8 Mayıs 1941 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

8 Mayıs 1941 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

8 Mayıs 1941 CUMHURtYET ilek başladı. Hem masallah hayli çabuk ucuzladı. Mubarek yemiş, hiç ihtikâra gelmez. Çiinkii tezcanhdır. Derhal sulanır, O zamanlar Galadaussılası bir di Yazan: >a«f^»^w••w» sine dair arzu ettiği miizakeçamur gibi olur. Onun için güneş kızdı tasaray ismi pek ağrısı gibi kafamda reyi yapmış ve Mister Eden Ankara 7 (Telefonia) Meclisin bu kat edeceğinden eminim.» dedi. mı fiatı düşer ,yağmnr yağınca fiatı diikullanıbnazdı; «Mek zonkluyor. İstanbuZiya Gevher, bu tnünasebetle radyo tebi Sultanî» der le Mister Çörçilin nutuklannı dinlemiş günkü toplannsmda İstanbul meb'usu lun yumuşak akışuu, şer, ctunartesi günleri pazara kalma tir. Netice, Mister Çörçil ile hükumetine Ziya Karamürselin bir arzuhal encümeni daki talâffuz şekillerinden bahsederek dik. Bugünün lise bu şehrin makine koıkusile fiatı düşer. Buz dolabma daittifaktan farksız bir ekseriyeUe itimad kararımn umumî heyette müzakeresine türkçenin yabancı dil şivesile söylen laksimatı yoktu; esleşmiş ve madde in yanmadığı için müşteriyi dolaba koydair takriri konuşuldu. 60 yaşını bitire diğini, bu şivesizliğin çocuklara tahsis ki maarif usuîüne tâbidi. Ve biz srcna tebi Sultaniden tanışıyoruz? > Başımı edilmesidir. sanile kıyas etukçe «özleme» bir ruh ve maz. Mister Çörçil'in bu itimada lâyık ol rek mecburi tekaüde sevkedilen Van edilen programlarda bile görüldüğünü yazılı yakalanmız, kırmızı şeridli re iğdim. Fısük hikâyesini anlattım. Hatır beden acısı gibi kafamdan kalbime doğYalnız bir kusunı vardır: duğu, şüphe götürmez. İngilterenin tari mahkemesi mübaşiri Ismail Erin fllî söyledi. Ve kırmızı bir rey puslası çı dingotlarımızla, kollarımızı sallaya sal layamadı. Şimdi ne yaptığımı sordu. ru akıyor. Amerikan şehirlerinde, yüzSepetie aldıruz mı, mostrası mutlaka hinde eşi ile karşılaşmadığı bir buhran hizmeti 30 seneden üç gün eksik olması kararak, şimdiye kadar hiç kuilanma laya Caddei Kebirden geçerdik, İşte o Ecnebi bir memlekette tahsilde olduşu lerce tesadüf edilen her sokak köşesi sia aldabr. Sepetin darasım çeyrek kisırasında iktidar mevkiine çağınlan dolayısüe ikramiyesi verilmemiş, müba dığı bu puslayı bu mevzu dolayısile zamanlar Tevfik Fikreti ilk defa gör mu söyledim. Alâkası arttı; oturduğu «tezgâh başı» larından birindeyim. Ya lo tutarlar. Halbuki dibinde bir o kadar Mister Çörçil, dünyanın en büyük gai şirin müracaati üzerine mesele idarî bir kullanacağını beyan etti. düm. Alnmda «Rübabı Şikeste» nin koituktan âoğrulur gibi oldu. Sedef ma nımda yeni tamştıgun genc bir Türk da baldıran kökü vardır. Ne yapalım? lesile uğraşmaktan çekinmemiş, ve bir dava teîâkki edilerek karara bağlan •Bazı hatibler de söz aldılar. Münakale tefne dah, gözlerinde meşrutiyeün va sanın üzerindeki fotoğrafa bir göz attı: mühendisi var. Tahsilini itmam için bu Rer güzelin bir kusunı olduğu gibi bitaraftan harbi idare etmek, diğer taraf mıstı. MOzakerelerden sonra mübaşire Vekili Cevdet Kerim İncedayı da kür dettiği ışıkiı gunlerin rüyan vardı. Mil «Benim Haluk gibi, dedi, o da uzaklar raya gelmiş. Memlekete dair konusuyo lim çileğin de bn kusuru vardır. tan harb gayreüni ve harb istihsalini hakkettiği ikramiyenin verilmesine dair süye gelerek bu kelimelerin tam mu letin, bir mukaddes kitab akidesl gibi, da...» Sonra bifdenbire sordu: «Hava ruz. Birdenbire nasıl oldu; bilmiyorum Dökme alınm! diye müteselli olmahızlandırmak, Amerikanın yardunım ta Ziya Karamürselin takriri kabul olundu kabili bulunmadığı için kullanıldığını dudaklannda mırüdadıgı mısralarının disler sizde olmah... Oraları nasıl? Inla • Halukun vedaı» nı düşündüm: ya da gelmez. Çiinkii dökme ahnan çiBundan sonra, Buenos Ayres posta ve Münakalât Vekâletinin yabancı keli şöhretine basarak Mektebi Sultaninin lâbdan sonra, Türkiyemiz hakkındaki Sen tren, ben vapurda pürtemfcin hakkuk ettirmek gibi birbirinden büyük, leği kesekâğıdına koydnlar mı; mubarek kongresi ve milletlerarası komünikas meler kullanmayı itiyad etmedlğini be loş dehljzlerinden geçerdi. Talebeye te banl fikirleri değişti mi? Fakat inkılâ Atıhrken sen İskoç ellerinin meselelerle meşgul olmuş, harbe takadeve gidinciye kadar turşu olur. Onnn düm eden senelerin yığın yığın ihmalle yon nizamlannın ve merbutlarmın tas yan etti. Ziya Gevheri bu husustaki siri büyüktü; bilhassa manevî bir tesir. bın müspet semerlerini oniara göstere Sisîi, yağmurlv,, karh, buzlu, fakat.~ için çileğî sepetie almanın bir eski çihassasiyetinde hatdı bulan Cevdet Ke Büyüklerin ellerinden düşmiyen «Rübabı rini telâfi edecek bir faaliyetle çalışmış dikına dair kanun lâyihasının müzakeEvet «fakat»... Gene o «fakat» ile be lek amatörü sıfatile ve ısrarla tavsiye rim Incedayı, şimdllik kırmızı reyi kul Şikeste» nin aksi sadası biz küçüklere medik ki, değişsin değil mi? Bizim İU Ve hiç beklenilmiyen bir mnvaffakiyetj resine geçildi. raberim. Genc mühendisin çiirle pek ederim. tihadcılar haşarı, yaramz çocuklar gibi.. lanmamasını temenniden sonra muka kadar gelirdi. Acaba biz bu şiir kitabıbaşarmışıtr. Bu muvaffakiyet, Fransanm Halbuki başlangıc ne güzeldi; ne ümid alâkası yok. Fakat memleketi hohlayan Satıcılar size sepetin kenannı yırtıp Ziya Gevher, bazı kanunlarda ve ez bilinde güçlük çekilecek kelimeleri Masnkutundan sonra İngilterenin tekbaşına cümle müzakere edilmekte olan lâyiha arif Vekâletinden ve Türk Dil Kunı nın Türk edebiyatındaki yeni ve başka lere kapılmıştık!» Bılmem nasıl oldu, mısTBİar onu da mütehassis ediyor. Ce altının da ayni irilikte olduğunu gösteharbe devam etmesi ve Alman istilâsın larda görülen yabancı kelimelerden ba mundan sorup öğrenilerek hareket edi çeşnisini tadabilir miydlk? Pek zannet belki benim de inanmadığrm bir teselliyi, saret alarak Haluku soruyorum. Fakat rirler. İnanmayın! O da mostradır. miyorum. Fakat herhalde sırma yakab hasta halinde bile memleketi düşünen Haluk hakkında onun da sarih malumatı dan korunabilecek bir hale gelmesidir. hisle teşkilâtı esasiye kanununun ikinci leceğini beyan etti. Dikkat edeısek, bu çilek alışverişinin kırmızı şeridli redingoUanmmn caka bu adama vermek İstedim: «Zamanla yok. Yalnız Cincinnati şehrinde olduğuGerçi Fransanm yıkılmasından sonra maddesile devletin resmî dili türkçe olbize bir hayat dersi verdiğini sezeriz. Bunun üzerine Ziya Gevher: smda, şair Tevfik Fikreün mektebiminu işitmiş. Rivayete göre kolejde, mateİngilterenin tekbaşına harbe devam et duğunun beyan edildiğini hatırlattı ve Bütün bir sepeti sattıran, üst tabakaya « Karşımda Cevdet Kerim gibi di zin müdürü olusunun büyük hissesi var herşey olur, hocam.» Asabiyetle yerinmesi, beklenmiyor değildi. Fakat daha Münakalât Vekâleü tarafından Meclise limize hassasiyet gösteren ve bunu tatb den doğruldu: «Zaman, zaman! Zaten matik hocası imiş. Ben bunları dinlcrken dizUmiş olan yirmi, otuz çilektir. Ona kuvvetle beklenen hâdise, Almanyamn sevkedilen bu lâyıhadaki revizyon, ko dille iiade eden bir vekil bulursam (kır dı. Onunla bir tek kere konuştuğumu bizim bütün mazeretimiz zaman değil içimdeki «sesi» işitiyorum. O ses «git bakar, imrenir ve bütün sepeti alınz. Seİngiltereyi istilâya teşebbüs etmesi, ve münikssyon gibi kelimelere, ilişti. Ziya mızı rey puslasım yırtarak) bunu ver hatırhyorum. Buna garib bir hâdise midir? Fakat biliyor musunuz ki, artık oraya!» diyor. Cincinnati ile bulundu pctin dibinde kaç tanesi mostra gibi çısebeb olmuştu. Çarşambalar veiılerin ğtım şehir arasında jTİzlerce kilometre İngilterenin bu teşebbüsün muvaffaldye Gevher: mem» dedi. talebeyi ziyaret günüydü. Gene böyle zamanın da tahammülü kalmadı. Bakı var. Ne zararı var, demek kl Fikretin kar?. ti karsısmda süratle çökmesi idi. Bn tenız frenklere dev adımlariie yürüyorlar, • Daha sırası gelecek. blr jki vekâlet Hayat da böyledir. Bu hâyühfiya aMüteakıben lâ^Thanm ikinci müzake bir çarşamba günü annemin getirdiği oğlunu göreceğim, bu yüzlerce kiloşebbiisün bugüne kadar vuku bulmaması var, bunlar nedense ecnebi dillere pek resi yapıldı. Askerî ceza kanununa ek tılırken, her birimiz sepetin üst tabakaŞam fısüklarının kabuklarıru çıürdata dev adımlariie; sonra siân gibi münev metreyi aşmağa karar veriyorum. ve bllâkis İngilterenin miidafaasını aza heveskârdır. Fakat dilini çok seven ve lâyihanm da birinci müzakeresi yapısındaki iri yemişleri göriip imreniriz. çıürdata yere atarak^ herhangi nizam verler de böyle düşünürse...» Biraz duHakikaten bu uzun bir yolmuş. Birlem! derecede tekemraül etlirmesi, Misteı bu mevzuda çok titiz olan Cevdet Ke larak cumaya toplamlmak üzere celseye dan bibehre, o loş dehlizlerden geçiyor raladı. Bana karşı fazla şiddetli davran şik devletlerin göbeğinde buğday ve Lâkin bunlardan kaçı, kaçunıza nasib Çörçil hükumeünin kazandığı en mühim rim İncedavının badema bu cihete dik nihayet verildi. dum. Nereden geldiği beilisiz, hafif, mış olmaktan ürkmüş gibi: «Haklısınız, domuz ticareti yapan bir şehir. Oraya olur. Hüner odur ki; çileğin irisindeki muvaffakiyetti ve bn muvaffakiyet İn>• H t •MtiHf 1 rıu tl 11111III1IUU1IIUI1 UUil Ulti I UlUIIlllltl I tuuı ı u< • muhteriz bir ayak sesi duydum. Sonra diye devam etti, ben bedbin bir adam sisli bir sabahın alaca karanlığında var zevki küçüğünde, zengin hayat tadını, giltere hesabına bir müdafaa zaferi idi. bana doğru eğilen bir baş ve yavaj, yu oldum. Fakat slz nevmidiye kapılma dım. Bir pazar sabahı; sokaklarda kilise mütevazı yaşayış şartlannda bulmalı. Mîster Çörçil'in kazandığı îkinci mümusak bir fısıltı: «Bunlar, yere aülmaz, malısınız. Bizlm devrimiz geçti; sizinki çanlarının aksi sadasından başka birşey Bu bir terbiye meselesidir. Kanaathim muvaffakiyet, Amerikayı harekete çocuğum!» Tevfik Fikret karşımda gü geliyor. Hakikî hürriyet, medeniyet ve yok. Çarmıhını taşıyan peygamberin kârhk dediğimiz rahat terbiye meselegeçirmek, Amerikayı demokrasiler hesalümsüyordu. Kıznııyordu, hayır; azarla insanlığa belki slz kavuşacaksınız. O Golgotha dağını tınnandığı sabahın kas sidir. Çileği aldığınız zaman alt kısnıının bma çalışan silâh ve mühimmat imalâtmıyordu, hayır, mektebin an'anesine ka güne hazırlanınız... Ne mutlu size! Nev veti bu şehrin havasına sinmi? gibi. moctra gibi olmadığuu bilerek ahr, hahanesi haline gctirmek. Amerika ile yarışan o meşhur izinsizlerden blrini ver midi ve inkisardan kaçabllen yeniliğin Öyle bir protestan şehri ki, ancak ben yata atıldığınız zaman mutlaka sengin, pılan teşriki mesaiyi adım adım ileriletmiyordu, hayu. Sadece yumuk, etli elini ve büyüğün müspet fiilini yaratabilir. zerlerine İngiltere yahud şimal Ameri müreffeh olacağınızı ummazsanız ne mek ve nihayet Amerika donanmasınm omzuma atmış, müdiriyet odasına doğru Deminki tenkidlerim, memleketi kıskanc kasında tesadüf edilir. Taassubları iç hayaJ Inkisanna uğrayıp talihe ktiser, ne da Atlantikteki muvasala, hatlanm higötürüyordu. Orada beni kelimelerle bir âsık ihtirasile seven hodbin bir ihti dünyasuun ruhaniyeünden ziyade, dış aldandığmızı görüp manava »översiniz. mayeye Iştirakini temin etmektir. Bu nasıl okşadığını, teselliye benzer tev yarın saisatalaruıdan başka bir şey de âlemin heveskârlığına kapılmış bir masKüçüklerimizi bugünden çilek mosmuvaffakiyetler İngilterenin kafî zafebihlerle nasıl beni incitmeden konuştu ğildi. Onları unutunuz. Memleketin an ke gibidir. Şehirler ve insanlan bu mas trasınm alt tabakasma ve hayatın derine hizmet edecek en esaslı faaliyetlerğunu şimdi pek iyi hatırhyamıyorum. cak hakikî müminlere ihtiyacı var. Biz kenin altında terledikçe, yüzlerinl ol rinliklerindetd tersliklcre austırmak ve dir. Fakat tatlı bir gülümseme ile söylediği belki onu tam imanla sevemedik.. Kim duğu gibi gösterememek azabını duyar herşeye rağmen sıhhat, selâmet ve neşesözler arasmda şu cümle kafama nakşo biür!» İtalyanın şarkî Afrikadan tamamile unin bir zenginlik olduğunu öğreterek lar. Londra 7 (a.a.) İngıliz gazeteleri, lunmuş gibidir: «Fıstıklarm kabuklannı, Şaughay 7 (ajı.) «Ofi> İyi haber zaklaştınlacak hale getirilmesi, ve bir Bir an sustu. Pencereden karş'sını onunla bahtiyar obnalannı telkin eylebugün dünyanın en büytik tayyaresi oVerilen adreslere müracaat ettim. Büaralık şimalî Afrikada da ayni vaziyete alan mahfillerin fikrirtce dün Japonya lan muazzam B619 bombardıman tay koridorların köşelerine koydurttuğum göstererek: «Şu gruba bakınız, dedi, dütnek çok faydah ve o kadar rahat bir düşürülmesi de Mister Çörçil hükume ile Hindiçinî arasında akdedilen ticaret yareslnin fotoğraflanru neşretmekte sepetlere atsanız daha doğru olmaz mı, şününüz dünyanın en güzel toprağmda yük Türk şairi Tevfik Fikretin oğlunu hazırlık olur. tinin muvaffakiyetleri arasındadır. Bal muahedesi, üç devlet arasında Tokyoda dir. Douglas fabrikası tarafından ya çocuğum?» bu kadar. Evet, bu kadar. yaşıyorsunuz. Başka yerde gün ölür, tanımıyorlardı. Fakat Mister Haluk IsFerdleri memnun ve tatmin edilmiş kan harbinin feci neticesile şimalî Afri mza edilmiş olan anlaşma hükümlerinin pılan bu tayyare, 82 ton sikletindedir. İlk tanıdığım Fikret, Mektebi Sulta bizim toprağımızda gün soluyor. Bu tür minde bir Amerikan hocası mevcuddu. Şimdi seyahatte olduğunu söylüyorlar memleketler rahat ederler. Fakat küçüninin müdürü «baba» FıkreUir. tatbikı cumlesindendiıve bunu yakanın boş bırakılması yüzünden Mihver Bu tayyare saatte 840 kilometre yilratlü ışığa veda başka nerede vardır?» dı. Fakat cevablar o kadarraüphemdiki, ğünden büyüğüne kadar gözü yukarıda, • *» kuvvetlerinin Mısir topraklanna yeniden kmda Hindiçinî kuruşununu Japon yeni lc. Nevyorfctan 18 ton bomba hamu'.e Yorulmuş gibi koltuğa yaslandı. Eliru Halukun Defteri. nin manevî manası serrette, mansıbda ve sefahette olanlar ne bağlayan mali bir anlaşma takib esile Berline gelebilecek, bombalannı dayanmalan ve Mısın tebdid etmeleri uzattı. Ve ben bu sefer «Rübabı Şikeste» nın burada gömülü olduğunu anladım. için buna muvaffak obnadıkça hayat bir Alman hükumet merkezl üzerine ataüzerine hasıl olan hosnudsuzluk, İngilte decektir. Aradan be« yıl geçti. Ben mektebi yi yazan büyük «insan» m elini öperken, Ve anladım ki, artık Haluk bana yakın işkence olduğu kadar bu gayrimemnunBu muahedenin, jBponyanın fetlh bileeek ve bilhassa hiç yere lnmeden terketmiş ve tahsilime başka bir memle o elini çekraedi. Anladım ki yabancı bir reyi Mister Çörçil"in hiımetlerini ve mudeğüdir; ondan benim memleket heye ar da cemiyet bttnyesinde birer ağn oAmerikaya avdet edebilecektir. vaffaldyetlerini unutturacak mahiyette maksadı obnaksızın cenuba doğru gekette devama başlamıştım. Tatilleri ge misafir gibi geldiğim bu huzurdan onun canımda bir iz kalmamıştır. larak sürer rider. sayılamaz. Çiinkii bu muvaffakiyetsiz işlemek siyasetini akdettirdiğine ve bu çlrmek için İstanbula geldiğim zaman, bir an mahremiyetine girmiş bir yakini Hayır, nafile yere aşüğım yüzlerce Çilek ne güzel yemiştir. Kokulu. renkli likler Mister Çörçili'n eseri değil. daha siyasetin muvakkat de olsa Sovjetler ilk rasladığım mekteb arkadaşlarım gibi çıkıyordum. kilometre beni müteessir etmedi. Yalnu ve lezzetH... Birliğile bir yakınlık isühdaf eden dipöncek) uzun ihmallerin ve hazırlıksızFikretin hastaiığından bahsetüler. Vakıâ Rumelihisarınm patikasından tekrar içimde bir acı vardı: göğsümü ezen bir Ama sepetin altı başka, üstü başka lıklarm eseridir. Onun Için Mister Çör lomatik hamlelerle muvazi gittiğine işa;ene o mahud kadife ceketini giylyor, yokuşu inerken, birsey düşünmüyoracı. Kalb ağrısı gibi bir şey... imiş. çilin bunlardan mes'ul tutulamryacafı ret edilmektedlr. siyah takkesini takıyor, odasında dola^ı duîn. Yalnız anlıyordum ki delikanhhk Sokak sokak dolaşmaktan yorulmuşmnhakkaktır. yor, hatta bazan «Aşiyan» ının bahçcsiHayatın da öyledir dostum. Bir tarafiı çağımın ilk büyük hâdisesi artık «ol tum. G*ce trenine yetlşebilmek için isJapon gazetelerinin, «Asyanın refahı» ne bile iniyormuş. Fakat... Evet koca bir muş» bir hâdisedir. Bu kadar. madalya şimdiye kadar görüünüş birşey Bununia beraber Mîster Çörçîl, şimalî nakaratını tekrar ele alarak yeni nizam tasyona döndüm. Protestan şehrinin sofakat» vardı. Bu «fakat» in bütün maAfrikadaki vaziyeti ıslah için her şeyin teşkilâtlandırılırken Hindiçininin JaponEvet bu kadar. İkinci defa tanıdığun kaklarında bir ben bir de gölgem vardı. değildir. Ankara 7 (Telefonla) Çiftçi ma!la nasmı anlayabilmek için, meşrutiyetin yapüdığını temin etmis. bugün Gcneral yanm yanıbaşında mevki aldığma ijaSen çileğini ye! Üsttarahm düşünme'. Fikret «Aşiyan» ının münzevî sakini Gölgemin kohına girdlm. O bana, ben rınuı korunması hakkındaki kanun lâ memleket âşıkı Fikrette bıraktığı sukutu VVavell'in kumandası altında yanm mil ret etmeleri manidardır. Hele şimdiki çilekler daha temiz... Çünmemleket âşıkı», «ahlâk âşıkı» Fikretona bakıştık. İkimizin mahremiyetinden yihasınuı Meclisin cuma günkü toplan hayalin izini sezebilmek; yeni başlayan yona yakuı bir kuvvet bulnnduğunu başka burada birşey ltalmamıştı. Başım kü palabıyık bahçıvan kahnadı... AnlaOsahi gazetesi diyor ki: tısında görüşüleceğini bildirmiştim. Lâ Umumî Harbin «hısan» Fikreti kemiren ür. bildirmiş ve İngilterenin Nil vadisini ve göğsüme düştü ve düşündüm: Protestan madıtuz galiba! «Pasifikte buhran başgösterirse Hin yihanm aldığı son şekle göre: Köy ka menfi tesirini duymak lâzımdı. Herhalde Süveyşi kaybetmemek için herşeyi yaVaktile çilek toplay&n bahçıvanlar, Aradan yirmi beş yıl geçti. Avrupadan şehri Cincinnati'de büyük Türk şairi diçinî makamlan unutmamalıdular ki nununa göre tesbit edilen suıırlar için o güne kadar «zevkimde» hissettiğim pacağmı söylemîştir. Esasen Nil vadisinHindiçinî yeni Asya birliğinin bir sza deki ekili, dikili veya kendiliğinden ye «Rübabı Şikeste» ve «Halukun Defteri.ni bile uzakta, denizaşırı bir kıt'adayım. Tevfik Fikretin oğlu Halukla konuşma •er« pek yakm yetiştiği için üzerinde deki vaziyetin gayrikabili telâfi olduğu sıdır ve Japonya bu birüğin şefidır.» azçok toprak bulunan meyvayı kopartişen bütün nebat ve ağaclarla orman bir «fakat» in açtığı yeni bir memleket Yüz katlı binalarm arkasında gün batı dan tanıştım. Bu kadar. nu iddiaya mahal yoktur. Buraya vakEvet, o bu kadar. dıktan sonra bryıklarile fırçalar, sepete kanununun şümulü haricinde kalan a ve dünya görüşile «ben de» duydum. Ve yor. Bir uzak memleket akşamıdiT; tinde yetişildiği takdirde bu cephcnin «1942 senesi vaziyette ğaclıklar, ziraatle alâkası olan her nevl lir sonbahar günü Rumelihisarınm me Gurubsuz, Boğaziçisiz, minaresiz. Vatan Celâieddin EZİNE öyle atarlarmış Şimdi artık bu işi gökurtulması mukadderdir. recek palabıyık kahnadığı için çileklet değişiklik olacaktır» menkul mallar ve ağıl, samanlık, ambar zarlığından geçen dar patikayı tırmanAtlantik harbine gelince burada da bir tabil daha temlz... gibi doğrudan doğruya çiftlik hizmttl mağa başladım. «Aşiyan» yukarıda idi. lngiliz Yunan orduları başLondra 7 (a.a.) Sabık Deniz Ticattalyan ordusunun makinetaraftan İngilterenin mukavemeti. diğe/ Rahat rahat yiyebiliriz. ne mahsus gayrimenkullerle su arıklan, taraftan Amerikanın gittikçe tekâmül eti Nazırı Ronald Cross, dün Liver tarla ve bahçe yollan ve hendekler bu Bir kartal yuvası gibi değil, bir aslan ini kumandanınm emri yevmisi leşme müdürü öldü B. FELEK gibi değil; fakat artık kanayan, hasta eden yardımı, İngiltere hcsabına daha pool'da ticareti bahriye kaptanlan ö kanuna göre çiftçi mah sayılır. Kahire 7 (a.a.) Giridde bulunan Londra 7 (a.a.) Ordunun makinebir «Aşiyan,... Yokuşu çıkarken heyenünde söylediği bir nutukta, Atlantik ümid verici bir mahiyet aimaktadır. Yukarıdaki hüküm, şchir ve kasaba Imparatorluk, İngiliz ve Yunan orduları leştlrilmesi için çaüşan başlıca ttalyan Hulâsa Avam Kamarası Mister Çörçili muharebesi hakkında nikbinliğlni bil haricinde, Belediye hududu lçinde veya camm büyüktü. Kendi kendime sorubaşkumandanı General Feyberg 4 ma eksperlerlnden blrl Clmüştür. Bu zat rordum: «Acaba böyle habersizce gelidinledikten sonra hükumetin harbi idare dirmiş ve ezcümle demiştir ki: dışında bulunsun ziraî mahsulât İstihyısta bir emriye\Tnî neşretmiş ve ez Roma radyosuna göre, 3 mayısta çlmalJ ;im doğru mudur?» diye. Fakat ok husnsnnda yapılabilecek herşeyi yaptı« Rakamlara istinaden işi nasıl hüs sal edilmekte olan sahalar hakkında cümle demiştir ki: Afrikada yapılan bir hava akını esnağını anlamış. ve Mister Çörçil'in hüku nü suretle halledebileceğimizi şimdiden da tatbik olunur. Bu sahalar beşinci yaydan fırlamıştı. Soluk soluğa kapıyı «Müttefik askerî kuvvetlerle slvil hal sında ölen albay Carlo AnUone'dur. çaldım. Hizmetçi beni şarkkâri döşenmetine ittifaktan farksiz bir ekseriyetle tam itimadla söyliyebilirim. Bundan bir maddede yazılı murakabe heyeti taraSık sık ve itiraz edibnez miisahcmiş bir odaya götürdü. Bu odanın eşya km müşterek gayreti sayesinde yahıız Albayın makineleşme umum müdürü itimad edcrek onnn liderliğini teyid etkaç ay evvel Amerikan yardımınm ge fından tesbit ve ilân olunur. Murakabe sıru tasvir edemiyeceğim. Hatta Fikretle Girid topraklarınm tamamiyetini her olduğunu söyliyen Boma radyosu bu delerden sonra şikâyet ediyornz. miştir. heyeti lüzum gördüğü hallerde saha huTramvaylar, istasyonlarda sebebsiz ıışliğini bilmediğimiz zaman, bu kabil dudlarını değiştirebileceği gibi yakmlık, gün konuştuklarımızı bile tamamile hangi hir müstevliye karşı müdafaa et ziyaın telâflsi güç olacağını ilave eyEsasen Avam Kamarasmm daha baska olarak durmadan geçiyor. Duranlar mekle kalmıyacağız, vakti gelince bu değildi. Fakat geniş Amerikan yardımı çiftçilik münasebetleri, yahud koruma :elhis edemiyeceğim; aradan yirmi beş lemiştlr. türlü hareket etmesi beklenraiyordn. Fada yolculann inip binmesine vakit iistten hareket ederek bütün Yunanistakat Avam Kamarasmın bn sırada hüku bugün malum bir unsurdur. Amerika da kolayuk gibi mülâhazalara binaen sene geçti. Ancak zihnimde yerleşen nın hürriyet ve istiklâlini yeniden tesis fcabaıadan hareket ediyor. Esasen araBir tren memuru öldü meti sorg^ıya çekerek ve vaâyetî anla Birleşik Devletîerinin kurduğu uzun bu kanunun tatbikı bakımından mezkur münferid bir kaç eşya, Boğaziçine bakan etmek için ilerliyeceğiz.» ba azlığından mustarib olan halkı duİzmir 7 (Hususl muhabirimizden) raklarda luzumsuz bckletmeye mahal yarak Mister Çörçfl'e en geniş itimad vadeli inşaat programı gözönünde tu kanunun parçalarmı veya tamamım kö ir pencere, yanılmıyorsam balkonlu bir pencere; ve Fikretin sözlerinden jıkaraCinde Japon taarruzları Karakuyu İzmir ekspresinde bilet yok. reyhiı vermesi. İnçiliz milletinin harbi tulunca, Amerikanın, geçen harbde yap ye bağlayabilir. Bu kanunda yazılı işlerle köylere ta bildiğim «bugünkü» maaa var. Tokyo 7 (a.a.) Hankov'da bir Ja memuru Nuri Horsonlu istasyonunda sontına kadar devam ettirmek hususun tığı muazzam gayreti de tecavüz edece İniş bmlşe dikkat etmemek kazaOdanın köşesinde bir şövalyenin üstü pon membaından haber verildi|ine g5d?ki azmini bir kere daha tebarüz ettir ğine inanabiliriz. İngilir Amerikan alluk edenleri ihtiyar meclisi, bir kıayaklan kesllerek öldü. lara sebeb olabilir ve oluyor. Bu acesım sahalara aid olanlar orman meclisi r.e konmuş bir peysaj, onun yanında bir re, 10 mufrezeden mürekkeb bir Japon miştir. gayretleri en yüksek noktasına varmış bu telâş nereden çıkü? Önüne katl kuvveti, Hupeh hududu boyunca takib çocuk portresi, duvarlarda büyük küçük tarafından İfa olunur. İzmirde siper sığmakları snrette ve vakit kaybetmeden geçmeömer Rıza DOĞRUL olmaktan daha uzaktır. 1941 senesinin Her kaza ve vilâyet merkezinde ay muhtelif tablolar vardı. Zannederim eden Topich dağlannın şimalindekl &tzmlr 7 (Hususî muhabirimizden) iyiz! bizim için en güç sene olacağı hissinde rıca bir murakabe heyeti de bulunur. sedef kakmalı bir masanın üstünde bir nzalı mmtakada 80 bin kişilik Çin kuvBunun için her seyden evvel suyim. Fakat 1942 senesini çok şayanı Murakabe heyetleri kaza hududu dahi çocuk fotoğrafı duruyordu. Hatta o za vetlerihe hücum etmişlerdlr. Ayni kay Hazirana kadar tzmirlilerln evlerinde, İtalyada, inşaatta maden rasını ayırd edelim: nağa göre, Japonlann şimalî Honan'da müsaid yerlerde siper sıfınaklan ha memnuniyet bir tarzda nazarı dikkate lindeki bilumum ihtiyar ve koruma man: «Bu mutlak Haluk olacak, diye Arabayı biletçi durdurur. Yani araSuiyang ile Suihsen arasındaki hatta kullanılması yasak zırlaması vilâyetçe teblii edildi. ahyorum. 1942 senesi, vaziyette bir de meciisieri bu kanun hükümleri dairesin düşünmüştüm, İskoçyaya tahsile gitmezbanm durmasmdan o mes'uldür. AraT kadar ilerledikleri söylenmektedlr. den ev\ elki resmi...» Fikret beni, mekLondra 7 (a.a.) Roma radyosunun ğişme olacağını görmek ümidinde bu de murakabe ederler. bayı, vatman harekete getirir, bunRumanyada yapılan tebden hatırımda kalan mütevan tavSuriye komiseri Samda bildirdiğine göre, bina ve möble inşa lunacağımız sene olacaktır.» dan o mes'uldür. Bu mes'uliyetler rile karsıladı: «Hoş geldiniz efendim...» atında demirli veya demirsiz maden Lyon 7 fa.a.) Beyruttan büdlriMidenizaltılar aynhrsa bu lüzumsu» acelelerin mesRumanya Hırvatistanı tanıdı kullanılması İtalyada yasak edilmiştir. Ödemiş 7 (Hususî muhabirimizden) dedi. Elini öpmek istedim. Geriye çekti: ğine göre, Fransamn Suriye yüksek koıliyetini, bugünkü gibi, bu memurBükreş 7 (a.a.) Rumanyada yapıBükreş 7 (a.a.) Stefani: Rumen Ödemişte amele Yusufu parasına. ta Hayır, hayır, rica ederinu.. Beni mah miseri General Dentz iki hafta kalma's Bu memnuiyet devlet inşaatmda oldular birbirinin üstüne abp kurtulalan ilk denizalü «S. 1» dün Galas terğu kadar hususl inşaata da teşmil edil hükumeü, Hırvat hükumetini tamraış mahan öldüren Aksaraylı 28 yaşmda cub edlyorsunuz... Beni hatırlamak is üzere dün Beyruttan Şama harekst etmazlsr. sanelerinden denize indirilmiştir. tır. Kadir Aygun bugün salben id?m edildi. ter gibi uzun uzun süzdü: «Galiba Mek miştir. miştir. Avam Kamarasında Kanun lâyihalarında istimal edilen ecnebi vanı Kamarası, harbin idare kelimeler dolayısile bazı münakaşalar oldu B. Millet Meclisinde » Tevfik Fihret ve oğlu Tetkik ve tenkid Sepetin dibi c Ceiuieddin Ezine Hmdiçininin akıbeti ? Dev tayyare tamamlandı Japonya bu Fransız Hava gemisi 18 ton bomba ile Amerikamüstemlekesini dan Berline gidip kendisine bağlagelebilecek maya çalışıyor Çiftçi malları Lâyiha, Encümenlerde son şeklini aldı Velhasıl Bu ne telâş ! Bir katil idam edildi Kirj'e Marika, ellerini uğuşturuyor . du: Arkadaşınız, bu gece, burada kalacak, değil mi? Şakir, yumruklannı beline dayamı$tı, ağır ağır ona yaklaştı: Koku aldın galiba? Onun, tehdide benzer vaziyeti kar şısmda, soğukkanlılığını kaybetmemişti: Temiz yatak var. Sereyim, ister. seniz? Şakir, onun, oyuk gözlerinin içine baktı, ayağmı yere vurdu: Getir, ser, kaltak! İhtiyar kadın, sessizce çekUmişti. Fikri. yerinden fırladı: Bu cehennem kütüğü acuzenin sereceği şiltede yatmam. Şakir, kahkahalarla gülüyordu: Neye parladın? Onun şiltesinde, yorganında yatamam. Yanılıyorsun, Fikri Can. Bu kadın, az konuşur. Daha doğrusu. tek konuşur. Temiz, dedi mi, temizdir Sorma artık. Senin, ananm evindeki şilte, yorgandan daha temizdir. Nasıl olur? Kan, keyif ehli, dedim ya, sana! Odasındaki yükte, daima, bir, yedek «temiz şilte, yorgan» bulundurur. Fikri, Şakirin kahkahalarla gülmesindeki mânayı anlayamsmıştı: Peki, ama. neye gülüyorsun? Uzun etme. Kısmetin acıldı. Ne gibi? Kirye Marika, tek konuşur, dedim ya. O, temiz, dedi mi; muhakkak bil ki, temizdir. Eğer, ben, ondan senin için, yatak isteseydim; çıkarılabilecek temizleri yoksa, on tane de kirllsi olsa; yok! der. Fikriye j'aklaştı, omzuna vurdu: Temiz yatağı, kendiliğinden geti. rip seriyor. Dcndü, masanm üstünde duran şişeyi aldı, kadehe koymadan bir yudum içti: Kaltak, ne çabuk da gözüne kes tirdi? Fikri. şaşkm bakıyordu: Kimi? Seni! Anlayamadm mı? Git işine... Başımda ateş yanarken, kızdırma beni, bırak Şakir, elini. Fikrinin omzuna koydu, acıyarak süzdü: Onun, sereceği «temiz» yatakta, ben yatanm. Benim, yataktan değil, kibar otellerin yataklarından, daha çok temizdir. O, «temiz» yatağı, herkese çıkarmaz. Fakat, karıdaki göz keskinliğine Bir AŞK UÇURUMU Fdebî roman şaştım. Kapı, tıkırdanmadan açılmışü; ihtiyar kadın, şilteyi, yorganı omuzlamış içeri girdi. Fikri, tiksinerek geri çeküdi. Şa. kir, masayı pencere tarafına çekti, iskemleleri yana aldı. Kirye Marika, şilte ile yorganı kapımn kenarına koydu, arkalıklı sediri, süpürdü, pencerenin altına dayadı. Şiltenin üstündeki müflonu, sedirin üstünden aşağıya indirdi: Soğuğu keser. Şilteyi serdi. Şakir, kayıdsız bakıycrdu. Tiksinerek dönmüs, sinir nöbetleri geçiren Fikri, gayriihtiyari, başını çevirmiş bakıyordu İhtiyar kadının, serdiği şilte, yeni atılrmş pamuk ve yıkanmamış yeni kı 38lıf kokuyordu. Yastık, çarşaf, yorgan yüzleri sakız gibiydi; çarşafı, düzeltmek için savururken, odaya, keskin bir lâvanta kokusu saçılıyordu. İhtiyar kadın, yatağı hazırladıktan sonra, Şakire, gülümsedi: Bugün, kendime, yılbaşı için, yeni bir battaniye almıştım. Kısmet, arkadaşınıza imiş! Battaniye, daha, fabrüca kokuyordu. Fikrinin tiksinmesi geçmişti. Burun delikleri havada: Battaniye, hâlâ tezgâh kokuyor, dedL İhtiyar karı, dışan çıkmış, biraz sonra, elinde, tepeleme kor dolu, bir bakır mangalla gelmi§ti: Mahmud Yesari Şakir ağabey, dibmi iyice eşeledtm. Başmıza vurmaz. Siz, yatarken, biraz küllersiniz, olmaz mı? Fikri, yumruğunu ısuarak bakıyordu. Şakir, hiç temkinini bozmadan, bagırdı Peki, bu saç mangalı al, Yalnız maşayı bırak. Sabah, mangalı hazırlarsın. Süt istemiyor musun, Şakir ağabey? Şakir, ihtiyar kadınra üzerine yürüdü: Boş konuşma. Elbette Arkadaşıma, ikramda kusur edecek olursan başına geleceği, sen. bir düşün artık. İhtiyar kadın, çukur gözlerinin içinden Şakire zehirli oklar atarak bakı yordu: Nankör olma, Şakir ağabey. Ben, senin arkadaşlarına, misafirlerine, ne vakit ikramda kusur ettim? Şakir; «haydi, defol, git!» der gibi elini salladı: Sabahleyin, erken kaldırma. Soran olursa, öğleye doğru arasın. İhtiyar kadın, saç mangalı alıp çıkmıştı. Fikri, yeni gelen tepeleme kor dolu mangalın önünde ayakta durarak ısınıyordu: Bu kadm varken, sen, sıkıntı çekmezsin. Şakir, masa haşma oturmu|ru: Eskiden tanmm. Bu, hakikaten ynman karıdır. Gece, en umulmadık yerde, en umulmadık saatte, ona, rastlnrlar. Bu kan, beni, bir kaç kere ölümden kurtarmıştır. Bana, kabadayıların pusu kurdukları yerleri haber verdi, gafil avlanmadım. Beyzade Şakir, çoktan unutulmuştu Artık ben, Galatah Şakirdim. Barba Nikoya gelinceye kadar çok meyhanenin yasakçısı gecindim. Hepsinde de, polisin adamı idim. Fikrinin düşünceli düşünceli önüne bakfıeını görüyordu: Fikri Can, dedi. «Polisin adamıyım», dedikten sonra, pek yüzüme bak mıyorsun. Bakışlann değişti. Sana öyle gelmiş ağabey! Hayır! Yalan söylemek, sana yakaş.mıyor. Ben, sabıkalılarla, ipten kazıktan kurtulmuş hergelelerle düşüp kalkıyorum. Bunların içinde de, iyileri, namuEİulan var. Gelgelelim, talih ters dönünce, adamı, öyle ensesinden yakahyor ki, artık kalkınamıyor. Ben, kancık, gammaz değilim. Böylelerini korurum Ama, ötekiler, bile bile fenalık yapan, fenalık yapmak için dünyaya gelmiş olan uğursuz itlere, aman verdirmem. Polisin, seni burada görmesi, iyi değildir. Yoksa, sana, bu rahatı, bırak! demem. Fakat, seni burada göre göre polisin gözü alışır. Kendini tanıtana kadar anandan emdiğin süt, burnundan gelir. Sana, bu civarda, bir oda buldururum. Her oda da, sana olmaz. Ekserisi, randevudur, dosttur, belâlıdır. Vak'a, eksik olmaz, şahid olmak da kötüdür. Gene, polisle göz aşinalığı başlar. Tanıyor ama, nereden? Anlıyor musun? Konyak şişesinden Fikrinm kadehine doldurdu: Bunu da çek. Soyun, benim yatağa gir Fikri, mırın kırın etmemişti, içti: (Arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: