1 Nisan 1941 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

1 Nisan 1941 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

1 Nisan 1941 CUMHURİYET duuadhmL "Millî Şefe ve kahra Millî Şefimiz, İkinci İnönü zaferini Bir aylık zaferleri man ordumuza tetvic eden bir 20 sene evvel bugün kazanmışt güveniyoruz!,, deniz harbi D talyan donanmasının şiradiye kadar | | takib ettiği hatü hareket, denize II çıktıktan sonra düşman kuvretlerile karşılaşır karşılaşmaz, geri dönmek ve sür'atinden istifade ederek kara bataryalarımn himayesine sıgınnıaku. İngiliz deniz kuvvetleri, İtalyan donannıasile ciddi bir tarzda temas için bir çok gayretler sarfettiği halde İtalyan donanmasiie tutuşamamış ve bu yüzden İngiliz deniz tayyareleri İtalyan üslerini ziyaret ederek İtalyan zırhlılarını rahatsız etmek mecburiyetinde kalmıştı. Fakat bu defa İtalyan donanması yakayı ele verdi ve her zaman istifade ettiği sür'atinden istifade edemedi, Gerçi İtalyan donanması, ingiliz donanmasile karşılaşmak ve harbe tutuşmak iizere bulunduğunu anlar anlamaz, gene kaçmak ve gene kara bataryalarmın himayesine sığınmak istemişti, fakat ingiliz tayyareleri İtalyan donanmasmın yolunu kesmiş olduğu için italyan zırhlılarının sür'ati de bu defa kendisine yârolmamış ve neticede muharebe vuku bulmuştur. Bu defaki büyük harbin kopmasından liibaren bu hâdisenin ilk defa koydolunduğunu söylemek. zannederiz ki bir mobalâğa teşkil etmez. İngiliz donanmasile İngiliz deniz tayyareleri tam bir ahenk içinde tcşriki mesai etmeleri sayesinde İtalyan donanmasınm yakasını kurtarmak için istifade ettiği sür'at amilini sıfıra indirmişlerdir ve bu sayede İtalyanın hiç de istemediği ve miitemadiyen kaçmdığı bir deniz harbi vuku bulmuştur. Muharebenin neticesi malum: İtalyanın en kuvvetli iki zırhlısından biri olan Litoryo tipindeki drednota müteaddid isabetler kaydolunmuş, İtalyanın ağır krnvazörlerinden iiçü hatta dördü batınlmış, bundan başka üç İtalyan muhribi de ayni akıbete uğramışar. Buna mukabil İtalyan tebliği İngiliz donanmasının ağır zayiata uğratıldığuıı iddia ediyorsa da, İngiliz tebliği bu iddiayı teyid etmemekte, bilâkis İngiliz donanmasının hiç zıyaa uğramadığmı Slân etmektedir. Kutlu Bir Yıldötıiimü Cesaret bahsi erçi vaktile: Kabadayıhğın dokuzn kaçmak, biri hiç görünmemektir. Demisler ama bu boş bir lâitır. Kabadayıhk varsa, kaçmak di>e birsey yoktur. Yalnız bunu delice kendini ateşe atmakla kanştırmamak icab eder. Flân icabı harbden çekilmeler, kaçmak sayılmaz. İşte canlı misali Afrika harekâtu Vaktile İngilizler, faik İtalyan kuvvetleri önünde ingiliz Sonıalisini tahliye ettiler ve askerlerini çektiler. Mısnda da Sidi Barraniden geriye kadar ricat ettiler. İtalyanlar bu hareket üzerine tabil düsmanı kaçırdıklanndan bahseyledilerdi Netice ne oldu? Kaçtı denen o kuvvetler tensik edildikten sonra taarruza geçtiler. Mısırda bıraktıklan araziyi istirdad ettikten başka bütün Bingazi kıt'asını ellerine geçirdiler ve İtalyanlardan 180 bin esir aldılar. İğtinam ettikleri silâh ve cepanenin de haddi hesabı yok. İngiliz Somalisine gelince; şimdi oratekrar Ingilizlerin eline geçtiği gibi İtalyan Somalisi de tamamen zapteriilmiş bulunuyor. Afrika harekâtı aıtık Habesistanın yalnız merkez kısmında ve Eritrenin bir kısmında mukavemet edebüen bir miktar İtalyan kuvvetinin tasfıyesinden ibaret ka.mıştırl Şimdi gelelim yürek bahsine; cesaret mevzuunu mütalea ederken bilhassa sivil hallon, hele kadınlann büyük rollerinden bahsetmemek mümkün değildir. Bilhassa geçen sonbaharda hergün birkaç bin Alman tayyaresinin hficumuna uğrayan, iriliufaklı infîlâk ve yangın bembalarmın yağmuru aitında manevî kuvvetlerini zâfa uğratmadan dayanan Londrahlann cesaretlerine hayran olmamak, aşkolsun dememek kabil değildir. İnsanoğlunnn varabileceği refahın en vükseğine vardıktan sonra gene insan oğlunun maruz kalabileceği en büyük ölüm ve ateş tehlikesine gözünü kırpmadan göğüs geren bu halkı tebcil etmek bir insanlık borcudur. Bu adamlar da yerlerini terkedebilirler, dünyanın dört köşesinde cennet gibi müstemlekerine gidebiiirlerdi. Lordundan amelesine kadar herkes yerinde, yurUunda oturuyor. Çiinkü biliyor ki; düşmanm maksadı onlan ürkütmek ve dağıtmakbr. Harbin, bombardımanın, tayyare hücunmnun maddî tehlikesi ruhi tehdidinden çok daha azdır. 19 aydır yani geçen harbin iiçte hlrinden fazla bir zamandır devam eden >n harbde ölenlerin 100 bini bulduğu İddia edilemez. Tahrib vasıtalannın çokluğuna rağmen hamdolsun geçen seferki kadar ölüm yok. Fakat maddi tahribat belki daha fazla. Yangın ve yıkıntı belki daha çok. İngilizler ona da çare jnlmuslar. Yangın için yüz binlerce gönüllü gözcü istihdam ediyor ve yangınlan daha mihrak halinde iken sondüruyorlar. Yıkmhlara gelince; yıkılan fitün binalarm yenîden yapılmasmı hükumet taahhüd etmiştir. İngilizlerin bu cesaret ve sogukkanlılıklanna muıbil, Fransayı da gördük. Daha düşman gelmeden evvel başlaan bir panik orduya kadar siravet iderek mukavemete hazırlanan pek bü,ük cüzütamlan bile bozguna uğrathğı mgün resmen tebeyyün etmiştir. Yoliara dökülmüş olan slvil muhadrrin de Alman ordusu önünde adeta ıir siper vazifesi gördüğü herkesin üzeinde ittifak ettiği bir meseledir. Bunun >öyle olmastnı Almanlar istediler. Önce büyük şehirlerde bir takım korkunc rivayetler çıkararak, halkı ürküttüler. Herkes kacmağa başladı. Üstelik Almanlara ilişmeyin diye, her yere jaftalar yspıştirarak muharibleri aldattılar. Umuml bir inhidama muvaffak oldular. )üsman düşmana mevlud okumaz ya! afil olmamalı ki, bugünkü harbde sivil halkm vazifesi bilfiil muharib ordn cfıdmdan az değildir. Ve bu vazifenin ilk temeli paniğc turulmamak, korkmamak, cesaretini kırmamaktır. İngiliz hükumeti halkı bir istilâ olsa ile kimsenin yerinden kıpırdamaması, memleketi düşman eline bırakmamasmı tavsiye etmiştir. Hatta harbin ilk günlerinde bazı şehirlerden bir kısım ihtiyar ve çocuklann başka yerlere naklinden hiçbir fayda hasıl olmadığı da sonradan meydana çıkmıstır, ondan dolayı artık bu gibi nakliyata hitam verihniştir. Bugünkü mesafe mefhumunun darhğı muvacehesinde Balkanlara gelmiş olan rbin kendi kapunıza dayanmış sayılabileceğini düşünerek bu satırlara ilâve etmek isterim ki daha eskileri hesaha katmasak bile otuz senedir 31 mart ihtilalinden Umumî Harbin tayyare ve tahtelbahir baskmlarına, Çarlık donanmasmın Beykoza gülle atmasma kadar Balkan bozgunu, Çanakkale bombardımanı ve saire ve saire türlü harb harekâtı görmüş ve gene o devir larfında Fatih, Çarşamba, Aksaray, Üsküdar, Fmdıklı, yangınlan gibi günlerce süren ateşlerden geçmis olan halkrmıza bunarı hatrrlarmaya lüzum bile yoktur, Iâkin muharrir bir mevzuu yakalarsa hele bugünlerde yakasını zor bırakır. Meb'uslarımızm Vilâyetlerde geniş halk kütleîerine konferansları devam ediyor Ankara 31 (a .a.) Dünya vaziyeti karşısında Türkiyenin durumu etrafında jrurdun muhtelif yerlerinde meb'uslanmız tarafmdan verilmekte olan korıferanslara dün ve evvelki gün de devam edilmiştir. Antakyada Giresun meb'usu Hasan Vasıf Somyürek. Erzurumda Bitlis mebusu Süreyya Orgeevren, Trabzonda Kocaeli meb'usu Salâh Yargı, İneboluda Nîğde meb'usu Cavid Ural, Maraşta Konva meb'usu AH Rıza TBrcl. Antalyada Denizli meb'usu Necib Ali Küçüka, Uşakta Bursa meb'usu Muhiddin Baha Pars, geniş halk kütleierine hitaben söylemiş olduklan nutuklarda Türkiyenin toprak bütiinlüğüne ve istiklâline bir taarruz vaki olduğu takdirde bütün mevcudiyetimizle karşı duracağımızı işaret ederek Mill! Şefn etrafmda birleşmiş bulunan Türk milletinin kahraman ordusuna karsı olan inancmı bir defa daha teyid etmişlerdir. Suriyede vaziyet birdenbire değişti Halk müttefikler lehine döndü, Fransız komiseri alelâcele VichyVe gitti Kudüs 31 (a.a.) Reuter bildiriyor: Fransanın Suriye Fevkalâde Komiseri General Dentz alelâcele Vichy'ye hareket etmiştir. Suriyede vaziyet müphemdir. Askerî makamat, şehirlerde gerginlik vahimleştiği takdirde polise yardım etmek üzere tedbirler almışlardır. Bidayette tyı karsılanan General Dentz'e vaziyet de yardım etmişti. Fakat iaşe ve roünakale güçlükleri yüzünden hasıl olan hoşnudsuzluklar dolayısile General Dentz vazifesiniri ifasında bir takım manialara uğramıj, Suriyeli milliyetperverlerin mutalebat aleyhinde vaziyet almağa, Vichy hükumetinin siyasetile mandater devlet vecibelerird daha umumî bir »ekilde telif etmeğe ve nihayet Suriyede müttefikler lehine artan muhabbet yerine mütareke komisyonunun isteklerine uymağa mecbur olmuştur. Gayretlerinin muvaffak olamaması, Vichy'ye sadık Fransız mahfillerinde şaşkmlık uyandırmış ve diğer teraftan müttefik ordulann askert muvaffakiyetlerl bu tesiri artınnıştır. Şiddetli tedbirler Beyrut 31 (a.a.) Fransız makamları mevzi! emniyet tedbirlerini artırmışlardır ve âmme niramının ihtilâline karşı çiddetle müdahale etmektedirler. Tramvay servislerinin tekrar başlaması için tedbirler aknmışbr. Şamdaki mektebler de açılmıştır. Bir sehirden diğer vehre askerî makamların husus! müsaadesi almmadan seyahat menedilmiştir. Harb divanlan faaliyetlerini artırmaktadır. Cezayire kaçan Fransız vapurları Meğer Hindiçiniden Almanlar için iptidaî madde ve fişek getiriyormuş! Londra 31 (a.a.) tReuter» Cezair açıklarında cereyan eden hSdise hakkında Londra salâhiyettar mahfillerinde kaydedildiğine göre, İngiltere. beynelmilel kanunlar mucibince düşmana gideceğinden şüphelendiği bir hamule taşıyan vapurları yoklamak hekkını elan muhafaza etmektedir. Fransız ticaret vapurlannuı Fransız anavatan limanlarına muhtelif malzeme götürdükleri ve bunlar gelir gelmez de bi3yük bir kısmına Almanların var'ıyed ettikleri malumdur. Bu sefer Akdenizde İngiliz kuvvetleri tarafmdan muayene edilen dört vapurdan blrl Siyam'da Bangkok'tan fişek getiriyordu. Bu hamulenin Rhin nehrinin 5te tarafına geçmesi için teşebbüste bulunulacağında ise şüphe yoktur. Fransız siyaseti bakımından, ingiliz donanmasmın şarkî Akdenizde Fransanm düsmanı olan İtalyan donanmasma mensub gemileri imha etmeğe gayret ettiği bir sırada İngiliz donanmasma ateş edilmesl garib olsa gerektir. Almanlarm *ç gözlülüğü neticeslnde Fransız milletinin işgal aitında bulunmryan mıntakada maruz kaldıgı ıstırabları ezaltmak için İngilterenin beynelmilel hukuklanndan feragat gristererek Fransaya yiyecek nakleden bazı vapurlara müsaade ettiği bir »nda vuku bulan bu Fransız hareketi için zaman hiç de iyi seçilmemistir. Vîchy'ye gSre Vichy 31 (a.a.) Ofî ajansı bildiriyor: Bahriye Nezaretinin bir tebliğine göre müteaddid Ingiliz deniz cüzütamlan 30 mart sabahı Oran'la Nemours arasındaki Fransız sularmda yalnız bir Fransız torpitosunun himayesi albnda Casablanca'dan Oran'a gitmekte olan dört ticaret vapurundan mürekkeb bir kafileye hücum etmişlerdir. Mütecavizi mukabil ateşi altına alan ve püskürten torpito ile Bahriye bataryalannın ve hava ku\^etlerinin sayesinde kafile Nemours'a iltica edebilmiştir. Kafileye bir sey olmamıştır. Hür Fransız gazetesînîn hücuma Londra 31 (a.a.) İngiliz Fransız deniz hâdssesi hakkmda tefsiratta bulunan Hür Fransızlarm organı <La France» gazetesi diyor ki: «Amiral Darlan Almanların oyununa âlet olmakta, Hitlerle olan işbirligini son haddine vardırmaktadır. Darlan, Berlinin emrine tâbidir. Fakat Fransız milleti bu kadar meş'um bir hatü harekeü red ve takbih eylemektedir.» Bir avlık zafer silsilesi: Esasen geçen ay, baştanbaşa Ingiltere hesabma zaferler kaydetmiş bulunmakUdır. İngiltere, Atlantik harbuun kendisini sarsamıyacağını, belki bu harbin de bir İngiliz zaferile nihayet bulacağını göstermiş, sonra Alnıanyaya karsı yaptığı hava taarruzlaruu sıklaştırnıış ve tekemmül ettirmiş, İtalyanın Afrika imparatorluğuna kafî bir nihayet verecek zaferler kazanmış, nihayet bu deniz harbile geçen ayın zaferlerini tetvic etmistir. Şimdiye kadar kara, hava ve deniz kuvvetleri ağır darbeler yiyen İtaljamn douanması da bu deniz harbile kat'i bir nıağlubiyete uğranuş ve İtalyanın askerî kuvvetlerinden birinin de iler tutar yeri kalmamıştır. Bu bakımdan son denÎ7 harbi, îaşizmin şimdiye kadar yediği müthiş darbeleri tamamlamış ve bu rejimin İtalya hesabına ileri sürdüğü biitün baIâpervaz îddialann bomboş olduğunu bütün diinyaya ispat etmistir. İtalya bu harbe girmekle hata ettiği gibi bu harbden biran evvel cıkmamakla daha büyük bir hataya düşmüştür. İtelyanın bu hata üzerinde ısrar etmesbıin vereceği nctice ise, hiç bir tahırine muhtac olmıyacak derecede sarihtir. Çünka hâdiseler. bugiin müttefîld icin de ağır bir yük teşkil eden İtalyayı, Alırtanyanın da kurtaramıyacağını gösteriyor. İtalyanın son ümidi ise. Aiman yardımuıda idi. Halbuki gerek Almaniann rike uçıısu yapan tayyareleri. şerek İtalyan donanrrasına iltihak eden Al• m a n unsurlan bir favda vermemU ve jfalyan donanmasının ba«ma bu felâkec tin gelrne ine tnânî olamamıştır. BTI haldkatin İtalyada anlaşılması. herhalde fs»=izm için bir izmihlâl baslangıcı olacakrır Dünkü Mediste Ankara 31 (a.a.) B. M. Meclisi bu'ün Refet Canıtezin başkanlığmda toplanarak ruznamede bulunan kanunlardan 1941 yıh muvazenei umumiye kanununa dahil bazı daireler bütçelerinin muhtelif tertibleri arasında 1.851.217 liralık münakale yapılmasına aid kanun lâyihasını kabul etmiş ve millî piyango idaresinin 1941 malî yüına aid bilânçosu hakkındaki divanı muhasebat ıncümeni mazbatası okunmuştur. Meclis gelecek toplantısını çarşamba günü yapacaktır. B (Baş tarafj 1 ind cahifede) lub ettiği düsmanı, şimdide sevkulceyşt taarruzu karşılamağa hazulanıyordu. bir mağlubiyete uğratmak kararında idi. ikinci Inonü meydan muharebesini 31 mart gecesi, zayıf keşif kol'arile kazanan Türk gücünün, bu zaferi nasıl baskınlar yapıhnıs, birinci fırka, Günyenilmez bir azmin eseri olarak mey düzbey şimalindeki sırtlan işgal etmiş, dana getirdiğini anlamak için, iki tarai dördüncü frrkanm bir keşif müfrezesi silâhları arasında bir mukayese yap de düşman tarafından tahliye edilmiş mak ve ne nisbette faik bir düşmarda bulunan metris tepeyi tutmuştu. 1 niçarpışıldığını görmek kâfidir. san sabahı, saat beş buçukta, İsmet Pa23 mart 1921 sabahmdan iübaren, bü sanın verdiği bir emirle, süvan kuvtün cephelerimizde taarruza geçen Yu vetlerimiz, ordunun gağ ve sol cenahnar ordusunda 16O0O tüfek, 221 ağır larmdan hareket ederek takibe çıktıkmakmsli tüfek, 1450 hafıf makineli tü ları düsmanı sıkıştırmağa başladılar. fek, 300 kılıc, 64 sahra ve dağ topu, 13 O gün, saat 16,30 da, düşmanm ardcı ağır top vardı. Buna mukabil, bizira kıt'alarına esaslı bir taarruz yapılmışb. orduda tüfek adedi 12041, ağır maki Ismet Paşa, taarruzu, Metris tepeden neli tüfek 64, hafif makineli tüfek 16. takib ediyordu. Düşman, şiddetli ve seri kılıc 1024, sahra ve dağ topu 34, ağır taarruzlar karşısında, bozgun halinde top 5 tane idi. Bu kuvvetler arasında, çekildi, 172 nci alay tarafından takib Yunanlılarla olan fark, tüfekte 3959, edilerek, ağır zayiat vere vere, Söğüd ağır makineli tüfekte 128, hafif maki istikametinde kaçü. neli tufekte 1442, kılıcda 273, dağ ve O andan itibaren, İkinci İnönü meysahra topunda 30, ağır topta 7 nısbe dan muharebesinin sağ cenah grupu tinde idi. Bilhassa, Yunan ordusunun cephesindeki çarpışmalar zaferimizle ne1450 makineli tüfeğe sahib olmasına mu ticelenmiş, cephenın diğer kısımlarından kebil, Türk ordusunda, sadece 16 ma da, zaferin tam ve kat'î olduğuna dair kineli tüfek bulunduğu nazarı dikkate müjdeler gelmeğe başlamıştı. ahnacak olursa, İnönü meydan muhaO gün, saat 18,30 da, İsmet Paşa, yerebesme iştirak eden kuvvetlerimizin, di gün süren çetin muharebenin neticekarşılaşmak mecburiyetinde kaldıkiarı sini, Ankaraya şu tarihî telgrafile bilüstün kuv\et, açıkça görülür. dirdi: Buyük Erkânıharbiye reisi ve garb «Saat 16,30 da Metris tepeden gördücephesi kumandanı Mirliva Ismet Paşa ğüm vaziyet Gündüzbey şimalinde, sanın, 23 mart sabahı ilk emrini verdiği bahtanberi sebat eden ve dümdar olması İkinci İnonü meydan muharebesi, muh muhtemel bulunan bir düşman müfretelif safhalar geçirdikten sonra, 30 mart zesi sağ cenah grupunun taarruzile, gaygünü, bütün kuvvetile hücum eden düş rimuntazam çekiliyor. Yakından takib manm, sağ cenahımızda tam mağlubi ediliyor. Hamidiye İstikametinde temas yetine müncer olmuştu. Yunanlılar, ger ve faaliyet yok, Bozöyük yanıyor. Düsçi sol cenahta muvaffakiyet VmnTimiy. man, binlerce maktullerile doldurduğu lardı; fakat, o muvaffakiyeti kazanan muharebe meydamnı silâhlarımıza terk yedinci Yunan fırkası o kadar ağır za etmiştir.» yiata uğrmıstı H, ele geçirdiği araziyi Bu müjde telgrafına, Ulu Başkumanmuhafaza edecek kudreti bile kalma dan Mustafa Kemalin verdiği tarih! cemıştı. vabı da bir kere daha kaydetmek, Mill! O gece, Ismet Paşa, Büyük Erkfiru Şefin İnönünde kazandığı zaferlerin büharbiye riyasetine çektiği bir telgraf yüklüğünü bir kera daha hatalamak ta, son vaziyeti anlatarak iki fırka ve lâzımdır: bütün süvari kuvvetlerile, büyük bir «Bütün tarihi alemde, slzin, İnönü taarruza geçmeyi düşündüğünü bildirtnişti. O zamen Büyük Millet Meclisi reisi Mustafa Kemalin, bu telgrafa verdiği tarihî cevab şu oldu: «Son raporlaruııı Singapur 31 (fe.a.) Slngapur muhteviyatı, ve kanaati devletleri mu valisi Sir Thomas dün akşam raddbi memnuniyetiıniz oldu. Muvaffaki yoda söyledigl bir nutuMa yeni ge. yetinize dua ederiz.» len takviye kıt'alarına samiml suO gece, bütün cephede, sükunetle rette hoş geldiniz demlstir. geçti. Şafak sökerken, taarruz ilk hareSlr Thomas bir kae hafta evvel ketini Kemaleddin Sami Beyin kırkıncı Trablusta İtalyan ordularma galib alayı yapmış ve kumandanın, at üzerin ?elen İnçiliz, Avustralyalı ve Hindll de, alayın en önünde, taarruzu bizzat askerin Malezyada da bulunmasınidare ederek gösterdiği şecaat nümudan mütevellid sevinclni izhar et nesi, umumî harekâtm muvaffakiyetinmiştir. Umuml vall şunları ilâve etde bir amil olmuştu. Baskma vığrayan miştir: düşmanm, bir heyb maktul ve esir bı< Blı sulhu arzn edlyoruz ve rakarak perişan bir halde kaçması neticesinde Teke mevziinin isürdadı, o kndretimiz sıılhun temlnatıdır. Başgünün muvfiffakiyetler silsilesinde ük kalanna taamız arzusunda değiliz, fakat kendimizl müdafaa edeceğlz adımı teşkil etmiştir. ve müdafaaya da muktediriz.> O gün akşama kadar devam eden harekât neticesinde, sol cenah grupunun Fransada kâğıd para da düsmanı mağlub ettiği görüldü. Aybolluğu nı gece, İsmet Paşa. orduya verdigi bir emirde, düşmanm 31 mart günü umurai Visi 31 (a.a.) Fransa Bankası, taarruzlarma devam edemediğini, bilâ memlekette t«davüîdekl kâgıd pakis bazı geri hareketleri yaptığı görül ranın pek ziyade artmış olmasından düğünü kaydediyor, 1 nisan saat alb mütevellid tehlikeye Vişl hükume. dan itibaren, ordunun sol cenahı, süvari tlnin dlkkatlni çekmlştir. KâŞıd kuvvetlerinden mürekkeb bir grupla para son sene zarfmda iki mlsli takviye edıleceğini bildiriyordu. İsmet çoğalmıştır ve 300 milyür franga Paşa, o gün, tabiye bakımından mağ baliğ olmaktadır. meydan muharebelerinde deruhde etti giniz vazife kadar ağır bir vazife de nıhde etmiş kumandanlar azdır. Milletimizin istiklâl ve hayatı, dahiyane idareniz aitında, şerefle vazifelerini gören kumanda ve silâh arkadaşlannızın kalb vet hamiyetme büyük emniyetle istinad ediyordu. Siz orada yalnız düsmanı değil, milletin makus talihini de yendiniz. İstilâ altındaki bedbaht topraklarımızla beraber bütün vatan, bugün müntehalarına kadar zaferinizi tes'id ediyor. Düşmanm hırsı istilâsı, azim ve hamiyetinizin yalçın kayalanna başını çarparak hurdahaş oldu. «Nammızı tarihin kitabei mefahirine kaydeden ve bütün milleti hakkınızda ebedî minnet ve şükrana sevkeden büyük gaza ve zaferinizi tebrik ederken, üstünde durduğunuz tepenin, size, bınleree düşman ölülerile dolu bir meydanı şeref seyrettirdiği kadar milletimiz ve kendiniz için şâşaai itilâ ile dolu bir ufku istikbale de nazır ve hâkim olduğunu söylemek isterim.» İki büyük kumandanm bu telgraflarile ilk defa olarak tes'id edilen ikinci İnönü zaferi, düşmanın Bursadaki mevzilerine çekilnıesi üzerine, 3 nisan 1921 aksamı tamam olmuş ve taarruz durmustu. Bundan tam yirmi sene evvel bu gün, Metris tepeden, yendiği düşmanla beraber, Türk milletine açtığı itilâ ufuklarını seyreden ve bize bu satırlan yazmak bahüyarlığmı veren şanlı kumandan, şimdi, aynı şed bakışlarile, daha geniş ufukları kucaklayor. İkinci İnönünde, memleket topraklarını kanlarile sulayan şehidleri burada tazimle anarken, unutmıyalım ki, Metris tepeden yurdun istikbaline bekçilik eden kahraman ruhun, yirmi sene fasıla ile ve aynı celâdetle Çankayadan istikbale hâkim olduğunu, İnönü şehidlerinin göğsünde çarpan aynı erkek yüreği, yurdun bir başından öbür başına kadar, aynı itminan, aynı itimad ve aym şecaatle hissediyor. Singapura gelen İngiliz kıtaatı Şanghayda Ingiliz. Amrikan Japon itilâfı Şanghay 31 (a.a.) Röyter ajansının oğrendiğine göre, İngiliz, Ame. rikan ve Japon makamları arasında cereyan eden hususî müzakereler üzerine, Şanghay belediye meclisindetd temsll nlspetinin arttmlması hakkındaki Japon talebi me^Iesi halledilmistir. Verilen malumata nazaran, vanlan anlaçma mucibince belediye mec lisinde yabancılara tahsis ediien dokuz azalık İngllizlerle Amerikalılar ve Japonlar tarafından müsavi surette işgal edilecektir. Bu su. retle bu müddet zarfında yeni hiç bir belediye intinabına lüzum görülmiyecektir. tki Fransız nazırı Afrikada Oao 31 (a.a.) Fransız Müstemlekeler Nazırı Amiral Plâton ve Münakalât Nazırı Bertholet'yl tasıyan tayyare evvelisi sabah Gaodan uçarak Niger vadisinl alçaktan takib ederek sabahleyin Tombuktu'ya varmıstır. Ayni günde oradan ayrılan tayyare S€gu"ye muvasalât et. miş ye Fransız Afrikası yüksek komiseri General Boulsson, Farnsız nazırlarını karşüamıçtır. ( Şemseddin Günaltayın dünkü konferansı ) Belcikada feyezan Brüksel 31 (a a ) Stefani a1ansmdan: Mütemadlyen ya&an jağ murlar, Flandres'da ve merkeâ Belçıkada bir çok nehirlerin taşmasmı lntac etmiş ve rcezruatı ve evleri hasara uğratmıstır. FîandTes'daki tugyanlar. bir çok iplikhanelerin faallyetlni inkataa uğratmıştır ö i'» DOĞRUL Hem nalma(Bastarafı 2 nd sahifede) olprak yalnız düsmanı değil; mUletm makus talihini de venen Büvük Millî 5«f İnönii basmvzda huİTinrfukca. yeni İröniiier va'a+mak iradesile sinirleTlmiz de süngnlerimiz eiM celikle«,nvsrir İ"ÖPÜ hevecanı. İnönü fedakârhip. In8nü Vahramannğı başmuzda ye ruhntnnTdadtr. Solda Alman karÜan: Almanlar üzeri fransızca yanh posta kartları neşDün sehrimizden 155.000 liralık rederek geri dönen Fransız muhacırlarını tatmin etmek istemişlerdir. Kartın ihracat yapılmıstır. Bu mevanda üzerinde şunlar yazılıdır: «Ey terkedilmiş ahah, Alman askerine itimad ediniz!» Amerikaya av derisl, Rumanyaya Sağda Almanlar Parisin en meşhur Rep sinemasını Alman askerlerıne 6.000 liralık keci boynuzu, fıstık, Itahsis etmişlerdir. Burada yalnız Alman filmleri gösterilmektedir ve Fransizlann talyava yumurta. Yunanistana, ar buraya girmeleri yasaktu*. VP fa.'ul^a gönrierilmistir. Dünkü ihracat işgal altındaki Fransadan intıbalar Büyük Millet Meclisi reis vekill Şemseddin Günaltay dün gece saat 21 de Kadıköy Halkevinde çok kalabalık bir dinleyici kutlesi önünde konferansını vermiştir. Hatib. Bulgaristanm, memleketini yabancı kuvvetîere teslim etmesl neticesi olarak tehilkenin hududla Şemseddin Günaltay dün gece Kadıköy Halkevinde konferansını veriyor rımıza dayandığuıı söylemiş, İstik yurdumuzda tam blr sükunun hü. lâl ve emniyetimlzi tehdid edecek kürr; sürdüğünü büdirdikten sonra, her hangi bir vazâyet karşısmda milletin Milli Şef İnönünün etrafmvatanı kahramanca müdafaaya h a . da çelikten bir kale heybetile top. zır olduğumuzu, bugün yoksuzluk lanmış olduğunu ve her hangi bir lar İçinde kıvranan memleketler a tehlike kalşısmda sarsılmadan merasında Türkiyenin müreffeh bir tanetle duracağımızı söylemiştir. Hahayat yaşamakta bulunduğunu. ve tibin nutku, sık sık alkışlanmıştır. liğe yakışmaz. Ustabaşı, mosmor olmuştu; kekeledi: Bayım, onların sözüne mi inanıyorsunuz? Enspektör, vumruğunu masaya vurarak bağırdı: Sus!.. Beni, başkalannın sözile hareket eder bir adam yerine mi koyuyorsun? Kızın bileğini ne hale getirmişsin? Ayıb değil mi sana? Evli misin? Hasan ağabey, gözlerini kaldırmıştı: Hayır. Bekânm. Olsun. Bu da bir mazeret sayılmaz. İyi ustasın, cahşkansın Emektarsın da... Seni, fabrikadan atmak istemiyoruz. İş bu kadarla kalsın, polise aksetmesin. Davaya, şikâyete filân kalkışma. Hattâ, sonradan öç almak fıkirlerini de aklmdan çıkar. Müessenin şerefini de düşünelim. Senin, burada kalışın, bir lutuftur; bunu da unutma! Hasan afabey, başını eğmiş dinliyordu: Peki, bayım! Fabrikamri disiplini içiri, seni, büs iki günlük Hulâsa^ Fabrikada makine gürültüleri arasında bir fcadm çığlığt duyuluyor. Uçi Fikri, hemen, tı^tabaşı Hasan ağabeyle işçi Remziyenin durduğu taro/o fcofttyor. RemayenİTi sol fcolu mosmordur. Fıkri ne oiduğurm soruyor, ustabaşı azarlay\nca kavgaya tutuşuyorlar. Gürühvye enspektbr i/etifiyor ve iki ameîej/i odasına çağırarak isticvaba başlayor. Fıkri, ustabışntn Remziyeye musrllat olduğunu söylüyor, Hasan inkâr ediyor. Şimdi kız, kolunu ustabaîının sıfct'ğmt anla.trna.kta.dxr. Enspektör, gözlerini Remziyeden ayırmıyordu: Peki, sebeb? Gene kızın yüzü kızarmıştı: Sözlerini dinlemediğimi zannetti birden hiddetleniverdi. Neler söylemişti? İşe, vazifeye dair.. Remziyenin konuşuşu da enspektörün alâkasını çehnişti: Okumanız yazmanız var mı? Orta okulu bitirdim. Enspektör. duralamıştı; bu, ne şaşırtıcı kızdı! Bu kadar okuması olduktar, sonra, daha az yorucu ve daha çok gündelik veren bir yerde iş bulabilirdi Falat çirkindi. Enspektör, içini çekti: Çok güzel, kızım! Kâtib, enspektöre sordu: Yukarıdaki işçileri de çağınp dinliyelim mi? Enspektör, dudak bükerek omuzlarmı kaldırmıştı: Ne lüzumu var? Meseleyi, aşağı yukan öğrendik. Bütün kirlileri oçık saçık ortaya dökmekte bir nıana var mı? Gene kıza dönerek: Siz, işinizin başına gidiniz, dedi. Remziye, odadan çıkarken, ıztırabla Fikriye baktı; Fîkrinin erkek yüzünde, ona emniyet verecek bh gülümseyiş parlamıştı. Fakat gene kız, odadan çı Bir AŞK UÇURUMU 3 B. FELEK bütün cezasız da bırakamayız. Enspektörün sesi tok. kaşlan çatıktı: Ustabaşı, boynunu bükmüştü: Siz bilirsiniz, bayım! Enspektör, kâtıbe dönerek: Ustabaşıya, bir haftalık izin verirsiniz, dedi. Gündelik alamaz; bu cpza da, ona yeter. Kâtib, başını sallaedı: Yerine bir vekil koyarız. Enspektör, ustabışya bakıyordu: Anlaşıldı mı? Anlaşıldı, bayım. Kendisine izin verildiğini anlayaı» Hasan ağabey, odadan çıkmıştı. Enspektör, kâtibe: Öbürünü çağınnız, dedL Fikri, siyah iş gömleğini çıkarmış, kasketi elinde içeri girdi. Kendisine, açık açık bir şey söylenilmeden onun böyle hazırlanışı, enspektörün göz'inden kaçmamıştı; içinden bir beyenişle gülümsedi: Oğlurn, seni, fabrika'ian çıkarıjoruz, (Aıkaa var) Edebî roman kar çıkmaz bu parlayış sönüverdi. Enspektör, vereceği kararı düşünüyor gibiydi; elile Fikriye kapıyı gösterdi: Sen, kapıcının yanmda bekle. Kâtible yalnız kaldıkiarı zaman, enspektör, düşünceden kurtulmuşa benzemiyordu: Ustabaşı da pek sucsuz değil... İkisini de koğmah. Kâtib itiraz etti: Ustabaşıyı ko&amavr». Neden? Mahmud Yesari Siz, nasıl münasib görürseniz! Birini koğup, obürünü koğmamak, açık bir haksızlık olmaz mı? Buna, bir kulp bulmalıyız. Aklına bir fikir gehniş gibi elini alnma vurdu: Bana, ustabaşıyı çağırınız. Hasan ağabey gelince, enspektör, homurdanan bir sesle çıkıştı: Usta, senin de kabahatin var. Yaptığın şey, sen yaşta, sen mevkide bir adam« ymkıçmaz. Daha doğrusu, «rkek İyi ustabaşıdır, fabrikaya lâzımdır. Peki, ne yapalım? Siz bilirsiniz. Enspektör, hırçınlaçmıştı: Fabrikanm içyüzünü benden daha iyi biliyorsunuz. Her şeyden evvel, müessesenin menfaatini gözönünde tutacağız. Kâtib ellerini oğuşruruyordu: Müessesenin menfaati namına, ustabaşınm koğulmaması icab eder. O halde, öbürüne yol vereceğta.

Bu sayıdan diğer sayfalar: