Bey nihayet emeline kavuşmuş, yalnız sık sık, yudum, yudum alıyor ve yakında meb'us oluyormuş, Fatmadan yemediğimi belli etmemeğe çalışıyormektub varmış, Cemalin maaşı artmış, dum.. Necmiye saf, iyi kız. Yemeğin İstanbula nakli mevzuu bahismiş, da sonuna doğru birdenbire §öyle dediğini ha bir sürü havadis, akraba dedikodu duydum: lan... Sofrada konuşulacak şey kalma Senin bir suuntın mı var, rahat Teyzem Boğazdaki korngularuıa siz kası arasından sarı ve kat kat kırışıksanın parlayan ucunu, gümüg aüslerle Yazan: Peride Celâl pıldığı kaydolunmakta idL aynaları ve çiçeklerle doldurulmuş olan Geçen senenin hulâsai hesabiyesfle kızıl vazoyu şekilleri yumuşamış, hafif yeni gelir ve gider bütçesinin tetkik pırıltılar içinde görüyordum. Olduklan ve tasdikından sonra intihab başlayere yapışmış gibi hareketsiz duran mıştır. Çok alâkalı olan mtihabda bütün bu ağır eşyalar karanlık ve ses muhtelif namzedlere reyler verilmiş sizlik büsbütün sıkıntımı arttınyordu. ve bu esnada heyecanlı söz söyleyenNe yapacağımı şaşırmış, kanapenin u ler olmuştur. Neticede nısfı yeniden seçilecek idare heyeti için umumî iticunda hareketsiz duruyor ve etrafıma madın Rıdvan Sarak, Kemal Guçbel, bir şeyler kırmak, bu sessizliği bozmak, Rıfat Canayakm, Hüseyin Avni Çelik, çılgmca şeyler yapmak isteyerek ateş Yunus Güler üzerinde toplandığı reygibi yanan ve dipleri garib bir sekilde lerin tasnifile anlaşıhnıştır. sızlayan yorgun uykusuz gözlerle bakıVesaiti nakliye kazaları Başımı kaldırıp kime soruyar, diye, yordura. Çemberlitaş Atik Allpaşa camil baktım. Bana soruyordu. Gülmeğe ça Gülsüm içeri ghdi, ışığı yakmak için lışarak omuzlarımı silktim, hiç bir şe ilerledi. Elimle onu dürttüm. O çiğ ışı önünden Beyazıd istikametine siden şoför Kâzımm idaresindeki 1167 yim ohnadığını söyledim. Ninemin göz ğm altında eşyalar birdenbire kımıldanumaralı otomobil, caddede karşılerini üzerimde hissediyordum. Cevab yıp canlanacak gibi geldi ve solgun, dan karşıya geçmek istiyen Ziya avermek daha müşkül oluyordu. Cemal: mustarib kendimi göstermekten kork dında birine çarparak yaralanması Biraz zayıflamışın da. dedi. Fakat tum. Ne yapacağımı şaşırmış, şaşkm na sebebiyet vermiştirsanayakışmış... kapının önünde duran ve benden bir e•• Şoför Cemalin idaresindekt * caddesinden Teyzem oğlunun yaptığı bu küçük mir bekler gibi yüzüme bakan kaduıa kamyon, Silivrikapı geçerken o civarda oturan Şükrükomplimandan memnun, güldü ve be ninemi sordum. nün 9 yaşlarmdaki oğlu Sabriye nim güzel kızım» diye, başlayan üü~ Namaz kılıyor, dedi. çarparak yaralanmasına sebebiyet fatlarda bulundu. Birdenbire onu seccadesinin üzerinde, vermiştir. Akşama doğru gittiler. Ninem odası elleri açıhnış, başında beyaz örtüsü ile •k Rumelihisarı caddesi 158 nuna çekildi. Salonda yalnız kaldım. görür gibi oldum ve içime ağlatıcı bir marada oturan bahçivan Aslan, hüzün, fakat iyi şeyler doldu. Yavaşca Güneş batmak üzereydi. Her tarafı bahçesinin duvannı tamir ederken, Salonu terkettim. duvardan düşen büyük bir taşın gölgeler kaplıyor, karanlık yavaş ya yerimden kalktım. vaş eşyaların üzerine esmer, yumuşak merdivenleri ağır ağır çıkarak onun basına isabet etmesi neticesi ağırca yaralanmış, tedavi altına almmıgbir örtü gibi çöküyordu. Mermer ma odasına gittim. Kapıyı araladım. (Arkaa var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: