30 Nisan 1941 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

30 Nisan 1941 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURtYET 30 Nîsan 1941 Iktısadî bir mesele: • Yazan: Şehir meclisinin dünkü içtimaında Şehrin muhtelif imar plânları gözden geçirildi İstanbul Şehir Meclisi bugün son toplantısını yapacağından dün dolgun bir ruzname ile ise başlamıştır. Topkapı mezarlığının Maltepe yolüe Topkapı . Yedikule asfalt kısmının teşciri ile mezarlık olarak kullanılması hakkmdaki teklif mülkiye encümenine havale edilmiştir. Eektrik, Tramvay, Tünel umum müdürlüğü ve Sular idaresi müdürlüklerinin esas teşkilât ve vezaifine aid talimatnameler okunarak kabul olunmuştur. Pelrol Limited şir ketinin Petrol Ofisine devri hakkmdaki teklif kavanin encümenine havale edilmiştir. Bundan sonra Meclise verilmiş olan Eyüb nâzım plânı okunmuştur. Buna nazaran: Balattan Ayvansaraya kadar yol evvelce tasdik edilmis olan İstanbul nâzım plânındaki yolun temadisinden olduğundan 30 metre olarak tespit edilmiştir. Ayvansarayla Feshane fabrika sı arkasındaki kısmm bir tarafı fabrika sahası, diğer tarafı da mezarlık olarak 20 metre genişliğinde bırakılmıştır. Feshane ile Eyüb arasında yol etrafının türbeler ve saldide ağaçlarla muhat olması dolayısile mevcud 10 metrelik yol ibka edilmiş Feshaneden itibaren Kuru. kavak istikametine doğru ayrıca 10 met. reUk yeni bir yol açılmaktadır. Dökmeciler caddesile İslâmbey caddesi ve Dere sokağı, saha gayrisıhhî olduğundan buralarda inşaat yaptırılmıyacaktır. Balattan Ayvansaraya kadar takriben 24,000 metre murabbaı mahal küçük sa. nayie, Ayvansaraydan Eyübe kadar takriben 52,500 metre murabbaı mahal de orta sanayie tahsis edilmiştir. Hükumet mahallesi olmak üzere biri Kurukavakta, biri Babahaydarda, biri de Eyüb iskelesi yanında üç yer ayrılmı;. tır. Surların iki tarafında takriben 20 metre arzında yeşillik bir saha ayrılmıştır. Eyüb mezarlık sırtı ağaçlandıru lacaktır. ( Şehir ve Memleket Haberleri j Bu harbden evvel yecek madıieleri debaşiayan ve bu harb ğil, her türliı lhtide artık moda bir yac gözönünde bukelime olarak ikalundurulmak icab e•adiyat âleminde yeder. Bu takdirde ni bir rejim İfade mesele şudur: Dahileden bu ikl kelimeyi ve bunlann mef I de az olan maddeleri çoğaltmak, gerek humlannı anlatmak faydalı clur. hlç bulunmıyanları ve gerek ihtiyaca Autarkeia eski yunanca dilinde ken kâfi gelmiyenleri de sun'î istihsalât ile di kendine yeterlik demektir. Eski Yu ihtiyaca tekabül eder raddeye çıkarnan medeniyetinde bazı şehirler vardı mak. Şunu da söylemek gerektir ki bir ki bunlar, hiç bir ithalâta muhtac ol memlekette olmıyan, her hangl bir madan kendi kendilerine geçinebüirler maddeyi, meselâ yünü, şimal memleketdi. Bugünkü manasında otarşi ıktısa lerinde yetiştirmeğe uğraşmak şu baden kimseye muhtac olmadan yaşaya kımdan beyhudedir ki, yün yetiştirbilmek, ve azami raddede tatblk edil meğe sarfoiunacak emek, başka ve gene diğl takdirde, bir devletia başka dev aynı derecede hayatî, diğer bir maddektlerle rnalt, iktısadî ve ticarî müna nin aleyhine olacaktır. Buna çare ola•ebetleri kesmesi demektir. Maamafih rak otarkist memleketler sun'î istihsatnodern tatbikatta münasebetler kesü lâtı İkame etmişlerdir. Meselâ Almarıya miyecek, fakat bunlar, otarkist devle 1932 de 5.800,000 kilogram yün yetiştitin esas gaye ve hedeflerine hiç bir rirken 1938 de bunu 8,000,000 kilograma fekilde bir mâni teşkil edemiyecekÜr. çıkarmıştır. Halbuki Zellwoile tesmiye olunan ve yün yerine geçen bir madŞu halde otarkist devletin gaye ve deyi 1935 te, 6,000.000 kilogram istihsal hedeflerini gözden geçirelim: ederken, 1938 de 46,000,000 kilograma çıModern devletin haricle ne kadar fazkarmıştır. la teraası olursa, memleket dahilinde o Velhasıl otarkist rejimlerde, bu kelikadar işsizlik ihtimali çoğalır. Tam serme ile, tabir caizse. iğned»n sürmeye best bir mübadele esasmda, gümrük tarifelerinin tamamile kaldırılmasında da kadar teşmil olunmak lâam gelen bir fikir tekib olunmuştur. İtalyada, hatta bu tehlike mevcuddur. Rusyada sun'i kauçuk imalâtı dahi riAynı veçhlle bir devlet harb halin vayetlere göre bir hayli ilerlemiş ve de, haricden mamul ve iptida! madde muvaffak dahi olmuştur. tedarikinde başkalarına muhtac olursa Otarşi, daha başka şekilde ifade obu tehlike bir kat daha artmış olur. lunmak lânm gelse, mümkün olduğu Bu son tehlikeyi Almanya 19141918 takdirde tabiî, mümkün olmadığı takfearbinde daha yakından hissetmiş, Ha dirde sun'î istihsalle kendi kendine yebeş harbinde de İtalya, «zecri tedbir terlik demektir. ler> tehdidi altında epey korku geçirYazunızm buraya kadar olan kısmı, mişü. Modern devletlerden bu ikisinin kendi kendine yeterliğin maddeten imotarşi rejimine herkesten fazla teha kân dahilinde olduğunu ancak bir nalükle baş vurmalan bu yüzdendir. Hat zariye olarak isbat edebilir. Bu nazarita Alman Iktısadiyatçılan arasında Al ye, umumî bakımdan hiç bir memlemanyanın geçen harbi kaybetmesinde kette müsbet bir tecrübe devresi geen büyük amilin halkın üzerine çöken çirmiş değildir. Şurası da şayanı dikkâbusu olduğunda ısrar edenler kattir ki en büyük otarkist devletin çoktur. reisi 1939 kânunusanisinde şu sözleri 1938 Nazi partisl kongresinde başlıca söylemistir: mevzuubahs olan mesele, müstakbelde « Beşer sâyü gayretinde öyle blr Almanyanm ablukasını bir efsaue ha dönüm noktasına varılmaktadır ki, bir line ifrağ keyfiyetini teşkil etmiştir. Bu an gelir, sâyü amelin daha fazla tckkongrede malî ve iktısadî bakundan sif edilmesine maddeten imkân kalmaz.» başka devletlere muhtac olan bir devİşte bu .yüzden otarkistler, otarşi reletin ne hür, ne müstakil, ne c'e mu jiminde, yani civar memleketlerle ve kadderanna hâkim olamıyacağı karan harb halinde muvasalası kesilnıiyecek na varılmıştır. piyasalarla uzun seneler istedikleri madBununla beraber hayatî iptidal mad deleri mübayaa etmek üzere mukavede kaynaklarile muvasalası kesilmiyen lelere girişmek şıkkında karar kılmışve bunları serbestçe tedarik edebilen lardır. Bu memleketlerin kücük ve kuvdevlet, otarşi bakımından gayesine eriş vetsiz ve icabında kafa tutanv.yacak mis addolunabilirse de, bu devletin larb memleketler ve piyasalar olması da ayhalinde bu harbi idame etm^k için lü rıca bir zarurettlr. Otarşinin maddî imkânsızlıklarla, yalumlu maddeleri tedarik edcbilir vazini beşer takatlnin bir noktava gelip yette bulunması da şarttır. Bu gayeye erişmek için otarkist dev durduğuna göre, tahdid edildiğinde bu let evvelce ithal ettiği yiyecek ve hanı rejimin peygamberlerinin de şüpheleri maddeleri kendi memleketinde istihsal yoktur. Bunun daha hafifi ve ba;ka memleketleri istismar suretile elde ediedecektir. Hele yiyecek maddelerini len otarşinin dahi, idamesi sürgit bir mümkün olduğu kadar dahilden tedaiktısadî rejim ad ve itibar oîummıyarik geçen harbden sonra hemen hemen cağını bir başka yazımızda mevzuubahs her memleket için tdeta dinl bir akiedeceğiz. de halini almışür. Halbuki, herb zamamnda yalnız yiNüzhet BABA Otarşî nedir? NÜZHET BABA Vali muavininin odacısı Adliyede tevkif edildi sürmüştür. Başkâtib, yanm saat sonra gelmesini söylemis, odadan çıkan aşçı Mehmed, tekrar geriye dönmüş, kâğıda sarılı gümüf bir lirayı «muamele için puldur» diye, başkâtibin açık çekmece. sine bırakmıştır. İşinin bir an evvel bitirilmesi için «parayı pul diye vermek suretile» rüşvet teklif edince, başkâtib, nolis çağırtmıs, vaziyet zapta geçirilmiştir. Hâkim İsmail Hakkı Tüzemen: gerek Mühendis mektebin. de bir konferans Bir Türk mühendisi m^him bir ihtiraını izah etti Türkiyenin istikbali Türk mühendislerinin eserile ve adedlerile mebsutan mütenasib olarak gideceği kanaatini hergün biraz daha kuvvetleştiren biri sıfatile Mühendis mektebimizde bir kaç gün evvel verilmiş olan bir konferanstan bahsetmek isterim. Mühendis mektebinin hocalanna ve talebelerine verilen bu konferansta, ihtira sahibi mühendis Halid Köprücü, Türk mühendislerinin şerefini srtıracak mühim ihtiraını projeksiyonlarla da tamamlayarak uzunboylu izah etmiştir. Muhteri Halid Köprücü, ihtiraını bir nazariyeden ileri gitmemiş bir mesele olarak ortaya atmış değildir. Büâkis, bu hakikaten yüksek mühendisimiz, hükumetimizce kabul olunan ihtiraının birçok iskele ve köprülerde tatbik edilmiş ve muvaffak olmuş bulunduğunu Bnlatarak bu tatbikat üzerinde izahat vermiştir. İhtira şudur: Şimdiye kadar iskele, dalgakıran veya köprü mesnedleri bif çok betonarme parçalardan yapılır ve başka yerlerde yapılan bu parçalar vinç ve sair tnihanilcî vasıtalarla maha':line konulur ve bu işler için de bir çok demir kullanılırken bu yeni usul sayesinde bir çok parçalar yerine tekmil mesned yekpare betonarme olarak koDUİacağı mahalde suyun üstünde yapıiması ve bunu tutan ayaklar elektrik v« dinamit vasıtasile atılarak bir anda muazzam yekpare betonarme parçanm suyun dibine konulacağı yere indirilmesi» dir. Halid Köprücü, 192S te Mühendi» mektebinden çıküktan ve iki «y kader Aydın demiryol hattmda çalıştıktan sonra serbest taahhüd hayatına atılnııştır re taahhüd hayatında mesleğinin bilhassa köprücülük Josmile, muğiâk t e . mel İşleri ve iskelelerle meşgul o'muştur. Bu usul sayesinde: 56 bin ton demire lhtiyac gösteren eski sistem biı insada ancak bin ton demir kullanılmaktadır ki, bu misaldeki tasarruf bugünkü piyasaya göre bir milyon yedS yüı bto liradır. Aynca; mşa rattddeU beste bire inmektedir. Para bakımından tasarruf da asgarl yüzde 2025 tir. Muhterem mühendisimizin lfadesine göre; faydalan şöyle de sıralayabiüriaı 1 İnşaat fevkalâde eür'atüdir. 2 İnşaatın heyeti umumiyesi fırtınalardan asgarl derecede müteessirdir. 3 Yerli malzeme İle ve diğer inşa tarzlarına nazaran yüzde an nispetinde demlrle kabili haldir. 4 Dalga tesiratma fevkalâde mukavimdir. 5 Heyeti umumiye itibarile diğer bilumum tara inşalara nazaran çok ucuzdur. 6 Alelumu.n deniz lnşaaünda lüzumlu ağır Tesaiti mihanikiyeye hiç lüzum kalmanuştır. 7 Muvakkat iskele kazıklan bilâhaıe kütlenin temel kanklannı teşkil etmektedir. 8Betonarme sandıklar tamamei kuruda ve çok yüksek dozajla Imal edildiği ve zemine oturtulduktan sonra deniz suyile temasa girdlği için sular.n muzır tesiratı asgaridir. *** Hamîş: Evvelki hafta MtOıend«t mektebinin az talebe çıkardığı hakkırdaki makalemdekl bazı rakamlann yanlışlığı iddia olunmuştur. Esasen, bir mühendlsten aldığımız bu rakamlar bir mühendisin kaça yetiştiğl hakkında'. J rakama aiddlr. Fakat, biz rakamlar üzerinde bir İddia yürütmekten uzaktayız. Esas davamız; mühendislerimîı azdır ve mühendislerimlzin çok miktarda yetirtirilmesi çaresi düşünülmek v« bulun. mak lüzumuna dairdir. Mühendis mektebimizln »on 1936 *1 seneleri arasındaki beş sene zarfmca mektebe giren (508) talebeden (271) mühendis çıkarablldiğine gSre şu vaziyet de gösterir H, yalnız mektebe müsabaka ile girebilen talebenin adedl değil, girenlerden çıkanlann »dedi çok az randımanlıdır. Vilâyet maiyyet memuruna iki buçuk İira rüşvet teklif eden Settar, bir ay hapse mahkum oldu İstanbul Yedinci Asliye Ceza mahke. mesinde, dün iki rüşvet davasma ba§lanmış, her iki dava da karara bağlanmıştır. , Maznunlardan birisi İstanbul Vilâyetinde odacı Settardır. Tahkikata göre, Vali muavini Ahmedin odacısı olan Set, tar, evvelki gün saat 13 te, maiyyet me. murluğu odasına girmiş, maiyyet memu ru Kemale «sizi Vali muavininin odasındaki telefondan istiyorlar> demiştir. O aralık Vali muavini Ahmed, Vilâyette yokmuş. Maiyyet memuru Kemal, göste. rilen odaya gitnüş, peşisıra içeriye giren Settar, kapıyı kapatmış ve <durunuz, te lefon falan çalmadı. Benim maksadım, sizinle yalnızca konuşmaktı» dedikten sonra. kendisinin tanıdıgı olan şoför Abdullaha, lâstik tevziinde sıraya bakılmaksızın lâstik verilmesini istemiştir.. Bunu temin için de, «sigara ve kahve parası olmak üzere> iki buçuk lira u zatmıştır. Kemal, vaziyeti o sırada Vilâ. yette bulunan Vali muavini Raşide bildirmistir. Ve derhal zabıt tutulmuştur. Diğer maznun da Küçükpazarda aşçı Mehmeddir. Tahkikata göre, Mehmed, dün saat 11 de, adliye dairesine gelerek, istanbul ikinci Ağırceza mahkemesi kaleminde başkâtib Yusufu görmüştür. Kendisinin kansı olan Cemilenin bun . dan bir buçuk sene evvel çocuk dflsflrmekten muhakeme edildiğinl, o zaman serbest bırakılması için yüz lira kefalet verdiğini anlatmış, kansı |imdi beraet ettiğinden paranm geriye verihnesi î"in muamelenln ikmali isteğini ileri Settar, gerek Mehmedin üçer ay ha. pislerine, ellişer lira para cezası öde. melerine, ancak verilen rüşvet alınma dığmdan bu oezalarının birer ay hapse, on altısar lira altmifar kuruş para cezasına indirilmesine, muhakeme masraflarımn da tahsiline karar vermiş ve ay. ni zamanda, meşhud suç kanununun 13 üncü maddesine göre her iki maznun hakkında hemen tevkif müzekkereleri kesmiştir. Iaşe mttsteşarı Marmara yolu Ankaraya gitti ile gidecekler Şefik Soyer. dün birçok tetkikler yaptı Şehrimizde bulunan İaşe Müsteşan Şefik Soyer dün akşam Ankaraya dönmüştür. Müsteşar, dün muhtelif kimseleri kabul etmiş, bu meyanda Ticaret Odası umumî kâtibi, Ticaret müdürü, Petrol Ofisi umum müdür muavini ile de gdrüsmüştür. Otomobil lâstiği acentalan dün İaşe Müsteşannın iştirak ettiği bir toplantı yaparak ellerindeki 2400 kadar otomobil iâstiğinin tevziatı üzerinde ban temennilerde bulunmuşlardır. Toplantmm neticesinde bu otomobil lftstiklerinl ellerinde bulunduranlann tevziata kadar zarara duçar olmamalan ve sermayelerird bekletmemeleri için bu lâstiklerin Ticaret Ofisi tarafından mubayaasına karar veribnistir. Değirmenciler de Müsteşarın nezdinde Toprak Mahsulleri Oöai müdürünün de işürakile bir toplantı yaparak bazı ternennilerde bulnmuşlardır. Değirmenciler, Ofis tarahndan işletilen İstanbul değirmenlerinden Ofis unlarının fazla yer işgal etmesi ve randıman işlerl üzerinde yapılan bu temennüerin yerine getirilmesi için bazı kararlar verilmiştir. Fınncılar cemlyeti ve bisküi fabrikalan tarafından yapılan bazı peksimet nümuneleri dün Müsteşara getirilmiş ve tetkik olunmuKtur. Bu hususta tetkikler devam edecektir. Bu hatta Trak ve Kadeş vapurları tahsis edildi Anadoluya meccanen naklolunacakların ilk kafilesi yann Aksu ve Tırhan vapurlarile hareket edeceklerdlr. Karadeniz hattından sonra Marmarm hatlanna ve buradan iç Anadoluya hareket edeceklerin günleri de taayyün #tmiştir. Bu işe Trak ve Kadeş vapurlan tahsis edilmiştir. Trak, bes mayıstan İtibaren beş gün Mudanyaya, Kadeş ise sekiz mayıstan itibaren dört gün Bandırmaya meccanen naklolunacak vatandaşlan götürecektir. Bunlar yalnız Bandırma havzasma gideceklerdir. Ege bölgesine gidecekler ise 12 ve 18 mayu pazar günleri naklolunacaktır. Edirne, KırklareÜ v« Tekirdağı vllft yetlerinden beyanname verip nakledileceklerin beyanameleri şehrimizde tasnif edilmektedir. Naklolunacaklann ev kiralarüe adliyedeki işleri hakkında henüz bir emir gelmemiştir. Büyük iskeleler haricindeki ufak iskelelere gidecek yolcular mutad posta vapurlarile fakat gene meceanl olarak nakledileceklerdir. Seyahatlerine deniz yolundan ionra şimendiferle devam edecek olanların bekletilmeden seyahatlerine devam edebilmeleri için Devlet Demiryollan lakelelerde kaUrlar bekletecektir. Gramer tedrisatı Vekâletin sordıığu hususlara cevablar gönderiliyor Vilâyet tarafından verilen emir üzerine dün şehrin her tarafında ellerinde şeker bulunduğu halde satmak istemiyen ve malını saklayan bakkallar araştırıl mıştır. Bazı bu sekilde hareket eden bakallar bulunmus ve zabıt tutulmuştur. Bunlardan ilk yakalanan Sultanahmedde Akbıyık caddesinde 7 numarada bakkal Osman ikinci asliye ceza mahkemesince 10 sandık şekeri saklayarak şeker satmadığmdan üç gün dükkânının sed dine ve 25 iira para cezasına mahkum edilmiştir. Bu meyanda şeker şirkeünden istedikleri kadar mal alamadıklannı isaa eden bakallar da araştınlmaktadır. Türkiye şeker fabrikalan şirketi her istiyene istediği kadar şeker vermektedir. Aksi İddialar tamamen asılsızdır. İstanbu'un normal şeker ihtiyacının evvelâ iki buçuk mislinin verilmesile başiayan bu hareket nahiyet beş misline kadar çıkADUYEDE mıştır. Verilen karara göre şeker şirketi piŞamlı Abdülkadiri öldüren yasaya kemafissabık istenildiği kadar şeker verecektir. Halkın bu yanlış harelerin muhakemesi kete artık devam etmiyeceği tahmin eVeznecilerde tatlıcı Şamü Abdülka dilmektedir. diri, Sabri isminde bir genc yüzünden aralarında çıkan rekabet sebebile ölNaciye, postacıdan aldığı mektubu, dürmekten suçlu arabacı Hacı Molla hemen oracıkta, kapının arkasmda okunın muhakemesi, İstanbul ikinci Ağır mak merakile, zarn telâşlı hareketlerle ceza mahkemesinde, son safhadadır. yırttı. Şimdi eünde iki tarafı da yazılDünkü celsede, Müddeiumumî muavini mış iki sahifelik uzun bir mektub duruTurgud Oktay, Hacı Mollanm Şamlı yordu. Seiimden iki aydanberi mektub Abdülkadiri kavga ederken iple bofdu alamamıştı. Harb bütiin şiddetile devam gunu sabit görerek, 448 inci maddeye ediyordu. Ve nişanlısı Selim, ihtiyat sugöre ceza istemlştir. Muhakemenin debayı olarak cephede bulunuyordu Navamı. karar verilmek üzere kalmıştır. ciye, belki hayatınm en elemli, en heyecanlı günlerini ondan bir haber bekleAkıl hastanesinde öldü Bundan bir buçuk ay ervü, Ediıne mekle geçiriyordu. Şimdi avcunda aziz kapı civannda oturan 50 yaşmda Tah bir emanet, çok kıymetli bir hediye gibi sin kızı Behire, damadı Alinin elinde tuttuğu bu kâğıdlar, onun aylardanberi patlıyan bir tabancadan çıkan kur sürüp giden derdini kısmen dindirecek. sunla göğsünden yaralanmışti. Tahki yaralı kalbine bir şifa gibi lesir edecekkata başlanmış, damadı, tabancanm ti. Dün sabah Aharkapı istasyonu ön lerinde feci blr kaza olmuş, genc blr kadın kendi hatası yüzünden tren altuıda kalarak parçalanmıştır. Saat 9 gıralannda Uzunköprüden Birkeciye gelmekte olan maklnist th •an ve Mehmedin idaresindekl posta treni Ahırkapı istasyonunun deposunda çalısan Edlrneli 31 yaşlannda Abbas kıa Naciyeye çarpmıştır. Tekerlekler altında kalarak parçalanan kadıncagız derhal olmüstür. Yapılan tahklkatta Naciyenln geçllmesl memnu olan ve tel gerili mahalden hattın üzerine çıkmıs ve bu sırada katann altında kalmısta. Tahklkata devam olunmaktadır. Kazaya sebeb olan trenln makinlsti Mehnıed Erşan şunlan söylemistir: « Ben, dtidük caldım. Oradan geçerken atesci Ahmed, kadının kazaya uğradığını söyledi. Trenl durdurdum una, kadm artık parçalanmıştı.» fcazaen ateş aldığını söylemişti. Tahkikat devam etmektedir. Diğer taraftan, Easeki hastanesine yatınlan yaralı kavnana, son günlerde çıldırmış, bu nun üzerine Bakırköy hastanesine kaldınlmıştır. Behire, dün orada ölmüştür. Gömülmesine ruhsat verilmiştir. Mektuba şöyle bir göz gezdirlnce vücudü ürperdi. Fakat, bu yazı Seiimin yazısı değildi. İmzayı aradı. Evet, imza da başkasına aiddi. İsmi okumafa çalıştı: Binbaşı Naim... Kalbi halecandan çatlayacak gibi kuvvetli atıyordu. Merdivenlere koştu. Doğru odasına gitti. Akşamın gölgelerile loşlaşmış odada pencereye yakın bir koltuğa oturdu, ve mektubu okumağa başladı: cNaciye Hanım, Ben, nişanlınız Seiimin komutanıyun. Ve sizi bu kahraman gencin bir silâh arkadaşı sıfatile selâmlamakla müserrefan. Selim yarahdır. Fakat, ortada ,kor kacak hiçbir şey yoktur. Eğer, ciddl bir tehlike mevcud olmasaydı bunu size böylece bildirmek bana düşmezdi. Bugün, hastanede ziyaret ettiğim doktor Tren altmda bir Bakkallara eskisine kadm parçalanarak nazaran beş misli fazla şeker veriliyor öldü Boğaziçi Anadolu sahili, Eyüb ve ci. van nâzım plânlarile Cihanğir v« A yaspaşa tatbikat plânları da Belediye nafıa encümenince tetkik ve intac edilmiştir ve Büyükadanın şehrin en iyi biı sayfiyesi ve bir çok hususiyetleri havi olması hasebile etraflıca tetkike imkân kalmamış olduğundan gelecek devre içMaarif VekileÜ, orta mekteblerde gratimaına kadar mezkur encümenc» tetmer tedrisatuun esasını teşkil etmek kiki karargir obnuştur. üzere ders yılı başında «Anahatlarla Boğaziçi Anadolu sahilinin nâzım plâ. Türk grameri» adlı bir kılavuz göndernına aid raporda şehircilik mütehassısı mis, bu eser hakkında muellimlerin müşunlan söylemektedir: talealarını istemiştL Dünyanın en güzel kısımlarından ol. Vekâlet, yeni bir emirle bu mütaleduğu kadar tarihî mevkilerini de ihtiva alarm nisanm sonuna kadar bildirilmeeden Boğaziçinin bilhassa Türk kültürü sini istemiştir, Müddet bu akşam bittiile de büyük alâkası olan Anadolu sa ğinden muallimler hazırladıklan kritikhilinin imar plânı tanzim edilirken bu leri bu gün mekteb idarelerine venniş hususlar ehemmiyetle göz önünde tutul. bulunacaklardır. Türkçe muallimleri vereceklerl rapormuş ve kasabalann inkişaflarma aid mıntakaların tespiti esnasında mümkün larda ders senesi içinde gramer tedrisaolduğu kadar ayni esaslar ibka edil . tından aldıklan neticeleri, yeni terimlerin öğretihneslnde talebelerin güçlük çemiştir. kip çekmediklerini ve umuml olarak Beykoz kasabası Akbaba yolu üzerinşahst mütalealarını bildireceklerdir. de inkisaf edecektir. Başlıca şu yollar Muallimlerin ve aynca dil mütehasvardır: Üsküdar Beykoz, Beykoz . Şisıslarının gramer hakkmdaki mütaleale, Beykoz Akbaba. lan Vekâlette teşekkül edecek bir koÜsküdar Beykoz yolu 20 metre ola. misyonda tasnif ve tetkik olunacak ve caktır. Maamafih yol istikametindeki bu elde edilecek umumî esaslar dahilinde nalar bir miktar geride yapılarak ileride müsabaka ile orta tedrisat müesseselebunlann bahçeleri ycla kalbedilecektir. rinin muhtelif smıflannda okutulacak Cumhuriyet meydam ve hükumet mabir gramer ders kitabı yazdırılacaktu. hıllesi olarak bir yer ayrılmıştır. Yeni gramer kitabı ancak 1943 ders yıRaporda Boğazın her iskele ve kasa hna kadar yetiştirilebileceğinden önübasının alacağı şekil hakkında mufassal müzdeki ders yıhnda da bu kılavuza izahat verilmektedir. göre tedrisat yapılacaktır. Şehir Meclisi bir müddet fasıladan sonra ikinci celsesini akdetmiştir. Bu MÜTEFERR1K celsede 30 imza ile verilen bir takrir okunmuştur. Bu takrirde muhtac matBahar bayramı buat müntesiblerine bir bakım mües Yann Bahar bayramı olduğundan sesesi inşa edilmek üzere Çubukluda devair resmen tatildir. Belediye malı bir arsanın Basın Birli. ğine terki isteniliyordu. Bu teklif mül . tngiliz profesörünün dünkü kiye encümenine havale edilmiştir. İKTISAD Dünkü ihracat Dün şehrimizde 121.000 liralık öıracat yapılmıştır. Bu meyanda cenubi Afrikaya ie fındık, Almanyaya taze halık gitmiştir. MAAR1FTE Yüksek Deniz Ticaret mektebi imtihanları bitti Yüksek Deniz Ticaret mektebi son Tüylü derilerin ihracı sınıf taıtihanlan bitmiş ve bu senenin menedildi mezunlan anlaşılmıştır. Mekteb mü Tüylü deri namı altında ihrac oliınan dürlüğü diploma tevzii merasimi programını hazırlamış ve Münakale Vekâ derilerle harice külliyetli miktarda yaletine bildirmiîtir. Vekâletin tenslb et pagı çıkmakta olduğundan tüylü deritigi günde diploma tevzii yapılacaktır. lerin ihracı menedilmiştir. konferansı Londra üniversitesi terblye profesörü Karadenizdeki kaza ve terbiye enstitüsü mümessüi profesör tahkikatı H. R. Hanleyn son konferansı dün ögEaradenizde Kefken adası civ»nnda leden sonra EminönU Halkevlnde verDemlr şilepi ile Aktan şilepl arasındaki miştir. Profesör, dün konferansını gramusademenin fennl tetkiklerini yap mer mevzuu etrafında vermis, bu humak üzere bir fen heyeti seçilmiştir. Bu susta amel! ve nazarl kıymetli izahatta heyet Demlri tetkik etmlştr. Aktanın bulunmuştur. hamulesini boşalttıktan sonra bunun Konferansta lise ve orta mekteb muda muayenesl yapılacak ve fen heyeti alllmlerüe Üniversite Yabancı Diller raporunu verecektir. mektebi talebesi ve İngiliz dül ile alaDemir ve Aktan süvarileri v,°rdikleri kalı zevat bulunmuştur. Büyük blr alaraporlarda kabahati yekdiğerine atfet ka ile dinlenen konferans çok istifadeli olmuştur. mektedirler. Almanya ile aramızda esaslan taOrta mekteb eleme imtihanlannın ne karrür etti^ini evvelce yazdığımız 10,5 ticeleri dün talebelere bildirümiştir. mi'.yon liralık ticaret anla$ması AnkaBu sene, geçen seneye nispeten kaza rada paraie edilmiştir. nan talebe mlktan daha fazladır. Orta mekteb devlet imtihanlarına bu sabahCezalandırılan esnaf tan itibaren baslanacaktır. Dünkü beledt zabıla kontrolu esna tlk mekteb mezuniyet imti smda Beyoglu Kumbaracı yokuşu ile Feriköyünde iki fınnda bulunan 186 hanları bitti kilo noksan tartılı ekmek musadere etlk mekteb mezuniyet imtihanlan dün dilmiş ve Jınn sahlbleri cezalandınl > sona ermlştir. Kazananlann isimleri mıştır. bir kaç güne kadar ilan edilecek, ikmal Eminönü kazası dahilinde de muh imtihanlann» da 13 mayısta baslana tellı beledi suçlardan 15 esnaf teczlye caktır. edUmlstlr. Bundan başka seyrüsefer talimatnameslne aykın hareket eden 8 şoför Hazırlanan plânlar hakkında da eecat «abıt tanzim edilBelediye İmar mUdürlügü Caddebos miştir. tanı Suadiye tafsilât plânlannı ha • zırlamış, Şehir Meclisine vermistir. Şehircilik mütehassısı şimdl Sultanah Hasta nakliye otomobilleri Belediye Sıhhat müdürlüğü mevcud med Sirkeci tafsll&t plânlannı hazırlamakla meşguldür. Sirkeci ganndan hasta nakliye otomobillerini tezyide kaGülhane parkına kadar gerus bir nh rar vermistir. Fakat halen bu otomo tım yapılacak, tren hattınm etrafı an billeri Avrupadan getirtmek imkanı oltrepo ve depo olacak, Gülhane parkı madığından tenessüh otomobülerinden nın etrafı ve Sanayi mektebi civan ar blr kaç tanesinin hastane otomobili haline ifragına karax verilmiştir. keolojik saha ittihaz edllecektir. Bir aralık muhayyilesi Vak'ayı hatırladı: Bir yax günü, Yakacıkta Selimle kolkola geziyorlardı. Dokuz aylık bir tanışmadan, daha doğrusu sevişmeden sonra yeni nlşanlanmışlardı. Erkek, güzel nişanlısmuı kolunda olmaktan doğan tatlı bir garam ve heyecan içinde mütemadiyen konuşuyordu. Bir aralık nasıl oldu anlayamadılar. Önünden geçmekte olduklan açık bir kapıdan bir çiftlik köpeği '. irdenbire fırladı ve havlayarak saldırdı. Bu anî hücuma dalgın yakalanan Selim, telâşla Naciyenin kolundan kurtuldu ve karşıdaki tümseğe nriadı. Sonra, köpeği koğdular. Fakat Naciyenin hem korkudan, hem Seiimin fazla telfişmdan sinirleri bozulmuştu. Mütemadiyen gülüyor, bir taraftan da: Ayol, sen ne korkak şeymissin Selim, diye söyleniyordu. Seum, bu vak'adan çok müteessir olmuş, birsey söyliyememişti. Tekrar Naciyenin yanına döndügü zaman yüzü kıpkırmın idi. Naciye, şimdi, o günkü vak'ayı hatırlayınca içinde kabaran bir nedamet hissile yandı. Hâlâ kucağuıda duran mektuba bakarak sSylendi: Kahraman çocuk! Gözleri dolmuştu. Bütün vücudü ateşler içinde ayağa kalktı, pencerenin önünde durdu. Artık, oda karanlıkiara gömühnüştü. Şehir, her zamanki gibi bir ışık çağlayanı içinde uzanıyor, tâ, uzakta bir köpek durm?Jsn havlayordu Orta mekteb eleme imtihan Almanya ile yapılan ticaret anlaşması larının neticesi Alâeddîn CEMtL Demirle yaraladı Büleymaniyede Mimar Slnan cadde« si 73 numarada oturan Hüseyin, ara lann'da çıkan bir kavga esnasnda ayni sokak 66 numarada oturan Hüseyia Özdenl demirle başından yaralamıştı» Hüseyin Ösden, hastaneye kaldınlmi) suçlu yakalanmiştır. Mısırçarşısmda kurulacak hal S= KUçUk hikâye Belediye tktısad müdürlüğfl hftl ha» line ifrag edilecek olan MısırçarşısınuJ imar plftnlannı tetkik etmektedir. İk< tısad müdürlügü muhtelif ticaret er« babına halde aynlacak yerleri tayln v# aydınlandı. taksim edecektir. Ben köpekten korkmam!» I içini tutuşturan mukaddes ateşle yanarak siperden öyle bir farlajişı vardı ki... Görseydiniz, nişanlınıza karşı duyduğunuz muhabbet, daha başka türlü ve daha büyük sevgi hislerile büyür ve kıymetlenirdL Asıl kuvvetlerimizin geride gruplanması ve harekete geçmesi biraz gecıktiğinden, biz, bir müdafaa harbi için çok müsaid araziyi ihtiva eden sipeılerimizi düşmana karşı her ne pahasına olursa olsun müdafaa etmek vazifesini almıştık Setir kıtaatı vazifesi gören bu kuvvetler tam bir hafta kahir kuvvetteki düşman ordusunun anudane ve kuvvetli bütiin tazyiklerine mukavemet etmişti. Selim, müfrezesile ilk hatlarda idi, O gün gelen takviye kuvvetlerile düşmana bir mukabil taarruz emrini almıştık. Selim müfrezesile evvelâ düşmanın sol cenahına yüklenmek üzere bizden icab eden tallmatı alırken sevincle kanşık bir heyecan içinde idi ve mütemadiyen dudaklarını ısınyordu. Sonra, onu zaptedilen düşman siperinde dövüşürken görenler anlatıyorlar. Sağ kaşınm üstünden aldığı hafif bir yara ile yüzfl gözü tamamen kana bulanmış bir halde karşısındaki iki düşman askerinin üzerine saldırmış. Bir tanesini kursunları biten tabancatının kabzasile kafasına vurarak düşürmüş, diğerinin böğrüne müthiş bir tekme indirerek yere yuvarlamış ve silâhını kapmış, ikisini de temizlemiş, fakat arkadan açılan bir ateşle o da düşmanlarının üzerine yıkılmış... Bereket versin ki, yaralar ehemmiyetli değil ve biz çabuk yetişerek kendisini hemen gerideki seyyar hastaneye gönderdik. İşte Naciye Hanım, size Seiimin kahramanlık hikâyesini de kısaca anlattım. Böyle vatan için hayatını seve seve verecek kadar yüksek yaratılışın, necib ve cesur bir gencin hayat arkadaşhğına namzed olduğunuzdan dolayı, nekadar iftihar etseniz azdır. Sizi tekrar bütün kalbimle tebrik eder, nişanlınıza yakında kavuşmanız temennisile hürmetlerimi arzederim. Binbaşı Naim» Naciye, sabrlan bir daha bir dah» okudu. Bağumak istedi. Fakat bir hıçkırık boğazuu tıkadı; sesi çıkmadı. Şimdi bütün vücudü, mahiyetini birdenbire kavrayamadığı bir acının nöbetile yanıyordu. Başı müthiş zonklayordu. Gözlerini yumdu. Fakat, gizli bir ses, dimağının tâ içinde o mektubdaki bir cümleyi tekrarlayıp duruyordu: Ben köpekten korkmam Naciye! ben köpekten korkmam! tzmir de Yardımsevenler cemiyeti tzmir (Hususi) tzmir Yardımse « venler cemiyeti senelik kongresl Part| müfettişi Galib Bahtiyar Gökerin ri« yasetinde toplanmıs, mutad müzakerp« leri yapmış ve yeni heyete Vali Fuad) Tuksalın reflkası Kevser Tuksah, ikin« cl reisliğe Lâtife Bekirl seçmiştir. A* zalıklara Cemile Çulîu, Meliha Sant% umumi katibUğe Muallft Renda »eçil* mişlerdir. Arıların hücumuna uğradı Üsküdarda Arakiyeci Hacıhüsrev mahallesinde Yeni çıkmazda oturan Ismail oğlu Hasan, içinde anlar bulu nan bir sepeti kucağına alıp glderken tapının kopması neticesi açılan sepetten fırlıyan anlar Hasana saldırmışlardır. Anlar, Hasanı başmdan, alnından ve ellerinden sokmuşlardır. Bu sokmalar neticesinde zehirlenme alâimi gösterea Ha£an hastft&eye kaldınlmı^ür. lar, ddrt yarasına rağmen, Seıimm tehlikeyi tamamen atlattığını ve pek yakmda nakahet devresine gııeceğini müjdelediler. Kendisinin nihayet on, on beş güne kadar size bizzat mektub yazabileceğini de ümid ediyorum. Şimdi, doktorlar onun mebzulen kaybettiği kandan çok zayıf ve bitab düştüğünü görerek ona göre tedbir almaktadırlar. Biraz canlanıp kanlanmca ilk yapacağı iş, muhakkak ki, bir kağıd kaîem alıp sizinle uzaktan olsun karşı karşıya kalmaktır. Bugün Selimi tekrar gördüm. Dalgın yatıyordu. Beni tanıdı; gülümsedi. Sonra, sizden bahsetti: Komutanım, yazınız da znerak etmesin, dedi. Sonra, derin bir uykuya daldı. Bir aralık galiba rüya gördü. Çünkü, titriyor ve: Ben köpekten korkmam Naciye, ben köpekten korkmam, diye sayıklayordu. Hakikaten Selim için «korku» manası obnıyan bir kelimedir. Onun son çarpışmamızda, adeta efsanevî bir kahramanhlka tehlikeye, ölüme öyle bir saldırışı vardı ki... C gün, hayatınm baharuıa henüz yeni girmiş olan bu filiz gibi çocuğun bir gaye için, bir vazlfe için ihsan Arif =^/ Bir delihin yaptıklan tzmir (Hususî) Bayındınn Kuıi köyünden Osman Konur namında bi« adam, ansızın delirmiş, baltayı kapi.« rak kansı 40 yaşında Kftmüe ile oflıl 16 yasında Osmanı ağır surette yara* lamıştır. Deli yakalanmıştır. CUMHURİYET Nüshası 5 knruştur. Abone şeraiti Senelik Aln avhk Üc avhk Bir avhk Harie için 1400 Kr. 2700 Kr. 750 > 1450 » 400 > 800 » 150 » Yoktur. icin Dikkat Gazetemize eönderilen evrak ve vazılal nesredilsin edllmesin iade edihnez v«| mec'alİTet kabal olannvv th*aa ARİF

Bu sayıdan diğer sayfalar: