8 Mayıs 1941 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

8 Mayıs 1941 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

r CUMHURlYET 8 Mayıs I94T C Mittet hürsüsünden ~) ILAMLARIN = kuvveti 2 [*] Hukuk hazlnemizi Benğmleşt ı r dığını soyledıgım karara vannazdaıı evvel, o karann venlme sını mucıb olan hâdiseyi hıkâye etmekte fayda vardır: Bursa iskân ışlerinde çalışan İsmail Hakkı ismınde bırisi 19/6/1932 tarihinde vekâlet emrıne alınıyor. Vekâlet emrine alınanlara kanunen muayyen bir maaş verılmesi iktıza ederken venlmemiş ol masından dolayı Devlet Şurasına m ira. caat ediyor. Devlet Şurası davacıyı haklı bulnyor ve eline bir ılâm veriyor. Bu Uâmla vekâlete müracaat ediyor. Vekâlet bu defa dahl maaşıru vermeyınce, Mec. lise şikâyette bulunuyor. Boyle şıkâ yetlerln ılk tetkık mercil olan arzuhal encumeni keyfıyeti bir defa Dahılıye İVekâletinden soruyor. Alınan cevabda Vekâlet, (icra olıman tetkıkatta Mumaıleyhın Çankırı jan darma bölük kumandanlığından 20 a. ğustos 1335 tarihinde tekaude sevkedıldi. ği anlasılmasma ve mutekaid ıken tekrar devlet hizmetine alınanlann memu•riyetlerınden ınfıkâkleri halınde kendL îenne eskı tekaud maaşlannm iadeten tahsisi lâzım geleceğinın Malıye Vekâletınden bildinlmesi üzerine şikâvet e. den hakkında o yolda muamele lfasj zarurl goruldugunu) bildirmiştir. Bu. rada goze çarpan cihet, bir hükmün, ancak dığer bir hukumle kaldınlabileceği hususundaki hukuk ve kanun ka. idesinin unutulmuş olmasıdır. Bu cevabı alan arzuhal encumeni, lşi rnüzakere ediyor ve Dahiliye Vekâleti Malıye Vekâletinin istinad ettigi kanun maddelerini gözden geçiriyor, Vekalet. lere hak verir gibi oluyor. Pakat ortada bükmü infaz edilememek mevkiıne duşürülecek bir fl&m bulunduğunu unut. mıyarak (803) numaralı Meclis kararile bu netıcenin ne dereceye kadar telifi fcabü olup olmadığının tetkiki amnında Işın bir de ıhtisas encümenlerinden olan adlıye ve malıye encümenlennce mnza. keresi ıcab ettıgini 30/6'934 tarihinde karar altına alıyor. Dikkat etmek Iftzımdır ki, bu karar 803 numaralı karardan Iki buçuk ay sonra verilmiştlr.. Yani Devlet Şurası karalan üzerinde de tetkıkat icra edılebılecegı zıhnıyetinm he. nuz sılınmedığı bir devrede. Arzuhal encumeni sevk esbabı mucıbesınde aynen, (803 numaralı kararda deavî daı. resı kazai vazıfe goren mustakıl bir mahkeme sıfat ve sal&hıyetını haız olup verecegi kararlann kat'l oldugu beyan kılınmasına gore encumen tayıni mu. amelede tereddüd etmiştır.) denılmektedır. Karann bu kadar sarahati kar. şısında tereddüde duşulmuş olması da gosterıyor ki, evvelki yazımızda bahset. tigımiz hukukî talâkki farkı devam e . degelmişjâr. Inönü kampında alınan sesli filmler sinetnalarda gösterilecek Turk Hava Kurumu tarafından çektırılen, Etunes'ud ve İnonü kamplanndaki canlı havacıhk hareketlerinl gosteren sesli fılımler İstanbulda mevcud butun mektebler talebesıne tama men gosterılmıştır. Hava Kurumuua yapılan yardımın ifade ettiği marayı sarıh bır surette behrten ayni filımlerın şeh'rdeki ntuhtehf sinemalarda sayın halkımıza da gösterilmesı karariaşmıştır Fılımler evvelâ Beyoğlu sınemalannda gostenlecek ve muteakıben dığer sınemalara verilecektu*. Vatandas.lann son zamanlarda Hava Kurumuna karsı gösterdıkleri yüksek alâka ıle memleket mudafaası bakımından ıfa eyledıkleri hızmetler alâkadar ma«amlar tarafından takdir ve şukranla karsılanmaktadır. Bu filimleri seyredecek olan yurddaslann Kuruma karşı daha genış mikyasta yardunda bulunacak larına kuvvetle inanımız vardır. Izak Kohen ve ortaklan 3500, Horasan ve mahdumu 1900, Mordo ve Jozef Mızrahi 1500, İlya Karako ha'efi 1000, Nurt Ali Hamami 1000, Zeki Kerıbar 600. Ferhad zade Asım Bey 500, Moreno Algrandi 500, Moız Vıktor Kohen 500. Sezai Ömer 400 Kerope Galalyan 400, Abdulvahıd 300, Basmacılar 300, Süryano Hanenel 300, Ali Tansever 300, Yakub Yusuf Yarar 300, Ligor Trelidis 250, İsak Saban 250, Munir Safra ve ortaklan 200, Mustafa Aykaç 75 lira vermışlerdir. Havacıhk filtni [ Ş e h i r ve Memleket Haberleri Terfi eden muallimler Ilk tedrisat kadrosunda kırk iki nıualüm birer derece terfi etti Fatıh 55 mcı mekteb muallımi Husnıye Tamer, Büyukada mektebi muaUımı Sıtare Akçü, Çatalca Kumburgaa koy mektebi mualhmi Selâmı Sungnr, E>ub 46 ncı mekteb muallımı Melâhat Tu tener. Beşiktaş 39 uncu mekteb muallımı Şukrü Bayraç, Beşiktaş 50 nci mek teb muallimi Nerıman Zıyadeoglu aynı mektebden Nesıme Aktel, Sanver 14 uncu ılk mekteb muallımı Kadrıve Yetkın, Uskudar 19 uncu mekteb muallimi Cevriye Ekş.oğlu, Beykoz 36 ncı mekteb muallımı Kemal Akgün, 40 mcı j NALINA A MIHINA I Türk kadınının seferberliği = Yazan: Refik İnce leyi tam ve katl bır şekilde halledıyor ve bir ilâma hurmet borcunu vecız btr surette gosteriyor ve 26/12/ 1940 tarihlı karannda(Müracaat sahibi İsmail Hakta eskâli kanuniye dairesinde kafiyet kasbetmiş Devlet Şurası karannın infazını taleb etmekte olmasına gore bu karann hâ. diseyi alâkalandıran kannn hukümlerine uygnn olnp oimadıgını her hançi bir tetkike tâbi tutmaga Teşkilâtı Esasiye kannnnnnn kuvvei kazaiyeden bâhis olan dorduncu faslı ahkâmı cevaz ver. mez. Devlet Şurası kararında tadile mubtac bir cihet varsa bn, ancak ka. zai tarikle ve Devlet Şurası hakkındaki kantmnn tayin ve tespit eylediği nsul dairesinde yapılabilir. Bn sebeblere bi. naen encümenimiz, zlkri geçen Devlet Şurası karannın kanuna muvafık olup olmadıgı hakkında her hangi bir mula. lea denneyanına mahal gormedi£ini it. tifakla karar altına almıştır. t Malıve encumeni de 25'3/941 tarihinde bu karara iştırak edıyor ve Yukse'c Meclis 28 mart 1941 celsesınde bunları ay. nen kabul üe bizlere eskı dırektıfıni tazeliyor: İlâmlar ancak infaz olunur, kimsenin onlan tenkıde şu veya bu mütalealarla hukumlerinin tenfızının tehinne salâ. hiyeti yoktur. İşte buna adalet1 derler Memleketi . rnizin her gun için daha mütekâmıl bir adalet vatanı oldugunu gormekten ıftı. har duyuyoruz. Hava Kurumuna yardım edenler IKT1SAD Altın fiatları duşmektedır. Dün bir Reşadıye altmı 2700, altının gramı 240 kuruştu. Bestbiraradalar 123 liradan muamele gormuştür. Altın fiatı düşüyor Dünkü ihracat Dün tstanbuldan 700,000 liralık İhraRefik İNCE cat yapılmıştır. Bu meyanda Almanyaya deri, nohud, kuşyemi ve tiftık, Is[*] İlk yazı 5 mayıs tarihli nüsha viçreye susam ve fındık ihrac olun muştur. mızda çıkmıştır. , îstanbul ilk tedrisat muallimlerln den 42 kışı birer derece terfi e',n.stjr Kıdem zammı alan muallunlerin iS'mlerini aşağıya yazıyoruz: 50 liradan 60 lıraya terfi edenler Bejkoz 34 uncu mekteb başmualhmi ismail Hakkı Hulâgü, 35 liradan 40 lira>a terfi edenler: Beyoğlu 42 ncı mekteb muallımı Sadıfc Evsen, Beşıktaş birmci yatı mekıebı basmuallimi Salâhaddin Altuğ. 30 hradan 35 lıraya terfi edenlerFatıh 24 uncu mekteb başmuallımı Nurı Tosun, Be>oglu 17 ncı mekteb muallımi Arif Vardarlı, Beykoz Anadolukavağı başmuallımı Besım Akturk, Besıktaş 34 uncu mekteb muallimı Nıhad Ergınbaş, Yalova .Guney başmuallımi Hulusi Koç, Bevkoz 39 uncu mek teb muallımı İzzet Atalay. 25 liradan 30 lıraya terfi edenler Beyoğlu 35 inci mekteb muallımi Nezahet Ozbek. Çatalca Terkoskoy mektebı muallımi Saffet Aytekın, Fatıh 50 ncı mekteb muallimı Şevkıye Yaacıoglu, Beyoğlu 44 uncu mekteb muallımı Hatice Maçik, Beşiktaş 26 ncı mekteb muallimi Fenhan Erıç, Üskudar r>idullu koy mektebi muallımi Faık Üstun. üsküdar Reşadiye koy mektebi mualHıni Husnu Başaran, Beykoz Buzhane yatı mektebi muallımi Habıb Başkurd, Bakırkoy bırınci mekteb muallimı Makbule Kıpman, Bakırköy 3 üncü mekteb mualhmi Afıfe Ilgaz, Sılıvri Fener koy mektebi muallımi Asım Coskun Çatalca İhsanıye mektebi muallımı Muhiddm Volga, Çatelca Terkos köy mektebi basmuallimi Yusuf Bılgiç 20 liradan 25 liraya terfi edenler: Yardımsevenler cemiyetinin faaliyeti Hastabakıcı kursu Fakat kahveye neler için Ankaradan karıştırıldığı da emir bekleniyor resmen ilân olunacak Kadınlarımızın cephe gerisi hlzmetlerde yardımcı kuv\'et olarak çalış tınlması ışi üzerinde, başlıyan faaliyet, ilk müspet neticelerini vermek üzeredır. İstanbulun bir çok yerlerinde ve bu meyanda bilhassa EmınönU ve Fatih mıntakalarında daha şımdiden gönullü hastabakıcı yazılmak istiyen kadınlann isim ve hüviyetlerinin tespitine baslanmıştır. Hasekideki hastabakıcı hemşıreler mektebinde, gönüllü hastabakıcılar için hususi kurslar açılması için Ankaradaki Kızılay merkezmden emir beklenmektedir. Bugün, biri sabah saat dokuzda, diğeri de ögleye dogm olmak üzere istanbul Halk Partisl merkez binasında İki toplantı yapılacaktır. Toplantılarda, bir harb halinde şehir haricindeki kamplarda muhafaza altına almacak olan babası askere ahnmış ve anası çalışan çocuklann vazıyetleri görüsüle cek ve askeri hastanelerde hizmet görecek kadınlarımızın iş bölümü etra tlnda kararlar almacaktır. Yardımsevenler cemıyeti İstanbul 1dare heyetinin kendı arasından seçtıği yardım kolu çahşmalanna tarama usulile başUyarak şehrin fakırlerle meskun semtlennde kocası askere alınmış bakacak kimsesl olmıyan ve geri nn. metlerde çahşmak istidadında bulunan kadmlan tespit edecektır. ir harb ihtimali karşısında, Türk kadını da seferber oluyor. Bujuk Millî ŞeHn muhferem refikalan Bajan Mevhibe İnbnu, bütiın Turk kadmlığım vatan hiznıetine çağırmıştır. Bu meşkur hitab, daha ziyade, şehirli Turk kaduunadır; çunku mekteb muallimi Mıhrıye Özalp, Ana kojlu Türk kadını, hatta işçi Türk kadolu Fensrı mektebi muallımi Mustafa dını, tarlasınm ve isinin başında bulunErsoy, Ömerlıkov mektebi muallımı 1 makla zaten vazife başında demektir. man Derın, Bujukçekmece mektebi İstıklâl Harbinde, kucağında yavrusnmuallımı Nurıye Sayın, Şıle Merkez nu, sırtında da cephede dovusen erkemektebi Tiuallımı Merzuka Ogan, Şle ğinin cepanesini taşıyan Turk anası, yatmrendere kov mektebi muallimi Kârın, bir harb olursa, ayni feragat, fedamıle Yetış, Teke yatı mektebi muallı mi Fetahet Çataloğlu, Yalova Gurey kârlık ve kahramanlıkla elbette gene mektebi muall.mi Şenfe Aksaıaylı, vatan hizmctine kosacaktır. Fakat, Türk Yukan Kocadere muallimi Lutfi Bol kadınının seCerberliğini de şimdiden teşkay, Sılıvri Gunespınar köy mektebi kilâtlandırmak lâzımdır. İşte Bayan Mevhibe İsmet Inönünün istediği bu muallımi Hüseyın Onur. teskilâtlanmadır. Ve Turk kadınlığı bu davete en büyuk tehalukle icabet etmiştir. Turk kadını sanldığı işi erkekler kadar ve hatta bazan erkeklerden daha iyi japnğuu ispat etmiştir. Bu gayretli çahşmada kadınlık ruhu, kadınlık izzeti nefsi, kadınlık gnruru da, şefkat, bamiyet ve vatan sevgisi gibi içtimai ve millî du; gulara inzıraam eder. Türk kadınbğuun Erzincan felâkctindeki barikalı çabsması bunun en büyuk deliüdir. Mahlut kahve satılabilecek! Ev siperleri Pasif korunma dersleri için yeni kurslar açılacak Vılâyet Seferberlik müdürlügü ev siperleri lnşası işinl tekrar takibe b?şlamıştır Bunlar zıkzaklı siperler nevinden olacaktır. Pasif korunma tali matnamesıne nazaran 15 le 60 yaş arasındaki vatandaşlardan erkeklerin senede on beş saat pasif korunma dersi almalan mecburıyeti vardır. Seferberlık mudurlugü kurslara devam suretile bu dersleri ögrenmemış olanları takıb ve kursa devama mecbur edecektit. Bunun için yeniden kurslar açılması mutasavverdü". Aynca evlerde ve apartımanlarda yapılacak pasif korunma işlerıni anlatan bir broşür yeniden tabedilerek alâkadarlara tevzi edilmıştir. Apartıman ve han gibi bir kaç allenin bir arada ikamet ettigi bınalania blrer hava korunma ftmiri seçilecek, aynca bu binalarda sakin olanlardan blrer klşi irtibat ve gtizetleme eri o!acak, bir de itfaiye ekipi bulunacaktır. Şelırin içmden II Son zamanlarda şehirde mahlut kahve çogaldığından ve alınan numunele rin hemen hepsl mahlut çıktığından, Flat Murakabe bürosu, Belediyeden mahlut kahveye müsaade edilip edU medığinı ve kanştırma nispetinin ne olabilecegıni sormuştur. Beledıye, dün Fiat Murakabe bürosuna verdıgi cevabda mahlut kahve satılabileceğıni, yalnız kahvenin lçindeki hangi maddeler karışık ise ve ne kadar miktar bulunuyorsa bunlann büyük harflerie bir etikette gösterilmesi lâzım geldiğini bildirmlştir. Yalnız kahvenin içıne fındık kabugu ve emsalı sıhhate muar maddelerin kanştınla mıyacatını da tasrih etmiştir. Fiat Murakabe bürosu bu vaziyet karşısında mahlut kahveyi kabul, fakat fiatlannı sıkı bir şekilde kontrol edecektir. Adüyeye verilen ihtikâr suçluian Sulu Hıdırellez! f Yazan: • Zaten öyle görülüyor ki baharın tadını çıkarmak bülbül ve mayısböceğinden başka pek az canlı mahluka nasib olacak!.. Ev\ elki gün Hılerini insanlara hadırellezdı Dünya ram etmeseler olMAAR1FTE hâdıselerinî bir an maz mıydı?.. Heyicin unutarak kenHukuk ve İktısad Fakültele. dımi bırden yirmi «Iasan, melek ol* sene evvelıne avdet rinde eleme imtihanlarında saydı cıhan cennet etmiş buldum. Neydi o eski Hıdıreller I olurdu! muvaffakiyet dereceîeri ler?.. Ağzı geceden sımsıkı kapanmış Yaşadığımız şartlar altmda Avrupa, Işe el koyan adliye encumeni mese. Hukuk ve İktısad Fakultelerınde eletoprak çanaklardan maniler mi çekmez, Asya ve Afrikanın hakikî mezbahadan me imtıhanlannda kanazan talebelerın alaca karanlıkta sahil boylarına koşup ne farkı var7 Bir yanda sürü sürü kuisımlerile imtıhan gunlen dun öğlFden denize istidalar mı vermezdik?» zular.. Ve bir yanda onlan boğazlayansonra ılân edilmıştir. Alman net:celere O gün mutlaka guneş doğmadan ya lar... gore, mu\affakıyet nispetı bu sene dataktan kalkılırdı. Herşey hazır: KuzuBahar besbelli ki bu sene de geçen ha yüksektir. lar.. yaprak dolmalan.. helvalar. Cüm seneki gibi tatsız ve üzuntülü geçecek.. Hukuk Fakultesinin ikinci sanıfta bur cemaat doğru Kâğıdhaneye. Niçm «Bahardır, bugün safayı cennet, âşi Yeni sefere çıkacak tramvay 196, uçüncü smıfta 197, dördüncü sıbaşka yere değıl de oraya?.. Bılinir mı?.. kâardır!» nıfta 129, İktısad Fakultesinin ikinci Illâki o yosun bağlamış derenin ağzınarabaları Diyen şair neredesin?.. sınıfta 99, üçüncü sınıfta 88, dördüncü da sandallarla bir aşağı bir yukarı doTramvay ve Elektrik idaresi transıt Cennet safası sürülen bahar günlerine laşılacak! Ağacsız çayırın üzerine bağ yenıden kavuşmak için en az sinirleri olarak gümrüğe gelmiş olan elli tan sımfta 34 talebe sözlü imtıhanlara gırmeğe hak kazanmıştır. Birinci sınıf • daş kurulup yan gelinecek, zurnacılann saran bu cinnet nöbetlerinin geçmesi dajı depolara çekılmış olan yırml ara larda kazananların isımleri bugün bellı çlftetellıleri, bayramhk alaca entarilebaya takmıştır. Bu suretle bu aybaşınlâzım.. olacaktır. rlni giyip başlanna yabanlık oyalı yeda depolara çekllecek olan mezkur ylrBaharın tadını çıkarmak öyle görülümenilerini bağlamış çingene kızlarının Her iki fakültede de sozlü imtıhanmi arabanın faalıyeti idame edılmiş yor kı, bülbül, ve mayıs böceğinden başolmaktadır. Rumanyaya siparis edilmiş lara bugun sabahtan itıbaren başlanaAvram adında bir tüccar pazar günü gobek aüşlan seyredılecek! ka pek az canlı mahluka nasıb olacak! olan bandajlann da yakında şehrımıze ftilesüe birlikte Bostacıya gitmek üzecak, ayın 17 sine kadar devam ede Akşama kadar göz açtırmıyan yağmur re Kadıköyden Bostancı tramvayına aman verseydi, evvelki gün pek mahSalâhaddİn GÜNGÖR gonderlleceğı haber almmıştır. cektır. binmıştir. Pazar olması dolayısile tram dud da olsa, gene bir kısım halk, esk vay çok kalabalık ve halk omuz omza göreneğe uyarak Kâğıdhane yolunu tu(Baştarafı dünkü nüshanuzda) tongaya basmam. Beyahat etmekte oldugundan Avram da Adam, sustu, benden bu tasvlb bek Her halde hırsız olmadığmıza katacaktı belki de.. «ulesile birlikte tramvayda güçlükle bir ledı. Gozleri ihtirasla parlayordu: naat getirdım. Size kartımı vereyim Fakat hava birdenbire perhizini boz'fer bulmuştur. Duşunünüz ki, dedi, ben, bütun her ihtımale karşı alın. Muayyen bir du. Kâğıdhane tiryakileri artık Iştıhalabunlara erışmeme ramak kalmış olduBu sırada Avramın yanına yaklaşan saatte gelmenize lüzum yok. Ne Zamaa rını önümüzdeki pazara saklasınlar! ğu halde, şimdı, burada bulunuyorum! esmerce bır şahıs, tramvayın şiddetll istersenız o zaman gelin. Yırmi bır yaşında ıken, bin İngıliz libir sarsmtısı esnaanda bümecburlye Kartımı aldı, kendisine ufak bir para Bu sene göç mevsimi, çok erken baş rası kadar param vardı, derslerden teAvrama dogru yaslanmış ve sarsıntı verdim. Tekrar: geçtikten sonra özur düemiştir. Esmer ladı Yakın koylere taşınan tasınana!.. min edeceğım malumatı da buna ılâve Düşunup taşının ve gekn, dedim. yolcu, Yoğurtçuda tramvaydan inmiş, Hem de öyle düşünüp taşınarak yapılmış edince, araştırmalar yapmak imkânını Kararsız bir eda ile başını salladı: taşınmalar değıl. Kımin aklı nereye ebu arada tramvay da serbestlemış olbulacağımı duşundum. Bır iki sene, bil du. Fakat ne ehemmiyeti var. Ben bır dır ki, büyücek kristaller alabilirsiniz. bana kurnaz bir nazarla bakarak: Verdiğınız bu yanm kuron parayı, dugundan üstünü başını düzeltmek is serse oraya gıdiyor. hassa Berlınde, tetkikatta bulundum. nevi elmas tozu elde etmiştim. Üstüvanenin soğuması için iki sene Aldırma. günün birlnde, hayret edeceğıniz kadar tıyen Avram, pantolonunun cebinde Geçende bir arkadaşıma sormuştum: Sonra, kendi hesabıma, bazı tecrubeler Dedi, hıçkırmağa başladı; sonra, ka çok faizüe iade edeceğım. Her halde. Elmas bıllurlarını vucude getırecek beklemeğe ve hararet derecesinin gabulunan 1697 lirasının yerinde yer Sayfiyede oldugunu söyluyorlardı yapüm. Işin zorluğu, esrarı muhafaza olan terkibi, kuvvetli bir tazyika ma yet aheste azalmasuıa dikkat etmeğe pıya dayandı, bir gözü kapı kanadına sırnmı muhafaza edeceksiniz değıl mi? estiğini gönnüştür. Avram, vakit kay Hangi kdydesin? etmekteydı. Anlayorsunuz ya, meşgul ruz bulundurmak meselesini tetkıkle karar verdim. Halbuki, o sırada, pa değecek kadar yakın, saçma sapan söy Peşimden gelmeyin. betmeden zabıtaya müracaat etmiş ve Bahariyede olduğum işi bır sezdirdim miydi, fikri meşgul bulunduğum sırada, Pariste, ba ram tükenmişti; mutemadiyen koca bır lemeğe başladı, odama gizlice girdiğmi, Sokağı karşıdan karşıya geçti, ve Esu lkınci şube memurlan bu usta yankemi, başkalan tahakkuk ettirmek heve rut ve kuherçıle laboratuannda, Daub ateş yakmak, odamm kirasını vermek, daha o sabah polis karakoluna gittiği sex Street'e gıden kemerli geçıduı al Eyübdeki bahariye mi?« sıcıyi aramağa başlamışlardır. Kısa bir Ne münasebet!.. Boğazın Anadolu sine kapılabılirlerdi; kim evvel keşfede ree tarafından yapılmakta olan araş hem de karnımı doyurmak lâzımdı. 3en ni, tahriren İfadesini verdiğıni anlattı. tmdakı kuçük merdıvenlere yakın biı muddet zarfında Avramın parasını ça yakasında bir köye yerleştim. cek diye bir yarış başlayacak olursa, O zaman, bir kapana tutulmuş olduğu yerde, karanlıklara daldı. Takıb etmetırmalan İşittim. Sıkı surette tıkah ve de ise hemen hemen metelık yoktu. lanın meşhur sabıkalı yankesicilerden Boğaziçinde «Bahariye» adh bir köy bırınci geleceğıme emin olacak kadar parçalanmıyacak kadar sağlam bir çelık Bir yandan elmas İmal ederken, bir mu, birdenbire anladım. Ya, zabıtaya, dim ve onu son görüşüm bu oldu. Arab Abdurrahman oldugu tespit edıdâhi olduğumu da İddia etmiyorum. Bioldugunu hatırlıyamadım! Sonradan, kendısınden İki mektub al» üstüvane içinde dinamit patlatıyormuş. yandan da baş vurduğum çareleri size sırrımı söyleyecektim ve bütün meselerek yakalanmıştır. Abdurrahman IInaenaleyh, servet sahibi olabilmek İçin, Güldü: Çakıl taşlarını, içinde elmas keşfedılen tarif edeyim. Gazete sattım, beygirlere leyi fâşetmiş olacaktım; yahud anarşist dım. Verdiği bir adrese para gönderkonce suçunu inkâr etmege çalışmıssa Benim dediğim Bahariye başka... tatbik ettığım imal tarzınm bilinmemesi, cenubî Afrika toprağına benzer bir ça bekçihk ettim araba kapıları açtım. Bir diye benı tevklf edeceklerdi Komşumun memi isteyor, fakat çek olarak değil, da Abdurrahmanın ustünde yapılan aSayfiye mevsimi, malum ya, İstanbulda piyasaya, tonlarla elmas çıkarılmaması mura kalbetmeğe muvaffak oldugunu el arabasıle öteberi satan bu: adamın ustüne atıldım, yakasına yapıştun, bir kâğıd para olarak yollamamı soyluyorraştırmada pardesusünun ve ceketınin haziranda başlar. Daha nisanda göç edi şartü. Bu sebeble, yalnızbaşıma çahş gördüm. Bu, benım servetime gdre kor yanında çalıştım, o, sokağm bir tara parça tartakladım. Sonra, elmaslanmı du. dıkişleri arasından 1697 lira tamamen len yer sayfiye olmaz, olsa olsa bahariye mak zaruretinde idım. Once, küçük bir kunc bir himmetti. Maamaflh, onun fında bağırırken, ben de ötetarafında toplayınca, sıvıştım. Akşam gazeteleri, Düsündüm ve en makul bulduğum çıkanlmıştır. Para, sahıbıne, Abdar laboratuarım vardı. Fakat param tüolur... bağırarak mal sattım. Bir defa, tam İnime, Kentishtown bomba fabrıkası a çareyı tatbik ettim. Bır gun, evime uğrahman da hakkında tanzim edilen evkullandığı neviden ve benim projeme Bu sene, o arkadaş gibi, ben de çoluğu kenmeğe başladığı İçin, tecrübelerime, uygun bır çelık ustuvane tedarıkıne mu sekız gün, hiç iş bulamadım, dilendim. dını takülar. Ve şimdi, elmaslan, ramış, ben dışarıda imışlm. Kuçük oğrskla birlikte Adhyeye teslım edılmiştır. çocuğu toplayıp bir dağ yamacma çe şehrin varoşlarındaki Kentishtovvn ma vaffak oldum. Bütün ilâclarımı, bütün Ah! O ne müthiş haftaydı' Bır gun, altın, ne gümüş mukabilmde elden çı um onu bana, gayet zayıf, gayet pis, hallesinde, sefil. eşyasız bır odada deBu da başka türlü bir yankesicilik kildim. ateşim sönmek üzere İdi, kendim de, gayet pejmurde ve müthiş öksüruklü Anadoludan İstanbula gelen Mustafa vam etmeğe mecbur oldum. Yerde, bir infilâk maddelerimi, bu üstüvanenin bir gün evvelindenberi hiç bir şey ye karabiliyorum. Büyük kuyumcu'ann bir adam diye tarif etti. Hiç bir haber Hiç de fena bir iş yapmamış olduğudükkânına gırecek olsam, bana, bekleiçme koydum, ocağımda ateş yakıp haadmda bin pazartesi gecesi eğlenmek keçe parçası ustunde, aletlerimın orbırakmamış. Artık, onu tamamen kaymaksadıle Beyoğluna çıkmış, Naciye a mu ancak şimdi anhyorum. Koyde ka tasında yatıp uyuyordum. Param mü zırladım. Üstüvaneyi atese oturttum ve.. memiştim. Yanmda sevgılisile gezen bir memi soyluyorlar ve polis çağırmak için, bettım. Bazan, bu adamın nerede ollabildiğım saatlerde başlıca iki meşgagizlice, bir çırağa emir veriyorlar. Bekbir parça dolaşmağa çıktım. dmda bır kadm vasıtasıle Neclâ isımli delikanlı, caka satmak için bana on temadiyen gidiyordu. Fennî çalısmaladugunu duşünur, üzuntü duyarım. Acalem var: Musiki dinliyor ve sinema sey17 yaşlarında bır kızla tanışmıştır. rım için ışime yarayabılecek eşya müsAdamın lâkayd tavnna gulmekter metelık verdı. Yaşasın övungenlık! Ke leyemiyeceğımı soyleylp çıkmak mec ba zeki bır clnnetı vahide hastası mıyrediyorum. burıyetinde kahyorum. Hırsız yataklığı Mustafa ve Neclâ bir otomobile bine babcı dükkânları, müthiş surette güzel tesna, nefsimi her şeyden mahrum edi kendimi alamadım: dı, yoksa, namusluca bir çakıltaşı satıDağın basında musiki ile sinema.. Tu yordum. Iflâs saatini, ders vermek surek Maslaktaki Çıftlik kazinosuna git kokuyordu; fakat ben, paranm hepsi eden birini buldum. Elması eUmden cısı mı? Veyahud, dediği gibi, hakika Evin havaya uçacağını düşünmemişler ve geç vakte kadar eglenmış^rdir. hafınıza gıttıyse anlatavım Sabahleyın retile geciktirmeğe uğraştım. Fakat iyi kaptı, malımı kurtarmak İsteyorsam, ani, göturüp kömüre verdim ve ateşın. diniz mı? Evde adam var mıydı? ten elmas mı yapmıştı? Bu son faraziBır aralık Neclâ dışan çıkarak kendı gözümü açar açmaz bülbüllerin konseri bir muallım değılim, üniversite tahsılım tekrar kıpkızıl yandı. Sonra... Fakat, leyhmde takibat yapmamı soyledı, ışin yeye bazan inamyor ve bütün hayaŞu cevabı vermekle iktifa etti: lerini getıren şoförü masaya davet et başlıyor. Akşamlan eve dönerken «Ha yok, kimya bahsi harıcinde fada maluiçinden çıktı. Şimdi, boynumda, binler tımda tesadüf ettiğim en parlak fırsatı Fen uğrunda çalışıyordum Benim, eçlık, insanı aptal ediyor! miştır Bu sırada şofor. bir haylı larhoş vuzbaşı> nın kurbağalan dile geliyor mata da sahıb değilim. Baktım ki, uface liralık elmas asılı olduğu halde do kaçırmış olduğumu düşunUyorum. BelÜç hafta evvel, nihayet, ateşi söndüraltımdaki katta, bir zerzevatçı ailesi clan Mustafanın cebinden 47 5 lirasını Hem de tam tertib bir koro heyeti hacık bir kazanc elde etmek için fazla va oturuyordu. Benım odama bitısık arka düm. Üstüvaneyi aldım, daha sıcakken laşıp duruyorum. Ne jnyeceğım, ne ya ki de ölmüştür ve elmaslan, lâkaydane yankesicilik suretile çalarak Neclâ ıle inde! Icadiye tepesinden Sarayburnuna kıt sarfetaıek lâzım. Bmaenaleyh, aklı odada, bir arzuhalci vardı. Üst katta vidalarını soktum Öyle sıcaktı ki, el tacak yerim var. Sız, sırnmı açtığım i'k bir köşeye aülmıştır. Tekrar sbylıiyobirlikte otomobile bınerek kaçmış'ardır kadar seyrettiğim yeşil tabiat parçaları ma koyduğum işi mütemadlyen takıb de, ıkı çıçekçi kız. Maamafih, belki de lerım yanıyordu. İçinden, bir keski ile insansınız, fakat, çehrenlz hoşuma gitti. rum, elmaslardan bir tanesi, adeta basIşin neden sonra farkına varan Mus da aşağı yukan sinema temaşasından ettım. Bundan üç sene evvel, eritici parmağım iriliğınde İdi. Yahud, belki bir parça düşüncesizlik etmiştim. Fa çekerek, lâva benzer bir külçe çıkar Artık tahammülüm kalmadı.. tafa, yürüye yürüye BOyükdereye g'de alınabilecek hazzın kat kat fazlasmı baGözlerimin içine bakıyordu. maddenin ımali meselesini hallettim ve kat, bunların hepsi sokağa çıkmış ola dım, bir demirin üstüne koyup kırdım de hâlâ serseri serseri dolaşarak, taşrek karakola hâdıseyi anlatmıştır. Tah na veriyor. bu maddeyi, bir karbon terkibile bera bilırdi. larını satmağa çahsıyor. Maamafih, ceUç büyük, bir küçük elmas buîdum kikata Sarıyer Müddeiumumisi Kâmil Bu şerait dahilinde bir elmas saYalnız ne yazık ki, arada bir, içinde ber, sıkı sıkı kapalı bir tüfek namluEve ddndüğüm zaman, üstüvane, bı Yere ohırmuş, külçeyi knrmakla meş tm almakhğım delıhk olur, ccvabını miyetin fevkinde bir mevki kazanmaBora el koymuş ve Naciye ile Neclâ ya bulunduğumıız dünya vaziyetini düsüa muvaffak olması ve benim semamsuna doldurmak suretile, tam tazyik raktığun yerde, alev alev yanan kö gulken kapım eçıldı, komşum arzuhalci kalanmışlardır. verdim. Esasen, üzeriiıde yüzlerce lira nerek o coskun bülbüle: dan geçerek, zenginlere ve becerikliderecesini bulur gibi oldum. Namluya mürlerin ortasında duruyordu. İnfilâk girdı. Bermutad sarhoştu. gezdirmek âdetim değıldir. Maamafih, Şoför, yankesicilik suçundan aran «Ötme garib garib.. Gönül şen değil'. su doldurup, ağzmı lere mahsus asude yükseklıklere kadar iyice ükadıktan maddesi, kabını çatlatmamıştı. O zaman Anarşist, dedi sözıinüze memnuniyetle inanıyorum. İsmaktadır. Neclft hakkında gızlı fuhuş ulaşıp, beni, teşebbus fikrinden mahDiye haykırmak ihtiyacından kendimi sonra, ateşte ısıtmak lâzımdı. Sarhoşsunuz, dedim. bir mesele karşısında kaldım Bilirsinız terseniz size bir şey yapabilirim, yarın yapmak, Naciye hakkında da fuhsa alamıyorum. rum olmakla, haklı surette muahaze etAdam, bir lâhza sustu. Fesadcı! ki, bıllurlaşma hâdısesinde, zaman, heyazıhaneme gelin... teşvik ve Mustafa hakkında da 17 yamesi. ımkân haricinde değıldir. Bazan Mi'letler, birer azılı kurd olup biribir Çok tehlikeli bir iş, dedim. saba katıbnası lâzım gelen bir unsur Haydi, babanın evine git! Acı acı: şındaki kızla fuhşa teşebbus suçundan lerinin başını yiyeceklerine kuzu kuzu düşünuyorum da, hiç olmazsa beş lirayı Evet. Bır lnfilâk oldu. Pencerem dur; acele ederseniz, krıstaller minımını Diye cevab verdim. Yalanın babası Bsni hırsız zannediyorsunuz, dedi, sokağa atabilirdim, diyorum. tahkikat yapılmaktadır. geçinip gitseler ve bu güzel bahar gün , ; aletlerimin bir kısmı tuzla buz ol kalır: ancak. uztınca bir zaman sonra olan şeytanı kasdediyordum. Arzuhalci polise haber vereceksiniz. Hayır, bu Salâhaddin Güngöı Yahudi tüccarın başına gelenler! Tramvayda çalınan 1697 lira kısa bir müddet sonra bulundu Onun içindir ki asker ailelerine yardım meselesi büyük bir ehemmiyeti haIzdi. Cumhurijet hükumeti bu meseleyi esaslı surette halletmekle pek meşkur bir iş görmuştur. 'Yardımsevenler cemiyetinin geçinecek vasıtadan mahrum bulunan fakir kadmlan himayeye ve anneleri çalışan asker çocuklan için hususî kamplar tesisine karar vermesi de, ayni mesele ile alâkadardır. Himaye edilecek olan bu fakir kadınlar arasında bir çoklannın gene silâh altına alınmış bir veya birkaç erle uzaktan akrabalığt olabileceği gibi, anneleri çalışan asker çocuklannın bakımı da, kahraman Mehmedciklerle büsbütün ve tamamile alâkalı olan bir iştir. Ordudaki er, ailesine yardım edildiğini, tarlasının süriildüğunü, hayvanlanna bakıldığmı ve üstelik bir de çpcuğuna ihtimam ve itina SEHIR tSLERl gosterildiğini gorünce, artık tamamile emin ve müsterih olacak ve çelik gibi Buz 100 paraya satılacak maneviyatla serhadlerde yurdu bekliyeBeledıyenuı buz inhisannı ihaleye cektir. çıkardığını yazmıştık. İhale şartnameTardunsevenler cemiyetiıım bütün kasıne göre, müteahhıd şehrin muhtelif rarlan gibi bu iki karan da en büyük mahallennde buz bayıhklerı ihdas edetakdir ve şukranla karşüanmağa lâyıkcek, her verde buz bulunduracak, buzu ^ yuz paradan fazlaya satmıyacaktır. ür. Bayıe kılo başına 75 santim kâr venleceKtir. Fiat Murakabe müresu yeniden bır çok ihtikâr hâdiselerine el koymuş ve bunlardan bazılan Müddelumumılıge verılmistır. Yenikapıda bir eczacı başka eczanelerde 120 kuruşa yapılan bır ilâcı 300 kuruşa yaptığından ve bunu da :eçete uzerıne kaydettiğinden yapılan şikâyet Üzerine tahkikata baslanmıştır. Ankara Fiat Murakabe komisyonu tarafından 75 kuruş fiat konulan afiş kâğıdlannı 100 kuruşa İstanbulda satan kâgıdcı Nesim Behar Müddeiıımumiliğe verilmiştir Sultanhamamında kumaş Iktikân yapan Ali Tatlıgil MUddeiumumilige verilmlstir. Kartalda Soğanlı köyde fahiş fiatla mal satan bakkal Ali Güven, mahlut kahveyi 200, kaşer peynirini 110, yeşıl bulaşık sabununu 40 kuruştan satan gene Kartalda bir bakkalla 42 Kuruşluk sabunu 60 kuruşa satan difer bır bakkal Müddelumumilığe verılecek lerdır. Dünkü Cnmhurij'er'te, Ankara Yardımsevenler cemiyeti İstanbul şubesinin, Valimizin refikası Bayan Lutfi Kırdarın riyasetinde aldığı kararlann bir hulâsası vardı. Yapılması takarrür eden hizmetlerin bir kısmı, harb zamanına aid isler, bir kısmı da hemen yapılnıağa baslanması icab eden işlerdir. Bu ikinci kısım isler arasında şunlar vardır: Geçinecek vasıtadan mahrum bnlunan fakir kadınlan, Yardımsevenler Cemiyeti kendi himayesine aiacaknr. Babaları askere giden ve anneleri çalışan çocuklar için hususi kamplar tesis cdileccktir. Bu iki karann büyük ehemmiyeti vardır; çünkü hududlarda yurdu bekleyen kahraman ordunun maneviyatmı son derece kuvvetlendirecektir; çünkü asker ailelerine yapılan maddî yardınu ikmal edecektir. Elinde silâhl yurdu bekliyen asker, ailesinm a; ve muhtac kalmadığına, tarlasının süruldüğune, hayvanlanna bakıldığına emin olursa, gonül rahatlığile kendisini jalnız vatanî vazifesin* verir; gözü arkada kalmaz; bilâkis daima ileriye bakar, hem de dimdik. Seçme Hfkâveler. Elmas delisi NAKLEDENîHAMDİ VAROGLU

Bu sayıdan diğer sayfalar: