14 Nisan 1941 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

14 Nisan 1941 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURİYET 14 Nîsan 194Î Vak'ai Hayriye Yazan: Salâhaddin Güngör 1 Dogrn değil mi? \Kurşun borulardan geçen içilecek şeyler Belediyemiz, son günlerde çok isabetli bir karar daha verdi. İçilecek çey'er satan esnaf öunları buz dolab'.arında soğutup sıhhate muzır kurşun borulardan geçiremiyecekler, e s ö usulde buzla serinleterek olduklan gibi muhafaza edilmelerini ve ium.yevî bir tahallüle uğramamalarını temin edecskler. Fakat bu karar, yüzlerce lira masraf ederek b\ız dolabları tedarik etmiş esnafın itirazmı mucib oldu. Çünkü onların makineİ€ri artık bir işe yaramıyacak, dükkânlarda blrer korkuluk mahiyetinde kalacaklardır. Hatta esnaf, daha ileri giderek Belediyenin bu mukarreratı, sade umumî sıhhati düşünerek değil, lnhisan altmdaki bozun satış/jıı artırmak icln ittihaz ettiğini bUe iddiaya kalkıştılar. Belediyenin bu vaziyet karşısında buz dolablannın faaliyetinden men'inin, buz ticaretine genişlik vennek için deil, sırî halkın menfaatini gözetmek noktasından razolundugunu alenen vatandaşlara bildinnekle kalmamalı, kurşun boru derecesinde, hatta onlardan daha muzır hususlann da ortadan kaldınlmasını meselâ gıda maddelerinin safiyetinin, yenecek, içecek satan dükkânlann ve şahıslann tenıizllğinin temini ve sair gibi işleri de kurşun boru meselesi gibi derhal kestirme blr yoldan hallet melidir, dlyoruz, ( Şehir ve Memleket Haberleri ) Kandıra köylerinde kanlı bir facia Bir kız kaçırma vak'ası ölümle neticelendi lzmit (Hususî) Kandıranın Koymas nahiyesinin Davudlar köyünde kanlı bir kız kaçırma hâdisesi olmuştur. Bu köyde henüz 13 yaşında bulunan İbrahinrı oğlu Kâzımın kızı Seheri ayni köyden Keleş oğullarından Mehmed oğlu Topal Zülkade adında bir şahıs zorla kaçırarak kıza tasallut etmistir. Bu vak'a üzerine, kızm babasile akrabalan ırmhtara müracaat ederek kızı Topal Zülkadeden geri almışlarsa da bu adam, geceyarısı 4 kardeşile beraber Kâzınmı evine tecavüz ederek Seheri tekrar kaçırmak istemişlerdir. Kızın babası bu vaziyet karşısmda tabancasını çekerek Zülkadeyi öldürmüş, kardeşlerinden Rasim ismindeki şahsı da /aralamıştır. Vak'a uzerine, tahkikata başlanmıştır. Alemdarın ölümünden yîrmî sene sonra... Rumeli isyan içinde çalkanırken Yeniçeri eşkıyasının İstanbulda yapmadıgı kepazelik kalmıyordu Kıymetli bir ilim yuvası Daruşşaf akanın oo ıncı yudonumu NALINA I MIHINA j Amerika mevzi alıyor alkanlardatd kanlı mücadele ile çok yakmdan alâkadar olduğumuz için. pek dikkatimize çarpımyor amma Amerika, Avrupa» ya doğru yanaşarak mevzi almaktadır. Avrupanın şimalindeki Groenland'a gelmesi, Amerika vapurlannın Süveyse kadar gitmelerine müsaade edilmesi, Atlas Okyanusunda Amerika kifasile Avropa ve Afrika arasmda bir merhale olan Asor adalarma yerlesmek istemesî, Amerikanın Avrupaya doğrn yap'ığı son derece mühim sevkulceysî hamlelerdir. Bütün bu hareketleri, ramanı, daha doğrusu kıvamı gelince, Amerîj kanın, harbe filen de müdahale edeceğine delil telâkld etmek yanhş ohnaz. Groenland, gerçi ıssız hir yerdir. Fakat. şimdi şimalî Amerika ve Kanada ile İngiltere arasmdaki en mühim denîz yoluna hâkim bulunmaktadır. Ternöv • Kanada Groenland İngilterenin isgalinde bulunan Danimarkanm İzlanda adasile Fröer adalan İskoçyada tesis edilecek hav» ve deniz üsleri sayesinde Atlantik meydan muharebesinin şimal cephesinde Alman denizaltılanna ve uzun mesafe bomba tayyarelerine karşı mücadele etmek kolaylaşır. Hele Serbest İrlandayı da yola getirip bu memleketin garbmda hava ve deniz üsleri vöcude getirmek kabil olursa, Atlantik meydan muharebesini kazanmak ümidi daha kuvvetlenir. tngilterenin müttefiki olan Portekin ald bulunan Asor adalarile onlann doğa cenubundald Mader adalannın. Amerika tarafmdan kiralanarak oralarda üsler tesisi halinde Amerika ile ban cenub Avrup* ve ban şimal Afrika arasmdaki orta Atlantikte de mücadele kolaylasır. O zaman bu adalarla Cebelüttank müscllesi arasmda vaziyete Amerika ile İngiltere hâkim olurlar. Böylece Amerikadan Akdenize gelecek vapur kafilelerinin tâ Ümid burnunu dolasmalanna lüzum kalmaı. Bu adalarda Amerika üsleri tesisi sayesinde Atlatıtik meydan muharebesinln merkeı cephesinde de vaziyet demokrasiler 'lehine inkişaf eder. Atlantik meydan muharebesinin ea mühim iki cephesini, şimalde Amerikadan İngiltereye gelen yollar, merke7de de, gene Amerikadan Akdenize gelcn yollar teskfl eder. Şimal cephesi çok daha mühim ise de merkezdeki de ondan daha az ehemmiyetll değildir. Cenubt Atlantikte ise Alman denizaltı gemllerinden vw bilhassa teyyarelerinden eser yoktur. Buralarda arasıra bir korsan kruvazSr dolaşmakta ve bazı zararlan mucib olmakta ise de bu gecid faaliyet pek • kadar ehemmiyetli değildir. Roosevelrin difer bîr karan da, Amerikayı Hind Okyanusn Kızıldeniz yoHle Akdenize yaklaşürmaktadır. Bu mıntakada. Amerikanın üslere ihtiyacı yoktur: çtinkü Afrikada. pek çok İns;î« Mz üssfl vardır. Onnn için, Roosevelt'in, Kızıldeniz yolile Akdenize sokuluşa. bn denizi, artık harb mmtakası addetmiyerek Amerikan vapurlanm Süveyse kadar gondenneğe karar vermek sekHnde tecelll etmistir. Amerikanm harbe gtrmesl İçin. blr iki adun daha atması kâfidir. Bu büyük demokrasl, simdilik, harbe takaddiim eden blr hareketi yapmakta, vuruşmak için lüzumlu olan sevknleeysf mevkileri rutmakta ve harbedeceğl sahaya doğrn yanasmaktadır. Askerce hir tes» bih isterseniz, blr batarya, nasıl ateş açabiimek için evvelâ mevrl aiırsa, Amerika da Sy!ece harbedebllmek için mevzi almaktadır. Memleketîmize kıymetli uzuvlar yetiştiren bu kiiltür müessesesinfn yıldönümü dün hararetli bir şekilde kutlulandı MÜTEFERRIK lş Bankası umum müdıVü İş Bankası umum müdürü Sadeddin Erda. Ankaradan şehrimize gelmlştir. Umum müdür bugün bankanın İstanbul şubesinde meşgul olduktan sonra Ankaraya dönecektir. Değra değil ai? Samsun Asb'ye ceza hâkimliği Merhum Hâmid için yapılan ihtifal BÜyük şalr Abdulhak Hâmidin ölümünün yıldönümü münasebetile dün Üsküdar Halkevinde büyük bir ihtifal yapılmıstır. Merasimde. büyük hatırasına hürmeten avakta iki dakika sükut edllmiş, müteakıben kürsüve pelen musiki muallimi Ecved, Hamidin hayatı ve eserleri hakkında bir konferans vermistir. Bundan sonra şairin <Tarık» piyesinden bir kaç sahne temsil edil mistir. Sultanahmed ikinci sulh ceza Olmaz, demişti, bürc, Akrebden Aleitldarin intilramiTiı ^Imnir için tamahkemesi ha rih yirmi sene bile beklemedi. Devlet çıkmadı! kimliğinden terMora'da başkaldıran bir avuc eşkiyaya Hüseyin Ağa, bu cevaba kızdı: fian Samsun asiözünü geçirernez olmuştu. İsyaıu ya Ben, bürcün Akrebde olduğunu liye ceza mahketıştırmağ» giden devletlu paşalar, laş görmedim amma, yemin ederim ki ak mesi hâkimllğine Tıb talebesinin srezintisi bastınnca birer bahane bulup Istanbu reb bu odalann içindedir! dedi. tayin edilen Sala dönüyorlardı. Akdeniz adalarında aErtesi günü Asmaaltmdan geçenler, lâhaddin Demi Tıb Fakültesi talebelerinden kateş saçağı sarmıştı. Atina, Mlsolonki, bekâr odalannın temelinden yıkılmış ol relli, tayin olunlabalık blr grup, hocalarile beraber Karbeli, İnebahti, Trepoliçe, hasılı bü duğunu gördüler. Ağapaşa, bir gecenin duğu yere gidlp, dün Adada bir gezinti yapmıstır. tün Tesalya ve Mora reayası, seneler İçinde buralanm dümdüz etmişti. Talebeler sabahleyin hususl blr yenl işine basla denberi gizli gizli haztrlanarak, sıragı vapurla Adava gitmişler, öğle ye mıştır. Salâhaddin gelince her tarafta ihtilâl baj'rağını megini PlftJ otelde yedlkten sonra Bu esnada Yunan eşkiyası, devleti şaSalâhaddin De DemireUİ çekmişlerdi. çırtmak için dört tarafa saldınyorlardı. mirelll, Hukuk Fakultesinln 1928 aksama kadar muhtelif eğlenceler Asiler üzerine gönderilen basıbo/uk Hatta blr gece Bevrut sahillerine bile 1929 mezunlarındandır. Adliye sa tertib etmlşlerdir. Kafilevi tasıvan asker, bulunduklan yerden bir adım asker çjkarmağa k?lkısmışlar, fakat a hasında evvelâ İzmirln Karaburun vapur geç vakit dönüste, BoğaziçinUeri gidemiyordu. Şuradan buradan to halinin müdafaası uzerine yandan faz Müddeiumumiliğinde bulunmua. bir de de blr cevelân yapmıştır. parlanmış bu derme çatma kuvvetlerin, lası kırılıp, geri kalanı da paçayı zor buçuk sene sonra Menemen Müddelumumisi olmuştur. Bes ay sonarada bir yapüğı çapulculuk vak'alan, kurtararak gemilerine kaçmışlardı. Sarhoşluk hali Çamlıca taraflannı tutan denizri Rum ra da İstanbula sulh hâkiml sıfaİstanbula büyük bir yararhk gibi nkseAksarayda oturan Cemal Ulusoy, diyor, torbalar içinde «deri devlet» e lar, muhasara altında bulunan Misolon tile gelerek, burada bir buçuk sedün kafayı adamaküü tütsüledik getirilen birkaç yüz kellenin şerefine gi'ye zahire vermek icin Osmanlı gemi ne Müddeiumumî muavini salâhi ten sonra, Lftngada bir kahveye günlerce şenlikler tertib edildiği olu lerini sık sık tacte ediyorlardı. Rama yetile çalı^mıştır. Sırasile Oalatada, ginniş ve müsterileri rahatsıa etyordu. Halbuki isin içyüzü, çok feci zan ortal«nnda gene bu maksadla kırk Beyoğlunda sulh hâkimligl yapmış, meğe baslamı#tır. Bu vaziyeti gödi. Menzil Emini Kara Osmanolğu Ya kadar gemi, on beş ateş kayıŞile Os Samsun a tayinlne kadar da Sul ren garson Muzaffer, Cemall kahtanahmed ikincl sulh ceza mahkekub Ağa, Mora Seraskerine «Yanımda manlı donanmasına hücum ettl, fakat veden cıkarmak istemiştir. Fakat mesi hâkimliğinde kalmıştır. 8kçe kalraadı. Askerin iaşesi nice kabil yedi saat süren kanlı blr muhsrrebe neCemal, kendislnin kahveden çıkaolur?» diye haber üstüne haber sal Heesinde dikiş tutturamıyarak çekildiTanmmış Adliyecilerimizden Tem rılmak istendi^inl anlayınca bıçadığı halde, feryadına kulak veren bu ler. yiz mahkemesi birinci hukuk daire gını çekerek Muzafferi yüzünden lunmuyordu. Cemal vakalanmıç, Misolongi'nin akşama sabaha Osmanlı si relsi Fuad Hulusi Demirellinin yaralamıştır. Asker, yollarda susuzluktan kınhyor eline düşmesi bekleniyordu. Rumlar, küçük kardeşi olan Salâhaddin De Muzaffer tedavi altma almmıstır. du. Dağ köylerinde kokorozdan başka son bir gayretle muhasara hattını yar mlrelll. garb kültürile beslenmiş ve Bir yangm başlangıcı yiveoek yoktu. Livadva ovalan temmuz mak istediler ve Misolongi etrafında do mesleğini içten benimsemls kıv metll hâkimlerimizdendir. KendisiEvvelki Receyansma doğru Kadıgüneşi alünda asıhrken, yandan fa2İa lasan beş bin eşkiya ile haberleşerek, telefat verilmişti. Top çeken beygirle kaleden çikmak irfn sSzlestiler. Fakat, ne yenl vazifesinde de muvaffaki köyünde Kayışdafı caddesind* 101 yetler temenni ederiz. numaralı inşaat müteaddihi Saide rin, topları değil, kendilerini çekecek hal içlerinden bir papas. gelip Osmanh oraid köşkün soba bacasında biriken leri yoktu. Koca Terapoliçe ordusundan dusuna işi haber verince tuzağa tutulkurumlar bir yangın başlangıcma kırıla kırıla işe yarar ancak on bin ne dular. Muhasana hathnı yarmak isteyen Yeni teyrüsefer sebebiyet vermişse de. ateş köşk safer kalmıçü. Eğer, arada bir Mısır ge Rumlar. kafile kaflle pusuya düşürületalimatnamesi kinleri tarafmdan süratle söndü mileri laMre yetiştirmemi» olsa^halkla rek imha edildiler. rülmüstür. Seyrüsefer idaresi bir müddet evordudan tek kişi açüktan kurtulamıOsmanh ordusu, gece alaturka saat vel, taksilerin şehir dahilinde ve yacaklardı. yedide Misolongi'ye glrdi. haricinde tatbik etmek mecburiyeMor» Isleri bu halde iken îstanbulFakat Narda despotile Tırhala kap tinde oldukları tarifeyi ilân etmişti tzmitte kurutulan bataklıklar daki yeniçeri zorbalan, Saray Kethü tarJanndan îstiryo otuz kadar eşkiya İzmlt (Hususî) İzmltteki sıtma dası Hâlet Efendinin hlmayefl altında. ile Misolongi civannda sarp bir dağın Yapılan tetkikatta bu tarifeniu mücadele teşkilâtı programlı mesamülga Şehremaneti zamanmda ya. diledikleri gibi hareket ediyordu. Ça tepesine çekilınis bir türlü teslim olisinin mükâfatmı görmekte ve halkı pulculuk, hiç bir devirde görülmiyen muyorlardı. Alü saat süren bir cenkten pılmıs bir tarife olduğu ve bugün daima memnun bırakmaktadır. Evkü vaziyete nazaran değişmesl ikbir dereceyi bulrmıştu. sonra, nihayet canlanndan bezerek ba tlza ettiği anlasılmıstır. Bu meyan velce sıtmalık bir şehir olarak taHududlarda devletin haysiyeti iki pa rutla ateşledikleri kalenin içinde cayır da eskiden zamlı tarifeye tâbi tu. nılan İzmitte sıtma nispeti %27 iralık olduğu nrada, ocaklular aralann cayır yandılar. Osmanlı ordustımın ka tulan Boğaziçinin Rumeli ce Anadolu ken, bugün %6 ya kadar düşürül da baklava alaylan tertib ediyor, el ayak zandığı bu muvaffakiyet şerefine İstan sahili yolları ile Suadiye yolu eski müstür. Son olarak Adapazarında on bin dekarlık tahmin edilen Tesçeldldikten sonra sokaklara dağılarak bulda şenlikler yapıldı. den şehir mmtakası harici tutul namuslu kadınlara. genc çocuklara uluMüjdeyi geüren posta tatarlanna sa muşsa da bilâhare bu yollar asfal bihli gölü bataklığı kurutulmus ve orta sarkıntılık ediyorlardı. Çok defa mur kürkler giydirildi. atiyeler. ihsan ta tahvil edilerek otomobiiler için 9 bin metre uzunluğunda kar»9llar rezalet bu kadarla kalmıyor, ele geçi lar verildi. Paşalara mücevherli hançer en elverisll bir yol haline konul . açılmıstır. İki seneyi mütecaviz bir zamandanberi kurutulmasma çalırilen kadınlann, bekâr odalarına kadar ler gönderildi. muştur. Bu ltibarla yeniden tetki şılan Gökçeören bataklığı da tamagürüklendiği oluyordu. Bütün bunlar iyi, hostu amma, Mora kat Icra ettirerek yeni bir tarife Yeniçeriler, 1241 ramazanırun on be isyanı öyle birkaç hamle ile önü alı tanzimine luzum görülmüştür. Bu ta men kurutulmuştur. Bu batakîıkta pek muazzam kanallar açılmıstır. sinci günü gene böyle bir baklava ala nabilecek isyanlardan değildi. rifede nerelerde şehir harici zamnıı Kurutulan bu bataklıklar, toprakyı tertib etrnişlerdi. Sarayın hâs mut(Arkası var) alınacağı tafsllâtile zikredilecektir. sız kövlüve tevzi edllmektedir. fağında hazırlanan yüzlerce tepsi baklava, elden ele dolaştırılarak uzun bir Ayşenin İstanbula gelisi bir âlem KUçUk hikâys Bİay halinde yola çıkanlmıştı. olmuştu. Suyun bu kadar genişini, Sekbanlar, en önde meş'ale çekiyor, salın bu çeşid heybetlisini, kara ve «güruhu eşkiya» kâh hep bir ağız pampuru dediği trenin böyle ateş dan tekbir getirerek, kâh gelişigüzel saçarak uçar gibi gidişini ne duy nâralar atarak Ilerleyorlardı. muş, ne de işitmişti. Hele yeşilli O sırada zilzurna sarho? bir yeniçeri kırmızılı kutu gibi şeylerin hıncagözlerini onun üzerinden «yırmaıneferinin, yol üstunde duran bir ihti hınç dolu olarak geçişlerini. köprü kestirememisti. mıştı. Etrafımdakilere: tAli Hatice yan, sille tokat yere yıküğı görüldü. dedikleri ve nasü olup da bu kadar ••• Derken, alayın düzeni bozuldu dıye. kalabalığı taşıdığma akıl erdiremeAyşenin kocası Mustafa hayatm İle evleniyor ama, gözü başkasında, daha birkaç yeniçeri, halkadan aynhp diğini, sokak ortasından parmağı da ilk defa bir meyhaneye giriyor yazık olacak, demişti Köylüler de adamcagmn uzerine çullandılar. İhti ağzında seyre dalmıştı. Amcası ko du. Arkadaşlarından dinlediği mey öyle zâhir» dediler. yar. neye uğradığını bilmedi. Hele ney lundan tutup çekmeseydi otomobil hane âdetlerine yabancı idi. KıÖyle de oldu. Aradan kırk gün se ki. hançerleri, kınlanndan çıkarmak altında kalıp can vermesi lşten bi yafet ve duruşundan buraların ya geçmeden Ali köyden sıvıştı. Bir akıllanna gelmemişti. Bu badireden bir le değildi hani... Fakat aradan bir bancısı olduğu belli birisile karşı daha görünmez oldu. Bir ara. Aliyi kaç zorlu yumrukla kurhıldufu için yıl geçince, o da bu gürültüye uy lıklı oturmuş içlyorlardı. Mustafa çeşme başında beklerken görmüsler, AHehına şükrederek ayaga kalktı üs du, bu hercü merce kapıldı ve köp nın peltekleşmeye başlıyan dilinden diye de lâflar kulağıma çalmmıştL tünün başmm tozunu silerken. elinde rüye ilk çık+ığı günün sersemllğlni adamakıllı sarhos oldukları sezili Nihayet Ayşe köyden aynldı. tuttuğu sekiz yaşlarmdaki tonınuna si unutuverdl. Bir buçuk ay önce de yordu. Karşısındakine âmirane bir Ali şimdi nerede? sesle: evlenirken: tem ediyordu: İste onu dedim ya!. Bir senedir Düğünümü cazlı yapalım. blr Şimdi anlat bakalım. İki ka çörmüyordum. Geçenlerde çıra kü Evlâd... Ben sana «Gel bü gece salon tutalım, demişti. Bu arzuyu deh rakı içmeden dilinin çözülmi fesi sırtında sokak sokak dolasırken evimizden çıkmıyalım> dediğim ZAtnan, kırmamışlardı. veceğinl söylüyordun. İki şişeyi yu gordüm. Bir kapıda Ayşeye rasla6Özümü dinleseydin olmaz mıydı? SanAyşenin bir şirin vuvası da vardı. varladm, dilini kökünden kopar da mıştı. uzun uzun konuştular. Ben ki baklava alayını gördün de başın gö Kocasa az kazanıyordu ama, ikisi de bir daha zehir kusmasm. dedi. yanlarına sokulmak dileyince Ali ke mi erdi? kanaatkârdılar. Kapısı açıldıkça sokağa kokuların uzaklaşıverdi, Ayşe de kanıyı yüzüSonra, alayın uzaklaştığı istikamete Fakat bugün Avsenin halind/1 bir en çirkinini kusan dar meyhanenln me çaldı. doğru yaşlı gözlerini çevirerek: başkalık vardı. Ortalık kararmış. içinde çukura gömülmüs gibi duran Mustafa ile yabancı doldurduk Hey Yarabbi! Dilerim senden, bu saat dokuzu geçmlş olduğu halde ufak gözlerini dolastırdıktan sonra. ocağı gelecek ramazana yetiştirme! di o, köprü üstünde bir asaeı, bir vu masanm uzerine egilerek sesini ya ları kadehleri karşılıklı birer nefeste içtller. Önlerindeki mezelerden karı dolaşıyor, etrafmı gözetljyor. vaslatan vabancı: ye beddua etü. birer lokma aldılar. Yabancı adam birisini bekler gibi uzaklan kolluvor Bir vakitler, dedi, onu, Ayseyl Yeniçerilerin şehirde yapmadıkları fenalık yoktu. Dağ başmdaki şakiler de ve nihayet gözleri lâciverd çırpın Ali ile kaçmış dedikleri zaman göz ellnin tersile pos bıyıklanm düzelterek devam etti: ancak bu kadar pervasız hareket ede tıh sulara takılıp kalıyordu. Bun lerim yaşarmıştı. Yaak oldu, diye lara sebeb ne idi?. İki gün önceki de bu tazeciğe acmmıştım. Çünkü Nihayet geçen gün senin yabilirlerdi. Asmaaltındaki bekâr odalarında ne cinayetier işleniyor da, he Adaya yaptıklan pazar gezintisin Ali, ipe sapa gelmez bir adamdır. nında gördüm haspayı. Eh!. Ne de den sonra evlerinin tadı. tuzu kaç Ne lş yaptığı, nerelerde yatıp kalk olsa sen Allden daha efendl bir asabını arayıp sorân olmuyordu. Ağapamış ve işte bugün de sokaklara düş tığı beUi değildir. Bir sene var ki, damsm. Eğer seni sever ve kendini «a diye anılan yeniçeri ağası Hüseyin müştü. Adada rasladıklan eski köy ne onu, ne de öteklnl görmemiştim. de sevdirirse geçinlr, gider dixe de Aga, blr arahk bu odalan yıktarmağa lüsü Recebin hafif gülümseyişi Ay Demek ki tanıyorsun her iki düşündüm. Köylümün bolluğa kakarar verdi. Fakat her nedense müsa şenin saadettni baltalamıştı. Bu sinl de?... vuşması yüzümü güldürdü benim. tdesini bir türlü alamıyordu. tesadüf ve bir tebessüm nssıl olu Tanımaz olur muyum hic? Ali İşte hepsi bu kadar bildiklerimin. Ağapaşa ısrat edince, zamanın münec yor da bir faciamn başlangıcı ola evlen.irken düğününe gelmlsti. O Mustafa ağır ağır masanm başındmbasısı: billyordu. İşte bunu Ayşe de henüz zamanlar daha körpeydi Ayşe. Ali, dan kalktı. Bundan ild sene önce TeniçerUerin baklava alayı Daruşsafakanın dünkü yıldönümü merasiminde bulunanlar Kıymetli irfan müessesemiz Darüşşafakanın 68 inci yıldönümü dün kutlulanmıa ve bu münasebetle yapılan merasim saat 10 dan 18 e kadar devam etcnistir. Merasimde Darüşsaiakanın eskı ve yeni mezunlan, talebe velileri, talebeler ve davetliler hazır bulunmuştur. Merasime saat 1 0 3 da son sınıf takbesinin hep bir ağızdan sbylediği İstıklâl marşile başlanmıştır. Bundan sonra Darüşşafaka mezunlar kurumu reisi Refık kürsüye gelerek, Sakızlı Esad Pasanın tavsiyesile Cemiyett Tedrisiyei İslâmiye taraiından Türk yetimlerinin talim ve terbiyesi gayesile 1289 senesinde kurulan Darüşsaiakanın tarihçesini, bu müddet zarfında geçirdiği safhalan, yetistirdigi kimselerle memleket kültürüne yaptığı hizmetleri anlatmıştu1. Uzun alkışlarla neticelenen bu veciz sözleri müteakıb Milli Şefimiz Reisicumhurumuza, Meclis Reisine, Başvekile v= Maarif Vekiline tazim telgrafları çekilmesino karar verilmiştir. Bundan sonra İsmail Safanın Darüşşafaka için yazdığı "manzume okunmuş ve talebeden Esad da kendi yazdığı bir çiiri okumuştur. Birkaç eski mezun, sıra ile kürsüye gelerek bu sefkat yurdunda talebelik hatıralaruıı snlatmışlar v« kendilerini yetiştiren hocalamu büyük bir hürmetle anmıslardır. Bu güzel konuşmalardan sonra salonu dolduran eski ve yeni mezunlarla talebeler hep bir ağızdan Darüşşafaka marşını söylemişlerdir. Kısa süren bir müziği müteakıb gaat 13 te yemeğe inihnis ve Darüşsafakanın an'anevt yemegi olan etli pilâv, fasulye ve üzüm hoşan büyük bir nese içinde iştahla yenmiştir. Saat 14 te mekteb gedlmiş ve bundan sonra tekrar salona çıtolmıştır. Prograraın ikinci kısmı saat 15 te Vasfi Mahirin bir manzumesile baslamıs, bunu müteakıb talebeler zeybek oyunu oynamışlar, şiir ve monolog söylemişlerdir. Değerli «an'atkir Münir Nureddin alarurka ve Necib Celâl de alafranga bu*er konser vermişlerdir. Bundan sonra talebeler büyük bir muvaffakiyetle fFermanh Deli Hazretleri» komedisini oynamışlardır. Baştan sona kadar tam bir nese ve samimiyet içinde devam eden merasim saat 18 de sona ermlştir Çuvallık kanaviçe EUeri kesildi Bir kadeh rakı Ankara gümrüğüne 100 bin çuKişantaşmda oturan Şişlı lâsvallık kanaviçe ile 1500 aded oto tik fabrikasında iaçi Ali, fabrikada mobil lâstiği gelmistir. çalısırken kazaen her iki elini maklneye kaptırarak kestlrmlştir. Yaraları derince olan Ali tedavi altına Kesik kol tahkikatı alınmıştır. Beşiktaşta Abbasağa parkı alt kısmmda bulunan kesik kol ve baBursada tek tip ekmek cakların tahkikatı devam etmekteBursa 13 (a.a.) Dün vilâyet dir. Hâdlse, henüz esrarını muhafaza etmektedlr. Dün pazar olmasına Fiat Murakabe komisyonu Vallnln rağmen, zabıta bu iş üzerindeki in başkanlığında bir toplantı yapmı$celemelerlne devam etmiş, elinde tır. Bu toplantıda 15 '4/941 salı güBeyşehir gölünün suları bulunan bazı ufak ipuçları etrafın nünden itibaren Bursada da tek tlp çok yükseldi ekmek yapılması kabul edilmist da uğraşmıstır. Yüzde 11 çavdar karısık yapılacak Konya (Hususî muhabirlmla " » • Hırsız çırak bu ekmeğin kilo fiatı 13 kuruş oia den) Beyşehir gölü, Konyanm eh Bakırköyünde bakkal Abbasın caktır. mühim hububat mıntakası ola"ft dükkânında çıraklık yapan Hüse Çumra kazasındaki ovayı sulama yin, ustası bulunmadığı bir sırada 23 nisan Çocuk Bayramı teşkilâtmın en mühim membaıdır. •dükkândan çay ve şeker çalmıştır. Bir kaç sene evvel su seviyesi düş« Büyük Millet Meclisinin açıldıÇaldığı çay ve şekeri baska bir ye ğı ve Ulus eğemenliğinin kuruluş müş olduğu için kanallara Beyşe " re satarken yakalanan Hüseym dün tarihi olan bu mes'ud günü ço hir gölünden su almamıyor ve araSultanahmed üçüncü «ulh cezada cuklanmızm coşkun sevlnclerle zi sulanamıyordu. Konya iktısadiyapılan muhakemede suçu sabit gö geçirmesi kadar manalı bir gün yatı için bundan daha vahlm plff rülerek bir ay yirmi gün hapse var mıdır' hâdise tasavvur edilemiyeceğinden mahkum edilmistir. alâkadarlar telâşa düştüler, gölün sularını çoğaltarak kanallara su Ayşe, eski köylüsü Aliden çıra al nakline müsaid bîr sevlyeyi bulmamış ve karısile barışiD barışmadığı sı için tedbirler düşündüler, yaptı* nı sormustu ama, bunun blr günah lar. Bu tedbirler arasında o civarolacağını ve kabahat telâkkl edile dan geçen akar suların da s u n i rek hesab sorulacağını aklına bile mecralarla göle akıtılması ciheti d9 getirmemişti. Bu duraklayış vç şüp vardı ve bu cihet, temin olunaraS he Mustafayı kudurttu: vaziyet kurtanlmıstı. Fakat gölün bir kaç defa karnmı doyurduğu bu Tabil cevab veremezsin. Susa sulan mütevali kuraklık yıllar dosefil ruhlu adamın yüzüne viyecek cağını umuyordum senin. layısile azalmakta devam eyllvordıi gibi baktı. Cebinden çıkardığı bir Birdenbire yukan frrladı. Ayşe ve günün blrlnde sulama teşkilâtıkaç lirayı masanın uzerine attı fena halde ürktü. Titremeğe basla nm bu gölden istifade edememesl Şapkasını avuçlıyarak sokağa fır dı. Çünkü Musatafa babadan kal tehlikesl beliriyordu. Şimdi bu tehladı. ma tabancanm durduğu çınçınlı like tamamen uzaklasmıştır. Oölün Etraf kalabalık, ortahğı bir uğul sandığı açıyordu. Başına vazmasını suları azami seviyeye yükselmiş, tu sarmıstı. Gözüne yandaki kazi sardı, sırtma mantosunu geçirdi ve Beyşehir gölü havzasının mutad nonun duvar saati ili^ti. Baktı. Sa çılgın gibi sokağa fırladı. Vak'ayı tabiî vaziyetine göre yağacak yağ at akşamın sekizi idi. Demek ki iki tam manasüe kavrayamamıştı ama, murlardan ve eriyecek karlardan saattir içlyorlardı. Kendi kendine Adada karşüastıklan köylü'.ünün hasıl olan sular da göl seviyesinl mınldandı: bir miktar daha artıracaktır. Binaacı gülüşünü görür gibi olmuştu. Olamaz. Buna imkân yok. Bu, İste şimdi de Ayşe köprünün üs enaleyh Konya hububat merkezi oişlenecek günahlann en sorgulusu tünde dolaşıyordu. O, evden, ölüm lan Çumra kazasile Konya merkeolur. Çok acı. den korktuğu için değil, Mustafa zine bağlı Yarma nahiyesindefci suYan sokaklardan birlne saparak nm ellerini kana boyamamak için lama teşkilâtı bu göl suyundan bol adımlannı sıklaştırdı. Karannı da kaçmıştı. Kocasına karşı olan vefa bol ve sıkıntısız istifade edecek", kavermiştl. Karısının güleryüzüne smdan şüphe edilmeslne tahammül nallardan muntazam surette akakanmıyacak, tatlı sözlerine kapıl ederdi. Fakat Mustafanın bileklerl cak olan sularla mezruat icab ettlrmıyacak, oynıyacağı komedyaya e ni kelepçeli görmek ona ölümden diği surette sulanabilecektlr. hemmiyet vermiyecekti. Uçar gibi acı gelirdL de koşuyordu. Soluk soluğa kapmın İçinde kısa bir ürperme dolastı. önüne vardı. Zili sert sert çaldı. DudaMannı ısırdı. Etrafını gözetKapı açılınca lçeri ok gibi daldı. ledi. Ortalık adamakıllı tenhalaşNflshası 5 knrnstar. mıştı. Daha fazla da bekliyemefdi. Ayşe merak içinde idi: Nerede kaldın Mustafa? Beni Son bir defa gözlerini koyu karana için hklara dlktl. sonra mor sulata çemerakta bıraktın. ; 1400 Kr. 2700 Kr. Senelik virdi ve kö' > inün parmaklıklannDemeğe kalmadı, Mustafa yemek 750 > 1450 » Alü avlık odasının ortasında duran masayı dan denizln sularına bıraktı ken400 > 800 » Üc avlık tekmeledi. Tabak, bardak gürültü dini. Boşlukta uçarken yuvasına 150 » Yoktur. Bir avlık bağlılığm lnanile yüzü güldü, bahleri arasmda gürledi: Allyi tanıyor musun? Onunla tın acılıgile yurerlği gızladı. Ayşenin ölümü, ne Recebin RÛIÜneler kanuştun?. Ayşe şaşkına dönmüştü. Ne söy şü kadar, ne de kocası Mustafanın Gazetemize eönderilen evrak ve yazıla* liyeceğini şaşırdı. Sorulanı anlama içtiği bir kadeh rakı kadar acı bı nesredilsin edilmesin iade edilmez ve mıatı k t cevabmı verebllsin. rakmadı, göz yaşartmadı blle.. < ıtyamdao meaUlrjret kabul oltmmaı. Leman ^hıskal CUMHURİYET flbone şeraili Dikkat

Bu sayıdan diğer sayfalar: