30 Nisan 1941 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 1

30 Nisan 1941 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 1
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ihtiyar Dost Halid Ziya Uşaklıgil Fiatı 50 kuruştur. Satış yeri : Yazan: Cumhuriyet matbaasıtfır umhuri ISTANBUL CACAT.OGLU I 7 flCİ Vl! SHV! ! 6007 Telgraf ve mektub adresi: Cumhuriyet, tstanbul . Ppsta kutusu: tstanbul No. 248 Telefon: Başmuharrir: 22366. Tahrir heyeti: 24298. İdare ve Matbaa kısnu: 24299 24290 YALOVA Çarşamba 30 Nisan 1941 itibarejfŞçılıyor Hariciye Vekitimiz siyasi vaxiyet etraftnda beyanatta bulundu General Kâzım Sevüktekinin bir snal takriri Ankara 29 (a.a.) C.H.P. Meclis Grupu omumî heyeti bu gün ( 2 9 / 4 / 1 9 4 1 günü) saat 15 te reis veküi Trabzon meb'usu Hasan Sakanın reisliğinde toplandı: llk defa Hariciye Veküi Şükrü Saracoglu söz alarak son îki haftamn askerî ve siyasî harekât ve hadifah hakkinda mufassal izahat verdi. Bu mevzua dair $öx alan hatiblerin miiteleatı ve sorulan suallere Kariciye Vekilinin cevablan dinlendikten sonra ruzn»meye geçildi. tkinci mesele olarak Diyarbakır meb'usu General Kâzım Sevüktekinin tayyareciüğe aid askerî mevzuatimıza dair Millî Müdafaa Vekâletine tevcih edilmiş sual takrin okundu. Millî Müdafaa Vekilinin ve diğer hatiblerin aynı mevzua müteallik beyanat ve izahah dinlendikten ve sorulan birçok suallere Millî Müdafaa Vekili tarafından icab eden cevablar verildikten sonra saat 18.10 da celseye nihayet verildi. Parti Grupund Belgrad elçisi İngilterenin ne oldu? Sir R. Campbell'dea bir törlâ habcr alutanyor Londra 29 (a a.) Röyterin diplomatik muhabiri bildiriyor: Resmî mahfillerde teyid edildiğine göre, Almanlarm Yugoslavyayı istilâ smdanberi kendisinden haber almma. mış olan İngılterenin Belgrad elçisi Campbell ile e'çilik ve Belgrad konso losluğu rrcnvjrlarından hâlâ malumat yoktur. D. N. B. ajansınm neşrettiği bir haberde denildiği gibi Sir Ronald Campbell ile ataşemıliter Yarbay Clarke'ın küçük bir vapurla Giride giderken bir İtalvan torpidosu tarafından esir edildi. ği hakkmda da teyid mevcud değildir. Sir Ronald Campbell ile elçilik ve konsololuk memurları hakkında Alman ve İtalyan hükumetlerinden malumat alması, Amerika Birleşik Devletleri hü Şttkrü Sanco£ln Demokrasiler YARDIM KAFİLESİ BALKAN SEFERİ Habesistanda Mega'da Cenubt Afrika kuvvetlerinbı İtalyanlardan iğtiaaaı ettikferi toplar daha hızlı çalışamazlar mı ? Efkân umumiye esasma dayanan devlet sütemini zamanın icablarına oygun bir şekflde daha hızh yürütmek imkânı yok mu? Türk inkılâbı bu suale tereddüdsüz: Evet, var! Diyor. ları muhakkak batınlacaktır,, harekât sona ermek üzere Berlin «Ruzvelt'in Almanlar Mora'da plânının neticesi bu cenuba doğru mütemadiyen ilerliyorlar olacaktır» diyor Berlin 29 (a.a.) Röyter: Londra 29 (a.a.) Reuter ajansı bilDeutsche Allgemeine gaıetcsi Ame diriyor: rikanın ingiltereye yardımlarınm hır İngiliz askeri sözcüsü bu akşam asalaülması meselesine dair yazdıgı bir ğıdakd beyanatta bulunmuştur: makalede diyor ki: c Yunanistandaki harekât hâlâ de•Ruzveltin pllnlarının ancak tek bir vam etmektedir ve teblığ haricinde hiç İngüterentn Belgrad elçisi merika Curahur Reisi Roose neticesi olacaktır. Bu netice, Amerikan bir şey söyleyemem.» velt keskin ve uzak gorijşlu vapurlarının sür'Stle ve muhakkak oRonald Hugh Campbell Aiman tebliği bir devlet adamıdır. İçinde arak batınlmasıdır.» Berlin 29 (a a ) Alman orduları kumetinden rica edilmiştir. Almanların bulunduğumuz harbtn Amerikan milli bs^kumandanl'ğının tebliği: «fnfîllereye giden kafilelerin Yugoslavyaya girdikleri zaman, bu zemenfaatlerini yakından alâkadar ettiYunanistanda, Moranın temizienmesi himayesi tanı manasile baflamiftırt. tı Yugqslayyadan çjkarmak hususunğini, neticede İngUtere kazBnmadıği takİşlni yapmakta olan Alman kıt'aları Tri" dirde bütün demokrasi sistemlerinin te Vaşington 29 (a.a.) Buyuk Bntan polis'ten geçerek cenuba doeru ileri da İngiliz hükume'inin gayretlerî mu melinden saralaeağını, o, daha başlan yaya giden harb malzemesi kafiielerının hareketlerine devam etmi'letdir. Hava vaffak olmamı^tır. Campbell ile «Içılik ve konsolosluk memurları, Yugoslav hü. himayesi muharebesı tam manasile başgıcda görmüs ve söylemişti. amıştır. Çorçil tarafından evvelki ak kuvvetleri, dün, Yı nsn ! sulaTinda cem kumeti kendisini Belgradı terketmek Fakat 1939 eylulünde Amerik* efkân an 18,600 tonilâ'o h? ~r Tİe beş ticaret mecburiyetinde gördüğü zaman Yugosumumiyesi, tunumiyet iabarjl* Roose şam soylenen nutuk burada cbize mal gemisi batırmış ve bir m>k'ar daha kü lav hükumetini takib etmişlerdir. Bu zeme gönderiniz» hitabınm «bize mal velt'in fikrinde değildi. Demokrasilere çük vapuru hasara uğratırıştır. zevat, 15 nisana kadar Yugoslav hükuyardım yapılınasmı isteyenler ekalliyet zeme teslim ediniz» sekhnde tadılı glbi Alman savaş ve pike bombardıman metile beraber kalmışlar ve büâjlare geniş bir tarzda tefsir edilmektedır. teşkil ediyorlardL Öteki Büyiik Harbin Dalmaçya sahiline varmak için yola zararlarından ağzı yanan ekseriyet, hâ Rockfeller tarafından kafilelerın hıma tayyarelen, dun gece, yeniden müessir çıkmışlardır. Kendilerinin, Yugoslav yesinin istenmesi ve Bullitt'in harb teh bir surette La Valette limanını bombardiseferi iyi tahlil edemediği için yaUın hukumetinî memleket haricine gidişte istikbali sezcmiyor ve bitaraf kalıp hiç ikesi pahasına dahi olsa her türlıi yar dıman etmiştir. Çok ağır çapta bir bom takıb edebilmelerinin imkânsız olduğu ba, Southampton sınıfmdan bir kruvabir seye kanşmamakla milli menfaat dım lehindeki beliğ müdafaanamesi kagörülmüştür. lere en uygun yolun bulunmus olaca filelerin himayesi lehinde dığer kuvvetli zörün ortasma isabet etmiştir. Bir benğını sanıyordu. 1939 eylulünde Birleşik darbelerdir. Bütün memlekette dığer bir zin deposu ve bir ticaret gemisi yakılDevletler hududlan içinde, İngiltere le çok komiteler de bu harekete iltıhak et mış ve baska bombalar, devlet te?gâhhine ırk ve dil bağlarından doğma müp mislerdir. «Hürriyet için mücadele ko larına ve rıhtım tesisatına isabet etmişhem ve insiyaki bir sempatiden başka mitesi» adı verilen yeni bir tesekkül âe tir. Diğer bir Alman savas tsyyaresi muharrir, gazeteci. hukukçu, filimci ve teşekkülü, müessir bir surette Venezia bir temajül yoktu. diğer mümtaz şahsiyetler tarafından te tayyare meydamna hücum eylemiştir. Boosevelt'in mücadelesi çetin oldujpı (Arkası sahife 5 sütun 5 te) (Arkası sahife 5 sütun 3 te nisbette muvaffakiyeüe cereyan ctti. Efkân umumiye günden giine aydınlatüdı, müphem sempati gittikçe koklesti, kuvvet peyda etti. Demokrasilere yardım luzumu artık ekseri>etin kafasına yerleşmeye başlamıstı. O kadar ki Cumhur Reisliği için yapılan intihab müeacadelelerinin başlangıcmda, Boosevelfin Bağdad 29 (e.a.) Irakta hükumet rakibi VVillkie, >ardıra siyasetinin aleydeğışıkliğının memleketin haricl aiyahinde bulunurken, sonlara doğru diiseüne dokunacak mahiyette olup olmaşuncesini değiştirmeğe mecbur kaldı. dığı hakkında Havas Ofi ajansının Boylelikle Ud rakib namzed arasında muhabiri tarafından sorulan suale cedış poliüka bakımından hiç bir gorü? vaben Irak Hariciye Nazm Musa Şalarkı kalmıyordn. İkisi de İngiltereye bandar demiştir ki: yardım fikrini müdafaa ediyor, ikisi d« € Irak, herkesle mümkün olduğu bu hususta ateşli görünüyordu. kadar iyi münasebetlerde bulunmağa 1940 sonbahannda, üçüncü defa olarak durmadan devam etmiştir. Gaylâni hüCumhur Reisliğine seçildikten sonra kumeti Irakı harbden masun tutmak için Roosevelt faaü>etini daha da arturdı. bütün gayretlerini sarfedecektir. Gay. Kongreden, bildiğimiz salâhiyetleri istelâni hükumetinin en mühim nokta oladi ve nihayet (ödiınc verme ve kiralarak telâkki ettiği şey İngiltere İle Irak . ma) kanunile bunlarm büyiik bir kısarasındaki anlaşmanuı harfiyyen ve ru; tnını elde etmeğe mavaffak oldıı. han tatbikıdır.» Son iki senelik siyasi faaliyeti kısaDiğer suallere cevab veren Nazır su ca tetkik ettikten sonra, Amerik)» efkân beyanatta bulunmuştur: umumiyesindeki değişikliği yakından Hind kuvvetlerinin Basraya geügormüs oluyoruz. Bu değişiklik İngilşi, muahedenin tatblkmda İngilizlerle Fransadan gelen talebelerimiz Galata nKtımında tere hesabuıa mühimdir. Birleşik DevIrak arasında anlaşamamazlık çıkmış olFransada tahsilde bulunan gencleri On dokuz kişilik bir kafile teşkil eden duğuna dair dola'jan şayialara bir celetlerin umumî siyasetinde İngiltereye karşı, bu devletle işbirliği yapmaya va mizin son kafilesi dun öğlcden son genclerimiz, Galata rıhtımında ana, ba vab teskil eder. Bu transit muamelesl racak kadar artmış kuvvetli bir bağlı ra Rumanya bandıralı Daçya vapu ba ve akrabaları tarafından hararetiı bir muahedeye uygundur. Bu muahede mubk vardır. 1939 senesindeki mütered rile Köstenceden şehrimize gelmişlerdir. surette karşılanmışlardır. (Arkan «ahlfe 5 sfltnB 1 de) did vaayete nazaran bugünkü değişiklik hayret edilecek derecede büjiik görülmek lâzun gelir. Fakat görüyoruı ki Amerika efkân umumiyesindeki değişiklikten kimsenin hayrete düştuğü yoktur. Büâkis yardımın ağırlığından ve geciktiğinden sikâyet ediliyor. Amerikan yardımı ne zaman bütün verimile işleyecek? Deniyor. Halbuki Amerikan yardımmnı ağır veya çabuk işlemesi nisbf bir şeydir. Efkân umumiye esasına dayanan bir devlet sistemi için, Birleşik Devletlerin iki sene içinde gösterdiği değişiklik mübim ve siir'atl! olmuç saydır. Eğer bütün çarpısan devletler aym sistemi takib etmiş olsalardı Amerikan siyasetindeki temayülün tesiri yıldınm hırile kendini gosterebilirdi. Ne yaparsınız ki hal böjle değil. Öte tarafta merkeıi v* otoriter bir idare sistemi var. Bir elden çıkan kararlar. münakaşasız, efk£n umumiyesiz ve reysiz olarak derhal tatbik sahasına konuyor. Bu sür'atin yaNADÎR NADİ toyyareleriterafındaomiıttoıad<] en bombardıman edilmektc olan B m t limaD'mtan bir gürüş (Arkaa tabife S sütuB 1 de) Alman kuvvetlerinin «Uğranılan mağlutevkif edildiği haber Japon Hariciye biyetlerin hiç birisi Nazırının Moskoveriliyor kat'î değildir» vadan ayrılırken ¥3r Fransız kuvvetleri «Singapura, GebeliiHarığa Sfalin ve Molofofla mühim de Cibuli etraffııda ve Süveyşe taarruz meseleler konuştuğu loplanıyorlar imkânları da vardır» Londra 29 (a.a.) Bugün salâhlyethaber veriüyor tar mahfillerden öğrenildiğlne gore, seyyar ingiliz keşif kollan tarafından hır palanmakta olan Alman ve italyan kuvvetleri, Mısır hududu mmtakasındaki harekâtta hlçbir terakki kaydetncmişlerdir. Sollumun İngilizler tarafından ciddi surette müdafaa edilmemekte bulunduğu ve Sollumun kaybına hiçbir hususî ehemmiyet atfedilmediğı tebarüz etürilmektedir. Bugün Sollum etrafındaki vaziyet, General Wavell'in mukabil hücumun dan evvel İtalyanlar ilerlerken mevcud bulunan vaziyetin aşağı yukarı aynidir. Tobruk etrafındaki vaziyete gelince, düşman, Avustralyalılann harehâtını tahmın ettiğinden daha kuvvetli bulunca, civarda tedafui mevziler inşa etmiştir. Tobruğun muhasara edilmiş bir kale olmadığı tebaruz ettirilmektedir ve General Wavell, düşmanın cenahında bir diken teşkil etmesi için, orada mahsus kıt'alar bırakmıştır. Deniz münakalâtı daima açıktır ve karada düşman, mevzii tamamile çevirememiş buîun maktadır. Bu esnada Londrada öğrenildiğine göre, Dessie'nın zaptından evvelki harekât esnasında, İngiliz kuvvetleri, düşmanın kontrolu altında kalan son tayyare meydanlarından bırini teskil eden Kombolcio'yu işgal etmişler. bir çok esir almışlar ve 5 top ve bir çok otomobil iğtinam eylemişlerdır. İngilizlerin 112 esir aldıkları ve 50 top iğtinam ettikleri Tiece mmtakasındaki harekât, şimdi, yolsuzluk dolayısile nakliyatm ancak katırlarla yapılabıleceğı Kanada Başvekili Mackenzie King arazide vukua gelmektedir. duğunu kaydetmîstir.", tngiliz askerî sözcüsünün beyanab Başvekil, Hyde Park'ta neşredilen beLondra 29 (a a.) Royter ajansı bilyanatta işaret olunan Ka/ıada Ameridiriyor: ka ticarî münasebetlerınin genişletihnesi Ingiiz askerî sözcüsü bu akşam aşağıkeyfiyetinin Kanada için müzmin bir daki bevanatta bulunmuştur: • mesele teşkil eden döviz işinin halline • « Mısır hududanda düşman kıtaaçok yarayacağını ilâve ederek şöyle detı Sollum'ün şarkında seklz kilometre vam etmiştir: , kadar ileride bulunan bir noktaya gel. lıürriyeti uğ miş ve orada durmuştur. Bu tevakku r Kanada dünyanın runda yapılan mücadelede ne evlâdla fun,. ingiliz devriyelerinin hırpalama nnı, ne de iktısadî membalarını esirge hareketlerinden mi, İngiliz tayyarelerimryecektir. ' nin bombardunanlarmdan mı, iaşe me(Arkası sahife 5 sütun 2 de) 1 (Arkasr sahife S sütun S te) Ottava 29 (a^.) Kanada Başvekıli Mackenzı King. Avam Kamarasında söylediği bir nutukta, karada ve denizde daha baa mağlubiyetler görulebiîeceğini, fakat İngiltere yaşadıkça bu mağlubiyetlerin hiç blrisinin kat'î bir mahiyeti olamıyacağım söylemıştir. Mackenzi King, Singapurla Cebelüttarığa ve Süveyşe taarruz ediln;ek ihtimallerile İngilterenin istiâsı teşebbüsünün ihmal edilmiyecek İmkânlar olTokyo 29 (a.a.) Matsuoka'nuı hususî kâtibi Hasegawa Moskova garında Stakn'le Matsuoka'nın nasıl veda etüklerini Asahi gazetesinde yazdığı bir makalad« afüattnaktadır. Japonyaya dönmek üzere trene binmeden evvel Japon Harıciye Nazın, Molotof la göriışüyordu. Hariciye Nazırının maiyeti, bir çok Sovyet erkânı ve üçlü pakta iltihak etmiş bulunan memleketlerin dıplomatik mümessılleri garda ha Makenzi King AFRİKADA "Uzakşarkta Kanadada bir Sollumun korkacak bir nutuk söyledi zaptından sonra şey yoktur,, Irak siyasetinin başlıca esastajtı Bağdad hükumeti, bütün komşularile iyi geçinmek istiyor Fransadan gelen taiebeler J Sovyet Hariciye Komiseri Molotof zır bulunuyorlardı. Birdenbire Joseî Stalin görünmüş ve Japon Hariciya Nazırma yaklaşarak demiştir ki: « ŞayedJaponya ile Sovyetler Birliği beraber hareket ederlerse Avrupada artık korkulacak bir şey olamaz.» Mateuoka, Stalin'e şu cevabı vermiştir: « Bu takdirde artık şarkta da korkacak bir şey olmıyacaktır.» Stalin: «Ne de dünyada» dlyerek Japon Hariciye Nazınnın sözlerini tamamf Arkası sahife 5 sfitun 7 de Birhaç söz Istırdb ve siikun Fransız aairi ve büyiik Türk dostu Lamartine'in iki mısraını hatırlayorum. Tercümesi şöyledir: Allah. suyu aksın, rüzgân koşsun diye Guneşi parlasın ve insanı ıstırab çeksin diye yarattı. Her kıymetli şair gibi Lamartine de kendi iç âleminin bir anını aksettirirken, mısralar arasına bütün ır.sanhğı ne büyiik bir kudretle sığdırmış oluyor. Hepimiz ıstırabdan kaçtığımız halde, şairin kaleminde insanlığın ayrılmaz bir vasfı olarak gördüğümüz zaman onu ne kadar benimseyor, hatta ferdî veya kollektif tekâmül bakımından arasıra ne kadar lüzumlu buluyoruz. Su, riizgâr, güneş, bütün bu varlıklar enerji ve hareket ifade ederler. Kımıldamıyan deniz, koşmıyan rüzgâr, parlamıyan güneş yokfpr. Maddelerin başından kımıldamak, koşmak ve parlamak fiillerini kaldınrjak ölümle karşılaşırız. tnsan da başlıca vasfı ıstırab olan bir varlıktır. Uzr\î veya ruhî bir mücadelenin mahsulü olduğuna göre her ıstırab içimizde yaşayan bir enerji ve hareket kaynağı demektir. Ruhumda fırtına var! Diyen halk tabiri, işte o enerjiyi ve o hayatiyeti kasdeder. Suda, rüzgârda ve gün^te ^»"areketsizliğe doğru bir temayül görmeyiz. İnsan ise b^ınlann aksine ola, rak daima sükunu ıstıraba terc%«fcder. Hayatta bir gün rahata kavuşacağını ü m m j ç î ^ ve bekler. Halbuki bu bekleyis boştur. Arası^J^tyatımızda parlayan neş'e ve saadet ışıkları ısTO^fcft^ sadık arkadaşlığmı bir an için bize unuttur%al%t^bile onu bizden ebediyyen ayıramazlar. Sükun ve ıstırabsızlık yalnız ölümde. N.

Bu sayıdan diğer sayfalar: